ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Türkiye'nin Milli Güvenliği Ve Derin Devlet İhtiyacı (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1029765)

Prof. Dr. Sinsi 11-04-2012 12:18 AM

Türkiye'nin Milli Güvenliği Ve Derin Devlet İhtiyacı
 


Türkiye'nin Milli Güvenliği ve “Derin Devlet” İhtiyacı

Türk insanının bugün içinde bulunduğu zihniyet durumu “hafızlayan” olarak tek kelimeyle açıklanabilir.

Tıpkı eğitim sistemimiz gibi. Eğitim sistemimiz “düşünen” değil, “hafızlayan” insanları 10 Kasım 1938den beri yetiştirmiyor mu?

Benim hafızlayan olarak tanımladığımı Mahir Kaynak “öğrenen” diye tanımlıyor.

Kendimizi kandırmayalım. Dünyanın hiçbir yerinde “halk” düşünmez. Amerika halkı da yüzde 98 düşünmez. Zaten Amerika halkından düşünmesi de istenmez.

Neden mi? Amerikan eğitim sistemi “sirk aslanları” yetiştirir. Sirkte aslan ateş yanan çemberin içinden atlayarak geçer ve “partner”inin köşeden alıp ağzına attığı et parçasını yutuverir.

Ancak Amerikan üniversitelerine ta ilköğretimden itibaren başlayan bir yönlendirme vardır. Liseyi bitirenlerin en iyileri Amerikadaki 4500 üniversite ve yüksekokuldan ilk on tanesine girerler.

Beklenenin aksine ilk on üniversiteye girenlerin çoğu zengin çocukları değil, orta halli Amerikalıların çocuklarıdır.

Bunlar, adam gibi burslarla, üniversite, şirketler, kamu kurumları ve zenginler tarafından parasal olarak desteklenerek maddi bakımdan rahat bir öğrencilik yapmaları sağlanır.

2005 Türkiyesinde “çok dindar” veya “laik” zenginler üniversitede okuyan bir kısım çocuklarımıza ayda 70 YTL, 120 YTL gibi ultra burslar (!) vermektedir.

Buna en hafifi ile Allahı kandırmak (!) ve kendi vicdanlarına “teyemmüm” yaptırmak (!) denir.

Biliyorsunuz, “teyemmüm” suyun bulunmadığı zaruri hallerde toprakla abdest almaktır.

Yukarıda bahsettiğimiz on üniversitenin toplam öğrenci sayısı 130 bin civarındadır. Bu 130 bin öğrencinin içinden de eğitim dönemi içindeki bütün performansları değerlendirilerek yüzde ikisi, evet sadece mastır ve doktoraya yönlendirilir.

Adam gibi burslar burada da devreye girer.

İşte Amerikaya Amerika yapan, DERİN DEVLET kuran bunlardır.

Derin Devlet Amerikadaki bizden “Kurtlar Vadisi” ve benzerlerindeki soytarılıklar değildir.

“Kurtar Vadisi” orada da vardır. Ancak onların çoğu derin devlet ihtiyaç duyduğuna dış ve iç operasyonlarda kullanılır ve “emekli” edilirler.

Derin devlet ne yapar?

“Derin devlet” bilgi toplar, topladığı bilgileri muhtelif ekipler analiz eder. Sonra A,B,C ve hatta D planları hazırlar.Değerli dostum eski İçişleri Bakanı Meral Akşener ifadesiyle, Türkiyede devlet bilgi toplamada birçok Batı Avrupa devletlerinden ve hatta Amerikadan dan iyidir. Ancak problem analizdedir. Analiz ve analize dayalı planlar düşünen insanlar ister.

Düşünen analistler, askeri, siyasi, dini, kültürel; özel sektöre, azınlıklara, dini tarikatlara, sağcılara, solculara, komünistlere, faşistlere, velhasıl “DEVLET”in içte ve dışta idare etmesi gereken her grup ve/veya devlet için alternatif planlar hazırlar, “şartlar” hangisine uygunsa “Derin Devlet” onu “tedavül”e sürer.

Türkiye 10 Kasım 1938den beri açık araziye dönmüş bir ülkedir. Dışarıdan adamlar ihtiyaç duydukça elini kolunu sallayarak Türkiyeye gelmekte, kendilerine “kafadarlar” yetiştirmekte, sonra çekip gitmektedirler.

