ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Tarihte Şehircilik (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1058505)

Prof. Dr. Sinsi 11-25-2012 07:46 PM

Tarihte Şehircilik
 


Ecdadımız, sahip olduktan inancın kendilerine düzenli olmayı telkin etmesinin

bir tecellisi olarak; umumi manada iyi bir şehircilik sistemi geliştirmiş ve

tatbik etmişlerdir. Bu hususta kitaplarında hususi bölüm ihdas eden ilim

adamları, mevzuya verilen ehemmiyeti göstermektedirler. Mesela, İbn-i Haldun,

mevzuyu detaylı ele aldıktan sonra şöyle devam etmektedir:

Aynı zamanda, hastalıklardan kurtulmak için, şehir kurulacak yerin seçiminde havasının

güzelliğine de dikkat etmek lazımdır. Çünkü şehrin havası kirli, yakınında pis

sular, bataklıklar ve pis otlar bulunursa çabucak kokuşma meydana gelir ve

neticede, insan ve hayvanlar kısa zamanda hasta olur, hummalar yaygınlaşır.

Halkın yiyeceklerini temin etmeleri için ziraat sahalarının şehre yakın; uzak

memleketlerden temin etmeleri gereken ihtiyaçlarını kolaylıkla sağlayabilmeleri

için de, şehrin denize yakın olması gerekir.? demektedir. (la)

Tarihimizde şehirciliğin temelleri Hz. Ömer devrine dayanmaktadır. Hz. Ömer; Fustat, Basra, Küfe şehirlerinin kurulmasına önayak olmuştur. Basra?yı üç odalı evlerden

mürekkep bir şehir yapmış, şehre kanallarla su getirmiştir. Bişari, dördüncü

hicret asrında Fustat?ı ziyaret ederek; coğrafi eserinde ona dair şu sözleri

yazmıştır: ?Fustat, Bağdat?ı gölgede bıraktığı gibi, İslam?ın iftihar edeceği

bir yer olmuştur.? Başka bir yerde, ?onun sahillerinde demir atan gemilerden

fazla gemi bulunmaz!?(2) demektedir.

Şam şehri su tesisatlarının mükemmelliği ile dikkati çekiyordu. Emevilerin Şam?daki ölümsüz eserlerinden biri su kanallarıdır. Nehru Berada, şehre hala su akıtmaktadır. Su

şebekesi sistemi o derece ileriydi ki, Şam?da her evin hususi çeşmesi vardı.

Bu, Emevilerin, şehrin her tarafına su ulaştırabilmek için yaptırmış oldukları

yedi ana kanal ile evlere içme suyu götürebilmek için yapılan asma kanal ve

köprüler sayesinde oluyordu. (1b)

Bağdat?ın kurulmasında, Abbasi halifesi Mansur yer seçimi ve yerleşim planlarıyla bizzat

alakalanmıştır. Şehrin seçimi yapılırken suyun bol, havasının temiz ve Şam,

Hindistan, Sind ve Basra?dan ihtiyaç maddelerinin kolay getirilebileceği bir

yer olmasına bilhassa dikkat edilmiştir. Mansur, şehri dairevi bir plan üzerine

yaptırdı. Bütün halkın kendisine eşit uzaklıkta olması için, sarayını ve camiyi

şehrin tam ortasında bina ettirdi. Şehir için dört ana cadde yapıldı ve diğer

caddeler ve yollar bu ana caddelere bağlandı. Yakubi, Bağdat?ta 600 cadde, 10

bin hamam olduğunu söylemektedir. Mansur, Bağdat?ın banliyölerini dört kısma

ayırarak, her bir bölüme bir sorumlu tayin etti. Her sorumluya, idaresinde olan

kesimde bir çarşı kurdurmasını emretti. Aynı şekilde binaların düzenli olmasını

sağlamak için, plan çizdirmelerini ve inşaatları bu plana göre yaptırmalarını

bildirdi. Mansur, zamanımızda büyük şehirlerdeki sanayi çarşılarında olduğu

gibi, her sanat kolu için hususi bir çarşı ayırtmıştır. Bu devlet adamı, şehrin

yol ve caddelerinin temizliğine, nizam ve intizamına büyük itina göstermiştir.

Meydanlar her gün süpürülür, toprak ve diğer pislikler şehrin dışına taşınırdı.

