![]() |
Arkadaşlar dikkat ederseniz eğer seyrettiğiniz görüntünün yanında ermenilerinde yaptıgı katliam videoları var ben seyretmiştim düzmece oldukları belli savaş görünyülerini katliam görüntüsü diye yutturmaya çalışıyolar hep dümen sizde seyredin tavsiye ederim link aklımda değil ama bu katiam videoları zaten aynı link içerisinde verilmiş bi bakın benden demesi
|
ahmete katılıyorum.şimdi tüm satıcılar elbirliği etse bize silah,uçak,füze vb.. satmasa ne yapıcaz.elimizdekiylemi idare edicez.oyuncak değilki silah bunlar ülkemizi savunacağımız gereçler.bu konuda dışarıya bağımlı olmamalı kendimiz üretmeliyiz
|
Afla çıkan 3 bin kişi yine suça yöneldi
Afla çıkan 3 bin kişi yine suça yöneldi
http://www.cnnturk.com/images/turkiye/cciucek21hi.jpg Çiçek son 6 yılda yapılan tahliyeler hakkında bilgi verdi Son 6 yılda 70 bin 804 kişinin şartla tahliye edildiğini açıklayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bunlardan 3 bin 337'si hakkında 'yeniden suç işledikleri' iddiasıyla soruşturma yapıldığını söyledi. DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan'ın soru önergesine yanıt veren Bakan Çiçek, 'Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun' ile diğer kanun hükümlerinden yararlandırılarak son 6 yılda yapılan tahliyeler hakkında bilgi verdi. Yıllara göre şartla tahliye edilenler: 2001: 18 bin 640 2002: 16 bin 425 2003: 13 bin 387 2004: 10 bin 302 2005: 7 bin 294 2006: 4 bin 756 Toplam: 70 bin 804 Çiçek, tahliyelerine karar verilenlerin, cinayet, dolandırıcılık, çete kurma, adam kaçırma, yaralama, fuhuş, kalpazanlık, ırza tasaddi, hırsızlık, gasp ve sahte çek vermenin de aralarında bulunduğu çok sayıda suçtan mahkum olduğunu belirtti. Yeniden suç işleyenler Cemil Çiçek, tahliye edilenlerden 3 bin 337 kişi hakkında 'yeniden suç işledikleri' iddiasıyla soruşturma yapıldığını bildirdi. Çiçek'in verdiği bilgiye göre, bu kişilerin yeniden işledikleri suçların bazıları şöyle: * Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet * Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna muhalefet * Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununa muhalefet * Vergi Usul Kanununa muhalefet * Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet * Hırsızlık, müessir fiil, gasp, sahtecilik, uyuşturucu, tehdit, dolandırıcılık, adam öldürme, ızrar, ırza geçme, kaçırma ve alıkoyma, görevi kötüye kullanma, fuhuş, piyasaya sahte para sürme, kaçakçılık, kumar oynama ve oynatma, zimmet, terör örgütüne yardım ve yataklık etme, basın suçları, ırza tasaddi, tehlikeli araç kullanma, adam öldürmeye teşebbüs, cezaevi idaresine karşı ayaklanma, hürriyeti tahdit. |
İstanbul depremi ve çınarcık çukuru
Çınarcık Çukuru
Görünce daha farklı İstanbul Depremi ile ilgili sürekli bir çukurdan, Çınarcık çukurundan bahsediliyor.Bu nası bişey diye merak ettişsinizdir tahmin ettik..Fay hatlarını sürekli çizgi çizgi gösteren haritaları insanın algılaması oldukça güç.Bunun nasıl bir şey olduğunu görmemiş olanlar, merak edenler için Aşağıda bir gösterim var, Zira çizim oldukça net algılaması kolay, dolayısıyla oldukça etkili.Burada göründüğü üzere olayın ihtişamı ve ciddiyeti oldukça net. http://www.hericefm.net/mailimg/1.jpg Belli ki zamanında kıtaların plakalarının birleştiği bu hat üzerinde bayağı bir Kayma, göçme olayları yaşanmış ve güney plakanın bi kenarı, kuzey plakanın yaklaşık 1200 m aşağısında bi seviyeye yerleşmiş. Veya iki plakanın arası aşağı göçüvermiş. Ve gene belli ki Marmara Denizi dediğimiz şey özünde suyla dolu olan bu çukur.İsmi Çınarcık AMA aslında bütün marmarayı kaplıyor.Kenarlarında bir kısım platolar ( sahanlıklar) var o kadar.Dikkat ederseniz adaların altına kadar olan bölgede suyun derinliği 60-70 m.Fakat adaların hemen altında başlayan doğu batı hattında bir su altı vadisi var. Derinliği bir anda 1280 metreye kadar düşüyor. Düşünün 1280 metre. Orada su olmasa Vadinin kenarına gelip aşağı bakamazsınız. Acaip bir mesafe ve dimdik bir yar şeklinde. Sivri ve Yassı adalar Kınalı'nın aşağısına doğru,çok ufak belli belirsiz tam vadinin kenarındalar.Hani bi sallansa sanki kayıp içine düşüvereceklermiş gibi, duruyor. Bu bölge bir daha göçecek, kayacak deniyor, malum. Umarız önemli bişey olmaz. Ama belli ki bu doğal yapı öyle pek normal birşeye benzemiyor.......... |
ALLAH oğlumu ve tüm istanbulda yaşayanları korusun.
