ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Kıbrıs Barış Harekatı (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1029417)

Prof. Dr. Sinsi 11-04-2012 01:16 AM

Kıbrıs Barış Harekatı
 
Kıbrıs Barış Harekatı

1968de başlayan toplumlararası görüşmelerden altı yıl boyunca hiçbir olumlu sonuç alınamadı. Bu sürede Türkiye federal devlet politikasında değişiklik yaparak bölge muhtariyeti esasına dayalı “üniter devlet sistemi”ne kaydı.

1974 CHP-MSP koalisyonu fonksiyonel federatif sistem tezini benimsemişti. Bu sistemde toprak paylaşılması söz konusu değildir. Tek devlet içinde görev ve yetkilerin iki toplum arasında paylaşılması esastır.

Yunan hükümeti, Kıbrısın Yunanistana ilhakı yolunda Makariosu engel görüyordu. 15 Temmuz 1974de Nikos Sampson bir darbe ile Kıbrıs Elen Cumhuriyetini ilân etti. Bu olay Yunanistanın adaya açık müdâhalesi ve Enosisin gerçekleşmesi idi.

Türkiye, Garanti Anlaşmasına göre İngiltere ile müdâhale kararı aldı. İngiltere müdâhaleye yanaşmayınca, Türkiye 20 Temmuz 1974 sabahı jet uçaklarının himâyesinde Girneden Kıbrısa çıkarma yaptı. 22 Temmuz akşamı ateşkes yürürlüğe girdiğinde, Türk Kuvvetleri Girne-Lefkoşe yolunu kontrol altına almış ve Girne kıyılarında da genişleme yapmıştı.

Güvenlik Konseyi, Türkiyenin çıkarmaya başlamasıyla birdenbire hareketlenmiştir. Çünkü hâdise Türk-Yunan savaşının başlangıcı idi. Nitekim Yunan cuntasının kuvvetli adamlarından Yoannides, Batı Trakyadaki Yunan kuvvetlerini Türkiyeye karşı saldırıya geçirmek istemişse de diğer üyeler bu hareketi onaylamamıştır.

Ateşkesden sonra üç devlet dışişleri bakanları Cenevrede toplandı ve Türkiye açısından I. Cenevre konferansı başarı ile neticelendi. İkinci Cenevre konferansı 8 Ağustosta Kıbrısta Anayasa düzenini kurma amacıyla yapılmış fakat 14 Ağustosta hiçbir netice alamadan dağılmıştır.

İkinci çıkarma, konferansın dağıldığı sabah saatlerinden itibaren başlamış, 16 Ağustosda sona ermiştir. Bu süre içinde Türk kuvvetleri Magosa-Lefkoşe-Lefke-Kokkina-çizgisine ulaşarak adanın % 38ini ele geçirmişlerdir. II. Kıbrıs Barış Harekatı, dünya kamuoyunda Türkiyenin aleyhine bir havanın doğmasına sebep olmuştur. 1.Harekat hukukî bir müdâhale olarak kabul edilmiş, II. Harekat ise, toprak kazanma ve işgâl olarak nitelendirilmiştir. Kimse Türk toplumunun 11 senedir çektiği ızdırabı, Rumların katliâmlarını düşünmemiştir.

Sovyet Rusya, birinci müdâhalenin ardından Kıbrısta, idarî statünün yeniden kurulacağını tahmin etmişti. fakat I. Cenevre görüşmelerinde ümidi gerçekleşmeyince tepki gösterdi. Sovyetlerin ümidi Makariosun tekrar getirilmesi idi.

I. Barış harekâtı sonunda Yunanistanın NATOnun askerî kanadından çekilmesi, Sovyetleri fazlasıyla memnun etmiştir. Sovyet Rusya, Türkiyeye verdiği 23 Ağustos tarihli notada; Kıbrıs meselesinin milletlerarası platformlarda ele alınmasını istiyordu. Sovyet teklifi;

-Türkiyenin anlaşmalardan doğan haklarını bir kenara itiyor,
-Türkiyenin Kıbrıs üzerindeki kontrolünü tamamen kaldırıyor,
-Sovyetleri Kıbrısta söz sahibi yapmaya çalışıyordu.

Amerikaya gelince; Johnson mektubundan sonra 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı, Türk-Amerikan münâsebetlerine ikinci darbeyi vurmuştur. İlişkiler, ancak 1981 yılından itibaren Reagan yönetimi ile düzelmeye başlayacaktır.

