ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Oyun Merkezi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=617)
-   -   Pilot Down: Behind Enemy Lines Demo İnceleme (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1000687)

Prof. Dr. Sinsi 10-25-2012 10:58 AM

Pilot Down: Behind Enemy Lines Demo İnceleme
 



http://frmsinsi.net/images/frmsinsim...sinsi.net_.jpg

"Iyyy! Yine mi İkinci Dünya Savaşı?" dedim ben de, tahminen sizin dediğiniz gibi. Artık hakikaten suyu çıktı İkinci Dünya Savaşı'nın. Amerika'nın saldırdığı her şehrin adını ezberledik, kullanılan her silahın şarjör kapasitesine kadar bilir olduk. RTS olsun FPS olsun her tür oyun yapıldı. Hatta ben "Need For Speed: WW II. Edition"ın yapım aşamasında olduğunu duydum (yalan inanmayın). Neredeyse o seviyeye geldi yani. Ama ben önyargıyı bırakıp oyunu oynamaya başladım (bu da yalan). Ne de olsa Ouz oyunu bana şiddetle tavsiye etmişti (!).

Adından anlayacağınız gibi biz pilotuz. Çok ilginçtir diğer oyunlardan farklı olarak tek başımıza düşman hatlarındayız (!). Pilotu olduğumuz bombardıman uçağına saldıran bir avcı uçağını vuruyoruz fakat adamın psikopat çıkıp "kamikaze" yapmasından sonra uçaktan atlıyoruz. Frankfurt dolaylarında bir yerdeyiz ve tek başımızayız. Oyun bir "tutorial" tadında başlıyor ve altyazı ile bize kontrolleri öğretiyor. Kontroller gayet basit zaten 3-5 tuş dışında oyunda kullanılmıyor. Karakterimiz gayet ruhsuz bakan George Stobbart'a benzeyen (bana öyle geldi ne bileyim) bir Amerikalı.

Demoda oyunun sadece ilk bölümünü oynayabiliyoruz. Bu bölümde tuşları öğrendikten sonra ilk görevimiz yaşlı çiftçi bir amcamın bahçesine gidip metal çitleri "tık tık"layarak onun dikkatini çekmek ve gelince de "Böö!" yapıp onun "Aboov!" diye kaçmasını sağlamak. Daha sonra ateş yakıyoruz taşları kazıyoruz falan derken anlıyoruz ki, oyuna adventure havası vermeye çabalıyor yapımcı firma. Bu "adventure" görünümlü fakat adventure ile pek alakası olmayan küçük görevciklerden sonra biraz ilerliyoruz ve havaları seyreden bir Alman subayının boynuna sarılıp onu boğuyoruz. Daha sonra elimize bir silah geçirip "yapay ileri zeka (!)"lı askerleri öldürüyoruz. Tabii bu askerlerin 5m yanındaki arkadaşına haber vermek yerine 2 sağa bir sola adım atma şeklinde mermilerden kaçması ve merminin 3 sn sonra hedefe ulaşması gerçekçiliği gayet arttırıyor (!).

Biraz ilerleyince yeni bir görev geliyor; Saatli ses meşalesi'ni (!) patlatarak subayın dikkatini çektikten sonra ormana kaçmak. Bir ateşin başında neden beklediğini anlayamadığımız bir subay ve 3m ileri gidip gelen sözde devriyeye görünmeden ormana gitmeye çalışıyoruz. Yine biraz adventure havası vermek için meşaleleri kullanıyoruz. Meşale dediğimiz şey nedir? Açıldığında ağzından alev püskürten gaz çıkaran falan bir alet. Ama oyunda tamamen farklı bir kavram. Açıldığında el bombası misali fitili ateşleniyor ve belli bir süre sonra ses bombası gibi patlayarak ses çıkartıyor. Tabii subayın bunu duyması için arasında taş falan olmaması gerekiyor. Subay gelip meşaleyi inceledikten sonra biz daha 3m gidemeden arkasını dönüyor ve mecburi olarak bir çatışmaya giriyoruz. Daha sonra ise görev tamamlanıyor ve demo sona eriyor.

Oyunun kontrollerinin kolay olması bir artı. Çok az tuşla her şeyi yapabiliyoruz. Bütün olaylar "use" tuşu ile yapılabiliyor, tıpkı Hitman'de olduğu gibi. Oyun grafik açısından yeterli demek istiyorum en azından ama grafikler de vasat. Işıklandırma diye bir olay oyunda hiç yok. Görülen tek hareket suyun akması. Ortam hiç interaktif değil. Çevreyle tek temasınız masa üstünde duran alet edevatın bir anda yok olması ve çantanıza düşmesi. Tabii bir de kapıların aralarından bakmanızı sağlayan "peek" olayı düşünülmüş. Sanırım ileriki bölümlerde çok olarak kullanılabilecek bir özellik.

Ses olarak pek bir özellik yok oyunda. Aslında hiç ses yok denebilir. Ama sağlık çubuğu azaldığında kalp sesi gelmesi ve sağlık azaldıkça bunun hızının artması bana hoparlörleri kapattırdı, çok sinir bozucu. Oyunda bir de "direnç" olayı var. Hava soğuk olduğu için direnç çubuğu sürekli azalıyor, bir de koşarsanız ömrü çok kısa. Daha da kötüsü direnç çubuğu boşalınca can azalmaya başlıyor ve bunun olmaması için bir ateş bulup uygun yerlerinizi ısıtmanız gerekiyor. Ama oyunun en can alıcı noktası 90'lı yıllarda yapılan FPS oyunlarındaki yapay zekadan daha kötü bir yapay zekası olması. Pff! Sıkıldım hakikaten oyunun eksiklerini yazmaktan. Peki oyunun hiç mi artısı yok? Bence var. Oyun adventure - third person shooter karışımı bir oyun. Gerçi demoda adventure bazında pek bir şey bulamadım ama yapımcıların niyeti tahminimce adventure tabanlı bir oyun yapmak. Zaten oyunu çekici kılan en büyük (belki tek) özellik bu.

Sonuç olarak oyun vasatın altında kalıyor (en azından demoda). Bu zamana kadar belki binlerce İkinci Dünya Savaşı oyunu çıkmıştır ve genelde yeni oyun bir önceki oyunu unutturur. Ama PD: BEL bize eski oyunları arattıracak bir oyun. Her ne kadar oyunu yerden yere vurmuş olsam da, içimden bu oyunun tam sürümünü almak geliyor (gerçekten ya). Oyunun adventure tadındaki oynanışı benim gibi birkaç kişiye daha çekici gelebilir. Şunu söylemeliyim ki oyunu almadan önce demosuna bir göz atın




Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.