ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Hazır Mesajlar & Güzel Sözler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=666)
-   -   Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ] (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=972952)

Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:06 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Hatırlıyor musun?
Hatırlıyor musun?
Sen benim ilk aşkımdın, ilk göz ağrım,
''Gün gelecek, bu aşkta bitecek'' diyenlere aldırış etmez,
inanmazdım.

Taki ayrılık acı yüzünü bize gösterene kadar,
İster, kaderimiz böyleymiş, diyelim,
İstersen, nazar,
Bana yalan gelirdi ya,
Demek ki her güzel şey gibi aşkında bir sonu var.

Sonuçta üzülen yine ben oldum,
Sense sessiz kaldın bu bitişe,
Öyle ya sana aşinaydı bu ayrılık tablosu,
sen alışıktın terkedilmeye,
Bense bir türlü alışamadım, seni yalnız bırakıpta gitmeye,
İlk değildim senin için, kimbilir, son da olmayacağım belkide...

BEKLİYORUM!

Gece karanlık. Ve umutlarım solmaya başladı. Nerden başlamalı bilemiyorum. Ama ömrümün en uzun gecesiydi belkide. Bir kaç sihir iki paket sigara ve yarım kalmış bir yalvarma. Bütün gece karşımda durdular sanki hiç gitmeyecek bir rüyaya dalmış, kabuslarım olarak çıkmıştı karşıma. Bir bir düşündüm konuştuklarımı ve bir bir yargıladım kendimi. Biliyorsun tarafsız olmak lazım maçta. Hele ki hakem olmak en zoru aslında. Ben bütün karanlıklarıma rağmen hakem olmayı seçmiştim. Gözlerimdeki bütün yaşlara rağmen iyi görürüm demiştim sana. Biliyorsun tanıyorsun beni ve bu beklemek kahrediyor beni... Sana anlatamadıklarım için özür dilerim ve sana unutturamadıklarım için. Üstüne gelişlerim de sırf bu yüzden değilmiydi zaten. Bilirsin söylemiştim; kaya güçlüdür ama suyun sürekliliği parçalar onu. İşte sürekli aynı düşünceler sürekli aynı kahroluşlar. Kırdım mı seni? incindin mi yoksa? Umarım affedersin beni.

Bu uzun bekleyişler kahrediyor beni. Bir sigara daha yakıyorum yanlızlığıma ve bir koca bekleyiş daha çıkan dumanlarda.Seni çok özledim.... ___________

Ömrüm Senin

Onca yaşam kavgasından
Sonra beni bırakmaya hakkın yok
Son sözümü söylemedim
Bu laflara karnım tok

Her dediğin söze kandım,
İnandım
Meğer yalancının biriymiş, aldandım
Sonunda yine sana bağlandım ,yanıldım…

Sen ve ben hani olamazdık birlikte
Yalan yanlış yaşandı herşey gizlice
Bırak gitsin gönlün sevsin kendince
Kalbim senin, ömrüm senin olsun…

Kim bilir ki, yüreğimde, bir sen vardır, geceden kalır, çimde uyumuş,benimle uyanmış, çıkmış sabaha, yüzünü de, avuçlarımdaki suylayıkar, aynaya bakar benimle, giyinir, tarar saçlarını, yola çıkar benimle... yağmurda ben ıslanırken, o da ıslanır, şemsiyem varsa,altındadır, kar yağıyorsa, soğuksa, üşüyorsam, ben çok titrerim,şaşırmam, ben hep iki kişi gibi üşürüm, o da üşür benimle titrer... bazen dalarım, altından çıkamam hasretin, ezginliğim, gözlerime düşer, ümitsizlik yansır yüzüme, yarısı o dur her yansımanın, utanırsam, biryanağımda o kızarır, bir gözümde o ağlar, çaresizliğimin çözümüne,
benimle akıl yorar, benimle bunalır, benimle ümitlenir... dilim ahçekerken, sesim o çıkar, sözüm o olur, benimle söyler, dilim olur,
türküm olur, sazım olur, elim olur da o yazar, alnım da o dur, yazgımda...şiirlerimi, öykülerimi, yazan ikinci elimdir, benim kadar ben,
ben kadar kendisidir, bir kuşkum var, sorsalar, bilir mi acaba ?zannetmem bilseydi eğer, benim benden de çok,
kendisi olduğumu, bilseydi, ah bilseydi,
keşke de bilmez olsa,
bilse o da, benimle ölürdü sevdadan...

ÖZLEMEK

Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.

Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi...

Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor...

Bir hasret mektubu

Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.

Biliyor musun, iki gözüm; bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı, kış mı, sonbahar mı, yaz mı; inan farkında değilim. Sıla ne yana düşer, gurbet ne yanda? Nerdeyim, nasılım? Bilmiyorum.

Derdim, kederim ne ? Biliyor musun yanıtını?... Neşemi, sevimcimi, yaşama gücümü yitirdim. O coşkulu, mutlu, umutlu günlerimi ne de çok özlüyorum. Öylesine bir özlem ki bu; ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Sevdiklerim, özlediklerim ve bana dost olanların her biri başka bir yerde; hiç birine kavuşamıyorum.

