![]() |
Validen 2 bin 100 YTL tazminat aldı
Ali Yaşar Toprak, yaptığı açıklamada, 1997 yılında şimdi Eskişehir
Valisi olan eski Adıyaman Valisi Kadir Çalışıcı'ya yönelik olarak Gaziantep 1. İdare Mahkemesinde, işyeri ruhsatının iptal edilmesi nedeniyle dava açtığını söyledi. Ruhsatın iptal edilerek işyerinin kapatılmasının yasal bir gerekçesi olmadığını, bu uygulamanın kendisini ekonomik yönden yıprattığını belirterek dava açtığını ifade eden Toprak, şöyle konuştu: ''Açtığım davayı 2004 yılında kazandım ve 400 YTL tazminat ödenmesi talebiyle açtığım davanın tazminat bedelini yasal faiziyle 2 bin 100 YTL'yi İçişleri Bakanlığından aldım. Davayı açmaktaki amacım haklı olduğumu ispatlamaktı. Önemli olan bir yanlıştan dönülmüş olmasıdır. Zaten mahkeme kararında da bu açıkça görülüyor. Mahkeme kararında da belirtildiği gibi hukuka aykırılığa yargı kararıyla belirlenen idari işlem ve eylemlerden doğan zararların idarece tazmini gerekir.'' Toprak, ayrıca Adıyaman Valiliğinin o dönemde davaya savunma yapmadığı ve temyize gitmediğini kaydetti. AA |
Elektrik direğinde kalbi durdu
BEDAŞ'a bağlı Kastamonu Müessese Müdürlüğü’nde çalışan 4 çocuk babası elektrik teknisyeni Hüseyin Çöpüroğlu, merkez Akkaya Kaşçılar Köyü yakınlarındaki arızayı gidermek için direğe çıktı. Hüseyin Çöpüroğlu, emniyet kemeriyle çıktığı direkte kalp krizi geçirerek öldü. Çöpüroğlu’nun direkte asılı kalan cesedi arkadaşlarının yardımıyla indirilerek Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Çöpüroğlu’nun yıl sonunda emekli olmaya hazırlandığı belirtildi.
Hürriyet |
Şişli Etfal'de elektrikler kesildi
Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezinden (AKOM) yapılan açıklamaya göre, hastane yetkililerinin yardım talebi üzerine, bölgeye hastanenin tüm elektrik ihtiyacını karşılayacak 4 adet jeneratör ile 2 adet aydınlatma kulesi gönderildi.
Sağlık hizmetlerinin aksamaması için talep halinde Büyükşehir Belediyesinin diğer birimlerinden de takviye yapılmak üzere ekipler hazır bekletiliyor. AA |
Dur ihtarına uymadı vuruldu
Edinilen bilgiye göre, Kilis-Gaziantep karayolunda yol kontrol ve
denetim çalışması yapan polis ekipleri, ''dur'' ihtarına uymayan Berat G'nin kullandığı 63 UB 348 plakalı otomobili takibe aldı. Polisten kaçarak kent merkezindeki Konak Mahallesi'nde ara sokaklara giren otomobilin bir ekip otosuna çarpıp kaza yapması üzerine, otomobil sürücüsü Berat G, araçtan inerek kaçmaya başladı. Bu sırada araçta bulunan Nihat K. da araçtan inip, polis ekiplerine ateş ederek kaçtı. Polisin ''dur'' ihtarı yaptığı Berat G, uyarıyı dikkate almaması üzerine açılan ateş sonucu ayağından yaralandı. Etkisiz hale getirilen Berat G. ile araçta bulunan Emine Ç, gözaltına alınırken, Nihat K'nın ise kaçtığı belirtildi. Otomobilde yapılan aramada 1 adet tabanca ele geçirildi. Emine Ç, Nihat K. ve Berat G'nin hırsızlıktan sabıkalı oldukları öğrenildi. Berat G'nin ayakta yapılan tedavisinin ardından, Emine Ç. ise emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan Berat G, tutuklandı, Emine Ç. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. AA |
Gazeteciye meydan dayağı
Edinilen bilgiye göre, Kazimiye Mahallesi'nde evine doğru yürüyen
Özcan, sopalı 3 kişinin saldırısına uğradı. Vatandaşlar saldırganlara müdahale ederek Özcan'ı, saldırganların elinden kurtardı. Çorlu Devlet Hastanesinde ilk tedavisi yapılan Özcan, daha sonra Cumhuriyet Polis Merkezi'ne giderek ifade verdi. Özcan'ın ifadesinde, kendisine saldıran şahısları tanımadığı ve olayın son dönemde yazdığı yazılarından kaynaklanmış olabileceğini söylediği öğrenildi. Erdal Özcan, Çorlu'da yerel olarak yayınlanan Devrim Gazetesi ile Hürriyet Gazetesi ve Doğan Haber Ajansı'nın Çorlu temsilciliğini yapıyor. AA |
Belçikalı kadın tecavüze uğradı
Belçika televizyon kanalı RTL-TVİ'nin bugün verdiği haberi doğrulayan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Rudy Huygelen, kızı ile tatilde bulunan Belçikalı kadının cumartesi günü 3 kişi tarafından kaçırılarak tecavüze uğradığını, daha sonra dağlık bir bölgede terk edildiğini ifade etti.