|
dogru şengül ablacım yaaa
ALLAH herkesi korusun yaaa ama depremin ne zman nerde olcanı kimse bilemess insanları böle telaşlandırmamaları lasım |
~~aL ßendende o Kadar aLLah yarDımcımız oLsun :S ~~
|
evet bütün insanları allaha emanet ediyorum.Allah hepimizi korusun ama istanbulu daha cok korusun
|
İTÜ’nün ‘süper’i TOP500’de
http://www.ntvmsnbc.com/news/252943.jpg
Süperbilgisayar, uçak-gemi tasarımlarından ekonomik öngörülerine, deprem simülasyonlarından savunma araştırmalarına kadar birçok alanda kullanılabilecek. İTÜ’deki Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama Projesi, dünyanın en güçlü süperbilgisayarları listesine 353’üncü sıradan girdi. Süperbilgisayar, nükleer ve savunma araştırmaları ile deprem simülasyonlarında kullanılacak. İTÜ’ye bağılı Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama Merkezi Projesi’nde yer alan süperbilgisayarın işlem gücü saniyede 5.2 trilyon. Süperbilgisayarda 560 adet Intel çift çekirdekli Xeon 5100 Woodcrest işlemci bulunuyor. HP ve Intel’in teknolojik desteği ve Türk bilişim firması Proline’ın entegratörlüğü ile Türkiye’nin ilk süperbilgisayarını kuran İstanbul Teknik Üniversitesi, TOP500 listesine giren ilk Türkiye kökenli süperbilgisayar sistemi Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama Merkezi Projesi’ni faaliyete geçirdi. İTÜ’nün Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama Merkezi (National Center for High Performance Computing) Projesi, özel ve kamu kuruluşlarının kullanımına açık olacak. İnternet kafe mantığıyla işletilecek olan süperbilgisayarı isteyen kurumlar araştırma projeleri için kiralayabilecek. TÜRKİYE İLK KEZ TOP 500’DE Supercomputing TOP500, 1993 yılından bu yana, dünyadaki süperbilgisayarların performanslarını ölçüyor ve sıralıyor. University of Tennessee ve Üniversiteat Mannheim tarafından ortaklaşa denetlenen dünyadaki yüzlerce süperbilgisayar yılda iki kez derecelendiriliyor. Dünyanın en güçlü süperbilgisayarı IBM yapımı BlueGene/L, saniyede 367 trilyon işlem yapıyor. DEPREM SİMÜLASYONUNDAN FİNANS HESAPLAMALARINA Süperbilgisayar, uçak-gemi tasarımlarından ekonomik öngörülerine, deprem simülasyonlarından savunma araştırmalarına kadar birçok alanda kullanılabilecek. Böylece ancak yurtdışında gerçekleştirilebilen çalışmalar, özellikle Japonya ve ABD’de yapılan deprem simülasyonları artık Türkiye’de de yapılabilecek. İTÜ’nin süperbilgisayarı, ayrıca finansal kuruluşların ve bankaların BASEL2 kriterlerinin zorunlu kıldığı karmaşık işlemleri ve risk analizlerini de hesaplayabiliyor. İTÜ Bilişim Enstitüsü uzmanlarından Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Serdar Çelebi, tüm özel ve kamu kuruluşlarının ileri düzeyde teknik araştırma ve bilimsel uygulamaları için süperbilgisayardan faydalanabileceklerini vurguluyor. İTÜ SÜPERBİLGİSAYARININ YETENEKLERİ Hava tahminleri: 4-5 günlük hava tahminlerinin süresi süperbilgisayar ile 10 güne çıkabilecek. Mühendislik: Uçak-gemi ve otomobil tasarımı, araç çarpışma testleri, nükleer kazalar sonucu oluşabilecek serpintiler gibi mühendislik uygulamaları. Malzeme bilimleri: Yüksek sıcaklıktaki süperiletkenler, yarıiletken cihaz simülasyonları, inşaat sektörü için hafif ve dayanıklı malzeme tasarımı. İlaç tasarımı: Yeni geliştirilen ilaçların etki tahmin simülasyonunda da süperbilgisayar teknolojisinden faydalanılıyor. Plazma fiziği: Plazma füzyon cihazları ve hesaplamaları. Ekonomi: Uzun vadeli ekonomik öngörüler ve borsa tahminleri. Astrofizik: Yıldızların iç yapıları ve uzay araştırmaları. Savunma sanayi: Savaş oyunları simülasyonu, şifre kırmak, füze yörüngesi izlemek ve nükleer patlama ve etki simülasyonları. |
Çocuk suçlarında korkutucu artış
Sadece polis bölgesinde savcılığa sevk edilen suç işleyen çocuk sayısı son altı yılda 400 bine ulaştı.
ANKARA - Hakkında işlem yapılmayarak ailesine teslim edilen çocuk sayısı ise bir milyonu aştı. Erkek çocuklar en çok hırsızlık, kasten yaralama ve darp suçlarına karışıyor. Kız çocukları da en çok yankesicilik suçunu işliyor.Çocuk suçlarıyla ilgili verileri 2000 yılından bu yana derleyen Emniyet Genel Müdürlüğü’nün rakamlarına göre, sadece polis bölgesinde cumhuriyet savcılığına sevk edilen çocuk sayısı son altı yılda 400 bine yaklaştı. Adli ceza gerektirmeyecek kusurlarda bulunup da resmi işlem yapılmadan ailesine teslim edilen çocuk sayısı ise 1 milyona yaklaştı Verilere göre kapkaç, yankesicilik, gasp gibi mala karşı suç işleyen çocukların sayısı 2000 yılında 22 bin iken, 2005 yılında 29 bine ulaştı. Bu sayı 2006’da 31 bini aştı. Öldürme, yaralama, intihara teşebbüs gibi şahsa karşı suç işleyen çocuk sayılarıysa 2000 yılında 17 bin 909 iken 2005 yılında 24 bine yükseldi. 2006 yılında ise bu rakam 27 bin 500 olarak belirlendi. Erkek çocuklar en çok hırsızlık suçu işliyor, kasten yaralama ve darp olaylarına karışıyor. Kız çocukları ise en çok yankesicilik suçu işliyor. Suça karışan kız çocuklarının oranı erkeklerin yüzde 20’si kadar, ancak kız çocukları arasındaki intihar girişimleri erkeklerden yüzde 70 daha fazla. |
Atatürk'ün İmzası Google Earth 'de
Atatürk'ün KKTC dağlarında yazılan dev boyutlu sözü net bir şekilde görülüyor.
http://www.istanbulfm.com.tr/img/ima...3508724661.jpg Dünyanin en büyük internet arama motoru Google tarafindan çikarildigi günden bu yana büyük tartismalara neden olan Google Earth programi, bu kez Kibris daglarindaki Türkiye ve KKTC bayraklari ile Atatürk'ün sözleri nedeniyle gündeme gelecek gibi görünüyor. Daha önce uydudan çekilen düsük çözünürlükteki Kuzey Kibris daglarinin görüntüleri, yüksek çözünürlükteki uydu fotograflari ile degistirilince, dünya genelindeki milyonlarca Google Earth kullanicisi, daglardaki Türk bayragi çizimleri ve Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini de görebilir hale geldi. Earth'ten alinan fotografta, dev Ay-Yildiz figürünün hemen altinda 'Kemal Atatürk' imzali 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözü ve hemen yani basindaki Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti bayragi net bir sekilde görülebiliyor. Böylece Google Earth programinin dünya genelindeki milyonlarca fanatigi, Kibris adasini incelediginde Atatürk'ün sözleri ile karsilasiyor. |
harika paylaşım teşekkürler
|
Şehitlerimiz için göreve
Dünya liderlerine ve dünya medyasına 77.167 e-kart gönderildi.
