ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü) (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=369352)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:15 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

CEVÂMİU'S-SÎRE (SİYERİN ÖZÜ)




Rasulullah (s.a.s.)'In Soyu




Rasûlullah (s.a,s.)'in soyu şu şekildedir:


Ebû'l-Kâsım Muhammed b. Abdillah b. Abdilmuttalib -adı Şeybetü'l-Hamd'dır- b. Hâşim -adı Amr/dır- b. Abdi Menâf -adı Muğîre'dir- b. Kusayy -adı Zeyd'dir- b. Kilâb b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy b. Gâlib b. Fihr b. Mâlik b. en-Nadr b. Kinâne b. Hüzeyme b. Müdrike b. el-Ye's b. Mudar b. Nizar b. Maad b. Adnan.


Sahîh nesebin Adnan'a kadar böyle devam ettiği kesindir. Bu konuda hiç bir kuşku yoktur.


Adnan'ın ise, Allah'ın rasûlü ve dostu İbrâhîm'in oğlu, Allah'ın elçisi İsmail ez-Zebîh'in (boğazlanmış) oğlu olduğu kesindir. Allah, efendimiz Muhammed'e, onların her ikisine, tüm elçiler ve nebilerine salat ve selâm etsin.


Rasûlullah (s.a.s.)'ın sovu Abdulmuttalib'te, Benî Ebî Tâlib'ten Ali, Ca'fer ve Akıl Oğullan ile Abbâs Oğullan, Haris Oğullan, Ebû Leheb Oğullan ile birleşmektedir.


Abdu Menâf ta, Ümeyye Oğullan, Abdu Şems Oğulları, Muttalib Oğullan ve Nevfel Oğulları ile birleşmektedir.


Kusayy'da, Abduluzza Oğullan ve Ka'be'nin perdedârlığını ellerinden bulunduran Abduddâr Oğulları ile birleşmektedir.


Kilâb'ta, Zühre Oğulları ile birleşmektedir. Annesi bu soydandır. Annesinin soyu şu şekildedir: Amine bint Vehb b. Abdi Menâf b. Zühre.


Mürre'de, Teym b. Mürre Oğullan ve Mahzûm b. Yakaza b. Mürre Oğullan ile birleşmektedir.


Ka'b'da, Adiyy Oğullan, Cumâh Oğulları ve Sehm Oğulları ile birleşmektedir. Lüeyy'de, Âmir b. Lüeyy Oğulları ile birleşmektedir.


Galib'te, Teym el-Edrem Oğullan ile birleşmektedir.


Fihr'de, Haris Oğullan ve Muhârib Oğulları ile birleşmektedir. İşte Fihr adındaki bu zât, bütün Kureyş kabilesinin atasıdir. Her kim onun çocuğu ise o Kureyş'tendir; onun çocuklarından olmayan kişi, Kureyş soyundan sayılamaz


Kinâne'de, soyu Kinâne'ye kadar uzanan Abdu Menâf Oğulları, Melk Oğulları, Melkân Oğulları, Hudâl Oğulları ve Amr b. Kinâne Oğullan ile birleşmektedir.


Hüzeyme'de, el-Hûn/Hevn b. Hüzeyme Oğulları olan Esed Oğulları ve el-Kâre Oğullan ile birleşmektedir.


Müdrike'de, Hüzeyl Oğullan ile birleşmektedir.


El-Ye's'de, Temîm Oğulları ve kardeşleri Dabbe Oğulları, Müzeyne Oğulları, er-Ribâb Oğullan, Huzaa Oğullan ve Eşlem Oğullan İle birleşmektedir. Er-Ribâb ise, Teym, Adıyy, Sevr ve Ukl boylarından ibarettir.


Mudar'da, Kays kabilelerinin tamamı ile birleşmektedir. Bu kabileler: Süleym, Mazin, Fezâre, Abs, Eşca', Mürre, Zübyan Oğulları, Gatafan, Ukayl, Kuşayr, el-Herîş, Ca'de, el-Aclân, Kilâb, el-Bekkâ, Hilâl, Suvâe, Cüşem Oğulları, Nasr Oğulları, Sekîf, Sa'd, Hevâzin Oğulları, Muhârib, Advan, Fehm, Bâhile, Ganıyy, et-Tufâve ve diğer Kayslılardır.


Nizâr'da, Bekr, Tağlib, Anz ve Vail Oğulları gibi Rabia kabileleri, Ab-dulkays kabileleri, Anza ve en-Nemir b. Kasıt soyu ile birleşmektedir.


Ma'ad'da, İyâd soyu ile birleştiği kesindir.


Adnan'da, Akk Oğulları ve Gafık ile birleşmektedir.


İbrâhîm el-HalîI (a.s.)'de, İsrâîl Oğulları ve günümüzde soyu tükenen, Ya'kûb'un kardeşi İshâk'ın oğlu Isâd Oğullan'ndan soyu belli olanlar ile birleşmektedir.


Kudaa ve Kahtan kabileleri ise Yemenlidirler. Bu kabilelerin kollarını en iyi bilen Allah'tır. Ancak onların soyunun Rasûlullah'ın soyu ile Nuh'da birleştiği kesindir. Başarı Yüce Allah'tandır.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:15 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (s.a.s.)'In Doğumu, Peygamberliği, Yaşı Ve Vefatı




Rasûlullah (s.a.s.) Mekke'de doğdu. Yetim olarak yaşadı. Zira daha üç yaşını tamamlamadan babası; yedi yaşını tamamlamadan da annesi vefat etti.


Dedesi Abdulmuttalib O'na baktı. Rasûlullah (s.a.s.) sekiz yaşına geldiğinde, dedesi Abdulmuttalib de vefat etti.


Sonra O'nun bakımını amcası Ebû Tâlib üstlendi. Amcası O'na çok nazik davranıyordu. Yüce Allah da bu yüzden O'nun azabını hafifletmiştir. O ateş ehli içerisinde azabı en hafif olan kişidir.


Hira mağarasındayken Allah (c.c.) O'nu peygamberlik vazifesi ile görevlendirdi. O sırada kırk yaşındaydı. On üç yıl Mekke'de kaldı. Ashabından birçok erkek ve kadın Müslüman oldu.


Sonra Medine'ye hicret etti. Bu sayede Allah (c.c), Ensâr'a (Allah hepsinden razı olsun) iyilikte bulundu. Medine'de on yıl yaşadı.


Medine'de vefat etti. Mezarı oradaki mescidde [Mescid-i Nebe-vî'dej'dir. Mü'minlerin annesi Hz. Âişe'nin evindedir. Yani kendi evinde defin olunmuştur.


Rahatsızlığı Hz. Âişe'nin evinde başladı.Mü'minlerin annesi Mey-mûne (r.ah)'nin evinde durumu ciddileşti. Hasta bulunduğu sırada hanımlarının da müsaadesi ile Hz. Âişe'nin evinde kaldı.


Vefat ettiğinde, insanlar gelip O'nun namazını hiç bir imama uymadan ayrı ayrı kıldılar. Rasûlullah (s.a.s.), sühûliye denilen içinde gömlek, pijama ve sarık bulunmayan, üç parça pamuklu beyaz Yemen bezi ile kefenlendi. Mezarında O'na bir lahit kazıldı. Lahit mezar oyuğunun içinde kazılan çukurdur.


Rasûlullah (s.a.s.)'ı Hz. Ali, amcası Abbâs, Abbâs'm oğullan Fadl ve Kuşam, onun azadlı köleleri Üsâme b. Zeyd ve Şükran (Allah hepsinden razı olsun) yıkadılar.


Mezarına, Ali b. EbîTâlib (r.a), Fadl, Kuşam ve Şükran indiler. Evs b. Havlı el-Ensârî'nin de indiği rivayet edilir. Muğîre b. Şu'be'nin de O'nun kabrine hile ile indiği söylenmiştir.


Daha önce Rasülullah'ın giydiği pamuklu bir cübbe de kefene sarıldı. Hayatta iken serip üzerinde oturduğu kadifeden bir örtü ise kabrin altına serildi.


Vefat ettiğinde altmış üç yaşındaydı.22 Rebî'ulevvel Pazartesi günü doğmuştu. Gerek peygamberlik ile görevlendirilmesi, gerekse hicret etmesi Rebî'ulevvel ayının ilk günlerindeki bir pazartesi günü idi. Vefatı da 8 Rebî'ulevvel Pazartesi günü oldu. Vefat tarihi için başka tarihler de söy*lenmiştir.


Rasülullah'ın pazartesi günü vefat ettiği konusunda bir ihtilaf yoktur. Çarşamba gecesi defnedildi. Sah gününde defnedildiği de söylenilir.


Hastalığı on iki gün sürdü. Bir rivayete göre ise on dört gün sürmüştür. Hastalık bir baş ağrısı ile başladı ve devam etti. Hastalığı boyunca üzüm yiyenlerin tükürüğü gibi bir şeyler tükürüyordu.


Yüce Allah, O'nu dünya ile kendisine kavuşma arasında bir tercihte bulunmasında serbest bırakmış; O da Rabbine kavuşmayı arzulamış ve sonra vefat etmiştir.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:15 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasulullah (s.a.s.)'ın Belirtileri






Rasûlullah (s.a.s.)'ın Yüce Allah elçisi olduğuna dair çok sayıda belirtiler bulunmaktadır; bunların birkaçını şöyle sıralamak mümkündür:


(1) Kur'ân-ı Kerîm: Ki o Allah (c.c.)'ın, Rasûlullah'i peygamber olarak gönderdiği andan günümüze ve günümüzden kıyamet gününe kadar Arapları ve diğerlerini, şayet doğruluğunda bir kuşku duyuyorlarsa bir benzerini getirmeye çağırmaktadır. Allah Teâlâ, bütün belâğât sahiplerini bu konuda aciz bıraktı. Cinler ve başkalarını da bir benzerini getirmekten alıkoydu. Yüce Allah buyuruyor ki: "Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sûre getirin; eğer iddianızda doğru iseniz Allah'tan gayrı şahitlerinizi (yardımcılarınızı) de çağırın," (Bakara, 22) Yine Yüce Allah: "Yoksa, onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah'tan başka, gücünüzün yettiklerini çağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sûre getirin." (Yûnus, 38) buyurmaktadır.


(2) Mekke'de Kureyşliler ondan bir mucize istediklerinde, Yüce Allah onun için ayı ikiye ayırdı. Bunun üzerine Yüce Allah şu âyetleri indirdi: "Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı. Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve 'Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür' derler." (Kamer, 1-2)


(3) Câbir'in evinde, Hendek Savaşı sırasında da Ebû Talha'nın evinde birçok kişiyi doyurdu.


Bir defasında Rasûlullah dört müd ve bir dişi oğlak ile 80 kişiyi; bir defasında da Enes b. Mâlik'in elinde getirdiği birkaç arpa ekmeği ile birinci defadan daha çok kişiyi doyurdu. Diğer bir defada ise Beşir b. Sa'îd'in kızının elinde getirdiği çok az hurma ile 900 kişilik tüm orduyu doyurdu. Ordu doyasıya o hurmadan yedi ve hurma arttı.


(4) Parmaklan arasından su aktı. Susamış olan askerlerin tümü o sudan içti ve abdest aldı. Bütün su, Rasûlullah (s.a.s.)'m mübarek ellerini açıp kapatabildiği bir kabın içerisinde idi. O'nun abdest suyunu, bir defa içinde hiç su olmayan Tebûk çeşmesine, bir defa da Hudeybiye kuyusuna döktüler. Gerek çeşme, gerekse kuyu su ile dolup taştılar. Tebûk çeşmesinden sayılan binlerce olan askerlerin tamamı kanıncaya kadar içtiler. Bu çeşme kıyamet gününe kadar akıp gidecektir. Hudeybiye kuyusundan ise 1.400 kişi kanıncaya kadar içtiler. Halbuki bu kuyuda daha önce hiç su yoktu.


(5) Rasûlullah (s.a.s.), Ömer b. Hattâb'a hacim olarak bir devenin gövdesi kadar görünen hurmadan 400 süvariye yiyecek sağlamasını emretti. Ömer de hepsine yiyecek sağladı. Hurma devenin gövdesi kadar yine olduğu gibi artakaldı.


(6) Avuç dolusu toprağı düşman askerlere doğru serptiğinde, onların gözleri görmez oldu. Bu konuda Kur'ân-ı Kerîm'de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "...attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı (onu)..." (Enfâl, 17).


(7) Yüce Allah, O'nu göndermekle kâhinliği ortadan kaldırdı. Halbuki kâhinlik daha önce var olan bir olgu idi.


(8) O'na minber yapıldığında, daha önce üzerinde hutbe okuduğu ağaç kütüğünden deve sesini andıran bir inilti duyuldu. Öyle ki orada hazır bulunan herkes bu iniltiyi duydu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.), kütüğü minbere ekledi. Böylelikle inilti sesi kesildi. Günümüze dek kütüğün yeri bellidir ve bilinmektedir.


(9) Hz. Peygamber (s.a.s.), Yahudilere ölümü temenni etmeleri için çağrıda bulundu. Ölümü temenni etmeyeceklerini onlara bildirdi. Gerçekten de onlar ölümü temenni etmeyi telaffuz etmekten bile çekindiler. Bu olay Kur'ân-ı Kerîm'de eksiksiz bir biçimde anlatılmıştır.


(10) Gayb ile ilgili bazı olayları bildirmiştir: Ammâr'ın zâlim bir topluluk tarafından öldürüleceğini söyledi. Osman (r.a.)'rn belalara duçar olacağını ikaz etti. Onu cennetle müjdeledi. Allah'ın Hasan b. Ali (r.a.) aracılığı ile iki büyük Müslüman topluluğu barıştıracağını bildirdi. Bunların hepsi oldu. Allah yolunda çarpışan bir kişi hakkında, onun ateş ehlinden olacağını bildirdi. Bu da ortaya çıktı. Zira o adam daha sonra intihar etti.


Bu olayların hiç biri, zamanın önceden bilgi edinme yolları olarak kabul edilen; yıldızlara, kürek kemiğine ve yazıya/çizgiye bakma ve kuş ürkütme ile asla bilinmez.


(11) Suraka b. Mâlik b. Cü'şüm O'nu takip etti. Atının ayakları yere battı. Ayakları yerden çıkardı. Bu defa ayakların çıktığı yerden bir duman onu izledi. Suraka, Hz. Peygamber'den eman dilemek zorunda kaldı. Rasûlullah da ona dua etti. Böylece atı kurtuldu.


(12) Rasûlullah (s.a.s.), Kisra'nın bileziklerinin Suraka'nın kollarına takılacağını bildirdi o da gerçekleşti.


(13) Yemen'in San'a şehrinde bulunan Esved el-Ansî adlı yalancının öldürüldüğü gece, onun ölüm haberini ve kimlerin onu öldürdüğünü bildirdi.


(14) Aralarında tuzlu deniz ve birkaç günlük kara yolu mesafesi olmasına rağmen Necaşî'nin ölüm haberini bildirdi. Tüm ashabı ile birlikte Bakî' mezarlığına gittiler. Onun cenaze namazını kıldılar. Sonra haber alındığında Necaşî'nin gerçekten Rasûlullah (s.a.s.)'ın bildirdiği gün öldüğü ortaya çıktı.


(15) Kureyşlilerden 100 kişi, iddialarınca onu Öldürmek için evinin önünde onu beklerken; O çıktı, yüzlerine toprak serpti. Hiç biri O'nu görmedi.


(16) Ashabının huzurunda deve ona şikâyette bulundu. Ona boyun eğip saygı gösterdi.


(17) Sahabîlerinden bir gruba: Sizden biri ateş ehlidir. Onun azı dişi Uhud dağı gibi olacaktır. Hitap ettiği sahabîlerin hepsi İslâm üzere vefat ettiler. Onlardan biri olan Rehhal el-Hanefî ise irtidat etti. Müseylime-tü'1-Kezzâb ile birlikte mürted olarak öldürüldü. Yüce Allah her ikisine de lanet etsin..


(18) Ashabından iki kişiye: Sizden en son ölecek kişi ateşte yanarak ölecektir. Gerçekten de onlardan son ölen kişi ateşe düştü ve yanarak öldü.


(19) İki ağacı çağırdı. Ağaçlar gelip onun yanında birleştiler. Sonra onlara emretti ve onlar birbirinden ayrıldılar.


(20) Rasûlullah (s.a.s.) orta boylu sayılırdı. Uzun boylularla birlikte yürüdüğünde onlardan uzun görünüyordu.


(21) Hristiyanları lanetleşmek üzere mübâheleye davet etti. Onlara mübâhelede bulunacak herkesin helak olacağını bildirdi. Sözünün doğruluğuna inandıklarından hepsi mübâheleden kaçındılar.


(22) Arapların kahramanı ve suikastçılarından Âmir b. et-Tufeyl b. Mâlik b. Ca'fer b. Kilâb b. Rabia b. Amir b. Sa'sa'a ile Erbed b. Kays b. Cez' b. Hâlid b. Ca'fer b. Kilâb, Rasûlullah (s.a.s.)'ı öldürmek üzere yanına geldiler. Yüce Allah bu iki kişinin suikastını engelledi. Erbed ile Rasûlullah (s.a.s.)'m arasına bir kez Amir'i bir kez de bir suru engel olarak koydu. (Dolayısıyla Erbed, Rasûlullah'a kılıç sallayamadı.) Rasûlullah (s.a.s.) ikisine de beddua etti. Dönüşte Amir [taundan] helak oldu. Erbed'e de yıldırım çarptı ve onu yaktı. Allah her ikisine de lanet etsin.


(23) Ubey b. Halef el-Cumâhî'yi öldüreceğini bildirdi. Uhud Savaşı'nda onu hafif bir şekilde yaraladı. Ubey'in ölümü bu yaralamadan dolayı oldu.


(24) Ona zehir yedirildi. Onunla birlikte zehir yiyenler, anında öldüler. Rasûlullah (s.a.s.) ise dört yıl daha yaşadı. Zehirli koyunun kolu, konuşup zehirli olduğunu O'na bildirdi.


(25) Bedir Savaşı'nda ashabına Kureyşli kahramanların dövüştükleri yerleri tek tek gösterdi. Ashâb onların bulundukları yerleri kuşattılar. Hiçbiri bulundukları yerden ileri gidemediler..


(26) Ümmetinden bir birliğin deniz yolu ile gazveye çıkacağını bildirdi. Ümmü Haram bint Milhan'a da: "Sen onlardasın" dedi. Gerçekten de o deniz seferine katılanlardan oldu. Ümmetinden bir kısım insanların deniz yolu ile gazveye çıktıkları ise doğrudur.


(27) Yeryüzü dürüldü, doğusuyla batısıyla hepsi ona göründü. Ümmetinin egemen olacağı yerleri kendisi için dürülen bu yeryüzünde gösterdi. Onun dediği çıktı. Ümmetinin egemenliği, doğuda Sind ve Türk bölgelerinden batının en ücra köşesi olan Endülüs'teki Atlas Okyanusu sahillerine ve Berberilerin ülkelerine kadar ulaştı. Bu egemenlik güneyden kuzeye tam yayılamadı. Yani, doğudan batıya olan yayılış gibi olmadı. Bu yayılış tamamen Rasûlullah (s.a.s.)'m bildirdiği şekilde oldu.


(28) Kızı Fâtıma'ya ailesinden kendisine ilk önce onun erişeceğini bildirdi. Gerçekten de Rasûlullah (s.a.s.)'dan sonra ailesinden ilk vefat eden kişi Hz. Fatıma oldu.


(29) Hanımlarına (Allah hepsinden razı olsun), eli en uzun olanın kendisine en çabuk erişeceğini bildirdi. Zeyneb bint Cahş el-Esedîyye en çok sadaka verdiğinden, ona, eli en uzun olan denilmişti ve Rasûlullah (s.a.s.)'dan sonra O'nun hanımlarından ilk önce vefat eden Zeyneb oldu.


(30) Bir koyunun memesine elini sürdü. Onun sütü bereketlendi. Memesinden bolca süt aktı. Bu olay Abdullah b. Mes'ûd'un İslâm'a girmesine sebeb oldu. Diğer bir defa da Ümmü Ma'bed el-Huzâî'nin çadırlarında böyle bir olay yaşandı.


(31) Ashabından Katâde'nin gözü yerinden çıktı. Rasûlullah (s.a.s.), onu yerine koydu. En sağlıklı ve en güzel gözü o oldu.


(32) Hayber gününde Ali (r.a.)'nin iltihaplı gözlerine tükürüğünü sürdü. Gözleri hemencecik iyileşti. Ondan sonrada hiç iltihaplanmadı. Sancağı ona verdi ve onu gönderdi. O zaman şöyle buyurdu: "Allah fetih nasip edinceye kadar o geri dönmez." Buyurduğu gibi oldu. Ali (k.v.) Hayber kalesini fethetmeden geri dönmedi.


(33) Sahabîler, Rasûlullah (s.a.s.)'ın yediği yemeğin tesbihatını işitiyorlardı.


(34) Ashabından bazılarının ayaklan yaralandı. Onların ayaklarına ellerini sürünce hemencecik iyileştiler..


(35) Kendisinin de içinde bulunduğu askeri birliğin azığı azaldı. Arta kalan azığın hepsinin getirilmesini istedi. Hepsi toplandığında gerçekten çok az olduğu anlaşıldı. Rasûlullah (s.a.s.), azığın bereketlenmesi için dua etti. Sonra herkesin azık almasını emretti. Ordugâhta bulunan kapların hiç biri boş kalmadı. Hepsi azıkla doldu.


(36) Hakem b. Ebi'l-Âs, Rasûlullah (s.a.s.)'ın yürüyüşünü alaylı bir şekilde taklit etti. Rasûlullah (s.a.s.) da ona: "Taklit ettiğin gibi ol!" dedi. Bunun üzerine o ölünceye kadar hep titredi.


(37) Rasûlullah (s.a.s.), Umâme bint el-Hâris b. Avf' b. Ebî Harise b. Mürre b. Nüşbe b. Gayz b. Mürre b. Avf b. Sa'd b. Zubyan'a evlenme teklifinde bulundu. Kavminin efendisi katı bir bedevî olan babası: "Kızımda beyazlık var." dedi. Araplar böyle bir ifade ile abraşlığı ima ediyorlardı. Rasûlullah (s.a.s.): "Öyle olsun!" buyurdu. Hemen o anda kız abraşlık hastalığına yakalandı. Babası döndü kızın başına gelenleri gördü. Onu amcası oğlu Yezîd b. Cemre b. Avf b. Ebî Harise ile evlendirdi. İbn Bersa (Abraşlının oğlu) diye tanınan şâir Şebib b. Yezîd'i doğurdu.


Yukarıda saydıklarımızın dışında Rasûlullah (s.a.s.)'m birçok belirtileri ve mucizeleri bulunmaktadır. Biz ancak meşhur ve tevatür ile naklolunanları sunduk. Başarı Allah'tandır.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:15 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (s.a.s.)'In Haccı Ve İslâm Döneminde Kaç Umre Yaptığı




Rasûlullah (s.a.s.), peygamberlikten önce ve sonra sayıları kesin olarak bilinmeyen birçok hac ve umre yapmıştır.


Medine'ye hicret ettikten sonra sadece bir hacc yapmıştır. O da H. 10 yılında yapmış olduğu Veda Haccı'dir.


Medine'ye hicret ettikten sonra iki ifrad umresi yapmıştır. Umre niyetiyle gitmiş ve onları tamamlamıştır. Bunlardan biri: Kaza umresidir. Yedinci yılda umre yapmak niyetiyle Medine'den çıktı. Zilka'de ayında onu tamamladı. Diğeri ise: Sekizinci yılda Huneyn olayından sonra Ci'irrâ-rie'den hareketle yine Zilka'de ayında yapmış olduğu umredir.


Üçüncü bir umreyi de Veda Haccı ile birlikte yaptı. Medine'den hacc ve umre yapmak üzere çıktı. Zilka'de ayında her ikisini yapmaya başladı. Zilhicce ayında her ikisini tamamladı.


Diğer bir defa ise Medîne'den umre yapmak üzere yola çıktı. Hudeybiye'ye vardıklarında müşrikler onları engelledi. Rasûlullah orada konakladı ve kurbanlarım kesti. Daha sonra ashabı ile birlikte geri döndü. Allah hepsinden razı olsun.


Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:16 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (s.a.s.)'In Gazveleri




Rasûlullah (s.a.s.), yirmi beş gazve yapmıştır. Sırasıyla bu gazveler şunlardır: İlki Veddan (el-Ebvâ) Gazvesidir. Sonra Radvâ bölgesinde yapılan Buvat Gazvesi, sonra Batn-ı Yanbu'da yapılan Uşayra Gazvesi, sonra Kurz b. Câbir'i takip için yapılan Birinci Bedir Gazvesi, sonra İkinci Bedir Gazvesi gelir. Bu Yüce Allah'ın İslâm'ı üstün kıldığı; küfrün reislerinin helak olduğu bir çarpışmadır. Sonra Karkaratu'l-Kudr'e ulaşıncaya kadar yapılan Benî Süleym Gazvesi, sonra Ebû Süfyan'ı aramak gayesi ile yapılan Sevik Gazvesi, sonra Gatafan (Zî Emer) Gazvesi, sonra Necrân Gazvesi, sonra Uhud Gazvesi, sonra Hamraü'1-Esed Gazvesi, Nahl denilen yere yapmış olduğu Zâtü'r-Rıka' Gazvesi, sonra İkinci Bedir Gazvesi, sonra Dûmetü'l-Cendel Gazvesi, sonra küfür ehlinin ona karşı düzenlediği son gazve olan Hendek Gazvesi, sonra Benî Kurayza Gazvesi, Hüzeyl kabilesinin bir kolu olan Lihyan'lılara karşı yapılan gazve, sonra Zî Kared Gazvesi, sonra Huzâ'a kabilesinden olan Benû'l-Mustalik Gazvesi, sonra Hudeybiye Gazvesi, sonra Hayber Gazvesi, sonra Fetih Gazvesi (Mekke'nin fethi) sonra Hevâzin'e karşı yapılan Huneyn Gazvesi, sonra Taif Gazvesi, sonra Tebûk Gazvesi.


Bu gazvelerin dokuzunda Rasûlullah savaşmıştır: Muazzam Bedir, -ki ona Bedir savaşı ve Bedir çarpışması da denilmektedir- başta olmak üzere Uhud, Hendek, Kurayza, Benî Mustalik, Hayber, Mekke'nin fethi, Huneyn ve Taif gazvelerinde Rasûlullah (s.a.s.) savaşmıştır.


Yine Rasûlullah (s.a.s.)'ın Vadi'l-Kura ve Gâbe gazvelerinde de savaştığı söylenmiştir. Rasûlullah (s.a.s.), yukarıda sıralanan gazvelerin dışında gazveye çıkmamıştır. Başarı Allah'tandır.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:16 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (s.a.s.)'In Gönderdiği Seriyyeler




Rasûlullah (s.a.s.) sırasıyla şu seriyyeleri göndermiştir:


(1) Rasûlullah (s.a.s.), Ubeyde b. el-Hâris b. el-Muttalib'i Seniyye-tu'l-Mere'nin" aşağı taraflarına gönderdi.


(2) Hamza b. Abdilmuttalib'i îs bölgesindeki deniz sahiline gönderdi. Bu iki seriyyenin gönderme zamanı ya aynı ya da birbirine çok yakın zamanlarda olmuştur. Bu yüzden hangisinin önce gönderildiği konusunda ihtilafa düşülmüştür. Bu ikisi ilk seriyyelerdir ve Rasûlullah (s.a.s.) ilk olarak bu seriyyelerde sancak dikmiştir.


(3) Sa'd b. Ebî Vakkas'ı Harrâr bölgesine gönderdi.


(4) Abdullah b. Cahş'ı Nahle mevkiine gönderdi.


(5) Kölesi Zeyd b. Hârise'yi el-Karede'ye gönderdi.


(6) Muhammed b. Mesleme'yi Ka'b b. Eşrefi öldürmek için gönderdi.


(7) Mersed b. Ebî Mersed el-Ganevî'yi er-Recî' mevkiine gönderdi.


(8) EI-Münzir b. Amr el-Ensârî'yi Bi'ri Ma'ûna'ya gönderdi.


(9) Abdullah b. Atîk'i, Hayber'de bulunan Sellâm b. Ebi'l-Hukayk'ı öldürmek üzere gönderdi.


(10) Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'i Irak yolu üzerindeki Zu'l-Kassa'ya gönderdi.


(11) Ömer b. Hattâb'ı BenîAmir'in yaşadığı bölge olan Turaba'ya gönderdi.


(12) Ali b. Ebî Tâlib'i Yemen'e gönderdi.


(13) Ğalib b. Abdillah el-Leysî'yi Kadid'deki Kinâne kabilesinden el-Mulevveh Oğulları üzerine gönderdi.


(14) Ali b. Ebî Tâlib'i Fedeklilerden Abdullah b. Sa'd Oğulları üzerine gönderdi.


(15) İbn Ebi'1-Avca es-Sülemî'yi Benî Süleym üzerine gönderdi.


(16) Ukkâşe b. Mihsan el—Esedî'yi el-Gamre'ye gönderdi.


(17) Ebû Seleme b. Abdilesed el-Mahzûmî'yi Necid bölgesinde Benî Esed'e ait bir su olan Katan'a gönderdi.


(18) Benî Harise b. Kays'dan Muhammed b. Mesleme el-Ensârî'yi He-vâzin'den Kuretâlilarmüzerine gönderdi.


(19) El-Hâris b. el-Hazrec Oğulları'ndan Beşîr b. Sa'd el-Ensârî'yi Hayber bölgesine gönderdi.


(20) Zeyd b. Hârise'yi Benî Süleym topraklarından el-Cemûm'a gönderdi.


(21) Yine Zeyd'i Hisma mevkiinde bulunan Cüzam kabilesi üzerine gönderdi.


(22) Yine Zeyd'i Irak yolu üzerinde bulunan Nahl bölgesindeki Tarafa gnderdi.


(23) Ebû Bekir (r.a.)'i Fezâre kabilesine gönderdi.


(24) Ebû Musa'nın amcası Ebû Âmir'i Evtâs'a gönderdi.


(25) Yine Zeyd'i Fezâre kabilesine gönderdi. Zeyd Ümmü Kırfa ve diğerlerini öldürdü.


(26) Abdullah b. Ravâha'yı Hayber'e gönderdi.


(27) Diğer bir defada ise Abdullah b. Atîk'ı Ebû Rafı' b. Ebi'l-Hu-kayk'i öldürmek için Hayber'e gönderdi.


(28) Abdullah b. Uneys el-Cuhenî'yi sırf Hâlid b. Süfyân el-Hüze-lî'yi öldürmek için gönderdi. O da onu öldürdü. Rasûlullah (s.a.s.), Abdullah için, onunla karşılaştığında titremeye başlayacağını bir işaret/mucize olarak belirtti. Gerçekten de Rasûlullah'ın dediği gibi oldu.


(29) Birkaç emîri Suriye sınırındaki Mute'ye gönderdi. İlkin Zeyd b. Hârise'yi onlara komutan tayin etti. Şayet o öldürülürse Ca'fer b. Ebî Tâ-lib; o da öldürülürse Abdullah b. Ravâha'mn komutan olmasını söyledi. Mute'de Bizans'ın Hristiyan askerleri ve Hristiyanlaşan Araplarla karşılaştılar. Her üçü de şehid edildiler. (Allah onlardan razı olsun.) Sancağı Hâlid b. Velîd aldı. Müslümanları toparladı.


(30) Ka'b b. Umeyr el-Gıfârî'yi Suriye topraklan içerisinde bulunan Zâtu Allah'a gönderdi.


(31) Uyeyne b. Hısn b. Huzeyfe b. Bedr el-Fezârî'yi Benî Temim'den Benû el-Anber'e gönderdi.


(32) Galib b. Abdillah el-Lesî'yi Benî Mürre topraklarına gönderdi. Cüheyne kabilesinin el-Hurak koluna mensup olan bazı kişiler ile karşılaştı.


İbn Hişâm, Vakıdî ve el-Imtâ'da. bu isim Süfyân b. Hâlid olarak geçmektedir.


(33) Hâlid b. Velîd'i Kinâne Oğullan'ndan Benî Cezîme'ye gönderdi.


(34) Hâlid'i bir kez de Yemen'e gönderdi.


(35) Amr b. el-Âs'ı Uzre Oğulları topraklarından Zâtu's-Selâsil'e gönderdi. Daha sonra Ebû Ubeyde komutanlığında bir askerî birlik ile onu takviye etti.


(36) Abdullah b. Ebî Hadred el-Eslemî'yi Batn-ı İdam'a gönderdi.


(37) İbn Ebî Hadred'i bir kez de el-Gabe'ye gönderdi.


(38) Abdurrahmân b. Avf'ı Dûmetu'l-Cendel'e gönderdi.


(39) Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'ı deniz sahiline gönderdi.


(40) Amr b. Ümeyye ed-Damrî'yi Ebû Süfyân Sahr b. Harb b. Ümeyye'yi öldürmek üzere gönderdi. Fakat o Ebû Süfyân'ı öldüremedi. Zira şartlar elverişli değildi.


(41) Zeyd b. Hârise'yi Medyen'e gönderdi.


(42) Salim b. Umeyr'i Amr b. Avf Oğulları'ndan Ebû Ifk'e gönderdi. Onu öldürdü.


(43) Amr b. Adiyy el-Hatmî'yi Ümeyye b. Zeyd Oğulları'ndan Asma bint Mervân'a gönderdi. Amr onu öldürdü.


(44) Sümâme b. Usal el-HanefTnin esir edildiği bir seri derdi.


(45) Alkame b. Mucezzir el-Mudlicî'yi gönderdi.


(46) Kürz b. Câbir'i, çobanlan öldürüp gözlerini oyanların ardından gönderdi.


(47) Üsâme b. Zeyd'i Suriye'ye gönderdi. Bu onun son seriyyesidir. Bu seriyye gönderilmeden Rasûlullah (s.a.s.) vefat etti. Ebû Bekir onu gönderdi. Allah'ın rahmet ve bereketi onların üzerine olsun.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:16 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (s.a.s.)'in İsim Ve Özellikleri



Rasûlullah (s.a.s.) ne çok uzun ne de kısa idi. Teni ne çok beyaz, ne de esmerdi. Saçı ne öyle kıvırcık, ne de düz idi. Parlak renkli, kırmızı ile karışık ak ve güzeldi. Yüzü ayın on dördü gibi parlardı. Eklem kemikleri büyükçe idi. Kirpikleri gür ve uzun idi. Gözbebeklerinin siyahı pek siyahtı. Beyazlıklarında ise ince kırmızı damarlar vardı. Ön dişleri güzeldi. Ağzı geniş, burnu güzeldi. Yürürken sanki yüksek bir yerden iner gibi önüne doğru eğilirdi. Bakmak istediği tarafa, bütün vücudu ile dönerek bakardı. Yeryüzüne çokça bakardı. Elleri irice ve yumuşakça idi. Topuklarının eti azdı. Sakalı gür ve enli idi. Saçı siyahtı. Ayaklarında çukur yoktu. Saçını uzattığında kulak memesi ile omuzlarına kadar uzatırdı. Kısalttığında ise kulaklarının yarısına kadar kısaltırdı. Saç ve sakalında ağaran saç sayısı yirmiye ulaşmadı.


İsimleri: Muhammed (s.a.s.), Ahmed, Mâhî (mahveden) Allah onunla küfrü yok eder. Haşir (toplayan haşr eden), insanlar onun izinde haşr olunacaktır. Âkıb (sona erdiren), ondan sonra peygamber yoktur. Mukaffî (diğer peygamberlerin izinde giden), Nebiyyu't-Tevbe (Tevbe Peygamberi), Nebiyyu'I-Melhame (Savaş Peygamberi), Yüce Allah onu Rauf (şefkatli) ve Rahîm (merhametli) olarak adlandırmıştır. Sol omuzunun kürek kemiği üzerinde peygamberlik mührü vardı. Sanki güvercin yumurtası olan bu mührün rengi vücûdunun rengi gibi idi. Üzerinde bir ben onun üstünde de kıllar vardı.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:16 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasulullah (s.a.s.)'in Emirleri




Rasûlullah (s.a.s.), Yemen'in tamamına Bâzân el-Fârisî'yi vali olarak tayin etti. Bu zât, Bâzân b. Sasan b. Belâş b. el-Melik (Kral) Câmâsef b. el-Melik Firuz b. el-Melik Yezducerd b. Behram (zalim kral)'dır. Bâzân öldüğünde, Rasûlullah (s.a.s.) onun oğlu Şehr'i sadece San'a ve ona bağlı bölgelere yönetici olarak atadı. Muhacir b. Ümeyye b. el-Muğîre'yi Kinde ve es-SediPe tayin etti. Ziyâd b. Lebid el-Beyadî el-Ensârî'yi Hadramevt'e; Ebû Mûsâ el-Eş'arî'yi Zebid, Aden, Rima' ve es-Sahil'e; Mu'âz b. Cebel'i el-Cened'e; hicrî 8. yılda Attâb b. Esîd b. Ebi'l-îs b. Ümeyye b. Abdi Şems'i Mekke'ye vali olarak tayin etti ve hacc mevsiminde Müslümanlara hacc yaptırmak üzere görevlendirdi. O sırada Attâb, yirmi küsur yaşında idi. Ebû Süfyân Sahr b. Harb b. Ümeyye b. Abdi Şems'i Necran'a Yezîd b. Ebî Süfyân Sahr b. Harb'ı Teyma'ya; Hâlid b. Sa'îd b. Ebi'l-As b. Ümeyye b. Abdi Şems'i, Şehr b. Bâzân'ın öldürülüşünden sonra San'a'ya tayin etti. Şehr b. Bâzân (rh.a)'ı yalancı el-Esved el-An-sî öldürdü. Allah el-Esved'e lanet etsin. Hâlid'in kardeşi Amr b. Sa'îd'i Vadiyü'l-Kurra'ya; her ikisinin kardeşi el-Hakem b. Sa'îd'i Fedek ve diğer yerleri kapsayan Kura Urayne'ye; onların kardeşleri Eban b. Sa'îd'i Bahreyn'deki el-Hatt şehrine vali olarak atadı. Bu er-Rammah'm men*sup olduğu şehirdir.


Sa'îd b. el-Âs Oğulları müttefiki el-A'lâ b. el-Hadramî'yi Bahreyn'deki Katîf e; Amr b. el-As'ı Umman ve ona bağlı bölgelere; Osman b. Ebi'1-Asî es-Sakafî'yi Taife vali olarak tayin etti.


Mahmiye b. Cez' b. Abdi Yağûs b. Uveyc b. Amr b. Zübeyd ez-Zübeydî'yi, Rasûlullah (s.a.s.)'m yanında bulunan humusların taksim edilmesi için görevlendirdi. Mahmiye b. Cez'in, Benî Cumâh'ın müttefiki olduğu rivayet edilmiştir.


Ali b. Ebî Tâlib (k.v)'i, Yemen'deki humuslara ve hukukî davalara bakma görevine; Ümeyye b. Abdi Şems Oğullan'nın müttefiki Mu'aykıb b. Ebî Fâtıma ed-Davsî'yi kendisinin mühürdarhğına"; Adiyy b. Hatem'i Benî Esed'in zekâtlarını toplamaya; Mâlik b. Nuveyre el-Yerbuî'yi Bern Hanzele b. Zeyd Menat b. Temim'in zekâtlarını toplamaya; Kays b. Âsim el-Minkarî'yi ve Zibrikan b. Bedr'i, Benî Sa'd b. Zeyd Menat b. Temim'in zekâtlarını toplamaya; Ömer b. Hattâb'ı bazı yerlerin zekâtını toplamaya; yine birçok kişiyi zekât toplamak için görevlendirdi. Zira her kabilenin zekâtını toplayan bir görevli bulunmakta idi. Ebû Bekir es-Sıd-dîk'i, hicrî dokuzuncu senede hacc emirliğine tayin etti. Bütün işlerin yö*neticiliğini yapan halifesi ise Ebû Bekir es-Sıddîk (r.a.)'dir.


NOT: Amr b. Abese es-Sülemî, Rasûlullah (s.a.s.)'ın câhiliye döneminde arkadaşı idi. İyaz b. Himar b. Naciyeb. Ikal b. Muhammed b. Süfyân b. Mecâşi' b. Darım b. Mâlik b. Hanzele b. Zeyd Menat b. Temim, câhiliye döneminde Rasûlullah (s.a.s.)'ın namusunu koruyan yakınıydı. Şöyle ki, câhiliye dönemi Araplanmn iki dini olan Hums'a Kureyşliler; el-Hille'ye ise Benî Mecâşi' mensuptular. El-Hille'ye mensup biri Hums'a mensup birinden ödünç bir elbise alamadığı zaman Ka'be'yi çıplak tavaf ederdi. İyaz, Rasûlullah (s.a.s.)'ın elbisesi içerisinde Ka'be'yi tavaf ederdi. Adı İyaz olan bu zât, yakınlık derecesi olarak el-Akra' b. Habis b. Ikal'ın amcasının oğludur.


Öahhâk b. Süfyân el-Kilâbî, Rasûlullah (s.a.s.)'m kılıçdan idi. Başarı Allah'tandır.




Rasulullah (s.a.s.)'in Katipleri




Rasûlullah (s.a.s.) kâtipleri Ali b. Ebî Tâlib, Osman, Ömer, Ebû Bekir, Hâlid b. Sa'îd b. el-Asî, Ubeyy b. Ka'b el-Ensârî, Hanzele b. er-Ra-bi' el-Useydî, Yezîd b. Ebî Süfyân, Neccâr Oğulları'ndan Zeyd b. Sabit el-Ensârî ve Mu'âviye b. Ebî Süfyân'dır.


Zeyd b. Sabit kâtipliği en çok yapandır. Fetihten sonra Mu'âviye, onu izledi. Her ikisi Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanında sürekli vahiy ve diğer konulara dair yazı ile uğraşıyorlardı. Bunun dışında onların bir işi yoktu.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:16 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (s.a.s.)'in Muhafızları, Müezzinleri, Hizmetçileri, Şâirleri, Hatipleri V.S.




Kays b. Sa'd b. Ubâde es-Sâidî'nin Rasûlullah (s.a.s.)'in yanındaki konumu, bir yöneticinin yanındaki emniyet ve asayişi sağlayan polis komiserinin konumu gibi idi. Muğîre b. Şu'be es-Sekafî, Hudeybiye gününde kılıcı ile Rasûlullah (s.a.s.)'ın baş ucunda bekledi.


Bilâl b. Rebâh, ailesinin nafakası ile ilgileniyordu. Ümmü Eymen onun süt annesi idi. Enes b. Mâlik hizmetçisi idi. Fakih Kabîsa b. Zueyb'in babası Zueyb b. Halhale b. Amr el-Huzâ'î, Rasûlullah (s.a.s.)'a hediye edilen develerin idarecisi ve bakıcısı idi. Ebû Mûsâ el-Eş'arî ve azadlı kölesi Rebah el-Esved, O'nun yanına girmeye izinli idiler. Âmir b. Lüeyy Oğulları'ndan a'mâ İbn Ümmi Mektûm (adı, Amr b. Kays b. Zaide b. el-Esam (Cündüb) b. Hezm b. Ravâha b. Hacer b. Abdlül b. Maîs b. Âmir b. Lüeyy'dir), Bilâl ile birlikte onun müezzinliğini yapmaktaydılar. Ensâr'dan Ebû Taybete, ondan hacamat aleti ile kan alıyordu.


Sevevî de bu adı bu şekilde kaydetmiştir. Bu zâtın adı Nâfi'dir. Bundan başka değişik isimler de söylenmiştir. Beyâda Oğullan'nin kölesi idi.


Dilleri ile İslâm'ı savunan şâirleri şunlardır: Ka'b b. Mâlik el-Eslemî, el-Hâris b. el-Hazrec Oğullan'ndan Abdullah b. Ravâha ve en-Neccâr Oğulları'ndan Hassan b. Sabit. Bu şâirlerin hepsi Ensâr'dan olan Hazreclilerdendir.


