![]() |
Minicik Sözlük (Y)
Y
yâ: ey, hey! yaban: çöl, sahra. yabanî: alışmamış, yabansı. yâbis: kuru. yâd: anma, hatırlama. yâdigâr: hatıra, hediye. yafta: yakıştırma, damgalama. yağız: esmer, yavuz, yaman. yahu: ey falanca. Yahudi: lânetli bir ırk. yakaza: uyanıklık. yakîn: kesin biliş. yakînen: kesinlikle. yakînî: kesin, kesin bilmekle ilgili. yakînîyet: kesin olarak bilip inanma. yaktin: bir tür bitki. yakut: kıymetli bir süs taşı. yakza: uyanıklık. yakzan: uyanık. yaldız: parlak sarı boya ile yapılan süs. yâr: dost, sevgili. yârabbenâ: ey Rabbimiz. yârân: arkadaşlar, dostlar. yâsub: arı beyi. yatır: evliya mezarı. yâve: boş söz, saçma. yâver: yardımcı, memur. Yâveriekrem: en kerim yaver, Peygamberimiz. yavuz: şiddetli, pek sert. Yêcüc-Mêcüc: Kurânda sözü edilen düzen tanımaz bir topluluk. yed: el. yedibeyzâ: beyaz el. yedikudret: kudret eli. yegâne: tek, bir. Yehûd: Yahudiler. yeis: ümitsizlik. yek: bir. yekçeşm: tek gözlü. yekdiğer: bir başkası. yeknesak: tekdüze, monoton. yekpâre: tek parça. yeksan: dümdüz, yerle bir. yektâ: tek, eşsiz, yalnız. yekûn: toplam. yekvücud: tek varlık, bir kişi gibi. yeldâ: uzun. yelpez: yelpaze. yemin: and, sağ, bereket, hayır. yenabi: kaynaklar, çeşmeler. yês: ümitsizlik. yesar: sol el. Yesrib: Medine. yetim: babası ölmüş çocuk. yetimane: yetim gibi. yevm: gün. yevmî: günlük. yevmiye: gündelik. Yezdan: Cenabı Hak. yoldaş: yol arkadaşı. yörük: göçer, göçebe. Yunanî: Yunanlı. Yunusvârî: Yunus alehisselâm gibi. Yusûfiye: Yusuf aleyhisselâmın da hapis yatması ve mahpusların piri olması sebebiyle Bediüzzaman Hazretlerinin hapishaneye verdiği isim. yümn: uğur, bereket. yümün: uğur, bereket. Yürîd: her fiilini kendi iradesiyle yapan Allah. yüsr: kolaylık. yütm: yetimlik. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.