Amerika, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra Şubat 1975den itibaren Türkiyeye silah ambargosu uygulamıştır. Amerikan silah ambargosuna Türkiyenin cevabı, 15 Şubat 1975de Kıbrıs Türk Federe Devletinin kuruluşu olmuştur. Diğer taraftan Türkiye ambargoya karşı 1969 tarihli Türk-Amerikan İşbirliği Anlaşmasını yürürlükten kaldırdığını ve Türkiyedeki bütün Amerikan üs ve tesislerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrol ve gözetimi altına gireceğini bildirdi.

Türkiyenin bu kararlı tutumu Amerikan Temsilciler Meclisini yumuşattı. Meclis ambargo tarihinden önce anlaşması yapılmış ve parası Türkiye tarafından ödenmiş askerî malzemenin sevkına izin verdi. Bundan da anlaşıldığı gibi ambargo sadece silah yardımını değil parası verilmiş silahların teslimini de içermekteydi.

Kıbrıs Türk Federe Devletinin kurulması Kıbrıs Rumlarını müzâkerelere mecbur etmiştir. Günümüzde de bu görüşme süreci devam etmektedir. Ecevit 1978 Temmuzunda Kıbrıs konusunda önemli bir taviz verdi. İskân hârici tutulan Kıbrısın Maraş bölgesinin bir kısmına 35 bin Rum göçmeninin yerleşmesini kabul etti. Amerika silah ambargosunu Eylül 1978de kaldırdı.

Toplumlararası görüşmeler bir yandan toplum temsilcilerinin zirveleri, diğer yandan Amerikanın ve Birleşmiş Milletlerin tekliflerinin değerlendirilmesi şeklinde geçmiştir. Amerika ambargonun kaldırılmasından sonra aktif olarak araya girdi ve 1978de bir plân önerdi:

Bu plân federal sistemi kabul etmekle beraber Kıbrıs Türk toplumunun haklarını 1960 Anayasasından daha da geriye götürüyor, Türk toplumuna ayrılacak toprakları küçültüyor ve Garanti Anlaşmasını da bertaraf ederek Türkiyenin Kıbrısla olan bağlarını da kesiyordu. Dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş; Bu plânın sadece Amerika plânı olmadığını Amerika ile Batı Avrupanın Kıbrıs meselesine burunlarını soktuklarını söylüyordu. Diğer yandan bu plân Rumları da memnun etmedi. Çünkü Türk toplumuna federal bir sistem içinde ayrı bir toprak ve kendi içişlerini kendilerinin idare etmesi yetkisi veriliyordu.

1981 ihtilâli toplumlararası görüşmelerde duraklamalara sebep oldu. Diğer taraftan Ekim 1981de Yunanistanda Sosyalist Pasok Partisinin iktidara gelmesi Türk-Yunan münâsebetlerinde gerginliğe sebep oldu. Papandreu, Türkiyeye karşı düşmanlık bayrağını açarken Kıbrıs meselesini toplumlararası çerçeveden çıkarıp Sovyetleri işin içine çekecek tarzda milletlerarası platforma götürme çabaları içine girdi. Neticede bu macera politikası Türkiyeye zarar vermemektedir. Zaman Türkiyenin yararına işlemektedir. Türkiye bugün Kıbrısda sahip olduğu durumdan şikâyetçi değildir.

1967 kıbrıs buhranı

1968 yılında başlayan ve 1974 e kadar süren toplumlar arası görüşmeler Rumların inadı yüzünden bir sonuca ulaşamadı. Türkiye 1960 anayasasına dayalı hakları geliştirmeye ve federal bir yapı oluşturmaya çalışıyordu. Zaman içinde Türkiye üniter devlet içinde bölge muhtariyeti sistemini ileri sürdü. 1973 seçimleriyle Türkiye de MSP – CHP koalisyon kuruldu. Kıbrısla ilgili olarak tek bir devlet içinde görev ve yetkilerin iki toplum arasında paylaşıldığı fonksiyonel federatif sistemin kurulması tezi savunuldu. Yunanistan da iş başında bulunan askeri cunta Enosis in gecikmesini çine sindiremiyordu. Ve Makarios un iktidardan uzaklaştırılması için plan yapmaya başladılar. Makarios bunu öğrenince çok sert tepki gösterdi. 15 Temmuz 1974 te Rum cinayet örgütü EOKA cılar ve lideri Nikos Sampson Rum Milli Muhafız teşkilatının yardımıyla darbe yaparak Makariosu görevden uzaklaştırıp Kıbrıs Helen Cumhuriyetini ilan etti. Böylece ENOSİS yolunda ilk önemli adım atıldığı gibi Yunanistanın da Kıbrıs a müdahale ettiği gün yüzüne çıktı. Amerika İngiltere ve Türkiye yeni yönetimi tanımadıklarını açıkladılar.Türkiye bu durumu antlaşmaları hiçe saymak, anayasal düzeni yıkmak ve geçersiz bir yönetim oluşturmak olarak nitelendirdi.

