ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Çanakkale Bu Hiç Bir Şeye Benzemez... (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1029410)

Prof. Dr. Sinsi 11-04-2012 01:17 AM

Çanakkale Bu Hiç Bir Şeye Benzemez...
 
Çanakkale denince insanın yüreği sızlar...

Çanakkale denince, gözler nemlenir...

Çanakkale denince, hem gözyaşı dökülür, hem yüzler güler...

Çünkü Çanakkale, ülkemizde yaşayan herkes için bir yiğitlik destanıdır, bir kahramanlık abidesidir.

Ülkemizin en zor günlerinde, yokluk ve yoksulluk döneminde yaşanan muhteşem bir zaferin adıdır Çanakkale... Kaybetmek üzereyken kazanmanın, bitti denilirken yeniden başlamanın, yeniden dirilmenin, yeniden var olmanın, ayağa kalkmanın adıdır.

Bu zafer, gençliğin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve hatta çocukların zaferidir. Bu zafer, “Ölürsem şehit, kalırsam gazi!” diyen bir milletin zaferidir.

On dört ay, karada ve denizde, yedi düvele karşı yapılan Çanakkale Savaşı, hâlâ konuşulan, hâlâ tartışılan, düşmanlarının bugün bile hâlâ akıl erdiremediği büyük bir kahramanlık destanıdır. Maddi ve siyasi açıdan devletin tıkandığı, fakirliğin kol gezdiği, düşmanların çok güçlü olduğu dönemde kazanılan bu zafer, ümitleri tükenmiş ülkemizi yine şaha kaldırırken, düşmanları şaşkına döndürmüştür.

Churchill, “Anlamıyor musunuz? Biz Çanakkalede Türklerle değil, Allah ile savaştık!.. Tabiî ki yenildik...” diyordu. Mehmetçiklerin, “Allah rızası” için savaştıklarını düşmanları da anlamıştı.

* * *

Çanakkale, bir ölüm kalım savaşıydı.

Çanakkale, bir saldırıya karşı, etten ve kemikten bir savunmaydı.

Ülkenin her köşesinden, dağ başlarından, köylerden kopup gelen çocuk yaşta gençlerin, ana kuzuların arslana dönüştüğü yerin adıydı Çanakkale.

Ana kuzuları, Kınalı Kuzular...

Anneler, kuzularını kınalayarak gönderiyorlardı Çanakkaleye.

Her kınalı kuzu, bir kahramandı, bir destandı.

* * *

Yozgatlı Hasanda bunlardan biriydi.

Anresi, saçlarını kınalayıp göndermişti cepheye.

“Haydi yavrum, köyüne, nişanlına veda et;

Sabanını, tarlanı, herşeyini feda et;

O silâha sarıl ki, böyle günde bir erkek

Bir dualı demirden başka bir şey kullanmaz.

Bunu tutan bir bilek,

Köleliğin uğursuz zincirine uzanmaz.

Git evladım, yıllarca ben oğulsuz kalayım,

Şu yaralı bağrıma kara taşlar salayım.

Haydi oğlum, haydi git! Ya gazi ol, ye şehit!”

Kumandanı Hasanın saçlarını kınalı görünce yanına çağırır ve sorar:

“Oğlum bir erkek saçlarını kınalar mı?”

Hasan bir cevap veremez, çünkü sebebini kendisi de bilmez. Hemen bir arkadaşına, annesine göndermek üzere bir mektup yazdırır.

“Anacığım, kardeşlerimi askere gönderirken başına kına koyma... Zabit efendi bana sordu cevap veremedim. Kardeşlerimde cevap veremeyip mahcup olmasınlar.”

Mektubu alan annesi, anne yüreğinin sıcaklığını yansıtan cevabî bir mektup yollar oğluna.

“Ey oğlum, gözümün nuru Hasanım!

Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor. Sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın. Ben senin anan isem, beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü. Allah, bu vatan için seni yaşattı. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor. Zabit efendiye söyle... Biz kurbanlık koçları kınalar, öyle kurban ederiz. Sen dört kardeşin arasında kurbansın. Sen İsmailsin. Sen orada şehit olacaksın inşaallah. Kurbanlık koçlar nasıl kınalanırsa, bende senin saçını öyle kınaladım.”

Allah seni Peygamberin yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden rahmetle anıyor.

Gözlerinden öperim.

Anan Hatice...”

Hasan şehadet şerbetini içer. Arkadaşları cebinde mektubu bulurlar. Komutanına kınanın sebebini söyleyememiştir ama yine arkadaşına not düşürmüştür mektubun sonuna.

“Anam yakmış kınayı aday diye

Ben de vatan için kurban doğmuşum.

Anamdan Allaha son bir hediye,

Kumandanım! Ben İsmail doğmuşum.”

Çanakkale savaşında şehit düşen bütün vatan evlatlarımıza Allah rahmet eylesin.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.