Bağdat?ın ikinci iman, Azudduddevle tarafından gerçekleştirilmiştir.

Azudduddevle, maddi imkânsızlıklar sebebiyle binasını tamir edemeyenlere para

yardımı yapmış, Dicle nehrinin iki yakasında yer alan mahallelerin

güzelleştirilmesi için de gayret göstermiş, meydanlar ve parklar yaptırmış,

dikilmek üzere İran ve diğer ülkelerden çiçekler getirmiştir.( 1e),( 1d)

I.Abdurrahman, Endülüs ülkesine girip Emevi iktidarını orada ihya edince, devletine başkent olarak Kurtuba şehrini seçmişti. Makkar?ı, Abdurrahman?ı hükümet merkezi olarak Kurtuba?yı tercihe götüren sebepleri kaydederek şöyle demiştir. ?Emevi

melikleri, Kurtuba?yı şu mühim hususiyetleri sebebiyle başkent edindiler: Geniş

ve büyük arazisi, geniş caddeleri, büyük binaları, akan nehri, mutedil havası,

verimli tarım arazisi, geniş bahçeleri ve Endülüs?ün doğu ve batısına nispetle

ortada yer alması. (1e)

Fas şehri ile alakalı olarak da İbn Ebu Zer?i dinleyelim: ?Fas şehri tatlı su, güzel hava,

güzel meyveler, ziraate uygun bereketli topraklar, yakın ve bol ağaçlıklar gibi

hasletleri bir arada toplamıştır. Burada görkemli yapılar, bol ağaçlı ve son

derece güzel bağlar ve bahçeler, düzenli bir şekilde planlanmış mükemmel yol ve

caddeler, kaynayan pınarlar, coşkun akan nehirler, sık ormanlar ve meyvelerle

kaplı bahçeler vardır.? (f)

Hille, hicri 495 yılında Fırat kenarında kurulan bir şehirdi. Fırat kenarında parklarıyla

dikkati çekmektedir. İbn-i Batuta Hille?de mimari eserlerin çokluğundan söz

etmektedir. Hille?nin en mühim hususiyetlerinden biri, her evin etrafını bir

hurma bahçesinin çevirmesidir. Diğer mühim bir hususiyet de, şehrin zaruri

ihtiyaçlarını karşılayan esnaf ve iş kollarını barındıran kalabalık çarşıların

bulunmasıdır. Bölgenin Zirai zenginliği, ticari ulaşım açısından bir kara yolu

ağının üzerinde bulunması, nehrin aşağıdan yukarıya gemi ulaşımına elverişli

olması... Hiç şüphesiz bütün bunlar, ticari pazarların gelişmesinde müessir

olmuş, değişik mal ve hizmetler satan kalabalık bir alışveriş merkezine

dönüşmesini sağlamıştır. (3)

Tarihimizdeki şehircilik anlayışında, yeşil sahanın olması ve ağaç dikimine çok ehemmiyet

verilmesi mühim bir noktadır. Bu sahada Yüce Beyan ve Yüce Rehberimizin

sözleri, ecdadımızın bu faaliyetlerine ışık tutmuş ve teşvik etmiştir.

Kuran?da, ağaç manasına ?şecer? kelimesi 26 defa geçmektedir. Yüce Rehberimiz

elinizde bir ağaç filizi varsa, kıyamet kopmaya başlasa bile, eğer onu dikecek

kadar zamanınız varsa mutlaka dikin.?(Buhari) buyurmakla, bu faaliyetleri en

açık bir şekilde teşvik etmiştir. Çevre temizliği yönünden Yüce Rehberimiz,

?Müslümanları yollarında rahatsız edenlere, onların lanetleri vacip olmuştur.?

şeklinde buyurarak, şahısları çevreyi kirletici faaliyetlerde bulunmaktan

menetmiştir. (Mecma?uz?Zevaid). Su ve kara temizliğine Yüce Beyan?da

??İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar,

Allah da, belki dönerler (ibret alırlar) diye, yaptıklarının bir kısmını

böylece kendilerine tattırır.? (Rum: 30/11) kelamıyla dikkat çekilmektedir. (4)

Bilindiği üzere, hava kirliliğinin birçok menfi tesiri vardır. Yüce Beyan?da çevre kirliliğine

temas edilmesinin bir neticesi olarak; tarihte ecdadımızın, havası temiz

bölgeleri seçtiğini, yine Yüce Rehberimizin yol göstermesinin bir neticesi

olarak, ağaçlandırma işlerinin mükemmel şekilde ifa edildiğini görmekteyiz.