Dalları fırtınada kopmuş bir ağaç gibiyiz iki gözüm. Her dalımız bir sınır boyunda, her yaprağımız bir ülkeye savrulmuş. Bir yanımız vizeli, bir yanımız kaçak. Çocukluğumu, ilk gençliğimi, geçmişimi, memleketimi velhasıl eskiye ait herşeyimi nasıl özlüyorum biliyor musun? Özümü özlüyorum, özümü.....Kendim olabilmeyi, sözümde durmak için verdiğim çabayı, kendime dürüst olmak için kendimle olan mücadelemi, özümle barışık yaşamayı özlüyorum. En iyi sen bilirsin, bir huyumu terk etmek için sarf ettiğim gayreti. Doğaya, insanlara, hayvanlara, çocuklara olan sevgimi, tutkumu ve yüreğimdeki ateşi, dimağımdaki tadı da en iyi sen bilirsin.

Zaman geçiyor, hayat geçiyor, ömrümde akşam çanları çalmaya başladı bile. İnsanın mutlulukları, heyecanları, hayatı, yaşadıkları geride kalıyor iki gözüm. Bizim gibileri yıllar geçtikçe daha bir duygusallaşıyor. Toplumların gittikçe bencilleştiği, duyarsızlaştığı dünyamızda olup bitenler beni hüzünlendiriyor. Acaba bu durumun bilincinde ve farkında olan çevremizde kaç insan var ? Binbir düşünce üşüşüyor beynime. Anılarla, özlemlerle boğuşmak beni yıpratıyor. İç acısıyla dolu, yaralı, bin yerinden vurgun yemiş bir gönülle acılara karşı umarsız olmaya çalışıyorum ama olmuyor. Belki bir gün son bulacak ufuklarda solar hüznümüz. Hala bir şeyler bekleyerek bulutsu bir sise gömülüyor her şey.

Şimdi ise, gülmek-ağlamak arası . Üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi. Silkinip çıkamıyorum. Gün ışığına, suya hasret bitkiler gibi tatsız ve tuzsuzum. İşte şimdi böyle bir insan oldum iki gözüm. Gayesiz ve huysuz . Evden sokağa her çıkışımda, penceremden dışarı her bakışımda, karabasan gibi çöken sis ve karanlık dokunuyor bana. Oysa ışık umut, umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim, yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum.

Nedense hep geçmişe bir özlem duygusu büyüyor içimde... İşte böyle iki gözüm. Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz ? Bilmiyorum. Bilsem de, benim için artık hiç bir önemi yok..........

Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yabancı ülkede, koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum. Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken, içime ağuları akıttım ve öylece sustum. Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım. İçimdeki yangını, yüreğimdeki yarayı, gözlerimdeki damlayı sorma. Hasretlere dayayıp başımı, hüzünle geçip giden günlere, gecelere döndüm sırtımı iki gözüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim, bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi.Ki, okyanuslar söndüremez.

İnsanlar, var olalı beri kabullenmiş sevdayı. Herkes kendi sevdasının Mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş. Kendi hikayesini, kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış; büyütmüş yüreğinde dağ dağ. Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş. Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük, en kutsal sevdası....

Ben ki, sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leyla ‘mın. Ferhat oldum dağları deldim. Kerem oldum yaktım kendimi. Pir Sultan oldum asıldım, Nesimi oldum yüzüldüm. Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm. Horlandım, ezildim, hakaretlere, işkencelere maruz kaldım.

Yüreğimdeki yangını, gözlerimdeki hicranı sorma iki gözüm. Acılarımı kimsesizliğime yükleyip, uzayıp giden yollara düştüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Aşık oldum, yaktım kendimi. İçimde bin yangınla çıktım yola. Sevgilime şiirler yazmak, şarkılar bestelemek, türküler yakmak en büyük ibadetimdi. Kavuşmak ise en inanılmaz hayalim.

Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.

Aşk olmasa iki gözüm, içimde biriktirdiğim bu yangın olmasa, dolmasa iliklerime aşkın hasreti, bu yangın yüreğimi sarmasa, avuçlarımı yakmasa bu ateş, akar mı damarlarımdaki kan! Bir gün kavuşmak hayali olmasa, nasıl dayanılır bu yaşama, bu kimsesizliğe, bu gurbete, bu hasrete iki gözüm, nasıl?

sorma
ben kimim, adım ne, nereden geldim
kim açtı bu kahrolası çukuru yüreğimde
kimi sevdim, kime özlemim
kaç yıl sevda doldu iliklerime
kaç yıl eksildim.

tut ki, bir pınarım suyu kesik
akamadım nazlı nehirlere tut ki
susturulmuş binlerce türkü
bastırılmış binlerce acıyım
baştanbaşa aşk ve ateş

tut ki, incinmiş bir gülüşüm
gecikmiş bir düş
bir ateşin çemberinde
yarım kalmış sevinçler kanayan

tut ki, kar altında sevincim
bütün mevsimlere küsmüşüm

kanadı kırık bir serçeyim tut ki
dağlarda koparılmış kınalı bir çiçek

ateşin zulmünü gördüm
suyun ihanetini
baştanbaşa aşk
baştanbaşa hasret
susturulmuş
milyonlarca türküyüm

bir sarı çiçek
bir sarmaşık belki
çözer dilini yüreğimin

ihanetlerin kilitlediği






Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:06 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Yine bir akşam üstü... Ve ben yine bulutlarla beraber çay içiyorum... Az şekerli. Aylardan ekim. Üç gün sonra dolunay çıkacak. Hava birazcık serin gibi. Senin yanımda olmanı istediğim akşamlardan birisi işte. Her akşamki gibi yine boş ve yine sabaha gebe. Sanki kar yağacakmış sanıyorum. Birazcık serin dedim ya işte bu serinlik sadece bu akşama özgü bir serinlik değil. Temmuz dada böyleydi hava benim için. Seni arıyorum.