Gönderdiğimiz e-kart şehit cenazelerinde çekilen gerçek doğal görüntülerdi. Amacımız Türk anne ve babalarının yaşadığı acıları birer anne ve baba olan dünya liderlerine hissettirmekti. Türk Halkının duyarlı davranışı ile 77.167 e-kart dünya liderlerine ve dünya medyasına ulaştı. Aynı e-kartlar Türk devlet adamlarına , haber ajanslarına ve Türk medyasına da gönderildi. Şimdi yeni bir uygulama ile e-kartları tüm dünya liderlerine ve dünya halklarına ulaştırmayı hedefliyoruz. Tüm duyarlı halkımızdan e-kartları dünya liderlerine , haber ajanslarına, önemli gazetecilere ve tanıdığınız bildiğimiz tüm mail listelerine göndermenizi istiyoruz. Hedefimiz en az beş milyon e-kartın dünya halklarına ulaşması. *Grup üyelerimizin bu konuya gereken ilgiyi göstereceğine inanıyor saygılar sunuyorum...* E- KART GÖNDERMEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ... http://www.sehitlerolmez.com/ekart.php http://www.sehitlerolmez.com/ekart_resimci.php?resim=29 |
bu bizim için gurur görünce çok hoşuma gitti bunu hepinizle paylaşmak istedim
|
teşekkürler
süper yaa |
Güzel paylaşım... Ancak yönlendirmelerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışalım... Yani konuya giren üyelerimiz , konuyu direk sitemizde görebilirse daha iyi olur...
Teşekkürler... |
Evet.. Ama Guzel Paylasim Saol
|
ÖSS de önemli değişimler
ÖSYM, 'açık uçlu soru' denemesi yapacak
A.A. Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) test usulü soruların yanı sıra, adayların klasik yazılı sınavlardaki gibi cevap yazacağı “açık uçlu” sorular da yöneltilmesi için “deneme” hazırlıkları başlatılıyor. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ilk aşamada, sınava giren öğrenci sayısı az olduğu bu yöntemin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) 2008 yılında uygulanacağını bildirdi. Türkiye'de ÖSS'ye giren öğrenci sayısı birkaç yüz bin kişiye indirilirse bunun uygulanabileceğine işaret eden Prof. Dr. Yarımağan, “Türkiye bu sınavdan kurtulmak istiyorsa bir siyasi liderin veya bir bakanın 'ÖSS'yi kaldıracağız' demesi yetmez” dedi. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, bugünkü ÖSS sisteminden kimsenin memnun olmadığını belirterek, “Herkes sistemi eleştiriyor. Toplantılar yapılıyor, şurada eleştiriliyor, sağda solda eleştiri yapılıyor ve haklılar” dedi. “Sistemin olumsuz yanlarını kendilerinin de gördüklerini” dile getiren Prof. Dr. Yarımağan, YÖK'ün hazırladığı strateji raporunda da ÖSS ilgili bölümler yer aldığını anımsattı. Sınav sistemi ile ilgili görüşlerini anlatan Prof. Dr. Yarımağan, sorunun üniversite kontenjanlarının yetersizliği ve yükseköğretime talebin fazla olmasından kaynaklandığını vurguladı. “MEMNUNİYETSİZLİK VAR” Prof. Dr. Yarımağan, şunları kaydetti: “Türkiye'de yükseköğretime talep, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal koşulları nedeniyle aynı durumdaki ülkelere göre daha farklı. İşsizlik ve diğer nedenler üniversiteye yönelmeyi etkiliyor. Kontenjanlar yetersiz, talep de fazla olduğu için bir yığılma meydana geliyor. Liseyi her yıl 500-600 bin kişi bitirirken, üniversite sınavlarına 2 milyona yaklaşan sayıda aday başvuruyor. Bu kadar çok sayıdaki aday arasından seçim yaptığınızda kullanabileceğiniz tek yöntem var, o da çoktan seçmeli test sınavı. Bunun da eğitim açısından getirdiği olumsuz sonuçlar oluyor tabii. Sadece çoktan seçmeli sınav yaptığınızda öğrenciler sınava hazırlanmak açısından sadece belli yeteneklerini geliştiriyorlar, diğer yeteneklerini geliştirmiyorlar. Ortaöğretim bundan etkileniyor ister istemez. Daha az etkilenmesi için geçen yıl yaptığımız değişiklikler bu yöndeydi ama gene de etkileniyor. Sonuç olarak bir memnuniyetsizlik var. Analizi iyi yaparsanız, bunun giderilmesi için neler yapılacağı da kendiliğinden ortaya çıkıyor.” “YÖK-MEB-HÜKÜMET SIKI İŞBİRLİĞİ YAPMALI” Prof. Dr. Yarımağan, sorunun giderilmesi için öncelikle kontenjanların artırılması gerektiğini vurguladı. Bunun kısa sürede olmayacağını bildiklerini, ancak belirli bir dönemde ve planlı bir şekilde artırma yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Yarımağan, yeni üniversite açılmasının yeterli olmayacağını söyledi. Prof. Dr. Yarımağan, geçen yıl 15 “yeni üniversite” açıldığını ancak bir tek kontenjan bile ilave edilmediğini belirterek, şöyle konuştu: “Kontenjanların hissedilir düzeyde artırılması lazım. Bunun için de ülkenin yükseköğretime önem vermesi, öğretim üyesi yetiştirmesi gibi üç-beş yıla yayılan bir planlama yapılmalı. Bunu Türkiye'nin yapması lazım. Bu yönde hiçbir belirti görmüyoruz. Bunun için Yükseköğretim Kurulu ile hükümetin, Milli Eğitim Bakanlığının çok sıkı işbirliği yapması lazım.” “KİMSE LİSE DİPLOMASINA GÜVENMİYOR” “Tüm ülkelerin sınav yaptığını, ancak Türkiye gibi üniversitelerin tüm bölümlerine sınavla öğrenci alan başka bir ülke bulunmadığını” vurgulayan Prof. Dr. Yarımağan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin bizde kontenjanı sınırsız olan Açıköğretime bile sınavla giriliyor. Bunun başlıca nedeni de lise diplomasının belirli bir seviyeyi garantileyememesi. 