![]() |
Sağlıklı Bronzlaşmanın Yolları
Sağlıklı bronzlaşmanın yolları
SPF ne kadar yüksek olmalı? Güneş kreminin üzerinde yazan SPF rakamı, ürünün koruma derecesini gösterir. Mesela SPF 20, korunmasız ciltle, güneş yanığı oluncaya kadar 29 kat daha uzun süre güneşe maruz kalabilirsiniz anlamına geliyor. Hangi SPF oranının sizin için daha uygun olduğunu ancak tecrübeyle belirleyebilirsiniz. Eğer önceki tatilinizde SPF 20 ile sağlıklı bronzluk elde ettiyseniz, doğru koruma faktörünü buldunuz demektir. http://frmsinsi.net/images/frmsinsim...sinsi.net_.jpg Güzel bronzlaşmak için Güneşe çıkmadan önce peeling yapmalısınız. Cildinizi ölü hücrelerden arındırırsanız, çok daha homojen ve parlak bir bronzluğa kavuşursunuz. Fakat glikolik veya salisilik asit içeren kremler yerine (bu maddeler güneşe karşı hassasiyeti artırabilir) granüllü eksfoliantları tercih edin. Homojen olmayan bronzluğu önleyin! Güneşten koruyucu kremler cilde iyi dağıtılmadıklarında lekeli bir bronzluk ortaya çıkabilir. Bu yüzden güneş kreminizi daha özenli sürün ve ürünün vücudunuza iyice nüfuz ettiğinden emin olun. Güneşin cildinize verdiği Dermatologlar, retinol içeren ürünlerin güneş yüzünden oluşan cansızlık, pigment lekeleri ve DNA hasarını onardığı konusunda hemfikirler. Ama bu madde aynı zamanda cildin güneşe karşı duyarlılığını artırdığından, mutlaka SPF faktörü yüksek koruyucularla beraber kullanılmalı. Güneş kremini ne zaman sürmeli? Çoğu güneş kremi etkisini hemen göstermez. Bu yüzden, sürdükten sonra en az 15 dakika beklemeniz gerekiyor. En akıllıcası, tatildeyken güneşten koruyucunuzu sabah uyanır uyanmaz sürmeniz. Çünkü terasta kahvaltı ederken veya sahile doğru yürürken geçen zaman bile güneş yanığının oluşması için yeterli. Bir dermatologun güneş sefası Cildine zarar vermeden güneşin keyfini çıkaran bir dermatolog diyor ki: Hazırlık zamanı Plaja gitmeden bir saat önce bütün vücuduma güneşten koruyucu kremimi sürüyorum. Böylece krem cilde iyice nüfuz ediyor ve suda kolayca çıkmıyor. Bunu çıplakken yapıyorum, çünkü en kötü yanığım bikinimin askısının kayması nedeniyle oluştu (o bölüme koruyucu sürmediğim için hazırlıksız yakalandım). Yüz için C vitamini içeren SPF 30 fak¬törlü bir ürün kullanıyorum. Rengi çok beyaz olduğundan ilk sürdüğümde hayalete benziyorum. Fakat bir süre sonra cildime iyice nüfuz ediyor. Dışarı bembeyaz çıkmamak için plaja gitmeden 45 dakika önce sürüyorum. Kumsalda En iyi korumalardan biri gölgedir, bu yüzden şemsiyenin altında uzanmaya özen gösteriyorum. Denizde vakit geçirmeyi çok seviyorum, sudan çı¬kar çıkmaz bolca SPF 50 faktörlü güneşten koruyucu bir ürün sürüyorum. Eve dönüş Duş aldıktan sonra vücuduma içinde C vitamini olan bir nemlendirici sürüyorum. C vitamininin antioksidan özelliği hem vücudumun kızarmasını önlüyor, hem de güneşin verdiği hücresel hasarla savaşıyor. SPF 50 faktörlü krem kullandığım halde bile hafifçe bronzlaşan bir cildim var. Aslında bu hoşuma da gitmiyor değil, ama hafifçe bronzlaşmakla kavrulmak arasında fark olduğunu unutmamak lazım! Kaynak: Bazaar |
Sağlıklı Bronzlaşmanın Yolları
Yaz öncesi bronzlaşmak isteyenler soluğu solaryum merkezlerinde almaya başladılar. Peki, solaryum ne kadar sağlıklı? Sağlıklı bronzlaşmanın püf noktaları neler?
