ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=595)
-   -   Kendine Rastlamak Nedir (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1032443)

Prof. Dr. Sinsi 11-04-2012 09:03 AM

Kendine Rastlamak Nedir
 
Kendine Rastlamak Hakkında Bilgi

Birisiyle karşılaştığınızda kendinizle karşılaşırsınız aslında.

Benliğiniz, size kendisini takdim eder.

Karşınızda duran kişi sizin bir suretinizdir.

O kişiyi karşınıza çıkaran bir peri vardır

içinizde.

Pek çok formlarda belirirsiniz kendi önünüzde; lakin

bunların hepsi sizin kendi yansımalarınızdır.

Bu yansımalar hakkında

ne hissederseniz hissedin sizin bir yanınızı ortaya koyar onlar.

Bu size uzak göründüğü denli ürkünç de gelir.

Korkunç canavarları kendi kendinize davet ettiğinize inanamazsınız.

Güzelliği ve güzel ruhları da kendinizin davet ettiğine inanamazsınız.

Herhalukarda sizin bir yönünüz, sizin bazı düşünceleriniz, önünüzde

ortaya çıkmaktadır.

Karşılaşan kişi de, bu şekilde ortaya çıkan kişi

de bunu bilmeyebilir.

Ancak, burada görünmez bir işbirliği vardır.

Birgün karşınıza perişan bir dilenci çıkabilir, ya da varlıklı bir işadamı,

ağlayan bir çocuk, acelesi olan bir insan, bir adam ya da bir kadın, yaşlı

veya genç; bunların hepsi sizsiniz.

Mümkün olan her nevi kombinasyon

sizsiniz.

Zaten sizin kendiniz oldukları için bu kişiliklerin hepsini gayet

iyi tanırsınız. Sizden bir parçadır onlar, sizin bir yanınızdır. Onların

hepsi sizsiniz.

Tüm bunlara yoldaki sarhoş bir adamı da ilave edebiliriz, ona karşı ya

bir empati besler ya da onu suçlarsınız; zira içinizdeki bir şeylerin

tezahürüdür o adam.

Polisleri ve hırsızları görürsünüz çünkü siz hem

yakalayan, hem de yakalanansınız.

Hem iyi çocuk, hem de kötü

çocuksunuz. Bilinen her nevi kılığa girmiştiniz.

Buna rağmen kendinizi kandıramazsınız.

Önünüzde duran yabancılar değildir bunlar.

Onları teşhis etmek istemeyebilirsiniz.

Lakin herhalukarda onların herbiri sizsiniz.

Bir konsere gittiğinizde hayatınızda yarattığınız harikulade bir müziğe

tanıklık edersiniz.

Bir futbol maçına gittiğinizde oyuncuların hepsi sizsinizdir

aslında; ev sahibi takım ya da konuk takım, kaybeden ya da kazanan, faul

yapan ya da faul yapılan.

Karakterleri belirler ve rol dağılımını yaparsınız.

Hem yönetmen hem de yapımcısınızdır. Hain kişi ve de meleksinizdir.

Tüm rolleri oynarsınız. Hainlerin ve meleklerin ne olduğunu bilirsiniz.

Onların adımlarıyla yürümektesiniz.

Karşınızda tezahür eden herkes sizin konuğunuzdur. Onları davet etmiş

olduğunuzu hatırlamayabilirsiniz, fakat onların varlığını inkar da edemezsiniz.

Belki de davetiyetinizi çok uzun zaman önce yazmıştınız ve onlara bugün ulaşmıştı

o. Belki de istemediğiniz bir şey için uzun uzun düşünmüş ve onu kendinize

çağırmıştınız.

Bu, bir haketme meselesi değildir. Suçlama ya da pişman olma meselesi değildir

bu; lakin bir mesuliyet halidir. Hayal mahsulu ortaya çıkan bir hata da yapılmış

olsa, örneğin bir kişiliğin yanlış tasavvur edilmesi gibi, farketmez.

Artık sorumluluk sizdedir.

Peronda duran sizsiniz.

Hangi trene bineceğiniz size bağlıdır.

Binebilir ve tekrar inebilirsiniz.

İteklenip sıkıştırılabilirsiniz.

Orada olan sizsiniz.

Oraya nasıl gitmiş olduğunuz, çözümleyeceğiniz bir mesele değildir.

Oraya gitmişsinizdir.

yaşamın , reaktörü ve dinamosusunuz.

Onun ekseni ve merkezisiniz.

Sürecin kendisisiniz ve süreci işleyensiniz ve de neticesiniz.

Nesne ve öznesiniz.

Geçişli ve geçişsiz fiilerin kendisisiniz.

Özel isimlersiniz, cins

isimlerisiniz.

Bunun iyi tarafı, istediğiniz herşey olabileceğiniz ve istediğiniz herkesle bir

arada olabileceğinizdir.

Mevcut dünya sizin yaratınızdır.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.