Belki biraz sana sarılır ısıtırım kendimi diye düşünüyorum. Sen yanımda olsan belki şubat ta bile yalınayak gezebilirim. Şubat bile üşütmez beni yanımda olsan. Hatta mart bile bir şey yapamaz. Eminim. Sen yanımda olsan deniz kenarına bile giderim seninle. Deniz donmuş bile olsa sen yanımda olunca bana bir şey olmaz bilirim. Ben kardan adam yapmaya bayılırım. Ama kardan adam yaparken hiç sabır edemem. Biran evvel olsun da bitsin diye acele ederim. Hele o en son havucu burun olarak takmak yok mu işte o bitiriyor beni. Kömür ile göz ve dudak yapıp ona gülümsemeyi öğretmek bir başka haz benim için. Tabi birde boynumdaki kaşkolu üşümesin diye onun boynuna dolamak sanki birisine büyük bir iyilik yapmışım hissini verir bana hep. İşte sadece o zamanlar sevmem ben güneşi. Zaten ben üşümesin diye ona kaşkolumu vermiştim niye doğuyorsun aptal güneş.Sen yanımda olsan seninle de kardan adam yapardık. Ama o zaman ben hiç acele etmezdim. Ne kadar uzun sürerse sürsün beklerdim. İsterse hiç bitmesin. Beklerdim. Bir daha ki kışı bile beklerdim sen yanımda olsan. Sen yanımda olsan bu sefer havucu kardan adamın burnuna takmazdım. Seninle beraber oturur kıtır kıtır yerdik. Bize okulda öğrettiler. Havuç gözlere çok iyi gelirmiş. Hep öyle derdi zahide öğretmen. Zaten benim de senin gözlerine ihtiyacım var. Onlara iyi bakmam lazım. Her gün bir havuç yerdik seninle. Sırf gözlerine iyi gelsin diye.

Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var.

Sonra kardan adamın gözlerini ve dudaklarını yapardık. Ben gözlerini yapardım sende dudaklarını yapardın. Dudaklarını sen yaptığın içinde gülümsemeyi öğretmek sana düşerdi. Eminim ona çok iyi öğretirdin gülümsemeyi. Aynı senin gülüşün gibi sımsıcak gülerdi biliyorum. İyi öğretirdin. Sen yanımda olsan kaşkolumu sana verirdim. Nasıl olsa kardan adam gülümsemeyi öğrendi ya üşümez artık. Artık güneş bile çıksa üzülmem ben.Sen yanımdasın ya bir tane kardan adam daha yaparız güneş batınca. Güneş doğunca yine eritir onu. Biz bir tane daha yaparız.

Sen yanımda olsan bu kez bulutlara hiç yüz vermem. Çayımı seninle içerim. Üç şekerli. Sen yanımda olsan beraber kız kulesine gideriz. Yok yok gitmeyiz. Üsküdar da bir rıhtım turu yaparız. Sonra kız kulesini uzaktan uzağa şöyle bir süzeriz. Tam karşısına oturup uzun uzun bakarız. Yok yok uzun uzun bakmayız. Uzun uzun bakarsak gözlerimiz yorulur. Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var ya onları fazla yormayız. Zaten daha çok gezecek yer var. Sonra .... Sonra nereye gidelim ? Sonrasına sen karar ver canım.

Biliyorsun sende söylemiştin ya nereye gittiğin önemli değil kiminle gittiğin önemli diye...
Sen yanımda olsan nereye olursa oraya giderdim....

Suskunum Sana

Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde

Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi
Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum
Ve susuyorum
Oysa haykırabilsem
Işık yumağı bir pınar olur soluğum

Hangi türküye uzansam suskunum sana
Ağıt ağıt, özlem özlem suskun
Tut ki vurulmuşum
Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
Bir saçlarının rüzgarına
Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
Hangi dalga silebilir beni senden
Hangi kasırga koparabilir
Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde

Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi
Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum

Dün gece rüyamda gördüm seni…
Uzun zaman oLmuştu hayaLini biLe görmeyeLi
Rüyalarımda bile heyecanlanıyordum seni görebilme imkanını bulduğum için..
Ancak tam yüzünü göreceğim dediğim anda uykumdan uyandım…
Rüyalar bile buluşturmuyor artık bizi..
Engelleri kaldırıp atamıyorum hayatımdan, seni göremiyorum…
Sesini duyamıyorum , yokluğun acı veriyor bana..
Ruhuma , bedenime!
sensizliğin bu kadar zor olduğunu söyleseler inanmazdım..
Meğer ne zormuş sensiz yaşamak!