Sözcü, olaydan Belçika Dışişlerinin haberdar edildiğini, kadının yetkililerden Fransızca bilen bir avukat talebinde bulunduğunu, Belçika Konsolosluğunun gerekli girişimleri ve yardımı yaptığını belirtti. AA |
Van Savcısı ikinci kez itiraz etti
Alınan bilgiye göre, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili soruşturma yürüten ve hazırladığı iddianameden dolayı HSYK'nın verdiği kararla meslekten ihraç edilen Savcı Ferhat Sarıkaya,
aynı kurula yaptığı ilk itirazın reddedilmesinden sonra ikinci itiraz hakkını kullandı. HSKY'ye ikinci ve son itiraz hakkını kullanan Sarıkaya, 20 Nisan 2006'da kurul tarafından ''Savcının yetki sınırlarını aşarak gerçekleştirdiği eylem ve işlemler, yargı erkiyle diğer anayasal kuruluşlar arasındaki güven ortamının zedelenmesine ve yargının yıpranmasına sebebiyet vermiştir'' gerekçesiyle meslekten ihraç edilmişti. Sarıkaya'nın HSKY'ye yaptığı ''kararın yeniden incelenmesi'' istemi, 27 Haziran 2006'da kurul tarafından reddedilmişti. Sarıkaya'nın ikinci kez yaptığı bu itiraz, kurulun yedek üyelerinin katılımıyla oluşan ve üst kurul olan İtirazları İnceleme Kurulunca karara bağlanacak. Üst kurul da itirazı reddederse Sarıkaya hakkındaki ihraç kararı kesinleşmiş olacak. AA |
Çaycuma'da trafik kazası: 1 ölü
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Mustafa Kayabaşı yönetimindeki 67 AD 046 plakalı otomobil, Kayıkçılar köyü mevkiinde, yol kenarındaki tretuvara çarptı.
Sürücü Kayabaşı (29) olay yerinde yaşamını yitirdi, yaralanan Niyazi Sarıçelebi (17) ile Taner Koç (20), Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesine kaldırıldı. AA |
Askeri uçak piste çakıldı: 3 şehit
Konya'da bir askeri uçak düştü. Pilot ve yerde görev yapmakta olan 2 er şehit oldu.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamaya göre, Konya'daki 3. Ana Jet Üs Komutanlığına ait bir F-5A uçağı bugün saat 15.33'te kalkışı müteakip, henüz belirlenemeyen bir nedenle düştü. Kazada pilot ve yerde görev yapmakta olan 2 erin şehit olduğu, kaza ile ilgili inceleme ve araştırmanın devam ettiği bildirildi. ŞEHİT OLAN PİLOTUN YÜZBAŞI AKGÜN SEZGİNER OLDUĞU ÖĞRENİLDİ Konya'da düşen savaş uçağında şehit olan pilotun Yüzbaşı Akgün Sezginer olduğu öğrenildi. Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında kalktıktan sonra düşen tek kişilik F-5A savaş uçağında şehit olan pilotun Yüzbaşı Akgün Sezginer olduğu belirtildi. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği, Konya'daki 3. Ana Jet Üs Komutanlığına ait F-5A uçağının bugün saat 15.33'te kalkışı müteakip, henüz belirlenemeyen bir nedenle düştüğünü, kazada pilot ve yerde görev yapmakta olan 2 erin şehit olduğunu açıklamıştı. AA |
Çeşme'de rehine dehşeti
İzmir'in Çeşme İlçesi'nde, aç kalınca bıçak tehdidiyle girdiği evde karnını doyuran 27 yaşındaki Ahmet Ender Bingül, ihbar üzerine gelen polislerden kaçarken yolda karşılaştığı 17 yaşındaki İdel Caroline Aykın'ın boğazına bıçak dayayıp rehin aldı. Bingül, dalgınlığından yararlanan polisler tarafından yakalanırken öfkeli vatandaşlar tarafından linç edilmek istendi.