Hatibi, Sabit b. Kays b. Şemmâs idi. Süvarisi, Ebû Katâde el-Ensârî idi. En-Neccâr Oğullan'ndan Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd, O'nu evine misafir etti.


Rasûlullah (s.a.s.), ilk önce bir altın yüzük aldı; sonra onu attı ve altından uzak durdu. Bir gümüş yüzük aldı. Yüzüğün kaşı da gümüştü. Yüzüğün nakşı üç satır olarak: Muhammed, Rasûl, Allah idi. Yüzüğünü sol elinin, bazen de sağ elinin küçük parmağına takıyordu. Yüzüğünün kaşını avucunun içine getiriyordu. Künyesi ile künyelemeyi yasakladığı gibi yüzüğünün nakşı gibi nakış yapmayı da herkese yasakladı. Bu iki durum Rasûlullah'm dışındaki Müslümanlara yasaktır. Vefat edinceye kadar yüzüğü parmağındaydı. Sonra sırasıyla Ebû Bekir, Ömer ve Osman, parmaklarına taktılar. Halifeliğinin altıncı yılında Osman'ın elinden Erîs kuyusuna düştü. Kuyunun suyunu çekip yığınlarca toprak çıkardılar. Fakat yüzük bulu*namadı. Biz Allah'a aitiz ve sonunda ona döneceğiz. Bu yüzük mübarek bir eserdi. Kaybolup gitti.


Rasûlullah (s.a.s.)'In Elçileri




Hudeybiye'den sonra Fetih'ten önce, Rasûlullah (s.a.s.), elçilerini krallara gönderdi.


Dihye b. Halîfe el-Kelbî'yi Bizans kralı Kayser Herakl'a gönderdi.


Abdullah b. Huzâfe es-Sehmî'yi Sasânî kralı Kisrâ Pervîz b. Hürmüz'e gönderdi.


Amr b. Ümeyye ed-Damrî'yi, Habeşistan kralı Necâşî'ye gönderdi.


Hatib b. Beltea el-Lahmî'yi, Mısır ve İskenderiye'nin yöneticisi Mu-kavkıs'a gönderdi.


Amr b. el-Âs'ı, Umman yöneticileri olan Ezd kabilesine mensup Cu-lenda'mn iki oğlu Ceyfer ve İyaz'a gönderdi.


Âmir b. Lüeyy Oğulları'ndan biriSelît b. Amr'ı, Hanefî kabilesine mensup Yemâme hükümdarı Hevze b. Ah ile Sümâme b. Usal'a gönderdi.


El-Alâ b. el-Hadramî'yi, Bahreyn hükümdarı Münzir b. Sava el-Ab-dî'ye gönderdi.


Huzeyme kabilesinin Esed koluna mensup Suca' b. Vehb el-Esedî'yi, Suriye'ye bağlı el-Belkâ hükümdarları el-Hâris b. Ebî Şemir el-öassânî ve onun amcasının oğlu Cebele b. el-Eyhem'e gönderdi.


Muhacir b. Ümeyye el-Mahzûmî'yi, Yemen'in hükümdarlarından biri olan Haris b. Abdilmelik el-Himyerî'ye gönderdi.


Mu'âz b. Cebel'i, İslâm'ın davetçisi olarak Yemen'in tümüne gönderdi. Zi'1-Kelâ', Zî Zülem ve Zî Merran ve diğer tüm hükümdarları Müslüman oldular.


Daha önce belirttiğimiz, Rasûlullah (s.a.s.)'ın kendilerine elçi gönderdiği diğer hükümdarlar ve onların kavimleri de Müslüman oldular. Sadece Kayser, Hevze, Kisrâ, el-Hâris b. Ebî Şemir ve Necâşî Müslüman olmadılar. Kendisine elçi gönderilen Necâşî künyeli bu hükümdar, Rasûlullah (s.a.s.) ashabının kendisine hicret ettiği kişi değildi. Zira önceki Necaşî, Müslüman olarak vefat etti (Allah ondan razı olsun). Ölümü Rasûlullah (s.a.s.)'a vahiy ile bildirildi. Rasûlullah da onun ölüm haberini Müslümanlara bildirdi. Onlarla birlikte el-Bakî' mezarlığına gittiler, ashabını saflar halinde dizdi ve dört tekbir getirerek onun namazını kıldırdı. Necâşî, kavminden korktuğundan Müslümanlığını onlardan gizli tutuyordu.


Sümâme b. Usal'ın Müslüman olması gecikti. Sonra kendi isteği ile İslâm'ı seçti. Kayser ise Müslüman olmayı arzuladı; fakat onun kavmi ona baskın çıktı. O da Müslüman olmadı. Mukavkis ise çok yakınlık gösterdi ve Rasûlullah (s.a.s.)'a, iğdiş edilmiş bir köle olan Me'bûr Düldül diye adlandırılan boz bir katır, Rasûlullah (s.a.s.)'m ümmü veledi [çocuğu*nun annesi olan câriye] Mâriye ve onun kız kardeşi Şirin olmak üzere iki cariyeyi hediye olarak gönderdi. Rasûlullah (s.a.s.) Sirin'i Hassan b. Sâbit'e verdi. Ona, Rasûlullah (s.a.s.)'m oğlu İbrahim'in teyzesi oğlu Abdurrahman'ı doğurdu. Rasûlullah (s.a.s.) vefat edinceye kadar o katıra [Düldül'e] bindi. Sonra Ali b. Ebî Tâlib'in vefatına kadar O'nun yanında idi. Ondan sonra ise Abdullah b. Ca'fer b. Ebî Talib yanında olduğu söylenir. Mu'âviye dönemine kadar yaşayan Düldül'e, Abdullah b. Ca'fer, yaşlılığından dolayı arpayı irice öğütüyordu.


Kisrâ ise, insan toplulukları arasında İslâm'ı en çirkin bir şekilde reddeden kişi idi. Rasûlullah (s.a.s.)'ın mektubunu yırtıp attı. Rasûlullah (s.a.s.) da ona beddua etti. Allah ilk önce onun mülkünü dağıttı. Sonra Fars İmparatorluğu'nun tamamını dağıttı. Rasûlullah (s.a.s.), Arap kabilelerine bir çok elçi göndermişti.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:16 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (s.a.s.)'In Hanımları




Rasûlullah (s.a.s.)'ın ilk hanımı Hatice bint Huveylid b. Esed b. Ab-diluzzâ b. Kusayy b. Kilâb'dır. Rasûlullah (s.a.s.) yirmi beş yaşındayken O'nunla evlendi. Hatîce, hicretten üç yıl önce vefat etti. O vefat edinceye kadar Rasûlullah (s.a.s,) kimse ile evlenmedi. Rasûlullah'dan önce Hatîce, Atık b. Abid b. Ömer b. Mahzûm ile evli idi. Ona Abdullah'ı doğurdu. Daha sonra Ebû Hâle ile evlendi. Ebû Hâle'nin adı, Hind b. Zü-râre b. en-Nebbâş b. Adiyy b. Habib b. Surad b. Selâme b. Cerve b. Useyyid b. Amr b. Temîm'dir. Ona adları Hind ve el-Hâris olan iki erkek çocuk ve Zeyneb adında bir kız çocuk doğurdu. Hind b. Hind, Uhud Savaşı'na katıldı. Basra'da ikamet ediyordu. Hasan b. Ali b. Ebî Tâlib ondan rivayet ediyordu. El-Hâris'i ise, kâfirlerden biri, Ruknu'l-Yemanî'nin yanında öldürdü.


Hatice vefat ettiğinde, Rasûlullah (s.a.s.), Zem'a b. Kays b. Abdi Şems b. Abdi Vüdd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy'in kızı Sevde ile evlendi. Sevde, daha önce amcası oğlu es-Sekran b. Amr b. Abdi Şems ile evli idi. Sevde, eşinin ölümünden dolayı dul kalmıştı.


Sonra Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Bekir (Abdullah) b. Ebî Kuhâfe (Osman) b. Âmir b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy b. Ğâlib'in kızı Âişe ile evlendi. Ondan başka hiç bir bakire ile evlenmedi. Rasûlullah (s.a.s.), Mekke'de onu nikahladığında henüz altı yaşında bulunuyordu. Hicretten yedi ay sonra, Şevval ayında dokuz yaşındayken onunla zifafa girdi. Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte dokuz yıl beş ay kaldı. H. 56 yılında vefat etti.


Hicretten iki yıl ve birkaç ay sonra, Ömer b. Hattâb'ın kızı Hafsa ile evlendi. Hafsa daha önce Huneys b. Huzâfe es-Sehmî ile evli idi. Hafsa, Huneys'in ölümünden dolayı dul kalmıştı. H. 45 yılında vefat etti. Medine valisi Mervân onun namazını kıldı.


Sonra Zeyneb bint Huzeyme b. el-Hâris b. Abdillah b. Amr b. Abdillah b. Abdi Menaf b. Hilâl b. Âmir b. Sa'sa'a ile evlendi. Zeyneb, daha önce Bedir'de öldürülen Ubeyde b. el-Hâris b. el-Muttalib b. Abdi Menaf ile evli idi. Zuhrî, onun daha Önce Uhud'da şehid düşen Abdullah b. Cahş el-Esedî ile evli olduğunu söylemiştir. Zeyneb, Rasûlullah (s.a.s.) hayattayken, evliliğinden iki ay sonra vefat etti.


Daha sonra, Ümmü Seleme (Hind) bint Ebî Ümeyye (Huzeyfe) b. el-Muğîre b. Abdillah b. Amr b. Manzum b. Yakaza b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy ile evlendi. Ümmü Seleme, daha önce Ebû Seleme (Abdullah) b. Abdile-sed el-Mahzûmî ile evli idi. Ona Ömer, Seleme, Dürre ve Zeyneb'i doğurdu. Rasûlullah (s.a.s.)'in en son vefat eden hanımı Ümmü Seleme idi. H. 59'da vefat etti. Ebû Hassan b. Osman ez-Ziyâdî de, Târîh adlı eserinde, onun 59 yılında vefat ettiğini belirtmiştir. İbn Ebî Hayseme, onun Mu'âviye'den bir sene önce vefat ettiğini söylemiştir. Atâ ise, en son vefat edenin Safiyye olduğunu ifade etmiştir. Atâ yanılmıştır.


Rasûlullah (s.a.s.)'in evlendiği diğer bir hanım ise, Zeyneb bint Cahş b. Riab b. Ya'mur b. Sabira b. Mürre b. Kebîr b. Ğanm b. Dudan b. Esed b. Huzayme'dir. Zeyneb, daha önce Rasûlullah'ın kölesi Zeyd b. Harise ile evli idi. Rasûlullah'ın vefatından sonra ilk ölen hanımıdır. Hz. Ömer'in halifeliğinin ilk günlerinde vefat etti. Bizzat Allah, onu Rasûlullah (s.a.s.) ile evlendirmiştir. Ülkeler fethedildiğinde Ömer, onun payına düşeni ona getirdi. O ağlayıp çığlık attı. Rasûlullah (s.a.s.)'in ayrılık hasreti ile dünyadakileri küçümsediğinden, O'na kavuşmak arzusuyla gelecek yılı kendisine göstermemesini Allah'tan diledi. Bu duası üzerine bir yıl geçmeden vefat etti.


Hz. Peygamber, diğer bir evliliğini Huzâ'a kabilesinin el-Mustalik koluna mensup Cuveyriyye bint el-Hâris b. Ebî Dırar (Habîb) b. el-Hâris b. Abid b. Mâlik b. Cezîme ile yaptı. Cuveyriyye, daha önce amcasının oğullarından Abdullah b. Cahş el-Esedî ile evli idi. Vakıdî'nin dediğine göre, Zeyneb, hicrî 56. yılda Rebî'ulevvel ayında vefat etti. Mervân onun namazını kıldı.


Rasûlullah (s.a.s.), Hudeybiye'den sonra Ümmü Habîbe bint Ebî Süfyân Salır b. Harb b. Ümeyye b. Abdi Şems ile evlendi. Onun adı Ramle'dir. Hind olduğu da söylenmiştir. Habeşistan'dan Rasûlullah'a gönderildi. Oraya hicret eden Müslüman hanımlardandı. Daha önce Ubeydullah b. Cahş el-Esedî ile evli idi. Ubeydullah, irtidat edip Hristiyanlığa geçti. Sonra öldü ve cehenneme gitti. Necâşî'nin ona dört yüz dinar altın mehir verdiği söylenmiştir. Ebû Hasan ez-Ziyadî ve Vakıdî, Ümmü Habibe'nin H. 44 yılında, kardeşi Mu'âviye'nin halifeliği döneminde vefat ettiğini belirtmişlerdir.


Rasûlullah (s.a.s.), Hayber Savaşı'ndan hemen sonra Benî Nadîr'den Safiyye bint Huyeyy b. Ahtab ile evlendi. Ahtab, Mûsâ b. İmrân'ın kardeşi Hârûn b. İmrân b. Kahasi b. Lavî b. Ya'kûb (a.s.)'un torunlarındandı. Ya'kûb, Allah'ın elçisi olup yine Allah'ın elçisi İshâk'm oğludur. O da Allah'ın elçisi ve dostu İbrahim'in oğludur. Safiyye, daha önce Kinâne b. Ebi'l-Hukayk ile evli idi. Vakıdî ve Ebû Hasan ez-Ziyadî, Safiyye bint Huyey'in hicretin 50 yılında vefat ettiğini belirtmişlerdir.


Sonra Rasûlullah (s.a.s.), Hâlid b. Velîd ve Abdullah b. Abbas'ın halası Meymûne bint el-Hâris b. Hazn b. Buceyrb. Herm b. Ruveybeb. Ab-dillah b. Hilâl b. Âmir b. Sa'sa'a ile evlendi. Rasûlullah (s.a.s.)'dan önce, Ebû Ruhm b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy ile evli idi. Abdullah b. Muhammed b. Akîl b. Ebî Tâlib: "Aksine o daha önce Ebû Ruhm'un kardeşi Huveytib b. Abdiluzzâ ile evli idi." demiştir.


Rasûlullah (s.a.s.)'ın evlendiği son hanımdır. Mekke'de Kaza Umre-si'nin ihramından çıktıktan sonra onunla evlendi. Şerif denilen yerde onunla zifafa girdi. Halîfe'nin dediğine göre, Meymûne, Mu'âviye döneminde H. 51 yılında yine Şerifte vefat etmiştir. Oradaki mezarı bilinmektedir.


El-Cevniyye ile evlenmek için girişimde bulundu. Evlenme teklifinde bulunmak üzere yanına vardığında, o Allah'tan sığınma istedi. Rasûlullah (s.a.s.) da onun sığınma talebini kabul etti. Onunla evlenmedi ve onu ailesine geri verdi.


Hafsa bint Ömer'den başka asla hiç bir hanımını boş amam ıştır. Onu da Allah'ın emri ve onun müracaatı üzerine tekrar nikâhı altına almıştır.


Rasûlullah (s.a.s.), Sevde bint Zema'nın yaşlı olması, onun hakkını yerine getirmeme endişesi ile onu boşamak istedi. Sevde kendisini boşamamasmı isteyip, nöbet gününü de Âişe bint Ebî Bekir'e verince Rasûlullah onu boşamadı.


Yüce Allah, tahyir (serbest bırakma) âyetini indirdiğinde, mü'minlerin anneleri Rasûlullah (s.a.s.)'in hanımlarının hepsi Hz. Peygamber'i tercih ettiler. Bunun dışında kim bir şey söylemişse o kesin bir şekilde bâtıl bir şey söylemiştir.


Hz. Peygamber'in tüm hanımlarına 500 dirhem mehir verdiği doğrudur. Bu kesinlikle sabittir. Sadece Rasûlullah (s.a.s.), Safiyye'yi âzâd ettiği için onun âzâdhğını mehir yerine saydı. Bunun dışında ayrıca ona bir mehir vermedi. Ondan sonra bu, sünnet oldu.


Zeyneb bint Cahş ile evlendiğinde bir koyunu velîme (düğün yemeği) olarak verdi. İnsanların hepsine yetti. Enes b. Mâlik, bu düğün yemeği hakkında, "Hanımlarının düğün yemeklerinde, ondan daha fazla bir yemek verdiğini görmedik." demiştir.


Safiyye ile evlendiğinde, içinde et ve iç yağı olmayan, sadece hurma, kavut ve eriltilmiş yağdan ibaret bir düğün yemeği verdi.


Diğer bir hanımının düğününde iki müd arpa ile yemek verdi. Yemek, hazır bulunanların hepsine yetti.


Son derece sağlıklı bir yolla bize rivayet olunduğuna göre, hanımlarına yılda yirmi vesk (yük) arpa ve seksen vesk hurma harcıyordu. Pek sağlam olmayan zayıf olan bir yolla bize rivayet olunduğuna göre ise, her hanımı için, bu kadar harcamada bulunuyordu. En iyi bilen Allah'tır. Rasûlullah (s.a.s.)'ın sağlığında, her bir hanımının cariyeleri, köleleri ve âzâd-lıları vardı. Allah onlara cenneti vâcib kılacak bir hoşnutlukla onlardan razı olsun.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:17 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah'ın (s.a.s.) Çocukları




İbrâhîm hariç, Rasûlullah (s.a.s.)'ın erkek ve kız.çocuklarının hepsi Hatîce bint Huveylid'den doğmadırlar. İbrâhîm ise, Mukavkıs'm kendisine hediye olarak gönderdiği Kıptî Mâriye'den doğmadır. Diğer hanımlarından çocuğu doğmamıştır.





Erkek Çocukları:




El-Kâsım: Rasûlullah onun adı ile künye almış, onun adı [Ebû'l-Kâsım] ile anılmıştır. Rasûlullah (s.a.s.)'ın ilk çocuğudur. Peygamberlikten önce doğmuş ve çok az yaşamıştır.


Diğer iki erkek çocuktan birinin adı konusunda ihtilaf vardır. Ne varki bu konuda rivayetler "Abdullah", "Tâhir" ve "Tayyîb" isimlerinin dışında bir şey belirtmemektedir.


Peygamberlikten Önce onun Abduluzzâ adında bir erkek çocuğu olduğunu, Hişâm b. Urve babasından bize rivayet etmiştir. Bu uzak bir ihtimaldir. Zira haber murseldir. Mursel haber ise delil olamaz.


İbrâhîm: Rasûlullah (s.a.s.)'ın Mâriye'den doğma İbrâhîm, Medine'de doğdu. Yirmi iki ay yaşadı. Babasından üç ay önce güneşin tutulduğu gün vefat etti.





Kız Çocukları:




Rasûlullah (s.a.s.)'m en büyük kız çocuğu Zeyneb'dir. Hz. Peygamber (s.a.s.), onu, Ebû'l-Asî el-Kâsım b. er-Rabî b. Abdiluzzâ b. Abdi Şems b. Abdi Menaf ile evlendirdi. Mü'minlerin annesi Hatîce, Ebû'l-Asî'nin halasıdır. Ebû'l-Asî'den başka biri ile evlenmemiştir. Halife b. Hayyât'ın bildirdiğine göre, Zeyneb, onun ile evli bulunduğu sırada hicretin 8. yılında vefat etti. Ebû'l-Asî ise, Ömer(r.a.)'in halifeliği döneminde vefat etti. Zeyneb, Ebû'l-Âsî ile olan evliliğinde Ali ve Umâme adlarında iki çocuk doğurdu. Ali gençken öldü. Mü'minlerin emiri Ali b. Ebî Tâlib, Fâtıma'dan sonra Umâme ile evlendi. Fakat bu evlilikten çocukları olmadı. Hz. Ali, Umâme ile evli bulunduğu sırada vefat etti. Ondan sonra Muğîre b. Nevfel b. el-Hâris b. Abdilmuttalib, Umâme ile evlendi. Umâme, Muğîre ile evli bulunduğu sırada vefat etti. Umâme bu evlilikten de çocuk doğurmadı.


Rasûlullah (s.a.s.)'m diğer bir kızı ise Rukayye'dir. Rasûlullah, onu Osman b. Affân ile evlendirdi. Rukayye, ondan başka kimse ile evlenmemiştir. Bu evlilikten Abdullah adında bir erkek çocuk doğurmuştur. Abdullah, dört yaşındayken öldü. Rukayye ise, Bedir Savaşı'ndan üç gün sonra vefat etti.


Rasûlullah (s.a.s.)'ın bir kızı da Fâtıma (r.a.)'dır. Rasûlullah (s.a.s.), onu mü'minlerin emîri Ali b. Ebî Tâlib (k.v.) ile evlendirdi. O'na, en büyük çocuğu olan Hasan, Hüseyin, Zeyneb ve Ümmü Külsûm ile küçük yaşta ölen el-Muhassin adında bir erkek çocuk doğurdu. Zeyneb bint Ali, Abdullah b. Ca'fer b. Ebî Tâlib ile evlendi. Ali b. Abdillah adında bir çocuk doğurdu. Ali b. Abdillah'ın nesli devam etmiştir. Ümmü Külsûm, Ömer b. Hattâb (r.a.) ile evlendi. O'na, Zeyd adında bir çocuk doğurdu. Zeyd'in ve annesinin nesli devam etmemiştir. Fâtıma, Rasûlullah (s.a.s.)'tan altı ay sonra vefat etmiştir. Ali'den başka kimse ile evlenmemiştir.


Rasûlullah (s.a.s.)'ın en küçük kızının adı ise Ümmü Külsûm'dür. Utbe b. Ebî Leheb onunla evlendi. Zifafa girmeden onu boşadı. Osman b. Affân onunla evlendi. Ümmü Külsûm, Rasûlullah (s.a.s.) hayatta iken Osmân'ın yanında vefat etti. Halife b. Hayyât'ın dediğine göre, hicretin 9. yılında vefat etti. Osman b. Affân'a çocuk doğurmadı.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:17 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (s.a.s.)'ın Ahlâkı




Rasûlullah (s.a.s.), Yüce Allah'ın da nitelediği gibi büyük bir ahlâk üzere idi. Hz. Peygamber (s.a.s.), insanların en halîmi, en cesuru, en adaletlisi, en iffetlisi idi. Cariyesi, nikâhlısı ya da mahreminin dışında hiç bir kadına eli dokunmamıştır.


Rasûlullah (s.a.s.), insanların en cömerdi idi. Yanında ne bir dinar, ne de bir dirhem bulundururdu. Şayet karanlık çöktüğü halde dinar veya dirhemi artsaydı ve verilecek bir kimse bulamasaydı, onları muhtaç olana verip dağıtmayıncaya kadar evine dönmezdi. Bulabildiği arpa ve hurmadan bir yıllık yiyeceğinden başka, Allah'ın kendisine verdiğini saklamazdı. Diğerini Allah yolunda harcardı. Allah için kendisinden bir şey istenildiğinde mutlaka verirdi. Sonra yıllık yiyeceğine döner, ondan da isârda bulunarak harcardı. Öyle ki daha yıl bitmeden muhtaç duruma düşerdi.


Rasûlullah (s.a.s.), ayakkabısını onanr, elbisesini yamardı. Ailesinin işlerine hizmet ederdi. Onlarla birlikte et keserdi.


Haya bakımından insanların en hayâlısı idi. Birinin yüzüne bakışlarını sabitleştirmezdi. İster hür olsun, ister köle olsun, herkesin davetine icabet ederdi.


Bir yudum süt ya da bir tavşan butu bile olsa, hediyeleri kabul ederdi. Hediyeye karşılık verir ve hediyeden yerdi. Sadakayı kabul etmez ve yemezdi.


Köle ve yoksul kişiler, Rasûlullah'dan kendilerine tabi olmasını isterlerdi. Rasûlullah da çağrılarına göre onlara uyardı.


Nefsi için değil Allah için kızardı. Şahsı ve ashabının aleyhine bile olsa hakkı yerine getirirdi.


Az oldukları ve sayılarını arttıracak bir insana muhtaç olduğu bir sırada, müşriklerin yardımı ile karşı karşıya kaldığında, onların yardımını almaktan vazgeçti. "Hiçbir müşrikten yardım istemeyiz." buyurdu.


Rasûlullah (s.a.s.)'ın ashabı, O'nun erdemli sahâbilerinden birinin Yahudi düşmanları arasında öldürüldüğüne şahit oldular. Bu sahâbinin ölümü bir çok ülkenin ve ordunun yıkımı demekti. Buna rağmen Yahudi düşmanlarına eziyet etmek için bunu gerekçe göstermedi. Aksine Müslümanların zekâtından, onun yüz dişi deve fidyesini ödedi. Halbuki O'nun ashabı bu durumda güçlenebilmek için bir deveye bile gereksinim duyuyorlardı.


Benî Cezîme'nin diyetini de Ödedi. Onlar imanları konusunda güvenilir kimseler olmadıkları halde, Yüce Allah'ın emri ile bu diyet vâcib olmuştu.


Açlıktan karnına taş bağlardı. Bulduğunu yer, hazır olanı geri çevirmezdi. Hazır olmayan bir yiyecek için zorluk çıkarmazdı. Helâl olan bir yiyeceği yemekten çekinmezdi. Ekmeksiz hurma ya da koyun eti yahut buğday ekmeği ya da helva veyahut bal bulduğunda yerdi. Ekmeksiz süt bulduğunda, onunla yetinirdi. Taze hurma ya da karpuz bulduğunda yerdi.


Yaslanarak ya da masada yemek yemezdi. Yemek yediğinde mendilini ayaklarının üzerine atardı. Fakirlik ya da cimrilikten dolayı değil, başkalarım nefsine tercih ettiğinden dolayı, Yüce Allah'a kavuşuncaya kadar art arda üç defa buğday ekmeğini doyasıya yememiştir.


Düğün yemeğine katılır, hastayı ziyaret eder, cenazelerde bulunurdu.


Düşmanları arasında korumasız, yalnız başına yürürdü.


İnsanların en alçak gönüllüsü, büyüklenmeksizin en çok sükût edeni, sözü fazla uzatmadan en belâğatlisi ve sevinç bakımından en güzeli idi.


Dünya işlerinden olan hiç bir şeyi önemsemezdi. Bulduğunu giyerdi; bazen bir örtü, bazen pamuklu Yemen kürkü, bazen yünlü cübbe, kısacası, bulabildiği mubah olan her elbiseyi giyerdi. Gümüş yüzük takardı. Kaşı da gümüştendi. Sağ elinin serçe parmağına takardı. Bazen de sol eline takardı.


Kölesini veya başka birilerini terkisine atar; at, deve, eşek veya kır katırdan ne bulabilirse binerdi. Bazen de cübbesiz, sarıksız ve takkesiz çıplak ayakla yürürdü.


Medine'nin en ücra köşelerine kadar gidip hastaları ziyaret ederdi. Güzel kokuyu sever, kötü kokulardan hoşlanmazdı.


Fakirlerle birlikte oturur, onlarla birlikte yemek yerdi. İyi ahlâklıların yanında bulunur, şerefli kişilere iyilikte bulunarak onlarla yakınlık kurmaya çalışırdı.


Akrabalarını kendilerinden üstün olanlara tercih etmeden, onlarla ilişkisini sürdürürdü. Hiç kimseye kaba davranmazdı. Özür dileyenin özrünü kabul ederdi.


Şakalaşırdı; fakat haktan başka bir şey söylemezdi. Güldüğünde kahkahasız gülerdi. Mubah olan oyuna karşı çıkmazdı. Ailesi ile koşma yarışma girişirlerdi. Ona karşı seslerini yükselttiklerinde o sabırla karşılardı.


Ailesi ile birlikte sütlerinden yararlandıkları deve ve koyunları, yiyecek ve giyecek konusunda kendisini onlardan üstün tutmadığı köle ve cariyeleri vardı.


Vaktini ya Allah için bir iş yaparak ya da kendisine gerekli bir şey yaparak geçirirdi.


Ashabının bahçelerine gider, kendisine yapılan basit/gösterişsiz ikramları kabul ederdi. Tatlı içecekleri içerdi. Hiçbir yoksulu fakirliğinden ve hastalığından dolayı küçük görmezdi. Hiçbir zengine ya da hükümdara da servetinden dolayı saygı göstermezdi. Her iki kesimi de Allah yoluna eşit bir şekilde davet ediyordu.


Ona zehirli yemek yedirildi ve sihir yapıldı. Ne var ki O, ne kendisini zehirlemek isteyeni, ne de kendisini büyülemek isteyeni öldürmedi. Zira O, bunların öldürülmesini uygun görmedi. Şayet bunların öldürülmeleri gerekli olsaydı, Rasûlullah bu eylemlerde bulunanları terketmez, onları mutlaka öldürürdü.


Yüce Allah, O'nda, erdemli yaşam tarzı ile eksiksiz yöneticiliği bir araya getirmişti.


Rasûlullah (s.a.s.), okuma yazma bilmeyen ümmî idi. Koyun güden, fakir, çöl ve cehalet ülkesinde dünyaya gelmişti.


Yüce Allah, O'nu Iütfu ile çepeçevre kuşatıp, babasız ve annesiz yetim olarak büyütüp terbiye etti. Yüce ve büyük olan Allah, bütün güzel ahlâkı, övgüye değer yol ve yordamı, öncekiler ve sonrakiler ile ilgili haberleri, dünya ve âhirette insanı başarıya götürecek, kurtuluşa erdirecek, gıbta edilecek ve kişiyi özgürlüğe kavuşturacak her şeyi O'na vahyetti. Yine görevini yerine getirmeyi ve lüzumsuz şeyleri terketmeyi de ona bildirdi.


Yüce Allah, emri doğrultusunda Rasülü (s.a.s.)'ne uymayı, O'na mahsus olan eylemlerinin dışında yaptıklarını örnek edinmede bizi muvaffak kılsın. Amin

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:17 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Tarihten Birkaç Satır



İlk İnen Vahiy



Rasûlullah (s.a.s.), Allah'a yaklaşmak amacıyla Hira mağarası diye bilinen mağarada inzivaya çekiliyordu. Ona yalnızlık sevdirilmişti. Bu konuda ne bir insandan emir almış, ne de yalnız kalan birisini gördüğünden dolayı onu örnek edinmişti. Yüce Allah, onun böyle yalnız kalmasını dilemişti. Rasûlullah (s.a.s.), bu mağarada yalnız başına günler ve gecelerce kaldı. Bu mağarada ona vahiy geldi.


Melek ilk vahyi getirdiğinde, O'na: "Oku!" dedi. Rasûlullah (s.a.s.) da: "Ben okuma bilmem." dedi. Bunun üzerine Melek, Hz. Peygamber'i tutup takati kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı ve: "Oku!" dedi. Hz. Peygamber yine: "Ben okuma bilmem." dedi. Melek, Peygamberimizi tekrar tuttu ve takati kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı ve ona iki veya üç kez: "Oku!" dedi. Hz. Peygamber: "Ben ne okuyayım?" diye sordu. Melek ona: "Oku! Her şeyi yaratan Rabbinin adıyla ki O, insanı aşılanmış yumurta (alaka)dan yarattı-. Oku! insana bilmediklerini belleten, kalemle (yazmayı) öğreten Rabbin büyük kerem sahibidir." dedi. Kur'ân'dan, ilk inen âyetler bunlardır.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:17 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

İlk Müslümanlar



Rasûlullah (s.a.s.), bu âyetler ile birlikte mü'minlerin annesi Hatice'ye geldi. Hatîce ilk iman eden kişi oldu. Sonra çocuklardan Ali iman etti. Sonra erkeklerden Ebû Bekir b. Ebî Kuhâfe (Osman) b. Âmir b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy b. Ğalib b. Fihr iman etti. Bir rivayete göre ise, mü'minlerin annesi Hatice'den sonra ilk iman edenin Ebû Bekir olduğu söylenmiştir.


Sonra Ali b. Ebî Tâlib b. Abdi Menâf b. Abdilmuttalib b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Kusayy b. Kilâb b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy b. Gâlib b. Fihr ile Zeyd b. Harise ve Bilâl iman ettiler.


Sonra Amr b. Abese es-Sülemî, Hâlid b. Sa'îd b. el-Asî b. Ümeyye b. Abdi Şems b. Abdi Menaf, Sa'd b. Ebî Vakkâs (Mâlik) b. Vuheyb b. Abdi Menaf b. Kusayy b. Kilâb Müslüman oldular.


Sonra Osman b. Affân b. Ebi'l-Asîb. Abdi Şems b. Abdi Menaf b. Kusayy b. Kilâb, Zübeyr b. eI-Avvâm b. Huveylid b. Esed b. Abdiluzzâ b. Kusayy b. Kilâb, Abdurrahman b. Avf b. Abd b. el-Hâris b. Zühre b. Kilâb, Talha b. Ubeydillah b. Osman b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre, Hâlid b. Sa'îd Amr b. Abese ve Sa'd b. Ebî Vakkas Müslüman oldu*lar. Onların içinden Sa'd ilk Müslüman olanlardandır. Diğerleri ise Ebû Bekir'in daveti üzerine Müslüman olanlardır. Sa'd'm da, Ebû Bekir'in daveti üzerine Müslüman olduğu söylenir. Hâlid ve Amr ise, daha önce Rasûlullah'm daveti üzerine Müslüman olmuşlardır.


Sonra şu kişiler Müslüman oldular: Ebû Ubeyde (Âmir) b. Abdillah b. el-Cerrâh b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe b. el-Haris b. Fihr.


Ebû Seleme b. Abdilesed b. Hilâl b. Abdillah b. Amr b. Mahzûm b. Ya-kaza b. Mürre.


Osman b. Maz'ûn b. Habib b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh b. Amr b. Hu-says b. Ka'b b. Lüeyy. Onun kardeşleri Kudâme, Abdullah [ve es-Sâib].


Sa'îd b. Zeyd b. Amr b. Nufeyl b. Abdiluzzâ b. Riyâh b. Kurt b. Rezâh b. Adiyy b. Ka'b b. Lüeyy. Onun babası Zeyd, câhiliye döneminde putları terk edip, Allah (c.c.)'ı bir olarak kabul ediyordu. Rasûlullah (s.a.s.), onun kıyamet gününde tek başına bir ümmet olarak dirileceğini bildirmiştir.


Esma bint Ebû Bekr es-Sıddîk.


Ömer b. Hattâb'ın kız kardeşi ve Sa'îd b. Zeyd'in hanımı Fâtıma bint el-Hattâb b. Nufeyl b. Abdiluzzâ.


Sa'd b. Ebî Vakkâs'ın kardeşi Umeyr b. Ebî Vakkas.


Abdullah b. Mes'ûd b. Gafil b. Habîb b. Şemh b. Far b. Mahzum b. Sahile b. Kâhil b. el-Hâris b. Temîm b. Sa'd b. Hüzeyl b. Müdrike. Zühre Oğullan'nın müttefiki idi. Ukbe b. Ebî Mu'ayt için koyun güdüyordu. Rasûlullah (s.a.s.)'ın, gebe olmayan koyunlarından birini sağıp, ondan bol bol süt akmasından dolayı Müslüman olmuştur.


Mes'ûdb. Rabiab. Amrb. Sa'd b. Abdiluzzâ b. Hemâleb. Galibb. Mu-hailem b. Aize b. Yusey' b. Melih b. el-HÛn/Hevn b. Huzeyme b. Müdrike Müslüman oldu. Bunlar yerleşiktiler.


Selît b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy b. Galib b. Fihr.


Ayyaş b. Ebî Rabîa b. el-Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzum b. Ya-kaza b. Mürre. Onun hanımı Esma bint Muharribe et-Temîme.


Huneys b. Huzâfe b. Kays b. Adiyy b. Su'ayd b. Sehm b. Amr b. Hu-says b. Ka'b b. Lüeyy. Huneys, Rasûlullah (s.a.s.)'dan önceki Hafsa bint [Ömer b.] Hattâb'ın kocası idi.


El-Hattab ailesinin müttefiki, Anzu Vail kabilesinden Amir b. Rabîa el-Anzî.


Ümeyye b. Abdi Şems Oğulları'nın müttefiki Abdullah b. Cahş b. Riâb b. Sabîra b. Mürre b. Kebîr b. Ğanm b. Dudan b. Esed b. Huzayme ve amâ olan kardeşi Ebû Ahmed b. Cahş.


Ca'fer b. Ebî Tâlib b. Abdilmuttalib ve hanımı Esma1 bint Umeys b. en-Nu'mân b. Ka'b b. Mâlik el-Has'amî.


Hatıb b. el-Hâris b. Ma'mer b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh b. Amr b. Husays b. Ka'b.


Onun hanımı bint el-Mucellil b. Abdillah b. Ebî Kays b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy b. Ğalib b. Fihr.


Kardeşi Hattâb b. el-Hâris ve hanımı Fükeyhe bint Yesar.


Ma'mer b. el-Hâris b. Amr b. Habîb b. [Vehb b.] Huzâfe b. Cumâh b. Amr b. Husays b. Ka'b b. Lüeyy.


Es-Saib b. Osman b. Maz'ûn b. Habîb.


El-Muttalib b. Ezher b. Abdi Avf b. Abd b. el-Haris b. Zuhre b. Kilâb b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy b. Galib.


Onun hanımı Ramle bint Ebî Avf b. Sabira b. Su'ayd b. Sehm b. Amr b. Husays b. Ka'b b. Lüeyy.


En-Nehham (Nu'aym) b. Abdillah b. [Esîd b. Abdi Menaf b.] Avf b. Ubeyd b. Uveyc b. Adiyy b. Ka'b b. Lüeyy.


Âmir b. Füheyre Ezdî ve onun annesi, Ebû Bekr es-Sıddîk'ın cariyesi Füheyre.


Huzâ'a kabilesinden Hâîid b. Sa'îd b. Ebi'l-Asî'nin hanımı Umeyne bint Halef b. Es'ad b. Âmir b. Beyada b. Yusey' b. Ci'sem b. Sa'd b. Muleyh b. Amr.


Yukarıda adı geçen Selît b. Amr'ın kardeşi Hatıb b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd.


Ebû Huzayfe Muheşşim b. Utbe b. Rabîa b. Abdi Şems b. Abdi Menaf.


Adiyy b. Ka'b'ın müttefiki Vâkid b. Abdillah b. Abdi Menaf b. Urayn b. Sa'lebe b. Yerbû' b. Hanzale b. Mâlik b. Zeyd Menât b. Temîm.


Adiyy b. Ka'b Oğulları'nm müttefikleri olan Benû el-Bukeyr b. Abdi Ya'lil b. Naşib b. Giyere b. Sa'd b. Leys b. Bekr b. Abdi Menât b. Kinâne soyundan olan Hâlid, Akıl, Âmir ve İyas.


Mahzum Oğulları'nm kölesi, Mezhic kabilesinin Ans koluna mensup Ammâr b. Yâsir.


Teym b. Mürre Oğullan'ndan, Cud'an ailesinin müttefiki en-Nemir b. Kasıt Oğullan'ndan Suheyb b. Sinan.


El-Erkam b. Ebi'l-Erkam (Abdu Menaf) b. Ebî Cundub (Esed) b. Abdillah b. Ömer b. Mahzum.


Sonra Ömer b. el-Hattâb b. Nufeyl b. Abdiluzzâ b. Riyâh b. Kurt Müslüman oldu. Ömer ile, Yüce Allah'ın, sahâbîlerin sayılarını kırka tamamladığı söylenmiştir. Amr b. Abese'nin Mekke'de olmadığı, Umeyr b. Ebî Vakkâs'ın küçük olduğu ve onun gibi küçüklerin aralarında bulunduğu bir sırada bu sayı kırka tamamlanmış olabilir.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:17 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Allah Yolunda İlk Kan Döken Kişi



Allah yolunda ilk kan döken kişi Sa'd b. Ebî Vakkâs'tır. Sa'd, Müslümanlardan bir grup ile namaz kılıyordu. Müşriklerden bir grup onları gördü. Onlarla çarpıştılar. Sa'd onlardan birine devenin çene kemiği ile vurdu ve kafatasını yardı.


Davetin Açıklanması



Sonra Rasûlullah (s.a.s.), Allah (c.c.)'ın yoluna açıkça davet etti. Ona karşın, Kureyş de düşmanlık ve eziyet etmeye açıkça başladı. Ne var ki onun amcası Ebû Tâlib, kavminin dini üzerine kaldığı halde, Hz. Peygamber (s.a.s.)'i korudu ve müdâfaa etti.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:17 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (s.a.s.)'a Açıkça Düşmanlık Edip Alay Edenler



Rasûlullah (s.a.s.)'a, kavminden açıkça ilk ve ciddi bir şekilde eziyet eden ve düşmanlıkta bulunanlar şunlardır: Amcası Ebû Leheb. Adı, Abduluzzâ b. Abdilmuttalib'tir. Rasûlullah ile alay edenlerden biri idi.


Onun amcasının oğlu, Ebû Süfyân b. el-Hâris b. Abdilmuttalib.


Abdu Şems b. Abdi Menaf Oğullan'ndan: Rabîa b. Abdi Şems'in iki oğlu Utbe ve Şeybe.


Ukbe b. Ebî Mu'ayt b. Ebî Amr b. Rabîa b. Ümeyye b. Abdi Şems, Rasûlullah ile alay edip, O'nu küçümseyenlerden biri idi.


Ebû Süfyân Sahr b. Harb b. Ümeyye b. Abdi Şems, Rasûlullah ile alay edip, O'nu küçümseyenlerden biri idi.


EI-Hakem b. Ebi'l-Âs b. Ümeyye b. Abdi Şems, Rasûlullah ile alay edip, O'nu küçümseyenlerden biri idi.


Mu'âviye b. el-Muğîre b. Ebi'l-Âs b. Ümeyye b. Abdi Şems.


Abduddâr b. Kusayy Oğulları'ndan: En-Nadr b. el-Hâris b. Alkame b. Kelede b. Abdi Menaf b. Abdiddâr b. Kusayy.


Abduluzzâ b. Kusayy Oğulları'ndan: El-Esved b. el-Muttalib b. Esed b. Abdiluzzâ, Rasûlullah ile alay edip onu küçümseyenlerden biri idi.


Onun oğlu Rabîa b. el-Esved.


Ebu'l-Buhterî el-Asî b. Hişâm b. Esed b. Abdiluzzâ b. Kusayy.


Zühre b. Kilâb Oğulları'ndan: Zühre'nin dayısı oğlu olan el-Esed b. Abdi Yağûs b. Vehb b. Abdi Menâf b. Zühre b. Kilâb.


Mahzûm b. Yakaza b. Mürre Oğulları'ndan, Ebû Cehl Amr b. Hişâm b. el-Muğîre b. Abdillah b. Amr b. Mahzûm.


Onun kardeşi, el-Asî b. Hişâm.


Amcaları: Hâlid b. Velîd'in babası Velîd b. el-Muğîre.


Onun oğlu Ebû Kays b. el-Velîd.


Onun amcasının oğlu Kays b. el-Fakîhe b. el-Muğîre.


Amcalarının oğlu ve mü'minlerin annesi Ümmü Seleme'nin kardeşi Züheyr b. Ebî Ümeyye b. el-Muğîre.


El-Esved b. Abdilesed b. Hilâl b. Abdillah b. Amr b. Mahzûm.


Abid b. Abdillah b. Amr b. Mahzûm Oğulları'ndan: Sayfıyy b. es-Sâib.


Sehm b. Husays b. Ka'b b. Lüeyy Oğulîarı'ndan: Amr'ın babası el-Âsî b. Vâil b. Hâşim b. Su'ayd b. Sehm b. Husays.


Onun amcasının oğlu el-Hâris b. Adiyy b. Su'ayd b. Sehm b. Husays.


El-Haccâc b. Amir b. Huzeyfe b. Su'ayd b. Sehm b. Husays'ın oğulları Munebbih ve Nubeyh.


Cumâh Oğulları'ndan: Halef b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh b. Husays b. Ka'b b. Lüeyy'in iki oğlu Ümeyye ve Ubey.


Ebû Mahzûre'nin kardeşi Enis b. [Mi'yer] b. Levzan b. Sa'd b. Cu-mâh.