Türkiye garanti antlaşmasının 4. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak , İngiltere ile beraber Kıbrıs a müdahale etmeye kararlıydı. Başbakan Bülent Ecevit Londra da görüştüğü İngiliz hükümetinden gerekli desteği alamadı. İngiltere, BM ve NATO nun devreye girmesini istiyordu. Türkiye tek başına müdahale yapacağını İngiltere ye hissettirdiyse de İngilizler buna ihtimal vermediler. Amerikanın yunan cuntasına baskısına rağmen Yunanistan yönetimi geri adım atmadı.

Başbakan Bülent Ecevit 19 Temmuz 1974 te Londra dan döndükten bir gün sonra 20 Temmuz 1974 te Türk Silahlı Kuvvetleri denizden ve havadan adaya çıkarma yaptı. 22 Temmuz akşamı ateşkes yürürlüğe girdiğinde Türk Kuvvetleri Girne Lefkoşe yolunu kontrol altına almışlar ve Girne kıyılarında da bir genişleme yapmışlardı. Bu durum askeri bakımdan tehlikeli ve yetersizdi. Bu dönemde Türkiye 300 tank ve 40 bin askeri adaya indirmiş bulunuyordu.

Yunanistan ın adaya müdahalesinde kılını kıpırdatmayan BM güvenlik konseyi Türkiye nin Kıbrıs a çıkarma yapmasıyla harekete geçti. Yunanistan ve Türkiye savaş durumuna gelmişlerdi. BM güvenlik konseyi 20 Temmuz 1974 te aldığı 353 sayılı kararla ada da atel kesin sağlanıp yabancı kuvvetlerin çekilmesini Kıbrıs ın bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün sağlanmasını karalaştırdı. Türkiye 22 Temmuz 1974 saat 17:00 de ateşkese uydu. 23 Temmuzda yunan hükümeti istifa etti. Konstantin Karamanis yeni Yunan hükümetini kurdu. Kıbrısta da yönetime Nikos Sampson yerine Glafkos Klerides getirildi. 25 Temmuzda Türkiye, Yunanistan ve İngiltere İsviçre nin Cenevre kentinde toplanarak 30 temmuzda Cenevre deklarasyonunu imzaladı. Bu deklarasyona göre ;

1) Kıbrısta 1960 anayasa düzeni yeniden kurulmalıdır.

2) Taraflar kontrol ettikleri alanları büyütmemelidir.

3) 30 Temmuz ateşkes çizgisinde BM kontrol bölgesi kurulacaktır.

4) Rum çemberindeki Türk bölgelerinden Rum kuvvetleri çekilecek buralar BM korumasına bırakılacaktır.

5) Anayasal düzenin sağlanması yolunda Rauf Denktaş cumhurbaşkanı görevlerini yürütecektir.

Bu konferans Türkiye nin başarısıyla sonuçlanmıştır. Rumlar daha sonra ateşkese uymayıp Türk bölgelerindeki kuşatmayı sürdürmüşlerdir.

Türk tarafı coğrafi esasa dayalı fedaratif sistem veya kantonlara dayalı sistemden yanaydı. Yunanlılar ise Türkiyeyi oyalıyordu. Bunun üzerine 14 Ağustos 1974 te ikinci Kıbrıs barış harekatı başlatılmıştır. İki gün zarfında Türk kuvvetleri Magusa- Lefkoşe-Lefke-Kokkina çizgisine ulaşarak adanın %38 ini ele geçirmiş ve BM nin ateşkesine uyduğunu kabul etmişti.

II. Kıbrıs Harekatı toprak işgali olarak algılanmış ve ne sert tepki A.B.D ile SSCB den gelmiştir. Kıbrıs meselesinde Türkiyeye en büyük darbeyi Amerika indirmiştir. Bu arada Yunanistan 14 Ağustosta NATO nun askeri kanadından çekildiğini açıklamıştır.