Musalla Mahallesi Karadağ Mevkii 1089'uncu Sokak'ta dün öğle saatlerinde 17 numaradaki yazlığa giden Ahmet Ender Bingül, ev sahibi Şehriban Özbek'i bıçakla tehdit ederek mutfakta karnını doyurdu. Ev sahibi Özbek, başka bir odadan polise telefon ederek yardım istedi. Karnını doyurduktan sonra evden çıkan Bingül, ihbar üzerine gelen polisleri görünce kaçmaya başladı. Yakalanacağını anlayan Ahmet Ender Bingül, aynı bölgede oturan kaptan Hüseyin Aykın'ın yolda yürüyen kızı 17 yaşındaki İdel Caroline Aykın'ın boğazına bıçak dayayıp rehin aldı. Polislerden peşini bırakmalarını isteyen Bingül, aksi halde kızı bıçaklayacağı tehdidinde bulundu. Yaklaşık beş dakika boyunca genç kızı rehin alan A.E.B., bir anlık dalgınlığından yararlanan polisler tarafından etkisiz hale getirildi. Olaya tanık olan vatandaşlar saldırganları linç etmeye kalkıştı. Polislerin güçlükle ekip otosuna bindirdiği saldırgan karakola götürüldü. Gözaltına alınan Ahmet Ender Bingül'ün, “Diyarbakır'dan Çeşme'ye geldim. İş bulamadığım için aç kaldım. Girdiği evde karnını doyurup çıkarken polisleri gördüm ve paniğe kapılıp yakalanmamak için yolda karşılaştığım kızı rehin aldım'' dediği ifade edildi. Psikolojik sorunları olduğu ileri sürülen zanlı, işlemlerinin ardından Çeşme Adliyesi'ne sevk edildi. Milliyet |
Pilotun üzerindeki paranın sırrı
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, yaklaşık 1.5 ay önce otomobiline tepe lambası takan A.K, polislerce gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen bu kişi, tutuklanmasına gerek görülmeyerek serbest bırakıldı.
Bu kişiyi izlemeyi sürdüren polis, A.K. ve arkadaşlarının Ukrayna’dan gelecek bir uçağın pilotunu kaçıracakları bilgisine ulaştı. Bunun üzerine dün sabah saatlerinde Sabiha Gökçen Havalimanı ve çevresinde yoğun önlemler alan Asayiş Şube Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Özel Harekat Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin operasyon sırasında kaçabilecekleri yolları da belirleyerek gerekli noktaları kontrol altında tuttu. Polisin önlemlerinin sürdürdüğü sırasında Ukrayna’dan charter uçağıyla bavul ticareti yapmak amacıyla gelen 30 turist ile kaptan pilot Anatolia Goncar, yardımcı pilot ve hostes, Laleli’de kalacakları otele gitmek üzere İstanbul Seyahat’e ait otobüse bindi. Havalimanından hareket eden otobüs, TEM Otoyolu’na çıkmadan önce üzerinde tepe lambası olan siyah renkli bir otomobil tarafından önü kesilerek durduruldu. Otobüse binen 3 kişi, polis tanıtım kartı çıkartarak Ukraynalı pilot Anatolia Goncar’ı almak istediklerini bildirdiler. Karşı koymaya çalışan Goncar’ı zorla otobüsten indirerek otomobile bindiren bu kişiler, içinde 2 kişi bulunan başka bir otomobilin takibinde hareket etti. Bu sırada kendilerini takip eden polisler de operasyon başlattı. Operasyon sırasında kaçmak isteyen kişiler ile polisler arasında silahlı çatışma çıktı. Kovalamaca sonucu durdurulan otomobil ile kendilerini takip eden otomobildeki 5 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden A.K, silahlı çatışma sırasında çenesine isabet eden kurşunla yaralanırken, kaçırılmak istenen pilot Goncar sağ olarak kurtarıldı. Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ayakta tedavi gören A.K. ile operasyon sırasında yakalanan ve "rüşvet" suçlamasıyla polislikten ihraç edilen S.S, halen Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru S.Ç. ile N.S. ve İ.S. Gayrettepe’deki Asayiş Şube Müdürlüğü’ne getirildi. Bu kişilerle birlikte 3 adet silah ele geçirildi. Olayla ilgili, M.Y. adlı kişi de akşam saatlerinde yakalanarak aynı şubeye ulaştırıldı. PARANIN SIRRI Polis operasyonuyla kurtarılan kaptan pilot Goncar’ın üzerinde 192 bin dolar bulan polis, sonradan yakalanan M.Y’nin pilotun üzerinde daha fazla para bulunduğu yolunda diğer şüphelilere bilgi verdiğini dikkate alarak daha detaylı araştırma yaptı. Yapılan araştırma sırasında, Goncar’ın otobüste bıraktığı kutunun içinde 174 bin dolar daha bulundu. Goncar’ın taşıdığı toplam 366 bin doların, Laleli esnafının bavul ticaretinden alacağı para olduğu anlaşıldı. Ukraynalı turistlerin, bavul ticareti amacıyla Laleli esnafından mal aldığı, yetişmeyen paralarını ise ülkelerine gittikten sonra pilot aracılığıyla esnaflara gönderdiği belirtildi. Poliste ifadelerine başvurulan turistler, sabah saatlerinde otellerine gönderildi. Pilot ve 6 şüphelinin ifadelerinin alınması ise sürüyor. AA |
Yedi tepe üstüne 10 dev bayrak
Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, kente hakim 10 ayrı noktaya yüksek direkler üzerine Türk bayrağı asılmaya başlandı. İstanbul'a hakim 10 ayrı noktaya dev Türk bayrağı asmak için 36 metre yüksekliğinde direkler dikiliyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın talimatıyla başlatılan çalışmalarda, önce her alandan görülebilecek bölgeler belirlendi. Statik hesapları yapılan, rüzgar hızı ve 8 şiddetindeki depreme dayanıklı galvanizden yapılan direklere, yerlerine dikildikten sonra özel olarak imal edilen 10x15 metre ebadında Türk bayrakları çekilecek. İlki Emirgan Korusuna dikilen bayrakların diğerleri; Pendik Kızılay önü, Beylikdüzü İstanbul girişi, TRT Ulus binası, Çamlıca Gişeler, Sarayburnu, Kartal, Pendik Gözdağı, Çamlıca Tepesi ve Kayışdağı'nda dalgalanacak. |
Ölüm döşeğinde bile dolandıracaktı
İddialara göre eski Devlet Bakanı Fikret Ünlü’nün adını kullanarak işadamlarını arayan Parsadan, “Hasta bir futbolcu için yardım gerekiyor.” dedi. Şüphelenen işadamları Ünlü’yü arayınca gerçek ortaya çıktı. Eski bakanın şikayeti üzerine harekete geçen savcılık dolandırıcılık girişimini Parsadan ve bir arkadaşının yaptığını tespit etti. Ancak soruşturma sürerken Parsadan’ın vefat haberi geldi. Suç ortağı ise gözaltına alındı.
