![]() |
Kanserden Koruyan Beslenme
Kanserden koruyan beslenme
Diyetin ve beslenmenin kanserin gelişiminde oynadığı rolü değerlendirmek ve açıklığa kavuşturmak için birçok araştırma yapılıyor. Hiçbir dolaysız neden-sonuç ilişkisi kanıtlanmadıysa da, istatistikler bazı gıdaların bazı kanser tiplerinin riskini arttırabildiğini ya da azaltabildiğini göstermektedir. http://frmsinsi.net/images/frmsinsim...sinsi.net_.jpg Amerikan Kanser Derneği ve Ulusal Kanser Enstitüsü, insanlarda bazı kanser türlerinin gelişme riskinin azaltılmasına yardımcı olmak için diyet kuralları hazırladı. Genel olarak sağlıklı bir diyet için genel tavsiyeler içermektedirler: -Normal bir vücut ağırlığını koruyun. Başta prostat, pankreas, göğüs, yumurtalık, kalınbağırsak, safra kesesi ve rahim kanseri gelmek üzere, insanlarda bazı kanserlerden ölme oranı şişmanlıkla bağlantılıdır. -Diyetinizde çok fazla doymuş ve doymamış yağdan kaçının. Bazı çalışmaların ortaya koyduğu kanıtlar, diyetteki yağ seviyeleri ile prostat kanseri, kalınbağırsak kanseri ve diğer kanserlerin oluşumu arasında bir ilişki olduğunu düşündürmektedir. şu anda, bu tür bağlantıların nedenleri açık değildir. Son raporlar, diyetteki yağ tüketiminin göğüs kanseri sıklığıyla ilişkisiz olabileceğini düşündürmektedir. Yağ tüketimi için hiçbir kural belirlenmemiştir, ama genel olarak yağ tüketimi düştükçe kanser riskinin düştüğü görülmektedir. İhtiyatlı bir yağ tüketimi kuralı, toplam kalori tüketiminizin yüzde 30 udur. (Yağı diyetinizden tamamen çıkarmaya çalışmayın; bunun ne yararı vardır ne de olanağı.) -Lif açısından zengin gıdalar yiyin. Günde 25 ile 33 gram lif tüketimi önerilir. Diyet lifi, vücudu özellikle kalınbağırsak kanseri olmak üzere, bazı kanser biçimlerinden korur gibi görünmektedir. Belirli lif tiplerinin etkileme biçimi açık değildir. Bu nedenle, taze meyve, sebze ve az işlenmiş tahıl ürünleri gibi çeşitli diyet kaynaklarını her gün yiyin. -A vitamini ve C vitamini açısından zengin gıdaları her gün yiyin (Bazı örnekler, A vitamini kaynakları olarak havuç, ıspanak, tatlı patates, şeftali, kayısı, koyu yeşil ve koyu sarı taze sebzeler ve meyvalar; C vitamini için portakal, greyfurt, çilek, yeşil ve kırmızı biberler). A vitamini, ağız boşluğu, boğaz, gırtlak ve akciğer kanserleri dahil olmak üzere, bazı kanserlerin sıklığının azaltılmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, genel olarak C vitamini olarak bilinen askorbik asitin, nitratlar yendiğinde üretilen bazı kanserojen bileşiklerin oluşumunu önleyebildiğini göstermektedir. Ama, bu vitaminleri normal ihtiyacınızdan daha fazla miktarda tüketmeniz gerekmez. -Brokoli, lahana, Brüksel lahanası, kıvırcık lahana, karnabahar, yer- lahanası, hardal yaprakları ve İsviçre pazısı gibi sebzeleri düzenli diyetinizin bir parçası haline getirin. Araştırmalar bu gıdaların kalınbağırsak, mide ve akciğer kanserlerinin gelişimine karşı koruma sağladıklarını göstermektedir. -Tuzlanarak, tütsülenerek ve nitratla işlenmiş gıdalardan az miktarda yiyin. Bu gıda grubu sucuk, jambon ve diğerleri gibi tütsülenmiş ve konserve edilmiş etleri içerir. Yemek borusu ve mide kanseri