![]() |
İbadet Yolunda Yedi Sarp Gecit
Ibadet Yolunda Yedi Sarp Gecit
İlim Geçidi İşte bu, ibadet yolunda kulu karşılayan ilk sarp geçit olup; o da “İlim ve Marifet Sarp Geçidi”dir. İnsanın, yaptığı ibadeti tam olarak idrak etmesi ve ibadet yolunda mesafe alabilmesi için, mutlaka ilim ve marifet gerekir. İlim ve marifet sahibi olmak için de; delillere doğru gözle bakmalı, derin düşünce ve bilgi sahibi olmalı; bu yolun rehberleri, ümmetin kandilleri ve imamların önderleri olan ahiret alimlerine sorular sormalı, onlardan istifade etmelidir. İbadet yolunda Allahu Tealanın yardımıyla yol alabilmek, başarı ve yardıma mazhar olmak için onlardan hayır duaları istemelidir. Böylece, gayb alemi hakkında kendisi için şu bilgi ve yakîn hasıl olur; onun bir ilahı vardır ve ortağı yoktur. Kendisini yaratan ve bütün bu nimetleri lütfeden Odur. Kendisini şükürle mükellef kılmış, zâhir ve bâtını ile hizmet ve taatinde olmasını emretmiş, küfür ve her türlü günahlardan sakındırmış; itaat ederse ebedi cennetle mükafatlandıracağını, şayet isyan eder ve yüz çevirirse ebedi cehennem ile cezalandıracağını hükme bağlamıştır. Gayb hakkında elde ettiği bu bilgi ve yakîn; kişiyi, kendisine nimet veren, arayıp bulduğu, hakkında hiçbir şey bilmiyorken tanıdığı Efendisine hizmet etmek için kolları sıvamaya ve ibadet etmeye yöneltecektir. Fakat o, Rabbine nasıl ibadet edeceğini ve kulluk için zâhiri ve bâtınıyla neleri kesin olarak yapması lazım geldiğini bilemez.Allahu Teala hakkında bu marifeti elde ettikten sonra cehd ve gayret göstererek, yapması gereken zâhiri ve bâtınî şeri farizaları öğrenir. Tevbe Geçidi Farzlarla ilgili bilgi ve marifetini tamamlayınca, ibadetlerini yapmaya ve onlarla meşgul olmaya yönelir. Bir de bakar ki, pek çok suçlar ve günahlar işlemiş! Bu hal, insanların çoğunun içinde bulunduğu durumdur. Bu durumda o kişi şöyle der: “Günahlarda ısrarlı olduğum ve onlarla kirlendiğim halde, ben nasıl ibadete yönelebilirim? Evvela, günahlarımı bağışlaması, beni onun esaretinden kurtarması ve kirlerinden arındırması için Allahu Tealaya tevbe etmem gerekir. Ancak böylece,Allahu Tealaya ibadete ve Ona yakın olmaya uygun hale gelebilirim.” İşte bu noktada onu “Tevbe Sarp Geçidi” karşılar. Bu geçidi de mutlaka aşması gerekir ki asıl maksadına ulaşabilsin. Bu geçidi geçmek için, bütün şartları ve hukukuna riayet ederek tevbe etmelidir. Engeller Geçidi Şartlarına uyarak tevbeyi yerine getirince, Tevbe Geçidini geçmiş olur ve ibadetlerine dönmeyi arzular. Etrafına bakar; bir çok engellerle etrafının çepeçevre kuşatıldığını, bu engellerin, yapmak istediği ibadetlere değişik yollarla mani olduklarını görür. Üzerinde düşünülünce, bunların dört başlıkta toplandıklarını görür; dünya, halk, şeytan ve nefis. Bu noktada onu “Engeller Sarp Geçidi” karşılar. Bu geçidi aşabilmek için dört şeye ihtiyacı vardır; dünyalıklardan tecerrüd, halkın kötülüklerinden uzak kalma, şeytanla muharebe etme ve nefsin zıddına gitme. Nefis, engellerin en zorlusudur, çünkü ondan ne tamamen terk ederek ayrılmak, ne de şeytana karşı olduğu gibi, üzerine galebe sağlayarak alt etmek mümkündür. Zira o, insanın bineği ve kullandığı bir aletidir. Bununla birlikte, nefsin arzularına uygun hareket edildiği takdirde, ibadet ve ibadete yönelme konusunda, kulun maksadına erişebileceği asla umulmamalıdır. Çünkü nefis, heva ve arzulara uymak gibi, hayra zıt düşen bir vasıfta yaratılmıştır. Öyleyse, ondan istifade etmeye devam edebilmek ve kontrol altına alarak azgınlıklarını önleyebilmek için, nefsi takva gemiyle gemlemek gerekir ki onu faydalı işlerinde ve hedeflediği yolda