El-Hâris b. et-Tulâtıla el-Huzâ'î. Adiyy b. el-Hamrâ es-Sakafî.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:18 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Güçsüz Ve Korumasız Müslümanlara İşkence Yapılması



Yukarıda isimleri sayılanlar ve diğer kabile başkanları Müslümanlara karşı sertleştiler. Korumasız ve dirençsiz olan Müslümanlara eziyet ve işkence ettiler. İslâm, böylelikle kadın ve erkekler arasında yayılma imkânı buldu.


Rasûlullah (s.a.s.)'ın ashabı, büyük işkencelere maruz kaldılar. Buna karşın Yüce Allah da, onlara âhirette büyük prestij sağlayarak, onlara büyük sabır/dayanma gücü ihsan etti. Allah'ın düşmanı, zâlim Ebû Cehl, Ammâr b. Yâsir'in annesi Sümeyye (r.a.)'yi ön tarafından bir mızrak ile yaralayarak şehîd etti.


Bilâl'in efendileri, Benî Cumâh kabilesinden idiler. Onu yakalayıp, Mekke'nin sıcağında kızgın kumların üzerine yatınyorlardi. Karnının üzerine büyük taşlar koyuyorlardı. Sonra bu şiddetli sıcaklıkta, ona demir zırh giydiriyorlardı. Boynuna da bir ip bağlıyorlardı. İpi çocukların eline verip dolaştırıyorlardı. Bilâl ise, bütün bu durumlar karşısında sabredip karşılığını âhirette bekliyordu. Yüce Allah'ın davası uğruna karşılaştığı bütün bu sıkıntılara aldırış etmiyordu. Allah ondan razı olsun.


Bu sırada Ammâr'm babası Yâsir, Seleme b. el-Velîd, Velîd b. el-Ve-lîd b. el-Muğîre, Ebû Huzeyfe Muheşşim b. Utbe ve diğerleri Müslüman oldular.


Ebû Bekir, aşağıda isimleri yazılı olan kişileri âzâd ettirmiştir: Bilâl b. Rebâh, onun annesi Ümmü Veled Hemmâme, Amir b. Füheyre, Ümmü Ubeys, Zinnîre, Nehdiye ve kızı, Adiyy b. Ka'b Oğullan'ndan bir câriye. Ömer b. Hattâb, Müslüman olmadan önce bu cariyeye Müslümanlığından dolayı işkence ediyordu. Ebû Kuhâfe'nin şöyle dediği rivayet olunur: "Yavrucuğum! Görüyorum ki sen hep güçsüz köleleri âzâd ediyorsun. Şayet güçlü olanlarını âzâd edersen onlar seni korurlar." Ebû Bekir de, buna karşılık olarak: "Ey babacığım! (Ben bunları âzâd etmekle) arzuladığımı diliyorum." dedi. Bunun üzerine Yüce Allah'ın aşağıdaki âyetleri indirdiği rivayet edilmektedir: "Korkup sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır. Ki o, malını vererek temizlenip arınır...," Yüce Allah'ın rahmeti ve bereketi Sıddîk üzerine olsun.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:18 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Habeşistan'a Hicret




Müslümanlar çoğalıp, onlara yapılan eziyet ve işkence şiddetlenince, Yüce Allah, onlara Habeşistan'a hicret etme izni verdi. Habeşistan, Mekke'nin batısında, Sudan çölleri ile Yemen'deki Kızıldeniz'den Kulzum şehrine kadar devam eden bir ülkedir.


Dini için Habeşistan'a ilk hicret edenler şu kişilerdir: Osman b. Affân ve Rasûlullah (s.a.s.)'ın kızı olan hanımı Rukayye.


Babaları istememesine rağmen, Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa b. Abdi Şems ile hanımı Sehle bint Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hısl b. Amir b. Lüeyy, dinleri için Yüce Allah'a sığındılar. Sehle, Habeşistan topraklarında Muhammed b. Ebî Huzeyfe'yi doğurdu.


Esed b. Abdiluzzâ Oğullan'ndan: Zübeyr b. el-Avvâm b. Huveylid b. Esed b. Abdiluzzâ.


Abduddâr b. Kusayy Oğullan'ndan: Mus'ab b. Umeyr b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr.


Zuhre b. Kilâb Oğullan'ndan: Abdurrahman b. Avf b. el-Hâris b. Zuhre.


Mahzûm Oğulları'ndan: Ebû Seleme Abdullah b. Abdilesed b. Hilâl b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm. Onunla birlikte onun hanımı ve daha sonra mü'minlerin annesi olan Ümmü Seleme Hind bint Ebî Ümeyye b. el-Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.


Cumâh Oğulları'ndan: Osman b. Maz'ûn b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh.


Adiyy b. Ka'b Oğulları'ndan: El-Hattâb ailesinin müttefiki Âmir b. Rabîa ve hanımı Leylâ bint Ebî Hasme b. Gânım b. Abdillah b. Avf b. Ubeyd b. Uveyc b. Adiyy b. Ka'b.


Âmir b. Lüeyy Oğulları'ndan: Ebû Sebre b. Ebî Ruhm b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hısl b. Âmir b. Lüeyy ve hanımı Ümmü Kulsûm bint Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. b. Mâlik b. Hısl b. Âmir b. Lüeyy.


Bunun yanında, Habeşistan'a ilk hicret eden kişinin Ebû Hatıb b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik olduğu da söylenmiştir.


El-Hâris b. Fihr Oğulları'ndan: Süheyl b. Beydâ. Bu zât, Süheyl b. Vehb b. Rabîa b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe b. el-Hâris'tir.


Onlardan sonra ise şu kişiler hicret ettiler: Ca'fer b. Ebî Tâlib ve hanımı Esma bint Umeys. Esma, orada çocukları Muhammed, Abdullah ve Avn'ı doğurdu.


Amr b. Sa'îd b. el-Asî b. Ümeyye b. Abdi Şems ve hanımı Fâtima bint Safvân b. Ümeyye b. Muharrik b. [Hıml] b. Şakk b. Rakabe b. Muh-dic el-Kinânî.


Hâlid b. Sa'îd'in kardeşi ve Huzâ'a kabilesinden olan hanımı Umeyne bint Halef b. Es'ad b. Âmir b. Beyâde b. Yusey' b. Ci'seme b. Sa'd b. Muleyh b. Amr. Umeyne, orada Sa'îd ve Habbe adında iki çocuk doğurdu. Habbe ile daha sonra Zübeyr evlendi. Bu evlilikten Hâlid b. Zübeyr ve Amr b. Zübeyr dünyaya geldi.


Onların müttefiki Esed b. Huzeyme Oğullan'ndan: Abdullah b. Cahş b. Riâb b. Ye'mer b. Sabira.


Onun kardeşi Ubeydullah ve hanımı, daha sonra mü'minlerin annesi olan Ümmü Habîbe bint Ebî Süfyân. Ubeydullah orada Hristiyan oldu ve mürted olarak öldü.


Kays b. Abdillah da onlardandır. Onunla birlikte hanımı Ebû Süfyân b. Harb b. Ümeyye Bereke bint Yesâr.


Devs kabilesinden Muaykîb b. Ebî Fâtıma ise, el-Âs b. Ümeyye Oğul-ları'ndan sayılmıştır.


Bazıları Ebû Mûsâ el-Eş'arî'nin de Habeşistan'a hicret ettiğini ve Utbe b. Rabîa'nın müttefiki olduğunu belirtmişlerdir. Halbuki durum Öyle değildir. Şu var ki o, kavminden bir grup ile Medine'ye hicret etmek üzere ülkesi Yemen'den çıktı. Deniz yolculuğu ile oraya varmak üzere gemiye bindiler. Gemi onları Habeşistan topraklarına götürdü. Ca'fer b. Ebî Tâlib ile birlikte Medîne'ye gelinceye kadar orada kaldı.


Habeşistan'a hicret edenlerden biri de Utbe b. Gazvan b. Câbir b. Vehb b. Nüseyb b. Mâlik b. el-Hâris b. Mazin b. Mansûr'dur. Mazin b. Mansûr, Nevfel b. Abdi Menâf Oğulları'nm müttefiki Süleym b. Mansûr b. İkrime b. Hasafe b. Kays b. Aylan b. Mudar'in kardeşidir. Bu zât, aynı zamanda Hz. Ömer döneminde Basra şehrini kuran kişidir.


Esved b. Nevfel b. Huveylid b. Esed.


Yezîd b. Zeme'a b. el-Esved b. el-Muttalib b. el-Esed.


Amr b. Ümeyye b. el-Hâris b. Esed.


Tuleyb b. Umeyr b. Vehb b. Ebî Kesir b. Abd b. Kusayy. Abd b. Ku-sayy'm nesli tamamen tükenmiştir.


Suveybit b. Sa'd b. Hureymele b. Mâlik b. Umeyle b. es-Sebbak b. Abdiddâr.


Cehm (ya da Cuheym) b. Kays b. Abdi Şurahbil b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr ile Huzâ'a kabilesinden olan hanımı Ümmü Harmele bint Abdilesved b. Cezîme b. Ukayş b. Âmir b. Beyâda b. Yusey' b. Ci'seme b. Sa'd b. Muleyh b. Amr ve iki çocuğu Amr b. Cehm ve Huzeyme b. Cehm.


Ebû'r-Rûm b. Umeyr b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr.


Firâs b. en-Nadr b. el-Hâris b. Kelde b. Alkame b. Abdi Menâf b. Abdiddâr.


Sa'd b. Ebî Vakkâs'ın kardeşi Âmir b. Ebî Vakkâs .


El-Muttalib b. Ezher b. Abdi Avf b. Abd [b.] el-Hâris b. Zühre ve hanımı Remle bint Ebî Avf b. Subeyre b. Su'ayd. Orada ona Abdullah b. el-Muttalib'i doğurdu.


Abdullah b. Mes'ûd ve kardeşi Utbe b. Mes'ûd.


El-Mikdâd b. Amr b. Sa'lebe b. Mâlik b. Rabîa b. Sümâme b. Matrûd ibn Amr b. Sa'd b. Düheyr b. Lüeyy b. Sa'lebe b. Mâlik b. eş-Şerîd b. Ebî Ehven b. Faiş b. Dureym b. el-Kayn b. Ehved b. Behrâ b. Amr b. el-Haf b. Kuda'a. Bu zât, Zühre OğuIIarı'nın müttefiki Mikdâd b. el-Es-ved'dir.


El-Hâris b. Hâlid b. Sahr b. Âmir b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre ve hanımı Rayta bint el-Haris b. Cübeyle b. Âmir b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre. Orada ona Mûsâ, Zeyneb, Âişe ve Fâtıma adlarında dört çocuk doğurdu.


Talha b. Abdillah'ın amcası Amr b. Osman b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre.


Şemmâs b. Osman b. eş-Şerîd b. Hermî b. Âmir b. Manzum ibn Yakaza b. Mürre. Şemmâs'ın asıl adı Osman'dır. Rabîa'nın kız kardeşinin oğludur.


Hebbâr b. Süfyân b. Abdilesed b. Hilâl b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm ve kardeşi Abdullah b. Süfyân.


Hişâm b. Ebî Huzeyfe b. eî-Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.


Ayyaş b. Ebî Rabîa b. el-Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.


Huzâ'a kabilesinden Muattıb b. Avf b. Âmir b. el-Fadl b. Afif b. Ku-Ieyb b. Hubşiyye b. Selûl b. Ka'b b. Amr. Bu zât, Benî Mahzûm'un müttefiki Muattıb b. Hamrâ'dır.


Es-Saîb b. Osman b. Maz'ûn ve iki amcası Kudâme b. Maz'ûn ile Abdullah b. Maz'ûn.


El-Hâris b. Ma'mer b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh'm iki oğlu Hatib ve Hattâb. Hatıb ile birlikte hanımı bint el-Mucellel b. Abdillah b. Ebî Kays b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy ile bu hanımdan doğma iki oğlu Muhammed b. Hatıb ve el-Hâris ve b. Hatib da bulunmakta idi. Hattâb ile birlikte ise hanımı Fükeyhe bint Yesar vardı.


Süfyân b. Ma'mer b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh ve iki oğlu Câ-bir b. Süfyân ve Cunâde b. Süfyân. İkisinin annesi Hasene ve onların anne bir kardeşi Şurahbil b. Hasene. Şurahbil'in soy kütüğü ise şöyledir: Şurah-bil b. Abdillah b. [Amr h.] el-Mutâ' el-Kindî. Onun Temîm b. Mürr'ün kardeşleri olan el-Ğavs Oğullan'ndan olduğu da söylenmiştir.


Osman b. Rabîa b. Uhban b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh.


Huneys b. Huzâfe b. Kays.


Kays b. Huzâfe ve Abdullah b. Huzâfe.


İsmi Sa'îd b. Amr olan Temîm Oğullan'ndan biri. Bişr b. el-Hâris b. Kays'ın anne bir kardeşi idi.


Amr b. el-Asî'nin kardeşi Hişâm b. el-Âsî b. Vâil.


Umeyr b. Riab b. Huzeyfe b. Muheşşim b. Su'ayd b. Sehm.


Ebû Kays b. el-Hâris b. Kays b. Adiyy b. Suayd b. Sehm.


Onun kardeşleri: el-Hâris b. el-Hâris, Ma'mer b. el-Hâris ve Bişr b. el-Hâris.


Onların müttefiki, Mahmiye b. Cez' ez-Zübeydî.


Ma'mer b. Abdillah b. Nadle b. Abdiluzzâ b. Hursan b. Avf b. Ubeyd b. Uveyc b. Adiyy b. Ka'b.


Adiyy b. Nadle b. Abdiluzzâ b. Hursan ve oğlu en-Nu'mân b. Adiyy.


Mâlik b. Zeme'a b. Kays b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy ve hanımı Umre bint es-Sa'dî b. Vakdan b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Âmir b. Lüeyy.


Abdullah b. Mahrame b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd.


Âmir b. Lüeyy Oğulları'nın müttefiki Yemenli Sa'd b. Havle.


Abdullah b. Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd.


İki amcası: Selit b. Amr ve es-Sekrân b. Amr.


O sırada hanımı olan mü'minlerin annesi Şevde bint Zeme'a b. Kays b. Abdi Vedd.


Ebû Ubeyde b. Âmir b. Abdillah b. el-Cerrâh b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe b. el-Hâris b. Fihr.


îyaz b. öanm b. Züheyr b. Ebî Şeddâd b. Rabîa b. Hilâl b. Mâlik b. Dabbe b. el-Hâris b. Fihr.


Amr b. el-Hâris b. Züheyr b. Ebî Şeddâd.


Osman b. Abdi Ğanm b. Züheyr b. Ebî Şeddâd.


Sa'd b. Abdi Kays b. Lakît b. Âmir b. Ümeyye b. Zerib b. el-Hâris b. Fihr.




Müslümanlar çoğalıp, onlara yapılan eziyet ve işkence şiddetlenince, Yüce Allah, onlara Habeşistan'a hicret etme izni verdi. Habeşistan, Mekke'nin batısında, Sudan çölleri ile Yemen'deki Kızıldeniz'den Kulzum şehrine kadar devam eden bir ülkedir.


Dini için Habeşistan'a ilk hicret edenler şu kişilerdir: Osman b. Affân ve Rasûlullah (s.a.s.)'ın kızı olan hanımı Rukayye.


Babaları istememesine rağmen, Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa b. Abdi Şems ile hanımı Sehle bint Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hısl b. Amir b. Lüeyy, dinleri için Yüce Allah'a sığındılar. Sehle, Habeşistan topraklarında Muhammed b. Ebî Huzeyfe'yi doğurdu.


Esed b. Abdiluzzâ Oğullan'ndan: Zübeyr b. el-Avvâm b. Huveylid b. Esed b. Abdiluzzâ.


Abduddâr b. Kusayy Oğullan'ndan: Mus'ab b. Umeyr b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr.


Zuhre b. Kilâb Oğullan'ndan: Abdurrahman b. Avf b. el-Hâris b. Zuhre.


Mahzûm Oğulları'ndan: Ebû Seleme Abdullah b. Abdilesed b. Hilâl b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm. Onunla birlikte onun hanımı ve daha sonra mü'minlerin annesi olan Ümmü Seleme Hind bint Ebî Ümeyye b. el-Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.


Cumâh Oğulları'ndan: Osman b. Maz'ûn b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh.


Adiyy b. Ka'b Oğulları'ndan: El-Hattâb ailesinin müttefiki Âmir b. Rabîa ve hanımı Leylâ bint Ebî Hasme b. Gânım b. Abdillah b. Avf b. Ubeyd b. Uveyc b. Adiyy b. Ka'b.


Âmir b. Lüeyy Oğulları'ndan: Ebû Sebre b. Ebî Ruhm b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hısl b. Âmir b. Lüeyy ve hanımı Ümmü Kulsûm bint Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. b. Mâlik b. Hısl b. Âmir b. Lüeyy.


Bunun yanında, Habeşistan'a ilk hicret eden kişinin Ebû Hatıb b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik olduğu da söylenmiştir.


El-Hâris b. Fihr Oğulları'ndan: Süheyl b. Beydâ. Bu zât, Süheyl b. Vehb b. Rabîa b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe b. el-Hâris'tir.


Onlardan sonra ise şu kişiler hicret ettiler: Ca'fer b. Ebî Tâlib ve hanımı Esma bint Umeys. Esma, orada çocukları Muhammed, Abdullah ve Avn'ı doğurdu.


Amr b. Sa'îd b. el-Asî b. Ümeyye b. Abdi Şems ve hanımı Fâtima bint Safvân b. Ümeyye b. Muharrik b. [Hıml] b. Şakk b. Rakabe b. Muh-dic el-Kinânî.


Hâlid b. Sa'îd'in kardeşi ve Huzâ'a kabilesinden olan hanımı Umeyne bint Halef b. Es'ad b. Âmir b. Beyâde b. Yusey' b. Ci'seme b. Sa'd b. Muleyh b. Amr. Umeyne, orada Sa'îd ve Habbe adında iki çocuk doğurdu. Habbe ile daha sonra Zübeyr evlendi. Bu evlilikten Hâlid b. Zübeyr ve Amr b. Zübeyr dünyaya geldi.


Onların müttefiki Esed b. Huzeyme Oğullan'ndan: Abdullah b. Cahş b. Riâb b. Ye'mer b. Sabira.


Onun kardeşi Ubeydullah ve hanımı, daha sonra mü'minlerin annesi olan Ümmü Habîbe bint Ebî Süfyân. Ubeydullah orada Hristiyan oldu ve mürted olarak öldü.


Kays b. Abdillah da onlardandır. Onunla birlikte hanımı Ebû Süfyân b. Harb b. Ümeyye Bereke bint Yesâr.


Devs kabilesinden Muaykîb b. Ebî Fâtıma ise, el-Âs b. Ümeyye Oğul-ları'ndan sayılmıştır.


Bazıları Ebû Mûsâ el-Eş'arî'nin de Habeşistan'a hicret ettiğini ve Utbe b. Rabîa'nın müttefiki olduğunu belirtmişlerdir. Halbuki durum Öyle değildir. Şu var ki o, kavminden bir grup ile Medine'ye hicret etmek üzere ülkesi Yemen'den çıktı. Deniz yolculuğu ile oraya varmak üzere gemiye bindiler. Gemi onları Habeşistan topraklarına götürdü. Ca'fer b. Ebî Tâlib ile birlikte Medîne'ye gelinceye kadar orada kaldı.


Habeşistan'a hicret edenlerden biri de Utbe b. Gazvan b. Câbir b. Vehb b. Nüseyb b. Mâlik b. el-Hâris b. Mazin b. Mansûr'dur. Mazin b. Mansûr, Nevfel b. Abdi Menâf Oğulları'nm müttefiki Süleym b. Mansûr b. İkrime b. Hasafe b. Kays b. Aylan b. Mudar'in kardeşidir. Bu zât, aynı zamanda Hz. Ömer döneminde Basra şehrini kuran kişidir.


Esved b. Nevfel b. Huveylid b. Esed.


Yezîd b. Zeme'a b. el-Esved b. el-Muttalib b. el-Esed.


Amr b. Ümeyye b. el-Hâris b. Esed.


Tuleyb b. Umeyr b. Vehb b. Ebî Kesir b. Abd b. Kusayy. Abd b. Ku-sayy'm nesli tamamen tükenmiştir.


Suveybit b. Sa'd b. Hureymele b. Mâlik b. Umeyle b. es-Sebbak b. Abdiddâr.


Cehm (ya da Cuheym) b. Kays b. Abdi Şurahbil b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr ile Huzâ'a kabilesinden olan hanımı Ümmü Harmele bint Abdilesved b. Cezîme b. Ukayş b. Âmir b. Beyâda b. Yusey' b. Ci'seme b. Sa'd b. Muleyh b. Amr ve iki çocuğu Amr b. Cehm ve Huzeyme b. Cehm.


Ebû'r-Rûm b. Umeyr b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr.


Firâs b. en-Nadr b. el-Hâris b. Kelde b. Alkame b. Abdi Menâf b. Abdiddâr.


Sa'd b. Ebî Vakkâs'ın kardeşi Âmir b. Ebî Vakkâs .


El-Muttalib b. Ezher b. Abdi Avf b. Abd [b.] el-Hâris b. Zühre ve hanımı Remle bint Ebî Avf b. Subeyre b. Su'ayd. Orada ona Abdullah b. el-Muttalib'i doğurdu.


Abdullah b. Mes'ûd ve kardeşi Utbe b. Mes'ûd.


El-Mikdâd b. Amr b. Sa'lebe b. Mâlik b. Rabîa b. Sümâme b. Matrûd ibn Amr b. Sa'd b. Düheyr b. Lüeyy b. Sa'lebe b. Mâlik b. eş-Şerîd b. Ebî Ehven b. Faiş b. Dureym b. el-Kayn b. Ehved b. Behrâ b. Amr b. el-Haf b. Kuda'a. Bu zât, Zühre OğuIIarı'nın müttefiki Mikdâd b. el-Es-ved'dir.


El-Hâris b. Hâlid b. Sahr b. Âmir b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre ve hanımı Rayta bint el-Haris b. Cübeyle b. Âmir b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre. Orada ona Mûsâ, Zeyneb, Âişe ve Fâtıma adlarında dört çocuk doğurdu.


Talha b. Abdillah'ın amcası Amr b. Osman b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre.


Şemmâs b. Osman b. eş-Şerîd b. Hermî b. Âmir b. Manzum ibn Yakaza b. Mürre. Şemmâs'ın asıl adı Osman'dır. Rabîa'nın kız kardeşinin oğludur.


Hebbâr b. Süfyân b. Abdilesed b. Hilâl b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm ve kardeşi Abdullah b. Süfyân.


Hişâm b. Ebî Huzeyfe b. eî-Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.


Ayyaş b. Ebî Rabîa b. el-Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.


Huzâ'a kabilesinden Muattıb b. Avf b. Âmir b. el-Fadl b. Afif b. Ku-Ieyb b. Hubşiyye b. Selûl b. Ka'b b. Amr. Bu zât, Benî Mahzûm'un müttefiki Muattıb b. Hamrâ'dır.


Es-Saîb b. Osman b. Maz'ûn ve iki amcası Kudâme b. Maz'ûn ile Abdullah b. Maz'ûn.


El-Hâris b. Ma'mer b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh'm iki oğlu Hatib ve Hattâb. Hatıb ile birlikte hanımı bint el-Mucellel b. Abdillah b. Ebî Kays b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy ile bu hanımdan doğma iki oğlu Muhammed b. Hatıb ve el-Hâris ve b. Hatib da bulunmakta idi. Hattâb ile birlikte ise hanımı Fükeyhe bint Yesar vardı.


Süfyân b. Ma'mer b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh ve iki oğlu Câ-bir b. Süfyân ve Cunâde b. Süfyân. İkisinin annesi Hasene ve onların anne bir kardeşi Şurahbil b. Hasene. Şurahbil'in soy kütüğü ise şöyledir: Şurah-bil b. Abdillah b. [Amr h.] el-Mutâ' el-Kindî. Onun Temîm b. Mürr'ün kardeşleri olan el-Ğavs Oğullan'ndan olduğu da söylenmiştir.


Osman b. Rabîa b. Uhban b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh.


Huneys b. Huzâfe b. Kays.


Kays b. Huzâfe ve Abdullah b. Huzâfe.


İsmi Sa'îd b. Amr olan Temîm Oğullan'ndan biri. Bişr b. el-Hâris b. Kays'ın anne bir kardeşi idi.


Amr b. el-Asî'nin kardeşi Hişâm b. el-Âsî b. Vâil.


Umeyr b. Riab b. Huzeyfe b. Muheşşim b. Su'ayd b. Sehm.


Ebû Kays b. el-Hâris b. Kays b. Adiyy b. Suayd b. Sehm.


Onun kardeşleri: el-Hâris b. el-Hâris, Ma'mer b. el-Hâris ve Bişr b. el-Hâris.


Onların müttefiki, Mahmiye b. Cez' ez-Zübeydî.


Ma'mer b. Abdillah b. Nadle b. Abdiluzzâ b. Hursan b. Avf b. Ubeyd b. Uveyc b. Adiyy b. Ka'b.


Adiyy b. Nadle b. Abdiluzzâ b. Hursan ve oğlu en-Nu'mân b. Adiyy.


Mâlik b. Zeme'a b. Kays b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy ve hanımı Umre bint es-Sa'dî b. Vakdan b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Âmir b. Lüeyy.


Abdullah b. Mahrame b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd.


Âmir b. Lüeyy Oğulları'nın müttefiki Yemenli Sa'd b. Havle.


Abdullah b. Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd.


İki amcası: Selit b. Amr ve es-Sekrân b. Amr.


O sırada hanımı olan mü'minlerin annesi Şevde bint Zeme'a b. Kays b. Abdi Vedd.


Ebû Ubeyde b. Âmir b. Abdillah b. el-Cerrâh b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe b. el-Hâris b. Fihr.


îyaz b. öanm b. Züheyr b. Ebî Şeddâd b. Rabîa b. Hilâl b. Mâlik b. Dabbe b. el-Hâris b. Fihr.


Amr b. el-Hâris b. Züheyr b. Ebî Şeddâd.


Osman b. Abdi Ğanm b. Züheyr b. Ebî Şeddâd.


Sa'd b. Abdi Kays b. Lakît b. Âmir b. Ümeyye b. Zerib b. el-Hâris b. Fihr.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:18 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Kureyş'in Hicret Edenleri Geri Döndürmek İçin Necâşî'ye Adam Göndermeleri



Sonra Kureyş, Abdullah b. Rabîa b. el-Muğîre el-Mahzûmî ile Amr b. el-Âs'ı, hicret eden topluluğu kendilerine geri döndürmeleri için Necâşî'ye gönderdi. Yüce Allah, Necaşî'yi böyle bir şeyi yapmaktan korudu. Zira o Müslüman olmuştu; fakat Habeşlilerden korktuğu için Müslümanlığını açıklamamıştı. Müslümanları o iki kişiye karşı korudu. Onlar da başarısız bir şekilde geri döndüler.


Hz. Hamza'nın Müslüman Oluşu



Sonra RasûluIIah (s.a.s.)'ın amcası Hamza b. Abdilmuttalib, Müslüman oldu. İslâm onunla ve Ömer ile izzet buldu. Habbâb b. el-Eret de, daha önce Müslüman olmuştu.


Sahife Olayı



Böylece İslâm gelişip yayıldı. Kureyş kâfirleri bu durumu gördüklerinde, Abdi Menâfin iki oğlu olan Hâşim ve el-Muttalib Oğulları'ndan kimseler ile evlenmemek, alışveriş yapmamak, konuşmamak ve onlarla oturmamak üzere aralarında antlaşma imzaladılar. Antlaşma maddelerini bir sahifeye yazdılar.Bu boykot, mü'min olsun kâfir olsun, bütün Hâşim Oğullan ve el-Muttalib Oğulları 'na karşı yapılmıştı; onların hepsini kapsıyordu. Sadece Ebû Leheb ve çocukları hariç. Zira onlar kendi kabilelerine karşı Kureyş ile birlikte olmuşlardı. Müslümanlar, Ebû Tâlib'in mahallesinde (şi'b) üç yıl mahsur kaldılar. Kureyş'ten bir grup birleşip bu olaya karşı çıkıncaya kadar muhasara devam etti. Bu konuda en güzel davranışı ise Hişâm b. Amr [b. Rabîa] b. el-Hâris b. Hubeyyib b. Nasr b. Mâlik b. Hisi b. Âmir b. Lüeyy sergiledi. Zira o, Züheyr b. Ebî Ümey-ye b. el-Muğîre el-Mahzûmî ile karşılaştı. Dayılarını (böyle bir şekilde Kureyş'e) teslim etmesinden dolayı onu kınadı. Zira Züheyr'in annesi, Rasûlullah (s.a.s.)'m halası Atike bint Abdilmuttalib idi. Ziiheyr, antlaşmayı bozup boykotu kaldırma konusunda ona olumlu cevap verdi. Sonra Hişâm, Mut'im b. Adiyy b. Nevfel b. Abdi Menâf'a gitti. Ona da Abdi Menâfin iki oğlu olan Hâşim ve el-Muttalib Oğullan'ndan olan akrabalarının durumunu hatırlattı. Mut'im de antlaşmayı bozma konusunda ona olumlu cevap verdi. Sonra Ebû'l-Bahterî b. Hişâm b. El-Haris b. Esed b. Abdiluzzâ b. Kusayy'a gitti. Ona gerekli hatırlatmalarda bulundu. Ebû'l-Bahterî de ona olumlu cevap verdi. Sonra Zeme'a b. el-Esved b. el-Muttalib b. Esed b. Abdiluzzâ'ya gitti. Onu da antlaşmayı bozmaya davet etti. O da olumlu cevap verdi. İşte bu kişiler antlaşmayı bozmaya giriştiler. Tam bu sırada Rasûlullah (s.a.s.), Kureyş müşrikleri topluluğuna bir elçi göndererek kendisine inen vahyi onlara iletti. Yüce Allah'ın, Ka'be'de asılı olan antlaşmanın yazılı olduğu sahifeye bir ağaç kurdunu (güve) gönderdiğini ve güvenin, Yüce Allah'ın isminden başka sahifede yazılı olan her şeyi yediğini onlara bildirdi. Rasûlullah'ın kendilerine söylediklerinin aksini bulmak umuduyla, Kureyş müşriklerinin hepsi kalkıp sahifenin asılı olduğu Ka'be'ye gittiler. Sahifeyi açtıklarında, Rasûlullah (s.a.s.)'m dediği şekilde olduğunu gördüler. Mahcûb oldular. Antlaşmayı bozma girişiminde bulunan yukarıda adı geçen kişiler ise güçlendiler. Böylelikle sahifede yazılı olan antlaşmanın hükümlerini yürürlükten kaldırdılar.


Ebû Bekir de hicret etmek istedi. Îbnu'd-Duğğunne onunla karşılaştı ve onu geri çevirdi.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:18 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Habeşistan'a Hicret Eden Bazı Müslümanların Geri Dönmeleri



Sonra Habeşistan'da bulunan muhacirlere, Kureyş'in Müslüman olduğu haberi ulaştı. Halbuki bu haber yalandı. Onlardan bir grup geri döndü. Geri dönenler arasında şu kişiler vardı: Osman b. Affân, Rasûlullah (s.a.s.)'m kızı olan hanımı Rukayye, Ebû Huzâfe b. Utbe b. Rabîa, hanımı Sehle bint Süheyl, Abdullah b. Cahş, Utbe b. Ğazvan, ez-Zübeyr b. Avvâm, Mus'ab b. Umeyr, Suveybit b. Sa'd b. Harmele, Tuleyb b. Umeyr, Abdurrahman b. Avf, el-Mikdâd b. Amr, Abdullah b. Mes'ûd, Ebû Seleme b. Abdilesed, hanımı mü'minlerin annesi Ümmü Seleme, Şemmâs b. Osman, Seleme b. Hişâm b. el-Muğîre, Ammâr b. Yâsir, Maz'ûn Oğullarından Osman, Kudâme ve Abdullah, es-Sâib b. Osman b. Maz'ûn, Hu-neys b. Huzâfe es-Sehmî, Hişâm b. el-Asî b. Vail, Âmir b. Rabia ve hanımı Leylâ bint Ebî Hasme, Âmir b. Lüeyy Oğullan'ndan Abdullah b. Mah-rame b. Abdiluzzâ, Abdullah b. Süheyl b. Amr, es-Sekrân b. Amr ve hanımı Şevde bint Zeme'a, Sa'd b. Havle, Ebû b. Ubeyde b. el-Cerrâh, Amr b. el-Hâris b. Züheyr b. [Ebî] Şeddâd, Süheyl b. Vehb (Beydâ) ve Amr b. Ebî Şerh.


Mekke'ye geldiklerinde, orada Müslümanlara eziyet ve işkencenin devam ettiğini gördüler. Medine'ye hicret edinceye kadar kendilerine yapılan eziyete sabredip katlandılar.


Seleme b. Hişâm da hicret edemedi. Zira onun amcası ve kardeşi, Bedir, Uhud ve Hendek savaşları yapılıncaya kadar onu hapsettiler. Ayyaş b. Ebî Rabîa da hicret edemedi. Zira o, Medîne'ye hicret etmek üzere yola koyuldu. Ebû Cehil ve el-Hâris b. Hişâm onu takip ettiler. Bu iki kişi onun hem amcası oğulları hem de anne bir kardeşleriydi. Ona annesinin kötü durumunu hatırlattılar. O da şefkat gösterip duygulandı ve döndü. Bedir,


Uhud ve Hendek savaşları meydana gelip bitinceye kadar onu tutukladı-lar. Hendek Savaşı'ndan sonra o, Seleme b. Hişâm ve el-Velîd b. el-Velîd b. el-Muğîre hicret ettiler. Abdullah b. Süheyl b. Amr da hicret edemedi.Zira o, kâfirler ile birlikte Bedir Savaşı'na çıkıncaya kadar hapsedildi. Savaş sırasında müşriklerden kaçıp Rasûlullah (s.a.s.)'ın safına katıldı.


Hz. Hatîce Ve Ebû Tâlib'in Vefatı



Hz. Hatîce ve Ebû Tâlib'in vefatları, boykot antlaşmasının bozulmasından sonraya denk geldi. Bunun üzerine Kureyş sefihleri, cesaretle Rasûlullah (s.a.s.)'a saldırdılar.


Rasûlullah (S.A.S)'In Taif Seferi



Rasûlullah (s.a.s.), İslâm'a davet etmek üzere Taife gitti. Fakat Taifliler İslâm'ı kabul etmediler.Rasûlullah (s.a.s.), el-Mut'im b. Adiyy b. Nevfel b. Abdi Menâfin himayesinde Mekke'ye geri dönebildi. Yüce Allah'ın dinine davet etmeye devam etti.


Et-Tufeyh B. Amr Ed-Devsî'nin Müslüman Oluşu



Sonra et-Tufeyl b. Amr ed-Devsî Müslüman oldu. Kavmini İslâm'a davet etti. Rasûlullah (s.a.s.), Yüce Allah'tan onun için bir belirti kılmasını niyaz etti. Yüce Allah da onun yüzünde bir nûr yarattı. Dedi ki: "Ey Allah'ın Rasûlü! İnsanların, bu müsledir (organın kesilip değişmesidir) demelerinden korkuyorum." Rasûlullah (s.a.s.) duâ etti. Bunun üzerine nûr onun kırbacına geçti. Bu zat Zü'n-Nûr (Nur sahibi) olarak bilinir. Tufeyl'in kavminden bazıları Müslüman oldular. Et-Tufeyl, Hendek Savaşı'ndan sonra kavminden yetmiş küsur aile ile birlikte hicret edinceye kadar kendi bölgesinde ikâmet etti. Hayber'de Rasûlullah (s.a.s.)'ın saflarına katılıp O'na hizmet ettiler.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:18 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

İsrâ Ve Yüce Mi'râc




Rasûlullah (s.a.s.), Mekke'de bulunduğu sırada geceleyin cesedi ile Beytü'l-Makdis'e götürüldü.


Rasûlullah (s.a.s.), Cebrâîl (a.s.) ile birlikte semâlara doğru yükseldi. Her semâyı birer birer dolaştı. Oralarda bazı peygamberler ile karşılaştı. Dünya semâsında Adem ile karşılaştı. Onun sağında mutlu (saîd) olan ruhlar; solunda ise bedbaht (şakî) olan ruhlar bulunuyordu. İkinci semada İsâ ve Yahya'yı; üçüncü semâda Yûsuf'u; dördüncüde İdrîs'i; beşincide Hâ-rûn'u; altıncıda Musa'yı ya da İbrahim'i; yedincide bu ikisinden birini gördü. Yine altıncı semâda Cennetu'l-Me'vâ ve Sidretü'l-Müntehâ'yı gördü.


Bu gece beş vakit namaz farz kılındı.


Sonra Rasûlullah (s.a.s.), Arap kabilelerini Yüce Allah'ın dinine çağırmaya başladı. O'na olumlu cevap veren hiçbir kabile bulamadı. Zira Yüce Allah, bu şerefi Ensâr için saklamıştı. Evs kabilesinden Amr b. Avf [b. Mâlik] Oğulları'ndan Süveyd'in Mekke'ye geldiğini duyunca, gidip onu da İslâm'a davet etti. Ne var ki Süveyd, ne ilgisiz kaldı ne de İslâm'ı kabul etti. Medine'ye döndüğünde bir savaşta öldürüldü.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:18 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Ensâr'ın Kureyş İle İttifak Yapmak İsteği İle Mekke'ye Gelişleri





Rasûlullah (s.a.s.)'In Ensâr'ı İslâm'a Davet Etmesi:



Sonra Ebû'l-Hayser Üneys b. Râfi', Abduleşhel Oğulları'ndan yüz kişi ile birlikte Kureyşliler ile bir ittifak antlaşması (hilf) yapmak üzere Mekke'ye geldiler. Rasülullah (s.a.s.) onları İslâm'a davet etti. Henüz çocukluk çağında bir genç olan İyas b. Mu'âz: "Ey Kavmim! Allah'a yemin ederim ki, bu elde etmek için geldiğimiz şeyden daha hayırlıdır." deyince, Ebû'l-Hayser onu dövdü ve azarladı. Îyas da sustu. Sonra hilf denilen antlaşmayı tamamlamadan Medîne'ye döndüler. İyas b. Mu'âz orada vefat et*ti. Onun Müslüman olarak vefat ettiği söylenmiştir.


Sonra Rasûlullah (s.a.s.), hacc mevsiminde Akabe yakınında bir Ensâr topluluğu ile karşılaştı. Hepsi Hazrec kabilesine mensup kişilerdi. Bu kişilerin adları şöyledir: Ebû Umâme Es'ad b. Zürâre b. Udes b. Ubeyd b. Sa'lebe b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr (Teymullah) b. Sa'lebe b. Amr b. el-Hazrec b. Hârise'dir.


Avf b. el-Hâris b. Rifâ'a [b. el-Hâris] b. Sevâd b. Mâlik b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr b. Afra.


Rafi' b. Mâlik b. el-Aclân b. Amr b. Âmir b. Zureyk b. Âmir b. Zu-reyk b. Abdi Harise b. Mâlik b. Gadb b. Cüşem b. el-Hazrec.


Kutba b. Âmir b. Hadîde b. Amr b. Sevâd b. Ğanm b. Ka'b b. Selime b. Sa'd [b. Ali b. Esed b.] Saride b. Tezid b. Cüşem b. el-Hazrec b. Harise.


Ukbe b. Âmir b. Nâbi b. Zeyd b. Heram b. Ka'b b. Ğanm b. Selîme.


Câbir b. Abdillah b. Ri'ab b. en-Nu'mân b. Sinan b. Ubeyd b. Adiyy b. Ganm b. Ka'b b. Selîme.


Rasûlullah (s.a.s.), onları İslâm'a davet etti. Allah'tan ki onlar Yahudilerin komşuları idiler. Zira Yahudilerin, Yüce Allah'ın zamanı yaklaşan bir peygamberi göndereceğini ve bu peygamberin çıkmak üzere olduğuna dair konuşmalarını sürekli duyuyorlardı. Onlardan bazıları: "Allah'a yemin ederiz ki bu zât Yahudilerin sizi onunla tehdit ettikleri peygamberin ta kendisidir.


Sakın, Yahudiler ona inanma ve tabi olmakta bizi geçmesinler!" deyip, hemen iman ettiler ve Müslümanlardan oldular. Rasûlullah'a: "Kavmimiz arasında iç ihtilaflar ve mücâdeleler olduğu halde biz onları bırakıp buraya geldik. Onların yanına geri dönelim. Bizi davet ettiğin İslâm'a biz de onları çağıralım. Muhtemeldir ki Allah senin de aracılığınla onları birleştirir. Şayet sana uyarlarsa senden daha azız ve şerefli kimse olmaz." dediler. Hepsi Medîne'ye döndüler. İnsanları İslâm'a davet ettiler. Böylece Medîne'de İslâm yayıldı. Öyle ki Rasûlullah (s.a.s.)'dan söz edilmeyen Ensâr'ın hiç bir evi kalmadı. Ertesi yıl Ensârdan on iki kişi tekrar Akabe'ye geldiler. Onlardan beş kişi, daha önce gelenlerdendi. Önce gelenlerden Câbir b. Abdillah gelememişti. Ensâr'dan yedi kişi ise yeni gelenlerdendi.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:19 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Birinci Akabe Biati




Ensâr'dan Akabe'ye yeni gelen yedi kişi şu kişilerdi: Mu'âz b. el-Hâris b. Rifâ'a b. Sevâd b. Mâlik b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr. Bu zât daha önce adı geçen AvFin kardeşi İbn Afrâ'dır.


Zekvân b. Abdi Kays b. Hâlede -veya Hâlid- b. Muhlid b. Âmir b. Zurayk. Zekvân adındaki bu kişi, Mekke'ye göç etmiş, Rasûlullah (s.a.s.) ile beraber kalmıştı. Bu yüzden hem Muhacir hem de Ensâr'dandır. Uhud Savaşı'nda şehid edildi.


Ubâde b. es-Sâmit b. Kays b. el-Esram b. Fihr b. Sa'Iebe b. Ğanm b. Avf [b. Amr b. Avf] b. el-Hazrec b. Harise.


Onların müttefiki, Beliyy kabilesinin Gusayne Oğulları'ndan Ebû Abdirrahman Yezîd b. Sa'lebe b. Hazme b. Esram b. Amr b. Ammâra.


Abbâs b. Ubâde b. Nadle b. Mâlik b. el-Aclân b. Zeyd b. Ganm b. Salim b. Avf b. Amr b. el-Hazrec b. Harise.


Yukarıda adı geçen beş kişi Hazrec kabilesindendiler.


Evs kabilesinden de iki kişi vardı. Bunlar: Abduleşhe] b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs b. Harise Oğulla-n'ndan: Ebû'I-Heysem Mâlik b. Teyyihan. [224]


Amr b. Avf b. Mâlik b. el-Evs b. Harise Oğulları 'ndan Uveym b. Saide.


Bu on iki kişi, kadınların biati üzere Rasûlullah (s.a.s.)'a biat ettiler. Daha savaşmakla emrolunmamışlardi. Medîne'ye döndüklerinde, Rasûlullah (s.a.s.) onlarla birlikte İbn Ümmi Mektum ve Mus'âb b. Umeyr'i de gönderdi. Mus'âb b. Umeyr, Müslümanlara Kur'ân ve şer'î hükümleri öğretiyordu. Müslüman olmayanları ise İslâm'a davet ediyordu. Medîne'ye vardıklarında, Ebû Umâme Es'ad b. Zurâre'nin evine misafir oldu. Mus'âb b. Umeyr, onlara imamlık ediyordu. İslâm'daki ilk Cuma namazını onlara kıldırdı. Beyâde Oğulları'nın taşlık arazisinde, Hadımat kuyusu denilen kuyunun yanında onlara Cuma namazını kıldırdı. Onlar kırk kişiydiler.