Selçuk Parsadan’ın ölüm yatağında gerçekleştirmek istediği son dolandırıcılık olayı, 2 işadamının eski Bakan Fikret Ünlü’yü aramasıyla ortaya çıktı. İşadamlarını, Fikret Ünlü olarak arayan Parsadan, “Fenerbahçeli bir milli sporcumuz kanser, çok ağır hasta, tedavisi için acilen para gerekiyor. Ben şimdiye kadar sizden bir şey istemedim. Lütfen para yardımı yapın.” demiş. Arayan kişinin sesini Fikret Ünlü’nün sesine benzetemeyen işadamlarının, milletvekili Ünlü’yü aramasıyla dolandırıcılık olayı ortaya çıkmış. İşadamlarının şüphe duyması üzerine kendisini aradığını ifade eden eski Bakan Ünlü, olayı şöyle anlattı: “Bir sporcu hastalığını gerekçe göstererek ve eski spor bakanı olarak benim adımı kullanarak aramışlar. İşadamları sesimi benzetemeyince şüphelenmişler. Kendileri beni aradılar. ‘Biraz önce bizden para istemedin mi?’ diye sordular. ‘Hayır’ dedim. ‘Adını kullanarak para istiyorlar.’ dediler. Ben de hemen İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdum.” Fikret Ünlü’nün başvurusu üzerine soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dolandırıcılık girişimini Selçuk Parsadan ve arkadaşlarının yaptığını tespit edince soruşturma başlattı. Ancak, soruşturma sürerken Parsadan tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 23 Temmuz’da hayatını kaybetti. Polis, Parsadan’ı ararken hastanede öldüğünü öğrendi. Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde, Aralık 1995 seçimlerinden önce emekli Orgeneral Necdet Öztorun’un adını kullanarak ‘Kemalist Derneği’ne destek’ diyerek örtülü ödenekten 5,5 milyar lira alan Parsadan, geçen hafta kanser hastalığı sonucu vefat etmişti. 28. 07.2006 Zaman |
'TSK'ya vurulan en ağır darbe'
Radikal gazetesi bugün, "Asker soruşturma açtı yargı ve siyaset suspus" manşetini kullandı ve "Emekli Korgeneral Tokat'ın 'Hâkimleri hizaya getirmek amacıyla bomba attırdım' itirafına yargının zirvesi tepkisiz. Hükümet ve partiler de duymamış gibi yapıyor" yorumunu yaptı.
Radikal yazarı Murat Yetkin ise köşe yazısında Ankara kulislerinde paşanın sözlerinin nasıl yorumlandığını aktarıyor ve "TSK'ya vurulan en ağır darbe" yorumunun altını çiziyordu. Murat Yetkin'in yazısının tamamı şöyle: TSK'ya vurulan en ağır darbe Murat Yetkin Ankara'da Cumhuriyet döneminde TSK'ya en ağır darbelerden birinin Altay Tokat'ça vurulduğu konuşuluyor Aslında başlığı biraz popülist yaklaşıp, emekli Korgeneral Altay Tokat'ın soyadına kafiye kurup 'Askerin imajına içeriden tokat' yazmak da mümkündü. Bir yandan Başbakan Tayyip Erdoğan neredeyse gün aşırı ABD Başkanı George Bush'a telefon açıp, Irak'taki PKK varlığına karşı somut destek istiyor. Bir yandan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD'de, Avrupa'da, Rusya'da, hatta işgal altındaki Irak'ta kapı kapı dolaşıp terörizmle mücadelede Türkiye'ye karşı çifte standart uygulanmamasını istiyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök giderayak ordunun neredeyse üçte birini PKK ile mücadele amacıyla Irak-İran sınırına yığıyor; birkaç gün sonra yerini alacağının kesinleşmesi beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı Başbakan'la iki saate yakın bir toplantıya gönderiyor. Güvenlik güçleri her gün PKK ile mücadelede yeni şehitler veriyor, hâlâ dağlarda binlerce militanla çatışıldığı söyleniyor. Diğer yandan yıllarca PKK ile mücadelede yer almış bir emekli general çıkıp, sivil görevlileri, hakimleri, savcıları rehavete kapılmamaları amacıyla 'birkaç bombayla' uyardığını, söz meclisten dışarı, böylelikle 'eğittiğini' açıklayıveriyor. Genelkurmay, yayınlar üzerine harekete geçti, soruşturma açtı. Ama yargıdan hâlâ bir soruşturma haberi gelmemişti akşam saatlerine kadar. Tokat, dün Genelkurmay'ın soruşturma açıklaması sonrasında da attırdığı bombaların gerçek bomba değil, 'eğitim bombası' olduğunu söylemiş gazetecilere. Acaba bundan 