1963-1964 Kıbrıs krizindeki Johnsen mektubundan sonra 1974 Kıbrıs krizi Türk-Amerikan ilişkilerine ikinci bir tahrip edici darbe vurmuştur. Amerikan Kongresi 5 Şubat 1975 te Türkiye ye silah ambargosu uygulamaya başlamış, Eylül 1978 e kadar sürmüştür. Ambargoya karşı Türkiye 13 Şubat 1975 te Kıbrıs Türk federe devletini kurarak anlamlı bir cevap vermiştir. 1978 yılındaki Ecevit hükümeti Kıbrıs ın Türk bölgesindeki Maraş a 35.000 Rum göçmenin kabul edilebileceğini açıklayınca 26 Temmuz 1978 de Amerika Türkiye ye ambargoyu kaldırdığını açıklamıştır.

1967 kıbrıs buhranı

1968 yılında başlayan ve 1974 e kadar süren toplumlar arası görüşmeler Rumların inadı yüzünden bir sonuca ulaşamadı. Türkiye 1960 anayasasına dayalı hakları geliştirmeye ve federal bir yapı oluşturmaya çalışıyordu. Zaman içinde Türkiye üniter devlet içinde bölge muhtariyeti sistemini ileri sürdü. 1973 seçimleriyle Türkiye de MSP – CHP koalisyon kuruldu. Kıbrısla ilgili olarak tek bir devlet içinde görev ve yetkilerin iki toplum arasında paylaşıldığı fonksiyonel federatif sistemin kurulması tezi savunuldu. Yunanistan da iş başında bulunan askeri cunta Enosis in gecikmesini çine sindiremiyordu. Ve Makarios un iktidardan uzaklaştırılması için plan yapmaya başladılar. Makarios bunu öğrenince çok sert tepki gösterdi. 15 Temmuz 1974 te Rum cinayet örgütü EOKA cılar ve lideri Nikos Sampson Rum Milli Muhafız teşkilatının yardımıyla darbe yaparak Makariosu görevden uzaklaştırıp Kıbrıs Helen Cumhuriyetini ilan etti. Böylece ENOSİS yolunda ilk önemli adım atıldığı gibi Yunanistanın da Kıbrıs a müdahale ettiği gün yüzüne çıktı. Amerika İngiltere ve Türkiye yeni yönetimi tanımadıklarını açıkladılar.Türkiye bu durumu antlaşmaları hiçe saymak, anayasal düzeni yıkmak ve geçersiz bir yönetim oluşturmak olarak nitelendirdi.

Türkiye garanti antlaşmasının 4. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak , İngiltere ile beraber Kıbrıs a müdahale etmeye kararlıydı. Başbakan Bülent Ecevit Londra da görüştüğü İngiliz hükümetinden gerekli desteği alamadı. İngiltere, BM ve NATO nun devreye girmesini istiyordu. Türkiye tek başına müdahale yapacağını İngiltere ye hissettirdiyse de İngilizler buna ihtimal vermediler. Amerikanın yunan cuntasına baskısına rağmen Yunanistan yönetimi geri adım atmadı.

Başbakan Bülent Ecevit 19 Temmuz 1974 te Londra dan döndükten bir gün sonra 20 Temmuz 1974 te Türk Silahlı Kuvvetleri denizden ve havadan adaya çıkarma yaptı. 22 Temmuz akşamı ateşkes yürürlüğe girdiğinde Türk Kuvvetleri Girne Lefkoşe yolunu kontrol altına almışlar ve Girne kıyılarında da bir genişleme yapmışlardı. Bu durum askeri bakımdan tehlikeli ve yetersizdi. Bu dönemde Türkiye 300 tank ve 40 bin askeri adaya indirmiş bulunuyordu.

Yunanistan ın adaya müdahalesinde kılını kıpırdatmayan BM güvenlik konseyi Türkiye nin Kıbrıs a çıkarma yapmasıyla harekete geçti. Yunanistan ve Türkiye savaş durumuna gelmişlerdi. BM güvenlik konseyi 20 Temmuz 1974 te aldığı 353 sayılı kararla ada da atel kesin sağlanıp yabancı kuvvetlerin çekilmesini Kıbrıs ın bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün sağlanmasını karalaştırdı. Türkiye 22 Temmuz 1974 saat 17:00 de ateşkese uydu. 23 Temmuzda yunan hükümeti istifa etti. Konstantin Karamanis yeni Yunan hükümetini kurdu. Kıbrısta da yönetime Nikos Sampson yerine Glafkos Klerides getirildi. 25 Temmuzda Türkiye, Yunanistan ve İngiltere İsviçre nin Cenevre kentinde toplanarak 30 temmuzda Cenevre deklarasyonunu imzaladı. Bu deklarasyona göre ;

1) Kıbrısta 1960 anayasa düzeni yeniden kurulmalıdır.