kullanabilsin, tehlike ve zararlardan alıkoyabilsin. (c.c.)dan yardım diler ve sonunda böylelikle bu geçidi de aşar. Afetler Geçidi Bu geçitten kurtulunca tekrar ibadetlerine yönelir. Bir de bakar ki, niyetlendiği ibadetlerden kendisini alıkoyan, bu ibadetleri gönül huzuruyla yapmasını engelleyen afetlerle karşı karşıyadır. Üzerinde düşündüğü zaman bunların sayısının dört olduğunu anlar: 1- Rızık Endişesi: Nefis rızık talebiyle şöyle der: Benim, mutlaka belli miktarda rızka ihtiyacım var. Dünyalıkları tamamen terk ettim, halktan ayrılıp tek başıma kaldım; peki benim ayakta kalmam ve rızkım nereden sağlanacak? 2- Tehlikeler: Yararına mı yoksa zararına mı olduğunu bilmediği tüm korkuları, umutları, arzu ve nefretleri... Zira bütün bunların sonuçları müphem ve belirsiz olduğundan kalbini hep meşgul etmekte; bir tehlikeye veya zarara uğrayabilmektedir. 3- Zorluklar ve Musibetler: Her taraftan insanın üzerine gelen zorluk ve musibetler... Özellikle de halka muhalefet, şeytana savaş açma ve nefsin tersine hareket etme yolu tutulduğunda; nice lokmalar boğazına dizilir, nice sıkıntılarla yüz yüze gelir, nice gam ve kederler başına üşüşür ve nice musibetlerle karşı karşıya kalır!... 4- Her Çeşit Kaza-Kader: Değişik hal ve durumlarda; bazen tatlı bazen acı, Cenab-ı Hakk tarafından başa gelen her çeşit ilahi kaza ve takdir tecellileri. Nefis, bunlara karşı kızgınlık göstermekte çok hızlı ve fitne çıkarmada çok acelecidir. İşte bu noktada insanı “Afetler Sarp Geçidi” karşılar. Bunu aşıp geçmek için dört silaha ihtiyacı vardır: • Rızık hususunda (c.c.)ya Tevekkül; • Tehlikeler konusunda Tefvîz (işleri (c.c.)ya ısmarlama); • Zorluk ve musibet anında Sabır; • Kaza ve kader tecellisinde Rıza! Allahın izni, hidayeti ve yardımıyla bu geçidi de geçer. Sebepler Geçidi Bu geçitten kurtulup tekrar ibadetlere yönelmeye niyetlendiğinde bakar ki, nefsi çok gevşek ve tembel, hayra karşı hakkıyla ve gerektiği gibi şevk duyup koşmuyor. Daima gaflete, rahata ve tembel tembel durmaya; özellikle de şerre, fuzulî işlere, bela ve cehalete meyilli. Bu durumda, nefsi hayır ve taate sevk edecek ve bu hususta ona şevk verecek bir saike, şer ve masiyetten alıkoyup geri durduracak bir engelleyiciye ihtiyaç vardır. Bunlar recâ (ümit) ve havf (korku)dur. Allahu Tealanın vaat etmiş olduğu sevap, güzellikler ve iyilikleri ümit etmek, bunlar üzerinde tefekkür etmek, onun, ibadet ve taate yönelip o yol üzerinde yürümesini sağlayan bir etken olacak, onu harekete geçirip şevkini arttıracaktır.Allahu Tealanın elem verici azabı, günahkârları tehdit ettiği her türlü cezalar ve aşağılayıcı vaziyetlerin zorlukları, nefsi masiyetlerden alıkoyacak, onlardan uzaklaştırıp elini çekmesini sağlayacaktır. İşte burada “Sebepler Geçidi” onu karşılar. Bunu aşmak için yukarıda zikrettiğimiz iki temel esasa ihtiyacı vardır. Bunları güzel bir şekilde uygularsa,Allah ın izni ile selametle geçer. Gizli Tehlikeler Geçidi Bu geçidi geçip tekrar ibadete yönelince, artık kendisi için bir meşguliyet ve engelin kalmadığını, ibadete yönelten ve götüren sebeplerin mevcut olduğunu görür. İbadete karşı şevk duyar ve onları yerine getirir, bütün arzu ve isteğiyle sarılır ve devam ettirir. Bir de bakar, bu ibadetlerin hepsinin iki büyük tehlikeyle karşı karşıya kalmasının muhtemel olduğunu görür; Riya ve Ucub. Bazen ibadetiyle insanlara karşı riya/gösteriş yapar ve onu ifsad eder. Bazen riyaya engel olur ve nefsini levm eder/kötüler, fakat kendini beğenir/ucub ve yaptığı ibadeti boşa çıkarıp telef eder. İşte bu noktada onu “Gizli Tehlikeler Geçidi” karşılar. Bu geçidi aşabilmesi ve işlediği