Heryerde seni arar oldu gözlerim,
Ben kokunu özledim…
Hatırlarmısın , geçen yaz beni işime getirip götürürdün,
Yolda kavga ederdik !
Bir keresinde bayanın birisi bizi durdurmuş ‘bence kız haklı’ demişti
Ne çok gülmüştük…
Özledim sevdiğim…

Senli geçen bütün günlerimi özledim ben,
Hayatımdaki sana dair bütün yaşanmışlıkları özledim..
Geceleri seninle sokaklarda avare gibi gezmeyi özledim
Parkta çimenlerin üstüne yatıp yıldızları seyrederdik beraber
Sonra oturup içerdik seninle , dertleşirdik
Yaşamak seninle güzeldi sen gittin hepsi bitti,
Gidişinle bütün güzellikleride beraberinde götürdün
Götürdüğün sadece güzellikler değil sen benide beraberin de götürdün farkında olmadan…

Şimdi bomboş geliyor sensiz bir hayat
Yaşamaya değer hiçbirşey bulamıyorum,
Öyle büyük bir boşluk var ki içimde kimse dolduramıyor yokluğunu
Beni bırakıp gittiğinde yine o parkta arkandan ağlayarak koşmuştum
Bırakma beni gitme diye yalvarmıştım
Hiç duymadın yüreğimden gelen o feryadı , hiç dinlemedin beni
Neydi bizi ayıran? neydi bütün güzel anıların yerine bütün çirkinlikleri yerine koyan?

Hayatımı mahvettiğin gerçeğinin yanında hayatıma anlam da kazandırdın sen
Eğer olmasaydın , bilmeyecektim sevmeyi
Bilmeyecektim tatmayacaktım bu güzellikleri…
Keşke sevdiğim keşke bırakıp gitmeseydin…

Özlemimizi Beklerken

Hani bekleyişlerimiz,özlemlerimiz vardır.Hani sabahlamalarımız vardır.uykusuz kalmalarımız,kan çanağı olmuş gözlerimiz,sigara üstüne sigara,fincan fincan kahveler…
Bazen de gelmeyeceğini bile bile gözlerimizi onun yollarını bekleme kölesi yapmalarımız vardır.hani bir umut ışığı yaksa gönlümüzde,her şeyimizi vermeye uğruna feda etmeye hazırdırız.hani hiç olmadık,hiç duymadık heyecanlarla beklemelerimiz vardır baharı.geceyi gündüze,kışı yaza,rüzgarı dala kavuşturan rabbimiz özlemimizi ve sevdalımızı bize kavuşturacak bize geri verecek diye bekleriz her baharın gelişini.baharda gonca gonca açan gülleri bir başka bekleriz.zannederiz ki o goncadan onun yüzü çıkacak onun kokusu yayılacaktır.
Özlemimizi beklerken geceye sevdalı deliler gibiyizdir.ayla yıldızlarla konuşmalarımız karanlığa haykırışımız vardır.sanki o karanlığın ardında beliren aydınlıkta bekler bizi özlemini çektiğimiz.onun içindir ki boş boş sözler savurup dalıp gideriz o yokluğa,o karanlığa,o aydınlığa….
Günler ayları aylar yılları koparır takvim yapraklarından.ama sevdalımız,özlemimiz bir kez olsun çalmamıştır kapımız ve bir kez olsun ortak olmamıştır sabahlamalarımıza.
Halbuki kapının bir tık sesine neler vermeyizdir ki.ne yapsak ne etsek boştur artık gidenler geri gelmez derler.
Ama inadına bekleriz,inadına ayaktayızdır güneşle birlikte ve inadına umutlarımızın suyunu verip umudumuzu yeşertiriz her baharın sabahında.
Bu gün olmazsa yarın,yarın olmazsa mahşerde deyip bekleriz günlerce,aylarca…özlemle beklediğimiz özlemimizi. __________________


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:07 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Seni Düşününce

Özleminle yanıp tutuşuyorum
Bu ayrılık gitgide çekilmez oldu
Rüyalarımda hep seni görüyorum
Bir adım ötedesin
Ama ben yetişemiyorum

Yüreğimde yanan bir kor
Gözyaşlarım üzerine damlıyor
Bu kadar zor olacağını bilmezdim senden ayrı kalmanın
Sanki hiçbir anlamı yok yaşamanın

Seni düşününce garip bir heyecan içimde
Çocuksu bir sevinç yüreğimde
Seni düşününce birkaç damla yaş gözümde
Dayanılmaz bir acı kalbimde
Seni düşününce tuhaf bir hüsran bende
Bedenimi dirhem dirhem eritircesine
Rüzgarlar eser, yağmurlar yağar
Ayrılıklar susar, hiç konuşmaz seni düşününce

Bir zamanlar söylemeye utandığım sözleri şimdi bağırarak söylüyorum
Bilmiyorum duyuyor musun?
Seni deliler gibi seviyorum
Aşkımın diğer adı özlem diyorum

Hüzünlü bir şarkının ardından dökülen gözyaşımdasın
Yudum yudum içtiğim sudasın
Ölüm gibi aklımdasın
Damarlarımdaki kanımsın
Yaşamam için tek sebebim, hayatımın anlamısın

Seni düşününce garip korku içimde
Sanki ölümün nefesi ensemde
Seni düşününce birkaç güzel hatıra gözümün önünde
Zamansız bir gülümseme yüzümde
Seni düşününce gecem de gündüzüm de seninle
Dolaşırım her yeri hayalinle birlikte
Bulutlar açılır, aradan güneş doğar
Anılar coşar, hiç durmaz seni düşününce

Yağmurun ardından doğan güneş gibisin
Ayrılığı unutturan anılar gibisin
Sen yokken hiç susmaz ve hiç durmaz kalbim
Ama artık sadece hayallerimdesin
Kurmadan başıma yıkılan düşlerimsin