Mus'âb b. Umeyr aracılığıyla, Ensâr'dan birçok kişi Müslüman oldu. Sa'd b. Mu'âz ve Useyd b. el-Hudayr gibi kişiler de onun vasıtasıyla Müslüman olanlardandı. Onların Müslüman olmaları ile Abduleşhel Oğulları'nın tamamı, bir gün içerisinde kadın ve erkek olarak İslâm'ı benimsediler. Onlardan Usaynm dışında İslâm'a girme konusunda geri kalan kimseyi bilmiyoruz.


Adı Amr b. Sabit b. Vakş olan bu kişi, Uhud Savaşı'na kadar Müslüman olmadı. O zaman Müslüman oldu ve Yüce Allah'a hiç bir secdede bulunmadığı halde Uhud'da şehid düştü. Rasûlullah (s.a.s.) da, onun cennet ehli olduğunu bildirdi. Abduleşhel Oğullan'ndan ne bir erkek, ne de bir kadın münafık vardı. Hepsi samimi inanmış kimselerdendiler. Allah hepsinden razı olsun.


Ensâr'm hiç bir evi yoktu ki o evde Müslüman kadın ve erkek bulunmasın. Evs kabilesinin kollarından Benî Ümeyye b. Zeyd, Benî Hatme ve Benî Vakıf hariç. Bunlar Medine'nin el-Âvâlî denilen semtinde oturuyorlardı. Onlardan bir grup Müslüman oldu. Başkanları şair Ebû Kays Sayfi b. el-Eslet idi. Bedir, Uhud ve Hendek savaşları geçinceye kadar kendisinin ve kavminin Müslüman olmasını erteledi. Sonra hepsi birlikte Müslüman oldular. Hamd alemlerin Rabbine mahsustur.


Sonra Mus'âb b. Umeyr Mekke'ye döndü. Ensâr'dan Müslüman olan büyük bir cemaat, kavimlerinden henüz Müslüman olmayıp kabilelerinin dini üzere olan büyük bir topluluk içerisinde, hacc mevsiminde Rasûlullah (s.a.s.) ile buluşmak üzere Medine'den çıktı. Kendi kabilelerinin dinine göre hacc, Arapların o dönemde üzerinde bulundukları durum gibi idi. Onların hepsi hacc yapmak üzere Mekke'ye geldiler. Aralarında el-Berâ b. Ma'rûr da bulunuyordu. O dönemde kıble Beytü'l-Makdis olmasına rağmen, o, namazda Ka'be'ye dönmeyi istiyordu. Yol boyunca hep Ka'be'ye yönelerek namaz kıldı. Mekke'ye geldiğinde pişman oldu. Rasûlullah (s.a.s.)'dan bu konuda fetva istedi. Rasûlullah (s.a.s.), hoş karşılamadı. Gerçeği sorup danışmıştır. Allah rahmet etsin. Rasûlullah (s.a.s.), teşrik günlerinin ortalarında onlarla Akabe'de buluşmak üzere sözleşti. O gece geldiğinde, Ka'b b. Mâlik ve Selîme Oğulları'ndan birkaç erkek, henüz Müslüman olmayan bir lider olan Abdullah b. Amr b. Haram'ı İslâm'a davet ettiler. O gece Müslüman oldu ve biat etti. Akabe'ye gitme işi, orada hazır bulunan kabilenin kâfirlerinden gizli tutuldu. Kararlaştırılan gecenin üçte biri geçtiğinde, Medîneli Müslümanlar, kafilelerinden habersiz bir şekilde gizlice Akabe'ye gittiler.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:19 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

İkinci Akabe Biati




Akabe'ye gelenler, kendi çocuklarını, kadınlarını ve canlarını korudukları gibi Rasûlullah (s.a.s.)'ı korumak; O'na ve ashabına yanlarına hicret etme izni vermek üzere Hz. Peygamber (s.a.s.)'e biat ettiler. Akabe'de o gece henüz Müslüman olmamasına rağmen, kardeşinin oğlunun işini sağlama bağlamak üzere Abbas b. Abdilmuttalib de bulunuyordu. Bera b. Ma'rur, o gece Allah'a samimi bağlanma ve Rasûlullah (s.a.s.)'a güven duyma konusunda övgüye değer bir konuma sahip oldu. Zira Rasûlullah (s.a.s.)'ailk biat eden kişi o idi. Onu Ebû'l-Heysem b. Teyyihan veAbbâs b. Ubâde b. Nadle takip etti. O gece Rasûlullah (s.a.s.)'a yetmiş üç erkek ve iki kadın biat ettiler. Rasûlullah (s.a.s.) onların içerisinde on iki başkan ; (nakîb) seçti. Bu kişiler:


Es'ad b. Zurâre: Daha önce Rasûlullah (s.a.s.)'a gelen altı ve on iki kişi arasında adından söz edilmişti.


Sa'd b. er-Rabi' b. Amr b. Ebî Züheyr b. Mâlik b. İmru'I-Kays b. Mâlik b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Harise.


Râfi' b. Mâlik b. el-Aclân b. Amr b. Âmir b. Zureyk. Daha önce Rasûlullah (s.a.s.)'a gelen altı ve on iki kişi arasında adından söz edilmişti.


El-Berâ b. Ma'rûr b. Sahr b. Hansa b. Sinan b. Ubeyd b. Adiyy b. Ğanm b. Ka'b b. Selîme b. Sa'd b. Ali b. Esed b. Saride b. Tezid b. Cüşem b. el-Hazrec.


Câbir'in babası Abdullah b. Amr b. Haram [b. Sa'lebe b. Haram] b. Ka'b b. Ganm b. Selîme b. Sa'd.


Sa'd b. Ubâde b. Duleym b. Harise b. Ebî Hezime b. Sa'lebe b. Tarif b. el-Hazrec [b. Saide b. Ka'b. el-Hazrec] b. Harise.


Münzir b. Amr b. Huneys b. Harise b. Levzan b. Abdivedd b. Zeyd b. Sa'lebe b. el-Hazrec b. Saide b. Ka'b b. el-Hazrec b. Harise.


Ubâde b. es-Sâmit b. Kays b. Usayrım b. Fihr b. Sa'lebe. Rasûlullah (s.a.s.)'a gelen on iki kişiden söz ederken, onun soyunu zikretmiştik.


Abdullah b. Revâha [b. Sa'lebe] b. İmru'1-Kays b. Amr b. İmru'l-Kays b. Mâlik [el-Eğar] b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâ-ris b. el-Hazrec.


Bu dokuz kişi Hazrecîlerdendi. Onlardan biri olan Es'ad b. Zurâre, Amr b. el-Hazrec Oğulları'ndandı. Ubâde b. es-Sâmit adındaki bir kişi, Avf b. el-Hazrec Oğulları'ndandı. Abdullah b. Revâha ve Sa'd b. er-Ra-bi' adında iki kişi el-Hâris Oğulları'ndandı. Sa'd b. Ubâde ve el-Münzir b. Amr adındaki iki kişi, Ka'b b. el-Hazrec Oğulları'ndandı. Abdullah b. Amr, el-Berâ b. Ma'rûr ve Rafi' b. Mâlik adlarındaki üç kişi ise, Cüşem b. el-Hazrec Oğulları'ndandi.


Diğer üç kişi ise Evs kabilesindendiler. Onların adları şöyledir:


Useyd b. el-Hudayr b. Simak b. Atik b. Rafı' b. İmru'1-Kays b. Zeyd b. Abdileşhel b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs.


Sa'd b. Hayseme b. el-Hâris b. Mâlik [b. Ka'b] b. en-Nehhât b. Ka'b b. Harise b. Ganm b. es-Selem b. İmru'1-Kays b. Mâlik b. el-Evs b.


Harise. Es-Selem Oğulları'nın hepsinin nesli tükenmiştir. Onlardan kalan en son kişi Hârûn Reşîd döneminde vefat etmiştir. Biz Allah'a aidiz ve Ona döneceğiz. Böylece Rasûlullah (s.a.s.)'ın, "İnsanların sayısı çoğalacak. Ama Ensâr'ın sayısında bir artış olmayacaktır," şeklindeki uyarısı doğru çıkmıştır.


Rifâ'a b. Abdilmünzir b. Züneyr b. Zeyd b. Ümeyye [b. Zeyd] b. Mâlik b. Avf b. Amr b. Avf b. Mâlik b. el-Evs b. Harise.


Bazıları Rifâ'a'nm yerine Ebû'l-Heysem b. Teyyihan'ı saymışlardır. En iyi bilen Allah'tır.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:19 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Akabe Biatında Bulunanlar




Akabe'de, Rasûlullah (s.a.s.)'a biat eden başkanlardan başka Müslümanların isimleri:


Evs kabilesine mensup olanlar:


Abduleshel b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs b. Harise Oğulları'ndan:


Seleme b. Selâme b. Vekş b. Ruğbe b. Zeura b. Abdileşhel.


Harise b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs Oğulları'ndan:


Züheyr b. Rafi' b. Adiyy b. Zeyd b. Cüşem b. Harise.


Onların müttefiki Ebû Burde b. Niyâr, (Hâni') b. Niyâr b. Amr b. Ubeyd b. Kilâb b. Duhman b. Ğanm b. Zubyan b. Humeym b. Kâhil b. Zuhl b. Huneyy b. Beliyy b. Amr b. el-Haf b. Kudâ'a.


Nabî b. Mecde' b. Harise Oğulları'nın el-Berrâk b. Kays b. Amir b. Nabi ailesinden Nuheyr b. el-Heysem.


Amr b. Avfb. Mâlik b. el-Evs Oğulları'ndan:


Abdullah b. Cubeyr b. en-Nu'mân b. Ümeyye b. el-Burek (İm-ru'l-Kays) b. Salebe b. Amr'dır.


Ma'n b. Adiyy b. el-Cedd b. el-Aclân b. Dubay'a. Beliyy kabilesinden onların müttefikidir. Yemâme savaşında şehid düştü.


Uveym b. Saide. Beliyy kabilesinden onların müttefikidir.


Evs kabilesinden Akabe'de bulunanların toplam sayısı on bir kişidir.


Hazrec kabilesinin en-Neccâr Oğulları boyundan Akabe'de bulunanlar. Onlar Teymullah b. Salebe b. el-Hazrec'in soyundan olanlardır:


Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd b. Kuleyb b. Sa'lebe b. [Abd b.] Avf b. Garim b. Mâlik b. en-Neccâr.


Afra Oğullan'ndan Muâz, Mu'avviz ve Avf. Babalan: El-Hâris b. Ri-fâ'a b. el-Hâris b. Sevad b. Mâlik b. Ganm b. Mâlik b. en-Neccâr.


Umara b. Hazm b. Zeyd b. Levzan b. Amr b. Abd [b.] Avf b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr. Yemâme'de şehid düştü.


Amr b. Mebzul (Âmir) b. Mâlik b. en-Neccâr Oğulları ndan:


Sehl b. Atîk b. en-Nu'mân b. [Amr b. Atîk] b. Amr b. Âmir (Mebzul).


Benî Hudeyle'den Amr b. Mâlik b. en-Neccâr Oğullan'ndan:


Evs b. Sabit b. el-Münzir b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.


Ebû Talha Zeyd b. Sehl b. el-Esved b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.


Mazin b. en-Neccâr Oğullan'ndan:


Kays b. Ebî Sa'sa'a -adı, Amr'dır. -b. Zeydb. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Mazin. Bedir Savaşı'nda ordunun gerisinde bulunuyordu.


Amr b. Ğaziyye b. Amr b. Sa'lebe b. Hansa b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Mazin.


Hazrec kabilesinin en-Neccâr Oğulları boyundan Akabe'de bulunan erkeklerin toplam sayısı on birdir.


Belhars b. el-Hazrec Oğulları ndan Akabe'de Bulunanlar:


Harice b. Zeyd b. Ebî Züheyr b. Mâlik b. İmru'l-Kays b. Mâlik [el-Eğar] b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec.


Beşîr b. Sa'd b. Sa'Iebe b. Hilas b. Zeyd b. [Mâlik b. el-Eğar b.] Sa'Iebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b. el-Hazrec. Nu'mân b. Beşîrin babasıdır.


Abdullah b. Zeyd b. Sa'Iebe b. Abdirabbih b. Zeyd b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec. Ezan ile ilgili rüya gören zât budur.


Hallâd b. Suveyd b. Sa'Iebe b. Amr b. Harise b. îmru'I-Kays b. Mâlik [el-Eğar] b. Sa'Iebe b. Ka'b b. el-Hazrec.


Ukbe b. Amr b. Sa'Iebe b. Yuseyre b. Useyre b. Cidâre b. Avf b. Haris b. el-Hazrec. Bu zât, Ebû Mes'ûd el-Bedrî'dir. O ve Câbir b. Abdillah, Akabe'de bulunanların yaşça en küçükleriydiler.


Cüşem b. el—Haris Oğulları'nın Beyâde b. Âmir b, Züreyk b. Abdi Harise b. Mâlik b. Ğadb b. Cüşem b. el-Hazrec Oğulları boyundan:


Ziyâd b. Lebîd b. Sa'lebe b. Sinan b. Âmir b. Adiyy b. Ümeyye b. Beyâde.


Ferve b. Amr b. Vedfe b. Ubeyd b. Âmir b. Ümeyye b. Beyâde.


Hâlid b. Kays b. Mâlik b. Aclân b. Âmir b. Beyâde.


Beyâde b. Âmir'in kardeşi Züreyk b. Âmir Oğulları:


Zekvan b. Abdi Kays b. Hâlede b. Muhalled b. Âmir b. Züreyk b. Amir.


Selime b. Sa'd b. Ali b. Esed b. Saride b. Tezîd b. Cüşem b. el-Hazrec Oğulları'mn Ubeyd b. [Adiyy b.] Ğanm b. Ka'b b. Selime Oğulları boyundan:


Bişr b. el-Berâ [b.] Ma'rûr b, Sahr b. Hansa b. Sinan b. Ubeyd.


Et-Tufeyl b. Mâlik b. Hansa.


Sevâd b. Ğanm b. Ka'b b. Selime Oğulları'ndan: .


Şâir Ka'b b. Mâlik b. Ebî Ka'b b. el-Kayn b. Ka'b b. Sevâd b. Ğanm.


Süleym b. Amr b. Hadîde b. Amr b. Sevâd b. Ğanm.


Kutba b. Âmir b. Hadîde.


Kardeşi Yezîd b. Âmir.


Ebû'l-Yeser Ka'b b. [Amr b. Abbâd b.] Amr b. Sevâd b. Ğanm.


Yakın akraba olarak amcası oğlu olan Sayfi b. Sevâd b. Abbâd.


Sa'lebe b. Aneme b. Adiyy b. Nabi b. Amr b. Sevâd b. Ğanm.


Kardeşi Amr b. Aneme.


Yakın akraba olarak ikisinin amcasının oğlu olan Abs b. Amir b. Adiyy.


Yakın akraba olarak üçünün amcasının oğlu olan Hâlid b. Amr b. Adiyy.


Abdullah b. Uneys b. Es1 ad b. Haram b. Hubeyb b. Mâlik [b| Garım] b. Ka'b b. Teym b. Nufâse b. İyas b. Yerbu' b. el-Berk b. Vebere. Bu zât, Kudâ'a kabilesinden olup, onların müttefikidir.


Haram b. Ka'b b. Ganm b. Ka'b b. Selime Oğulları ndan:


Câbir b. Abdillah b. Amr b. Haram b. [Sa'lebe b. Haram b.] Ka'b b, : Ganm yaşça en küçükleriydi.


Sabit b. el-Ciz' (Sa'lebe) b. Zeyd b. el-Hâris b. Haram b. Ka'b.


Umeyr b. el-Hâris b. Lebde b. Sa'lebe b. el-Hâris b. Haram b. Ka'b.


Hadîc b. Selâme b. Evs b. Amr b. el-Furâfur, Beliyy kabilesinden olup onların müttefikidir.


Selime Oğulları'nın kardeşlen Udeyy b. Sa'd b. Ali Oğulları ndan:


Mu'âz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz b. Adiyy b. Ka'b b. Amr b. Üdeyy.


Selime Oğulları ve müttefiklerinden Akabe'de bulunanların toplam sayısı otuz üç erkektir. Bazıları, Evs b. Abbâd b. Adiyy b. Ka'b b. Amr'ı da onlara ilave etmişlerdir.


Avfb. el-Hazrec Oğulları'ndan:


El-Abbâs b. Ubâde b. Nedle b. Mâlik b. el-Aclân b. Zeyd b. Ğanm b. Salim b. Avf. Bu zât, hem Muhacir hem Ensâr'dır. Daha önce Hz. Peygamber (s.a.s.)'in yanına Mekke'ye hicret etmişti. Mekke'de O'nunla birlikte idi. Uhud Savaşı'nda şehid düştü. Allah ondan razı olsun.


Ebû Abdirrahman Yezîd b. Sa'lebe b. Hazme b. Asram b. Amr b. Ampara, Beliyy kabilesinin Guseyne kolundan olup, onların müttefikidir.


Amr b. el-Hâris b. Lebde b. Amr b. Sa'lebe. Bunlar dağa tırmanabilen kişilerdir.


El-Hubla (Salim b. Ğanrn b. Avf) Oğullan'ndan:


Rifâ'a b. Amr b. Zeyd [b. Amr] b. Sa'lebe b. Mâlik b. Salim.


Onların müttefiki Ukbe b. Vehbe b. Kelede b. el-Ca'd b. el-Hilâl b. el-Hâris b. Amr b. Adiyy b. Cüşem b. Avf b. Buhse b. Abdillah b. Gatafan b. Sa'd b. Kays b. Aylan b. Mudar. O da, Mekke'ye Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına hicret etmişti. Mekke'ye hicret edenler beş kişi idiler.


Ka'b b. el-Hazrec Oğulları'ndan daha önce adı geçen iki başkan: Sa'd b. Ubâde ve el-Münzir b. Amr.


İki kadın: Biri Umâra'mn annesi Nesîbe bint Ka'b b. Amr b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ğanm b. Mazin b. en-Neccâr. Yalancı Müseylime, Nesîbe'nin Habib b. Zeyd b. Âsim b. Ka'b adındaki oğlunu öldürdü. Diğer kadın ise Menî'in annesi Esma bint Amr b. Adiyy b. Nâbi b. Amr b. Sevâd b. Ganm b. Ka'b b. Selîme'dir.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:19 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

KAYNAK


[1] "h" (ha) harfi, tahvil (dönüştürme, çevirme, değişiklik) kelimesinin kısaltılmışıdır. Tahvil kelimesi ise, hadİsçiierin isnadın başındaki değişikliğe İşaret etmek için kullandıkları bir kavramdır.


[2] Asıl nüshada İbn Ruyal el-Hicâzî diye yazılmıştır. Bu yanlıştır. Önsözde bunu açıkladık.


[3] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 41.


[4] RasûUıIlah"ın soyu için bkz. İbn Hişâm, I, 1; İbn Sa'd, I/I, 27; et-Taberî, II, 172; Tehzîbu İb-ni Asâkir, I, 277; Telkîhu'l-Fuhûm, 5; İbn Seyyidi''n-nâs, I, 21; İbn Kesir, II, 252; Zâ-du'l-Me'âd, I, 28; Tehztbu'n-Nevevî, I, 21; Tâtihu'z-Zehebî, I, 18.


[5] Adiyy, Ka'b'ın oğludur. Cumâh ve Sehm ise, Amr b. Hesîs b. Ka'b'ın oğludurlar (el-Cem-hara, 150).


[6] İbn Hazm, el-Cemhara adlı eserinde şöyle der: Araplarda harekesiz lâm harfi ile "Melk b. Ki-nâne'den" başka bu isimde kimse yoktur. Diğerleri "Mâlik" şeklindedir (lâm harfinin esresi ve lâm'dan önce elif harfi bulunmaktadır.) Yine Dihkanların ileri gelenlerinden Fer gane hüküm*darı Bekr b. Melk'den başka "Melk" adının ardı] olduğu ikinci bir "Melk" adı bilmiyorum.


[7] Asıl nüshada Hudan diye yazılıdır. Düzeltme şu eserlere bakılarak yapıldı: el-Cemhara, 17; Nesebu Kureyş, 10; et-Taberî, II, 188.


[8] Kays kabilesi ve boylarının soyu için bkz. Cemharatu'l-Ensâb, 232-275.


[9] Abdulkays ve kabileleri için bkz. el-Cemhara, 278


[10] İbn Hazm'ın sözü, Gafık'ın, Akk'lardan başka bir kabile olduğu zannını vermektedir. Doğ*ru olanı ise, Ğâfık Oğulları'nm, Akk kabilesinin bir kolu olduğudur. Bkz. el-Cemhara, 309.


[11] £t-Tabert, I, I62'de îs ya da Isâ olarak isimlendirmiş; el-Cemhara, 474'de, îsâb olarak geç*mektedir. Bu, Tevrat'ın zikrettiği îsû'dür. El-Edûmiyyûn onun neslindendir. El-Cemha-ra'deki İbn Hazm'ın şu sözü de bu görüşü desteklemektedir: "Onun nesli, Hicaz ile Şam ara*sındaki es-Surat dağında İkamet ediyorlardı. Ancak onların hepsi göçüp gittiler." Bu sözler el-Edûmİyyûn için de uygundur.


[12] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 42-44.


[13] Doğumu için bkz. İbn Hİşâm, I, 167; İbn Sa'd, I/I, 62; et-Taberî, II, 172; Tehıîbu İbn Asâ-kir, I, 280; Telkîim'l-Fuhûm, 4; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 26; İbn Kesir, II, 259; Târîhu'z-Zehe-bî, I, 21; el-İmtâ', 3.


Peygamberliği için bkz. İbn Hisâm, I, 249; İbn Sa'd, I/I, 126; et-Taberî, II, 201; İbn Seyyi*di'n-Nâs, I, 80; İbn Kesîr, II, 306; Zâdu'l-Me'âd, I, 33; Târîhu z-Zehebî, I, 67; eİ-İmtâ', 12. Yaşı için bkz. İbn Sa'd, II/II, 81; İbn Kesîr, V, 256; Târîhu'z-Zehebî, I, 67; el-İmtâ', 551.


[14] Siyer yazarları arasında, babası vefat ettiğinde Rasûlullah'ın kaç yaşında olduğu konusunda ihtilaf vardır (bkz. el-İmta', 5). Cumhura göre, babası vefat ettiğinde Rasûlullah (s.a.s.)'ın annesi O'na hamile idi .


[15] İbn Sa'd, II/II, 10, 29; el-Makrızî, el-İmtâ', 542, 543'te, rahatsızlığın Meymûne'nin evinde başladığı ve orada ciddileştiği, daha sonra Rasûlullah'ın Hz. Âişe'nin evine taşınması İçin hanımlarından izin istediği ve onların da izin verdikleri rivayet etmektedirler


[16] Suhûliye, Yemen'de bulunan Suhûl adında bir köye nİsbet edilmiştir. Oradan beyaz pamuk*lu kumaş getiriliyordu


[17] İbn Hazm'ın dışında başka bir kimsenin pijamadan söz ettiğine rastlamadık. En meşhur ri-vâyetler İbn Sa'd, II/II, 65'te zikredilenlerdir. Bu rivayetlerde, Rasülullah'ın, gömlek, sarık ve üstlüğü bulunmayan üç elbise İle kefenlendiği anlatılır.


[18] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 44-45.


[19] İbn Sa'd, et-Tabakûl 1/1, !12'de, RasûluIIah'a Vahyin İnişi başlığından sonra, Peygamberli*ğin Belirlileri adında bir başlık koymuştur. İbn Kesîr, VI, 74'de bu konuyu geniş bir şekilde ele almış ve bu konu ile iigili hadîsleri istihraç etmiştir. Ebû Nu'aym, "Delâilu'' n-Nübüvvc" adlı eserinde, özellikle 22. ve 29. bölümlerde bu konuyu detayhca anlatır. Bu konuda Suyû-tî'nin e!-Rasai<iu'-~Kührû adlı bir eseri bulunmaktadır. Beyhakı, konuyu yazma eseri Delâ-ihı'n-Nübüvvc'dc anlatır. Bkz. el-Mevâhibu -Ledımniyye, I, 453. Yine bkz. Sahîhu'l-Bu-harî, 4, 191 "Alâmatü'n-Niibüvve" başlığı; Târîhu'z-Zehebî, 1, 74, 240 v.d.


[20] Bir tahıl ölçeğidir. Bir kişinin iki avucunu doldurmasına da müd denilmiştir.





[21] Bu konuda Yüce Allah’ın, Rasulü (s.a.s.)’ne emri vardır: “(Ey Muhammed, onlar Şayet iddia ettiğiniz ahiret yurdu Allah katında diğer insanlara değil de yanlızca size aitse ve bu iddanızda doğru iseniz, haydi ölümü temnni edin (bakalım), de. Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler (günahlar ve isyanları) sebebiyle hiçbir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir.” (Bakara, 94-95). Yüce Allah, Rasulü’ne şöyle de emretmiştir: De ki: Ey Yahudiler! Bütün insanlar değilde, yalnız kendinizin Allah’ın dostları olduğunu idda ediyorsanız, bunda da samimi iseniz, haydi ölümü temenni edin (bakalım)İ Ama onlar, önceden yaptıklarından dolayı ölümü asla temenni etmezler. Allah , zalimleri çok iyi bilir.” (Cum’a, 6-7).


[22] Rasûlullah (s.a.s.), Suraka b. MâUk'e hitaben şöyle buyurmuştur: "Kisra'nın bileziklerini taktığında kendini nasıl hissedersin?" Fetihler gerçekleştiğinde Ömer, Kisra'nın bilezikleri*ni getirdi. Surâka'yi çağırıp kollarına taktı


[23] İbn Hazrn, Rasûlullah için "oria boylular gibi" demektedir. İbn Sa'd ve diğerleri İse, O'nun boyu için "orta boyun üzerinde" tabirini kullanmaktadırlar.


[24] Mübâhele, lanetleşme demektir. Necran Hristiyanları ile ilgili mübâhele, Âl-İ İmrân, 61 'de zikredilmekledir. Bkz. İbn Hişâm, II, 233; İbn Sa'd, I/II, 84; el-İmtâ', 502


[25] El-Cemhara, 268; İbn Hişâm, IV, 213; et~Taberî, III, 165; İbn Seyyidi'n-Nâs, II, 232; el-îm-îa , 508; el-Eğânî, XV, 130'da soyu aynı bu şekildedir. İbn Sa'd, I/II, 51'de bu kişinin nese*bi şu şekildedir: Erbed b. Rabîa b. Mâlik b. Ca'fer. Bu, İbn Sa'd'ın eserine nasıl geçmiş ol*duğunu bilemediğimiz bir yanılgıdır. Şayet bu hata İbn Sa'd'den kaynaklansaydı, ondan alıntı yapan ümmetin âlimleri ya onu düzeltirlerdi ya da onun soy bilginlerinin görüşlerine aykırılığını belirtirlerdi. Belki de bu nüshayı yazan kişi, İbn Sa'd'm kitabından: "Erbed, Le-bîd b. Rabîa b. Mâlik b. Ca'fer'in kardeşidir." dediğini görmüş ve yanılgı eseri oiarak bir so*yu diğeri ile karıştırmış olabilir. Şüphesiz Erbed b. Kays, Lebîd b. Rabîa'nın anne tarafından kardeşidir.


[26] Bu sahabîKatâdeb. Nu'mân'dır. Uhud Savaşı'nda onun gözü yaralanmıştı. Bkz. İbn Hişâm, III, 87.


[27] İbn Habîb, el-Hakem'i alaycılardan saymamıştır. Fakat Rasûlullah'a eziyet edenler arasın*da onun adını zikretmiştir (el—Muhabbev, s., 157.). El-hfîab, Usdu'l-Gâbe, ei-Isâbe adlı eserlerde anlatıldığı kadarıyla, el-Hakem'in biyografisinde, İbn Hazm'ın burada zikrettiği şeye işaret eden bir ifadeye rastlanıl m anlaktadır. Ne var ki Belâzurî, Ensâbu'i-Eşraf (V, 27)'da böyle bir olay zikretmektedir. Dei" ki: "EI-Hakem, Rasûlullah'ı dini konusunda kü-çümsüyordu. Rasûlullah'ın arkasında yürüyor, kaş göz hareketlerinde bulunuyor, onu taklit ediyor, ağız ve burnunu eğiyordu. Namaz kıldığında onun arkasında durup, parmaklarıyla işa*retlerde bulunuyordu. Sonra onun aklî dengesi bozuldu. Ölünceye kadar hep titredi durdu.


[28] Asıi adi: "el-Hâris b. Ebi'i-Avf'dir. El-Cemhara, 24i; Tabakam İbn Selâm, 566; İbn Hi-şâm, III, 226'de de belirtildiği gibi doğrusu da böyledir. Zikredilen el-Hâris ise, Ahzâb Sa-vaşı'nda Benî Mürre'nin lideriydi. Daha geniş bilgi için e!-!sobe'deki biyografisine bakınız


[29] El-Eğânt(XI, 89}'de, annesinin adı Karsafe olarak geçmektedir. Bersâ (abraşlı) diye adlan*dırılması, abraşlı olduğundan değil beyazlığından dolayıdır, denilmekledir. Ibnu'l-Enbârî, Serhu'l-Mufaddaliyâl (s., 336).)'ta: "Karsafe onun anneannemidir. Annesinin adı ise Cem-re'dir. Cebre olduğu da rivayet olunmuştur." Demekledir.


[30] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 46-51.


[31] Rasûluüah'm Hacc ve umreleri için bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, II, 28ü; Zâdu'l-Me'ûd, I, 357, 364; İbn Kesir, V, 215. İbn Seyyidi'n-Nâs, O'nun dört umre yaptığını kabul etmektedir. Müş*riklerin Hudeybiye'de engellediği umreyi de hesaba katmaktadır. İbn Kesîr d aynı görüştedir.


[32] Mekke ile Taif arasında bir suyun adı olan bu kelimeyi, hadisçilerGi'irrâne diye okumuşlar*dır. Edebiyatçılar ise bu okunuşu yanlış bularak Ci'râne diye okumuşlardır.


[33] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 51-52.


[34] Rasülullah (s.a.s.)'ın gazveleri hakkında bkz. Vakıdî, II, 8; İbn Habîb, 110-125; İbnu'l-Cev-zî, Teikthu''l-Fuhûm, 22-36 fonu'I-Kayyim, Zâdu'l-Me'âd, I, 66; Ebû Nu'aym (Delâ-ılu'n-Nühüvve, 173); îbn Kesîr, V, 2!6'da, bu yazarların her biri gazveler için bağımsız bir liste aktarmışlardır. Diğer siyer kitapları ise onları detaylı bir şekilde anlatmışlardır. Bu gaz*velerin sıralanışı ve ondan sonraki konu olan Rasûlullah'in Gönderdiği Seriyyelerîn gönde*riliş sıralanışında olduğu gibi çok ihtilaf vardır. Siyer ehlinden, İbn Hazm'ın tercih etliği sı*ralanışa en yakın sıralama İbn Hişâm'ındır. Şu da var ki İbn Hişâm, Uşeyre Gazvesi'ni dör*düncü sırada göstermiştir. İbn Hazm ise, İbn Habîb'in yaptığı gibi onu Üçüncü sırada göster*miştir, jbn Hişâm, gazvelerin sayısını 27 olarak; İbn Hazm ise 25 olarak kabul eder.


[35] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 52-53.


[36] Rasûlullah (s.a.s.}'ın gönderdiği seriyyeier hakkında bkz. Vahdî, 2-8; el-Muhabber, 116; Ensâbıt'l-Eşmf, c. I, vrk., 179-186; Telkîhu'l- Fuhûm, 22-36; Zâdu'i-Me'âd, I, 66.


[37] Yakut'un dediğine göre (III, 25), "mere" kelimesi kadın anlamında olan "mer'e" kelimesi nin basitleştirilmiş/hafiflcşlirilmiş şekildir.


[38] İbn Sa'd (l/U, 24)'de şöyle der: "EI-Karde, Necid bölgesinde Rabaze ile Gamre arasında bu*lunan dağlık bir bir yerin adıdır."


[39] Zu'1-Kassa, Medine'den 24 mil uzaklıkta olan bir yerdir. (İbn Sa'd, I/II, 61; el-İmtâ', s. 264).


[40] Ei-Ğamre, İbn Hişâm, Yâkût ve İbnu'l-Fakih'in de zikrettiği gibi, bu kelimenin sonunda t harfi vardır. Ğamre, Necİd yolu üzerinde bulunan, Medine'ye bağlı bir yerdir. Makrızî, bu kelimenin sonundaki t harfini silmiştir (s. 264); İbn Sa'd, Ukkâşe b. Mihsan'ın biyografisi*ni anlatırken (II/I, 61), "Rasûlullah (s.a.s.) onu Gamr'e, talihli Gamr'e gönderdi. Gamr, Feyd'den iki gece uzaklıkta, Benî Esed'e ait bir suyun adıdır." Demektedir.


[41] Katan. Feyd bölgesinde bir dağdır. Necid'de bulunan bu dağda, Benî Esed b. Huzeyme'ye ait bir su bulunmakladır.


[42] İbn Hişâm, IV, 260; el-İmtâ', 256'da, Kuretâ, Benî Bekr b. Kilâb'dandır, denilmiştir.


[43] İbn Hİşâm, IV, 260; Vakıdî, s. 5; İbn Sa'd, II/I, 62 ve Yakut'ta da yazıldığı gibi doğrusu eİ-Hemûm'dur.


[44] Hisma, Eyle ve İsrâîl Oğulları Tİlı'inin kenarı ile Benî Uzre toprakları arasında olan dağ ve yerin adıdır.


[45] Asıl nüshada el-Tarak şeklinde yazılıdır. Vakıdî, 5; İbn Sa'd, II, 63; el-Imta', 266 ve Yakut'a göre düzeltildi. Vakıdî der ki: "Et-Taraf, Mcdîne'dcn otuz altı mü uzaklıkladır." demektedir. Makrızî ise, bu yerin Irak yolu üzerinde Nahl bölgesinde olduğunu bu ifadeye eklemiştir.


[46] El-İmta (s. 413)'da, Ebû Âmir'in, Ebû Musa'nın kardeşi olduğu belirtilmiştir. Rasûlullah (ş.a.s.), onu Evtas'a Huneyn'in hemen akabinde göndermiştir.


[47] İbn Hişam, Vakidi ve el İmta’da bu isim Süfyan b. Halid olarak geçmektedir.


[48] Bu ilâve, İbn Hişâm, VI, 271; İbn Sa'd, II, 91; el-İmtâ', 334'e bakılarak yapılmıştır.


[49] Cuheyne kabilesinin el-Hurak kolu: Benî Humeys b. Artır b. Sa'lebe b. Muvaddıa'dir. (Bkz. el-Cemhara, s. 417).


[50] Asıl nüshada Vakam'dır. İbn Hişâm, IV, 275; İbn Sa'd, I/II, 96; et-İmtâ', s. 356'ya göre düzel*tildi. İbn Sa'd, îbn Seyyidi'n-Nâs, II, 161 ve el-Imtâ'm her birinde bu seriyye, Katâde b. Rib'î seriyyesi olarak adlandırılmıştır. Seriyyenin kendi durumu ile ilgili bir ihtilaf yoktur. İhtilaf sa*dece seriyyeye kimin başkanlık ettiği konusunda olmuştur. İbn Hişâm buna îbn Ebî Hadred se*riyyesi demiştir. Ebû Katâde'yi de bu seriyye ile birlikte çıkan biri olarak zikretmiştir.


[51] Siyer kitaplarında bu seriyye "Hibt Gazvesi" olarak adlandırılmıştır. Zira Müslümanlar "Hıbt" denilen bir çeşit ağacın yapraklarından yemişlerdi. (Bkz. İbn Sa'd, I/II, 95; İbn Sey*yidi'n-Nâs, H, 158, el-İmta, 354).


[52] İbn Hişâm (IV, 282), Amr b. Ümeyye'nin seriyyesinden söz ederken, bu seriyyenin İbn İs-hâk'in zikrettiği seriyyelerden olmadığına; İbn Hişâm'ın bunu ilave ettiğine işaret etmektedir.


[53] Asıl nüshada Ebû Ukayl olarak geçmekledir ki yanlıştır


[54] Asıl nüshada "Câbir b. Halef..." geçmektedir. Bu yanlıştır, En azında Kürz'ün soyundan ba*basının adı silinip kaybolmuştur.


[55] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 53-56.


[56] Rasûlullah (s.a.s.)'m vasıfları hakkında bkz. İbn Sa'd, I/II, 120; Müsnedu'1-İmam Ahmed b. Hanbel, thk. Ahmed Muhammed Şâkir, (684, 744, 746, 796, 944, 946, 947, 1053, 1122, 1299, 1300) nolu hadislere, et-Tirmizî, eş-Şemâil, şerheden Ali ei-Kârî, c. I, s. 8-67; Tehzî*bu İbnAsâkir, 1, 314; İbn Seyyidi'n-Nâs, II, 323; Tarîhu'ı-Zehebî, I, 243; Tehzîbu'n-Neve-vf, I, 25; İbn Hazm'ın burada zikrettiği bazı vasıflar, Enes'den rivayet olunan hadisten (bkz. İbn Sa'd, I/II, 123) ve Müsned'deki numaralarına işaret ettiğimiz Ali b. EbîTâlib'in rivayet ettiği hadisten alınmıştır. İsimleri konusunda İse bkz. İbn Sa'd, I/I, 64; et-Taberî, III, 185; İbn Asâkir, I, 73; Telkîhu'l-Fuhûm, s. 6; Zâdu'i-Me'âd, s. 38; Târthu'z-Zehebt, I, 24; Târî-hu'l-Hamis, I, 206; Tehzîbu'n-Nevevf, I, 22; İbn Sa'd onun isimlerine el-Hatem/el-Hâlim ve Rasûlu'r-rahme (rahmet elçisi) adlarını da eklemiştir,


[57] Bkz. İbn Sa'd, I/II, 135, Rasûlullah (s.a.s.)'m yaşlılığından söz etliği yer.


[58] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 57.


[59] Bu bölümün sıralaması, eİ~Muhabber, (s. I25)'den bazı yönlerden farklıdır. Belâzurî'nin, Fuiûhu'l-Buldûn adlı eserinin değişik yerlerinde, Rasûiullah'ın emirlerinin adlan zikredil*mektedir. Aynı yazarın, Ensâbu' l~Eşrâf, I, 255-256'da emirler ile ilgili Özel bir bölüm var*dır. Yine bkz. Zâdu'l-Me'âd, I, 64.


[60] El-Muhabber (s. 126)’de buna ek olarak, ZiyadIn aynı zamanda Hadramevt’in zekâtını da toplamaya memur olduğu kaydedilmektedir.


[61] Ebû Süfyân'ı.Amrb. Hazin 'dan sonra Necrân'a vali olarak tayin etti. (bkz. Futûhu' I-Buldân, s.76).


[62] Kura Urayne hakkında bkz. Kitâbu'I-Emvâl, nr., 23.


[63] Belâzurî {Fıuûh, s. 88), ilk önce el-Alâ'nın daha sonra ise Eban b. Sa'îd'in Bahreyn'e vali olarak atarrdığı görüşünü benimsemiştir


[64] Asıl nüshada, Arfec b. Amr b. Zeyd şeklindedir. Bu yanlıştır. îbn Sa'd ve diğer eserlere gö*re düzeltme yapılmıştır.


[65] İbn Sa'd (I/VI, 146), Mahmiye b, Cez'in, Muraysı' günü humusu ve Müslümanların payının paylaşımı için görevlendirildiğini zikretmektedir. Bunun yanında genel olarak bütün humus*ların ona havale edildiği görüşünü destekleyen başka bir rivayet de geçmektedir.


[66] İbn Hazm bu şekilde bildirmektedir. İbn Habîb İse, Muaykıb'ın ganimetleri taksim edilmesi görevine tayin edildiğini bildirmektedir. Muaykıb'ın biyografisi için bkz.İbn Sa'd, (1/IV, 86).


[67] İbn Sa'd, I/IV, İ57; ei-İstiab ve Usdu'i-Ğâbe'de, Amr b. Abese'nin biyografisi bulunmak*tadır. Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, ] 11-115, 385-388'de de bulunmaktadır. Ne var ki zik*redilen eserlerde, onun câhiliye döneminde Rasûlullah'ın arkadaşı olduğuna dair bir bilgi yok. Şu da var ki Amr b. Abese, İslâm'a ilk girenler arasındadır. Öyle ki İslâm'a giren dör*düncü kişi olduğunu söylüyordu.


[68] İbn Sa'd ve Usdu'l-Ğâbe'de, İyad b. Hamad; Lisânıı'l-Arab ve el-İsâbe'âc ise İyad b. H> mâr diye yazılıdır. Bu zâtın adlandırılması konusundaki açıklamasında İbn Hacer: "Babası meşhur olan hayvandır. Böyle bir adın kimseye verilemeyeceğini sanan bazı itirazcı fakihler bu kelimeyi yanlış telaffuz edip yazmışlardır." demektedir


[69] Kitabın asıl metninde silinip kaybolmuştur.


[70] EI-îsâbe'de bulunan biyografisinde: "Dehhâk, kılıcını kuşanıp Rasûlullah (s.a.s.)'ın baş


ucunda beklemekle idi." denilmektedir. Rasûlullah (s.a.s.)'ın huzurunda baş kesenler için


bkz. Telkîhu'l-Fuhûm (s. 38); Zâdu't-Me'âd, I, 63.


[71] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 58-59.


[72] Kâtiblerin İsimlen ile ilgili olarak bkz. Ensâbu''l-Eşrâf, I, 256; Futûhu''I—Buldan, 478; el-Cehşiyarî, s. 12; Telkîhu'l-Fuhûm, 37; Zâdu'İ-Me'âd, I, 59; Tehzîbu'n-Nevevî, I, 29; İbn Seyyidi'n-Nâs, II, 315; burada onların sayıları çoktur. Et-Terâtîbu''l-İdariyye (I, 114) adlı eserin yazarı, İbn Asâkir'den alıntı yaparak, onların Târîhu Dımaşkak sayılarının yir*mi üç olduğunu belirtmektedir. Behcetu'l-Mecâlis adlı eserde, onların sayıları yirmi beşe kadar ulaşmıştır. Yine bkz. ei-İstîab, Zeyd b. Sabit biyografisi.


[73] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 60.


[74] Rasûlullah (s.a.s.)'ın müezzinleri, muhafızları, şâirleri ve hatipleri gibi çeşitli konulardan bahseden bu bölüm için bkz. Zâdıt'l-Me'âd (I, 63-66); Teikthu'l-Fuhûm, 38.


[75] Rasûlullah (s.a.s.)'ın müezzinleri, muhafızları, şâirleri ve hatipleri gibi çeşitli konulardan bahseden bu bölüm için bkz. Zâdıt'l-Me'âd (I, 63-66); Teikthu'l-Fuhûm, 38.


[76] Burada yazılanlar el-Cemhara (s. 161 )'dekiler ile uyum içerisindedir. Usdu'l-Ğâbe''de ise bu ad Adiyy olarak geçmektedir.


[77]Nevevi de bu adı bu şekilde bu şekilde kaydetmiştir(I,264). Bu zatın adı Nafi’dir. Bundan başka değişik isimlerde söylenmiştir. Beyâda Oğullarının kölesi idi. Biyografisi için bkz. Usdu’l-Gabe; yine bkz. İbn Sa’d, “Rasullah’ın kan aldırması” bölümü (I/II, 143) .


[78] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 60-61.


[79] Elçileri için bkz. İbn Hişâm, IV, 254; İbn Sa'd, I/II, 15; el-Muhabber, s. 75; îbn Seyyidi'n-Nâs, H, 260-270; İbn Kesîr, IV, 262; d4mta 307; Tehztbu'n-Nevevî, I, 30.


[80] İbn Sa'd, I/Iİ, 18 ve İbn Seyyİdu'n-Nâs'da Ceyfer ve Abd diye yazıldın.


[81] Kitabın asıl metninde Amr b. Amir olarak yazılmıştır. Düzelti İbn Hişâm'a göre yapıldı.


