ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=595)
-   -   Hegelcilik (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=105311)

Şengül Şirin 05-04-2010 04:19 PM

Hegelcilik
 
Hegelcilik:

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1283698340

Hegel’in ve öğrencilerinin geliştirdiği öğreti. Hegelci düşünce geleneğinin. filozofun bakış açısı, metafizik görüşü ve diyalektik anlayışının, metafizik, estetik, siyaset, toplum teorisi, teoloji ve din felsefesi alanında, Hegel’den sonra yaşamış olan çeşitli düşünürler ve araştırmacılar tarafından benimsenmesi suretiyle sürdürülmesi.


Sistematik olarak sınıflandırıldığında, Almanya içinde ve dışında Hegelcilik olarak ikiye ayrılır.


1- Almanya’daki Hegelcilik üç ana başlık altında ifade edilebilir: a- Rozenkranz, Fischer ve Zeller tarafından temsil edilen birinci akım, yani Ortodoks Hegelcilik, Hegelci görüşü hiçbir değişikliğe uğratmadan aynen sürdürür. b- Yeni-Hegelcilik olarak bilinen ve bir yandan Hegel’in idealizmini sürdürürken, bir yandan da devleti en yüce amaç olarak gören Kroner ve Liebert’in temsil ettiği yaklaşım. c- Hegel’in diyalektik yöntemini ve oluş kavramını benimserken, idealizmini yadsıyan, Feuerbach ve Marx’ın yaptığı gibi dini, Stirner’ın yaptığı gibi yerleşik kurumları eleştiren sol Hegelcilik.


2- Almanya dışında ise Hegelcilik İtalya’da Benedetto Croce ve Giovanni Gentile, İngiltere’de Francis Bradley ve Bernard Bosanquet, ABDde ise Josiah Royce tarafından çok güçlü bir biçimde temsil edilmiştir. Fransa’da ise varoluşçu bir Hegel yorumu geliştiren Jean Wahl’den Alexander Koj ve bir yandan Hegel ile Heidegger’in düşüncesini birbirleriyle uzlaştırmaya çalışırken, diğer yandan Phanemonolagie’yi insanın her türlü yabancılaşmadan kurtuluşunu ilan eden bir bildiri olarak yorumlamıştır.

Hegelcilik tarihsel gelişimi içinde ele alındığında, onda bu kez dört ayrı evreyi birbirinden ayırmak gerekir.

1- Bunlardan birincisi Hegelci Okul içinde Hegelin sağlığında başlayarak 19. yüzyılın ortalarına kadar süren ve üçlü bir bölünmeyle sona eren çekişme dönemidir. Sağ ya da muhafazakar Hegelciler diye bilinen ve doğrudan Hegel’in Öğrencilerinden oluşan bir grup Hegelciliğin İncil öğretisine ve muhafazakar politikalara ters düşmediğini savunurken, genç ya da Sol Hegelciler diyalektiği hareket ve değişme ilkesi olarak yorumlamış, siyasal ve kültürel gerçekliğin değişimini amaçlamıştır. Bunların dışında kalan merkez grup ise Hegel’in sisteminin oluşumuyla ve mantık problemleriyle ilgilenmiştir.

2- 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyıllarına kadar olan ikinci evrede ise Hegelcilik Almanya dışında yayılmış ve ortaya çıkan Yeni-Hegelcilik daha ziyade mantığa ve diyalektiği yenileme işine ağırlık vermiştir.

3- Yirminci yüzyılın başlarından Hegelciliğin Almanya ‘da yeniden canlanması, Hegelciliğin tarihindeki üçüncü evreyi meydana getirir.. Dilthey’ın Hegel’in gençlik dönemi yazılarını ortaya çıkarmasından sonra yaşanan bu canlanma döneminde filoloji ve tarihsel araştırmalar öne çıkmış, Hegel’in düşüncesi Aydınlanma ve romantizm çerçevesinde ele alınmıştır.

4- İkinci Dünya Savaşına rastlayan son dönemde ise Marksist araştırmaların yeniden canlanması, Marx-Hegel karşılaştırmalarının gündeme gelmesine ve özellikle siyasal-toplumsal problemler üzerinde durulmasına yol açmıştır.

Şengül Şirin 09-05-2010 05:53 PM

Cevap : Hegelcilik
 
1 Eklenti(ler)
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1283698340


HEGELCİLİK a.

1. Friedrich Hegel'in öğretisi.

—2. Friedrich Hegel'e dayanan düşünce akımlarının tümü. (Bk. ansikl. böl.)