hayırların boşa çıkmaması için ihlâsa, Allahu Tealaya karşı minnet borcu olduğunu düşünmeye vb. şeylere ihtiyacı vardır.Allah ın izni ile ciddi gayret göstermesi ve ihtiyatla hareket etmesi ve Rabbinin de güzel bir şekilde günahlardan koruması ve desteği sayesindeki teyakkuzla bu geçidi de aşar. Hamd ve Şükür Geçidi Bütün bu geçitleri aşınca ibadetlerini layıkı vechiyle yerine getirmiş ve her türlü afetten kurtulmuş olur. Fakat bakar ki,Allah ın verdiği nimetlerin; başarıda imdadına yetişmesi ve günahlardan koruması ve her çeşit destek ve himayesinin çokluğu yüzünden,Allah ın ihsan denizleri içinde yüzmekte ve Onun güçlü himayesi altındadır. Şükür konusunda ihmal göstererek küfre sapmaktan, ihlâsla için gayret gösterenlerin makamı olan bulunduğu yüce merteben aşağı düşmekten,Allah ın ikram ve ihsanı olarak kendisine lütfedilmiş olan sayısız nimetlerin zail olmasından korkar. İşte tam bu noktada kulu “Hamd ve Şükür Sarp Geçidi” karşılar. Onu da, kendisine ihsan edilen sayısız nimetlere gücünün yettiğince çok hamd ve şükür ederek aşar. Bu sarp geçidi de aşıp düzlüğe çıkınca, bir de bakar ki o, maksudunun ve asıl istediğinin huzurunda. Biraz yürüdüğünde kendisini kolaylıkla erişilen faziletler, aşk bahçesi ve muhabbet deryası içinde buluverir. Sonra rıdvan bahçelerinde, ünsiyet bağlarında, Rabbine yakın bir mertebede ve özel meclislerde bulunur, hilat ve kerametlere erişir. Bu makamlarda çeşitli nimetlere nail olur, kalan günlerini ve gerideki ömrünü bu nimetler arasında dolaşarak; bedeni dünyada, kalbi ukbâda, her gün her saat bunların arttığını müşahede ederek geçirir. Nihayet bütün halktan bıkıp usanır, dünyayı artık murdar olarak görmeye, ölüm hasretiyle inlemeye başlar. Mele-i Alâ için iştiyak ve arzusu kemâl noktaya gelir. Bir de bakar ki, Yüce Dostun elçileri sürur ve rahmetle rıdvanı müjdelemek ve Efendisinin kendisine kızgın olmadığını bildirmek için Rabbinin katından gelmişler! Sonra onu tebşir ve ünsiyetle bu fani ve fitneci dünyadan alırlar, huzur-ı ilahiye, cennet bahçelerindeki asıl makamına naklederler. Zayıf ve muhtaç nefsi için orada nimetlerin ve büyük bir ihtişamın hazırlanmış olduğunu görür. Yine orada lütuf, ihsan, huzur ve yakınlık içinde; ne vasfının ne de ihatasının mümkün olmadığı nimet ve ikramların bulunduğu halde çok merhametli, iyilik ve cömertlikte benzersiz Efendisine kavuşur. Bunlara ilaveten orada ebediyen kalma nimetine nail olur. Elde ettiği bu büyük saadet için ne mutlu ona! Bu yüce devletten dolayı ne mutlu ona! Bahtiyar bir kul, gıbta edilen bir şahıs, övgüye layık bir makamda olduğu için ne mutlu ona! Müjdeler ona, en güzel sonuç onadır! İyilik ve merhameti sonsuz Yüce Rabbimizden, bu büyük nimetleri, eşsiz ihsanları bize ve sizlere ikram etmesini dileriz. Şüphesiz bu,Allahu Teala için hiç de güç değildir. Yine bizleri bu yolda, sadece tarif etme, dinleme ve faydasız temennilerden başka nasibi olmayan bahtsızlardan kılmamasını; öğrendiklerimizi kıyamet gününde aleyhimize delil olarak almamasını, emirlerini istediği ve razı olduğu şekilde yerine getirmeye cümlemizi muvaffak kılmasını dileriz. Şüphesiz o, merhamet edenlerin en merhametlisi, ikram edenlerin en cömerdidir. İşte Cenab-ı Hakkın bana ibadet yolunda ilham ettiği tertip ve düzen budur. Bil ki, bütün bu ifadelerin sonucunda, yedi sarp geçidin bulunduğu anlaşılmış oldu. 1. İlim geçidi, 2. Tevbe geçidi, 3. Engeller geçidi, 4. Afetler geçidi, 5. Sebepler geçidi, 6. Gizli tehlikeler geçidi, 7. Hamd ve şükür geçidi. Yedi Geçit - İmam Gazali Semerkand Yayınevi alıntı-akrep1 |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.