[82] îbn Hişâm'da. Abdu Kcİâİ eİ-Hİmyerî şeklinde kaydedilmiştir.


[83] Kitabın ası] metninde burası boşluktur. Bu fazlalık rical kitaplarına göre yapılmışın". Adına "Hâbû" da denilen "Me'bûr", Mâriye'nin yakınlarından, iğdiş_edilmiş bir Kıbtî'dir. Mu-kavkıs, onu Hz. Peygamber'e hediye etti (el-/sâbe ve Usdul-Gâbe).


[84] Daha detaylı bilgi için bkz. İbn Sa'd, I/II, 15-38.


İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 61-63.


[85] Bu konu için bkz. el-Muhib eî-Taberî, e's-Simtu's-Semîn; Rasûlullah (s.a.s.)'ın hanımları*nın biyografileri için bkz. İbn Sa'd, VIII, s. 35 v.d.; Yine bkz. İbn Hişâm, IV, 293; el-Mu-habber, .s. 77; İbn Asâkir, I, 292; Telkîhu'l-Fuhüm, s. 9; Zadu'l-Me'âd, I, 51; Tehzî-bu'n-Nevevf, I, 27; îbn Seyyidi'n-Nâs, II, 300; îbn Kesîr. V, 291.


[86] El-Mevâhibu’l-Ledünniyye (I, 75)’de Haticenin hicretten bir yıl önce vefat ettiği yazılıdır. İbni Hazm’ın kendisi başke bir yerede bu görüşü söylemiş ve bu konuda icma olduğunu idda etmiştir. Oysa bu görüş, burada belirttiği görüşe aykırıdır. Belkide çoğu zaman olduğu gibi bu konuda da yanlışını düzeltmiş olabilir.


[87] İbn Sa'd ve İbn Hişâm'da da aynı bu şekilde geçmektedir. Fakat el-Cemhara, s.133; Nese-bu Kureyş, s. 22; el-Muhabber, s. 79; eî-lsâbe adlı eserlerde İse Âiz olarak geçmekledir. Ebû Zer el-Huşenî, bu iki isim arasındaki fark için çok dakik bir ayırımda bulunmuş ve de*miştir ki: "Ömerb. Mahzûm'un soyundan olanlara Âbid; İmrân b. Mahzûm'un soyundan olanlara ise Aiz denilir."


[88] İbn Hişâm da aynı bu şekilde belirtmiştir. Yani Ebû Hâle, Hatice'nin Atik b. Abid'den son*raki eşidir. İbn Abdilberr ise, onun ilk eşinin Ebû Hâle, ondan sonrakinin de Afîk olduğu görüşünü benimsemiş ve çoğunluğun benimsediği görüş olduğunu söylemiştir. İbn Sa'd ve el-Muhabber'm yazarı da aynı görüşü belirtmişlerdir.


[89] Kitabın asıl metninde, en-Nebbâş yerine el-Abbâ.s yazılıdır. Düzelti el-Cemhara s. İ99; el-İsâ-bc (Hatîce'nin biyografisi) ve (Hind b. Ebî Hâle biyografisi, VI, 293-294) göre yapılmıştır.


[90] Kitabın asıl metninde, Cerve yerine Surad yazılıdır. Düzelti el-Cemhara (199); d-Muhah-ber (78); Mekâlilut-Tâlibiyyîn (48) ve en-Nekâid (438) adlı eserlere göre yapılmıştır.


[91] İbn Hazm, el-Cemhara adlı eserinde, Hasan'ın dayısı Hind'den Rasûlullah (s.a.s.)'in vasıf*larını rivayet ettiğini belirtmiştir. Bu konudaki hadisini et-Tirmizî, e§-Şemâiî (I, 38 v.d. Şerhu Al iyyu' I-Kârî'den)'de yine el-Beğevî, et-Teberânî ve diğerleri rivâyel etmişlerdir. Nitekim Hafız |îbn HacerJ e!-İsâbe, (VI, 294)"de bu rivayeti zikretmiştir.


[92] Adının Huzeyfe olduğu Mus'âb ez-Zübeyrî, Nesebu Kurevş (s. 300)'dekiler ile uyum içe-


risindedir. İbn Sa'd, (VIII, 60) "Ümmü Seleme" nin biyografisinde ise adının Süheyl oldu*ğu belirtilmiştir. El-Hâfız, el-îsâbe'd& iki görüşü de zikretmiştir. Ebû Ümeyye'nin "Za-du'r-rekb" (kervan azığı) lakabını aldığı konusunda görüş birliği vardır.


[93] İbn Hişâm, Dürre'yi zikretmemiş onun yerine Rukayya'yı zikretmiştir (bkz. IV, 294).


[94] El-Hatib, Tûvîhu Bağdûd'&d, ez-Ziyadî'nin biyografisini yazmış. Et-Taberî, h. 241 yılı olaylarını anlatırken, onun el-Mutevekkil'in halifeliği döneminde doğu kadılığına atandı*ğını belirtmektedir. Vakıdî'yi dinlemiş olan ez-Ziyâdî'nin iyi bir tarih kitabı vardır.


[95] Güvenilir, âlim, muttakî olan bu zâtın adı Ebû Bekir b. Züheyrb. Harb b. Şeddâd'dir. İnsanla*rın önemli günlerinden ve edebiyat öncülerinden haberdar biriydi. Tarih ilmi sahasında müs*takil eserler yazmıştır. El-Halib: "Onun tarihinden daha çok yararlı bir tarih bilmiyorum. An*lattığını mükemmel anlatırdı." demiştir. H. 205 yılında doğmuş. 299 yılında vefat etmiştir.


[96] Hicaz takibi Ebû Muhammed Atâ b. Ebî Rebah olması muhtemeldir. O ve Mucâhid, Mek*ke'de fetvaları ile temayüz etmişlerdi. H. 114 yılında vefat etmiştir, (bkz. İbn Sa'd, V, 344).


[97] Hem İbn Sa'd (VIII, 81) hem de İbnu'1-Esîr (Usdu'I-Ğâhe), Zeyneb'in H. 20 yılında vefat ettiğini belirtmişlerdir. Bu onun, Ömer'in halifeliğinin ilk günlerinde değü, son günlerinde vefat ettiğini gösteriyor. Fakat onun Rasûlullah'dan sonra ilk ölen hanımı olduğu konusun*da ihtilaf yoktur.


[98] Bu adın Abid mi yoksa Aiz mi olduğu konusunda kaynaklar arasındaki ihtilaflara daha ön*ce değinmiştik.


[99] Kitabın asıl metninde Hazîme olarak geçer. El-Cemhara (228), Nesebu Kureyş (16) ve el-İmtâ' (195)'a göre yukarıda bu ad Cezîme olarak düzeltilmiştir.


[100] İbn Hazm'ın, "Cuveyriyye daha önce Abdullah b. Cahş ile evli idi." sözü, İbn Hişâm (IV, 296)'da yer alan vees-Sımt adlı eserin yazarının belirttiği (s. 117) ifadeler ile uyum için*dedir. İbn Sa'd, el-İmtâ' adlı eserin yazan, el-Muhib et-Taberî ve İbn Seyyidi'n-Nâs ise, onun daha önce kendisine İbn Ebî Dirâr b. Habîb denilen amcası oğullarından bir kişi ile evli olduğunu belirtmişlerdir. İbn Sa'd'ın belirttiği diğer bir rivayete göre ise, evli olduğu kişinin adı Safvân b. Mâlİk'tir. Usdu'l-Ğâhe ve ibn Seyyidi'n-Nâs'da zikredilen bir riva*yette ise, bu kişinin Mesâfi' b. Safvân olduğu yazılıdır.


[101] İbn Sa'd, V, 85.


[102] İbn Hacer, cl-İsâbe'de: "Adının Hind olduğu söylenmiştir. Doğrusu Ramle'dir." demekledir.


[103] İbn Hazm'ın ifadelerinin bağlamında, Ümmü Habîbe Habeşistan'dayken, RasûSullah'ın onunla evlendiği anlaşılmakladır. Katâde'nin bir rivayetinde ise, Rasûİullah onunla ancak o Medîne'ye geldikten sonra evlendi denilmekledir, ibn Hacer, el-İsâbe'de: "Katâde'nin zikrettiği rivayet, İbn Hazm'ın İddiasını reddetmektedir." demektedir. Bununla birlikle da*ha sonra İbn Hacer: "Ümmü Habîbe'nİn Habeşistan'da bulunduğu sırada, Hz. Peygamber'in kendisi ile evlendiği konusunda görüş birliğine (icmâ') varılmıştır." demekledir. İbn Hazm'ın görüşü, bu icmâ' dan soyutlanmadığına göre, Katâde'nin rivayeti nasıl olur da İbn Hazm'ın İddiasını reddedebilir?


[104] Kitabın asıl metninde Fahas diye yazılıdır. Et-Taberî (I, 198) ve et-Cemhara (469)'ye gö*re düzeltilmiştir. Tevrat'ta (111/17) ise Kahat olarak geçmekledir.


[105] Vakıdî'nin bu rivayeti için bkz. İbıı Sa'd, VIII, 92. İbn Sa'd, onun H. 52'de vefat ettiğine dair başka bir rivayet daha zikretmektedir.


[106] E!-İsâbe'de de Herm olarak geçmektedir. İbn Sa'd, VIII, 94 ve Usdu'l-Ğâbe'de Hezm di*ye yazılıdır.


[107] Şerif, Mekke'den on mil uzaklıkta bir vadidir.


[108] Bu zât, Şebâb (genç) lakaplı tarih ve tabakât yazarı Halife b. Hayyât el-Hâfız el-Basrî'dir. H. 240 yılında vefat etmiştir {Biyografisi için bkz. Tehzîbu d-Tehzîb ve İbn İmâd, Şezerû-tu'z-Zeheb). İbn Hazm'ın ve İbn Asâkir (I, 308)'in ondan alıntı yaptıkları zât budur.


[109] Yüce Allah'ın şu sözüdür: "Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiretyurdunu diliyorsanız, bi*lin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır. Ey Peygam*ber hanımları! Sizden kim açık bir hayâsızlık yaparsa, onun azabı iki katma çıkarılır. Bu, Allah'a göre kolaydır". (Ahzâb: 29-30).


[110] Bkz. Sahîhu'l-Buharî, VII, 24.


[111] Aynı eser.


[112] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 63-67.


[113] Bu konuda bkz, İbn Hişâm, I, 202; İbn Sa'd, î/l, 85; Tehıîbu İbn Asâkiı; 1,292; Telkîhu'1-Fu-hûm, s. 15; Zâdu'l-Me'âd, 1,49; İbn Seyyidi'n-Nâs, II, 288; İbn Kesîr, V, 306; Târîhu'l-Ha-mîs, I, 272; Tehzîbu'n-Ncvevî, I, 26; Özellikle kız çocukları için el-Muhabber yazarının (s. 52)'de ve el-Muhib'in, es-Simtu's-Semîn (146-l66)'da belirttiklerine bakınız.


[114] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 68.


[115] İbn Sa'd ve İbn Seyyidi'n-Nâs onun on altı ay yaşadığını belirtmişlerdir.


[116] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 68.


[117] Ebû'l-Asî'nin adı konusunda çok ihtilaf vardır. Belâzurî, onun adının Lakit olduğu görüşü*nü tercih etmiştir. İbn Abdilberr, onun adının Heşîm ya da Müheşşim olduğunu rivayet et*miştir. Ebû Nu'aym, bu adın Yâsir olduğunu söylemiştir. İbn Hacer: "Bu adın (Yâsir), Ka*sım'm değiştirilmiş biçimi olduğunu sanıyorum." demiştir.


[118] H. 8 yılında Zeyneb'in vefat ettiğine dair, İbn Asâkir (I, 296)'in İbn Hazm'den yapmış ol*duğu alıntıya bakınız. Burada Zeyneb'in vefat talihini Halife'den alıntı yaptığı gibi kesin belirlemiyor. O halde İbn Asâkir, İbn Hazm'ın bu konudaki görüşünü onun başka bir kita*bından alıntılamış olabilir.


[119] Es-Simtu's-Semîn (s. 16İ)'de onun altı yaşında vefat ettiği belirtilmektedir. İbn Hazm, yu*karıda Abdullah'ın dört yaşında öldüğünü söylerken yanılmış olabilir.


[120] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 68-69.


[121] Rasûlullah (s.a.s.)'ın ahlâkı hakkında bkz. İbn Sa'd, I/I, 89 ve sonrası Tehzîbu ibn Asâkir, I, 338; Delâilu'n-Nubuvve, s. 56; İbn Seyyidi'n-Nûs, II, 329; Târîhu'İ-Hamîs, I, 207; Tek-zîbu'n-Nevevî, I, 31; Târîhu'z-Zehebî, I, 259-275.


[122] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 70-72.


[123] . İbn Hişâm, I, 251; İbn Sa'd, I/I, 129; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 80; İbn Kesîr, II, 306; Tâ-rîhu'z-Zehebî, I, 67; el-Imtâ', s. i 2; Târîhu'l-Hamîs, I, 280.


[124] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 73.


[125] İslâm'a ilk girenler hakkında bkz. İbn Hişâm, f, 257; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 91; İbn Kesîr, III, 37; el-Imtâ', s. 15; Târîhu'l-Hamîs, II, 286.


[126] İbıı Hazm onun nesebini belirtmediğinden, nüshayı yazan kâtib, kitabın kenarında şöyle bir nol yazmıştır: Onun nesebinin yazılması gerekir. Onun nesebi, müellifin el-Cemhara'da belirttiği gibi şu şekildedir: Amr b. Abese b. Munkız [b. Âmir] b. Hâlid b. Huzeyfe b. Amr b. Halef b. Mazin b. Mâlik b. Salebe b. Bense [b. Selim] b. Mansûr b. îkrime b. Hasafe b. Kays b. Aylan b. Mudar b. Nizâr b. Ma'd b. Adnan. İbn Hazm, bu kitabın önceki sayfala*rında, onun Rasûlullah'm câhiüye dönemi arkadaşı olduğunu belirtmişti.


Nâsihin, kitabın ası! nüshasının kenarına not olarak yazdığı bu neseb, İbn Hazm'ın el-Cemhara (s. 252) ile (s. 248~252)'deki neseb şeceresine bakılarak oraya not olarak alın*mıştır. Ne var ki notu yazan kâtib, bazı hatalar yapmıştır. "Munkiz" kelimesinin yerine "Munkil" yazmıştır. Soy s il sitesindeki Munkiz'den sonra [b. Âmir]'İ fazla yazmış; Behse ve Mansûr arasındaki [b. SelîmJ'i İse eksik bırakıp yazmamış. Ayrıca bu zâtın soyu hakkın*da farklı görüşler bulunmaktadır. Bkz İbn Sa'd, (IV/I, 157-160), (VII/II, 125-126); el-İsâ-be, (V, 5-6); Hakim, el-Mustedrek, (III, 616-617).


[127] İbn Hişâm'da Uheyb olarak geçer.


[128] İbn Hazm. Hâlid b. Sa'd'ı, onun üçüncü ya da dördüncü veya beşinci olarak Müslüman ol*duğunu söyleyen rivayetlere dayandırarak, onu ilk Müslüman olanlardan kabul etmiştir. İbn Hİşâm ise, onu daha sonra Müslüman olanlardan kabul etmiştir (Bkz. I, 277).


[129] İbn Hazm, Osman b. Maz'ûn'un kardeşlerinden sadece Abdullah ve Kudâme'yi yani iki ki*şiyi ilk Müslümanlardan saymıştır. Ne var ki İbn Hazm'ın çoğul formu ile "kardeşleri" de*mesi, es-Sâib'in de ilk Müslüman olanlardan olmasını gerektiriyor. İbn Hazm, dört karde*şi de el-Cemhara (s. 152)'da zikretmiş ve onlar için şöyle demiştir: Bedir'e katılan ilk mu*hacirlerdir. Sahâbe'nin ileri gelen! eri ildendirler. AUah hepsinden razı olsun.


[130] Bkz. Musnedu't-Tayâîısî(nx. 234); el-İnıâm Ahmed, Musned, şerheden Ahrned Muhammed Şâkir, (nr. 1648) Sa'îd b. Zeyd hadisi, (nr. 5369) Abdullah b. Ömerb. Haitâb hadisi; eî-İsâ-be (III, 3 l-32)'deki "Zeyd b. Amr b. Nufeyl" biyografisi.


[131] Kitabın asıl metninde Kar olarak geçmektedir. Ama, ei-Cemham, 186 ve ef-fstîab'dsi Far olarak yazılmıştır.


[132] İbn Hişâm'da bu ad Subey'; ef-Cemhara'da ise burada geçtiği gibi Yusey' olarak geçmektedir.


[133] El-Cemhara, 156'da, Sa'd b. Sehm olarak yazılıdır.


[134] Köşeli parantez içindekiler asıl nüshadan silinmiştir.


[135] Asıl nüshanın ek açıklamasında onun adı Fâtıma olduğu yazılmıştır.


[136] El-Cemhara, 152'ye bakılarak eklenmiştir.


[137] El~Cemhara, 148'e bakılarak eklenmiştir. Müellifin burada belirttiği neseb ile el~Cemha-/■tf'daki neseb hemen hemen aynıdır. Sadece Abdullah yerine Abdumenâf yazılıdır. Diğer*lerinin görüşüne aykırı da olsa, biz yazarın bu neseb konusundaki rivayetini koruduk. El-İstfah ve es-Sülıeylî'nin eserinde: İbn Abdillah b. Esîd b. Abdi Avf şeklinde yazılıdır. El-Huşenî (I, 80) ise, onu düzeltmiştir. "Nu'aym en-Nehhâm"ın adı ve niçin ona bu adın verildiği konusunda yeterli bir tahkik için bkz. el-Musned, şerheden Ahmed Muhammed Şâkir, 5720 nolu hadisin şerhi.


[138] Asıl nüshada Subey' diye yazılıdır. El-Huşenî İse, bu adın doğru olanı Yusey' şeklindedir demektedir.


[139] Asıl nüshada Hıs'ame'dir. Huşenî, bu adın Ci'seme olduğunu belirtmiştir.


[140] Tâcu'l-Arûs (IX, 106)'da da belirtildiği gibi. bu isim Muheşşim biçiminde okunmaktadır. Gerek burada gerekse el-Cemhara'da, İbn Hazm, Ebû Huzeyfe b. Utbe diye anılan bu zâ*tın adının Muheşşim olduğuna karar vermiştir. İbn Hişâm es-Sîre (Avrupa baskısı, s. 165)'de; İbnu'1-Esîr, Usâu'l-Ğâbe (IV, 425)'de aynı şekilde karar vermişlerdir. Zehebîise, Târîhu'l-İsîâm (I, 364)'da: "Adı Muheşşim olduğu söylenmiştir." sözü ile yetinmiştir. Bu zât künyesi ile meşhurdur. İlk sahabilerdendir. Her iki hicreti gerçekleştirmiş, Bedir ve on*dan sonraki bütün savaşlara katılmıştır. H. 12 yılında Yemâme'de şehid edilmiştir. Hem es-Süheylî (I, 167), hem de el-Huşenî (I, 80), es-Sîre\m şerhinde, İbn Hişâm'ın bu adı anmasından sonra şu .şekilde bir not yazmışlardır: "Soy bilginlerine göre bu bir hatadır. Zi*ra Muheşşim, el-Muğîre b. Abdillah b. Amr b. Mahzum'un iki oğlu olan Hâşim ve Heş-şâm'ın kardeşi Ebû Huzeyfe b. el-Muğîre'nîn adıdır. Soy bilginlerinin belirttiğine göre, Ebû Huzeyfe b. Utbe'nin adı ise Kays'lir." İhtilaf konularında bir ismin bu şekilde belirtil*mesi uygun değildir. İbn Sa'd et-Tabakâl (II1/I, 59) "Heşîm" diye adlandırmış; el-Hakim ise el-Musteârek (III, 223) adlı eserinde yine "Heşîm" adı üzerine karar kılmıştır. Onun adı etrafındaki tartışmalar eskiye dayanır. İbn Abdilberr, el-İstiâb (s. 653)'da: "Onun adının Muheşşim olduğu söylenmektedir. Heşîm veya Hâşim olduğuna dair de rivayetler vardır." der. El-îsâhe (VII, 42)'de ise şöyle yazılıdır: "Onun adı Muheşşİm'dir. Hâşim veya Kays olduğuna dair rivayetler vardır." El-Hâfız da, el-İsâbe (VI, 146)'de "Muheşşim" adını ya*zarken aynı şeyleri ifade etmiş ve künyeler ile ilgili başka bir yere göndermede bulunmuş*tur. Bahsettiğimiz Ebû Huzeyfe b. Utbe adındaki kişi, "Ebû Huzeyfe'nin azadlı kölesi Sa*lim" diye bilinen Sâiim'i oğul edinen kişidir. Yine hakkında "büyüğü emzirmek" ile ilgili hadisin varİd olduğu kişidir. Bkz. Fethu'l-Bârî, V, 244 ve IX, 113-114; Müslim, Sahih, I, 415; Ebû Dâvûd, Sünen, (nr., 2061). es-Süheylî ve el-Huşenî'nin işaret ettikleri "Ebû Hu*zeyfe b. el-Muğîre el-Mahzûmî"nin adı da Muheşşİm'dir. Bu kişi câhİIiye döneminde ya*şamıştır. İbn Hazm, el-Cemhara (s. 135, 137)'de ondan söz etmiş ve oğîu "Hişâm b. Ebî Huzeyfe'nin", Habeşistan'a hicret edenlerden olduğunu belirtmiştir. İbn Hazm'jn belirttiği doğrudur


[141] Kitabın asıl nüshasında, Benî Sa'd'dan Giyere dîye yazılıdır. El-Cemhara, el-İsti'âh ve Sî-retu ibn Hişâm''a (Cotencin baskısı) göre yukarıdaki düzeltme yapıldı


[142] Kitabın asıl nüshasında Bukeyr diye yazılıdır. El-Cemhara, İbn Hişâm ve diğer eserlere gö*re yukarıda düzeltme yapıldı.


[143] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 73-78.


[144] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 78.


[145] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 78.


[146]Rasûlullah'ın düşmanları ve onunla alay edenler konusunda, bkz. İbn Hişâm, I, 380; İbn Sa'd, l/l, 133; el-Muhabber, 157-158; Ensâbu'l-Eşrâf, I, 53-70: Delâilu'n-Nubuvve, 91; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 110; ei-İmtâ', 22.


İbn Seyyidi'n-Nâs, bu bölümü Ebû Ömer b. Abdilberr'in ed-Durerıı fî İhlisâri'l-Meğâzî ve's-Siyer adlı eserinden ahnlılamıştır. İbnHazm'ın burada yazdığı ile Ebû Ömer'in bu ko*nudaki sözleri ve tertibi arasında büyük bir benzerlik bulunmakladır.


[147] İbn Seyyİdi'n-Nâs, buraya onun kardeşi Abdullah b. Ebî Ümeyye'yi de eklemiştir.


[148] Kâtib, bu adın doğrusu Heşşâm'dır, şeklinde bir nol eklemiştir, Bu yanlıştır. Kâtib, bu yan-hşlığa es-Süheylî'ııin eserinin kenarında yazdan es-Sîre nüshasına uyarak düşmüştür. Doğru olanı yukarıda, el-Cemhara (s. I54)'da ve Sîretu İbn Hişâm (Cotencin baskısı, I, )67)'da da belirtildiği gibi Hâşim'dir.


[149] Asıl nüshada Enes diye yazılıdır. El-Cemhara, 153; İbn Seyyidi'n-Nâs ve Usdu't-Gâhe'de-


ki Ebû Mahzura biyografisine bakılarak düzeltildi. İbn Hişâm ise, Rasûlullah ile alay edip ona eziyet edenler arasında onun adını zikretmem iştir.


[150] Asıl nüshada burası siliktir. El-Cemhara, 153; İbn Seyyidi'n-Nâs ve Usdu'l-Ğâbe'ye gö*re tamamlandı.


[151] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 78-80.


[152] Paragrafın başından buraya kadar olan ibarenin yerine, İbn Seyyidi'n-Nâs'in da alıntıladı*ğı gibi Ebû Ömer b. Abdilberr şöyle demiştir: "Müslümanlar Kureyş'in kâfirlerinden ve onların müttefiklerinden büyük Öiçüde eziyet, işkence ve musibet ile karşılaştılar. Allah da onlara büyük bir sabır ihsan elti. Çektikleri bu sıkıntıları Yüce Allah, âhirette onlara zahi*re yaptı. Cennetteki derecelerini bu sıkıntılar sayesinde yükseltti."


[153] Asıi nüshada Ümmü Umeys olarak geçer. İbn Hişâm, I, 340; Usdu'l-Ğâbe'ye göre düzelt*me yapıldı.


[154] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 80-81.


[155] Habeşistan hicreti için bkz. İbn Hişâm, I, 344; İbn Sa'd, I/l, 136; Ensâbu'l-Eşrâf, I, 89 v.d.; Telkthu'I-Fuhûm, 209; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 115; Târîhu'z-Zehebî, I, 106; İbn Kesîr, III, 70; el-İmra, 20; Târihu' l-Hamîs, I, 288.


[156] Kulzum, hem deniz hem de şehir adıdır. Burada şehir anlamında kullanılmıştır. Kulzum şehri Eyle ve Tûr'a yakın, Kizıldeniz sahilinde bulunmaktadır. Bazen deniz bu şehre nî.s-bet edilerek Kulzum denizi denilmektedir. Bahrul-Kuİzum, Kizıldenİz'in bir diğer adıdır.


[157] İbn Hişâm, 346 ve Usdu't-Ğâhe'de Muharriş olarak geçer.


[158] İbn Sa'd'a göre bu isim ilave edilmiştir.


[159] Asıl metinde Subey' b. His'ame diye yazılıdır.


[160] Usdu'1-Ğâbe ve İbn Hişâm'da Emmet olarak geçer.


[161] Ebû Musa'nın Habeşistan'a hicret ettiğini belirtenlerden biri de İbn İshâk'tir (Bkz. eg-Sî-re, 347).


[162] E!-Cemhara, 248'deki nesebi ile karşılaştırınız. Burada belirtilen nesebi ile orada zikredi*len nesebi arasında ihtilaf vardır.


[163] İsıîab ve İbn Hişâm'ın matbu olan bazı baskılarında aynen bu şekilde yazılıdır. El-Huşenî, I, I07'de bu adın İbn Ebî Kebîr olduğunu söylemiştir. Vehb adını ise, bu soy silsilesinde göstermemiştir. Zira Vehb, Ebû Kebîr'in oğlu değil kardeşidir.


[164] Eİ-Cemhara, 117 ve el-İstî'ab'da Harmele olarak geçer.


[165] Asıl nüshada Kays olarak geçer. İbn Hişâm, I, 347; İbn Sa'd, VIII, 209 ve el-Taberî'ye gö*re diizeitildi.


[166] Ası! nüshada bu ad Sübey' b. Hıs'ame şeklindedir.


[167] Bu ilave, el-Cemhara ve İbn Sa'd, VIII, 196'ya göre yapıldı.


[168] Asıl nüshada bu ad Sabura şeklindedir, ibn Sa'd, VIII, 196; Nesebu_Kureyş, 406; el-lsâbe, Abdullah b. Ebî Veda'e biyografisi; es-Süheylî, II, 79 ve Usdu'l-Gâbe'ye göre düzeltildi.


[169] Asıl nüshada bu ad Züheyr b. Sevr şeklindedir. Doğrusunu biz el-Cemhara, 412; cl-Huşe-nî, 1, 99 ve İbn Sa'd, l/III, 114'e bakarak tespit ettik.


[170] Asıl nüshada bu ad Hezl şeklindedir. El-Cemhara, 412.ve İbn Sa'd, III/I, 114'e göre düzeltildi.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:19 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

[171] İbn Faiş: İbn Ebî Faiş de denilmektedir <bkz. İbn Hİşâm). Fas ya da Kas da denilmektedir (bkz. el-Cemhara, 412)


[172] Nesebu Kureyş, 294; îbn Sa'd, VIII, !86; Usdu'l-Ğâbe ve el-İsâbe'de Fâtıma'dan bahse*dilmemiştir. Ama İbn Hişâm, I, 349'da ondan bahsetmiştir.


[173] Asıl nüshada Osman'ın yerine Âbd yazılıdır. El-Cemhara, 132 ve Nesebu Kureyş, 342'ye göre düzeltildi.


[174] Asıl nüshada eş-Şerîd b. Süveyd b. Hermî şeklindedir. İbn İshâk, Şemmâs'ın soy kütüğüne


Süveyd'i de ilave etmiştir. Ama İbnu'l-Kelbî ve el-Vakıdî ise, eş-Şerîd b, Hermî demek*tedirler. Süveyd'i zikretmezler. İbn Hazm'ın da, el-Cemhara''da tercihi bu şekildedir. Ora-dakilere dayanarak, biz burada bu soy kütüğünü bu şekilde düzelttik. İbn Ishâk'tan başka diğer müellifler, Süveyd'i, eş-Şerîd'in babası değil kardeşi olarak görmekledirler. Bkz. Ne*sebu Kureyş, 342 ve İbn Sa'd, I/III, 174).


[175] İbn Hişâm, I, 35O'de bundan sonra Seleme b. Hişâm b. el-Muğîre b. Abdillah b. Ömer b.


Mahzûm'u eklemiştir.


[176] İbn Sa'd'da, Abdullah yerine Abd yazılıdır.


[177] El-Cemhara, 152'ye göre yapılan bir İlavedir.


[178] Asıl nüshada el-Gays diye yazılıdır. El-Cemhara, 195; İbn Hişâm, I, 350 ve Usdu'l-Ğâ-be'yc göre düzeltildi.


[179] İbn Hişâm'm es-Sîre, I, 350'ye eklediği açıklamalardandır.


[180] El-Cemhara (150)'de Vehban olarak geçmektedir.


[181] 194 İbn İshâk, Saîd b. Amr'ı Habeşistan'a hicret edenler arasında saymamıştır. Onun yerine Bişr b. el-Hâris'i zikretmiştir. Bkz. Nesebu Kureyş, 401; el-İsâbe.


[182] Ebû Kays b. el-Hâris'in nesebi, biyografi kitaplarında da aynı yukarıdaki gibi geçmektedir. Ne var ki el-Cemhara, 156'da Kays adı eksiktir. Sa'îd'in yerine ise Sa'd yazılıdır.


[183] Ma'mer b. Abdillah'ın soyu konusunda, îbn İshâk'in rivayeti bu şekildedir. Bu rivayet, Ne-sehu Kureyş, 336 ve el-Cemhara, İ49'da geçenlerle çelişiyor. Bu iki esere göre onun soy kütüğü şu şekildedir: Ma'mer b. Abdillah b. Nadle b. Avf.


[184] Nüshamızı yazan kâtibin, kendisinden nakilde bulunduğu asıl nüshada bu ad Zeme'a şek-lindeymiş. Fakat kâlib, bunu hamişle belirttikten sonra, metin kısmında onun yerine es-Sü-heylî ile birlikte yayınlanan esSîre'n'm nüshasında gördüğü bir açıklamaya uyarak, bu adı elimizdeki nüshada Rabîa diye yazmış ve yanılmıştır. Doğrusu ise tespit ettiğimiz gibidir. Bkz. el-Cemhara, 157; Nesebu Kureyş, 422; el-îslîab. İbnu'1-Esîr ise,'Umre bint es-Sa'd'ın biyografisinde bu adı, Zeme'a yerine Rabîa yazmıştır.


[185] Asıl nüshada bu ad Vehb şeklindedir. El-Cemhara, 366 ve Ibn Hişâm, I, 352'ye göre düzeltildi.


[186] Bu sahabinin adının, Osman mı ya da Âmir mi olduğu konusunda ihtilaf bulunmaktadır. Hi*şâm b. Mııhammed: Bu sahabinin adı Âmir b. Abdi Ganm'dir diyor. Sîretu Hm Hişâm'm yayınlanan bazı baskılarında, onun adı Amr olarak geçmekledir. Nevar ki bu adı rical ki*taplarında bulamadık. Bu Amr adı tahriften dolayı olabilir. Bkz. el-lsâbe.


[187] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 81-86.


[188] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 87.


[189] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 87.


[190] Sahife haberi ile İlgili bkz. İbn Hişâm, I, 375; İbn Sad, î/l, 139; et-Taberî, II, 225; İbn Sey-yidi'n-Nâs, I, 126; Târîhu'z-Zehebî, I, 131; İbn Kesîr, III, 84; el~İmtâ’ 25.


[191] İbn Hişâm, IV, 138; Usdu'l-Ğâbe ve el-İsâbe'ye göre yapılan bîr ilavedir.


[192] İbn Hişâm, İbn Seyyidi'n-Nâs, el-İmtâ'da bu isim yukarıda yazıldığı gibi Hişâm'dır. El-Muhabber, 162; Nesebu Kureyş, 212; el-Cemhara, 108'de Hâşİm olarak geçmektedir.


[193] İbn Duğğunne: DİI bilginleri onu İbnu'd-Duğğunne olarak okumuşlardır. Hadisçiler ise onu İbnu'd-Değine olarak okumuşlardır. El-Kastalanî (el-Mevâhib, I, 71)'de ikinci şekilde okumayı kaydetmiştir, Birinci şekilde okuma biçimi ise et-Tâc'da. kayıtlıdır. Onun adının ne olduğu konusunda değişik görüşler ileri sürülmüştür: el-Belâzurî'ye göre el-Hâris'dir. Es-Süheylî'ye göre Mâlik'ür. Bazı es-Sîre şerhlerine göre Rabi'dir. Bu yanlıştır. Zira Ra-bi' b. ed-Duğğunne başka bîr kişidir. Bu zât Selime Oğullan'ndandır. Halbuki yukarıda adi geçen zât ise, ei-Kare kabilesindendir. Selime Oğuîlan'ndan olanı Düreyd b. es-Sımme'yi öldüren kişidir. Yine Sahabe arasında Îbnu'd-Duğğunne diye adlandırılan üçüncü bir kişi daha var. (bkz. Fethu l-Bârî, VII, 180).


[194] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 87-88.


[195] tbn Hazm, burada Ammâr b. Yâsir'i Habeşistan'dan dönenler arasında zikretmektedir. Ama daha önce Habeşistan'a hicret edenler arasında adını zikretmemektedir, Onun Habeşistan'a hicret ettiği kesin değildir. O halde ya daha önce onun adı zikredilmesi gerekirken adı ek*sik kalmış ya da kâtib, İbn Hişâm'da zikredİIdiğini görerek bu adı buraya ilave etmiştir.


[196] İbn Hişâm, II, Virde Abdullah b. Süheyl'den sonra Ebû Sebre b. Ebî Ruhm'u Habeşis*tan'dan dönenler arasında zikretmiştir. İbn Hazm ise, hem Habeşistan hicretini hem de ora*dan dönüşünü zikretmeyi ihmal etmiştir.


[197] Asıl nüshada, eksiktir.


[198] Asıl nüshada, Abdullah b. Mahreme b. Abdüuzzâ'dır. Büyük olasılıkla bu ad yanlışlıkla Ab-


dullah b. Süheyl yerine yazılmıştır. Zira İbn Hişâm, II, 7; Usdu'I-Gâhe ve el-İsâbe'de de belirtildiği gibi, hapsedilip sonra Bedir gününde Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına kaçan kişi Abdullah b. Süheyl'dir. Abdullah b. Mahreme'nin böyle bir olay ile ilişkisi yoktur.


[199] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 89-90.


[200] Hz. Hatîce ve Ebû Tâlib'in vefat haberi için bkz. İbn Hişâm, II, 57; İbn Sa'd, l/l, 141; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 129; İbn Kesîr, 111,122; Tâıihu'z-Zehebî, I, 140; el~-İmtâ 27.


[201] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 90.


[202] Rasûlullah (s.a.s.)'ın Taif seferi için bkz. îbn Hişâm, II, 60; İbn Sa'd, l/l, 141; et-Taberî, II, 229; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 134; İbn Kesîr, III, 135; Târîhu'z-Zehehî, I, 166; el-İmtâ', 28.


[203] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 90.


[204] Et-Tufeyl'in Müslüman olması haberi için bkz. İbn Hişâm, II, 21; İbn Sa'd, VI/I, 175; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 139; İbn Kesîr, III, 99; el-İmtâ', 28.


[205] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 90-91.


[206] İsrâ ve Mi'râc için bkz. İbn Hişâm, II, 36; İbn Sa'd, l/l, 142; Ehsâbu'l-Eşrâf, I, 119; Teh-zîbu İbn Asâkir, I, 379; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 140, 144; Zâdu'l-Me'âd, II, 125; Târî-hu'z-Zehebî, I, 141, 148; İbn Kesîr, IH, 108; el-İmtâ 29; Târihu'l-Hamîs, I, 306; Sâhî-hu'l~Bühârî,V,52.


[207] Rasûluİlah (s.a.s.)'ın kabileleri İslam'a daveti konusu için bkz. İbn Hişâm, II, 63; İbn Sa'd, I/I, 145; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 152; Târihu'z-Zehehî, I, 166; İbn Kesîr, III, 138; el-İmtâ', 30.


[208] Neseb kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.


[209] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 91.


[210] Ensâr'ın Mekke'ye gelişleri konusu için bkz. İbn Hişâm, II, 69; İbn Sa'd, I/I, 145; et-Ta-berî, II, 234; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 155; Târîhu'z-Zehebî, I, 151; îbn Kesîr, III, 145; el-l'm-ıâ 32; et-Mevâhibu'l-Ledünntyye, I, 76; bazı kaynaklar Ensâr'ın gelip Rasûlullah (s.a.s.) ile ilk defa buluşmalarını Birinci Akabe olarak değerlendirirler.


[211] El-Cemhara, 329'a göre yapılan bir ilavedir.


[212] Asıl nüshada, ibn yerine "ebû" yazılıdır. Ei-Cemhara ve Nesebu Kureyfe göre düzeltildi.


[213] Asıl nüshada soyu şu şekilde İdi: Râfi' b. Mâlik b. el-Aclân b. Amr b. Âmir b. Zureyk b. Cüşem b. Mâlik Ğadb b. Âmir b. Zureyk b. el-Hazrec. Bu soy kütüğünde ciddi bir karışık*lık vardı. İbn S'ad, III/II, 148; eî-Cemhâra, 378 ve İbn Hişâm, II, 71'e dayanarak gereken düzeltmeleri yaptık.


[214] El-Cemhara, 339 ve İbn Hişâm, II, 74'e göre yapılan ilavedir.


[215] îbn Hazm, e!-Ceınharo'öa Ukbe'nin babası Âmİr'i Birinci Akabe'de hazır bulunanlar ara*sında zikreder. İbn Sa'd, III/II. 110'da ise, Birinci Akabe'de bulunanın Ukbe'nin kendisi olduğunu belirtmektedir. Vakıdî de, "Bize göre bu kesindir." diyor.


[216] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 91-93.


[217] Birinci Akabe için bkz. İbn Hişâm, II, 73; İbn Sa'd, I/I, 147; et-Taberî, II, 235; Ensâ-bu'l-Eşrâf, I, 111; Telkîhu'l-Fuhûm, 213; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 155; İbn Kesîr, 111,150; Târîhu'z-Zehebt, I, 171; el-lmlâ', 32, Târthu'l-Hamîs, I, 317.


[218] İbn Sa'd, II1/II, 93; Usdu'l-Ğâhe ve el-İsâbe'ye göre yapılan bir ilavedir.


[219] Usdu'l-Ğâhe'ds, Gudayne diye yazılıdır. Mu'cemu I-Bekrî, 28'de Gusayne olarak geç*mektedir. Gusayne Oğullan; Sevâd b. Mum b. Eraşe Oğullan'dır. El-Mücezzer b. Ziyâd el-Bedrî'nİn kavmidir.


[220] İbn İshâk ve İbnu'l-Kelbî, Hazme diye kaydetmişlerdir. Ed-Dârekulnî ise, Hezeme diye kaydetmiştir. İbn Abdilberr diyor ki: Ensâr'dan Hezeme adında (z harfinin harekeli hali ile) bir kişi yoktur. O da Hazme diye okumuştur.


[221] Usdu'l-Ğâbe'de mim harfinin şeddesi ile yani Ammâra şeklinde okunmuştur.


[222] Ası] nüshada, on kişi olduğu yazılıdır. Yanlıştır.


[223] İbn Hazm, burada Ebû'I-Heysem b. et-Teyyihan'ı Abduleşhel Oğulları'ndan saymıştır. Bİ-Cemhara, 32O'de ise Ze'ûra b. Cüşem Oğulları'na mensub biri olarak zikretmiştir. İb-nil'1-Esîr, üsâu'l—Gâbe*Û& aynı böyle bir açıklama yaptıktan sonra şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "O Beüyy kabilesine mensup biridir. Ancak onun aynı zamanda Abduleşhel Oğullan iie hilf denilen antlaşmayı imzaladığı da söylenmiştir."


[224] HicaziilarTeyihan; diğerleri ise Teyyihan diye okuyorlar. Bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 157.


[225] İbn Ishâk, Uveym b. Saide'nin, Beliyy kabilesinden ve Ümeyye b. Zeyd'in müttefijd oldu*ğu görüşünü benimsemiştir. Ondan başka kimse bu görüşü belirtmemiştir.


[226] E]-Maknzî(el-İmtâ 34-35), İbn Hazm'ın: "Mus'âb b. Umeyr... İslâm'da ilk Cuma nama*zını onlara Hadımat kuyusu denilen yerde kıldırdı." sözünü nakleder ve şöyle der: "Bunun*la İbn Hazm, insanlara ilk Cuma namazını Mus'âb b. Umeyr'in kıldırdığını kesin bir dil ile ifade etmektedir. Dolayısı ile İbn Hazm, bu sözü ile İbn İshâk'ın, insanlara ilk Cuma na*mazını kıldıran Es'ad b. Zurâre'dir, biçiminde zikrettiklerine karşı çıkmaktadır." (Bkz. es-Sîre, II, 77).


[227] Sa'd ve Useyd'in Müslüman olmaları hakkında bkz. İbn Hişâm, II, 77; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, i 59; İbn Kesîr, III, 152; el-İmîâ 34.


[228] Ebû Ömer de onu istisna etmiştir (bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 161). Bu konuda müellif onu takip etmiştir. İbn İshâk, bu konuda bir şey zikretmem iştir.


[229] Asıl nüshada, Vakş yerine Kays yazılıdır. El-Cemhara, 320; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 161; cl-İmtâ', 34; el-Isâbe'ye göre düzeltildi. Ukayş da denilmiştir.


[230] İstisna edilen Evs'in kollan arasında İbn Hişâm, II, 8Ü'de Vakıftan sonra Vail'i ilave etmiştir.


[231] "Bunlar, Medine'nin el-Avâlî semtinde oturuyorlardı." sözünden, "Hepsi birlikte Müslü*man oldular." sözüne kadarki İbare, İbn Seyyİdi'n-Nâs, I, [6I'de belirttiği gibi Ebû Ömer b. Abdilberr'den alınlılanmıştır.


[232] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 93-95.


[233] İkinci Akabe Biati için bkz. İbn Hişâm, II, 81; İbn Sa'd, I/I, 148; et-Taberî, II, 235; İbn Sey-yidi'n-Nâs, I, 161; Tâıihu'z-Zehebî, I, 177; İbn Kesîr, III, 158; el-İmtâ', 35. Bazı siyer eserlerinde bu olay, Üçüncü Akabe olarak adlandırılmıştır.


[234] Bkz. İbn Hişâm, II, 86; İbn Sa'd, I/I, 148; el-Muhahber, 268; et-Taberî, II, 235; Nesebu Kureyş, I, 117; Telkîhu'l-Fuhûm, 214; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 157; Târîhu'z-Zehebî, I, 181; Tâıihu' l-Hamîs, 1, 316.


[235] Asıl nüshada, "İbn Ebî Mâlik" yazılıdır. El-Cemhara, 344; rical ve siyer kitaplarına göre düzeltildi.


[236] El-Cemhara, 339; siyer ve rical kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.


