![]() |
Diyet Yaparken Dikkat...!
Diyet yaparken nelere dikkat etmeli!
Sık sık, azar azar beslenmek metabolizmayı hızlandırdığı gibi, yavaş yemeyi de sağlar. Aç kalmak ve öğün atlamak, bir sonraki öğünde hem hızlı hem de fazla yemek yenilmesine neden olur. Kilo fazlası olanlar genelde öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışır. Böyle bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve kıtlık moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak yerine tüketilen her besini yağ şeklinde depolama yoluna gider. Bu nedenle başta kahvaltı olmak üzere asla öğün atlanmaması ve 2.5 - 3 saatlik aralıklarla beslenilmesi gerekir. Dünya Sağlık Örgütünün 2000 yılı sağlık raporunda şişmanlık, “vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu” olarak tanımlanıyor. Aşırı besin alımı, yetersiz fiziksel aktivite, kalıtım, nöroendokrin etmenler, psikolojik sorunlar, cinsiyet, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi faktörlere bağlı olarak gelişen şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalık. Komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: Kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık... şeklinde sıralanabilir. Çağımızın bu önemli sağlık sorununu çözmek için ne yapmalıyız? Her gün gazete, dergi, televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarında onlarca “şok diyetler” ile karşılaşıyoruz. Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte diyet mutlaka “kişiye özel” olarak hazırlanmalı. Çünkü herkesin metabolizması farklılıklar gösterir, tıpkı parmak izi gibi. Öte yandan kilo fazlası olanlar genelde aç kalarak, öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışır. Böylesi bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve “kıtlık” moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak yerine tüketilen her besini yağ şeklinde depolama yoluna gider. Buna karşılık sık sık, azar azar beslenmek metabolizmayı hızlandırdığı gibi, yavaş yemeyi de sağlar. Aç kalmak ve öğün atlamak, bir sonraki öğünde hem hızlı hem de fazla yemek yenilmesine neden olur. O nedenle başta kahvaltı olmak üzere asla öğün atlanmamalı, 2.5 - 3 saatlik aralıklarla beslenilmelidir. Katı margarin, tereyağı, kaymak, krema, mayonez, cipsler, soslar, kuruyemişler gibi enerji değeri yüksek, öte yandan hiçbir besleyici değeri olmayan yağlı yiyeceklerden, kızartma ve kavurma işlemlerinden olabildiğince kaçınmakta yarar var. Şeker ve şeker içeren besinler (bal, reçel, pekmez, hazır meyve suları, gazlı içecekler, tatlılar vs) kana tamamen ve hızla karışırlar. Pankreastan salınan insülin hormonu ile kan şekeri düşer ve tekrar tatlı yeme isteği doğar. Dolayısıyla şeker ve şeker içeren besinler kan şekerinde ani dalgalanmalara yol açarlar. Halbuki şeker tadından vazgeçemeyenler için üretilen, şeker yerine kullanılabilen, aynı tadı verebilen, sağlık açısından sakıncası bulunmayan, düşük kalorili veya kalori içermeyen yapay tatlandırıcılar ile kan şekerindeki dalgalanmaları ve tatlı isteğini ortadan kaldırmak mümkün olabilir. Suyun; alınan besinlerin sindiriminden, metabolik atıkların dışarı atılmasına kadar her aşamada çok önemli görevleri bulunur. Bu nedenle günlük sıvı tüketimi arttırılmak gerekir. Katkısız, en