2) Taraflar kontrol ettikleri alanları büyütmemelidir.

3) 30 Temmuz ateşkes çizgisinde BM kontrol bölgesi kurulacaktır.

4) Rum çemberindeki Türk bölgelerinden Rum kuvvetleri çekilecek buralar BM korumasına bırakılacaktır.

5) Anayasal düzenin sağlanması yolunda Rauf Denktaş cumhurbaşkanı görevlerini yürütecektir.

Bu konferans Türkiye nin başarısıyla sonuçlanmıştır. Rumlar daha sonra ateşkese uymayıp Türk bölgelerindeki kuşatmayı sürdürmüşlerdir.

Türk tarafı coğrafi esasa dayalı fedaratif sistem veya kantonlara dayalı sistemden yanaydı. Yunanlılar ise Türkiyeyi oyalıyordu. Bunun üzerine 14 Ağustos 1974 te ikinci Kıbrıs barış harekatı başlatılmıştır. İki gün zarfında Türk kuvvetleri Magusa- Lefkoşe-Lefke-Kokkina çizgisine ulaşarak adanın %38 ini ele geçirmiş ve BM nin ateşkesine uyduğunu kabul etmişti.

II. Kıbrıs Harekatı toprak işgali olarak algılanmış ve ne sert tepki A.B.D ile SSCB den gelmiştir. Kıbrıs meselesinde Türkiyeye en büyük darbeyi Amerika indirmiştir. Bu arada Yunanistan 14 Ağustosta NATO nun askeri kanadından çekildiğini açıklamıştır.

1963-1964 Kıbrıs krizindeki Johnsen mektubundan sonra 1974 Kıbrıs krizi Türk-Amerikan ilişkilerine ikinci bir tahrip edici darbe vurmuştur. Amerikan Kongresi 5 Şubat 1975 te Türkiye ye silah ambargosu uygulamaya başlamış, Eylül 1978 e kadar sürmüştür. Ambargoya karşı Türkiye 13 Şubat 1975 te Kıbrıs Türk federe devletini kurarak anlamlı bir cevap vermiştir. 1978 yılındaki Ecevit hükümeti Kıbrıs ın Türk bölgesindeki Maraş a 35.000 Rum göçmenin kabul edilebileceğini açıklayınca 26 Temmuz 1978 de Amerika Türkiye ye ambargoyu kaldırdığını açıklamıştır.

Prof. Dr. Sinsi 11-04-2012 01:16 AM

Kıbrıs Barış Harekatı
 
Kıbrıs Barış Harekâtı, Attila Harekatı ya da 1974 Kıbrıs'a Türk Müdahalesi olarak da bilinir. 20 Temmuz 1974 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Garanti Antlaşması'nın III. maddesine istinâden gerçekleştirdiği askerî harekâtın adıdır.

1571'de Osmanlı yönetimi Kıbrıs'ta yer aldı. Daha önce Ada'da Venedikliler egemendiler. Osmanlı yönetimi, Venediklilerin elindeki mülkü Rum Ortodoks Kilisesi'ne aktardı. Kiliseye geniş yetkiler verdi. Böylece Rum kilisesine ve toplumuna güç geldi. Giderek bu güç, Türkiye'den gelip yerleşen Türklere karşı kullanılacaktı.

1878'de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı, Kıbrıs'ın yönetimini geçici olarak İngiltere'ye verdi. 1. Dünya Savaşı'nda da İngiltere, Kıbrıs'a el koydu.

Kıbrıs Adası, resmen 1924'de Türkiye'nin kuruluş anlaşmaları olan Lozan Antlaşması'nda Büyük Britanya toprağı olmuştur. Türkiye, o günün şartları gereği Kıbrıs Adası'nın üstündeki İngiliz egemenliğini resmen kabul edip altına imza atmıştır.