Yaz gelmeden bronz bir tene sahip olmak isteyenler, solaryum merkezlerinin yolunu tutmaya başladılar. Ancak şunu bilmek gerekir ki, solaryuma girmek, saatlerce güneş ışınlarına maruz kalmak kadar cilde zarar veriyor. Memorial Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümünden Uz. Dr. Tuğba Türe, UV ışınlarının cildimize verdiği zararlar ve cilt sağlığını korumanın yolları hakkında şu bilgileri veriyor: Bronzlaşmanın geçici mutluluğu cilt hastalıkları ile son bulabilir Solaryum bir UV ışık kaynağıdır. Uluslararası Kanser Derneği tarafından sigara gibi solaryum da en yüksek dereceden riskli kanserojen olarak kabul edildi. Solaryum anlamlı düzeyde filtre edilmemiş UV ışığı ile direkt temas imkanı sağlar. Ayrıca doğal güneş ışınlarına yoğun temas, sadece yaz aylarında olurken, solaryuma kışın a rahatlıkla ulaşılabilir. Solaryum cildin kalınlaşmasına, kırışıklıklara, lekelenmelere, pullanmalara, cildi destekleyen kollajende azalma hatta uzun vadede cilt kanseri gibi pek çok olumsuz sonuçlara neden olabilir. Solaryuma girilmeye başlanan ilk zamanlarda ciltte görünürde herhangi bir olumsuz etki olmayabilir. Ancak yıllar boyunca maruz kalınan UV ışınlarının etkileri hücrelerde birikir. Toplam maruz kalınan miktar tüm bu olumsuz etkilerin oluşumunda önemlidir. Solaryum ile direkt maruziyet ve filtre olmayışı ile hızla değişim gözlenebilir. Güneş banyosu da cildi yaşlandırıyor Bu sene ani hava değişimleri nedeniyle bahar aylarının beklenen ölçüde yaşanamaması güneşli havalara olan özlemi de artırdı. Ancak havanın güzel olduğu ilk anı yakalayıp güneşin tadını çıkarayım derken dikkatli olmak gerekiyor. Güneş ışınları erken ve geç dönemde deri üzerinde farklı zararlı etkiler gösterir. Erken dönemde yanık, alerjik reaksiyon, pigmente cilt lekeleri, deri bağışıklığında zayıflama (viral ve bakteriyal enfeksiyonlar) görülebilir. Geç dönemde, deri kanserleri ve foto yaşlanma ortaya çıkabilir. UV (ultraviyole) ışınları, ek başka bir faktör olmaksızın tek başına kanserojen etki gösterebilir. Foto yaşlanma ile ciltte kabalaşma, elastikiyet kaybı, derin kırışıklıklar, kahverengi ve beyaz lekeler, damarlarda belirginleşme, pullanmalar görülür. Bu normal yaşlanma sürecinden çok daha hızlı işler. Açık tenliyseniz risk artıyor Beyaz cilt tipleri UV ışınlarının zararlı etkilerini daha yoğun yaşarlar. Özellikle yanıklar, alerjik reaksiyonlar, cilt kanserleri daha sık görülür. Koyu ten rengine sahip kişilerde ise güneşe bağlı, pigmente cilt lekeleri daha sıklıkla gözlenir. Cilt lekeleri kaçınılmaz hale gelebilir Uzun süreli ve aşırı maruziyetlerde benlerdeki şekil renk değişiklikleri ve sayılarındaki artış nedeniyle hastaların düzenli takibi gerekebilir. Var olan benlerdeki değişlikler veya normal deride yeni gelişen koyu renkli oluşumlar mutlaka dikkate alınmalıdır. Cilt lekeleri ve foto yaşlanma da en sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Sağlıklı bronzlaşmanın püf noktaları Bu kadar güneşli bir ülkede yaşarken mutlaka güneşten faydalanmayı ve korunmayı öğrenmeliyiz. Güneş koruyucuları kullanıp kurallarına uymalı, öğlen 11.00 - 15.00 saatleri arasında gölgede olmaya özen göstermeliyiz. Ayrıca güneşin zararlı etkilerinden bizi koruyabilecek antioksidanları içeren gıdaları mutlaka diyetimizde bulundurmalıyız. Özellikle vitamin A (betakaroten), E, C, bitkisel kaynaklı gıdalarda bol su tüketmeliyiz. Güzel ve sağlıklı bir cilt için doğru beslenme önemli Sağlıklı bir cilt için doğru beslenme altın kuraldır. Yanlış yapılan diyetlerde, saçlarda dökülmeler, kabalaşma, donukluk, cildinizde solukluk, cansızlık, kuruma, kırışıklıklar kızarıklıklar ve pullanmalar, kaşıntılı cilt lezyonları oluşabilir. Bol su içilmeli, antioksidan gıda tüketmeli, lifli gıdaları soframızdan eksik etmemeliyiz. Tek yönlü beslenmek çok yanlıştır, ihtiyacımız olan tüm vitaminlerden yeterince alınmalıdır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.