![]() |
Tıkınırcasına Yemek Bulimia Nedir
Tıkınırcasına yemek bulimia nedir
Ciddi bir yeme bozukluğu olarak nitelendirilen bulimia hastalığının tanımı, zevk için yıkıcı bir şekilde yemek yemek ve sonrasında yaşanan, yinelenen uygunsuz kilo kontrol davranışı olarak yapılmaktadır. İngilizce "Binge- eating" adı verilen zevk için yemek yemek aktivitesinde, aşırı miktarda yemek, çok kısa bir zaman zarfında tüketilir ve yiyecek genelde, hızlı yenilmesi kolay, kalorisi yüksek ve tatlı ürünlerden oluşmaktadır. Bulimia hastalığının ilk aşamasında yaşanan binge- eating davranışını, "uygun olmayan telafi edici davranış şekli" izler. Kişinin, muhtemel kilo alımını kontrol etmek için başvurduğu uygunsuz telafi edici davranış biçimi, bağırsakları temizleme eylemi- ingilizcesi "purging"- ( kendi kendini kusturma, müshili kötüye kullanma, diütrik veya lavman aracılığıyla) veya bağırsakları temizlememe olayı- ingilizcesi non-purging- (oruç tutma veya aşırı egzersiz yapma gibi) şeklinde ikiye ayrılır. Zevk için yiyen bulimia hastaları için, bir salata veya yarım elma gibi çok az miktar yemek bile bazen eğlence olarak algılanır ve ardından kusma eylemi gerçekleştirilir. Bulimia yeme bozukluğu hastalığı, ergenlik dönemi sonu ve yetişkinlik başlangıcı dönemde, çoğunlukla kızlarda görülürken, erkeklerde ise nadiren bulunur. Normal bir insanın kapasitesi dışındaki aşırı miktarda yiyeceğin kaçınılmaz kilo alınım sonucunu önleyebilmek için izlenen kusma yöntemi, zevk için yemek yeme (binging) pratiğini izleyen, saatsel aralıklarla artan bir döngü oluşumuna kadar uzanır. Her kusma eyleminin ardından tekrar bir şeyler yeme eğilimi, ihtiyacı gelir ve bulimia hastası midesi dolup taşana kadar, kusma ihtiyacını tekrar hissedene kadar yemeye devam eder. Bulimia nın artan şiddetiyle beraber güçlenen yeme içgüdüsü, kişiyi artıkları karıştırarak bir şeyler arama, çöp kutusunu didikleme, bir şeyleri çalmaya kadar sürükleyebilir ve bu aslında, dışardan kötü gözüken davranış biçimleri, özel bir haz duyumunu da beraberinde getirir. Hayatları bulmik davranış biçimleriyle kaosa dönen genç kızlar, kendi hareketlerini iğrenç bulurlar ve derin utanç duyduklarından, dürtülerini gizlice tatmin etme arayışına girişirler. Bulimia hastalığıyla yaşamlarını sürdüren insanların, geniş miktarda yiyecek tüketiminden sonra izledikleri mideyi boşaltım metotları, aslında duygusal yoğunluklarının bir göstergesidir. Herkesten aşırı ve hatta iğrenç denebilecek şekilde yedikleri yemek sonrası duyulan pişmanlık duygularıyla baş etmek için, gerçekçi olmayan bir şekilde kendilerini suçlamaya başlarlar ve zorla da olsun kusarak, kendilerini bir nevi cezalandırılmış olurlar. Bu yönelim, kişilerin kendileri hakkında nasıl hissettikleriyle veya hayatlarında belli olay serileri ardından nasıl davrandıklarıyla direk ilgilidir. Zevk için yeme ve bağırsakları temizleme olaylarına ardı ardına ihtiyaç duyan bir bulimia hastası, aslında, öfke, bunalım, çaresizlik, gerginlik, stres, endişe gibi duygularını sakınmaya çalışıyor ve bunların ortaya çıkış şeklini değiştirmeye çalışıyordur. BULİMİA YEME BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ Çeşitli kültürlerde, yaygın olarak yerleşmiş olan bugünkü zayıflık saplantısının bulimia nın gelişimi üzerinde geniş bir etkisi vardır. Ergen yaşlarda ve ailelerde bulunan obezite eğilimleri, kişinin hastalığı geliştirmesinde bir başka faktördür. Ebeveynlerin, tombul olarak nitelendirdikleri veya nitelendirilen çocukları