iyi çözücü su olduğu için günde 8-10 bardak su içilmesi tavsiye edilir. Diyet yaparken çay, kahve, bitki ve meyve çaylarını şekersiz ya da en azından yapay tatlandırıcılar ile gazlı içeceklerin de light olanlarını tercih edin. Ayrıca posalı yani lifli besinlerin tüketimi arttırın. Posalı besinler kan şekerini, kan basıncını (tansiyonu) ve kan kolesterolünü istenilen seviyede tutmaya yardımcı olur. Midede, su ile birlikte hacimlerinin 20 katı kadar şişerler; tokluk, doygunluk hissi sağlarlar. Ayrıca dışkılama sayısını ve sıklığını arttırırlar. Kabızlık şikayeti varsa ortadan kalkar, böylelikle kilo vermeye de yardımcı olurlar. Kalın bağırsak kanserinden koruyucu etkileri de mevcuttur. Bu yüzden haftada 2-3 kere kurubaklagil yemeği yenilmesi önerilir. Buğday ekmeği yerine kepek, çavdar, yulaf ekmeğini; pirinç yerine de bulguru tercih etmeniz önerilir. Hatta pirinç, makarna, erişte ve unun da kepekli olanlarını kullanmak daha sağlıklı olur. Sebze ve meyveler de posa içerir. Ancak posaları kabuk ve kabuğa yakın yerlerde bulunduğu için, soyulmadan yenilebilenleri iyi bir şekilde yıkadıktan sonra kabukları ile tüketmek her zaman için daha yararlı olur. Diyete ilave olarak mutlaka spor da yapılması gerekir. Dünya Sağlık Örgütü en çok tempolu yürüyüşü öneriyor. Bunun dışında; çok hafif tempoda koşma, bisiklete binme, yüzme, tenis, aerobik ve jimnastik tarzı kalbi çalıştıran sporlar yapılması da uygun görülüyor. Sporu asla ödev olarak görmeyin. Unutmayın amaç; metabolizma hızını düşürmemek, kilo verirken bir noktada ağırlığın sabit kalmasını önlemek, verilen kiloların kalıcı olmasını sağlamak ve en önemlisi sağlıklı yaşama adım atmaktır. Sonuçta “1 saat” dediğimiz günün sadece % 4üdür. Uzman Diyetisyen M. Turgay Köse |
Diyet Yaparken Dikkat...!
Diyet Yaparken Dikkat Edin
Öncelikle bu cesaretini ve kendine olan saygını kutluyorum. Sen diyete başlamaya karar vererek zaten yolun en zor kısmını kat etmiş durumdasın. Ama öyle anların olacak ki gerçekten çok zorlanacaksın. Daha öncekiler gibi diyetini ve kendini yarı yolda bırakmaman için sana bazı küçük önerilerim olacak. Lütfen en zor anlarında buraya gel ve burada yazılı olan her şeyi tekrar tekrar oku. 1-Öncelikle şunu unutma.Yalnız değilsin!Dünyada milyonlarca insan benzer sorunları yaşıyor ve bu sorunları çözen sayısız insan da var. Şöyle düşün bunu bir kişi bile çözebiliyorsa o halde bu çözülebilir bir şey!Şimdi seni kilo verme konusunda nihayet bir şeyler yapmaya karar verdiren ve harekete geçiren nedir? -Daha iyi görünmek mi?Sen de güzel şeyler giymek istiyorsun. -Takdir mi?Sen kilo vereceksin ve herkes ”vay be Ayşeye bak ”ya da ”Aliye bak başardı.Ne kadar da güzel görünüyor” mu diyecek? -Sağlık sorunların mı var? -Partner sorunların mı var? Bu liste uzayabilir.Ama seni harekete geçiren her ne ise,lütfen ona tutun.Çünkü şişman bir insanın en büyük sıkıntısı motivasyon eksiğidir.En umutsuz anlarında yemeye teslim olmadan önce lütfen,seni harekete geçiren nedeni anımsa .Vazgeçme.Lütfen emeklerini ziyan etme. 2-Diyetin sürerken, birden bire kendini kontrolsüzce yerken buldun!Eskisi gibi.Belki koca bir pastayı bitirdin, belki eve kebaplar dürümler söyledin ya da en yakın marketten alabildiğin kadar abur cubur alıp, uyuşup bayılana kadar yedin.