![]() |
Yankı Nedir?
1 Eklenti(ler)
Yankı Nedir?
Bir kaynaktan çevreye yayılırken bir engele çarpıp kaynağa doğru geri yansıyan ses dalgalarına denir. Bir vadide ya da mağarada bağıracak olursanız, çıkardığınız sesin bir süre sonra tekrarlandığını işitirsiniz. Sesiniz, tıpkı ışığın bir aynadan yansıması gibi, vadinin yamaçlarından ya da mağaranın duvarlarından yansıyıp tekrar size dönmüştür, ama bu arada biraz zayıflamıştır. Sessiz bir caddede duvar kenarında yürürken, ayak seslerinizin yankısını, sanki ses duvardan geliyormuş gibi işitebilirsiniz. Duvara yaklaştıkça, ayak sesiniz ile yankısı arasında geçen zaman da giderek kısalır ve bu kısalma duvara yaklaşık 30 metre kalıncaya kadar sürer; ondan sonra da yankı artık işitilmez olur. Bunun nedenini anlamak için sesin nasıl oluştuğunu ve nasıl yayıldığını bilmek gerekir (bak. Ses). Yere çarpan ayağınız havada bir tedirginlik yaratır ve bu tedirginlik ses dalgaları biçiminde,'saniyede yaklaşık 335 metrelik bir b Ja her doğrultuda çevreye yayılır. Tuğla duvar ya da sarp kayalık gibi bir engel gelen ses dalgalarını yansıtır. Eğer yansımaya neden olan engel çok yakınsa, yansıyan dalgalar ile kaynaktan doğrudan gelen dalgalar kulağa hemen hemen aynı anda ulaşır ve dolayısıyla da bunları ayırt etmek olanaklı olmaz, bu yüzden de hiçbir yankı işitilmez. Eğer caddedeki duvar sizden 335 metre uzaktaysa, ses dalgaları bu uzaklığı iki kez kat edeceği için (duvara kadar 335 metre, oradan geri dönüşte gene 335 metre) yankı iki saniye sonra kulağınıza ulaşır. 67 metrelik bir mesafede bu süre saniyenin beşte biri kadardır. İnsan kulağının iki sesi ayrı ayrı işitebilmesi için bunlar arasında en az saniyenin onda biri kadar bir zaman olması gerekir. Yansıtıcı yüzey yeterince uzaktaysa ve yan-lyan dalgalar işitilemeyecek kadar zayıf değilse, birbirini izleyen çeşitli seslerin yankısı da elde edilebilir. Londra'daki St. Paul Ka-tedrali'nin "fısıldayan galeri"sinde ve Washington kentindeki Capitol Binası'nda (ABD Kongresi'nin toplandığı bina) yankıların eğ-risel duvarlar boyunca yansıyıp gitmesi nedeniyle fısıltılar çok uzaktan işitilebilir. Bina içlerinde, mağara ve' tünellerde ses dalgaları üst üste (tekrar tekrar) yansıyabileceği için, çoğu kez tek bir sesin birden çok yankısı işitilebilir. Bu etkiye bileşik yankı denir. İtalya'da Milano'daki bir eski sarayda tabanca patlaması sesinin en az 50 kez yankılandığı görülmüştür. Bazen hemen hemen aynı zamanda ulaşan yankılar birbirine karışarak kulağa hoş gelen bir ses, bir ezgi, oluşturabilir. İskoçya'nın batı kıyıları açığındaki Staffa Adası'nda yer alan Fingal Mağara-sı'nda bunun bir örneğine tanık olunabilir. Bu mağaranın dip tarafındaki küçük bir açıklıktan, girişin dış yanındaki dalga seslerinin yankılanmasıyla oluşan, org sesine benzer sesler gelir. Bu yankılar besteci Felix Men-delssohn'un Fingal Mağarası olarak da bilinen Hebridler Uverlürü'nü bestelemesinde esin kaynağı olmuştur. Gök gürültüsü de bir bileşik yankı örneğidir. Bu olayda bulutlar yansıtıcı engel işlevi görür ve ses dalgalarını başlatan tedirginliği, çakan şimşeğin ısısından kaynaklanan ani hava genleşmesi yaratır. |
Cevap : Yankı Nedir?
Bugün tabiatla ilgili herhangi bir soru soracak olsanız ,bunun gerçek ve bilimsel cevabını beklersiniz. Fakat eski zamanlarda insanlar bazı soruları efsanelerle cevaplandırır,tabiattaki bazı olguları gene efsanelerle açıklamaya çalışırlardı.
Nitekim eski Yunanlılar da aynı şeyi yapmış, sesle ilgili yankı olayını gerçekten çok ilginç fakat masal olmaktan öteye geçmeyen bir efsaneyle açıklamaya kalkışmışlardı. Bu efsaneye göre bir zamanlar son derece güzel olan bir orman perisi varmış. Adı Echo (Eko) olan bu perinin tek kusuru çok konuşmasıymış. Öyle ki, Tanrıça Hera günün birinde onu cezalandırmak zorunda kalmış. Eko kendine bir şey söylenmeden konuşmamak, sadece kendine söyleneni, yani işittiğini tekrarlamak cezasına çarpılmış. Ormanda dolaşan Eko bir gün genç ve yakışıklı Narcissus (Narkis)’u görüp ona aşık olmuş. Ne yazık ki, Narkis kendine hayranmış. Kendinden başka kimseyi beğenmezmiş. Dolayısıyla Eko’nun aşkına da karşılık vermemiş. Kederinden eriyip giden Eko’dan geride sadece sesi kalmış. Bugün konuşup da aynı kelimeleri işittiğiniz zaman,söylediklerinizi aynen tekrarlayan ses iste onun sesiymiş. İlginç, o oranda da hüzünlü efsanenin yankı olayını gerçek ve bilimsel anlamda açıklamadığı muhakkak. Yankı olayını açıklayabilmek için,ses hakkında bilimsel bazı gerçekleri öğrenmek gereklidir. Ses, açık havada, saniyede yaklaşık olarak 352 metre hızla yol alır. Havada yol alan sesin hareketi,durgun bir suya atılan taşın, suyun yüzende meydana getirdiği iç içe dairelerin hareketini andırır. Ayrıca,belirli bir kaynaktan çıkan ses,tıpkı bir elektrik ampulünün ışığı gibi her yönde yayılır. Bu yayılma düzeninde ses dalgalarının karşısına herhangi bir engel çıktığı zaman, engele çarpan ses yansıyacak, geri dönecektir. Sözkonusu yansıma da,bir tekrar niteliğindeki “yankı” yı meydana getirir. Tabii,bazı engeller yankıya sebep olmayabilirler. Bazı maddeler sesi yansıtacakları yerde onu absorhe eder, emerler. Bu durumda ses yansımaz. Yankı da olmaz. Fakat genellikle,düzgün yüzeyler,yüksek duvarlar, kayalıklar,bir evin cephesi,kendine çarpan sesi yansıtır.Yani yankının meydana gelmesine sebep olur. Bu bakımdan en ilginç gerçek,bulutların da sesi yansıttığı, dolayısıyla yankı meydana getirdiğidir, Gökgürültüsü, ilk keskin ve patlama halindeki sesin bulutlara çarparak tekrar tekrar işitilmesidir. Yankı olayının bu bilimsel açıklaması belki eski Yunanlıların efsanesi kadar ilginç ve renkli değildir ama gerçeğin ta kendidir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.