üzerindeki endişe telaşı, ayrıca bir etken olarak sayılabilir. Bulimik bazı kişiler, kusma aksiyonunun kendilerine "bir çeşit yüksekte olma" duygusu yaşattığını söylemeleri ayrıca kayıtlar arasındadır. Zorunlu bir bulimia döngüsü içinde bulunan insanlar, alkol ve ilaçları kötüye kullanabilir. Anoreksi ve bulimia yeme rahatsızlıklarının aile içinde bulunması ve en çok kızlar üzerinde etkili olması eğilimi vardır. Bilim adamları en son yaptıkları araştırmalarda, belirli sinir vericilerinin (serotonin ve norephephrine), bulimik insanlarda düşürüldüğünü bulmuştur. Büyük olasılıkla bu durum, hastalığın gelişimi ve ortaya çıkmasında katkıda bulunan çevresel ve biyolojik faktörlerin bir bileşimidir. Bunun yanı sıra, zayıf olma isteği ve kiloyu sınırlama girişimleri hastalığı provake eden diğer faktörlerdendir. Bulimia davranış biçimi edinildikten sonra, bu duyguların hissediliş biçiminde de önemli değişiklikler meydana gelir. Hasta, aslında, baş edemeyeceğini düşündüğü duygulardan hastalık aracılığıyla korunur. Çelişkili olarak, bulimia hastaları, çeşitli bir çok şeyin kontrollerinden çıktığını hissetme duygularını, kendilerini kusarak kontrol altına alma eylemleriyle bastırırlar ve böylece hastalık sürüp giden bir döngü biçimini almaya başlar. Kişinin, kontrolü altında olduğunu düşündüğü bu korunma yönteminden yoksun olacağı korkusu, hastalığın şiddetinin artarak devam etmesine yol açar ve bu durum bütün duygusal deneyimlere hakim olmaya başlar. Depresyon, sıkıntı, öfke durumunda kişi yalnız ise hastalık riski artar; ve bu da, davranışı oluşturan bir alışkanlık halinde gelir. Bazı genç kızlar yalnız kalarak ve kendilerine ulaşılabilir yemek stoku saplayarak bulimia hastalığı sürecini kolaylaştırırlar ve bu yolla oluşturulan duygulara bir anlamda tirkayi olmuş olurlar. TEŞHİS KRİTERLERİ Bulimia hastalığını tecrübe eden insanlarda görülen genel kriter, yaşayış biçimi, genellikle aşağıdaki gibidir: [*] Yinelenen binge- eating (zevk için yeme) olayları. Bir binge- eating olayı, iki bileşenle birlikte karakterize edilir: · Başka insanların benzer süre ve şartlar altında yiyebileceğinden, kesinlikle çok daha fazla miktarda yiyeceği, farklı zaman aralıklarıyla (iki saatlik devir içinde) yemek. · Yemek yeme olayı sırasında, durum üzerinde hissedilen kontrol eksikliği (yemeyi durduramama veya neyi ne kadar yediğini kontrol edememe).[*]Kilo alımını önlemek için, yinelenen uygunsuz telafi davranış biçimlerini uygulamak: kendi kendini kusturmak (müshili kötüye kullanma, diüretiks, lavman veya diğer ilaçlarla); oruç tutma; aşırı egzersiz gibi.[*]Her iki binge- eating ve uygun olmayan telafi edici davranış biçimi, en az 3 ay boyunca, yine en az haftada 2 kez gerçekleşir.[*] Kişinin kendini değerlendirmesinde, vücut şekli ve kilosu hayati önem taşır. 3 ÇEŞİT BULİMİA VARDIR: 1. Basit Bulimia: Genellikle, kızlar 18 yaşındayken başlayan yaygın bir bulimia türüdür. Hastalık öncesi normal bir hayat yaşayan bu grup bulimikler, az da olsun kendilerine güven konusunda sınırın altındadırlar ve herhangi bir konuda haklarını pek savunmazlar. Aile özgeömişleri açısından ayrıcalıklı konuma sahip olmayan bu grup hastaları, muhtemelen arkadaşlıklarını normal standartlarda devam ettiriyorlardır ve yaşıtları arasında da oldukça popülerdirler. Hastalık bir mutsuzluk dönemiyle tetiklenir ve çoğunlukla bu sorunlu döneme sebep, yıkıcı bir erkek arkadaş ilişkisidir. Kendini sevmeme eğilimi dış görünüş üzerine yoğunlaşır ve kendine