[237] Asıl nüshada, "Huzayme" yazılıdır. EI-Huşenî, "Hezime" diye, noktasız ha ve ze'nin esre-


siyie okuyup kaydetmiştir. İbn Sa'd, III/II, 142'de de aynı o şekilde kaydedilmiştir.


[238] Ei-Cemhara, 346 ve rical kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.


[239] İbn Hazırı, el-Cemhara'da. ve İbn Sa'd, II/III, 145'de, Münzir'in soy kütüğünde "Hârise"yi eksik bırakmışlardır. İbn Hişâm, Vsdu'l-Ğâhe ve el—lstiab'da. ise bu adı soy kütüğünde göstermiş!erdir. Bu adın kaydedilmesi İbn İshâk'm rivayetine dayanmaktadır. Ebû Ömer de onu takip etmiştir. İbnu'l-Kelbî, İbn Mende ve Ebû Nu'aym ise, Huneys b, Levzan demek suretiyle Hârise'yi eksik bırakmışlardır.


[240] İbn Hişâm, el-Cemhara, 344; İbn Sa'd, II/III, I42'ye göre yapılan ilavedir.


[241] Müellifin bu kitapta İhmal ettiği, siyer ve rical kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.


[242] El-Cemhara, 319; İbn Sa'd, II/III; ve el-Isâbe'de, Useyd'in soy kütüğünde Rafi' geçme*mektedir. İbn Hişâm, II, 87 ve el-lsfiab'da. ise bu ad kaydedilmiştir.


[243] İbn Sa'd, II/III, 47; İbn Hişâm, II, 87; el-Cemhara, 325; Usdu'l-Ğâbe ve el-İsâbe'ye göre


ilave edildi. El-lmtâ'da da belirtildiği gibi, adı geçen kaynaklarda onun soy kütüğü ile il*gili olarak ihtilaf bulunmakladır. İbnu'1-Esîr: "İbn Ishâk, onu Amr b. Avf Oğulları'namen-sub biri olarak göstermiştir. Sonra soy kütüğünü burada gösterdiği gibi kaydetmiştir. Onun, 'Amr b. Avf Oğulları'ndan' sözüne bîr anlam veremedim." demektedir. İbnu'l-Esîr'in problem haline getirdiği bu İfadeler, İbn Hişâm'ın Sîret'inde geçmemektedir.


[244] Vakıdî ve İbn İmâra el-Ensârî, Sa'd b. Hayseme'ye yukarıda belirtildiği gibi bir soy kütü*ğünü nisbel ederler. İbnu'l-Kelbî de ona aynı soy kütüğünü nisbel eder. Ne var ki en-Neh*hât adı konusunda aralarında ihtilaf bulunmaktadır. İbnu'l-Kelbî ona: "el-Hennât b. Ka'b" demekledir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 47.


[245] Rifâ'a b. Abdilmünzir, Ebû Lubâbe künyesi ile meşhurdur. Adı konusunda çok ihtilaf var*dır. Adı ya Beşîr ya Rifâ'a ya da Mervârf dır. Onun soy kütüğünde geçen "Züneyr" kelime*si hakkında da başka ihtilaflar vardır. İbn Sa'd, II/III, 28 ve el-Imtâ', 37'de, Zenber; el-Cemhara, 314 ve el-lsâbe'ât, Vezer; el-Istiab'da, Zübeyr olarak kaydedilmiştir. Bu ki*tabın el yazması nüshasının hamişinde de Zübeyr yazılıdır. Ne var ki kâtibin, es-Sühey-lî'nin kenarında yayınlanan eş-Sîre ile karşılaştırarak onu Züneyr olarak değiştirdiği anla*şılmaktadır.


[246] Asıl nüshada, "Yezîd" yazılıdır.


[247] Siyer ve ensâb kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.


[248] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 96-98.


[249] Akabe'de bulunanların adları için bkz, İbn Hişâm, II, 97; Tâi'fhu'z-Zehebî, I, 183; Telkt-ku'l-Fuhûm, 215; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 167; İbn Kcsîr, III, 166.


[250] Asıl nüshada, "Zu'be" yazılıdır. İbn Sa'd, II/III, 16 ve el-lsliab'a göre düzeltildi.


[251] Asıl nüshada, "Hubeyl"; e!~/s(icıb'da ise "Huşeym" yazılıdır.


[252] Asıl nüshada, "İmrân b. Hulvân" yazılıdır. Rica! ve siyer kitapları, adının Âmr olduğu ko*nusunda müttefiktirler. Ama soy kütüğünde "Hulvân'"ı zikretmemişlerdir.


[253] İbn Hişâm, II, 99'da: es-Sevvâf olarak geçer


[254] Daha Önce Uvcym b. Saide, Amr b. Avf Oğullan'ndan gösterilmişti. Gereken açıklama dip*notta yapılmıştı.


[255] El-Cemhara, 328; îbn Hişâm, II, 100; İbn Sa'd, II/III, 49' a göre yapılan bir ilavedir.


[256] El-Cemhâra, 328'e göre yapılan bir ilavedir.


[257] İbn Hişâm, II, 100; Ibn Sa'd, 1I/III, 68; el-İstiab ve el-İsâbe'yc göre yapılan bir ilavedir. El-Cemhara, 33O'da: "en-Nu'mân b. Atîk" olarak geçer.


[258] Asıl nüshada, "Cedile" yazılıdır. El~Cemhara, 327 ve İbn Hİşâm, II, İOO'e göre düzeltildi.


[259] Asıl nüshada, Amir yazılıdır. Doğrusu ise tesbil ettiği m izdir.


[260] İbn Hişâm, II, 101; el-İstiab, Usdu'1-Gâbe ve el-İsâbe'dtde aynı şekilde geçmektedir. İbn Hişâm, açıklamasında: "Doğrusu Atıyye'dir." demektedir. El-Cemhara, 333'da da Atıyye olarak geçmektedir.


[261] Asıl nüshada, "Neccâr Oğulları 'ndan" yazılı ve daha sonra iki kelimelik kadar siliklik var. Daha sonraki bağlam, İbn Hişâm ve el.-Cemhara'yn göre düzeltildi.


[262] Ası] nüshada, "Cilas" yazılıdır. İbn Hişâm, II, 348'de onu hatalı bulmuştur. Ed-Dârekutnî, "Hallâs" olarak, başkaları ise onu "Hilâs" olarak okuyup kaydetmişlerdir. (Bkz. İbn Seyyi-di'n-Nâs, I, 168.) Bu ad, İbn Sa'd, II/III, 83, Usdu'l-Gûbe ve el-Isâbe'de "Hilâs" olarak; el-Cemhara, 344'de ise "Cjlas" olarak geçmektedir.


[263] Asıl nüshada, eksiktir. Daha önce geçmişti.


[264] İbn İmâre el-Ensârî diyor ki: Abdullah b. Zeyd'in soy kütüğünde Sa'lebe diye biri yok. Zi*ra Sa'Iebe b. Abdirabbih, Zeyd'in kardeşi ve adı geçen Abdullah'ın amcasıdır. Yanlış ola*rak onun soy kütüğüne dahil etmişlerdir. Ebû Ömer de aynı bu şekilde zikretmektedir. İb-nu'1-Esîr, Usdu'l-Ğâbe'dt Ebû Ömer'in zikrettiklerini nak)etmiştir. İbnu'l-Kelbî, İbn Mende ve Ebû Nu'aym ise, onun nesebinde Sa'lebe adında biri olduğunu kaydetmişlerdir. (Bkz. İbn Sa'd, II/III, 87).


[265] Abdullah rüyasında, ezan sözlerini kendisine öğreten bir kişi görür. Rasûlullah (s.a.s.)'a rü*yasını anlatınca Hz. Peygamber: "Bu gerçek bir rüyadır. Bilâl İle birlikte kalk, ona bu söz*leri söyle; o da ezan okusun." buyurdu. Bkz. İbn Hişâm, II, 155.


[266] Asıl. nüshada, "Âmir" yazılıdır. El-Cemhara, 344; İbn Hişâm, II, 102; İbn Sa'd, II/III, 82; el-İmtâ', 25ü'ye göre düzeltildi.


[267] İbn İshâk, onun soy kütüğünde Alıyye'yi eksik yazmıştır, Halbuki onun soy kütüğü, el-Cemhara, 344 ve el-Istiab''da şöyledir: Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Yuseyre b. Useyre b. Atıyye b. Cidâre. Yuseyre İsmi ile ilgili ihtilaf vardır. İbn İshâk, II, İO2'ye göre Useyre'dir. İbn Seyyİdi'n-Nâs, "İbn İsbâk'a göre bu ad Yuseyre'dir." diyor. İbn Ukbe İse, onu Esire olarak telaffuz etmiştir. Ed-Dârekutnî ve Ebû Bekir b. el-Hatib, yine bizzat İbn İshâk'dan Nuseyre oiarak aktarmışlardır. Böylelikle İbn İshâk'tan üç farklı rivayet nakloiunmuştur. Aynı bu şekilde, Useyre adının nasıl okunup kaydedilmesi gerektiği konusunda da ihtilaf edilmiştir. Bazıları "Asîre"; bazıları ise Useyre olarak okumuşlardır. Cidâre adı hakkında ise; ed-Dârekutnî onu Cidâre, başkaları ise Cudâre olarak kaydetmiştir. Bazıları İse onu Hudâre olarak okumuşlardır. (Bkz. îbn Seyyidi'n-Nâs, I, 168-169; el-Huşenî, I, 122).


[268] Asıl nüshada, "Vedne" yazılıdır. İbn Sa'd, II/III, 132 ve İbn Hişâm, II, 102'de ise, Vezka şeklindedir. İbn Hişâm diyor ki: Vedfe de denilmiştir. Ed-Dum, Etrâfu'I-Muvatta' adlı ese*rinde Vedka olarak kaydetmiştir.


[269] Asıl nüshada, "Kutba" keîimesi "'Âmir" ile "Beyâde" arasında geçmektedir. İbn Hişâm, İbn


Sa'd, el-Cemhara ve el-İstiab'a. göre, doğrusu yukarıda yazıldığı gibi bu kelimenin bilin*mesidir.


[270] El-Cemhara, 340; İbn Hişâm, II, 103; İbn Sa'd, II/III, 111 ve el-İstiab'a. göre yapılan ila*vedir.


[271] El-Cemhara, 341; İbn Hişâm, II, 105; İbn Sa'd, II/III, 118 ve el-İmtâ', 316'ya göre yapı*lan ilavedir.


[272] İbn İshâk'da aynı bu şekilde rivayet etmiştir. İbn Hİşâm, II, 105'de bu adın doğrusunun Es-ved olduğu görüşündedir.


[273] Asıl nüshada, "Ğanm" yazılıdır. Bu İbn Hacer'in el-İsâbe'de kaydettiği gibi "Âneme"'dir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 118.


[274] Asıl nüshada, "Ganm" yazılıdır.


[275] Asıl nüshada, "Sa'îd" yazılıdır. El-Cemhara, 423 ve e!-/stiab'& göre düzeltildi.


[276] El-Cemhara''yâ göre yapılan bir ilavedir.


[277] Teym'den sonra onun soyunda ihtilaf var. Bazılarına göre: Teymb. Buhseb. Naşirab. Yerbu' şeklindedir. El-Cemhara ve e!-İs(iab'da tesbit ettiğimiz gibi kaydedilmiştir. Asıl nüshada ise, Teym b. Sa'lebe b. Sâbİt olarak yazılmıştır. Bu şekilde tesbit eden hiç kimse yoktur.


[278] Asıl nüshada, yanlış olarak "el-Yem" yazılıdır.


[279] El-Cemhara, 339 ve İbn Hİşâm, II, 106'ya göre yapılan İlavedir.


[280] İbn Hazm, onun soy kütüğünü el-Cemhara adh eserinde zikretmiş ve Lebde adını eksik yazmıştır Bu ad, Mûsâ b. Ukbe rivayetine göre isbat edilmiştir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 111. Asıl nüshada, "Sa'lebe b. el-Hâris'"in yerine "Sa'lebe b. Ka'b" geçmektedir. İbn Sa'd ve İbn Hişâm, II, 106'ya göre düzeltildi.


[281] Bunun Hadîc olarak okunması gerekir. Bkz. es-Süheylî, I, 283.


[282] El-Furâfur ya da el-Kurâkur olarak rivayet edilir. Ed-Dârekutnî kaydetmiştir. Bkz el-Hu-şenî.I, 123.


[283] Asıl nüshada, "Yezîd" yazılıdır. İbn Hişâm, II, 107, Usdu'l-Ğâbe ve e/-fsâbe'ye göre düzeltildi.


[284] İbn îshâk ve İbnu'l-Kelbî'nİn rivayetine göre Hazme; et-Taberî'ye göre İse Hazeme okun*muştur. Bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 172 ve el-İsâbe.


[285] Asıl nüshada, "Amir" yazılıdır. Usdu' l-Gâbe ve el-lsâbe'ye göre düzeUildi. Bkz. İbn Sey*yidi'n-Nâs, 1, 3 72.


[286] El-Cemhara, 336; İbn Hişânı, II, 108; İbn Sa'd, lifli, 92'ye göre yapılan bir ilavedir. Onun soyu ile ilgili ihtilafları İbn Sa'd zikretmiştir.


[287] Usdu'l-Ğâbe ve el-İsâbe'yç. göre kaydedildi.


[288] Asıl nüshada, "Mâlik" yazılıdır. İbn Hişâm, II, i09; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 170 ve el-İsâ-be'ye göre düzeltildi.


[289] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 98-103.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:19 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Medîne'ye Hicret



Bu biat, kavimlerinin kâfirlerinden gizli yapıldı. Bu biat gerçekleşince Rasûlullah (s.a.s.), birlikte oldukları Müslümanlara Medîne'ye hicret etmelerini emretti.


Müslümanlar, bölük bölük hicret için çıktılar. İlk hicret edenin Ebû Seleme b. Abdilesed el-Mahzûmî olduğu söylenmiştir. Ayrıca onun, Akabe Biatı'ndan bir yıl önce hicret ettiği de rivayet edilmiştir. El-Muğîre Oğulları onunla amcasının kızı olan hanımı Ümmii Seleme'yi ayırdılar. Mü'minlerin annesi Ümmü Seleme'yi, Mekke'de bir yıl alıkoydular. Sonra kocasının yanına gitmesine izin verdiler. Ona, Medîne yolculuğunda, kâfir olduğu halde Osman b. Talha b. Ebî Talha b. Abdiddâr eşlik etti. Ebû Seleme, Küba'da konakladı.


Sonra Adiyy b. Ka'b'ın müttefiki Âmir b. Rabîa, hanımı Leylâ bint Hasme b. Gânım ile hicret ettiler.


Sonra, Caş el-Esedî'nin iki oğlu Abdullah ve Ebû Ahmed, hicret ettiler. Ebû Ahmed, Mekke'de alıkonulmuştu. Eşi el-Fer'a bint Ebî Süf-yân b. Harb idi. Ebû Ahmed şâirdi. Annesi Ümeyme bint Abdilmuttalib idi. Cahş Oğulları'nın tümü, hanımları ile birlikte hicret ettiler. İçinde kimse kalmadığından, harap olan [evlerine] Ebû Süfyân haksız bir şekilde el koyup mülkiyetine geçirdi. Bu ev, Ebân b. Osman'ın bugün er-Redm'de bulunan evidir. İlk hicret eden bu dört kişi: Ebû Seleme, Âmir, Abdullah, Ebû Ahmed Küba'da, Amr b. Avf Oğulları'ndan Mübeş-şir b. Abdilmünzir b. Zenber'e misafir oldular.


Sonra şu kişiler hicret ettiler: Ukkâşe b. Mihsan, Ukbe b. Vehb, Suca' b. Vehb, Erbed b. Humeyre, Munkız b. Nubâte, Sa'îd b. Rukayş, kardeşi Yezîd b. Rukayş, Muhriz b. Nadle, Kays b. Câbir, Amr b. Mihsan, Mâlik b. Amr, Safvan b. Amr, Rabîa b. Eksem, Zübeyr b. Ubeyd, Temmam b. Ubeyde, Sehbere b. Ubeyde, Muhammed b. Abdi. Bunların hepsi Ümeyye b. Abdi Şems Oğulları'nın müttefiki Esed b. Huzeyme Oğullan'ndandır. Hanımları ise şunlardı: Zeyneb bint Cahş (Mü'minlerin annesi), Hanine bint Cahş, Cuzâme bint Cendel, Ümmü Kays bint Mih-san, Umâme bint Nubâte, Umâme bint Rukayş, Ümmü Habibe bint Cahş.


Sonra Ömer b. Hattâb, Ayyaş b. Ebî Rabîa, yirmi süvari ile birlikte çıkıp Medîne'ye geldiler. El-Âvalî semtinde, Ümeyye b. Zeyd Oğullan'na misafir oldular. Onlara, Ebû Huzeyfe'nin azadh kölesi Salim namaz kıldırıyordu. Hişâm b. e] Asî de Müslüman olmuştu. Ömer ile hicret etmek üzere, Şerifin yukarısında Gıfâr Oğulları'na ait göletin yanındaki Tenâdub denilen yerde buluşacaklarına dair sözleştiler. Ne var ki kavmi onu alıkoydu.


Sonra Ebû Cehil ve el-Hâris b. Hişâm, Medîne'ye geldiler. Ayyaş b. Ebî Rabîa ile konuştular. Ayyaş, onların hem anne bir kardeşleri hem de amcalarının oğluydu. Annesinin onu görünceye kadar başını yıkamayacağı ve gölgelenmeyeceği konusunda yemin ettiğini bildirdiler. O da şefkat gösterip duygulandı, onlarla birlikte döndü. Yolda onun ellerini arkadan bağladılar. Mekke'ye götürdüler ve hapsettiler. Daha sonra kurtulup Medîne'ye hicret edinceye kadar tutuklu bulundu. Ömer b. Hattâb ile birlikte Medîne'ye gelenler arasında şu kişiler bulunuyordu: Kardeşi Zeyd b. el-Hattâb, Sa'îd b, Zeyd b. Amr b. Nufeyl, Amr b. Surâka b. el-Mu'temer, Abdullah b. Surâka b. el-Mu'temer. Bunların hepsi Adiyy b. Ka'b Oğul-lan'ndandır. Vâkıd b. Abdillah et-Temîmî, Havlî, Mâlik b. Ebî Havlî. Bu üç kişi ise Benî Adiyy'in müttefiki Icl b. Lücem Oğullan'ndandır. Huneys b. Huzâfe es-Sehmî, mü'minlerin annesi Hafsa bint Ömer (r.a.) ile evli idi. Küba'da, Amr b. Avf Oğulları'ndan Rifâ'a b. Abdilmünzir b. Zenber'in evine misafir oldular.


Sonra Talha b. Ubeydillah hicret etti. O ve Suheyb b. Sinan, Sunh'da el-Hâris b. el-Hazrec Oğulları'ndan Hubeyb b. İsafın evine misafir oldular. Talha'nin, Ebû Umâme Es'ad b. Zurâre'nin evine misafir olduğu da söylenmiştir. Benî Cüd'an'ın müttefiki olan Suheyb zengindi. Hicret etmek istediğinde Kureyş, onun kazandığı tüm mallara el koydu.


Hamza b. el-Muttalib, onun müttefiki Ebû Mersed Kennâz b. Husayn el-Ganevî ve Rasûlullah (s.a.s.)'ın azadlı kölesi Zeyd b. Harise el-Kelbî, Küba'da Benî Amr b. Avf'in kardeşi Külsûm b. el-Hidm'in evine misafir oldular. Sa'd b. Hayseme'ye misafir olduğu da söylenmiştir. Diğer bir görüşe göre ise Hamza, Es'ad b. Zurâre'nin evinde konaklamıştır.


El-Hâris b. Abdilmuttalib b. Abdi Menâf Oğulları'ndan Ubeyde, et-Tufeyl ve el-Husayn; onların amca çocukları Mistah b. Usâse b. Abbâd b. el-Muttalib b. Abdi Menâf, Benî Abdiddâr'ııı kardeşi Suveybit b. Sa'd b. Hureymile, Benî Abdi Kusayy kardeşi Tuleyb b. Umeyr, Utbe b. Gazvan'in azadlı kölesi Habbâb b. el-Eret, Küba'da el-Aclan Oğulları'ndan Abdullah b. Seleme'nin evine misafir oldular.


Birkaç muhacir erkek ile birlikte Abdurrahman b. Avf, el-Hâris b. el-Hazrec Oğullarından Sa'd b. er-Rabi'in evine misafir oldular.


Zübeyr b. el-Avvâm ve Ebû Sebre b. Ebî Ruhm b. Abdiluzzâ, Münzir b. Muhammed b. Ukbe b. Uheyhe b. el-Culah'ın, Benî Cehceba yurdunda bulunan Usbe'deki evine misafir oldular.


Mus'âbb. Umeyr b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr, Sa'db. Mu'âz b. en-Nu'mân'ın Abduleşhel Oğulları mahallesinde bulunan evine misafir oldu.


Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa, Ebû Huzeyfe'nin azadlı kölesi Salim ve Mazin b. Mansûr Oğulları'ndan Süleym ve Hevâzin'in kardeşlerinden Utbe b. Ğazvan el-Mazinî, Abduleşhel Oğulları yurdunda, onların kardeşlerinden Abbâd b. Bişr b. Vakş'ın evine misafir oldular. Salim, Ebû Huzeyfe'nin kölesi değildi. O Sübeyte b. Ye'âr b. Zâyid b. Ubeyd b. Zeyd b. Mâlik b. Avf b. Amr b. Avf b. Mâlik b. el-Evs'in kölesidir. Sübeyte onu serbest bırakıp âzâd etti. O da, Ebû Huzeyfe'nin yanına gidip tamamen kendisini ona nisbet etti. Ebû Huzeyfe de onu oğul edindi. Böylece hep Ebû Huzeyfe'ye nisbet edilmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi Sübeyte, Ebû Huzeyfe'nin hanımı İdi.


Osman b. Affân, Hassan b. Sâbit'in kardeşi Evs b. Sâbit'in Neccâr Oğullan yurdundaki evine misafir oldular.


Bekâr muhacirler, bekâr olan Sa'd b. Hayseme'nin evine misafir oldular.


Mekke'de, Allah'ın emri ile kalan Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Bekir ve Ali b. Ebî Tâlib ile zorla hapsedilenlerden başka kimse kalmadı.


Kureyşliler, Rasûlullah (s.a.s.)'ı öldürmek istediler. Gece boyunca onun evinin kapısını gözetlediler. Rasûlullah (s.a.s.), Ali b. Ebî Tâlib'e yatağında uzanmasını emretti. Rasûlullah (s.a.s.) evinden çıktı, onların yüzlerine toprak serpti ve yoluna devam etti. Yüce Allah onların gözlerinin ferini yok ettiğinden dolayı Rasûlullah (s.a.s.)'ı göremediler. Orada sabahladıklarında, Ali (r.a.) çıkıp onların yanına geldi. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in onların arasından geçip gittiğini bildirdi.


Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Bekir es-Sıddîk ile birlikte hicret etmek üzere sözleştiler. Amr b. el-Asî'nin babası Asî b. Vâil'in müttefiki Bekr b. Abdi Menât Oğullan'ndan Abdullah b. Uraykıt ed-Diylî'ye bineklerini emanet ettiler. Bu kişi kâfirdi; fakat Rasûlullah (s.a.s.) ile Ebû Bekir es-Sıddîk onun emanet konusunda güvenilir biri olduğuna inanıyorlardı. Bu kişi aynı zamanda yolları iyi bilen ve kılavuzluk yapan biri idi. Onlar büyük yolun dışına çıkarak, Medîne'ye kadar kendilerine kılavuzluk yapmak üzere onu kiraladılar. Uraykit'ın annesi, Sehm kabilesindendi.


Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Bekir es-Sıddîk'ın Cumâh yurdundaki evinin arka penceresinden geceleyin çıktı. Mekke'nin aşağı tarafında adına Sevr denilen dağda bulunan mağaraya doğru hızla yol aldılar. Mağaraya girdiler.


Ebû Bekir, oğlu Abdullah'a, insanların neler konuştuklarına kulak vermelerini; kölesi Âmir b. Füheyre'ye de, koyunlarını otlatmasını, gece olduğunda ise ihtiyaçları olan sütü almaları için kendilerine uğramasını emretti. Esma bint Ebî Bekir onlara yemek getiriyor, Abdullah b. Ebî Bekir, onları Mekke'de olup bitenlerden haberdar ediyordu. Âmir b. Füheyre ise, onların gelip gittiği yol üzerine koyunlarını sürerek izlerini belirsiz ediyordu. Kureyşliler, Rasülullah (s.a.s.)'m yokluğunu fark ettiklerinde, onu aramak üzere tanınmış bir izciyi onları takip etmek üzere gönderdiler. İzci, onların izlerini mağaranın yanma gelinceye kadar takip etti ve "İz burada sona eriyor." dedi. Baktıklarında mağara ağzının örümcek ağı ile çoktan beri kaplanmış olduğunu gördüler. Mağaranın içinde hiç kimsenin bulunamayacağına kesin bir şekilde inandılar ve geri döndüler. Aynı zamanda Yüce Allah, kazmanın tesir edemediği sert ve yalçın kayaları eğip bükerek, mağaranın yan tarafında büyük bir kapı açtı. Onlar bu kapıdan çıktılar. Günümüzde de bu kapının yeri ve kaya açıkça bilinmektedir. Bu kayanın, geri döndürüldüğünde mağaranın ağzını kapayacağını onu gören herkes kesin bir şekilde bilmektedir. Yine takip edildikleri sırada, bu kapı mağaranın ağzında bulunmuş olsaydı, Kureyşlilerin onları açıkça görmüş olacağından hiç kimsenin kuşkusu yok. Kureyşliler, Rasûlullah (s.a.s.)'ı bulup geri getirene, yüz deve verecekleri sözünde bulundular. Rasûlullah (s.a.s.) ile Ebû Bekir (r.a.), üç gün geçirdiklerinde, Abdullah b. Uraykıt binekleri ile birlikte onların yanma geldi. Esma ise, içinde yiyecek bulunan bir dağarcık'getirdi. Belindeki kuşağını çözüp onunla dağarcığın ağzını bağladı. Bu yüzden Esmâ'ya Zâtu'n-Nıtakayn (İki Kuşak Sahibi) denmiştir. Rasûlullah (s.a.s.) ile Ebû Bekir (r.a.), bineklerine bindiler. Ebû Bekir, Âmir b. Füheyre'yi terkisine aldı. Altmış bin dirhem olan tüm malım da beraberinde götürdü.


Surâka b. Mâlik b. Cü'şüm'ün yanından geçtiler. Surâka, atına binip kendi iddiasınca onları döndürmek üzere onları takip etti. Rasûlullah (s.a.s.) onu görünce ona beddua etti. Atının iki ayağı çamura saplandı. Sonra kalkıp dikilince de iki ayağının gömüldüğü çukurdan bir duman yükseldi. Surâka bunun bir mucize olduğunu anladı. Onlara seslenerek, kendisinden onlara bir zarar gelmeyeceğine dair güvence verdi ve kendisini beklemelerini istedi. Surâka onların yanma gelinceye kadar Rasûlullah (s.a.s.) ve arkadaşları onu beklediler. Rasûlullah (s.a.s.)'dan, kendisine bir (eman) yazısı yazmasını istedi. Rasûlullah (s.a.s.) da Ebû Bekir'e istediği yazıyı yazmasını emretti.


Sevr mağarasından ayrılınca, kılavuzları, onları Mekke'nin aşağı tarafına doğru yönelterek, Usfan'm aşağısındaki yoldan geçirip sahile, oradan Emec'in aşağısına doğru götürdü. Sonra sırasıyla Kudeyd, Harrar, Seniy-yetü'l-Mere, Lekif, Medlice Lekif, Medlice Micac, Mercih Zü'l-Gade-veyn, Batn-ı Zî Kişd, Cedâcid, el-Ecred, es-Sukya yakınlarında bulunan Batn-ı Ti'hin aşağısındaki Zû Selem, Ababîd, Kahe, Arc'e varıldı. Bazı kişiler orada Rasûlullah (s.a.s.) ve arkadaşlarının develerini durdurdular. Eşlem kabilesinden Evs b. Hucr, Rasûlullah (s.a.s.)'i İb-nu'r-Ridâ adındaki devesine bindirdi. Medine'den deveyi geri döndürmek için Mes'ûd b. Huneyde adındaki kölesini onlarla birlikte gönderdi. Sonra kılavuzun öncülüğünde, Arc'den Rekûbe'nin sağındaki Seniyye-tü'l-Air'e varıldı. Oradan Batn-ı Ri'm'e gidildi. 12 Rebî'ulevvel Pazartesi günü, kaba kuşlukta güneşin dikilmesine yakın bir sırada, Küba'ya geldiler. Onları ilk olarak yüksek evinin damından bir Yahudi gördü. Yüksek sesiyle: "Ey Kayle Oğullan! işte nasibiniz (devletliniz, gelmesini beklediğiniz ulu kişi) geliyor!" diye bağırdı. Gölge küçülünceye kadar Rasûlullah (s.a.s.)'ı bekleyip daha sonra evlerine girmiş olan Ensâr, çıkıp Rasûlullah (s.a.s.) ile Ebû Bekir'i hurma ağaçlarının gölgesinde karşıladılar. Rasûlullah (s.a.s.)'ın Küba'da, Külsûm b. Hidm'in evine misafir olduğu belirtilmiştir. Sa'd b. Hayseme'nin evine misafir olduğu da söylenmiştir. Ebû Bekir'in, Sunh'da, el-Hâris b. el-Hazrec Oğullan'ndan Hubeyb b. İsafın evinde konakladığı söylenmiştir.


Ali b. Ebî Tâlib, insanların Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına bırakmış oldukları emanetlerini sahiplerine verinceye kadar Mekke'de bekledi. Sonra Medine'ye geldi, Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte konakladı. Rasûlullah (s.a.s.), Küba'da birkaç gün kaldı ve mescidini inşâ etti.


Sonra Yüce Allah'ın emrettiği gibi yoluna devam etti. Salim b. Avf Oğulları'nın oturdukları Ranuna vadisinde, Cuma namazı vakti girdi. Rasûlullah (s.a.s.), orada bulunan mescidde Cuma namazını kıldı. Abbâs b. Ubâde, İtban b. Mâlik ve Salim Oğullan'ndan olan erkekler, Rasûlullah (s.a.s.)'dan yanlarında kalmasını istediler. Rasûlullah (s.a.s.) ise, devesinin üzerinde olduğu halde: "Devenin yolunu açınız. Nereye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi. Ensâr, onun çevresinde olduğu halde Beyâde Oğulları evlerinin hizasına kadar geldiler. Ziyâd b. Lebîd, Ferve b. Amr ve Beyâde Oğullan'ndan erkekler gelip Rasûlullah (s.a.s.)'ı karşıladılar; yanlarında kalması için onu evlerine davet ettiler. Rasûlullah (s.a.s.): "Deveyi serbest bırakınız. Nereye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi. Haris b. el-Hazrec Oğulları, evlerinin hizasına kadar yürüdüler. Ora*da Sa'd b. Rebi Hârice b. Zeyd ve Abdullah b. Ravâha gelip Rasûlullah (s.a.s.)'ı karşıladılar, yanlarında kalması için onu evlerine davet ettiler. Rasûlullah (s.a.s.): "Deveyi serbest bırakınız. Nereye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi. Abdulmuttalib'in dayıları olan Adiyy b. en-Neccâr Oğulları, evlerinin yanına kadar yürüdüler. Selît b. Kays, Ebû Selît Useyre b. Ebî Hârice ve Adiyy b. en-Neccâr Oğullan'ndan erkekler gelip Rasûlullah (s.a.s.)'ı karşıladılar, yanlarında kalması için onu evlerine davet ettiler. Rasûlullah (s.a.s.): "Deveyi serbest bırakınız. Nereye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi. Deve yoluna devam etti. Mâlik b. en-Neccâr Oğullan'nın evlerinin yanına vardığında, (bugünkü) mescidin kapısının önünde çöktü. Burası o zaman, Mâlik b. en-Neccâr Oğullan'ndan Sehl ve Süheyl adlarında iki gence ait hunna kurutma yeri idi. Bu gençler, Muaf b. Afrâ'nın koruması altında idiler. Bu arsada harabeler, hurma ağaçları ve müşriklerin mezarları vardı. Deve çöktüğü zaman, Rasûlullah (s.a.s.) onun üzerinden inmedi.


Deve tekrar ayağa kalktı. Hz. Peygamber (s.a.s.) onun yularını serbest bıraktı. Biraz yürüdükten sonra birdenbire arkasına dönüp ilk önce çöktüğü yere kadar geldi. Oraya tekrar çöktü; artık kalkmadı.


Salih bir mü'min olan Selîme Oğullan'ndan Cabbâr b. Sahr'ın, Rasûlullah (s.a.s.)'ı evine misafir etmek konusunda Neccâr Oğullan ile yarışarak, deveyi ayağa kaldırmak için onu dürttüğü, bunun üzerine Ebû Eyyûb'un onu tehdit ettiği söylenmiştir. Rasûlullah (s.a.s.) deveden indi. Ebû Eyyûb, O'nun yükünü evine taşıdı. Rasûlullah (s.a.s.) da onun evine misafir oldu.


Rasûlullah (s.a.s.), hurma kurutma yeri olan arsa hakkında bilgi edinmek istedi; ona gerekenler anlatıldı. Onu mescid için satın almak istedi. Neccar Oğulları onu satmaktan kaçındılar; onu karşılıksız Yüce Allah için bahşettiler. Daha önce Rasûlullah (s.a.s.)'ın arsayı karşılıksız almağa yanaşmadığım rivayet etmiştik. En iyi bilen Allah'tır.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:20 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (S.A.S) Mescidi'nin İnşası



Rasûlullah (s.a.s.), mescidin yapılması için emretti: Arsada bulunan müşriklerin kabirleri açılarak, kemikleri, başka bir yere götürülüp gömüldü. Hurma ağaçları köklerinden kesildi. Harap yerler düzeltildi. Mescid, kerpiçten yapıldı. Kapıların yan söveleri taştan örüldü. Hurma ağacının gövdelerinden sütunları ve hurma dallarından çatısı yapıldı. Hem Rasû*lullah (s.a.s.) hem de Müslümanlar, mescidin inşâsında sadece Allah rızası için çalıştılar.


Yahudiler İle Antlaşma



Sonra Rasûlullah (s.a.s.) Yahudiler ile antlaşma imzaladı. Birkaç ay geçmemişti ki Ebû Umâme Es'ad b. Zurâre, difteri hastalığından vefat etti. Rasûlullah (s.a.s.). onoan sonra başkan seçmedi.


Muhacirler İle Ensâr Arasında Kurulan Kardeşlik



Rasûlullah (s.a.s.), Muhacirler ile Ensâr'i birbirine kardeş yaptı. Aralarında kardeşlik kurulanlar şu kişilerdir:


Habeşistan'da bulunan Ca'fer b. Ebî Tâlib'i, Mu'âz b. Cebel ile; Ebû Bekir es-Siddîk'ı, Hârice b. Zeyd b. el-Hâris ile; Ömer b. Hattâb'ı, Salim Oğulları'ndan İtban b. Mâlik ile; Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'ı, Abduleşhel Oğullan'ndan Sa'd b. Mu'âz ile; Abdurrahman b. AvPı, Haris b. el-Haz-rec Oğullan'ndan Sa'd b. Rebî' ile; Zübeyr b. el-Avvâm'ı, Seleme b. Se-lâme b. Vekş ile; bir rivayete göre de Selime Oğullan'ndan şâir Ka'b b. Mâlik ile; başka bir rivayete göre ise Talha b. Ubeydillah'ı, Ka'b b. Mâlik ile; Osman b. Affân'i, Hassan b. Sâbit'in kardeşi Evs b. Sabit ile; Saîd b. Zeyd b. Amr'ı, Ubeyy b. Ka'b ile; Mus'âb b. Umeyr'i, Hz. Peygamber'in mihmandarı Ebû Eyyûb ile; Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa'yı, Abduleşhel Oğuîlan'ndan Abbâd b. Bişr b. Vekş ile; Ammâr b. Yâsir'i, Abduleşhel Oğulları'nın müttefiki Huzeyfe b. el-Yemân el-Absî ile; başka bir rivayete göre de Sabit b. Kays b. Şemmâs ile; Ebû Zer el-Gıfârî'yi, Saide b. Ka'b b. el-Hazrec'in temsilcisi, el-Mu'nik li yemût (ölüme koşan, ölümle kucaklaşan) lakaplı Münzir b. Amr ile; Esed b. Abdiluzzâ Oğulları'nın müttefiki Hatib b. Ebî Beltea'yı, Amr b. Avf Oğullan'ndan Uveym b. Saide ile; Selmân el-Fârisî'yi, Haris b. el-Hazrec Oğulları'ndan


Üvey-mir b. Sa'lebe ile; Bilâl'i Ebû Ruveyhe Abdillah b. Abdirrahman el-Has'amî ile kardeş yaptı.


Zekâtın Farz Kılınması



Sonra o sırada Medine'de zekât farz kılındı.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:20 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Medine'deki Münafıklar


Abdullah b. Selâm Müslüman oldu. Yahudilerin çoğu ise inanmayıp kâfir olarak kaldılar. Evs ve Hazrec kabilelerinde, münafık olarak Yahudileri destekleyen bir kesim vardı. Bunlar Ensâr'dan olan kavimleri ile iyi geçinmek için Müslüman olarak görünüyorlar; Yüce Allah'ın memnuniyetsizliğine neden olan küfrü ise içlerinde saklıyorlardı.


Münafık olanlardan şu kişilerin adları zikredilmiştir: Evs kabilesi, Levzan b. Amr b. Avf Oğulları'ndan Züvey b. el-Hâris.


Hubeyb b.,Amr b. Avf Oğulları'ndan: Haris b. Süveyd b. es-Sâmit; Rasûlullah (s.a.s.) onu kısas gereği öldürtmüştür. Onun kardeşi Hallâd b. Süveyd ise, seçkin Müslümanlar arasındaydı. Onların kardeşi Hulas b. Suveyd'in ilk başlarda kötülüğe doğru bir eğilimi vardı. Sonra ondan hayır, doğruluk ve İslâm'dan başka bir şeye rastlanılmadı.


Diğer bir münafık ise Nebtel b. Haris'tir.


Dubey'ab. Zeydb. Mâlik b. Avf b. Amr b. Avf Oğulları'ndan: Bicadb. Osman b. Âmir, Mescid-i Dırâr'ı kuranlardan biri olan Ebû Habîbe b. el-Ez'ar, Abbâd b. Huneyf. Abbâd'm kardeşleri Sehl b. Huneyf ve Osman b. Huneyf seçkin Müslümanlar arasında idiler.


Sa'lebe b. Amr b. Avf Oğul!arı'ndan: Câriye b. Âmir b. el-Attâf; iki oğlu Zeyd ve Mucemmi'den daha önce söz edildi. Mucemmi'i hayır ile, Kur'ân ehli olmak ve İslâm ile anmaktan başka bir şey ile anmak doğru değildir. Ne var ki babasının münafık olmasından, bir de daha gençken arkadaşlarının onu Mescid-i Dırâr'da imamlık etmesi için öne geçirmek istemesinden dolayı şahsiyetine leke sürülmek istenmiştir.


Ümeyye b. Zeyd b. Mâlik Oğulları'ndan: Mescid-i Dırâr'm kurucularından Vedîa b. Sabit.


[Ubeyd b. Zeyd b. Mâlik Oğulları'ndan]: [Hâlid b. Hizam], Bişr b. Zeyd ve Rafi' b. Zeyd.


Nebit kabilesi, Harise Oğullan'ndan: Mirbe' b. Kayzî ve kardeşi Evs b, Kayzî.


Nebit kabilesi, Zafer Oğullan'ndan: Hatib b. Ümeyye b. Rafi'; onun oğlu Yezîd b. Hatib erdemli bir kişi idi. Onların müttefiki Kuzmân. Uhud savaşında Kuzrnân, müşrikler ile çarpıştı ve cesaret gösterdi. Rasûlullah (s.a.s.)'a onun cesareti anlatılınca: "Kuzmân, ateş ehlindendir." buyurdu. Bunun üzerine insanlar hayrete düştü. Yaralarının acısı şiddetlenince intihar etti.


Abduleşhel Oğullan'ndan ne münafık erkek ne de münâfıka kadın vardı. Ancak Ka'b Oğullan'ndan biri olan Dehhâk b. Sabit münafıklıkla itham edilmiştir.


Hazrec kabilesi, Neccâr Oğullan'ndan: Rafi' b. Vedia, Zeyd b. Amr, Amr b. Kays, Kays b. Amr b. Sehl.


Cüşem b. el-Hazrec Oğullan'mn Selîme Oğulları boyundan: Ced b. Kays.


Avf b. el-Hazrec Oğullan'ndan: Abdullah b. Ubeyy b. Selûl. Münafıklar onun çevresinde toplanırlardı. Münafıkların sığındığı kişi ve onların başı idi. Onun oğlu Abdullah b. Abdillah, sâlih bir Müslümandı. Vedîa, Suveyd, Dais ve Mâlik b. Ebî Kavkal da, Abdullah b. Ubeyy b. Selûl'ün avenesindendiler.


Yahudilerden bir topluluk da, içlerinde küfrü gizleyip İslâm'ın koruması altına girmişlerdi. Bunlardan bazılan şu kişilerdir: Sa'd b. Huneyf, Zeyd b. el-Lusayt Rafi' b. Harmele, Rifâ'a b. Zeyd b. et-Tâbut, Silsile b. Birham ve Kinâne b. Surya.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:20 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Ebvâ Gazvesi



Rasûlullah (s.a.s.), Medine'ye gelişinden dolayı hicrî tarihin başlangıcı olan Rebî'ulevvel ayının geri kalanını, Rebî'ulâhır ile birlikte bütün yılı ve gelişinden itibaren hicrî ikinci yılın Safer ayına kadarki süreyi Medine'de bulunarak geçirdi. Başka bir yere hareket etmedi.


Sonra yukarıda sözü edilen Safer ayında, Rasûlullah (s.a.s.), Sa'd b. Ibâde'yi Medine'de yerine vekil bırakıp, gazveye çıkmak üzere Veddan denilen yere kadar gitti. Ebvâ Gazvesi denilen bu gazvede, Rasûlullah (s.a.s.), hiç çarpışmada bulunmadan Benî Damra b. Abdi Menât b. Kinâne'nin başkanı Mahşi b. Amr ile bir antlaşma imzaladı ve Medine'ye geri döndü. Ebvâ Gazvesi, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bizzat katıldıkları gazvelerin ilki idi.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:20 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Ubeyde B. El-Hâris'in Seriyyesi

Rasûlullah (s.a.s.), Ebvâ Gazvesi'nden Medîne'ye döndüğünde, Safer ayının geri kalan günlerini, Rebî'ulevvel ayını ve Rebi'ulâhır ayının ilk günlerini Medine'de geçirdi. Bu sırada Ubeyde b. el-Hâris'i, içinde En-sâr'dan hiç kimse bulunmayan, sadece Muhacirlerden oluşan yetmiş ya da seksen kişilik bir süvari birliği ile birlikte gönderdi.Hicaz'da, Seniye-tü'l-Mere'nin aşağısında bulunan bir su olan Ahya'ya kadar hareket edip gittiler. Orada Kureyşİllerden, başkanları îkrime b. Ebî Cehil ya da Mikrez b. Hafs b. el-Ahyef olduğu rivayet edilen büyük bir topluluk ile karşılaştılar. Bu seriyyede, Sa'd b. Ebî Vakkâs'ın bir ok atmasından başka aralarında herhangi bir çarpışma olmadı. Bu Allah yolunda atılan ilk oktu. Mikdâd b. Amr ile daha sonra Basra şehrini kuran kişi olan Utbe b. Gazvân, kâfirlerden kaçıp Müslümanların yanına geldiler. Bu iki zât daha önce İslâm'a girmişlerdi. Ne var ki o güne kadar Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına gelmeye muvaffak olamamışlardı.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:20 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Hamza B. Abdilmuttalib B. Hâşim'in Seriyyesi



Rasûlullah (s.a.s.), o sırada amcası Hamza b. Abdilmuttalib'i, içinde En-sâr'dan hiçbir kimsenin bulunmadığı otuz kişilik bir süvari birliği ile birlikte îs nahiyesinde bulunan deniz sahiline gönderdi. İçlerinde Ebû Cehil'in de bulunduğu Mekkeli Kureyş kâfirlerinden üç yüz süvari ile karşılaştılar. C sırada iki tarafın da dostu ve müttefiki olan Mecdi b. Amr el-Cühenî yeti şip araya girdi. Bu yüzden iki taraf arasında hiçbir çarpışma olmadı.