Nitekim yukarıda bazı şehirlerin vasıflarım anlatırken bu noktalara da temas

etmiştir.

Osmanlı döneminde de şehirciliğe ehemmiyet verilmiştir. Evliya Çelebi İstanbul?da 800 kaldırımcı esnafı olduğunu söylemektedir. Yol yapımında büyük bir faaliyet gösteriliyor,

finansmanını devlet, halk ve vakıflar sağlıyordu. Bu mevzu ile bilhassa alakalanan,vakıflar da vardı. Mesela Tırnova kasabasında ve Fatsa köyünde Ali

isminde bir hayırseverin kurduğu vakıf, bilhassa bu mevzuuyla alakalanıyordu.

Başka bir misal olarak da Eğin kasabasında, Mehmet Ağaya ait vakıf da bu işle

iştigal ediyordu. Yol yapımı esnasında, yolun geçtiği yerdeki esnaf da maddi

kaynak bakımından devleti destekliyordu. 1839 senesine ait olan ve yollarla

alakalı haritaların düzenlenmesini, yanlarına kaldırım yapılmasını zaruri kılan

ve ana caddelerin ne kadar geniş olacağını tespit eden bir belge, Osmanlı

döneminde şehircilikle yakinen alakalanıldığını ispatlamaktadır. (5)

Bu hususla yakinen alakalanan kuruluşlar da vardı. Bilhassa İhtisap Nezareti?nin kuruluşundan sonra, İstanbul?daki şehir içi yolların yapım ve onarımı 1828 yılından itibaren İhtisap Nezareti?nin faaliyet sahasının içine alındı. Böylece, hem yol inşaatının merkezi hale getirilmesi hem de yolların daha sağlam yapılması sağlanacaktı. Bundan böyle İhtisap Nazın, ihtiyaç hissedilen yerlerde, yol ve kaldırımların yapılmasına nezaret edecek ve ancak onun onayından sonra keşif yapılabilecekti. Yol ve kaldırımların yapılabilmesi için önceden yapılacak keşif de Ebniye-i Hassa Müdiri? ne havale ediliyordu. Artık bundan böyle İstanbul?un bazı yol ve kaldırımlarının bir kısmı tamir edildiği gibi bir kısmı da yeniden inşa ediliyordu. (6)

Şehirciliğin daha iyi bir şekilde yürümesi için, Hekimbaşı Salih Efendinin himmetiyle faaliyet yürüten komisyon, belediye ile yapacağı ilk işlerin ne olacağını şöyle tespit

etmiştir:

a) Kaldırımların, lağım ve su yollarının yapılması,

b) Sokakların temizlenmesi, aydınlatılması, mümkün olduğu kadar genişletilmesi,

c) Bir muhasebe teşkilatı yapılması,

d) Bu işleri görmek üzere halktan belediye için vergi alınması,

e) Belediye kanun ve nizamlarını tatbike, komisyonun memur edilmesi. (7)

Bir diğer ifadeyle yukarıdaki maddeler, tarihte ilk belediye anlayışının fonksiyonlarını tarif

etmektedir ve bu Hekimbaşı Salih Efendi?nin himmetleriyle gerçekleşmiştir. Bu

şartlar doğrultusunda ecdadımızın iyi bir şehircilik anlayışım sergilediğini

söyleyebiliriz.

Literatür

1) Ibrahim Hasan: İslam Tarihi, ist. 986 a)2/240, b)236, c)2/239, d)3/193, 199, 203, 206. 207, e) 4/367, f)233, 9)210.

2) Mevlana Şibli: Asr-ı Saadet. Ist. 974, 4/378, 381.

3) Imadüddin Halil: Islam Tarihi. İst. 985, s 159, 164.

4) Canan, İ: İslamda Çevre Sağlığı st 986. s.19, 36, 73, 89.

5) Orhonlu, C: Osmanlı imparatorluğunda Şehircilik ve Ulaşım. İzmir, 984,5 42,44, 55.

6) Kazıci, 2: Osmanlılarda İhtisab Müessesesi, İst. 1987 s.22.

7) Ergin, 0: Türkiyede Şehirciliğin Tarihi İnkişafı İst. 1936,s. 12


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.