İçinde korkunç hisler var.Her şey bitti.Gene başa döndün!Başaramadın! Hayır!Sen bir makine değilsin.Olabilir.Olmaması iyi olurdu ama oldu.Her şey biz insanlar için.Sen doktoruna bunu anlattığında eminim o da sana evet.Bu olabiliyor .Sen ilk değilsin.Uzun süre diyet yapacağını önceden bilen her hastam,bazen böyle krizlere girebiliyor diyecektir.Senden istediğim tek şey ; ertesi gün diyetine kaldığın yerden devam etmen.Bu kadar basit. Sen bu krizden sonra,ertesi gün tartıldığında,kilonu 1-2 kilo yüksek de görebilirsin.Ama bu gerçek değil.Esas olarak glikojen stoklarındaki artış nedeniyle ortaya çıkan bir durum.Bu, tek bir yemeğin ya da tatlının bir haftalık diyeti boşa çıkardığını görüp hayal kırıklığına uğramana neden olabilir. Muhtemelen daha ertesi gün tartıda çıkacak sonuç doğru olacaktır.Bu sadece ideal kilona giden yolu bir iki gün uzatmana neden olacak.Ne olmuş yani? 3-Her gün tartılmaktan vazgeç.Neden kendine bunu yapıyorsun?Hayatının merkezine kiloyu oturtmuş durumdasın.Biraz fazla kaçırsan, koşarak gidip tartılıyorsun. Şunu hatırla, bazen bir film yıldızının adını ya da bir şarkıyı anımsamaya çalışırsın.Çabalarsın, durmadan bunu düşünürsün ama, bir türlü aklına gelmez.Nihayet aman boş ver dersin, birden aklına geliverir.Şimdi bundan çıkacak sonuç:Eğer sürekli kilo vermek konusunda düşünür, hep bu çerçevede konuşursan bedenini de strese sokarsın.Bu durum senin direncini kırarak diyetten kolaylıkla vazgeçmene neden olabilir.Ya da sürekli bunu düşünüp bu konuda konuştuğundan sanki sana yıllar geçmiş ve hiçbir ilerleme kaydedememişsin gibi gelir.Oysa daha yeni başladın.Biz burada yeme alışkanlıklarının değiştirilmesinden ve hayatın geri kalan kısmında doğru beslenmekten ve bir daha aynı duruma düşmemekten söz ediyoruz.Gevşe.Hayatını yaşa.Sinemaya git.Çık dolaş.Beynini rahat bırak ki işini görebilsin. 4-Şimdi; muhtemelen doktorun zaten sana bunları uzun uzun anlatacak,ya da sen tecrübeli bir diyet uygulayıcısı olduğun için bunları da biliyorsundur ama gene de tekrar edeceğim: Diyetler genelde 3 ana ve 3 ara öğün olacak şekilde düzenlenir. Fakat ana öğünler kadar önemli olan ara öğünler her zaman ihmal edilir ve atlanır.Lütfen asla atlama.Hazır acıkmamışken yemeyeyim diye bir mantık yok. Çünkü bedeninin bilimsel gerçekliği var.O ara öğünü atlatman belki de 10 dakika sonra yemeğe saldırmana neden olacak.Neden mi?Kan şekeri, kişi öğününü tükettikten 2-2,5 saat sonra yavaş yavaş düşmeye başlar ve böylece açlık hissi doğar. Buradaki ara öğünlerin amacı da kan şekerinin düşmesini ve açlık duyulmasını engellemektir.Ayrıca 3-3,5 saatte bir de mide asidi yükselir. Bu nedenle de ara öğünlere gereken önemi vermelisin. 5-Bunu da muhtemelen biliyorsun ama.Lütfen ağzına ne alırsan al, yavaş yavaş ve çok iyi çiğneyerek ye.Birincisi ; sindirim ağızda başlar.Koca koca lokmaları doğru dürüst çiğnemeden,midene gönderirsen mideni yorarsın.İkincisi,beynindeki tokluk merkezinin 20 dakikada uyarıldığını biliyorsun.Sen hızla önündekileri yalar yutarsan, bu en fazla 10 dakikanı alır ve bu sürede uyarılmayan merkez sende bir doygunluk,haz ve tatmin duygusuna neden olamayacağından yeme ihtiyacın sürer. Lütfen sakin ol.Bunu namaz kılmak eylemi gibi gör.Bir ayin gibi.Her bir çiğneyiş bir dua olsun.20 kez çiğnemeden hiçbir lokmayı yutma.Namazda dua atlanmaz.Kuralları vardır.Saygılı,ağırbaşlı ve alçakgönüllü olmak gerekir.Baştan savma yapılamaz. 