'Türkiye'de okuma-yazma, toplama-çarpma bilmeyen lise mezunları var' deniyor. Bu biraz abartılmış da olsa Türkiye'de bir gerçeği dile getiriyor. Kimse lise diplomasına güvenmiyor. Öyle olduğu için de her yere sınavla alınıyor. Bunu kaldırmak, yıkmak lazım. Bunu yıkmak, ya liselerde diplomanın daha ciddi bir biçimde verilmesi ya da bir bitirme sınavı, olgunluk sınavı gibi bir sınav yapılmasıyla mümkün olur.” “SINAV CİDDİ YAPILIRSA SINAVSIZ GİRİLEBİLİR” Prof. Dr. Yarımağan, “bitirme sınavının objektif ve ciddi bir şekilde uygulanırsa ve bu sınavda başarı gösteremeyenlere yükseköğretim yolu kapanırsa” o zaman bazı yükseköğretim programlarına doğrudan sınavsız olarak girilebileceğini kaydetti. Prof. Dr. Yarımağan, şunları kaydetti: “Kontenjanları artırırsanız, bazı yerleri de sınavsız yaparsanız; sadece Açıköğretim'i demiyorum meslek sahibi yapmayan bazı lisans programları vardır ve bunlara da sınavsız girilebilir, üniversiteye giren sayısını büyük ölçüde azaltmış olursunuz. O noktaya geldiğimizde farklı sınav teknikleri yapılabilir. Bu da bugün toplumun bugün şikayet ettiği birçok konunun ortadan kalkmasını sağlar. Kimse bunları düşünmeden 'ÖSS kalkmalıdır' diyor. Ama kontenjanlar, Türkiye'nin ekonomik durumu böyle kalırsa, liselerin seviyesi ve diplomalarının düzeyi bu şekilde kalırsa hiçbir çözüm üretilemez. Herkesin bunun bilincinde olması lazım.” “AÇIK UÇLU SINAVA ADIM” ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Yarımağan, diğer ülkeler gibi Türkiye'de de üniversiteye girişte çoktan seçmeli testlerin yanı sıra “açık uçlu” soruların yöneltildiği sınav yapılabilmesine bir adım olması açısından hazırlıklara başladıklarını bildirdi. Prof. Dr. Yarımağan, şöyle konuştu: “Çoktan seçmeli testler dışında açık uçlu soruların da yer aldığı sınavların üniversiteye girişte yapılabilirliği denemek için KKTC'de bunun bir uygulamasını 2008 yılında yapmak üzere hazırlıklara başladık. KKTC Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM ve YÖDAK olarak el birliğiyle bu hazırlıkları yapıyoruz. Az önce söylediklerim de Türkiye'de önümüzdeki 3-5 yıl içinde gerçekleşirse, Türkiye açısından bir hazırlık, bir bilgi birikimi olur. Ama 1.5 milyon kişiye açık uçlu sorularla kompozisyon yazdırarak veya küçük küçük, kısa sorular sorularak sınav yapılması pek mümkün değil. Ama bu sayıyı birkaç yüz bin kişiye indirirseniz, örneğin coğrafya sınavına 100 bin kişi girerse, matematik sınavına sadece 300 bin kişi girerse ve bu konuda örgütlenirseniz bunun yapılabilirliği ortada. Çünkü birçok ülke bunu bu şekilde yapıyor. Üniversiteye girişi sadece çoktan seçmeli test sınavıyla yapan tek ülke biz kaldık.” “TEST YÖNTEMİNİN YAN ETKİLERİ VAR” Diğer ülkelerin de test sınavı yaptıklarını, çünkü test yönteminin uygulandığı sınavın kolay gerçekleştirildiğini, objektif olduğunu ve iyi öğrenci seçtiğini anlatan Prof. Dr. Yarımağan, ancak test yönteminin de “yan etkileri” bulunduğunu ifade etti. Prof. Dr. Yarımağan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Test yönteminde öğrencinin sadece belirli yeteneklerini ölçebiliyorsunuz. Öğrenci sadece belirli konularda hazırlanıyor. Yani eğitim açısından bazı sakıncaları var. Bu sakıncaları ortadan kaldırmak için diğer ülkeler test sınavıyla birlikte diğer sınav tekniklerini de kullanıyorlar. Türkiye'nin de bunları kullanması gerektiğine inanıyoruz ama bunun ön koşulları var. Türkiye bu sınavdan kurtulmak istiyorsa bir siyasi liderin veya bir bakanın 'ÖSS'yi kaldıracağız' demesi yetmez. Bunu kaldırmak için, onun yerine birtakım hazırlıkları yapması lazım ve bu hazırlıklar da üç-beş yıl sürer. Bir yılda bunu kimse yapamaz.” KKTC'DEKİ SINAV KKTC'deki adayların KKTC'deki üniversitelere yerleştirilmesi için orada ayrı bir sınav gerçekleştirildiğini anlatan Prof. Dr. Yarımağan, KKTC'li öğrencilerden Türkiye'de okumak isteyenlerin aynı zamanda Türkiye'de gerçekleştirilen ÖSS'ye de girebildiklerini anımsattı. Prof. Dr. Yarımağan, KKTC'de üniversite adayları için yapılan