Hz. Hamza seriyyesi ile Ubeyde b. Haris seriyyesi birbirine yakın zamanlarda gönderilmişti. Bu yüzden bu seriyyelerden hangisinin daha önce gönderildiği konusunda ihtilaf vardır. Ne var ki Rasûlullah (s.a.s.)'m ili olarak Müslümanlardan birine (Hz. Hamza'ya) bu seriyyede sancak diktiği söylenmiştir.

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:20 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Buvat Gazvesi

Yukarıda zikredildiği gibi, Rasûlullah (s.a.s.)'m Medine'ye gelişinin ikinci yılının başlangıç tarihi olan Rebîu'l-âhır ayında, Hz. Peygamber (s.a.s.), Saib b. Maz'ûn'u kendi yerine vekil bırakarak Medîne'den çıktı. Radvâ bölgesinde Buvat denilen yere kadar gitti ve Medine'ye döndü. Hiçbir tuzak ve savaş ile karşılaşmadı.

Uşeyre Gazvesi

Rasûlullah (s.a.s.) Rebi'ulâhır'ın geriye kalan günleri ve Cemaziye-levveî ayından birkaç gün geçirdikten sonra Ebû Müslim b. Abdilesed el-Mahzûmî'yi yerine vekil bırakarak gazve yapmak üzere Medîne'den çıktı. Dinar Oğulları'na ait dağ yolunu tuttu. Sonra Habâr çölüne vardı. İbn-i Ezher vadisinde bir ağacın altına indi. Orada sonradan Hz. Peygamber (s.a.s.) için bir mescid yapıldı. Toprak çömlekle yemek pişirmek için çatılan ocak taşlarının yeri orada bugün de bellidir. Orada Müşeyrib denilen bir su bulunmaktadır. Sonra Halâık denilen yeri solunda bırakarak sola doğru Şi'bu Abdillah diye anılan yola girdi. Sonra Yelyel'e kadar ilerledi.

Yelyel ile Dabu'a'nm birleştikleri yere indi. Daha sonra Ferşe Melel yoluna girdi. Sahratu'l-Yemâm yoluna erişti. Sonra Yenbu' ovasına indi. Cemâzıyelevvel ayının geri kalan günlerini ve Cemâzıyelâhır'dan bir kaç gün orada kaldı. Mudlic Oğullan ile antlaşma imzaladı ve Medine'ye döndü.


Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:21 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Birinci Bedir Gazvesi

Hz. Peygamber (s.a.s.), Medine'de on gün kadar kaldıktan sonra Fihr kabilesinden Kurz b. Câbir, Medine'nin dış mahallelerine saldırıp yağmaladı. Rasûlullah (s.a.s.), onu takip etmek üzere Bedir nahiyesindeki Saf-van denilen vadiye kadar gitti. Kurz'u yakalayamadan Medine'ye döndü.

Sa'd B. Ebî Vakkâs'ın Seriyyesi

Birinci Bedir Gazvesi sırasında, Rasûlullah (s.a.s.) Sa'd b. Ebî Vak-kâs'ı, Muhacirlerden sekiz kişilik bir birliğin başında yola çıkardı. Harrar'a kadar gitti; hiç bir çarpışmada bulunmadan Medine'ye döndü. Rasûlullah (s.a.s.)'ın, onu sadece Kurz b. Câbir'i takip etmek üzere gönderdiği de söylenmiştir.

Abdullah B. Cahş'ın Seriyyesi

Rasûlullah (s.a.s.), Birinci Bedir Gazvesi'nden Medine'ye döndükten sonra Cemâziyelâhır ayının son günlerini, Receb ve Şa'bân aylarını orada geçirdi. Zikredilen Receb ayında, Esed kabilesinden Abdullah b. Cahş b. Riab'ı, Muhacirlerden sekiz kişilik birliğin başında yola çıkardı.Bu Muhacirlerin adlan şöyledir:

Ebû Huzayfe b. Utbe b. Rabîa.

Ukkâşe b. Mihsan b. Hursan el-Esedî.

Utbe b. Gazvân b. Câbir el-Mazinî.

Sa'db. EbîVakkâs.

Âmir b. Rabîa el-Anzî.

Vâkıd b. Abdillah b. Abdi Menâf b. Arîn b. Sa'lebe b. Yerbû' b. Han-zele b. Mâlik b. Zeyd Menât b. Temîm.

Sa'd b. Leys Oğulları'ndan Hâlid b. el-Bukeyr.

Süheyl b. Beydâ el-Fihrî.

Rasûlullah (s.a.s.), birliğin başkanı Abdullah b. Cahş için bir yazı yazdı. İki günlük yol alıncaya kadar mektubu açıp bakmamasını; ancak, iki gün gittikten sonra mektubu okumasını ve arkadaşlarından hiç kimseyi zorlamamasını ona emretti. Abdullah b. Cahş da, Rasûlullah (s.a.s.)'ın emir buyurduğu şekilde yaptı. Mektubu açıp okudu. Hz. Peygamber, mektubunda şöyle buyuruyordu: "Bu mektubumu gözden geçirdiğin zaman Mekke ile Taif arasındaki Nahle vadisine ininceye kadar yürü, Nahle vadisinde Kureyşlileri, Kureyşlilerin kervanını gözetle. Onların haberlerini bize bildir." Abdullah b. Cahş, mektubu okuyunca, "İşittim ve itaat ettim." dedi. Arkadaşlarını da bu mektubun içinde yazılanlardan haberdar etti. Kendisinin gideceğini ama onlardan hiç birisini kendisi ile birlikte gitmeye zorlamayacağını onlara bildirdi. "O halde kim şehîd olmayı arzuluyorsa gelsin ve kim ölümden hoşlanmıyorsa dönüp gitsin." dedi. Arkadaşlarının hepsi onunla birlikte gittiler. Hicaz'da ilerleyerek Fur'u'un yukarısında, Behran diye anılan Ma'din bölgesine vardıklarında, Sa'd b. Ebî Vak-kâs ile Utbe b. Ğazvân'm nöbetleşe bindikleri develeri kayboldu. Onlar develerini aramaya çıktılar. Abdullah b. Cahş ve diğer arkadaşları Nah-le'ye kadar ilerlediler ve-oraya indiler. O sırada Kureyşlilerin kuru üzüm, deri ve sair ticaret eşyası yüklü bir kervanı oradan geçti. Kervanda Amr b. el-Hadramî (Abdullah), Mahzûm kabilesinden Osman b. Abdillah b. el-Muğîre ve kardeşi Nevfel b. Abdillah, Muğîre Oğulları 'nın azadlı kölesi Hakem b. Keysan bulunuyordu.

Müslümanlar kendi aralarında istişare ettiler ve dediler ki: "Biz haram ay olan Receb ayının son günündeyiz. Şayet biz onları şimdi öldürürsek haram ayın hürmetine leke sürmüş oluruz. Onları bu gece bırakacak olursak Mekke haremine girecekler." Nihayet kervan üzerine yürüyüp, onlarla çarpışma konusunda fikir birliğine vardılar. Bunun üzerine Abdullah b. Vâkıd et-Temîmî, Amr b. el-Hadramî'ye bir ok atarak onu öldürdü. Os*man b. Abdillah ve Hakem b. Keysan'ı da esir ettiler. Nevfel b. Abdillah ise kaçtı. Sonra ele geçirdikleri kervanın ganimeti ve iki esirle birlikte Medine'ye geldiler. Ganimetin beşte birini ayırıp geri kalanını aralarında bölüştüler. Bu ganimetin beşe bölünen ilk ganimet olduğu belirtilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.), haram ayda yapmış oldukları bu eylemi hoş karşılamadı. Bunun üzerine Abdullah b. Cahş ve arkadaşları pişman olup, toplum içerisinde ne yapacaklarını şaşırdılar. Bunun üzerine Yüce Allah şu âyet-i kerimeyi indirdi: "Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: 'Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Allah katında ise, Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram a engel olmak ve halkım oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne ise katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle sa*vaşmayı sürdürürler..." (2/Bakara, 217) Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.), kendisine ayrılmış olan beşte bir ganimeti (humusu) aldı. Ganimeti taksim etti. Sa'd b. Vakkâs ile Utbe b. Gazvân, sağ salim bir şekilde Medine'ye geri döndüklerinde, esirlerden kurtuluş akçelerini.getirmelerine karşılık serbest bırakılacaklarını kabul etti.

Bu İslâm döneminde alınan ilk ganimet, müşriklerden esir edilen ilk esirler ve Müslümanların müşriklerden adam öldürdüğü ilk olaydır.

Serbest bırakılan esirlerden olan Hakem b. Keysan Müslüman oldu ve Bi'r-i Ma'ûna gününde şehid edilinceye kadar Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanında kaldı.

Osman b. Abdillah ise Mekke'de kâfir olarak öldü.



Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:21 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Kıblenin Değişmesi

Kible'nin, Beytü'l-Makdis (Kudüs)'den Ka'be'ye çevrilişi, Rasûlullah (s.a.s.)'ın Medine'ye gelişinin on yedinci ayında oldu. Bunun on sekizinci ayında ya da on altıncı ayında olduğunu söyleyenler de var. Bu tarihlerin dışında hiç bir kimse ne fazla ne de eksik bir tarih söylemiştir. Rasûlullah (s.a.s.)'m kıblenin değiştirilmesi ile ilgili emrini duyup Ka'be'ye doğru namaz kılan ilk kişi, Ebû Sa'îd b. el-Mualla el-Ensârî'dir.

İkinci Bedir Gazvesi

İkinci Bedir Gazvesi en asîl savaştır. Ona Bedir Çarpışması ve Bedir Savaşı da denilmektedir.

Rasûlullah (s.a.s.), ikinci yılın Ramazan ayına kadar Medine'de kaldı. Sonra Ebû Süfyân b. Harb'ın idaresinde, içlerinde Mahreme b. Nevfel b. Uheyb b. Abdi Menâf b. Zuhre ve Amr b. el-Asî'nin de bulunduğu, otuz ya da kırk Kureyşlinin çok sayıda mal yüklü büyük ticâret kervanının Şam'dan Mekke'ye doğru hareket ettiğinin haberini aldı. Bu kervanı takip etmek üzere, bineği hazır olanları sefere çıkmaya davet etti. Ordunun toplanması ve sevk edilmesi için özel bir merasim yapmadı. Zira savaş ve çarpışma niyetinde değildi. Sadece kervanı takip etmek istiyordu. Rasûlullah (s.a.s.)'ın kendilerini takip etmek üzere şehrin dışına çıktığı haberi Ebû Süfyân'a ulaştığında, Damdam b. Amr el-Gıfârî'yi ücretle kiralayıp, kervana yardım için savaşa çağırmak üzere Mekke'ye gönderdi. O da Mekke'ye gitti, halkı savaşa çağırdı. Çok az bir kesimi hariç, hepsi savaşmak üzere yola çıktılar. Savaş çağrısına uymayıp geri kalanlar arasında Ebû Leheb de vardı. Diğer ileri gelenler ise savaşmak için yola çıktılar.

Rasûlullah (s.a.s.), 8 Ramazan'da, Medîne'de yerine Müslümanlara namaz kıldırmak üzere Âmir b. Lüeyy Oğullarından Amr b. Ümmi Mektûm'u bırakarak, yola çıktı. Sonra Ebû Lubâbe'yi Medine'ye kendi yerine vekil olmak üzere geri gönderdi. Sancağı Mus'âb b, Umeyr'e verdi. Siyah olduğu rivayet edilen iki sancaktan birini Ali b. Ebî Tâlib (k.v.)'e, diğerini ise Ensâr'dan birine verdi. Rasûlullah (s.a.s.)'m. ashabının yanında, o sırada sadece nöbetleşe olarak bindikleri yetmiş develeri vardı. Rasûlullah (s.a.s.), Ali b. Ebî Tâlib ve Mersed b. Ebî Mersed ile bir deveye; Hz. Hamza, Rasûlullah (s.a.s.)'m azadlı köleleri Zeyd b. Harise, Ebû Kebşe ve Ene-se ile bir deveye; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Abdurrahman b. Avf ile bir deveye nöbetleşe biniyorlardı, Rasûlullah (s.a.s.), Neccâr Oğulları'ndan Kays b. Ebî Sa'sa'yı yayalar üzerine emir tayin etti. Ensâr'ın sancağını Sa'd b. Mu'âz taşıyordu.

Rasûlullah (s.a.s.), Medine'nin dağ yolundan Akik'e, sonra Zu'l-Hu-leyfe'ye, sonra sırasıyla şu yolu takip etti: Zâtü'1-Ceyş, Turban, Melel, Merrü Yeyen yakınındaki GamısuT-Hamâm, Suheyratu'l-Yemâm, Seyyâle, Revha boğazı, Şenûka ve Irku'z-Zubya.

Sonra Revha'da bir kuyu olan Secsec'e indi. Sonra Mekke yolunu solunda bırakarak, sağ tarafta Bedir istikametindeki Naziye'ye ve onunla Safra boğazı arasında bulunan Ruhkan vadisine ulaştı. Sonra Safra boğazından geçip Safra yakınlarına vardığında, Saide Oğulları'nın müttefiki Besbes b. Amr el-Cühenî ile en-Neccâr Oğulları'nın müttefiki Adiyy b. Ebî'z-Zağbâ'yı, Ebû Süfyân ve kervanı ile ilgili bilgileri kendisine getirmek üzere gözcü olarak Bedir'e gönderdi.

Sonra yola çıktı; kendisine Safra dağının iki tarafında bulunan iki dağdan birine Muslih, diğerine de Muhri denildiği haberi yerildi. Buralarda oturanların, Gıfâr kabilesine mensub olan Hurak Oğulları ile Nar Oğulları olduğunu bildirdiler. Rasûlullah (s.a.s.), bu isimlerden hoşlanmadığından orayı terk etti. Safra dağını sola alarak, sağdaki Zefiran denilen yere indi. Vadiden çıktıktan sonra konakladı.

Burada kervana yardım etmek üzere, Kureyş'in yola çıktığı haberi Rasûlullah (s.a.s.)'a geldi. O da ashabını bundan haberdar etti. Ne yapacakları konusunda onlarla istişare etti. Bir çok muhacir kalkıp konuştular. Güzel sözler söylediler. Rasûlullah (s.a.s.), Ensâr'm görüşünü öğrenmek amacıyla istişareyi uzattı. Bunun farkına varan Sa'd b. Mu'âz kalktı ve değişik konularda güzel sözler söyledi. Söyledikleri arasında şu sözler de vardı: "Bize şu denizi gösterip dalarsan, biz de seninle birlikte dalarız. Ey Allah'ın Rasûlü! Allah'ın bereketi ile (bize öncülük ederek) bizi yürüt!" Sa'd b. Mu'âz'm bu sözleri Rasûlullah (s.a.s.)'ı çok sevindirdi ve neşelendirdi. Bunun üzerine Müslümanlara: "Haydi yürüyünüz! Size müjdelerim ki Yüce Allah iki topluluktan birini bana va'd etti." buyurdu.

RasûJullah (s.a.s.) sonra uğradığı Zefiran'dan ayrılıp Esâfir tepesine doğru ilerledi. Oradan Debbe'ye vardı. Sonra büyük bir dağ gibi kum yığını olan Hannan'i sağda bırakarak yola devam etti. Sonra Bedir'e yakın bir yere indiler. Haber toplamak üzere, ashabından bir kişi ile birlikte develerine binip biraz ilerledi, sonra döndü. Akşam olduğunda. Rasûlullah (s.a.s.), Hz. Ali, Zübeyr ve Sa'd b. Ebî Vakkâs'ı bir grup ile birlikte Ku-reyş hakkında bilgi toplamak amacıyla Bedir'e gönderdi. O sırada Kureyş'in sucuları ile karşılaştılar. Sehm kabilesinden Haccâc Oğullan'nm kölesi Eşlem ve Emevî kabilesinden el-Asî b. Saîd Oğulları’nın kölesi Ebû Yesâr Arîz'ı yakalayıp getirdiler. O sırada Rasûlullah (s.a.s.), namaza durmuştu. Onlara kim olduklarını sordular. Onlar, "Biz Kureyş'in sucularıyız." dediler. Rasûlullah (s.a.s.)'ın ashabı, onların verdikleri bu haberden hoşlanmadılar. Kureyş askerî birliklerinin gücü çetin olduğundan ve onların Ebû Süfyân'ın kervanından birileri olması durumunda az zahmet ile çok ganimet elde edeceklerini umarak dövmeye başladılar. Dayak onları incitince: "Biz Ebû Süfyân'ın adamlarıyız, onun kervanındanız." dediler. Rasûlullah (s.a.s.), namazını bitirip selam verdi ve onlara hitaben: "Kureyş'in nerede olduğunu bana bildirin." dedi. Her iki köle: "Onlar su gördüğün kum tepesinin arkasındadırlar." dediler. Onlar, Kureyş'in bir gün on; bir gün dokuz deve kestiklerini Rasûlullah (s.a.s.)'a bildirdiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.): "Onlar 950 ile 1.000 kişi arasındadır."buyurdu.

Rasûlullah (s.a.s.)'ın kendisine haber toplamak için gönderdiği Besbes b. Amr ile Adiyy b. Ebî'z-Zağbâ, Bedir'e kadar gittiler; orada develerinden indiler. Develerini suya yakın bir yerde çöktürdükten sonra kırbalarını alıp suyun başına gittiler. O sırada Mecdiy b. Amr, suyun başında bulunuyordu. Adiyy ve Besbes, o civarda oturan kabileye mensub iki cariyeden birinin diğerine, "Borcumu ver!" dediğini; diğerinin ise, "Yarın kervan gelecek. Ben onlara çalışır, sana olan borcumu öderim!" dediğini işittiler. Mecdiy de onları doğruladı. Adiyy ve Besbes duyduklarını gelip Rasûlullah (s.a.s.)'a anlattılar.

Ebû Süfyân, Bedir'e yaklaştığında, kervandan önce yalnız başına Be-dir'deki suyun başına geldi. Orada bulunan Mecdiy b. Amr'a: "Hiç kimseyi gördün mü?" diye sordu. Mecdiy: "Hayır hiç kimseyi görmedim. Ancak, deveye binmiş iki kişinin, develerini şu tepecikten çöktürdükten sonra dönüp gittiklerini gördüm." dedi. Ebû Süfyân, acele develerin çöktükleri yere gitti. Pisliklerinden bir parça alıp ezdi; içinde yem çekirdeği vardı. Ebû Süfyân: ''Allah'a yemin ederim ki bunlar Yesrib yemleridir!" dedi. Hemen kaygılanarak arkadaşlarının yanına döndü. Kervanın yolunu deniz sahili istikametine çevirdi. Böylece kurtuldu. Kureyşlilere de kurtulduğuna dair haber yolladı ve onların geri dönmelerini söyledi. Fakat Ebû Cehil: "Allah'a yemin ederim ki Bedir suyuna varıp orada üç gün kalmadıkça dönmeyeceğiz. Böylece Araplar ebedî olarak bizden çekinirler." dedi. Ahnes b. Şerik es-Sakafî, Zühre Oğullan'nm tamamı ile birlikte geri döndü. Zühre Oğullarından hiç bir kimse Bedir'de bulunmadı. Zira Ahnes b. Şerik onların hem müttefiki, hem de onların arasında sözü dinlenir bir kimse idi. Ahnes b. Şerik onlara: "Siz malınızı korumak için çıktınız. O da kurtuldu." demişti.

Adiyy b. Ka'b Oğulları hariç, Kureyş'in bütün boylarından savaş için toplanıp gelen birer grup vardı. Adiyy Oğulları'ndan hiç bir kimse savaşmak için gelmedi. Dolayısıyla Bedir Savaşı'nda ne Adiyy b. Ka'b Oğulları'ndan ne de Zühre Oğulları'ndan kimse vardı. Abdullah el-Asğar b. Şi-hâb b. Abdillah b. el-Hâris b. Zühre b. Kilâb'ın iki oğlunun Bedir Sava-şı'na katılıp kâfir olarak öldürüldükleri de söylenmiştir. Bu iki kişi, Fakih Muhammed b. Müslim ez-Zührî'nin babası Müslim'in amcalarıydılar.

Rasûlullah (s.a.s.), Kureyşlilerden Önce Bedir suyuna yetişti. Yüce Allah gökten indirdiği bir yağmuru Kureyş'in peşine yağdırdığından dolayı, onlar, Rasûlullah (s.a.s.)'dan önce Bedir suyuna yetişemediler. Müslümanlara ise yeri presleyen bir yağmur isabet etti. Yani vadideki engebesiz yerleri ıslatıp yürümeyi kolaylaştırdı. Rasûlullah (s.a.s.), Medine'ye en yakın Bedir suyu üzerinde konakladı. Hubab b. Münzir b. Amr b. Cemûh, o yerin dışında başka bir yere işaret etti ve: "Ey Allah'ın Rasûlü! Burası, sana, Allah'in inmeni emrettiği, bizim için ileri gidilmesi veya geri çekilmesi caiz olmayan bir yer midir? Yoksa, şahsî bir görüş neticesi, bir savaş ve savaş taktiği olarak mı seçildi?" diye sordu. Rasûluîlah (s.a.s.): "Hayır şahsî bir görüş neticesi, bir savaş taktiği olarak seçildi.'' dedi. Hubab: "Ey Allah'ın Rasûlü! Burası, inilecek bir yer değildir. Sen halkı buradan hemen kaldır. Kureyş kavminin konacağı yerin yakınındaki su başına gidip konalım. Onun gerisindeki bütün kuyuları kapatalım. Sonra bir havuz yapıp, onu su ile dolduralım. Böylece biz susadıkça havuzumuzdan su içeriz. Onlar ise su bulup içemezler." dedi. Rasûlullah (s.a.s.), Hubab'ın işaret ettiği görüşü beğendi ve onun dediğini yaptı. Rasûlullah (s.a.s.) için, içinde kalacağı bir çardak/gölgelik yapıldı. Sonra Rasûlullah (s.a.s.), savaşın yapılacağı yere doğru yürüyüp gitti. Kureyş ileri gelenlerinin vurulup düşeceği yerleri birer birer ashabına gösterdi. "Falanın düşeceği yer şurasıdır! Falanın düşeceği yer şurasıdır!" diyordu. Onlardan, her biri Rasûlullah (s.a.s.)'ın tarif ettiği yerlerde vurulup düştüler.

Kureyş müşrikleri Bedir'e gelip kondukları zaman, Cumâh kabilesinden Umeyr b. Vehb'i, Rasûlullah (s.a.s.) ashabının sayısını ve ağırlıklarını tahmin ve takdir etmek üzere İslâm karargâhına doğru gönderdiler. Müslümanların sayısı sadece üç yüz on küsur idi. Aralarında iki atlı vardı: Zübeyr ve Mikdâd b. el-Esved. Umeyr, İslâm karargâhının çevresini dolaştıktan sonra müşriklerin yanına döndü. Hekim b. Hizam ve Utbe b. Rabîa, Müslümanlarla savaşmadan geri dönmeyi önerdiler. Ebû Cehil kabul etmedi. Diğer müşrikler de onu bu konuda desteklediler.

Savaşın başlaması: Utbe b. Rabîa, Şeybe b. Rabîa ve Utbe b. Ra-bîa'nm oğlu Velîd meydana çıkıp çarpışacak er istediler. Ubeyde b. el-Hâris, Hamza b. Abdümuttalib ve Ali b. Ebî Tâlib onlarla çarpışmak üzere derhal meydana çıktılar. Yüce Allah'ın yardımıyla Utbe, Şeybe ve Velîd öldürüldü. Hz. Hamza ve Hz. Ali hiç yara almadılar. Utbe, Ubeyde'ye bir kılıç vurup ayağını kesti. Ubeyde daha sonra Safra denilen yerde vefat etti. Ensâr gençlerinden Afra adlı hanımın iki oğlu Avf b. el-Hâris, Muavviz b. el-Hâris ve Abdullah b. Revâha da meydana çıkıp onlarla çarpışmak istemişlerdi. Fakat müşrikler, kavimlerinden başka kimselerle çarpışmak istememişlerdi.

Bedir Savaşı, 17 Ramazan Cuma günü meydana geldi. Rasûlullah (s.a.s.), safları düzeltip kendisi için yapılan çardağa döndüğünde yanında sadece Ebû Bekir vardı. Ömer b. Hattâb'm azadh kölesi Mihca', düşman tarafından atılan bir okla, Müslümanlardan ilk şehid edilen kişi oldu. Umeyr b. Humâm, eline hurma alıp yediği bir sırada, Rasûlullah (s.a.s.)'ın cihada teşvik ettiğini, cenneti sevdirdiğini duydu. Bunun üzerine: "Ne iyi! Ne iyi! Demek cennete girebilmem için, bunların beni öldürmelerinden başka bir şey yapmak gerekli değilmiş!" dedi. Elindeki hurmaları yere attı. Şehid düşünceye kadar çarpıştı. Allah ondan razı olsun. Sonra müşrikler yenildi. Allah Müslümanlara zafer bahşetti. Sa'd b. Mu'âz ve Ensâr'dan bir topluluk, çardağın kapısının önünde Rasûlullah (s.a.s.)'ı korumak üzere bekliyorlardı. O sırada Ukkâşe b. Mihsan'm kılıcı kırıldı. Rasûlullah (s.a.s.) ona bir sopa verdi: "Buna dikkat et!" dedi. Ukkâşe, onu eline alıp salladığında, sopa uzun boylu, kuvvetli ve parlak bir kılıca dönüştü. Ebû Bekir dönemindeki Ridde olaylarında şehid edilinceye kadar, bu kılıç sürekli onun yanında idi ve bu kılıçla çarpışıyordu.

Sonra Rasûlullah (s.a.s.)'ın emri ile müşriklerin ölüleri çekilip kör bir kuyuya atıldılar. Üzerleri toprakla örtüldü. Rasûlullah (s.a.s.), ganimetlerin teslim alınması ve yüklenmesi işi ile Abdullah b. Ka'b b. Amr b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ğanm b. Mazin b. en-Neccâr'ı görevlendirdi.

RasûluIIah (s.a.s.) daha sonra döndü. Safra denilen yere indiğinde, Yüce Allah'ın emrettiği şekilde ganimetleri taksim etti. Abduddâr Oğulla-n'ndan Nadr b. el-Hâris b. Kelde'nin boynunu vurdu. Sonra Irku'z-Zub-ye'ye indiğinde ise, Ukbe b. Ebî Mu'ayt b. Amr b. Ümeyye b. Abdi Şems'in boynunu vurdu.


Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:21 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Rasûlullah (S.A.S) İle Birlikte Bedir'e Katılanların Adları

Kabilelere göre Bedir Gazvesi'ne katılanların adlan şöyledir:

Hâşim ve Muttalib Oğulları'ndan on üç kişi:

Hz. Muhammed (s.a.s.).

Onun amcası, Hamza b. Abdilmuttalib.

Amcasının oğlu, Ali b. Ebî Tâlib b. Abdilmuttalib.

Azadlı kölelerinden:

Zeyd b. Harise b. Şerâhîl b. Ka'b b. Abdiluzzâ b. İmru'ul-Kays b. Amir b. Nu'mân b. Âmir b. Abdi Vedd b. Avf b. Kinâne b. Bekr b. Avf b. Uzre b. Zeyd b. Rüfeyde b. Sevr b. Kelb b. Vebere.

Enese, Hebeşlidir.

Ebû Kebşe, Fars asıllıdır.

Hâşim Oğulları'nın müttefiklerinden:

Hz. Hamza'nın müttefiki, Ebû Mersed Kennâz b. Husayn b. Yerbu' b. Amr b. Umeyr b. Yerbu' b. Haraşe b. Sa'd b. Tarif b. Cillan b. Ganm b. Ganî b. Ya'sûr b. Sa'd b. Kays b. Aylan.

Onun oğlu Mersed b. Ebî Mersed.

Ubeyde b. Haris b. el-Muttalib b. Abdi Menâf.

Kardeşleri: Tufayl b. Haris ve Husayn b. Haris.

Mistah (Avf) b. Usâse b. Abbâd b. el-Muttalib b. Abdi Menâf.

Abdu Şems b. Abdi Menâf Oğullan' ndan on sekiz kişi: Osman b. Affân, RasûluIIah (s.a.s.)'ın kızı olan hanımı Hz. Rukayyye'nin hastalığı dolayısıyla geri kalmıştı. Bu arada Rukayye vefat etti. Defnedildiğinde zafer müjdesi de geldi. Rasûlullah (s.a.s.), ona ganimette hisse verdi. Ona Bedir'e katılanların ecri verildiğini söyledi. Bu yüzden ona, Bedir'e katılanlardan olduğu anlamında Bedri denilmiştir.

Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa b. Abdi Şems. Adı, Kays'tır. Muheşşim olduğu da söylenmiştir.

Ebû Huzeyfe'nin azadlı kölesi Salim. O sırada Ebû Huzeyfe'nin oğlu diye çağırılıyordu.

Onların azadlı kölelerinden:

Bir rivayet göre: Ebü'l-Asî b. Ümeyye'nin azadlı kölesi Subeyh, savaşa gitmek için hazırlandı; fakat hastalandı. Ebû Seleme b. Abdilesed el-Mahzûmî, onu devesinin üzerinde taşıdı. Daha sonra Subeyh, Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte savaşlara katıldı.

Abdu Şems b. Abdi Menâf Oğulları' nın müttefiklerinden:

Abdullah b. Cahş b. Riab b. Ye'mur b. Sabira b. Mürre b. Kebîr b. Ganm b. Dudan b. Esed b. Huzeyme.

Ukkâşe b. Mihsan b. Hursan b. Kays b. Mürre b. Kebîr.

Kardeşi: Sinan b. Mihsan.

Kardeşi: Ebû Sinan b. Mihsan.

Oğlu: Sinan b. Ebî Sinan.

Suca' b. Vehb b. Rabîa b. Esed b. Suheyb b. Mâlik b. Kebîr.

Kardeşi: Ukbe b. Vehb. Yezîd b. Rukayş b. Riâb b. Ya'mur. Muhriz b. Nadle b. Abdillah b. Mürre b. Kebîr. Rabîa b. Eksem b. §ahbere b. Amr b, Bukeyr b. Âmir b. Ğanm b. Dudan b. Esed b. Huzeyme.

Kebîr h. Ğanm Oğulları'mn müttefiklerinden:

Süleym Oğullan'ndan olan Sakf, Mâlik ve Mudlic (ya da Midlac).

Ebû Mahşî Suveyd b. Mahşî et-Tâî.

Nevfel b. Abdi Menâfh. Kusayy Oğullan'ndan:

Nevfel Oğulları'nm müttefiki, Utbe b. Gazvân b. Câbir b. Vehb b. Nuseyb b. Mâlik b. el-Hâris b. Mazin b. Mansûr b. İkrime b. Hasafe b. Kays b. Aylan.

Utbe b. Gazvân'ın azadlı kölesi Habbâb. (Habbâb b. Eret değildir. İkisi ayrı kişilerdir.)

Esed b. Abdiluzzâ b. Kusayy Oğulları'ndan üç kişi:

Zübeyr b. el-Avvâm b. Huveylid b. Esed b. Abdiluzzâ b. Kusayy. Onların müttefiki, Hatib b. Ebî Belte'a el-Lahmî.

Abduddâr b. Kusayy b. Kilâb Oğullan ndan iki kişi: Mus'âb b. Umeyr b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr. Suveybit b. Sa'd b. Harmele b. Mâlik b. Umeyle[86]. es-Sebbâk b. Abdiddâr.

Zühre b. Kilâb b. Mürre Oğullan'ndan sekiz kişi: Abdurrahmân b. Avf b. Abdi Avf b. [Abd b.] el-Hâris b. Zühre. Sa'd b. Ebî Vakkâs (Ebû Vakkâs'ın adı Mâlik'tir.) b. Vuheyb b. Abdi Menâf b. Zühre.

Kardeşi: Umeyr b. Ebî Vakkâs.

Zühre b. Kilâb Oğullan müttefiklerinden:

Mikdâd b. Amr b. Sa'Iebe b. [Mâlik b.] Rabîa b. Sümâme b. Matrûd b. [Amr] b. Sa'd b. Duheyr b. Lüeyy b. Sa'lebe b. Behrâ b. Amr b. el-Hâfb. Kudâ'a.

Abdullah b. Mes'ûd b. el-Hâris b. Şemh b. Manzum b. Sâhıla b. Kâhil b. el-Hâris b. Temîm b. Sa'd b. Hüzeyl b. Müdrike.

Mes'ûd b. Rabîa b. Amr b. Sa'd b. Abdiluzzâ b. Muhallim b. Ğâlib b. Aize b. Yusey' b. el-Hûn b. Huzeyme b. Müdrike. Kare kabilesindedir.

Zu'ş-Şimâleyn [b.] Abdi Amr b. Nadle b. Ğubşan b. Süleym b. Mel-likan b. Efsa b. Harise b. Amr b. Amir b. Huzâ'a. Bu kişi Zü'1-Yedeyn değildir. Zira Zü'l-Yedeyn, adı Hırbak olan Süleym b. Mansûr Oğulla-n'ndandir. Bir rivayete göre, Zu'ş-Şimâleyn'in adı Umeyr b. Abdi Amr'dır. Solaktı. Zu'l-Yedeyn'in ise elleri uzundu.

Habbâb b. el-Eret, Temîm kabilesindendir. Onun Huzâ'a kabilesinden olduğu da söylenmiştir. Kûfe'de onun soyundan olanlar bulunmaktadır.

Teym b. Mürre Oğullan'ndan beş kişi:

Ebû Bekir es-Sıddîk (Abdullah) b. Ebî Kuhâfe (Osman) b. Âmir b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre b. Kilâb.

Bilâl b. Rebâh, Ebû Bekir'in Habeşistanlı azadlı kölesi.

Âmir b. Füheyre, Ebû Bekir'in azadlı siyah kölesi. Esed kabilesine il*tihak edenlerdendi.

En-Nemr b. Kasıt Oğulları'ından, Abdullah b. Cüd'an'm müttefiki Su-heyb b. Sinan.

Talha b. Ubeydillah b. Osman b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre. Bir ticaret için Şam'a gitmişti. Rasûlullah (s.a.s.), ona ganimetten hisse ayırdı. Bu savaşa katılanlar gibi mükâfat aldığını belirtti. Bu yüzden Bedir ehlinden sayılmıştır.

Mahzum b. Yakaza b. Mürre b. Ka'b Oğullan'ndan bes kişi:

Ebû Seleme b. Abdilesed b. Hilâl b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.

Şemmâs (Osman) b. Osman b. eş-Şerîd b. Suveyd b. Hermî b. Âmir b.

Mahzûm.

Erkam b. Ebi'l-Erkam Abdu Menâf b. Ebî Cundub (Esed) b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.

Ammâr b. Yâsir el-Ansî (Fihr'in azadlı kölesi).

Onların müttefiki Ayhame (Muattıb) b. Avf b. Amir b. el-Fadl b. Afif b. Kuleyb b. Hubşiyye b. Selûl b. Ka'b b. Amr el-Huzâ'î.

Adiyy b. Ka'b Oğulları ve müttefiklerinden on dört kişi:

Ömer b. el-Hattâb b. Nufeyl b. Abdiluzzâ b. Riyâh b. Abdillah b. Kurt b. Rezah b. Adiyy.

Kardeşi: Zeyd b. el-Hattâb.

Amr b. Surâka.

[Kardeşi: Abdullah b. Surâka].

Saîd b. Zeyd b. Amr b. Nufeyl, o sırada Şam'da bulunuyordu. Rasûlullah (s.a.s.) ona ganimetten hisse ayırdı. Bu savaşa katılanlar gibi mükâfat aldığını belirtti. Bu yüzden Bedir ehlinden sayılmıştır.

Mihca', Hz. Ömer'in azadlı kölesidir.

Onların müttefiklerinden:

Vâkıd b. Abdillah b. Abdi Menâf b. Arîn b. Sa'lebe b. Yerbû' b. Hanza-le et-Temimî.

Ebû Havlî el-Iclî'nin iki oğlu: Havlı ve Mâlik.

Âmir b. Rabîa el-Anzî.

El-Bukeyr b. Abdi Yalil b. Naşib b. Giyere b. Sa'd b. Leys Oğullan: Amir, Akıl, Hâlid ve İyas.

Cumâh [b. Amr] b. Husays b. Ka'b Oğulları'ndan beş kişi:

Maz'ûn b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh Oğullan: Osman, Kudâme ve Abdullah.

Saib b. Osman b. Maz'ûn.

Ma'mer b. el-Hâris b. Ma'mer b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh.

Sehm b. Husays b. Ka'b b. Lüeyy Oğulları'ndan bir kişi: Huneys b. Huzâfe b. Kays b. Adiyy b. Sa'd b. Sehm.

Âmir b. Lüeyy b. Ğâlib b. Fihr Oğulları'ndan yedi kişi:

Ebû Sebre b. Ebî Ruhm b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl.

Abdullah b. Mahreme b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd.

Abdullah b. Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy, müşrikler ile birlikte Mekke'den çıktı. İki topluluk birbirleri ile karşılaştığında Rasûlullah (s.a.s.)'m yanına koştu.

Vehb b. Sa'd b. Ebî Şerh.

Hatıb b. Amr.

Süheyl b. Amr'ın azadlı kölesi Umeyr b. Avf .

Sa'd b. Havle, Yemen'den onların müttefikidir.

El-Hâris b. Fihr Oğulları'ndan altı kişi:

Ebû Ubeyde Âmir b. Abdillah b. el-Cerrâh b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe b. el-Hâris b. Fihr.

Amr b. el-Hâris b. Züheyr b. Ebî Şeddâd b. Rabîa b. Hilâl b. Uheyb.

Süheyl b. Vehb Rabîa b. Hilâl b. Uheyb. Annesinin adı Beydâ'dir.

Kardeşi: Safvân b. Vehb.

Amr b. Ebî Şerh b. Rabîa b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe.

İyâz b. Züheyr.

Bedir Gazvesi'ne katılan Muhacirlerin sayısı seksen altı kişidir. Onlardan üç kişi savaşa katılmadıkları halde katılanlar gibi mükâfat almış ve ona göre ganimetten hisselerini almışlardır. Bu kişiler: Osman b. Affân, Talha b. Ubeydillah ve Saîd b. Zeyd'dir. Diğerleri ise bizzat savaşa katılmışlardır. Kureyş soyundan olanlar kırk bir kişidir. Hâşim Oğullan'ndan üç kişi, el-Muttalib Oğullan'ndan dört kişi, Abduşems Oğulları'ndan bir kişi, Abduluzzâ Oğulları'ndan bir kişi, Abduddâr Oğullan'ndan iki kişi, Zühre Oğulları'ndan üç kişi, Teym Oğullan'ndan bir kişi, Mahzûm Oğulları'ndan üç kişi, Adiyy Oğulları'ndan dört kişi, Cumâh Oğulları'ndan beş kişi, Sehm Oğullan'ndan bir kişi, Âmir Oğullarından beş kişi, el-Hâris Oğulları'ndan altı kişi. Onlardan kırk beş kişisi ise azadlı köle ve müttefiklerdendir. Azadlı köle olanlar on bir kişidir. Bunlar: Zeyd b. Harise, Enese, Ebû Kebşe, Habbâb, Bilâl, Âmir b. Füheyre, Salim, Mihca', Sa'd el-Kelbî, Suheyb, Süheyl'in azadlı kölesi Amr b. Avf. Şayet Ammâr da azadlı kölelerden sayılırsa onların sayısı on ikiye çıkar. Zeyd, Sa'd, Suheyb ve Ammâr Arap'tırlar. Diğerleri ise Arap asıllı değillerdir. Müttefik olanlar ise otuz üç kişidirler. Esed b. Huzeyme'den bir kişi, Kinâne Oğulları'ndan dört kişi, Temîm Oğulları'ndan iki kişi (bu iki kişiden biri hakkında ihtilaf vardır. Huzâ'a kabilesinden olduğu söylenmiştir.), Ğanî'den iki kişi, Süleym'den üç kişi, Süleym'in kardeşi Mazin'den ir kişi, Tayy kabilesinden bir kişi, kabilesinden iki kişi, Anz kabilesinden bir kişi, kabilesi belirtilmemiş Yemenli bir kişi.

Ensâr'dan Bedir Savaşı'na Katılanlar;

Evs b. Harise kabilesinin Amr b. Mâlik b. Evs Oğulları boyundan, Abdu-leşhel b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. Evs Oğullan koluna mensub, Ensâr'dan Bedir'e katılan on beş kişinin adları şöyledir:

Sa'd b. Mu'âz b. en-Nu'mân b. İmru'ul-Kays b. Zeyd b. Abdileşhel

Kardeşi: Amr b. Mu'âz.

Haris b. Evs b. Mu'âz b. en-Nu'mân.

Hâlis b. Enes b. Rafi' b. İmru'ul-Kays.

Sa'd b. Zeyd b. Mâlik b. Ubeyd b. Ka'b b. Abdileşhel.

Seleme b. Selâme b. Vekş b. Zuğbe b. Zeura b. Abdileşhel.

Amcasının oğlu: Abbâd b. Bişr b. Vekş.

Seleme b. Sabit b. Vekş.

Rafi' b. Yezîd b. Kurz b. Seken b. Zeûra.

Onların müttefiklerinden:

Haris b. Hazeme b. Adiyy b. Ubeyy b. Ganm b. Salim b. Avf b. Amr b. b. el-Hazrec b. Harise. Kavmi ile ilişkisini keserek Zaura Oğullan ile ittifak antlaşması yapmıştı.

Muhammed b. Mesleme [Seleme] b. Hâlid b. Adiyy b. Mecde'a b. Harise b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. Evs, kavmi ile ilişkisini keserek amca oğulları olan Zaura Oğullan ile ittifak antlaşması yapmıştı.

Seleme b. Eşlem b. Haris b. Adiyy b. Mecde'a b. Harise. O da kavmi ile ilişkisini keserek amca oğulları olan Zaura Oğulları ile ittifaklık antlaşması kurmuştu.

Ebû'l-Heysem b. et-Teyyihan.

Ubeyd b. et-Teyyihan.

Abdullah b. Sehl. Zaura Oğulları soyundan olduğu da söylenmiştir.

Zafer (Ka'b) b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. Evs Okullarından beş kişi:

Katâde b. Nu'mân b. Zeyd b. Âmir b. Sevâd b. Zafer.

Ubeyd b. Evs b. Mâlik b. Sevâd. Ubeyd adındaki bu kişiye Mukarrin (Bağlayan) da denilmiştir. Ona bu adın verilmesinin nedeni, onun dört müşriki esir edip onları bacaklarından bağlamasından dolayıdır. O müşriklerden biri Akîl b. Ebî Tâlib'tir.

Nasr b. Haris b. Abd b. Ubeyd b. Zafer.

Amcası: Muattib b. Ubeyd.

Onların müttefiklerinden: Abdullah b. Tarik el-Belevî.

[Harise b. eî-Hâris b. el-Hazrec h. Amr b. Mâlik b. Evs Oğullarından üç kişi:

Mes'ûd b. Sa'd b. Âmir b. Adiyy b. Cüşem b. Mecde'a b. Harise.

Ebû Abs b. Cebr b. Amr b. Zeyd b. Cüşem b. Mecde'a b. Harise.