Seni düşünüyorum, seni çok özledim...

bizim sarkimiz caliyor, haberin yok...bilmiyorsun bile bu sarkinin bizim oldugunu...cünkü o kadar kisaydiki hayatimdaki misafirligin,söylemeye firsat kalmadi...keske biraz daha kalsaydin...o zaman bu sarkiyi yanibsinda caldigimda seninde birseyler inerdi yüregine...
kizmiyorum sana kizamamda zaten...biraktigin bir ben degildimki ardinda...koca bosluklar biraktin yüreklerde sen...dolmaz,ihtimalini bile yok ettin sen dolan bosluklarin,giderken...aslinda bunlar degil yazmak istedikleirm....seni özlüyorum be sevgili...her gün siziyorsun gözlerimden...sitem edemiyorum gidisine...cünkü bu bir ic cekisin ardindan gelen hüzün ayrilik degil...bu,bu söylemesi zor ama bu sensizlik tanrinin beni siniyisi....bu kadar sevmemeliydim seni...herkes sevdikleriyle sinanirmis....senle sinanmamaliydim...sen bir benden gitseydin zamanla acim dinerdi ya sevgili sen herkesten gittin...gittiign yer icin bilinmezler ülkesi diyorlar,bekleme yeri diyorlar....ne akan ne duran...sen nereye gittin sevgili...bedenin simdi rengini bile bilmedigim topraklar altinda...ama ben ruhunu sevmistim zaten....simdi ruhun ruhun nerde sevgili...seni göremeyecegimi düsündügümde bir daha,aglamadim sevgili...ama seni bir daha görme ihtimalimi yitirdigimi ögrendigimde,senin artik olmadigini olmayacagini..olamayacagini ögrendigimde bende öldüm sevgili...kime baksam,nereye baksam senin sülietin...kimle konussam suratinda senin resmin....ne zaman kokunu duysam bir basasinda cöküp kaliyorum...artik seni anlatmak istemiyorum kimseye....icin icimde kalsin istiyorum...bir baskasina dokunmak istemiyorum sevgili...seni cok özlüyorum...
sain beni merak etme...senden kalanlarla doluyum...hersey var ama bi sen yoksun...olsun..

Bu gece yokluğunun dökümünü yapıyorum. Aylar önce sensizliğe yazdığım şiiri okudum, bir de dün gece yazdığımı... Hiç fark yok... Neden azalmıyorsun bende? Neden gidişin dün gibi? Neden sana yazdığım her yazı, hep aynı yerde tıkanıyor? Ben bugüne kadar kimseyi yokluğunda bu kadar önemsemedim...
Kimseyi yokluğunda bu kadar özlemedim... ve şuna emin ol; hiç kimse, yokken bu kadar sevilmedi... Benim karşıma "aşk" diye bu sonucu çıkaran, yarım kalmışlıktan başka bir şey değil, bunun farkındayım .. Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye! Sen bitmedin. Bitmeyensin .. Ayrılığın adını koyamadık sevgilim. İşte bu yüzden kopamadık birbirimizden bir türlü. Ben yarım kalan ve adı konmayan hiç bir şeyi unutmam...unutamam..... içimde sızısı kalır. Ya her şey yaşanacağı yere kadar yaşanıp sona ermeli ya da ayrılık söz konusu olduğunda bir daha kimsenin çıtı çıkmamalı!

Biz bunu başaramadık, ayrılamadık! Sen yaşanıp da bitseydin eğer hatırıma gelmezdin. Seni bu kadar yazılası yapan, yarım kalmışlığındır. .O gecenin sabahında, ayrılığın aklına nereden geldiğini biliyorum...Anlamıştın benim soyut' a tutkun olduğumu... O yüzden gittin kim bilir... Sevilmek için, güzel hatırlanmak için, kayıplara karışmayı tercih ettin... haklıydın belki de... Olağan hiç bir şeyi sevemedim ben hayatım boyunca.....

Herkesin,her an yaşadığı hiç bir şeyi benimsemedim... Ben yaşadığım hiçbir aşkı hayatın akışına bırakmadım. Bunu yapanlar her zaman kaybeder... Zaman denilen kavram düşmanıdır aşkın...
eğer ortada aşk denen bir şey varsa, ne yapıp edip zamanı durdurmalı. Biz bunu başaramadık.... oysa bu o kadar zor bir şey değildi sevgili... Farklı bir dokunuş,ağızdan çıkan ve bugüne kadar kullanılmamış bir söz yeterdi zamanı durdurmaya..... Ben, aşktan söz açıldığında zamanı durduramayan kimseyi sevemedim... Ondandır belki de varlığında sevemediğim insanları, yokluğunda düşlemek.... Belki de onandır, yanındayken yüreğinin gurbetine düştüğüm bir sevgiliyi, sılasında özlemek .. Yokluğun hiç de adil değil... beni yok ediyor, seni var ediyor sevdiğim.. Evet seviyorum seni varlığına rağmen! Ben varlığınla-yokluğunun tezadını çözemedim... seni yaşamak istemiyorum! .... öyle bir sen yarattım ki sen yokken, yaşanıldığı an yitirir anlamını... sen yokken yarattığım sen, yasakladı sana dokunmamı... Sana düşman bir sen var içimde.... seni senle savaştırıyorum, olan bana oluyor...