sınavı KKTC Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu'nun (YÖDAK) gerçekleştirdiğini anımsattı. Üniversiteye girişte test usulü soruların yanı sıra “Açık uçlu soru” yöneltilmesi amacıyla yapılacak uygulama için YÖDAK'a destek vereceklerini bildiren Prof. Dr. Yarımağan, şunları söyledi: “Biz KKTC'li öğrencilerin ÖSS'ye girmesi uygulamasını kaldırmıyoruz. Türkiye'de okumak isteyenler yine ÖSS'ye girer. “Açık uçlu soru” uygulamasının nedeni, oradaki sınava giren aday sayısının çok az olması. Sözünü ettiğim sınava 2 bin-2 bin 500 kişi giriyor. Dolayısıyla orada her türlü uygulamayı çok kolaylıkla gerçekleştirmek mümkün. Mesela Türkçe sınavına 2 bin 500 kişi girer de fizik sınavı yaparsanız muhtemelen 500 kişi girer. 500 kişiye her türlü sınav tekniğini uygulamak mümkün.” “TÜRKİYE'DE BUNUN İÇİN VERİLMİŞ BİR KARAR YOK” Üniversiteye giriş sınavı konusunda KKTC'de de Türkiye'deki gibi şikayetler olduğunu belirten Prof. Dr.Yarımağan, şöyle konuştu: “Onlar da kendi sınav sistemlerinden memnun değiller. Onlar da sınavı bizimki gibi çoktan seçmeli yapıyorlar. Dolayısıyla aynı şikayetler var. Açık uçlu soru konusunda onlar kendileri açısından uygun olacağını düşündükleri için böyle bir şey yapıyorlar. Biz de bu konuda bir deneyim kazanalım diyoruz. İngiltere'de test sınavı neredeyse hiç yapılmıyor, açık uçlu yapılıyor. Komşumuz Yunanistan böyle yapıyor, çevremizdeki diğer ülkeler böyle yapıyor. Onlar böyle yapıyorken, bizim de böyle yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. 'Bilgi birikimi oluşturalım, deneyim kazanalım' diyoruz. Türkiye'de böyle bir şey için verilmiş bir karar yok ama sırf deneyim kazanmak ve KKTC'nin sorunlarını çözmesi için yapılacak bir uygulama olacak.” Bu konuda KKTC'ye ne şekilde bir destek verileceği sorusu üzerine Prof. Dr. Yarımağan, 2 üyenin KKTC'den, 1 üyenin de Türkiye'den ÖSYM'den katılacağı bir sınav komisyonu oluşturulacağını bildirdi. Prof. Dr. Yarımağan, örnek soruların hazırlanmasından diğer tüm konulara kadar ÖSYM'nin birikimiyle KKTC'ye destek vermeye çalışacaklarını söyledi. Sınavı YÖDAK'ın gerçekleştireceğini ifade eden Prof. Dr. Yarımağan, “Sınavın sahibi YÖDAK olacak. 2007 erken olur diye 2008 yılında yapılması kararlaştırıldı” dedi. |
Cebe gelen istem dışı mesajlara dikkat
Cebe gelen istem dışı mesajlara dikkat
http://www.milliyet.com.tr/2006/11/2...m/oo124818.jpg Cep telefonlarına istem dışı gelen ve melodi ya da resim indirilmesini sağlayan mesajların, farkında olunmadan faturaya ücret yansımasına ya da kontör harcanmasına neden olabileceği bildirildi. Tüketiciler Birliği Başkanı Bülent Deniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son zamanlarda cep telefonlarına gelen reklam içerikli mesajlar nedeniyle mağdur olan çok sayıda kullanıcı bulunduğunu belirtti. Söz konusu mesajların bir firmanın veya mağazanın reklamı olabileceği gibi genellikle oyun, melodi, müzik, logo ve duvar kağıdı gibi içeriklerin indirilmesiyle ilgili olduğunu kaydeden Deniz, şunları söyledi: "Fazla bilgisi olmayan bir cep telefonu kullanıcısı farkında olmadan ya da merak ederek bu mesajların sonunda yer alan internet adresine girip, reklamı yapılan içeriği indirerek, faturasına belli ücretlerin yansıması ya da kontörünün harcanması durumuyla karşılaşabiliyor. Ya da bir abonelik başlıyor ve iptal edilmemesi halinde, her ay ya da hafta otomatik olarak yenilenip, ücret tahsil edilmeye devam ediliyor." "GSM OPERATÖRLERİ BENCİL DAVRANIYOR" GSM operatörlerinin, söz konusu reklamları belli ücretler karşılığı gerçekleştirdiklerini ifade eden Deniz, şöyle devam etti: "Operatörler bu mesajları kullanıcının isteği dışında gönderiyorlar. Sonuçta, gecenin bir yarısı ya da işinizle meşgulken gelen bir mesaj sizi rahatsız edebiliyor. Batıda söz konusu reklam içerikli mesajları gönderen GSM operatörleri, bunun karşılığı olarak abonelerine belli indirimler yapıyor ya da hediye köntör ve dakika verme gibi uygulamalar gerçekleştiriyorlar. Ancak, Türkiye’deki GSM operatörleri bu konuda benciller. Bize sormadan cep telefonumuza dünya kadar mesaj gönderiyor, bunun için bir hediye veya indirim vermiyorlar. Türkiye’de de bu anlayışın yerleşmesi lazım." Söz konusu mesajlardan rahatsız olan kullanıcıların, GSM operatörüne yazılı olarak bu reklamları istemediğine dair bildiriminde bulunabileceğini kaydeden Deniz, buna rağmen halen mesajlar geliyorsa, kullanıcıların tazminat davası açma hakkına sahip olduklarını vurguladı. |
Uzaktan KUMANDALI ROBOT icat etti!
Uzaktan KUMANDALI ROBOT icat etti!
Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde yaşayan 18 yaşındaki öğrenci, tasarımı tamamen kendisine ait, uzaktan kumandalı yürüyen bir robot icat etti. İşte icadı: http://www.moralhaber.net/resimler/mucid2.jpg http://www.moralhaber.net/resimler/mucid1.jpg Liseyi maddi imkansızlık nedeniyle bırakan Ebubekir Dengiz, robot icat ederek Japonyalı mucitlere adeta taş çıkarttı. Genç mucidin kısıtlı imkanlarla yaptığı robot; konuşuyor, yürüyor, aynı zamanda da dans ediyor. Babasız olduğu için, aile geçimine katkıda bulunmak amacıyla çimento taşıma işlerinde çalışan Dengiz, elindeki kısıtlı imkanlarla küçük bir robot icat ettiğini söyledi. İcat ettiği robotu için isteyen herkese patenti vereceğini belirten genç mucit, "Evdeki elektronik cihazları kullanılarak icat ettiğim bu robotun uzunluğu 70 santimetredir. İmkanlarım olsa, daha büyük robotlar yapmak istiyorum. Bu işlerden iyi anlıyorum. Özellikle elektronik tamiratından çok iyi anladığım için böyle bir icat yapmaya karar verdim. Uzaktan kumandalı robotu 1 ay gibi kısa bir zamanda bitirdim. Robot yaparken sadece elektronik malzemeleri kullandım. Elimde fazla imkanım yok. Erken yaşta babamı kaybettiğim için okulu bırakmak zorunda kaldım; ancak şu anda liseyi dışarıdan okuyorum. Aile geçimine katkıda bulunmak için çalışmak zorundayım" dedi. Genç mucidin yakını olan Halil Coşkun, böyle gençlere yetkililerin yardım elini uzatmalarını istedi. Coşkun, "Bu tür icatlar yapan birkaç arkadaşımız daha var; ancak ben robot icat edeni ilk kez gördüm. Bugün kendisiyle görüştüğümde robotu çalıştıracak pil parası dahi yoktu cebinde. Bu imkansızlıklara rağmen böyle bir robot yapabiliyorsa ne mutlu ona diyorum. Artık Silopi olarak Çinliler'e ve Japonlar'a rakibiz" diye konuştu. İHA |
insanlarımıza imkanlar sağlansa kim bilir daha neler yapılcak ama üniversitelerde bu sistem bizde bu vurdumduymazlık oldukça zor....
Mevcut sisteme hayırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr......... ...... |
TÜBİTAK gibi bi kurum kapısına patent almak için geleni " Gavurun bulamadıgını senmi buldun !! " diyerek geri çevirirse ve bu zihniyetle bu ülke giderse biz IMF gibi kan emicilere muhtaç sokak itleri gibi sürüm sürüm sürünmeye devam ederiz. Buyrun işte Türk insanının neler yapabileceğinin ve üstün zekasının devasa sınırsızlıgının bir örnegi üstte varın gerisini siz düşünün
Paylaşım için sağol gerçekten güzel bi konu idi |
Evlat edinmeye "18 yaş" sınırı
Evlat edinmeye "18 yaş" sınırı
http://www.sabah.com.tr/2006/11/27/i...485EBBF51b.jpg Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, evlat edinilen ile evlat edinmek isteyen kişi arasındaki yaş farkı 18'den az olmasına karşın evlat edinmeye karar veren iki ayrı yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin söz konusu kararları, Resmi Gazete'de yayımlandı. Karara göre, eşinin önceki evliliğinden olan kızını evlat edinmek isteyen bir kişi, yerel mahkemede dava açtı. Yerel Mahkeme, eşi ile kızının rızalarını alarak davayı kabul etti ve hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşti. Açılan bir başka davada da 22 Şubat 1944 doğumlu bir kişi, 5 Ocak 1958 doğumlu bir kişiyi evlat edinmek için dava açtı. Mahkeme, davayı kabul etti. Bu hüküm de temyiz edilmeksizin kesinleşti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, iki ayrı davayla ilgili yerel mahkeme kararlarının kanun yararına bozulmasını istedi. Dosyaları görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin kararlarında, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 308. maddesinde, ''Evlat edinilenin, evlat edinenden en az on sekiz yaş küçük olması şarttır'' hükmünün yer aldığı anımsatıldı. Söz konusu davalarda, bu şartın oluşmadığının belli olduğuna işaret edilen kararlarda, bu hükme aykırı olarak davacının isteminin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğu vurgulandı. EVLAT EDİNMEK İSTEYEN DİNLENMELİ İkinci davada ayrıca, evlat edinmek isteyen kişinin dinlenilmediğine işaret eden Daire, 4721 sayılı Kanun'un 316. maddesinde, ''evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenilmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verileceğinin'' hükme bağlandığını vurguladı. Daire, söz konusu maddede, ''araştırmanın özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulmasının gerektiğinin'' öngörüldüğünü belirtti. Bu nedenlerle, yerel mahkemece evlat edinen kişi dinlenilmeden ve kanunun öngördüğü şekilde kapsamlı araştırma yapılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu vurgulandı. |
600 gramlık bebeğe kalp ameliyatı yapıldı
600 gramlık bebeğe kalp ameliyatı yapıldı
http://www.sabah.com.tr/2006/11/27/i...E86B70E44b.jpg Konya'da 5 yıllık evli bir çiftin 25 haftalıkken, 25 santimetre olarak doğan kız bebekleri kalp yetmezliği nedeniyle doğumdan 8 gün sonra ameliyat edildi. Yaklaşık 10 gün önce artan sancıları nedeniyle Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesine giden anne Nimet Durlanık, erken doğumla 25 haftalık bir kız bebek dünyaya getirdi. Özellikle ciğerleri solunum için yeterli düzeyde gelişemeyen 790 gram ağırlığında, 25 santimetre uzunluğundaki bebeğin, kalp çevresinde kapanması gereken 'duktus arteriosus' adlı bir kanalının da kapanmadığı ortaya çıktı ve ameliyata karar verildi. Operasyonu gerçekleştiren Operatör Dr. Can Vuran ameliyat öncesi bebeğin 600 grama kadar düştüğünü belirterek şunları kaydetti: "Bebeğin durumu halen riskli. İç organlarının gelişmesi için yoğun bir tedavi gerekiyor.'' |
öfkeli kasap
......................................
|
Kemençe Yunan çalgısı mı?
Yunanlılar 'kemençe bizim' dedi sanal alemde kavga başladı. Kemençe kimin?