6-Su iç.Doktorunun belirlediği miktarı mutlaka günlük olarak tüket.Bu da genellikle 2-2.5 litredir.Bunu neden belirttim?Çünkü gereğinden fazla su tüketimi bazen böbrekleri yorabilir.Ya da vücut için gerekli elektrolitlerin kaybına neden olabilir.Su hayattır.Su :-):-):-):-)bolizmayı hızlandırır.Açlık hissini yatıştırır.Hücreler için çok gereklidir.Kabızlık için birebirdir.Ama deli gibi su içince daha çabuk zayıflamak diye bir şey inan ki yok. 7-Canlan.Yapabileceğin en güzel egzersiz yürümektir.Daha aktif olmaya,dışarı çıkman için yapılan teklifleri daha sıcak karşılamaya başla.Bu seni canlandıracaktır.Hatta bazen odana geç,müzik aç ve dans et.Hiç hayatında dans etmedin mi?Olsun ne fark eder.Bir yarışmaya katılmayacaksın ki! Sahneye de çıkmıyorsun.İnan bana hareketlendikçe daha olumlu bir bakış açın olacak. 8-Günde 2 adet maden suyu tüket.Bu sana mineral desteği yapacak ve kendini halsiz yorgun hissetmeni ortadan kaldıracaktır. 9-Çantanda ara öğün olabilecek bir şeyler taşı.Diyelim ki dostlarınla dışarı çıktın.Aslında acıkmamak için bir şeyler atıştırıp çıkmıştın.Ama gezip gördüğün yerlerdeki tatlılar, yemek kokuları mide asidini yükseltti.Çantanda bir elma,bir kepekli bisküvi, belki galeta seni yatıştıracaktır. 10-Dışarıda yemek yeme tekliflerine de açık ol.Yeme alışkanlıklarını değiştirmek için kendini evine kapatır ve manastır hayatı yaşayarak kilo verirsen bu başına dert olur.Eski sosyal tempona döndüğünde eski yeme alışkanlıklarına dönebilirsin.O yüzden bu Konuda da kendini eğit.Bunların hepsi davranış değişiklikleri için gerekli egzersizlerdir.Seninde yeme davranışında sorunlar var ve değiştirmen gerekiyor.Bu yüzden bu sorunla karşılaşabileceğin her ortamda baş etmenin yollarını geliştirmelisin. 11-Sana şimdi klasik bir şişman davranışından söz edeceğim.Şişman kimseler,nedense başkalarının yanında olabildiğince az yerler.Bu az yemeye çalışma, ortam sakinleşince,bir yeme krizine yol açabilir.Senin başkalarının yanında bir kuş kadar az yemen sadece seni kandırır.Çünkü herkes kilonun nasıl alınıp yağ olarak depolandığını bilir.Kendini sıkma.Doktorunla belirlediğiniz diyete sadık kalmaya çalışarak,ne kadar yemen gerekiyorsa o kadar ye ve nefsini tatmin et. 12-Gerçekçi ol canımı ye!İdeal kilona göre 10-15-30 neyse, yani bu kadar kilo fazlan var.Bir haftada ya da bir ayda bu kilolardan kurtulmayı hedeflemek seni başarısızlığa mahkum eder.Şöyle düşün;sen bu kiloları bir hafta ya da bir ayda mı aldın?Bak ne diyorsun 6 ay,1 yıl ya da 3 yıldır bu kilodayım.E bir gecede bundan kurtulmayı dilemek gerçekçi mi sence?En doğrusu kendine haftalık hedefler koyman.Haftada 0,5-1-2 neyse o kadar kiloyu vermek.Hedefin 2 kiloydu.Ama 2 kilo değil de 1 kilo verdin.Bunun sebebini anlayabilmenin en iyi yolu yediklerini kaydetmektir.Kaydet.Ayrıca diyet listene bire bir uymana rağmen, gene de hedefinin altında kalmış olabilirsin.Olabilir.:-):-):-):-)bolizman yeme değişikliğine uyum sağlamaya çalışıyordur!Bu kayıtlarda asıl önemli olan, yeme davranışını ne kadar değiştirebildiğini ve geliştirebildiğini görmektir. 