Gidişin beni yaralamadı, aksine daha bir sevilir hale geldin...Varlığındaki seni, yokluğundaki sen kadar sevemezdim... "Keşke sen yanımda olsaydın,keşke bir şeyler yapıp da seninle zamanı durdursaydık" diye hayıflanmıyorum artık..... Her ne kadar adı konmasa da bir kopuşun, her ne kadar vazgeçmeyi beceremesek de, ayrılık ihtiyaçtandı bu hikayede....
Yazık! son sözü zaman söyleyecek... Yazık! bu sefer hayatın acımasız akışına bıraktık aşkı... Ben senden kalan ayrılığa bile yas tutamıyorum adam gibi! Bunu engelleyen senin varlığın... ben bunca zaman yokluğundaki senle hayatı paylaşsaydım ve böyle bir senle ayrılığı yaşasaydım, hiçbir şiir kolay kolay hayata döndüremezdi beni... işte bu kadar güzeldir senin yokluğun... işte bu kadar ayrılğına üzülmemi engelliyor varlığın.....

VARLIĞININ CANI CEHENNEME, YOKLUĞUNU ALMA BARİ.....

Hasretin girdabına düşürüp beni,
Nasıl boğulduğumu görme İSTEMEM...
Su kadar muhtaç olduğum sevgini,
Sadaka niyetine verme İSTEMEM...

Çekinmeden ayrılık sözleri edip,
Beni hiç düşünmeden bırakıp gidip,
Acıyıp halime "Yazıktır" deyip,
Arada bir lûtfedip gelme İSTEMEM...

Akrebin kıskacında erirken zaman,
Sensizliğin acısıyla yanıyorken can,
Gözlerimden yaş değil kan damlıyor kan,
Gelip de gözyaşımı silme İSTEMEM...

Önce umudun ışığını söndürüp,
Yaşadığım hayatı tersine döndürüp,
Beni bir değil, bin kez öldürüp,
Sonra yüzüme gülme İSTEMEM...

Hani bu sevda hiç bitmeyecekti,
Hani aşk içimizden gitmeyecekti,
Biz ölsek de sevgimiz ölmeyecekti,
Yalan ise sözlerin sevme İSTEMEM...

Ya hep yanımda ol, ya da hiç gelme,
Vereceksen sevgini naz ile verme,
Önce ağlatıp sonra yüzüme gülme,
Ya çılgınca sev ya da hiç sevme,

Yazdığım her satırda nasıl bittiğimi,
Hasretin çölünde yitip gittiğimi,
Sensizliğe her an sitem ettiğimi,
Bilme sevdiceğim bilme İSTEMEM....


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:07 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Caddelerde sisli, puslu bir kış ikindisi. Ağaçlarda salkım salkım eski zamanlardan kalma anılar... Yapraklarda yere düşmeye hazırlanan yağmur damlaları... Bir yaprak kıpırdıyor işte, gümüşi bir damla usulca yere düşüyor. Sen sanki, yaprakların arasından bana müzipçe gülüyorsun. Beni her zaman şaşırtırsın zaten. Beni her zaman güldürmeyi bilirsin. Farkına bile varmadan bir şarkı dökülüyor dudaklarımdan "Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var."

Rüzgâr keskin ıslığı ile şarkıma eşlik ediyor. İstasyon Caddesi'nin tenhalığı nedense ilk defa içime dokunuyor. Arabaya binsem ve birlikte gezdiğimiz yerlere gitsem, evimde şiirler okuyarak telefonunu beklesem, telefonunun gelmediği zaman seni başka yerlerde arasam. Sonra sen gelsen yanıma, yine "seviyorum" desen, ben yine senin gözlerinde sonsuzluğa mahkum edilen aşkımı görsem. Ayrıca şarkılar gerçek oldu bu kez. Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var.

Yalnızım, üşüyorum, özlediğimse çok uzaklarda. Bahçeme melekler yağıyor, hepsi de tanıdık. Senden doğan, gözlerinde hayat bulan, bizi koruyan, kollayan ve en önemlisi ikimizi bir araya getiren melekler... Son kez yine seninle gezmiştik oraları. Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.

Benimse herşeyim aynı. Geceleri bodrum katlarına yağmur daha çok yağıyormuş, bugünlerde bir tek bunu ögrendim. Bir de geceleri daha uzun sanki, bitmek bilmiyor. Bana anlatmak için neler biriktirdin içinde? Benim sana anlatacağım yeni birşeyler yok. Dedim ya, her şey aynı. Ama sanki biraz mahsunluk çöktü üzerime, bir de gülüşlerim sanki biraz azaldı. Sen olsaydın hemen anlardın. Sen benim herşeyimdin. Arkadaşım, dostum, öğretmenim, talebem, sevdiğim.

Koşulsuz bir sevgiyle sevdim seni, bağlandım. Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, Uzak bir şehrindesin şimdi. Benimse içimde kocaman bir boşluk var. Hayır, Üzülmüyorum, içimdeki boşlukta birtek özlemin yankılanıyor. Hayır, sana anlatmak için yeni şeyler biriktirmiyorum içimde, çok istesen hikayeler uydururum. Ama hikayelerimden önce itiraflarım olacak. Kendimden bile gizlediğim duygularımın itirafları. Sana aşık olmaktan delice korktuğumu, sana bakarken içimin titrediğini. Daha pek çok, sırrımı anlatacağım sana.