sıklığı, bu gıdaları çok miktarda yiyenlerde daha yüksektir. Izgara ya da tütsüleme gibi bazı pişirme yöntemleri kansere yol açabilen maddeler üretebilir bu nedenle bu yöntemleri az kullanmak gerekir. Yemek pişirirken kullandığınız tuz miktarını, yarım kilo ette dörtte bir çay kaşığı tuz, pişirilmiş sebze ya da tahıl porsiyonu başına sekizde bir çay kaşığı tuzla sınırlayın. Jambon, soya sosu ya da turşu gibi aşırı tuzlu gıdaları al-mayın ya da seyrek olarak ve az miktarlarda yiyin. -Alkol kullanıyorsanız, az kullanın. Uzun süreler boyunca çok miktarda alkol içmek, karaciğer kanseri riskini arttırır. Alkol tüketimi sigarayla ya da tütün çiğnemeyle birleştiğinde, ağız, gırtlak, boğaz ve yemek borusu kanseri riskini arttırır. Günde iki ya da daha az bardak tavsiye edilir. Bu makuldür. Günlük diyetinizi çok az değiştirerek bu önerileri uygulayabilirsiniz. Ancak, bu önlemlerin kanserden koruma sağlayabileceği kesin değildir. |
Kanserden Koruyan Beslenme
Kanserden koruyan beslenme önerileri
Memorial Hastanesi Dahiliye Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal, kanser ve beslenme ilişkisi hakkında bilgi verdi. http://frmsinsi.net/images/frmsinsim...sinsi.net_.jpg Ülkemizde Bir Yıl İçerisinde 135 Bin Kişi Kansere Yakalanıyor Kanser, ülkemizde son yıllarda giderek artan ve ölüme neden olan hastalıklar arasında kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ülkemizde yılda ortalama 135 bin civarında yeni kanser olgusunun ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Birçok insan kanser hastalığını kötü bir talih olarak nitelendirmekte ve çevresel nedenlerle geliştiğini düşünmektedir. Ancak bireylerin yaşam biçimiyle ilgili özellikleri ve alışkanlıkları çok büyük önem taşımaktadır. Yanlış beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite ve hareketsiz yaşam, sigara ve alkol kullanımı, güneş ışınlarına yoğun olarak maruz kalınması ve stres gibi etmenler kanserin oluşmasına neden olan başlıca faktörlerdir. Bu faktörlerden beslenme ile ilgili olan etmenler ortalama %35 oranında, sigara alışkanlığı ise %30 oranında kansere yol açmaktadır. Dengesiz Beslenme ve Yanlış Pişirme Teknikleri Kansere Zemin Hazırlar Hatalı ve dengesiz beslenme alışkanlıkları ile besinleri yanlış hazırlama ve pişirme yöntemlerinin, kanser oluşumunda rolü büyüktür. Kanserin oluşumunda etkili olan faktörler, kalıtım, beslenme ve çevre faktörleridir Farklı kaynaklara göre kanser oluşumunun beslenme ile ilgisinin ortalama %35 oranında olduğu kabul edilmektedir. Kanser süreci; hücrelerin kansere dönüşümü, kanser gelişimi ve kanserin ilerlemesinden oluşur. İnsanlarda kansere dönüşüm birçok kanser türü için tanıdan 10-15 yıl öncesindedir. Tanısal metotlar geliştikçe erken tanısı da mümkün olmaktadır. Beslenme şeklinin kanser sürecinin bu tüm basamaklarında etkili olduğu kabul edilmektedir. Brokoli Kanseri Önleyici Etkiye Sahip Kanser oluşumunda genetik faktörler yanında çevresel faktörlerde önemli rol oynar. Çevresel faktörler bazı proteinler üzerinden etkili olur. Bazı besinler ve dengeli beslenme bu proteinlerin zararlı etkilerini azaltarak kanserin önlenmesi açısından