11-12 yıl önce, Tokat, Olağanüstü Hal Asayiş Bölge Komutanı iken eğitim bombasına maruz kalan savcılar, hâkimler şimdi hangi noktalara terfi etmiş, olaydan nasıl etkilenmişlerdir, ya da etkilenmişler midir? Tokat'ın anlattıkları doğru mudur? Ne kadar doğrudur? Ne kadarı doğrudur? Çünkü Tokat'ın daha önce de dile getirdiği, şimdi tekrarladığı 'Özkök benim sayemde Genelkurmay Başkanı oldu' iddiasının büyük ölçüde, nasıl diyelim, yaşanan gerçekliğin ötesinde olduğunu Ankara'yı birazcık bilenler biliyor. Tokat'a göre, az kalsın 2002 yazında dönemin hükümeti, DSP-MHP-ANAP koalisyonu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görev süresini uzatacakmış, ama 1999'da emekli olan ve o tarihte MHP lideri Devlet Bahçeli'nin danışmanlığını yapan Tokat, 'Olmaz öyle şey' demiş, Bahçeli de onu dinleyerek 'Olmaz' demiş, yani Tokat sayesinde Özkök Genelkurmay Başkanı olabilmiş. (Özkök, dün Tokat hakkında soruşturma açtırmaktan çekinmedi.) Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılmasının o tarihte ortadan ikiye bölünmüş ve Melis'te birinci parti olma niteliğini yitirmiş DSP yönetiminin, Başbakan Bülent Ecevit ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel'in, perde arkasından MHP'li Meclis Başkanı Ömer İzgi'nin girişimiyle gündeme getirdiği doğru. Bu konunun 30 Haziran günü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e çıkarıldığı da doğru. Yine MHP'li Savunma Bakanı Sebahattin Çakmakoğlu'nun da devrede olduğu biliniyor. Ancak Kıvrıkoğlu, böyle bir görev uzatma yasasının o Meclis'ten çıkmayacağının Tokat'tan çok fazla farkındadır zaten. Çakmakoğlu'da, Bahçeli de ve tabii Sezer de farkındadır. Nitekim Bahçeli 2003'te, İzgi'nin girişiminin kendisinden habersiz yapıldığını da açıklamıştır. Tokat'ın ben yaptım demesi, halk deyimiyle, 'kahve dövücünün hınk deyicisi' gibi davranmaya benziyor. İnsanın aklına, acaba Tokat'ın eğitim bombalarının da aynı söylem gücünün ürünü mü olduğu geliyor. Genelkurmay, tam da Yüksek Askeri Şûra toplantıları öncesi, tam da Şemdinli, Harp Okulu olayı gibi sıkıntıları yatıştırmaya çalışırken, şimdi kendi içinden gelen bu ağır suçlamayı soruşturacak. Soruşturmanın sonucu ne olursa olsun, Tokat'ın söyledikleri PKK ve yandaşları için gümüş tepside sunulmuş bir propaganda fırsatı verecek; bundan böyle Tokat'ın sözlerinin Türkiye'nin uluslararası davalarında karşısına çıkarılması sürpriz olmamalı. İşin bir başka acı yanı var. Orgeneral yapılmamış olmasına hayıflanan Tokat'a, emekliliği öncesinde korgeneral rütbesiyle Eğitim ve Doktrin Komutanlığı gibi kritik bir görevin teslim edilmiş olması. Demek ki bir dönem Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eğitim programlarının ve uzun dönemli planlarının hazılanmasında bu anlayış etkili olmuş. Ankara'da, Tokat'ın sözlerinin Cumhuriyet döneminde TSK'ya vurulmuş en ağır darbelerden biri olduğu konuşuluyor. |
İki aile arasında kavga: 3 yaralı
Konya'da önceden aralarında husumet olduğu öğrenilen 2 ailenin, sokakta karşılaşması sonucu aralarında çıkan silahlı kavgada 3 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre olay merkez Karatay ilçesi, Hacıyusuf Mescid Mahallesi, Saray Sokak'ta meydana geldi. Yakınlarının nişan dügününden dönen Özaras ailesi, önceden kavgalı olduğu komşuları Kırkuşu ailsiyle karşılştı. Alkollü olduğu öğrenilen Kırkuşu ailesinden Ayhan Kırkuşu (30), Mehmet Özarasla tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi sonucu, Ayhan Kırkuşu'nun kızı Serpil (16) , evden aldığı av tüfeğiyle Özaras ailesine ateş açtı. Açılan ateş sonucu saçmaların etrafa dağılmasıyla Ayhan Kırkuşu, eşi Sevim Kırkuşu ve Özaras ailesinden Mehmet Özaras yaralandı. Konya Numune Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırılıan yaralıların durumunun iyi olduğu öğrenildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.