ForumSinsi - 2006 Yılından Beri - Guatr Obezite Habercisi

Guatr obezite habercisi

Bazı tıbbi durumlarda hasta, doğru beslense de şişmanlayabilir.

Guatr ve Tiroid Kanseri Derneğinin Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cumali Aktolun, guatr hastalığı hakkında bilinmeyenleri anlattı. “Şişmanlık, basit bir kilo alma ve estetik sorunu değildir. Şişmanlık tüm vücudu etkiler. Şişmanlarda eklem hastalıkları, bel ve boyun fıtığı, omurga hastalıkları, kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, beyin damar hastalıkları, şeker hastalığı, kalın bağırsak kanseri, depresyon,daha sık görülmektedir.” dedi. Örneğin, normal olması gereken kilodan 10 kg daha fazlası olan şişman bir kimse bütün gün ve gece boyunca 10 kglık yükü taşımakta, bütün aktivitelerini bu yükle yapmakta ve bunun neticesinde daha fazla yorulmakta ve yıpranmaktadır. Yediklerimizden vücudumuzun elde ettiği kalori ile yaktığımız kalorinin dengede olmayışından kaynaklanan şişmanlık (Basit şişmanlık) en yaygın şişmanlık türü.

Halbuki bazı tıbbi durumlarda hasta gerçekten doğru beslense de şişmanlar. Bu hastalardaki tıbbi durum yeterli tedavi ile düzeltilmedikçe hiç bir diyet kalıcı zayıflama sağlayamaz. İşte bu tıbbi durumların başında tiroid hastalıkları gelir.

Hormon problemi

Tiroid bezesinin yetersiz hormon salgıladığı durumlarda (Tiroid hormon yetmezliği; hipotiroidizm) metabolizma yavaşlar ve şişmanlık ortaya çıkar. Bu hastalarda ortaya çıkan şişmanlık, göz çevresinde, göbek etrafında ve daha ziyade vücut alt bölümünde kendini gösterir. Ayrıca, tiroid hastalıklarında yağ dokusunda, cilt ve cilt altında karmaşık mekanizmalarla su tutulur (ödem). Tiroid hormonu, vücudu “çalıştıran” bir hormondur. Tiroid hormonu yetersizliğinde vücudun tüm organlarında çalışma yavaşlar, yakılan kalori miktarı azalır. Bu bilimsel gerçeği dikkate almadan yapılan zayıflama rejimleri hem sonuç vermez hem de hastalar için ciddi tehlikeler yaratabilir.

Tiroid hormon yetersizliği olan kişilerin kilo verdirici rejime alındığına tanık olunuyor. Bu kişilere uygulanacak rejimin başarı şansı yoktur. Kaldı ki bazı diyet ve zayıflama merkezlerinde uygulanan ve hatta bazı hekimlerce de yazılan “Vücuttan su atıcı” (diüretik) yöntemlerle bu hastalarda hızlı sıvı kaybı ortaya çıkmaktadır. Bu durum, böbrek, kalp ve karaciğer gibi hayati organların zarar verecek düzeye gelebilir.

Bazı diyetisyenlerin hekim kontrolü olmadan obez hasta kabul edip bir çok kan tahlili, hormon ölçümleri ve hatta filmler istediği maalesef ülkemizde bir gerçektir.

Fizyolojik durum

Ancak, diyetisyenlik mesleki eğitimi bu istenilen tetkikleri yorumlayabilmek ve hastalık tanısı koymak için gerekli bilgiyi kapsamaz. Bu tarz uygulamanın meslek etiği ve yasal yönü bu kitabın konusu olmaktan uzaktır, ancak yapılan ölçümün sonucu “Laboratuvar normal değerleri” içinde olsa dahi bu sonucun hastanın yaşına, cinsiyetine, çalışma koşullarına, fizyolojik durumuna (Örneğin hamile, loğusa olup olmadığına), göre “düzeltilmesi” ve ona göre değerlendirilmesi gerekir.