04.12.2006 05:36 http://www.haberturk.com/kuturesim/KEMENCESAVASI.jpg "Survivor Türkiye-Yunanistan" adlı yarışmanın yankıları sürerken, Türkler ile Yunanlılar sanal ortamda da video görüntüleri üzerinden "Kemençe bizim" tartışması yapıyor Dünyanın en çok tıklanan video paylaşım sitesi YouTube, şimdilerde "Türkler ile Yunanlılar arasındaki kemençe sahiplenme savaşı"na ev sahipliği yapıyor. Siteye girip "kemençe" yazarak arama yaptığınızda, karşınıza onlarca görüntü çıkıyor. Sitede Rize, Trabzon ve Giresun mahreçli kemençe videolarının yanı sıra, bir o kadar da kemençe çalıp mani söyleyen ya da o kemençe eşliğinde horon oynayan Yunanlıların videoları yer alıyor. İki taraf da "Kemençe bizim" diyor. Youtube'da Yunanlıların çaldığı kemençeyi dinleyip oyunlarını seyredenlerin çoğu yorum yazmadan çıkmıyor. Yunanlılara hitaben, "Siz ne anlarsınız kemençeden? Bu ne böyle? Keman mı, kemençe mi belli değil? Kemençe çalmaktan haberiniz yok" diye başlayan yorumlar yazılıyor. Kullandıkları kod adlar nedeniyle Yunanlı oldukları izlenimi veren başkaları ise "Pontuslular en iyi kemençe çalanlardır" ya da "Kemençe, Pontuslu Yunanlılar tarafından yaratılan en eski enstrümandır" şeklinde karşı çıkışlar yapıyor. Mesela sitede yıllar önce çekildiği izlenimi veren, siyah - beyaz bir video var ki kemençe eşliğinde horon tepen Yunanlılar, tıpkı Karadenizli folklor ekipleri gibiler. Biri bu görüntülere "Bu müzik, kemençe ve oyun aynı Karadeniz'deki gibi" yazıyor, bir başkası "Kültürlerimiz çok farklı değil. Yazık ki dünya içinde bulunduğu durumdan dolayı, hükümetler yüzünden Türk - Pontus, Yunanlı - Ermeni olan herkes zor durumdan geçiyor" sözleriyle karşılık veriyor. Bazıları da yazdıklarıyla olayı tarihi bir hesaplaşmaya çekiyor. http://www.milliyet.com.tr/2006/12/0...esim/amag1.jpg 'Kendinize mal etmeyin' Sitede kemençenin kendilerine ait bir enstrüman olduğunu yazan Yunanlıyı, "Bu gerçek kemençe değil. Lütfen Türkiye'ye gel, misafirim ol. Gerçek kemençe bulup folklor izlersin" sözleriyle davet eden Türkleri de görmek mümkün. Türkçe, İngilizce ve Yunanca yorumlarla dolu kemençe videoları içinde biri var ki ona "Uçankahraman"ın yazdığı yorum Youtube'daki kemençe kavgasının nereye geldiğinin özeti gibi: "Bunu çalan herif Rumsa, ben kafamı keserim. Bari kendinize mal etmeyin kemençeyi. Yuh be kardeşim..." İŞTE YUNAN KEMENÇESİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN YUNAN KEMENÇESİ-2 TIKLAYIN BU DA HAS KARADENİZ KEMENÇESİ Ali Eyüboğlu/MİLLİYET |
~~ßunLAr yakınDa ATATURK ßizim Atamız derLErse hic SASırmam :):)~~
|
EL-Kaidenin 2 NumaraLı iSmi yakaLandı
HATAY (İHA) - Hatay Emniyet Müdürlüğü, Louai Sakka'dan sonra El-Kaide'nin Türkiye'deki 2 numaralı ismi olduğu öne sürülen Tunuslu Malek Charahılı'nın Hatay'da yakalandığı yönündeki haberleri doğruladı.
Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Hatay Emniyeti ile MİT Bölge ekipleri, Avrupa ülkeleri üzerinden Irak'a gönüllü 'cihatçılar' aktaran grubu takibe aldı. Sanıklara 'gizli izleme' ve 'teknik takip' yapıldı. Kendisine tüccar süsü veren ve Aziz-Ebu ile Mezin-Eslim kod isimlerini kullanan Malek Charahılı'nın Şubat 2005'te Hatay'da olduğu tespit edildi. Hatay'da bulunduğu süre içerisinde mobilya ve bavul ticareti ile uğraşan Tunus uyruklu şahısların arasında kendine esnaf süsü vererek kamufle olmaya çalıştığı belirlenen Malek Charahılı, Farid Zaghdoudi adına düzenlenmiş sahte pasaport ile 15 Ağustos 2006 tarihinde Hatay'da yakalandı. El-Kaide üyelerinin evlerinde bomba yapımında kullanılabilecek nitelikte çok sayıda malzeme ile Voltran marka bir kurusıkı tabanca ele geçirildi. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak, cezaevine gönderildiği kaydedilen Malek Charahılı'nın ikinci dava duruşmasının 25 Ocak 2007 tarihinde Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacağı bildirildi. goood goood clapping heyoo clapping heyoo |
Allah'ın sopası yok !!!
Peygamber efendimizin sözde karikatürünü çizen danimarkalı karikatürist densizi evinde yanarak ölmüş. Danimarka media sı dünyadan bu haberi saklama çabasında bakalım nereye kadar mumları yanar tüm müslüman aleminin gözü aydın karikatürler sebebiyle müslümanların yaptıgı eylemlerin meyvesi alınmış oldu Allah bu tür girişimlerde bulunanın cezasını er geç vermiştir.
|
kötülükler yerde kalmaz ALLAH böyle cezalandırır.
|
Alıntı:
|
Allahuekber
|
izmirDe Cocuk TacizCisi YakaLandı
İzmir'in Bornova İlçesi Pınarbaşı semtinde, bir okulun çevresinde çikolata ve bisküvi vererek kandırdığı çocuklara sarkıntılık ettiği ileri sürülen şahıs, polis ekiplerinin yaklaşık 10 gün süren çalışması sonucu yakalandı.