yararlı olmaktadır. Kişiler arasında bu enzimlerin aktivitesi ve dağılımları açısından genetik farklılıklar vardır. İnsanlarda ortaya çıkan kanser yapıcı maddeler ilk olarak DNAya bağlanır ve mutasyona neden olur. Ortaya çıkan bu mutasyon kanser geliştirici genleri uyarırken, kanser önleyici genleri ise baskılamaktadır. Gen besin ilişkisi en iyi olarak kalın barsak kanserlerinde gösterilmiştir. Brokoli gibi sebzelerdeki bazı ürünler P450 gibi enzimleri etkilerini önleyerek kanser gelişimi üzerine önleyici etki gösterebilmektedirler. Menopozla Birlikte Kanser Riski 2 Kat Artıyor Beslenme durumu da yaşa bağlı kanser gelişimini etkiler. Diğer taraftan şişmanlıkla kanser arasında da bir ilişki vardır. Şişmanlık ile meme, prostat, kalın barsak, rahim, böbrek, mesane ve pankreas kanseri arasında bir ilişkini varlığı gösterilmiştir. Bu durum hayvan çalışmaları ile de gösterilmiştir. Laboratuvar şartlarında fazla beslenerek şişman hale getirilmiş hayvanlarda kanser sıklığında artış görülmüş, buna karşılık kalori miktarı az tutularak şişmanlatılmayan farelerde kanser sıklığı düşük olmuştur. Yapılan çalışmalarda şişmanlığın rahim kanseri riskini artırdığına dair ciddi kanıtlar bulunmaktadır. Menopoz öncesinde boylarına göre ağırlıkları fazla olan kadınlarda meme kanseri riski normal kilolu kadınlara göre daha düşük olmaktadır. Şişmanlık menopoz sonrası kadınlarda meme kanseri riskini önemli düzeyde artırmaktadır. Kadının menapoz öncesi ve menopoz dönemi arasında kilo artışı 10 kilogramı aştığında menopoz sonrası kanser riski 2 kat artmaktadır. Doğru Beslenme Programı İle Kanser Riskinizi Azaltın Düşük kalorili diyetle beslenen kadınlarda östrojen hormon düzeylerinin azalmasına bağlı olarak meme kanseri olaylarında %25 gibi bir azalma görülmüştür. Beslenme şekli bazı proteinler (aromataz enzimi) üzerinden bazı hormonlarla (östrojen, testesteron, insülin ve glikokortikoidler) ilişkili olarak kanser oluşumunda etkili olmaktadır. Sigarayı Acilen Bırakın Kadınlarda sigara içiminin artmasıyla birlikte akciğer kanser sıklığında büyük bir artış ortaya çıkmıştır. Meme kanseri olayları ise tedavi tanıdaki ilerlemelere rağmen durağan kalmıştır. Erkeklerde akciğer kanseri en sık görülen kanser olmaya devam etmekte ve prostat kanserinde ise bir artış söz konusudur. Bilinen veya şüpheli diyetsel kanser oluşturuculardan olan aflatoksin, küflü besinlerde, bazı kimyasal maddeler, yüksek ısıda pişirilmiş yağlarda ve bazı içeceklerde ve turşularda bulunmaktadır. Daha çok balıklarda bulunan omega 3 yağ asitlerinin kanser riskini azalttığı gösterilmiştir. Kanser riskini azaltmada, diyetteki omega 3 yağ asitlerinin, omega 6 yağ asitlerine oranı da önemlidir. Başta meme kanseri riski olmak üzere ve birçok kanser türü riskinin azaltılmasında diyetteki bu oran önemdir. Balık, Ceviz, Fındık Koruyucu Kalkan Görevi Görür Omega 3 yağ asitleri kanser oluşum riskini azaltmalarının yanı sıra; birçok kanser türünün büyümesini de yavaşlatır. Tümör taşıyan farelerle yapılan deneylerde, diyetin EPA ve DHA ile desteklenmesi ile akciğer, kolon, meme ve prostat dahil çeşitli kanserlerin büyümesinin yavaşladığı