güveni geliştirmek amacıyla diyete başlanılır. Sıkı kontrollü diyet, kısa devre kandırmalarıyla kesilir ve başarılı olmaz. Kusma yöntemi, artan kiloları verme isteğini başarma çabalarının bir parçası olarak kullanılır ve sonuç olarak zevk için yeme ve bağırsakları temizleme döngüsü içine kendiliğinden girilmiş olunur. Kilo, normale yakındır; fakat, yeme şekli zamanla çok daha kötü hale gelir. Bu çeşit bulimia, en az şiddetli olan bulimia şeklidir. Muhtemelen, birçok genç kız bu semptomları yaşıyor olmasına rağmen, tıbbi yardıma başvurmaz. Hastalığın en önemli riski, zamanla kötüleşmesidir. Bu hastalıktan çeken insanlar için yardım arama zamanı, yirmilerinin başlarında aile kurmaya kara verdikleri zaman ve bebek sahibi olmayla ilgili olası sonuçlardan endişelendikleri zamandır. 2. İştahsız bulimia: Anoreksi hastalığının kısa dönem devresinden sonra oluşan bulimianın farklı bir şeklidir. Kişide anoreksi boyunca meydana gelen iştahsızlık olayı oldukça kısadır ve hasta, tedavisiz bu dönemi atlatmaya başlar. Reglinin yeniden başlayacağı 46 kilo civarında, hasta kilosunu kısa bir süre sabitler. İştahsızlık kontrolü, uzun süre devam ettirilemez ve (binging) zevk için yeme oldukça küçük bir şekilde başlar; fakat, kusmaya başlandıktan sonra, binging in şiddeti artmaya başlar. Kişi, norma bir insanın yediğini olağan bir yemekten sonra bile, kusmaya başlar; bu durum, iştah dürtüsünün kontrolünün kaybedilmesi ile binging halini alır. Hastalık, zevk için yeme davranışı ve kusma döngüsünün hakimiyeti altına girer; normal kilo civarına veya üstüne yavaş yavaş çıkmadan önce, kilo bir süre düşük seviyede seyreder. Bu blimia grubundaki kişilerin, diğer gruptaki blimiklere oranla daha az saplantıları olur ve yine farklı olarak, duygusal gelişim açısından daha olgundurlar. Çoğunlukla, bu iştahsız bulimia türüne sahip kızların erkek arkadaşları vardır ve duygularını ifade etme eğilimleri vardır. 3. Çok-iticili bulimia: Şiddetli, ağır bir bulimia çeşidi olan çok iticili bulimia hastalığı, basit bulimia ya benzer şekilde başlar ve benzer yaş grubu kızlarında görülür. Bu grup, duygusal ve itici- düşüncesiz şekilde hareket etme problemleri taşıyan, bir dizi anormal davranıştan ötürü acı çekerler. Bu davranışların bazıları, bulimia başlamadan önce de zorluk yaratıyordur. Yeme bozukluklarıyla çağrışım yapıldığında, uyuşturucu kullanımı, alkolü kötüye kullanım, kasıtlı kendine zarar verme (genellikle dirsek ile bilek arasını kesme şeklinde), çalma, önüne gelenle yatıp kalkma gibi bir çok davranış probleminin harmanlanacağı bir tabloyla karşılaşılacaktır. Bulimia sı olan insanlar, bir dizi geçmişe sahiptirler; fakat, bu kişilerin ailesinde yüksek huzursuzluk ve geçimsizliğin bulunması da oldukça yaygın bir durumdur. Kişilik açısından ise, bu kişilerin erken yaştan itibaren zayıf iç-tepkisel kontrol sahibi oldukların gösteren kanıtlar bulunması muhtemeldir ve çoğunlukla, zayıf- kötü okul, akademik başarı kayıtlarına ve zayıf arkadaş edinme- sürdürme yeteneğine sahip oldukları gözlemlenmiştir. Davranışlarının sonuçları, tahmin edilebilir olduğundan, bunları değiştirmede zorluk yaşarlar ve sonuç olarak, hayat şekillerini değiştirmek için onlara yardım etme, genellikle uzun süren bir yardım süreci gerektirmektedir. Bulimia nın diğer türlerinde de olduğu gibi, hastalığın şiddeti kişiden kişiye, durumdan duruma değişiklik gösterir, tek bir düzleme oturtulamaz; bu grubun bulimasının şiddeti ise kişinin öncül davranış anormalliklerine bağlıdır. BULİMİA HASTALIĞI VE ÖZELLİKLERİ