Türkiye ile ilgili bir “operasyon” yapacağına da işi içerideki kafadarlarına havale etmektedirler. Hem ucuz, hem de hiç fark edilmeyen işlerini tıkır-tıkır yapmaktadırlar.

Eğitim sistemimiz bile düşünmeyen, düşünemeyen, hafızlayan tek tip insanlar yetiştirilmektedir. Ve “Nadas”a bırakılan beyinler… “Nadas”a bırakılmış tarlada ise kolayca ayrık otları yetişir.

Bu “fasit” daire kırılmadan Türkiyenin “meddi cezir”lerden çıkması, bölgesel ve küresel oyun kurucu olması mümkün değildir.

Oyun kuruculuk ekonomik zenginliğe bağlı değildir. Bilakis ekonomik zenginlik akıllı oyun kurucuların yönlendirip geliştirdiği iç ve dış tedbirler manzumesinin sonucudur.

Eğer her şeye ekonomi gözüyle bakan bir “elit” kadrosuna sahipseniz, önce topyekün beyinlerin, sonra bacak aralarının, en sonunda da ruhların ırzına… Küresel güçler tarafından ihtiyaca binaen halledilirsiniz.

Kuzey Irak politikamıza bakınız.
AB ile ilişkilerimizdeki aymazlığa bakınız.
Kıbrıs politikamıza bakınız.
Eğitim politikamıza bakınız.
Ekonomi politikasızlığımıza bakınız.
Toptan dış politikamıza bakınız.
Sağlık politikamıza bakınız.
Ulaşım politikamıza bakınız.
Enerji politikamıza bakınız.
İstanbul Topkapıya hemen hemen bütün Türk insanı bilir. Topkapıda yol, geçit, çevre düzenleme, raylı sistem vs. tam otuz yıldır devam eden yap-boz inşaatı sürmektedir.

Topkapıda bu durum Türk devletinin bütün kurumlarında vardır. Alın üniversiteleri yap boz içinde.

Keşke Demirel GAP ile övüneceğine on milyar dolar harcayarak iki tane “Yale veya “Harvard” üniversitesi kursaydı.

Çünkü Türkiyenin milli-ulusal, düşünen, araştıran ve uygulamaya proje üreten beyinlere ihtiyacı vardır.

Ekonomik, siyasi ve kültürel kurtuluşun yolu buradadır. Türk eğitim sisteminin zirvesi YÖKtür. YÖK başkanı ise Prof. Dr. Erdoğan Teziç. Teziçin dünyanın kabul ettiği üç bilimsel indekse giren, yani YÖK ve TÜBİTAKın kullandığı kriterlere uyan bir tek bilimsel makalesi yoktur. (Abbas Güçlü, YÖK Bilim Fakiri, Milliyet Gazetesi, 19 Eylül 2004)

Diğerlerini de merak ediyorsunuz değil mi? YÖK üyelerinin altısının da sıfır makalesi var, dördünün de birer adet.

Sayın Demireli örnek verdim. Bir kastımdan değil, yedi-sela İnönü, Menderes, Özal ve diğerleri…

Demek ki, Türkiyede derin devletin adı var kendisi yok.

Amerikayı yöneten “derin devlet” yukarıda saydıklarımı, Türkiye dahil dünyanın her yerine karşı önceden hazırlayıp, zamanı gelince raftan indirip uygulamaya koyan bir devlettir.

Yoksa derin devlet “Kurtlar Vadisi”ndeki sürekli “tetik düşüren” mafyamatik sebep-sonuç ilişkileri değildir.

Derin devlet bilgidir. Bilgi olmadan derin devlet olsa-olsa Kurtlar Vadisi kadar olur ki bence Kurtlar Vadisi veya bu türdeki görsel şovlar Türk insanının kafasındaki derin devlet kavramını yozlaştırmaktan başka bir işe yaramamaktadır.

Bu da Türk devleti için, bir başka zafiyetin gelişmesi demektir.

“Ya devlet başa, ya kuzgun leşe.”

21. yüzyılın “leş”i olmamak için adam gibi bir derin devlete ihtiyacımız var. Gerisi boş laf.

MGKyı AB istedi diye kuşa çevirenlerden bu beklenebilir mi?


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.