ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tıp / Biyoloji / Farmakoloji (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=599)
-   -   Eski Yunan ve Roma Tıbbı (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=100851)

Şengül Şirin 01-19-2010 10:17 PM

Eski Yunan ve Roma Tıbbı
 
1 Eklenti(ler)
Eski Yunan ve Roma Tıbbı

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263928628


Eski Yunan uygarlığında tıp tanrısı olarak bilinen Asklepios aslında bu toplumun ilk doktorlarından biriydi. Sonradan, hastaları tedavi etmedeki becerisiyle öylesine yüceltildi ki önce ulusal bir kahraman, sonra da tanrı olarak görüldü ve onuruna tapınaklar yapıldı. Eski Yunan tıbbının en büyük bilgini, öğretileri ve çalışmaları yazılı olarak günümüze kadar ulaşan Hipokrat'tır. Bu büyük bilgin öğrencilerine, bir doktorun ilk görevinin hastalarına hiçbir biçimde zarar vermemek olduğunu öğretmiştir. Söylendiğine göre Hipokrat'ın öğrencileri, eğitimlerini tamamlayarak tıp mesleğine adım atarlarken, kendi yetenek ve bilgileri Ölçüsünde bütün hastalara yardım edeceklerine, ne olursa olsun kimseye öldürücü ilaç vermeyeceklerine, hastalarının sırlarını sonsuza dek gizli tutacaklarına ve mesleklerini hiçbir zaman kötüye kullanmayacaklarına ant içerlermiş. Bu "Hipokrat Yemini" yüzyıllar boyunca tıp mesleğinin temel ahlak ilkesi sayılmış ve mesleğe yeni başlayan bütün doktorlarca bir kez yinelenmiştir. (Ayrıca bak. Hipokrat.)

Büyük düşünür Aristo da tıbbın yanı sıra doğa bilimleriyle ilgilenmiş ve bilinmeyen her olgunun nedeninin yalnızca deney yoluyla anlaşılabileceğini savunmuştur. Aristo, yeryüzündeki bütün varlıkların toprak, hava, ateş ve su gibi dört temel öğeden oluştuğunu öne sürmüştü. Bunların özü de sıcak, soğuk, ıslak ya da kuruydu; örneğin ateş sıcak ve kuru, su ise soğuk ve ıslaktı. Eski Romalılar doktorları küçümser ve hekimliği yalnızca kölelere uygun bir meslek olarak görürlerdi. Bu yüzden tıpla hiç ilgilenmediler ve aileden biri hastalandığı zaman ona bakması için evlerinde hekimlikten anlayan bir köle bulundurmakla yetindiler.

Hatta, Eski Yunan dünyasınırı ünlü tıp bilginleri bile İtalya'ya gittiklerinde yeterince saygı görmezlerdi. Bunlardan biri de, Eskiçağ tıbbının Hipokrat'tan sonraki en büyük ustası sayılan Galenos'tu. İS 2. yüzyılda yaşayan Galenos Mısır'daki İskenderiye kentinde, o dönemin en yetkin tıp okulunda eğitim gördükten sonra Roma'ya giderek İmparator Marcus Aurelius'un saray doktorluğunu üstlendi. O çağda kadavraların (ölü insan vücutlarının) kesilerek incelenmesine yasalar izin vermiyordu. Bu yüzden anatomi çalışmalarını hayvan ölüleri üzerinde yürütmek zorunda kalan Galenos, bütün güçlüklere karşın, kasların ve damarların yapısına ilişkin çok değerli bilgiler edindi. Ne yazık ki bu büyük bilgin de tıpkı Hipokrat gibi, insan vücudunun dört suyuktan (sıvıdan) oluştuğuna inanıyordu; bu dört sıvı, kan, lenf, safra ve balgamdı.

Bunlardan birinin oranı arttığında ya da azaldığında vücudun dengesi bozuluyor ve insan hastalanıyordu. Galenos, bu eski tıp inanışını biraz daha geliştirerek, vücutta üç ayrı ruh bulunduğunu öne sürdü. Bir insanın sağlıklı kalabilmesi için, Galenos'un doğal, yaşamsal ve hayvansal olarak adlandırdığı bu ruhların da belirli bir denge içinde bulunması gerekiyordu. Böylece, dört temel öğe, dört suyuk ve üç ruh inancı bütün ortaçağ boyunca doktorların ve öbür bilginlerin öğretilerine yön verdi. Romalılar, her ne kadar tıbba önem verme-seler de, halk sağlığı konusundaki ilk uygulamaların öncüsü oldular. Sukemerleri kurarak Roma kentine temiz içme suyu getirmeleri, çiçek, veba gibi ölümcül salgın hastalıkların yayılmasını büyük ölçüde engellemiştir. Ayrıca, savaşta yaralanan askerler için tasarladıkları yeni cerrahi araçları da tıbbın bu dalının gelişmesine katkıda bulunmuştur.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.