Beliyy Oğullan'ndan olan müttefikleri:

Ebû Burde b. Niyâr (Hani b. Niyâr) b. Amr b. Ubeyd b. Kilâb b. Duh-man b. Ganm b. Zubyan b. Humev m b. Kâhil b. Zuhl b. Huney b, Beliyy b. Amr b. el-Haf b. Kudâ'a.]

Avfb. Mâlik b. Evs Oğulları boyu, Dubey'a b. Zeyd b. Mâlik b. Avfb. Amr b. Avfb, Mâlik b. Evs Oğullan'ndan beş kişi:

Âsim b. Sabit b. Ebi'l-Aklah (Kays b. İsmet) b. Nu'mân b. Mâlik b. Ümeyye b. Dubey'a.

Muattib b. Kuşeyr b. Muleyl b. Zeyd b. el-Attâf b. Dubey'a. Bazıları Muattib b. Kuşeyr'i münafıklar arasında zikretmişlerdir. Bu asılsız bir iddiadır. Zira onun Bedir'e katılmış olması, bu kuşkuyu tamamen geçersiz kılmaktadır.

Ebû Muleyl b. el-Ez'ar b. Zeyd b. el-Attâf b. Dubey'a.

Umeyr b. Ma'bed b. el-Ez'ar b. Zeyd b. el-Attâf.

Onların müttefiki Sehl b. Huneyf b. Vahib b. el-Ukeym b. Sa'lebe b. Mecde'a b. Haris b. Behzec (Amr b. Hans (Huneys ya da Hansa) [b. Avf] b. Amr b. Avf b. Evs.

Ümeyye b. Zeyd b. Avf Oğullan'ndan sekiz kişi:

Abdulmünzir b. Zeyd b. Zenber b. Ümeyye b. Zeyd'in oğulları Ebû Lubâbe Beşîr, Mübeşşir ve Rifâ'a.

Sa'd b. Ubeyd b. Nu'mân b. Kays b. Amr b. Zeyd b. Ümeyye b. Zeyd.

Uveym b. Saide b. Âiş b. Kays b. Zeyd b. Ümeyye b. Zeyd.

Rafi' b. Ancede. Ancede, onun annesinin adıdır.

Ubeyd b. Ebî Ubeyd.

Sa'lebe b. Hatib.

Ebû Lubâbe ile Haris b. Hatib'in, Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte Medine'den çıktıkları, sonra geri döndükleri ileri sürülmüştür. Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Lubâbe'yi, Medine'ye vali olarak tayin etti. Rasûlullah (s.a.s.), her ikisine ganimetten hisse ayırdı. Onların bu savaşa katılanlar gibi mükâfat aldıklarını belirtti. Bir topluluk da: "Sa'lebe b. Hatib, zekât vermediğinden onun hakkında (onlardan bazıları Allah'a söz verip şayet bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz.) âyet-i kerimesi nazil olmuştur." demişlerdir. Bu asılsız bir iddiadır. Zira onun Bedir'e katılması bu iddiayı kesin bir şekilde geçersiz kılmaktadır.

Ubeyd b. Zeyd b. Mâlik b. Avf Oğulları'ndan altı kişi:

Uneys b. Katâde b. Rabîa b. Hâlid b. el-Hâris b. Ubeyd b. Zeyd.

Beliyy kabilesindeki müttefiklerinden:

Ma'n b. Adiyy b. el-Ced b. el-Aclân.

Sabit b. Ekranı b. Sa'lebe b. Adiyy b. el-Aclân.

Onun amcasının oğlu: Zeyd b. Eşlem b. Sa'lebe.

Rib'î b. Rafi' b. Zeyd b. Harise b. el-Ced b. el-Aclân.

Âsim b. Adiyy b. el-Ced b. el-Aclan Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte çıktı. Rasûlullah (s.a.s.) onu geri gönderdi. Rasûlullah (s.a.s.) ona ganimetten hisse ayırdı. Bu savaşa katılanlar gibi onun mükâfat aldığını belirtti.

Maiviye b. Mâlik h. Avfb. Amr b. Avf Oğulları'ndan üç kişi;

Cebr b. Atîk b. el-Hâris b. Kays b, Heyşe b. el-Hâris b. Ümeyye b.

Zeyd b. Mu'âviye.

Onların müttefiki Mâlik b. Numeyle el-Muzenî. Onların müttefiki Nu'mân b. Asar el-Belevî.

Salebe b. Amr b. Avfb. Mâlik Oğulları'ndan yedi kişi;

Abdullah b. Cübeyr b. Nu'mân b. Ümeyye b. el-Berk (İm-ru'ul-Kays) b. Sa'lebe b. Amr b. Avf.

Asım b. Kays b. Sabit b. Nu'mân b. Ümeyye b. Berk.

Ebû Dayyâh b. Sabit b. Nu'mân b. Ümeyye b. İmru'ul-Kays b. Sa'lebe.

Kardeşi: Ebû Habbe b. Sabit.

Salim b. Umeyr b. Sabit b. Nu'mân b. Ümeyye b. Berk.

Haris b. Nu'mân b. Ümeyye b. Îmru'ul-Kays b. Sa'lebe.

Havvât b. Cubeyr b. Nu'mân b. Ümeyye b. Berk. Rasûlullah (s.a.s.), onu geri gönderdi. Ona ganimetten hisse ayırdı. Bu sa aşa katılanlar gibi onun mükâfat aldığını belirtti.

Cehceba h. Külfe b. Avfb. Mâlik Oğulları'ndan iki kişi:

Münzir b. Muhammed b. Ukbe b. Uheyhe b. el-Culah b. el-Herîş b. Cehceba b. Külfe.

Onların müttefiklerinden:

Ebû Akîl b. Abdillah b. Sa'lebe b. Beyhan b. Âmir [b. el-Hâris] b. Mâlik b. Âmir b. Uneyf b. Cüşem b. Abdillah b. Teym b. İraş b. Âmir b. Abile Kısmîl b. Ferran b. Beliyy b. Amr b. el-Haf b. Kudâ'a.

İmruul-Kays b. Mâlik b. Evs Oğulları boyu, Ğanm b. es-Selm b.

İmruul-Kays b. Mâlik b. Evs Oğulları'ndan beş kişi:

Sa'd b. Hayseme b. el-Hâris b. Mâlik b. Ka'b b. en-Nehhât b. Ka'b b. Harise b. Ğanm.

Münzir b. Kudâme b. Arfece b. Ka'b b. en-Nehhât b. Ka'b b. Harise. Bir rivayete göre Mâlik b. Kudâme.

Amcası: El-Hâris b. Arfece.

Sa'd b. Hayseme'nin azadlı kölesi Temîm.

Evs kabilesinden bizzat savaşa katılanlar ve savaşa katılmadığı halde kendilerine ganimetten hisse ayrılıp savaş mükâfatını alanların toplamı altmış bir kişidir. Evs kabilesi, sayıca Hazrec kabilesinden daha azdı. Bununla birlikte onlardan birkaç kabile İslâm'ı geç kabul ettiler. Şu da var ki Evs kabilesi daha güçlü ve daha cesurdu. Medine'den belli bir uzaklıkta bulunan el-Avâlî'de oturuyorlardı. Bundan dolayı savaşa katılanların sayısı hep az olurdu.

Ensâr'dan Hazrec b. Harise kabilesi, el-Hâris Oğulları boyu İmru'ul-Kays b. Mâlik b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Harise Oğulları'ndan Bedir Savaşı'na katılanlar dört kişidir:

Harice b. Zeyd b, Ebî Züheyr. Kızı Ebû Bekir es-Sıddîk'm hanımı idi. Ümmü Külsûm adındaki kızı bu hanımındandır.

Sa'd b. Rebi' b. Amr b. Ebî Züheyr b. Mâlik b. İmru'ul-Kays.

Abdullah b. Ravâha [Sa'lebe] b. İmru'ul-Kays b. Amr b. İmru'ul-Kays b. Mâlik.

Hallâd b. Suveyd b. Sa'lebe b. Amr b. Harise b. İmru'ul-Kays.

imru'ul-Kays b. Mâlik b. Sa'lebe'nin kardeşi Zeyd b. Mâlik Oğulları'ndan iki kişi:

Beşîr b. Sa'd b. Sa'lebe b. Hılas b. Zeyd b. Mâlik. Kardeşi: Sımak b. Sa'd.

Adiyy b. Ka'b b. el-Hazrec h. el-Haris b. el-Hazrec

Oğullan' ndan üç kişi:

Sübey' b, Kays b. îşe (başka bir rivayete göre işe yerine Abese yazılıdır.) b. Ümeyye b. Mâlik b. Âmir b. Adiyy. Kardeşi: Abbâd b. Kays. Abdullah b. Abs.

Ahmer b. Harise b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b.

el-Hazrec Oğulları'fidan bir kişi:

Yezîd b. el-Hâris b. Kays b. Mâlik b. Ahmer. Kendisine İbn Füshum denilen kişidir.

Haris b. el-Hazrec' in ikiz oğulları Cüşem ve Zeyd

Oğulları'ndan dört kişi:

Hubeyb b. İsaf b. Itebe b. Amr b. Hadîc b. Âmir b. Cüşem. Abdullah b. Zeyd b. Sa'lebe b. Abdirabbih b. Zeyd. Kardeşi: Hureys b. Zeyd b. Sa'lebe. Süfyân b. Bişr b. Amr b. el-Hâris b. Ka'b b. Zeyd.

CidârelCüdâre b. Avfb. el-Hâris b. el-Hazrec Oğulları ndan dört kişi:

Temîm b. Ye'âr b. Kays b. Adiyy b. Ümeyye b. Cidâre. Abdullah b. Umeyr.

Zeyd b. el-Merin b. Kays b. Adiyy b. Ümeyye b. Cidâre. Bu kişinin Zeyd b. el-Muzeyyin olduğu söylenmiştir.

Abdullah b. Urfute b. Adiyy b. Ümeyye b. Cidâre.

Ebcer (Hudra) b. Avfb. el-Hâris b. el-Hazrec Oğulları'ndan bir kişi: Abdullah b. Rabi' b. Kays b. Amr b. Abbâd b. el-Ebcer (Hudrâ).

Avfb. el-Hazrec Oğulları boyu, Ubeydb. Mâlik b. Salim b. Ğanm

b. Avfb. el-Hazrec Oğulları'ndan iki kişi.

(Karnının büyüklüğünden dolayı Sâîim, el-Hublâ (Hâmile) diye de isimlendirilmiştir.)

Abdullah b. Abdillah b. Ubeyy b. Selûl. Selûl bir kadındır. Ubeyy b. Mâlik b. el-Hâris b. Ubeyd'in annesidir.

Evs b. Havlî b. Abdillah b. el-Hâris b. Ubeyd.

Cez' b. Adiyy b. Mâlik b. Salim Oğulları ile Sa'lebe b. Mâlik Oğulları'ndan altı kişi:

Zeyd b. Vedîa b. Amr b. Kays b. Cez'.

Ukbe b. Vehb b. Kelde. Abdullah b. Gatafan Oğulları'ndan olup onların müttefikidir.

Rifâ'a b. Amr b. Zeyd b. Amr b. Sa'lebe b. Mâlik b. Salim.

Âmir b. Seleme b. Âmir. Yemenli olup onların müttefikidir. Bu kişinin Beliyy kabilesinden olan Amr b. Seleme olduğu da söylenmiştir.

Ebû Hamişe Ma'bed b. Abbâd b. Kuşeyr b. el-Mukaddem b. Salim b. Ğanm.

Onların müttefiki Âmir b. el-Bukeyr. Bu kişinin Âmir b. el-Uleys olduğu da söylenmiştir.

Salim b. Avfb, Amr b. Avfb. el-Hazrec Oğullan boyu, el-Aclân b. Zeyd b. Ganm b. Salim Oğulları'ndan bir kişi:

Nevfel b. Abdillah b. Nadle b. Mâlik b. el-Aclân. Itban b. Mâlik b. Amr b. el-Aclân'in da, Bedir Savaşı'na katıldığı doğrulanmıştır. O halde bu boydan iki kişi Bedir Gazvesi'ne katılmıştır.

Esram b. Fihr b. Salebe b. Ğanm b. Salim b. Avf Oğulları'ndan iki kişi:

Yukarıda adı geçen öanm'ın, Salim b. Avf b. e]-Hazrec'in kardeşi Ğanm b. Avf olduğu söylenmiştir. Ubâde b. es-Sâmıt. Kardeşi: Evs b. es-Sâmıt.

Da'd b. Fihr b. Sa'lebe b. Ğanm Oğulları1 ndan: Nu'mân (Kavkal) b. Mâlik b. Sa'lebe b. Da'd.

Karabûs (ya da Kuıyûs) b. Ğanm b. Ümeyye b. Levzan b. Salim

Oğulları'ndan bir kişi:

Sabit b. Hezzâl b. Amr b. Karabûs.

Ganm b. Ümeyye b. Levzan'in iki oğlu Mirdaha ve Amr Oğulları ndan:

Mâlik b. Duhşum b. Mirdaha. Mâlik b. Duhşum b. Mâlik b. Duhşum b. Mirdaha da denilmiştir.

Rabi' b. İyas b. Amr b. Ganm b. Ümeyye b. Levzan.

Kardeşi: Varaka b. İyas.

Amr b. İyas. Yemenli olup onların müttefikidir. Onun Rabi' ve Varak b. İyas'in kardeşi olduğu da söylenmiştir.

Onların müttefiklerinden:

El-Mucezzer (Abdullah) b. Ziyâd b. Amr b. Zemzeme b. Amr b. Umara b. Mâlik b. Gusayne b. Amr b. Büteyre b. Meşnû' b. Kasr b. Teym b. İraş b. Âmir b. Abîle b. Kısmîl b. Ferran b. Beliyy b. Amr b. Kudâ'a.

Ubâde b. Haşhaş b. Amr b. Zemzeme.

Nehhâb (ya da Nehhâs) b. Sa'lebe b. Hazeme b. Esram b. Amr b. Am-mâra.

Abdullah b. Sa'lebe b. Hazeme b. Esram.

Onların müttefiki Utbe b. Rabîa b. Hâlid b. Mu'âviye el-Behrânî'nin da Bedir'e katıldığı söylenmiştir. Utbe adındaki bu kişinin, Süleym Oğulları'nın Behz kolundan olduğu da söylenmiştir.

Ka'b b. el-Hazrec Oğullan boyu, Saide b, Ka'b b. el-Hazrec Oğulları kolunun Sa'lebe b. el-Hazrec b. Saide Oğulları ndan iki kişi:

Ebû Ducâne Simak b. Haraşe. (Simak b. Evs b. Haraşe b. Levzan b. Abdivedd b. Zeyd b. Sa'lebe de denilmiştir.)

Münzir b. Amr b. Huneys b. Harise b. Levzan b. Abdi Vedd b. Zeyd b. Sa'lebe.

Amr b. el-Hazrec b. Saide Oğulları ndan iki kişi:

Ebû Useyd Mâlik b. Rabîa b. el-Beden b. Âmir b. Avf b. Hazim b. Amr b. Hazrec b. Saide.

Mâlik b. Mes'ûd b. el-Beden.

Tarif b. el-Hazrec b. Saide Oğulları'ndan:

Abdu Rabbih b. Hakk b. Evs b. Vekş b. Sa'lebe b. Tarif.

Onların müttefiklerinden:

Ka'b b. Himâr b. Sa'lebe el-Cühenî.

Amr'ın üç oğlu Damra, Ziyâd ve Besbes.

Abdullah b. Âmir, Beliyy kabilesinden.

Cüşem b. el-Hazrec Oğulları boyu, Selime b. b. Esed b. Saride b. Tezid b. Cüşem Oğulları'ndan otuz bes Hıraş b. es-Sımme b. Amr b. el-Cemûh b. Zeyd b. Haram b. Ka'b b. Ğanmb. Ka'bb. Selîme.

Hubâb b. Münzir b. el-Cemûh. Umeyr b. el-Humâm b. el-Cemûh.

Hıraş b. es-Sımme'nin azadlı kölesi Temim.

Abdullah b. Amr b. Haram b. Sa'lebe b. Haram.

Mu'âz b. Amr b. el-Cemûh.

Mu'avvizb. Amr.

Hallâd b. Amr b. el-Cemûh.

Ukbe b. Âmir b. Nâbî b. Zeyd b. Haram.

Onların azadlı kölesi Habîb b. Esved.

Sabit b. el-Ciz' (Sa'lebe) b. Zeyd b. el-Hâris b. Haram.

Umeyr b. el-Hâris b. Lebde b. Sa'lebe.

Bişr b. el-Berâ b. Ma'rur b. Sahr b. Hansa b. Sinan b. Ubeyd b. Adiyy b. Ganm b. Ka'b b. Selîme.

Tufayl b. Mâlik b. Hansa.

Tufayl b. Nu'mân b. Hansa.

Sinan b. Sayfî b. Sahr b. Hansa.

Abdullah b. el-Cedd b. Kays b. Sahr b. Hansa.

Utbe b. Abdillah b. Sahra b. Hansa.

Cabbâr b. Ümeyye b. Sahr b. Hansa.

Harice b. Humeyyir.

Kardeşi: Abdullah b. Humeyyir. Bu iki kişi Duhman Oğulları'nın Eş-ca' boyundandırlar. Onların müttefikleridirler.

Cabbâr b. Sahr'ın, Ümeyye b. Hunâs'ın oğlu olduğu söylenmiştir.

Yezîd b. Münzir b. Şerh b. Hunâs.

Ma'kıl b. Münzir b. Şerh b. Hunâs.

Abdullah b. en-Nu'mân Beldema (ya da Buldume).

Dehhâk b. Harise b. Zeyd b. Sa'lebe b. Ubeyd b. Adiyy b. Ka'b.

Sevâd b. Rezn b. Zeyd b. Sa'lebe. Bu kişiye: Sevâd b. Zurayk b. Zeyd b. Sa'lebe de denilmiştir.

Ma'bed b. Kays b. Sahr b. Haram.

Abdullah b. Kays b. Sahr b. Haram.

Abdullah b. Abdi Menâf b. Nu'mân b. Sinan.

Câbir b. Abdillah b. Riab b. Nu'mân. Bu kişi çok yaşayıp kendisinden çokça rivayet olunan Câbir b. Abdillah b. Amr b. Haram değildir. Zira bu kişi ne Bedir'e ne de Uhud'a katılmıştır. İlk katıldığı gazve Hamrâü'l-Esed Gazvesi'dir. Sonra Handek'e kadar bütün gazvelere kesintisiz bir şekilde katılmıştır.

Huleyde b. Kays b. Nu'mân.

Nu'mân b. Yesâr. Onların azadlı kolesidir.

Ebû'l-Münzir Yezîd b. Âmir b. Hadîde.

Kutba b. Âmir b. Hadîde.

Süleym b. Amr b. Hadîde.

Onun kölesi Antere. Antere adındaki bu kişinin, Süleym b. Mansur Oğullan boyu, Zekvan Oğulları'ndan olduğu da söylenmiştir.

Abs b. Âmir b. Adiyy.

Ebû'l-Yeser Ka'b b. Amr b. Abbâd b. Amr b. Sevâd b. Ganm.

Seni b. Kays b. Ebî Ka'b b. el-Kayn b. Ka'b b. Sevâd.

Amr b. Talk b. Zeyd b. Ümeyye b. Sinan b. Ka'b b. Ğanm.

Şelîme b. Sa'd1 m kardeşi Udeyy b. Sa'd Oğullan'ndan bir kişi:

Mu'âz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Aiz b. Adiyy b. Ka'b b. Adiyy b. Udeyy. Soy kütüğü için şöyle de denilmiştir: Mu'âz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Abbâd b. Adiyy b. Ka'b [b. Amr] b. Udeyy b. Sa'd (Udeyy, Selîme b. Sa'd'ın kardeşidir.).

Zurayk b. [Abd] Harise b. Ğadb b. Cüşem b. el-Hazrec Oğulları ndan Kays b. Mihsan b. Hâlid b. Muhalled b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.

Ebû Hâlid el-Hâris b. Kays b. Hâlid b. Muhalled.

Cubeyr b. İyas [b.] Hâlid b. Muhalled.

Ebû Ubâde Sa'd b. Osman b. Halde b. Muhalled.

Kardeşi: Ukbe b. Osman.

Zekvân b. Abdikays b. Halde b. Muhalled.

Ubâde b. Kays b. Âmir b. Hâlid b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.

Es'ad b. Yezîd b. el-Fakih b. Zeyd b. Halde b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.

EI-Fâkih b. Bişr b. el-Fâkih b. Zeyd b. Halde.

Mu'âz b. Mâ'ıs b. Kays b. Halde b. Âmir b. Zurayk.

Kardeşi: Aiz b. Mâ'ıs b. Kays b. Halde b. Zurayk.

Amcaları: Mes'ûd [b. Sa'd] b. Kays.

Rifâ'e b. Rafi' b. el-Aclân b. Amr b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.

Kardeşi: Hallâd b. Rafi'.

Ubeyd b. Zeyd b. Âmir b. el-Aclân.

Ziyâd b. Lebîd b. Sa'lebe b. Sinan b. Âmir b. Adiyy b. Ümeyye b. Beyâde.

Hâlid b. Kays b. Mâlik b. el-Aclân b. Âmir b. Beyâde.

Rüceyle b. Sa'Iebe b. Hâlid b. Sa'Iebe b. Âmir b. Beyâde.

Atıyye b. Nüveyre b. Âmir b. Atıyye b. Âmir b. Beyâde.

Halife b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. Âmir b. Füheyre b. Beyâde.

Rafi' b. el-Muallâ b. Levzan b. Harise b. Adiyy b. Sa'lebe b. Zeyd Me-nât b. Habîb b. Harise (Habîb, Zurayk b. Hârise'nin kardeşidir.)

Amrb. el-Hazrec b. en-Neccâr (Teymullah b. Sa'lebe b. Amr b,

el-Hazrec) Oğulları'ndan:

Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd b. Kuleyb b. Sa'lebe b. Abdi Avf b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Sabit b, Hâlid b. Nu'mân b. Hansa b. Useyra b. Abdi Avf b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Umara b. Hazm b. Zeyd b. Amr b. Abdi Avf b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Surâka b. Ka'b b. Abdiluzzâ b. Ğaziyye b. Amr b. Abdi Avf b. Ğanm b.

Mâlik b. en-Neccâr.

Süheyl b. Rafi' b. Ebî Amr b. Aiz b. Sa'Iebe b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Adiyy b. Ebî'z-Zağbâ. Cuheyne kabilesinden olup onların müttefikidir.

Mes'ûd b. Evs b. Zeyd [b. Esram b. Zeyd] b. Sa'Iebe b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Ebû Huzeyme b. Evs b. Zeyd b. Esram b. Zeyd b. Sa'iebe b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Rafi' b. el-Hâris b. Sevâd b. Zeyd.

Sevâd b. Mâlik b. Ganm Oğulları'ndan yirmi kişi:

Avf b. el-Hâris b. Rifâ'a b. Sevâd b. Mâlik b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Kardeşi: Muavviz b. el-Hâris.

Kardeşleri: Mu'âz b. el-Hâris.

Bunlara Afra Oğulları denilmiştir.

Nu'mân b. Amr b. Rifâ'a b. Sevâd b. Mâlik b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Abdullah b. Kays b. Hâlid b. Halde b. el-Hâris b. Sevâd b. Sa'lebe b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

İsmet Eşca' kabilesinden, onların müttefikidir.

Vedîa b. Amr. Cuheyne kabilesinden, onların müttefikidir.

Sabit b. Amr b. Zeyd b. Adiyy b. Sevâd b. Zeyd b. Sa'lebe b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Haris b. Rifâ'a'nın azadlı kölesi Ebû'l-Hamrâ'nın da Bedir'e katıldığı söylenmiştir.

Sa'lebe b. Amr b. Mihsan b. Amr b. Atık b. Amr b. Mebzul (Âmir) b. Mâlik b. en-Neccâr.

Sehl b. Atîk b. en-Nu'mân b. Amr b. Atık.

El-Hâris b. Sımme b. Amr b. Atîk. Revha'da deveden düşüp geri çevrilmişse de, Rasûlullah (s.a.s.) ona savaş ganimetinden hissesini vermiştir.

Mu'âviye b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr Oğulları (Benî Hudeyle)' ndan iki kişi:

Ubeyy b. Ka'b b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Mu'âviye b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.

Enes b. Mu'âz b. Enes b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Mu'âviye b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.

Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr Oğulları'ndan:

Onlara, Meğâle Oğullan da denilmiştir. Meğâle, Kinâne Oğullan'ndan bir kadındır.

Evs b. Sabit b. el-Münzir b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.

Ebû Şeyh b. [Ubey b.] Sabit b. el-Münzir b. Haram.

Bazıları, Ebû Şeyh Ubeyy b. Sâbit'in, Hassan b. Sabit ve Evs b. Sâ-bit'in kardeşleri olduğunu belirtmişlerdir.

Ebû Talha Zeyd b. Sehl b. Esved b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. [Amr b.] Mâlik b. en-Neccâr.

Adiyyen-Neccâr Oğulları'ndan on Harise b. Surâka b. el-Hâris b. Adiyy b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Amr (Ebû Hakîm) b. Sa'lebe b. Vehb b. Adiyy b. Mâlik b. Adiyy b. Amir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Selit b. Kays b. Atîk b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Ebû Selît Useyra b. Amr (Ebû Harice) b. Kays b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Sabit b. Hansa b. Amr b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir.

Âmir b. Ümeyye b. Zeyd b. Heshes b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir [b. Ğanm] b. Adiyy b. en-Neccâr.

Muhriz b. Âmir b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ganm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Sevâd b. Ğaziyye b. Uheyb. Beliyy kabilesinden olup onların müttefikidir.

Ebû Zeyd Kays b. Seken b. Kays b. Ze'ûra b. Haram b. Cundub b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Ebû'l-A'ver b. el-Hâris b. Zalim b. Abs b. Haram.

Süleym b. Milhan.

Haram b. Milhan (Mâlik) b. Hâlid b. Zeyd b. Haram.

Mazin b. en-Neccâr Oğullan'ndan altı kişi:

Kays b. Ebî Sa'sa'a (Amr) b. Zeyd b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Mazin b. en-Neccâr.

Abdullah b. Ka'b b. Amr b. Avf b. Mebzul.

İsmet. Esed b. Huzeyme Oğulları'ndan olup, onların müttefikidir.

Ebû Dâvûd Umeyr b. Âmir b. Mâlik b. Hansa b. Mebzul.

Surâka b. Amr b. Atıyye b. Hansa b. Mebzul.

Kays b. Muhalled b. Sa'Iebe b. Sahr b. Habîb b. el-Hâris b. Sa'lebe b. Mazin b. en-Neccâr.

Dinar b. en-Neccâr Oğullan'ndan:

Nu'mân b. Abdi Amr b. Mes'ûd b. Abdileşhel b. Harise b. Dinar b, en-Neccâr.

Kardeşi: Dahhâk b. Abdi Amr.

Süleym b. el-Hâris b. Sa'lebe b. Ka'b [b. Abdileşhel] b, Harise b. Di*nar b. en-Neccâr.

Câbir b. Hâlid [b. Mes'ûd] b. Abdileşhel b. Harise b. Dinar b. en-Neccâr.

Sa'd b. Süheyl b. Abdileşhel b. Harise b. Dinar b. en-Neccâr.

Kays b. Mâlik b. Ka'b b. Harise b. Dinar b. en-Neccâr

Oğulları'ndan:

Ka'b b. Zeyd b. Kays.

Buceyr b. Ebî Buceyr. Abs kabilesinin Cezime,b. Ravâha Oğulla-rı'ndan olup, onların müttefikidir. Hazreclilerden toplam olarak yüz yetmiş kişi Bedir'e katılmıştır..

Bedir ehli erkeklerin toplam sayısı, üç yüz on dokuz kişidir. Onlardan bazıları savaşa katılmadıkları halde, savaş ganimetinden hisseleri verilmiş ve gazveye katılma mükâfatını almışlardır. Geri kalan üç yüz on bir kişi ise, bizzat savaşa katılmışlardır. Allah hepsinden razı olsun.

Bedir'e katılanlar arasında şu kişiler de zikredilmiştir:

Itban b. Mâlik âb. Amr b. el-Aclân b. Zeyd b. Ğanm b. Salim b. Avf b. Amr b. Avf b. el-Hazrec.

Kardeşinin oğlu: İsmet b. el-Husayn b. Vebere.

[Hilâl b.] el-Muallâ b. Levzan b. Harise b. Adiyy b. Zeyd b. Sa'lebe b. Mâlik b. Zeyd Menât b. Habîb b. Abdi Harise b. Mâlik b. Ğadb b. Cü-şem b. el-Hazrec.


Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:21 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Bedir Şehidleri (R.A.):

Bedir Gazvesi'nde şehid olanlar şu kişilerdir:
Ubeyde b. el-Hâris b. el-Muttalib b. Abdi Menâf. Umeyr b. Ebî Vakkâs. Sa'd b. Ebî Vakkâs'm kardeşi olan bu zât şehid olduğu sırada on altı yaşındaydı.

Zühre Oğulları'nın müttefiki Zu'ş-Şimâleyn b. Abdi Amr b. Nadle el-Huzâ'î.

Adiyy b. Ka'b Oğulları'nm müttefiki Akîl b. el-Bükeyr el-Leysî.

Ömer b. Hattâb'ın azadlı kölesi Mihca'.

Haris b. Fihr Oğulları'ndan Safvan b. Beydâ. Bu altı kişi Muhacirlerdendir.

Enşâr'dan Evs kabilesine mensup olan şehidler:

Sa'd b. Hayseme b. Amr b. Avf.

Mubeşşir b. Abdilmünzir b. Zenber. Bu kabileden iki kişi şehid olmuştur.

El-Hâris b. el-Hazrec Oğulları'ndan: Yezîd b. el-Hâris (İbn Fushum b. el-Hâris b. el-Hazrec).

Selime Oğulları'ndan Umeyr b. el-Humam.

Habîb b. Abdi Harise Oğulları'ndan Rafi' b. el-Muallâ.

En-Neccâr Oğulları'ndan Harise b. Surâka.

Afrâ'nın iki oğlu Avf ve Muavviz. Bu altı kişi de Hazredilerdendir. Şehidlerin toplam sayısı on dört kişidir.

Bedir Savaşi'nda Öldürülen Müşrikler

Kureş kâfirleri ve onlara bağlı olanlardan yetmiş erkek öldürüldü, En meşhur olanları şu kişilerdir:

Hanzele b. Ebî Süfyân Sahr b. Harb b. Ümeyye. Onu öldürülenler arasında Zeyd b. Harise de vardı.

Ubeyde b. Sa'îd b. el-Asî. Onu, Zübeyr (r.a.) öldürdü.

Kardeşi: El-Asî b. Sa'îd. Onu, Ali (r.a.) Öldürdü.

Ukbe b. Ebî Mu'ayt. Âsim b. Sabit b. Ebi'l-Akleh, onu esir edip sonra öldürdü. Ali (r.a.)'nin öldürdüğü de söylenmiştir. Utbe b. Rabîa b. Abdi Şems. Şeybe b. Rabîa. Velîd b. Utbe.

Haris b. Amir b. Nevfel b. Abdi Menâf.

Amcasının oğlu: Tu'ayme b. Adiyy. Esir edilip sonra öldürülmüştür. Zeme'a b. Esved b. el-Muttalib b. Esed.
Oğlu: Haris b. Zeme'a. Kardeşi: Akıl b. Esved.

Amcasının oğlu: Ebû'l-Bahterî el-Asî b. Hişâm b. el-Hâris b. Esed. Nevfel b. Huveylid b. Esed. Kardeşinin oğlu Zübeyr ya da Hz. Ali'nin onu öldürdüğü söylenmiştir.

Nadr b. Haris b. Kelede b. Alkame b. Abdi Menâf b. Abdiddâr. Esir edilip Safra'da boynu vurulmuştur.

Umeyr b. Osman (Talha b. Ubeydillah'ın amcası). Ebû Cehil b. Hişâm. Mu'âz b. Amr b. Cemûh ile Muavviz b. Afra, onu öldürmeye giriştiler. Abdullah b. Mes'ûd, onu son nefeslerini verirken buldu. Kafasını kopardı.

Kardeşi: El-Asî b. Hişâm.

Amcalarının oğlu: Mes'ûd b. Ebî Ümeyye b. Muğîre (Mü'minlerin annesi Ümmü Seleme'nin kardeşi).

Ebû Kays b. Velîd b. Muğîre (Hâlid b. Velîd'in kardeşi). Amcasının oğlu: Ebû Kays b. el-Fakih b. Muğîre. Saib b. Ebî Saib b. Aiz b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm. Onun Bedir'de öldürülüp öldürülmediği konusunda ihtilaf vardır. Bedir'de öldürülmediği; aksine sonradan Müslüman olduğu da söylenmiştir. Münebbih b. Haccâc. Oğlu: El-Asî b. Münebbih b. Haccâc. Kardeşi: Nubeyh.

Ümeyye b. Halef b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh. Oğlu: Ali b. Ümeyye..

Talha b. Ubeydillah'ın kardeşi Mâlik b. Ubeydillah b. Osman esir edildi. Esir olarak öldü.

Ebû Huzeyfe b. Muğîre'nin iki oğlu Huzeyfe ve Hişâm.

Bedir gününde, Mahzûm Oğulları ve onların müşrik müttefiklerinden yirmi dört; Abduşems ve müttefiklerinden on iki erkeğin esir edildiği ya da öldürüldüğü belirtilmiştir.

Bedir Gazvesi'nde Esir Edilen Meşhur Kişiler

Hâşim Oğulları'ndan:

Abbâs b. Abdilmuttalib.

Hz. Ali'nin kardeşi Akîl b. Ebî Tâlib.

Nevfel b. el-Hâris b. Abdilmuttalib.

El-Muttalib b. Abdi Menâf Oğullan' ndan:

Saib b. Ubeyd b. Abdi Yezîd b. Hâşim b. el-Muttalib b. Abdi Menâf.

Nu'mân b. Amr b. Alkame b. el-Muttalib.

Abdu Şems Oğulları'ndan: Amr b. Ebî Süfyân b. Harb. Haris b. Ebî Vecze b. Ebî Amr b. Ümeyye.

Ebû!l-Âs b. Rabı' b. Abdiluzzâ b. Abdi Şems (Rasûlullah (s.a.s.)'in damadıdır. Kızı Zeyneb onunla evli idi.) Hâlidb. Esidb, Ebi'l-îs. Onların dört müttefiki.

[Nevfel b. Abdi Menâf Oğulları'ndan] -Adiyy b. el-Hıyâr b. Adiyy b. Nevfel b. Abdi Menâf. Osman b. Abdi Şems b. Câbir. Akraba olarak Utbe b. Gazvân'm amcasının oğludur.

[Abduddâr Oğulları'ndan]:

Mus'âb b. Umeyr'in kardeşi EbûAzîz b. Umeyrb. Hâşim b. Abdi Me-nâf b. Abdiddâr.

Esed b. Abdiluzzâ Oğulları'ndan:

Saib b. Ebî Hubeyş b. el-Muttalib b. Esed. Haris b. Aiz b. Osman b. Esed.

Mahzûm Oğulları'ndan:

Hâlid b. Hişâm b. Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm. Sayfî b. Ebî Rifâ'a b. Abid b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm. Kardeşinin oğlu: Abdullah b. Ebi'l-Münzir b. Ebî Rifâ'a. El-Muttalib b. Hanteb b. el-Hâris b. Ubeyd b. Ömer b. Mahzûm. Hâlid b. el-A'lem el-Huzâ'î. Ona Ukaylî de denilmiştir. Onların müttefikidir. Şu şiiri söyleyen kişidir:

"ökçeleri üzerinde durup yaralan kanayanlardan değil, Fakat dimdik ayakta durup kanları damlayanlardanız."

Bedir gününde ilk kaçan kişidir. Fakat yakalandı ve esir edildi.

Ümeyye b. Ebî Huzeyfe b. Muğîre.

Hâlid b. Velîd'in kardeşi Velîd b. Velîd.

Osman b. Abdillah b. el-Muğîre.

Ebû Ata Abdullah b. Ebî Saib b. Abid b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.

[Sehm Oğullan'ndan]:

Ebû Veda'e b. Subayra b. Suayd [b. Sa'd] b. Sehm. Fidye karşılığında serbest bırakılan ilk esirdir.

[Cumâh Oğulları ndan]:

Abdullah b. Ubeyy b. Halef.

Kardeşi: Amr b. Ubeyy.

Ebû Azze Amr b. Abdillah b. Umeyr b. Uheyb b. Huzâfe b. Cumâh.

[Amir Oğullan'ndan]:

Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy.

Abd b. Zeme'a b. Kays b. Abdi- Şems b. Abdi Vedd.

[Esed b. Abdiluzzâ Oğulları'ndan]

Abdullah b. Humeyd b. Züheyr b. el-Hâris b. Esed b. Abdiluzzâ b.
Kusayy.


Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:21 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Benî Süleym Gazvesi

Hz. Peygamber (s.a.s.), Bedir Gazvesi'nden döndükten bir hafta sonra, Süleym Oğulları üzerine yürümek üzere Sibâ' b. Urfuta el-Gıfârî'yi, diğer bir rivayete göre İbn Ümmi Mektûm'u yerine bırakarak Medine'den yola çıktı. Küdr denilen suyun başına vardılar. Orada üç gün kaldı. Hiç bir çarpışmada bulunmadan geri döndü.

Sevik Gazvesi

Kureyşli müşriklerin, Bedir Savaşı'nda yenilgiye uğramış olan askerleri, Mekke'ye döndüklerinde, Ebû Süfyân iki yüz süvari ile birlikte Rasûlullah (s.a.s.) ile savaşmak üzere geri döndü. Medine'nin Urayz bölgesine kadar ilerlediler. Sık bir hurmalığı yaktılar. Orada tarlalarda çalışan Ensâr'dan bir zât ile onun müttefikini bulup öldürdüler. Sonra acele geri çekildiler. Rasûlullah (s.a.s.), yerine Ebû Lubâbe b.Abdilmünzir'i bırakıp, Müslümanlarla birlikte onları takip etmeye çıktı. Karkara-tü'î-Küdr'e kadar ilerledi. Ebû Süfyân ve müşriklerin savuşup gittiklerini, kaçarken yüklerini hafifletmek için yiyecekleri olan seviklerini (kavrulmuş buğday unu, kavut) çokça ekinler arasına attıklarını gördüler.

Müslümanlar bu sevik dağarcıklarını topladılar. Bu yüzden bu gazveye Sevik Gazvesi adı verildi. Bu gazve, Bedir'den iki küsur ay sonra, hicrî 2. yıl Zilhicce ayında yapıldı.

Zû Emer Gazvesi

Rasûlullah (s.a.s.), Zilhicce ayının geri kalan günlerini Medine'de geçirdi. Sonra Hz. Osman b. Affân'ı, Medîne'de yerine vekil bırakarak Ğatafanlılar ile savaşmak üzere Necid'e doğru yola çıktı. Safer ayının tamamını Necid bölgesinde geçirdi. Sonra hiç bir çarpışmada bulunmadan medîne'ye döndü.

Behran Gazvesi

Rasûlullah (s.a.s.), Medîne'de Rebî'ulevvel ayını geçirdikten sonra, yerine İbn Ümmü Mektûm'u vekil bırakarak, Kureyş ile savaşmak üzere Behran denilen yere kadar ilerledi. Üçüncü senenin Reb'iulâhır ve Ceâzıyelevvel aylarında orada kaldı. Herhangi bir çarpışmada bulunmadan Medîne'ye geri döndü.

Benî Kaynuka Gazvesi

Benî Kaynuka Yahudileri, Rasûlullah (s.a.s.) ile yapmış oldukları antlaşmayı bozdular. Rasûlullah (s.a.s.)'a boyun eğip hükmünü kabul edinceye kadar, Hz. Peygamber (s.a.s.) onları kuşattı. Abdullah b. Übeyy b. Selûl, onlar için aracı oldu. Rasûlullah (s.a.s.) onların kanlarını bağışlayıncaya kadar ısrar etti. Onları kuşatma sırasında Medîne'de Ebû Lubâbe b. Beşîr b. Abdilmünzir'i vali olarak bıraktı. Onları on beş gece kuşattı. Medine varoşlarında oturan bu Yahudiler, Abdullah b. Selâm'in kavminden idiler. Üç yüzü demir zırhlı olmak üzere, yedi yüz savaşçıları vardı.

Ekim dikim ve hurmalıkları yoktu. Ticaret ve kuyumculuk ile uğraşıp, mallarını işletiyorlardı.


Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:21 AM

Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
 

Ka'b B. Eşrefin Öldürülmesi İçin Gönderilen Seriyye

Allah ve Rasûlü'nün düşmanı Ka'b b. Eşref, Tayy kabilesinden idi. Annesi ise Benî Nadir Yadudiîerinden idi. Rasûlullah (s.a.s.), onu öldürmeye teşvik etti. Bu iş için Muhammed b. Mesleme, Abduleşhel Oğulları'ndan Ka'b b. Eşrefin süt kardeşi Ebû Naile Silkan b. Selâme b. Vekş, yine Abduleşhel Oğulları'ndan Abbâd b. Bişr b. Vekş ile Haris b. Evs b. Mu'âz ve Harise Oğulları'ndan Ebû Abs b. Cebr'i görevlendirdi. Savaşta caiz olması nedeni ile, Rasûlullah (s.a.s.), onlara böyle bir durumda inanmadıkları şeyleri söylemeye izin verdi. Onlar, Silkan b. Selâme'yi Ka'b'ın yanma gönderdiler. Silkan, ilerleyip onun yanma gitti. Rasûlullah (s.a.s.)'a karşı olma konusunda onunla uyum içerisinde olduğunu açıkladı. Sıkışık durumda olduklarını ona şikâyet etti. Bundan dolayı, silahlarını yanında rehin bırakmak karşılığında, kendisine ve arkadaşlarına yiyecek vermesi konusunda onunla konuştu. Ka'b onlara olumlu cevap verdi. Silkan, arkadaşlarının yanına döndü. Arkadaşları ile beraber çıktılar. Rasûlullah (s.a.s.), mehtaplı bir gecede onlarla birlikte Bekî'u'l-Ğarked'e kadar yürüdü; orada onları uğurladı. Onlar yürüyüp Ka'b'ın yanına vardılar. Ka'b, kalesinden çıkıp onların yanına geldi. Bir müddet beraber yürüdüler. Kılıçlarını onun yanına koydular. Muhammed b. Mesleme, belinde taşıdığı hançeri çıkarıp onu öldürdü. Fâsık kişi, öyle bir çığlık kopardı ki çevresindeki kale sakinleri korkup ürktüler. Hepsi ışıklarını yaktılar. Arkadaşlarının telaşla vurdukları kılıçlarından, Haris b. Evs, ayağından veya başından yaralanıp kan kaybetti. Arkadaşları kurtulup o geride kaldı. Ümeyye b. Zeyd Oğulları yurduna, sonra, Kurayza Oğullan mahallelerine vardılar. Sonra Bu'as'a gelip kavuştular. Sonunda, Medine'nin karataşlık mevkii olan Urayz'a vardılar. Arkadaşlarını orada beklediler. Evs, orada arkadaşlarına yetişti.

Arkadaşları Haris b. Evs'i, gecenin sonuna doğru Hz. Peygamber (s.a.s.)'in mescidine getirdiler. Rasûlullah (s.a.s.), o sırada namaz kılıyordu. Namazı bitirince, Ka'b'ı öldürdüklerini Hz. Peygamber (s.a.s.)'e bildirdiler. Rasûlullah (s.a.s.), Haris b. Evs'in yarasına tükürüğünü sürdü; yara iyileşti. Rasûlullah (s.a.s.), Müslümanlara, Yahudilerle savaşmaları için direktif verdi. O sırada Huveyyisa b. Mes'ûd Müslüman oldu. Muhayyısa b. Mes'ûd da daha önce Müslüman olmuştu. Bu iki zât Harise Oğulları'ndandı.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.