![]() |
Bir Dönemdi Yaşandı, şimdi Mazide Kaldı
Paylaşım sitelerinde eskilere ait birçok sayfa açılıyor bugünlerde. 80'lerde çocuk olmak, 90'lardan kalanlar gibi farklı isimlerle o günlere ait replikler, oyunlar ve reklamlar yer alıyor bu sitelerde. O günlere tekrar dönmek, çocukluğunuzu, gençliğinizi ya da 80'lere ait o nostaljiyi tekrar yaşamak istiyorsanız sizi zaman tünelini andıran haberimize davet ediyoruz... Birçok kişi 80'li yıllarla ilgili iyi anılara sahip olmayabilir. Bu yıllardan söz açıldığında akla ilk Kenan Evren ve günümüzde de konuşulmaya devam eden 82 Anayasası geliyor. Ya da çeşme başında su sırasının kendisine gelmesini beklemek... Ancak bu karamsarlıklarla canınızı sıkmaya niyetimiz yok. O günlere ait güzellikleri hatırlamak istiyoruz. Eğer 90'lardan önce başladıysanız okula, siyah önlükle merhaba demişsinizdir eğitim hayatınıza. Hele ki ilk gün korkuyla girdiğiniz okul bahçesinde siyahlar giymiş matem havasında, korkudan yas tutan birçok yaşıtınızı görürsünüz. Sonra siyah önlükler çıktı öğrencilerin hayatından. Siyahların yerini mavi'ler aldı. Ancak bu da 2000'li yıllarla son buldu. Öğrenciler okulların belirlediği kıyafetlerle gidiyor sınıflarına şimdi. Bir de okuldan çıktıktan sonra eve koşarak gelir, aceleyle yemeğimizi yer, daha sonra sokağa atardık kendimizi. Vazgeçilmez oyunumuz ise erkekler için misket, kızlar içinse seksekti. Bir de topaç vardı çevirdikçe zevkten dört köşe olduğumuz. Çoğu zaman bu oyunlar yüzünden kavga bile ederdik arkadaşlarımızla. Çünkü tüm mahallede toplasan 100 misket vardır. Bunlar da üttükçe ve ütüldükçe el değiştirirdi. Şimdilerde ise misket oynayan çocuk bulmak zor. Misketler süs eşyası olarak kullanılır oldu. Hatta çocuklar yutup boğulmasın diye ebeveynler almıyor bile. İçi gökkuşağını andıran yuvarlak camların yerini artık plastik tasolar aldı. Üzerinde çizgi film kahramanlarının yer aldığı. Topaç ise modernleşti ve artık beybleyt adını aldı. Artık ip sarılarak değil de kendinden mekanizmalı aletlerle oynanıyor. Karşılıklı fırlatılan beybletler çarpıştırılıyor. Kiminki önce durursa o kaybediyor oyunu. Nedendir bilinmez, çocuklar için birçok şey de yasaktı o dönemde. Erkek çocuklara sakız çiğnerse bıyıklarının yamuk çıkacağı söylenirdi örneğin. Bilim adamları yaptıkları araştırmalarda sakız - bıyık arasında bir bağlantı bulamadı belki ama, sakızın hafızayı güçlendirdiği yönünde haberler çıktı bir dönem. Misafir geldiğinde kahve sadece büyüklerin içebileceği bir ikramdı. Çünkü kahve içen çocuk 'arap' olurdu. En azından anne ve babamız bize böyle demişti. Kahvenin renginden dolayı inanmıştık bu sözlere. Aklımızdan arada sırada da geçerdi 'Bir kere içsem yine olur muyum ki?'diye. Bu hikayenin çıkış noktası ise kahvenin pahalılığından olduğu sonradan anlatıldı yine büyüklerimizce. Eskiden araçla yolculuk ederken benzin istasyonunda durulduğunda pompacıya "Depoyu doldur" denirdi. Bu da pahalılık ve zamlara kurban gitti. Hatta ödediğimiz paranın üstünü uzatan pompacıya 'Üstü kalsın' diyerek bahşiş bile verirdik. Türk alışkanlığı olarak kabul edilen ve bazı firmaların reklamına konu olan 'Bendensin' de artık mazide kalan sözler ve davranışlar arasında. Her ne kadar insanlar bu gelenekleri sürdürmek istese de, bazen bugünlerin özlemini duyarak ah çekse hayat şartları değiştiriyor insanları. Şimdi bunların hepsi mazide kaldı. Kimi ekonomik gelişmeler sonucu ortadan kalktı, kimi de yaşanan sosyolojik değişimden nasibini aldı. Uzman Psikolog Erhan Özden bunun küçüklükten başlayan bir sosyal değişiklikten kaynaklandığını söylüyor. Son yıllarda bireysellik ve 'ben' merkeziyetli yaklaşımın arttığını belirtiyor. Bunun oyunlarla bile analiz edilebileceğini ifade eden Özden, "Çocukların oyunlarına bakın. O yıllarda misket oynanırdı. Birliktelik ve sosyallik vardı. Şimdi ise bilgisayar oyunları sayesinde bireysellik ön planda." diyor. 'Bendensin' sözünün geleneksel kültür ve modernizmi yansıttığını dile getiren Özden, son dönemde ise kişisel gelişim ve bireyselliğin önem kazandığını aktarıyor. Özden, bu yüzden iletişim yeteneklerinin köreldiğini belirtiyor. Bu davranışların hâlâ kırsal kesimde sürdüğünü belirten Özden, bunun sebebini ise daha az etkilenme olarak ifade ediyor. Kazım Pıynar |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.