13-Doktorunla belirlediğin bir gün ya da bir öğün serbest olsun.Kaçamak diyelim buna ya da adını sen koy.Nefsini bu kadar baskılama.O gün ya da o öğün ne istiyorsan onu ye. 14-Çevrendeki insanlar arasında enerji emiciler ya da negatif bakış açılı kimseler varsa lütfen onlardan uzak dur.Sana o kadar diyet yapıyorsun hala şu kilodasın vs. diyen bir insan, senin moralini bozmak dışında hiçbir işe yaramaz. 15-Mucize diyet yok.Mucize senin içinde.Mucize senin göstereceğin sebat ve sabır. Kendine inan.Lütfen sev bu adam ya da kadını.Sahip olduğun ve seni hiçbir şekilde terk etmeyecek bir sen varsın.Sihirli bir dokunuş ya da bir kurtarıcı yok. Hayatımızın bütün alanları için geçerli bu gerçek, diyette de geçerli. 16-Şişmansın diye kendini bırakman gerekmiyor.Hayatı kilo verdikten sonrasına erteleme.Kendine iyi bak.Hayatını eşofmanlarınla geçirme.Temiz ve üzerinde çirkin durmayacak, zevkine uygun bir şeyler giyin.Ve ruj sür en azından.Saçına fön çektir.Şişman birinin terlemesi kilosu normal birinden daha muhtemeldir.Kötü kokmadığından emin ol.:-):-):-):-)i ve çekici olmanın kiloyla çok da bağlantısı olmadığını unutma.Sen kendini, dışarı yansıtırsan o sun. 17-Kendini ödüllendir.O hafta ya da ay hedefine ulaştıysan,küçük bir hediye al kendine.Bu bir kitap,koku,fular .artık olanaklar neye el veriyorsa o olabilir..Ama bu bir yemek olmasın.Arada zaten kaçamakların olacak.Yemek bir ödül olmamalı.Biz burada davranış değişikliği yapmaktan,yeme davranışımızı geliştirmekten söz ediyoruz.Bu bir ceza değil ki ödülü yemek olsun.Bu doğru ve sağlıklı olana giden bir yol.Bu kız/ adam bunu hak ediyor. |
Diyet Yaparken Dikkat...!
Diyet Yaparken Bunlara Dikkat
Dünya Sağlık Örgütü?nün 2000 yılı sağlık raporunda şişmanlık, ?vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu? olarak tanımlanmaktadır. Aşırı besin alımı, yetersiz fiziksel aktivite, kalıtım, nöroendokrin etmenler, psikolojik sorunlar, cinsiyet, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi faktörlere bağlı olarak gelişen şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalıktır. Uzman Diyetisyen M. Turgay Köse?ye göre, komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: Kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık? şeklinde sıralanabilir. Çağımızın bu önemli sağlık sorununu çözmek için ne yapmalıyız? Her gün gazete, dergi, televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarında onlarca ?şok diyetler? ile karşılaşmaktayız. Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte diyet mutlaka ?kişiye özel? olarak hazırlanmalıdır. Çünkü herkesin metabolizması farklılıklar göstermektedir, tıpkı parmak izi gibi. Öte yandan kilo fazlası olanlar genelde aç kalarak, öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışıyorlar. Böylesi bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve ?kıtlık? moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak yerine tüketilen her besini yağ şeklinde depolama yoluna gider. Buna karşılık sık sık, azar azar beslenmek metabolizmayı hızlandırdığı gibi, yavaş yemeyi de sağlar. Aç kalmak ve öğün atlamak, bir sonraki öğünde hem hızlı hem de fazla yemek yenilmesine neden olmaktadır. O nedenle başta kahvaltı olmak üzere