—Ansİkl Hegel, yaşadığı dönemde bile Almanya'da felsefi düşünceyi derinden etkilemişti. Ölümünden (1831) kısa bir süre sonra bu etki farklı, hatta birbirine karşıt yönlerde gelişti. Bu farklılıkların siyasal terimlerle ifade edilerek, hegelcilerin sağ, sol ve merkez olmak üzere sınıflanması hiç de rastlantı değildir (sağ ve merkez, yaşlı hegelcileri, sol ise genç hegelcileri bir araya getiriyordu). Gerçek olanla akıl-sal olanın özdeşleştirilmesi, aslında tutucu ya da devrimci tavırları haklı göstermek için kullanılabilirdi. Bu eğilimler için kendilerini gösterme fırsatı ilk kez David F. Strauss'un das Leben Jesu (isa'nın yaşamı) [1835] adlı yapıtını yayınlamasıyla doğdu, isa'yı yalnızca insanların en yücesi olarak gören ve Hegel'i tümtanrıcılığa yaklaştıran Strauss, incil'de anlatılanların gerçek olduğunu savunan sağ kanat (Göschel, Gabler, Bruno Bauer) tarafından eleştirilirken, merkez kanadı oluşturanlar (Rosenkrantz, Schaller, Conradi, Vatke ve K. L. Michelet) daha ılımlı bir tavır aldılar. 1838'den başlayarak, B. Bau-er'in aşırı sol kanada geçmesi ve A. Ru-ge'yle E.T. Echtermeyer'in yönettikleri Hal-lische Jahrbücher für deutsche Wissenschaft und Kunst dergisinin kurulmasıyla çatışma sertleşti ve Ludwig Feuerbach, Kritik der hegelschen Philosophie (Hegel felsefesinin eleştirisi) adlı sert eleştirisini bu dergide yayımladı.

1840-1845 arasında hegelci sol gitgide tanrıtanımazlığa ve demokratik sosyalizme yöneldi. Feuerbach, das Wesen des Christentums (Hıristiyanlığın özü) [1841] adlı yapıtında, insaniçinci bir tanrıtanımazlığa temel oluşturmak üzere hegelci yabancılaşma kavramına başvurdu. Ruge' nin (hegelci devlet felsefesini eleştiriyordu), Bauer, Moses Hess ve Feuerbach'ın yazılarıyla tartışma siyasal düzeye aktarıldı ve doğrudan doğruya Prusya monarşisi hedef alındı. Hallische Jahrbücher 1843'te yasaklandı. Gene o yıl, başka bir genç hegelci olan Karl Marx, zur Kritik der hegelschen Rechtsphilosophie (Hegel'in hukuk felsefesinin eleştirisine katkı) adlı yapıtını kaleme alıyordu. Marx'in "1844 el-yazmaları", "Tinin görüngübilimi'nin büyüklük ve sınırları" üzerinde dururken, Marx ve Engels Kutsal aile'de (1845) Bauer ve Feuerbach'ı eleştirdiler. Engels'le birlikte yazdığı ve uzun süre yayımlanmayan Alman ideolojisi'nde Marx, genç he-gelcilerden ve onların "eleştirel eleştiri "terinden kesin olarak koptu (tartışma özellikle Marx Stirner'in anarşist bireyciliğini hedef alıyordu).

Buna karşılık, Rosenkrantz, Kuno Fischer ve J. E. Erdmann, aristotelesçi Trende-lenburg'un saldırılarına karşı, daha orto-doks bir hegelciiiği savunmayı sürdürdüler. R. Haym 1857'de yayımladığı Hegel und seine Zeit (Hegel ve dönemi) adlı yapıtıyla, tarihsel bakış açısından uzaklaştı (hegelciliğe göre). Bu sırada hegelci etki Almanya dışında ingiltere ve iskoçya (B. Jowett, J. ve E. Caird, J. E. Mc Taggart, T. H. Green ve daha sonra B. Bosanquet ve F. H. Bradley) ile italya'da (B. Spaven-ta ve XX. yy. başlarında B. Croce'yle G. Gentile) yayılmaya başladı. Bu felsefi akımlara yenihegelcilik adı verildi. Almanya'da R. Kroner ve T. Litt hegelciiiği "geliştirmeye" çalışırlarken, W. Dllthey, Lasson, Nohl, Hoffmeister, Hegel'in Jena ve Berlin dönemlerine ait metinlerini yayımladılar ve özellikle de yapıtının daha çok anlaşılması için çalıştılar. Fransa'da da A. Kojéve, J. Hyppolite ve E. Well aynı tutumu benimsediler.
yayı hangi koşullarda uygulayacağını belirtiyordu. ittifak çok uzun sürdüğü zaman, hegemonya kenti müttefiklerinin iç işlerine müdahale etmek isteğini duyabilir, he-gemon böylece bir imparatorluk sahibi [arkhe] durumuna gelebilirdi.)


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.