Araştırmalar, 18- 22 üniversite yaşı aralığında bulunan, her 100 kişiden 4'ünün (%4) bulimia hastalığına sahip olduğunu göstermektedir. Erkekler ise, bu hastalık çok daha oranda görülmektedir. %0,5- 1 oranında bir anorkesi hastası kadın popülasyonunun üzerinden yürütülen bir karşılaştırmada, anoreksi sahiplerinin % 2-3'ünün bulimia hastalığı geliştirdiği saptanmıştır. Çalışmalar, anoreksi hastalığı şeklinde bir yeme bozukluğu geliştiren kişilerin %50'sinin, sonradan bulimik olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Amerika'da, 5 milyon kişiden fazla bir popülasyonun, yeme bozukluğu rahatsızlığı tecrübe ettiği bilinmektedir (anoreksi veya bulimia şeklinde). Yeme bozukluğu eğiliminde, kadınlar erkeklerden 10 mil ilerde iken, hastalığın oluşum oranı, ergenlik dönemindeki gençlerde ve 18-22 üniversite yaşındaki genç yetişkinlerde çok daha yaygındır. BULİMİA TEDAVİSİ Bulimia hastası insanlar- anoreksi hastaları gibi açıktan ölme riskinde olmadıkları için-, bireysel ayakta tedavi terapileri ile tedavi edilebilirler. Bunun yanı sıra- eğer bulimia kontrol dışı bir hal aldı ise-, yeme bozuklukları tedavisini kabul etme tutumu, kişinin hastalık davranışlarının bırakarak tedaviye yoğunlaşmasında yardımcı olabilir. Grup terapisi, grup üyelerini anlamaya dayalı olduğu için, özellikle, üniversite yaşlarındaki genç yetişkin kadınlar üzerinde etkilidir. Grup içinde, yaşıtlarının benzer tecrübelerini dinleme imkanı bulan hastalar, buna ek olarak destek gruplarından, istedikleri kadar uzun süre boyunca yararlanabilirler; esnek programa ve ücretsiz terapiye sahip olabilir. Bununla birlikte, aslında, destek grupları, tedavinin yerine geçmez. Bazen, yeme bozukluğu olan bir kişi, bireysel terapi takviyesi olmadan grup terapi veya destek gruplarından faydalanamayabilir. Bilişsel- davranışsal terapinin- ister grup ortamında, ister bireysel terapi oturumlarında-, bulimik hastaların yararına sonuçlar verdiği kanıtlanmıştır. Bilişsel- davranışsal terapi, kişinin yemek ve böbreklerini boşaltma ile ilgili özsel- denetleme yeteneği üzerine yoğunlaştığı gibi, hastalıkla birlikte oluşan bozuk düşünme şekillerini de değiştirme üzerine çaba sarf eder. Bu terapi yöntemi, sık sık beslenme danışmanı ve/ veya anti- depresan ilaç (fluoxetme- Prozac) uygulaması ile birleştirilir. Tedavi planı, kişinin sorunlarını kapsayacak şekilde ayarlanmalıdır; fakat, geniş çeşitlilikteki uzmanlar ve yaklaşımları içeren, etraflı, ayrıntılı bir tedavi planı, genellikle en iyisidir. Yeme bozukluğuna sahip kişi için, aile çevresinden veya toplumsal çevresi içinden gelişen ve bireye yönelen, destek içerici yaklaşımlar ise ayrıca önemlidir. BULİMİA YI ÖNLEME Bilim adamları tarafından, bu rahatsızlığa "risk faktörü" oluşturan noktalarla ilgili önleme çalışmaları artmaktadır. Bulimia ve diğer yeme rahatsızlıklarını belirleyici multi faktörler ve bunların genç kadınlar üzerindeki yaygın etkisinin ötesinde, kendine güven, esneklik, aile etkileşimi, yaşıtların baskısı, medya ve diyet gibi faktörlerin de hastalığın gelişimindeki rolü, küçümsenmeyecek kadar etkilidir. Zayıf olmanın önemi ve diyet üzerine zararlı makaleleri, ergen (teenager) dergilerinden yok etmek gibi çabalar, savunma gruplarının hastalığı önleme çalışmaları arasında yer almaktadır. BULİMİA NIN KÖTÜYE GİTMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN İP UÇLARI
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.