Gerçi anlatmama gerek yok, sen zaten hepsinin çoktan farkındasın... Sen kimbilir, belki de uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.

Bense odamda senden uzak. Hayır beni merak etme, üzülmüyorum. Biliyorum, ikimizde yoktuk bu aşk başladığında ve çok iyi biliyorum, sonsuzluğa mahkum edildi bizim aşkımız. Dedim ya, beni merak etme. Üzülmüyorum. Yalnızca biraz, biraz üşüyorum... __________________

Unutamadığımsın
Sen unutmuştun beni
Bende seni unutabilir miyim diye
Dün sabah mezarlar kazdım sevdama
Nehirler aradım sensiz akan onca gözyaşıma
Mezarlar kazdıkça sevdama
Nehirlere aradıkça gözyaşıma
Daha çok sevdim seni
Ve anladım ki ; aşkıma mezar kazılsa da
Sen benim unutamadığımsın..

Sen unutmuştun beni
Bende seni unutabilir miyim diye
Dün gece ayrılığının zehirini içirdim dudaklarıma
Karanlığın yağlı ipini geçirdim boynuma
İçtikçe ayrılığının zehirini
Hissettikçe ölümün ipini
Daha çok sevdim seni
Ve anladım ki ; ölümler sunulsa da
Sen benim unutamadığımsın..

Sen unutmuştun beni
Bende seni unutabilir miyim diye
Acımasızca hançerleri sapladım yüreğime
Pusular kurup aç kurtları saldım gözlerime
Hançerleri sapladıkça
Kurtlara yem oldukça
Daha çok sevdim seni
Ve anladım ki ; pusular kurulsa da
Sen benim unutamadığımsın..

O karanlıkların arasındaki zamansız gözyaşları çiseliyor pencereme ve o umutsuz pencerelerimde bir yudum da sen oluyor kendini kaybeden benlerim.....

Denizin başındayım. Dalgaların ortasında. En çok ta kendime yabancı kaldığım o kumlarda anlıyorum karanlıklarımı. Ne zaman ümitlerim esse gökyüzünde ve ne zaman gözyaşlarım damlasa kırlardaki sonsuz papatyalara bir yudum da senin için çekerim zavallı sigaramın son deminde.
Yine o deniz fenerini görüyorum karanlık denizlerimde. Sanki son kez el sallıyor geçen gemilere. Sanki son kez ayakta durmaya çalışıyor bu sonsuz dalgalara ve koyu mavi gecelerinde sakladığı o karamsar yalnızlığına. Bir nefes daha çekiyorum ıslanmış ümitlerimden ve bir yudum da kaybolmuşluk içiyorum yanında. O ıssız sokaklardaki yalnız kalmış gece lambaları geliyor aklıma. Tıpkı deni feneri gibi. Başını eğmiş önüne sanki gecenin karanlığına, sanki kaybolmuş umutlarına ve sanki yitidiği benliğine ağlıyor son kez. Islanıyor dudakları, sözcüklerini kaybediyor anlayamadığı sesler. Bir rüzgar daha esiyor yanı başında ve bir kez daha heyecanla kaldırıyor başını. Umutlarını iice açıyor, sanki aydınlatıyor gecenin ortasında kaybolan son durakları ve unutulan o yapayalnız kalan parktaki karanlık bankları. Uzun zamanlar boyunca kendini aramış oysa karanlıklarda. Sonuna kadar savaş açmış yalnızlıklara, en koyu gecelerde dimdik durmuş rüzgarın karşısında ve en kaybolmuş dakikalarda yol göstermiş o kendini arayan küçük umutların annesine, o küçücük gemilerle dolu sonsuz denizlere.
Kabullenmemiş yalnızlığı, hep bir amac edinmiş kendi karanlıklarında ve her edindiği amaç bir çıkmaza daha taşımış karanlık yanlarını. Her güneşin batışında çıkarmış kılıcını kınından ve her rüzgarda karşı koymuş koyu mavi yalanlara....
Önünden bir toz kümesi geçiyor şimdi, yalnızlığı akıyor gözlerinden ve dudaklarında yarım kalmış hecelerle dolu bir roman.
Tıpkı bir yapboz oyunu gibi. Nereden başlarsan başla, nereden doldurursan doldur ama her gece aynı savaş ve her savaş başka bir yalnızlık......