1950'lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu. Fakat Rumlar, böyle bir Ortak Devlet'e râzı olmadılar. Kıbrıs'ın tüm yönetimine kendileri el koyma yoluna gittiler; anlaşmaları, uluslararası anlaşmaları çiğneyerek ve anayasayı çiğneyerek ve soykırımla Türklere saldırılarda bulunarak, Rumlar, 1963 yılında Ortak Devlet'i yıktılar.
Zürich Antlaşması (11 Şubat 1959)

Madde 3: Bu Antlaşma hükümlerinin herhangi birinin ihlali (çiğnenmesi) hâlinde; Yunanistan, Türkiye ve İngiltere, bu hükümlere saygıyı sağlamak için gerekli girişimlerin yapılması ve önlemlerin alınması maksadıyla aralarında danışmalarda bulunmayı üstlenirler. Üç garantör devletten biri, birlikte veya birbirlerine danışarak (işbirliği halinde) hareket etmek olanağı bulunmadığı taktirde, bu antlaşmanın oluşturduğu durumu (State of Affairs) münhasıran yeniden oluşturmak gayesi ile hareket etmek hakkını korumaktadırlar.

Atina Yüksek Mahkemesi 21 Mart 1979 tarihinde aldığı kararla Türkiye'nin müdahalesinin, Garanti Anlaşması'nın IV. maddesine göre yasal olduğunu onaylamıştır. Avrupa Konseyi de 29 Temmuz 1974 tarihinde almış olduğu 873 sayılı karar ile Türk müdahalesinin yerinde olduğunu kabul etmiştir.
Birinci Barış Harekatı

5 Temmuz 1974'te; Türkiye, Yunanistan ve İngiltere dışişleri bakanları, 1. Cenevre Konferansı çalışmalarına başladı. 30 Temmuz'da sona eren konferansta Türk tarafının istekleri doğrultusunda: 'Ada'da bir güvenlik bölgesinin kurulması, Rum ve Yunan işgâlindeki Türk bölgelerin derhal boşaltılması, esir durumda olan asker ve sivillerin mübâdele edilmeleri veyâ serbest bırakılmaları, barışın sağlanması ile birlikte anayasaya uygun bir hükümetin yeniden kurulmasının temini, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Kıbrıs Türk Toplumu ile Kıbrıs Rum Toplumu olmak üzere iki otonom idarenin mevcûdiyeti' kabul ve ilan edildi.

Başbakan Bülent Ecevit, Ada'da gelişmelerin kötüye gitmesi sebebi ile diplomatik görüşmeler yapmak üzere Londra'ya gitti. Acil olarak toplanan TBMM, Hükümete genel savaş açma yetkisi verdi. 14 ilde sıkıyönetim ilan edildi.

20 Temmuz 1974 sabahı, uçakların bombardımanından sonra Türk ordusu 6:15'ten itibaren havadan indirme ve denizden çıkarma başladı. Denizden çıkarma, Karaoğlanoğlu plajına yapılmıştır. Rumlar, Türkiye'nin 1963 ve 1967'deki gibi adaya müdâhale edemeyeceğini düşünmüş; bu yüzden ilk başta etkili müdâhale edememişlerdir. Ancak akşama doğru karşı harekâta başlamışlardır.

Bu karar, İngiltere ve Yunanistan Büyükelçilerine bildirildiği gibi Ankara'da bulunan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco'ya da iletildi. Pakistan, Afganistan ve İran; Türkiye'ye yardım sözü verdi. Libya Devlet Başkanı Kaddafi, ihtiyaç duyulan tüm askerî mühimmatların kullanılabileceğini bildirdi. Bunun yanında Suudi Arabistan da 1.5 milyar dolarlık petrol ile 1 milyar dolar nakit para hibe etmiştir.

Türk kuvvetleri, 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri, Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşe'nin Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada'da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu. 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdâhalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükümeti de yıkılmıştır.
İkinci Barış Harekatı; "Ayşe Tatile Çıksın"

Ancak 8 Ağustos'ta II. Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin 'iyi niyet jesti' olarak Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen, Millî Muhâfız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır.

Cenevre konferansına katılan Dışişleri Bakanı Turan Güneş, antlaşmanın mümkün olmadığı anlamına gelen "Ayşe Tatile Çıksın" parolasını Başbakan Bülent Ecevit'e bildirmiştir. Ayşe, Turan Güneş'in kızı (sonraki Ayşe Güneş-Ayata)'nın adıdır.

Bunun üzerine 13 Ağustos'ta Türk birlikleri tekrar ilerlemeye başlamış ve 16 Ağustos'ta Lefke ve Magosa'nın kurtarılmasıyla sona eren üç günlük 2. Barış Harekatı'nı gerçekleştirdi. Harekât neticesinde bir taraftan Magosa'ya, diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi. İki harekatta toplam 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk'ü öldü.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.