Edinilen bilgiye göre, Pınarbaşı semtindeki Batıçim İlköğretim Okulu'nda okuyan 2'si kız 4 çocuğun ailesinin, çocuklarına sarkıntılıkta bulunulduğu şeklindeki şikayetleri ve verdikleri eşkal doğrultusunda çalışma başlatan İzmir Asayiş Şubesi Gasp Büro Amirliği ekipleri, okul çevresini takibe aldı. Yaklaşık 10 gün süren takipler sonucu verilen eşkallere uyan O.T. (27) isimli şahıs, dün sabah saat 10.00 sıralarında yakalanarak gözaltına alındı. Tacize uğrayan çocuklar tarafından da teşhis edilen ve bekar olduğu belirtilen O.T.'nin, zaman zaman Pınarbaşı semtindeki fabrikalarda bekçilik yaptığı ve sabıkasının bulunmadığı öğrenildi. Çocukları çikolata ve bisküvi gibi yiyecek vererek kandırdığı, daha sonra okulun çevresindeki ıssız yerlere götürerek öpmek suretiyle ve elle sarkıntılıkta bulunduğu öne sürülen O.T.'nin ifadesinde, "Ben hastayım" dediği kaydedildi. Sorgulamasının ardından "Küçük yaştaki çocuklara kandırarak sarkıntılıkta bulunmak" suçundan İzmir Adliyesi'ne sevk edilen O.T., adliyeye götürülürken hastalığının ne olduğunu soran gazetecilere, "Hepatit B hastasıyım" diye cevap verdi. |
Kadın Heykelini Devirdiler
TÜRK Kadınlar Birliği Edirne Şubesi tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 80’nci yıldönümü anısına yaptırılan 400 kilogram ağırlığındaki bronz ‘Özgür ve Çağdaş Kadın Heykeli’, kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce halatla bağlanıp çekilerek kaidesinden kopartıldı.
Olay dün gece meydana geldi. Kadınlar Birliği tarafından 16 Kasım günü Fatih Mahallesi'ne dikilen ve özgür ve çağdaş kadını simgeleyen çıplak kadın heykeli, kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından halatla bağlanarak kaidesinden kopartıldı. Sabah saatlerinde yere düşmüş kadın heykelini gören vatandaşlar hemen polis ekiplerine haber verdi. Gelen ekipler, heykeli onarımının yapılması için Belediye'ye götürdü. İncelemelerde bulunmak üzere heykelin yanına gelen Belediye Başkanvekili Serdar Yalçıner, “Edirne gibi Avrupa’ya açılan çağdaş bir sınır kentinde, kadın heykeline yapılan saldırıyı kınıyoruz. Heykeli yıkan örümcek kafalı, çağ dışı, heykele ve sanata düşman zihniyetlerin varlığına inanamıyoruz. AB’ye girme aşamasında bu tür olaylarla uğraşılması bizi çok üzdü'' dedi. Türk Kadınlar Birliği Edirne Şube Başkanı Ayşen Tamergil de, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 80‘nci yıldönümü anısına yaptırılan ‘Özgür ve Çağdaş Kadın Heykeli’nin, taşıdığı anlam dolayısıyla önemli olduğunu belirterek, “Heykel gerekli onarımı yapıldıktan sonra tekrar yerine dikilecektir'' diye konuştu. Polis ekipleri heykelin bulunduğu yerde inceleme yaparak parmak izi aldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. |
Allah be... versinnnn
|
Ne biçim insansınız hayret birşey
|
İnsanlar nelerle uğraşıyor yapacak hiç mi iş yok bunların ya paylaşım için sağol
|
Hepsini yakalasınlar artık yeter bu savaşlar eline sağlık güzel paylaşım
|
yunan değil mi türkleri çekemiyorlar
|
Eğitime destek müdüre Passat
Van Milli Eğitim Müdürü, “Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası” adı altında hediye otomobil aldı!
http://www.haberturk.com/2006/12/12/...skandal121.jpg 12.12.2006 08:14 http://www.haberturk.com/kuturesim/mpassat.jpg Van’da Milli Eğitim Müdürlüğü ile Valiliği karşı karşıya getiren ‘Passat krizi’ valinin genelgesiyle son buldu. Hükümetin tasarruf genelgesi çerçevesinde, makam aracı alımlarına yasak getirmesinden sonra Van Milli Eğitim Müdürlüğü 80 bin YTL değerinde son model Passat marka bir otomobil aldı. Müdürlüğün, personel maaşlarının yatırılması için özel bir bankayla anlaştığı, bunun karşılığı bankanın verdiği promosyon ücretiyle otomobil alındığı ortaya çıktı. Bu tür alımlarda yaşanan engel, otomobilin “Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası” adı altında gerçekleştirilmesiyle delindi. İhale yapılmadan ve teklif alınmadan, Bakan Hüseyin Çelik’in ağabeyi Ramazan Çelik’in de hissedarı olduğu ileri sürülen firmadan alınan otomobil kayıtlara “Hibe” açıklamasıyla geçti. Vali Niyazi Tanılır olayı öğrenince bir genelge yayınladı. Vali Tanılır, genelgesinde şöyle dedi: “Personel maaşları ile ilgili bazı bankalarla protokol karşılığı verilmiş veya verilecek olan kaynağın, çalışanlara ek katkı olarak yansıtılması, başka amaç için kullanılmamasını önemle rica ederim.” “Eğitime Yüzde 100 Destek” kampanyası adıyla Hakkari Milli Eğitim Müdürlüğü’nün aynı bankanın promosyonundan 130 bin YTL değerinde 2 Volkswagen panelvan aldığı da ortaya çıktı . Bakan Çelik de binecek İl Milli Eğitim Müdürü Yahya Yıldız, aracı kendi imkanları ile aldıklarını ve devletin hizmetinde kullanacaklarını belirterek şöyle dedi: “Köy okullarına ulaşmamız çok çok zor. Arazi şartlarına uygun araçlara da ihtiyacımız var. Aracı Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in Van’a geldiği zamanlarda kullanabilmesi için de tahsis edeceğiz. Bizde makam aracı yoktur, hizmet aracı vardır. Bu araç da ilimize hizmet amacıyla alınmıştır. Performansı iyi olduğu için tercih ettik.” AKŞAM / Cemal Aşan |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.