![]() |
Osmanlı İmparatorluğu Devlet Örgütü
Osmanlı İmparatorluğu Devlet Örgütü
Fatih, Osmanlı ve sürekli bir yapı kazandırmak için önemli düzenlemeler yaptı. Yönetim, maliye ve hukuk alanında koyduğu kuralları içeren Fatih Kanunnamesi, sonraki dönemde de yürürlükte kaldı. Bu kanunname, tahta çıkan padişaha devletin geleceği için kardeşlerini öldürme hakkı veriyordu. Fatihin Osmanlı Devleti düzenine ilişkin temel ilkelerin pek çoğu, Tanzimat dönemine kadar geçerliliğini korudu. Saltanat Makamı Osmanlı Hanedanı soy ağacı Osmanlı hanedanınıdan 36 padişah toplam 623 sene hüküm sürmüştür. İlk önce Bey diye adlandırılan padişahlar, 1383'den itibaren Sultan, 1517 tarihinden sonra da Sultan unvanına ek olarak Halife unvanını da taşımaya başlamışlardır. Osmanlı padişahları tahta çıktıklarında yayımladıkları bir tür genelge olan Adaletnâme; kanunlara uyulması ve herhangi bir haksızlığa hiç kimsenin uğratılmaması konuları hakkında kaleme alınırdı. Divan-ı Humayun Osmanlı Devleti kurulduğunda bir divan vardı ve belli başlı uyeleri bulunmaktaydı. Bunlar; Padişah,Vezir-i Azam, Rumeli ve Anadolu Kazasker'leri, Defterdar, Şeyhülislam,Kaptan-ı Derya, Nişancı Fatih Sultan Mehmet'ten sonra Vezir-i Azamların görüşlerini daha rahat söylemesi için padişahlar arka tarafa bir bölümde izlemiş toplantılara Vezir-i Azam başkanlık yapmıştır. Divan-ı Humayun Üyeleri Vezir-i Azam(Sadrazam):Padişahtan sonraki en yetkili devlet adamıdır. Padişahın mührünü taşırdı.Bugünkü başbakandır. Vezir:Sadrazamdan sonraki en yetkili kişidir. Sadrazamın verdiği görevleri yapardı. Kazasker: Anadolu ve Rumeli'de olmak üzere iki ayrı kazasker bulunurdu. Adalet işlerine bakardı. Ayrıca kadı ve müderrislerin atamasını ya da görevden alma işini yapardı. Bugünkü yargı görevini yaparlardı. Defterdar:Anadolu ve Rumeli'de iki ayrı defterdar vardı. Rumeli'deki baş defterdardı. Maliye işlerini yapardı. Bugünkü Maliye bakanlığı görevini yürütürdü. Nişancı:Tapu,kadastro,fethedilen yerleri gelirlerine göre deftere kaydetmek işlerini yürütürdü. Şeyhülislam:Devlet'te iken verilen kararların İslam'a uygun olup olmadığına karar verir, bu karara fetva denirdi. Sadrazamla eşit rütbedeydi. Kaptan-ı Derya:Donanma ve denizcilikle ilgili işlerden sorumludur. İstanbul'dayken Divan toplantılarına katılırdı. Divan-ı Hümayun 2.Mahmut dönemi'de kaldırılarak yerine nazırlıklar(bakanlıklar)kuruldu. Yerel Yönetimler Osmanlı Devleti yönetim birimleri bakımından büyükten küçüğe aşağıdaki gibidir. Yönetim Birimleri
|
Osmanlı İmparatorluğu Devlet Örgütü
Saltanat Makamı
Padişah sıfatı, Osmanlı Hükümdarları arasında geleneksel hükümdarlık niteliğini anlatmak için kullanılsa da; 14. ve 15. yüzyıllarda Osmanlı Hükümdarları; İslamiyet'in etkisiyle sultan, geleneksel olarak bey ve han ünvanlarını da seçerlerdi. Osmanlı hanedanınıdan 36 padişah toplam 623 sene hüküm sürmüştür. İlk önce Bey diye adlandırılan padişahlar, 1383'den itibaren Sultan, 1517 tarihinden sonra da Sultan unvanına ek olarak Halife unvanını da taşımaya başlamışlardır. Osmanlı padişahları tahta çıktıklarında yayımladıkları bir tür genelge olan Adaletnâme; kanunlara uyulması ve