asla öğün atlanmamalı, 2.5 - 3 saatlik aralıklarla beslenilmelidir. Katı margarin, tereyağı, kaymak, krema, mayonez, cipsler, soslar, kuruyemişler gibi enerji değeri yüksek, öte yandan hiçbir besleyici değeri olmayan yağlı yiyeceklerden, kızartma ve kavurma işlemlerinden olabildiğince kaçınmakta yarar vardır. Şeker ve şeker içeren besinler (bal, reçel, pekmez, hazır meyve suları, gazlı içecekler, tatlılar vs) kana tamamen ve hızla karışırlar. Pankreastan salınan insülin hormonu ile kan şekeri düşer ve tekrar tatlı yeme isteği doğar. Dolayısıyla şeker ve şeker içeren besinler kan şekerinde ani dalgalanmalara yol açarlar. Halbuki şeker tadından vazgeçemeyenler için üretilen, şeker yerine kullanılabilen, aynı tadı verebilen, sağlık açısından sakıncası bulunmayan, düşük kalorili veya kalori içermeyen yapay tatlandırıcılar ile kan şekerindeki dalgalanmaları ve tatlı isteğini ortadan kaldırmak mümkün olabilmektedir. Suyun; alınan besinlerin sindiriminden, metabolik atıkların dışarı atılmasına kadar her aşamada çok önemli görevleri vardır. Bu nedenle günlük sıvı tüketimi arttırılmalıdır. Katkısız, en iyi çözücü su olduğu için günde 8-10 bardak su içilmelidir. Diyet yaparken çay, kahve, bitki ve meyve çaylarına şeker yerine yapay tatlandırıcılardan katılabileceği gibi gazlı içeceklerde de light olanların tercih edilmesi daha uygun görülmektedir. Aynı zamanda bu tatlandırıcıların bazılarının toz formları da mevcuttur. Dolayısıyla tatlı yapımında bu ürünlerin kullanımı ile düşük kalori içeren farklı lezzetler yakalamak mümkündür. Ayrıca posalı yani lifli besinlerin tüketimi arttırılmalıdır. Posalı besinler kan şekerini, kan basıncını (tansiyonu) ve kan kolesterolünü istenilen seviyede tutmaya yardımcı olurlar. Midede, su ile birlikte hacimlerinin 20 katı kadar şişerler; tokluk, doygunluk hissi sağlarlar. Ayrıca dışkılama sayısını ve sıklığını arttırırlar. Kabızlık şikayeti varsa ortadan kalkar, böylelikle kilo vermeye de yardımcı olurlar. Kalın bağırsak kanserinden koruyucu etkileri de mevcuttur. Bu yüzden haftada 2-3 kere kurubaklagil yemeği yenilmelidir. Ayrıca buğday ekmeği yerine kepek, çavdar, yulaf ekmeğini; pirinç yerine bulguru tercih etmekte yarar vardır. Hatta pirinç, makarna, erişte ve unun da kepekli olanlarını kullanmak daha sağlıklı olacaktır. Sebze ve meyveler de posa içermektedir. Ancak posaları kabuk ve kabuğa yakın yerlerde bulunduğu için, soyulmadan yenilebilenleri iyi bir şekilde yıkadıktan sonra kabukları ile tüketmek her zaman için daha yararlı olacaktır. Diyete ilave olarak mutlaka spor da yapılmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü en çok tempolu yürümeyi önermektedir. Bunun dışında; çok hafif tempoda koşma, bisiklete binme, yüzme, tenis, aerobik ve jimnastik tarzı kalbi çalıştıran sporlar yapılması da uygun görülmektedir. Sporu asla ödev olarak görmeyiniz. Bu da tedavinin bir parçasıdır. Amaç; metabolizma hızını düşürmemek, kilo verirken bir noktada ağırlığın sabit kalmasını önlemek, verilen kiloların kalıcı olmasını sağlamak ve en önemlisi sağlıklı yaşama adım atmaktır. Sonuçta ?1 saat? dediğimiz günün sadece %4?üdür. Kişi kendine egzersiz için zaman ayırmalı ve mutlaka bu hakkını kullanmalıdır. |
Diyet Yaparken Dikkat...!
