ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Türk'lerin İslamiyete Hizmeti (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1059172)

Prof. Dr. Sinsi 11-25-2012 05:55 PM

Türk'lerin İslamiyete Hizmeti
 
TÜRKLERİN İSLAMİYET'E HİZMETİ
Türklerin İslam dinini kabul etmeleri dünya tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Müslüman Türkler karışıklık içindeki İslam dünyasının koruyuculuğunu üstlenmiştir. 1000 yıl boyunca İslamiyet'in bayraktarlığını yapan Türkler, İslam dünyası tarafından hala lider millet olarak görülmektedir...
Türklerin Müslümanlığı kabul etmeleri hem İslâm âlemi hem de dünya tarihi açısından önemli sonuçlar doğurmuştur. Türkler, karışıklık içinde bulunan İslâm dünyasının koruyuculuğunu üstlendiler. Selçuklular, Abbasi halifelerini himaye ettiler. Batıda Haçlı Seferleri'ne, doğuda Moğol akınlarına karşı Türkler tarafından set oluşturulmuş, böylece İslâm dünyası dağılmaktan kurtulmuştur. Bin yıla yakın bir süre Türkler, Müslümanlığın bayraktarlığını yapmıştır. Gazneli Mahmud'un Hindistan'a kadar yaptığı seferler sonucunda Müslümanlık Hindistan'a kadar ulaşmıştır. Böylece yakın dönemlerde kurulan Pakistan ve Bangladeş'in temelleri atılmıştır. Osmanlı döneminde ise Türkler Balkanlar'a yerleştiler. Arnavutlar, Bosna-Hersekliler (Boşnaklar) bu dönemde Müslüman oldular.
TARİHİN DÖNÜM NOKTASI
Türklerin Müslüman olmaları hem İslâm tarihi, hem Türk tarihi bakımından, dolayısıyla bütün dünya için çok önemli bir olaydır. Bu sayede Türkler birliğe kavuşmuş ve eriyip yok olmaktan kurtulmuşlardır. Bugün yeryüzünde Müslüman olmayan Türk topluluğu yoktur. Sonradan Müslüman olup da ardından asimile olan hiçbir Türk topluluğu yoktur. Ama Türk soyundan gelmiş birçok topluluklar vardır ki, bunlar İslâm'dan başka dinlere girmekle hem dillerini hem köklerini unutmuşlar, tamamen karakter değiştirerek kaybolup gitmişlerdir. Tuna Bulgarları bunun tipik örneğidir. Bu Türk topluluğu Hıristiyan olarak İslavlaşmış, bambaşka bir millet olmuştur. Şimdiki Bulgarların Türklükle en ufak bir ilişkisi kalmamıştır.
Müslüman olmaları sayesinde Türkler tarih sahnesinde üstün millet sıfatıyla yaşamlarını devam ettirdiler. Bir defa, Müslüman olunca, o sırada teşekkül halinde bulunan İslâm medeniyetine katıldılar ve bu medeniyeti oluşturan üç milletten (Araplar ve İranlılarla birlikte) biri oldular. İslâm cephesine girmiş olmaları onları Asya bozkırlarından Yakın Doğu'ya getirdi ve orada yerleşip kalmalarına neden oldu. Bu suretle Türkler tutunabilecekleri, büyük ve istikrârlı devlet kurabilecekleri bir bölgeye yerleşmiş oldular.
Diğer taraftan, İslâm alemi de Türklerin katılmasıyla bünyesinde taze bir kan buldu. Türkler İslâm'ı kendileri için bir 'Milli Din' olarak kabul ettiler, bütün benlik ve samimiyetleriyle bu dine sarılarak 11. yüzyıldan itibaren İslâm dünyasının bütün düşman kuvvetlerine karşı korunması işini tek başına yüklenmiş oldular.
Müslümanlık devrine kadar Türkler her türlü yüksek meziyete sahip olan, fakat henüz dünyada kendi yerini tam bulamamış olan bir milletti. İslâm, onun yolunu aydınlatan bir ışık oldu ve Türk Milleti bu ışığı takip ettikçe hep yükseldi.
ANADOLU'YA İSLAMİYETİN GİRMESİ VE MALAZGİRT SAVAŞI