herhangi bir haksızlığa hiç kimsenin uğratılmaması konuları hakkında kaleme alınırdı. Ayân-ı Vilâyet Osmanlı İmparatorluğunda, XVIII. asra gelinceye kadar, her şehir ve kasabada, oranın bir takım nüfuzlu ailelerine eşraf ve âyân denilirdi. Molla, kadı, müftü, müderris, seyyid ve tarikat şeyhi gibi ilmiye mensupları, kethüda yeri ve yeniçeri serdarı gibi kapıkulları ve bunların görevden alınan veya emeklileri ile çocukları, kasapbaşı ve bakkalbaşı gibi esnafın ileri gelenleri, zahireci, kuyumcu, sarraf, bezzaz (dokumacı) ve çuhacı gibi tüccar ve mültezimler (vergi tahsildarı) ayanlardan sayılırdı. Osmanlılarda bunların hepsine birden “â‛yân-ı vilâyet” ismi verilmekteydi. Ayrıca “âyân-ı memleket”, “âyân”, “eşraf”, “âyân-ı belde” gibi isimlerle de anılıyordu. Osmanlı İmparatorluğu'nda Askeri Teşkilat Osmanlı ordu teşkilatı Anadolu Selçukluları, İlhanlılar ve Memluklular devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır. Yaya ve atlılardan oluşturulan ordunun atsız kısmı "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı. Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler. Osmanlı İmparatorluğu'nun temeli atılırken süvari olan beylik kuvvetlerinin yerine vezir Alâaddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf ade ve süvari kuvveti kuruldu. Osmanlı Devleti Ordusu Kapıkulu Ocağı Eyalet Askerleri Kara Okulları Osmanlı Hava Kuvvetleri Donanma-yı Hümayun Diğer Birimler Askeri Bütçe Kapıkulu Piyadeleri
|
Osmanlı İmparatorluğu Devlet Örgütü
Osmanlı padişahları
Osmanlı padişahları, Osmanlı hanedanınıdan 36 padişah toplam 623 sene hüküm sürmüştür. İlk önce Bey diye adlandırılan padişahlar, 1383'den itibaren Sultan, 1517 tarihinden sonra da Sultan unvanına ek olarak Halife unvanını da taşımaya başlamışlardır. Osmanlı padişahları tahta çıktıklarında yayımladıkları bir tür genelge olan Adaletnâme; kanunlara uyulması ve herhangi bir haksızlığa hiç kimsenin uğratılmaması konuları hakkında kaleme alınırdı. Osmanlı Devleti İslam ile birlikte Türk-Oğuz törelerinden de oldukça etkilenmiştir. İslam dünyasında Siyasetname, Nasihatü'l-Mulük gibi eserlerle devlet yönetimi prensipleri konuşulmuş, yeni öneri ve çözüm yolları dile getirilmiştir. Osmanlı yönetim esasları da temel itibarı ile bu eserlerdeki felsefelerle büyük derecede ölçüşmektedir. Allah'a tamamen, hükümdara da şartlı itaat etmek, İslam anlayışında olduğu gibi Türk adet ve geleneklerinde de varolan bir husus idi. Hükümdarların Allah'ın verdiği güç ile iktidara geldiği, iktidarın Allah'ın yeryüzündeki halifesi olduğu ve halkın hukuğa uymaları ile biat etmeleri gerektiği anlayışı, alimler tarafından benimsenmiş bir görüştü. Osmanlı padişahları, Oğuzların Kayı boyuna mensuplardı. İlk kullandıkları mühürlerde Kayı boyunun ibaresinin bulunması bunun en açık delilidir. Osmanlının Kayı boyundan geldiğini sürekli belirtmesi ve bu türden politikalar izlemesi, özellikle Timur mağlubiyeti ve Fetret döneminde büyük yararlar sağlamıştır. 1922'de halife seçilen II. Abdülmecit Sultan değildir. Halifelik unvanı da 1924 yılında TBMM tarafından kaldırılmıştır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.