Diyet Yaparken Dikkat
Diyet yaparken hafızam silindi Seren Serengil, 'mucize' diye lanse edilen zayıflama ilaçlarını kullanınca kiloları gitmiş ama bedel olarak hafızası silinmiş. Ardından kendi keşfi olan bir zayıflama yöntemine yönelen sanatçı, dört ayda 38 bedene inmiş.. Onun hem kilolu hem de zayıf hallerini defalarca gördük. En çok ve sık diyet yapan ünlüler arasında yer alan ve zaman zaman diyet mağduru konumuna düşen Seren Serengil'le, 16 yaşından beri süren zayıflama macerasının iç yüzünü konuştuk.... * Zayıflama yöntemlerinin hemen hepsini denemiş biri olarak, sizce şu anda en mantıklı zayıflama yöntemi hangisi? Ben diyet ve zayıflama konusunda araştırma yapmaya bayılırım. Tüm yurtdışı sitelerini inceledim. Aletli zayıflama, şu sıralar en etkili ve en sağlık yöntem. Benim diyet için sabrım yok. Hemen sonuç görmek istiyorum. Bunun için teknoloji size böyle imkanlar sunuyorsa, bunlardan faydalanmak lazım. Şu sıralar hayatımda olmazsa olmazlarım; karboksi, power plate ve benim keşfim olan 'Seventy' adlı bir alet. Ben ona 'Seren' adını verdim. Kendim buldum bu aleti ve Türkiye'ye getirttirdim. Kısa zamanda da gerçekten çok iyi sonuç aldım. 4 AYDA 42 BEDENDEN 38'E İNDİM * Bu yöntemle kaç kilo verdiniz? 4 haftada 6.5 kilo verdim ve iki beden inceldim. Ben 42 bedenlere çıkmıştım. Hamilelikle beraber 20 kilo aldım. Düşüğün ardından 8 kilo verdim, diğerleri kaldı. Bu arada çok üzüldüm. Aslında üzüntü nedeniyle yerimden kalkmak bile istemiyordum ama eşim beni yeniden hayata bağladı. Şimdi kendime dikkat etmeye başladım. Bir ayda vücudum toparlandı ve bu bana moral verdi. Aletlerle 42 bedenden 38 bedene kadar indim. 36'ya düşmek istiyorum. Bana "6 ay diyet yapacaksın" deseler, hayatta yapamam. Ben işin püf noktasını çözdüm. Vücudumu toparlıyorum ve kendimi aynada güzel görünce, diyetime de dikkat ediyorum. Yüzü güzel kadınlar daha kolay kilo alıyor çünkü alt taraflarını boşveriyorlar. Ama artık devir değişti. Yüzü güzel olmayan, müthiş zayıf bir kadını çok beğenebiliyoruz. Yani artık kilo vermek şart! İLAÇ ALMAK HATA! * Bugüne kadar incelmek için yaptığınız en büyük diyet hatası nedir? En büyük hatam; ilaç kullanmaktı. İlaç aslında işe yarar gibi gözükse de, sonradan iki kat fazla kilo almanıza yol açıyor. Bende de bu durum böyle gelişti. Ayrıca, ilaçlar yüzünden psikolojim de bozuldu. Şu anda hiçbir şey hatırlamıyorum. Bu çok korkunç bir şey. Aylarca hiçbir şey hatırlamadım. Resmen eski arkadaşlarım ve bütün anılarım silindi gitti hafızamdan... * Size zayıflama ilacını doktor mu vermişti? İlk başta önemli diyetisyenlerden bir tanesi verdi. Bana "Bu senin incelmene yardımcı olur" dedi. Bu ilacı kullananlar, benim gibi sevdiği yiyeceklerden kopamayanlarmış. Yani kısa yoldan, sabretmeden, uzun süre rejim yapmadan zayıflamak isteyenler ve zaaflarına yenik düşenler... Tam bana bu ilaç... O yüzden de hiç düşünmeden kullandım. * İlaç işe yaradı mı? Zayıflayıp, istediğiniz kiloya inebildiniz mi? Tam 16 kilo verdim. 54 kiloya düştüm ama sonra aynı hızla iki kat kilo aldım. Sonuçta artık hiçbir şey hatırlamıyorum. Bu, gerçekten korkunç bir şey. Ben de hasar olarak zayıflama ilaçları hafıza kaybı yarattı. Yine de bu kadarıyla kurtulduğum, canımdan olmadığım için seviniyorum. Yurtdışındaki internet sitelerinden bu ilaçla alakalı basına yansımış korkunç şeyleri okudum ve okuduktan sonra çok korktum. Ölüm haberleri gelmeye başladı. Ben de zayıflamanın canımdan değerli olmadığını anladım ve eşimin de baskısıyla ilacı bıraktım. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.