gösterilmiştir. Ayrıca omega 3 yağ asitleri ilaç ve ışın gibi kanser tedavi metotlarının etkinliğini de artırmaktadır. Omega 3 yağ asitlerinin bir diğer olası yararı da kanser hastalığında görülen zayıflama, kas kaybı ve kaşeksiyi azaltması ve önlemesidir. Bu koruyucu ve tedavi edici etkileri nedeniyle diyette omega 3 yağ asitlerine daha çok yer verilmesi önerilmektedir. Bu amaçla haftada 2–3 kez ızgara veya buğulama olarak balık tüketilmesi, günde 2–3 adet ceviz içi veya 5–6 adet fındık tüketilmesi, yemeklerin pişirilmesinde soya veya kanola yağının da kullanılması, bol sebze ve meyve tüketilmesi ve kurubaklagiller ve kepekli ekmeğe mutlaka günlük beslenme planında yer verilmesi uygun olacaktır. Vücut kitle indeksine dikkat Yaşlanma ile birlikte hem kadınlarda hem de erkeklerde vücut kitle indeksinde bir artış görülür. Bu durum kalori alımındaki artış ile birlikte olup kanser sıklığında artış ile birliktelik gösterir. Bazı kişilerde azalan kas kitlesi artmış insülin ve bazı cinsiyet hormonları ile ilişkili olabilmektedir. Yağ hücreleri kadınlarda meme kanallarını sarar ve yaşlı kişilerde bu yağ dokusunda artış görülür. Meme kanserlerinin %75 i menapoz sonrası görülür. Menapoz sonrası memede küçülmüş olan meme kanalları yağ hücreleri tarafından sarılır. Artmış olan bu yağ kitlesi meme kanalları üzerine lokal parakrin etki göstererek kanser oluşumunu artırabilmektedir. Sebze ve Meyvelerinizin Rengi Sarı- Yeşil- Turuncu Olsun Kanserin önlenmesinde rol oynadığı düşünülen maddelerden keratinoidler sarı-yeşil ve turuncu sebze ve meyvelerde, isoflavinoidler soya proteininde, izotiyosiyanatlar brokolide, organosülfidler garlik ve zeytinde, terpenoidler ise turunçgillerin kabuklarında bulunur. Karotinoidlerin çoğu benzer yapısal özeliklere sahiptirler ve antioksidan özellikler gösterirler. Sarımsak, soğan, pırasa, lahana, brokoli, turp, fesleğen, nane, dereotu, rezene, kereviz, maydonoz, roka ve teredir. Bu bitkilerden yapraklı olanlar aynı zamanda karotenoidler, flavanoidler, E, C, B2 vitaminleri ve folik asit açısından zengindirler. Bu bitkileri tüketenlerde mide kanseri riski az tüketenlere göre %40 daha azdır. Brokoli, karnabahar, lahana gibi besinlerin kanser riskini azalttığı gösterilmiştir. Kanser önleyici etkileri içerdikleri glukozinat adı verilen moleküllere bağlanmıştır. Koyu yeşil, sarı, turuncu, kırmızı renkli sebze ve meyvelerde ise karotenoidler bulunmaktadır ve vücutta retinole dönüşerek A vitamini etkinliği gösterirler. Karotenlerin en iyi kaynakları, havuç, kayısı, yeşil sebzeler, domates, bal kabağı, portakal ve greyfurttur. Karotenoidler vücutta oluşan ve dışardan alınan kanser yapıcı öğeleri etkisizleştirerek kanserin oluşumunu önlerler. Karotenoidlerden biri olan likopen domateste bulunan vitamin A benzeri bir bileşik olup akciğer, prostat, meme, sindirim sistemi, mesane, deri ve serviks kanseri riskini azaltmaktadır. Bununla birlikte bu vitaminin doğal kaynaklardan alınmasının akciğer kanserini önlediği, dışarıdan beta karoten desteğinin akciğer kanserinden korunmada etkili olmadığı gösterilmiştir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.