Türkler İslâm'a girdikten sonra bu uğurda hiçbir fedakârlıktan çekinmeden bütün varlıkları ile Müslümanlığa hizmet ettiler. Müslümanlığın dünyaya yayılması görevini Araplar'dan sonra Türkler üstlenmiş ve bunu başarı ile devam ettirmişlerdir. Türkler, doğuda Asya kıtasının birçok bölgelerinde Müslümanlığın yayılmasına hizmet ettikten sonra batıya yönelmişlerdir. Malazgirt Zaferi, Türk ve İslâm tarihinin en önemli olaylarından biridir. Bu zafer, Anadolu'nun Türkleşmesini ve İslâmlaşmasını sağlamış, İslâm Dinî'nin batıya doğru yayılmasını hızlandırmıştır. İstanbul'un Müslüman Türkler tarafından 1453 tarihinde fethedilmesi ile Türk Milleti'nin önderliğinde yüzyıllarca sürecek olan 'Müslümanlığın Altın Çağı' başlamış oluyordu.
Türk Milleti gittiği ülkelere İslâm medeniyetini, İslâm adaletini ve ahlâkını götürmüştür. Türklerin idaresinde sadece Müslümanlar değil, diğer dinlerden olan milletler de huzur ve güvenlik içinde yaşamışlardır.
Türkler, Müslümanlığın iç ve dış düşmanlara karşı korunmasında büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. İslâm'ı içten yıkmak isteyen ve bu amaçla Müslümanlar arasında yanlış inançlar yaymaya ve bölücülük yapmaya çalışanlara karşı Müslümanlığın özünü korumuşlardır.
Bizanslıların, Müslümanlara yaptığı saldırılara ve özellikle haçlı seferlerine karşı Türk Milleti'nin kahramanca savaşması, İslâm ülkelerini çok büyük tehlikelerden kurtarmıştır. Büyük sel felaketleri gibi İslâm ülkelerine yönelen Haçlı ordularını Türkler durdurmamış olsaydı, İslâm dünyası kendisini savunamayacak ve son derece olumsuz neticeler alacaktı.
TÜRK MİLLETİ'NE VERİLEN ŞEREFLİ GÖREV
Müslümanlığın korunması gibi şerefli bir görevi yüce Allah Türk Milleti'ne nasip etmiş, milletimiz de bu uğurda temiz kanlarını akıtarak, canlarını seve seve vererek görevini yerine getirmiştir. Türklerin İslamiyet davasına sahip çıkmaları sonucunda ortaya son derece değerli bir İslam kültür ve medeniyeti çıkmıştır. Bu kültürün oluşmasıyla ilimde, sanatta birçok değerli eserler meydana getiren alimler ve sanatkarlar yetişmiştir. Örnek vermek gerekirse;
-Müslümanlığın temiz inançlarının savunucusu ve İtikad'da Maturidi Mezhebinin kurucusu Ebû Mansur Maturidi,
-Peygamberimizin mübarek sözlerinin toplandığı ünlü "Sahih-i Buhari" kitabını meydana getiren Muhammed b. İsmail Buhari,
-Büyük İslâm düşünürü ve bilgini İmam-ı Gazali,
-Tüm dünyada tanınan İslam düşünürü Mevlâna Celaleddin-i Rumi.
Bunlar, Türk Milleti'nin yetiştirdiği çok sayıda büyük din bilgininden sadece birkaçıdır.
Bizlere kütüphaneler dolusu çok kıymetli eserler bırakan ve adlarını burada sayamayacağımız pek çok Türk bilgini vardır.
"Türk dilini öğreniniz, çünkü Türklerin çok zaman sürecek bir hâkimiyetleri vardır." Kaşgarlı Mahmud
Savaşlar ve göçler sonucunda dünyaya yayılan Türkler, pek çok farklı kültür ve inanca sahip halk ile tanışmıştır. Ancak, Türkler asıl kimliğini Müslümanlık ile bulmuş ve asırlar boyunca Müslümanlığın koruyuculuğunu ve bayraktarlığını yapmıştır.
Orta Asya'dan, güneye ve batıya doğru göç eden Türk boylarından bir kısmı İran'a yakın bölgelere, bir kısmı da İran'da Sasani İmparatorluğu engeli ile karşılaşınca Hindistan'a doğru yönelmişlerdir.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.