Bu Benim Yalnızlığım

Aylar öncesinden başlayan bir duyguyu örtmeye çalışıyordum.İçimi kandırmaya başlamıştım.Onsuzda yaşayabilirim hayatımı sürdürebilirim diye düşünüyordum.Bir gün telefonum çaldı.Çok önemli birinden telefon bekliyordum.Karşımdaki ses oydu.Şaşırdım önce onu dinlemeye başladım.
Her ay olduğu gibi yine ödeme planları konumuzdu.Ne zaman geleceğini sordum.Bilmediğini söyledi üstelemedim.Aradan iki gün geçmesine rağmen sesi hala kulaklarımdaydı.Onu tanıdığımdan beri yaşadıklarımı düşündüm onun için yaptıklarımı.Yazdığım onca yazıyı ve onun bunlardan haberinin olmadığını.Bir gün iyice kararttım gözümü.Ona her şeyi anlatmalıydım.Artık bu sadece benim sorunum olmaktan çıkmalıydı.Bir şeyleri tek başıma karşılamamalıydım.Yazılarımı önce bir kitap evinde değerlendirdim.Sonrada ona vermeye karar verdim.
Temmuz ayının o en güzel sabahlarından biriydi.Yaz yağmurları dans ediyordu gökyüzünde.Telefon ettim ve gelmesini söyledim.Gelene kadar vermesem mi acaba diye düşündüm.Ama vermeliydim.Artık bilmeliydi onu sevdiğimi.Geldi ve onun için yazdığım yazıyı ona verdim.
Ardan çok geçmeden beni aradı.Yazımın çok güzel olduğunu ve gerçekten beğendiğini söyledi.
Bende ona
''Bu yazı senin için yazıldı. On bir aylık bir aşkı sana hitaben.Senin kadar güzel ve senin kadar özel.Her kesin karşı çıktığı benim karşında aciz olduğum gibi belki...
Bir şey söylemeni beklemiyorum bil yeter.''
Bu sözlerime karşılık bana
''Gerçekten özel bir insansın ama benim üç yıllık bir beraberliğim var.Seni kırmayı istmem.
Sen bunca zaman bu duyguları belli etmeden nasıl durdun ve nasıl bu kadar sevebildin.''

''Boş ver dedim benim duygularımı.Hayatımda hep sevdim ben.Hiç bıkmadım sevmekten.Ama bil istedim insan sensizken de senin varlığını sevebiliyormuş sadece bil istedim.''

''Peki ya sen'' dedi

''Hoşçakal'' dedim.ve kapattım telefonu

Ağladım günlerce hala daha ağlamaktayım.

telefonun sonundaki tek cümlem

''bu benim yalnızlığım'' dedim içimden


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:07 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Ay Işığnda gözlerin...

Birgün en olmadık bir anda, bir taş atarsan eğer ya da bir gül içimin en derin kuyularına ... Ve bir ay düşürürsen ansızın, gönlümün en durgun sularına ... Gözlerin kadar güzel. Bil ki delirmenin vakti gelmiştir , o anda sevinçten.

Ay ışığında gözlerin inan ki, kanadının hertelinde bir hüzün ... Ayakları kınalı, gözleri denizler kadar derin ve gökler gibi masmavi bir ürkek cerendir...

Hal diliyle söyleyince gözlerinin en hüzünlü şarkılarını aslında benim türkülerim ve şiirlerimdir gözlerin...Ve aslında altın sarısı saçının tellerine takılan ışık ışık çiçekli sözcükler bizim şiirimiz, bizim türkümüzdür; gözlerimizin söylediği tınılar... En hüzünlü akşamlarında bir Karacaoğla'nın koşması kadar gökçe bir Türkmendir ayışığında gözlerin.

Sen geceyle gelen rahmet ve yürek bereketi... Sen gözleri geceler kadar derin, dolunay gibi ışıltılı güzellik... Ve sen soğukların bittiği gün avuçlarıma bırakıp gittiğin o ateş kadar yakıcıdır özlemin.Mercandır yüreğin, bir de ; dünyanın en güzel minyatürlerinden seçilmiş bir büyülü cerendir gözlerin.

Beni öldürmek vakti geldiğinde; bir Hintli gibi ateşlerde yak beni. Sonra, küllerimi savur yellere... Gözlerinin ırmaklarında çıksın sevi okyanusu yolculuğuna. İstersen küllerimi sürme diye gözlerine çek. Sen bilirsin ama, bir dileğim olsun benim de senden. En vahşi, en ürkek bir ceren olsun ayışığında gözlerin

Söylenemeyen
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır? ..

Yağmur bırakmadan geçen bulutlar gibiydi zihnimdeki düşünceler;
dilime düşmeyen, sözcüklere dönüşmeyen! ..
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır? ..

Her zaman fazla oldu söyleyemediklerim, söyleyebildiklerimden! ..
Her zaman; bir bilinmez lisandaki çözülmez şiirleri koklayıp, hissettirmeye çalıştım sana...
Her zaman biraz daha zaman kolladım seslenmek için sana, ve her zaman hayıflandım;
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır? ..

Kendi karanlığında; güneşe görünmek için karar veren bir tohum gibiydim...
Zordu çıkmak gömüldüğüm çamurdan;
Ama güzeldi!..

Sen güzeldin ve ben, güzelleşiyordum seni düşündüğümde!..
Kendi karanlığında; güneşe görünmeye karar verip yeşillerini giyen bir tohum gibiydim...

Boyutları değişiyordu hayatımın...
Yani, değiştiren sendin boyutlarını hayatımın; büyüyordum, gelişiyordum, genişliyordum...
Söyleyebildiklerimden çoktu her zaman, söyleyemediklerim; bu yüzden kelimelerimin arası açılıyordu!..

Sığdıramadığım her duygu; iki kelimemin arasındaki boşlukta gizli...
O yüzden, yazdıkça parmaklarım,,, ve işte yine o yüzden söyledikçe dilim topallıyor!..
Toparlayamıyorum zihnimi...
Seni özlüyor, ve terliyorum özledikçe;
Seni koklamak için...
İçimdesin!

Sensizlikte başladım yeni bir güne... Bu nasıl bir şey biliyor musun? Bilemezsin...
Bilseydin,aynı acıyı sende yaşatsaydın yaşatır mıydın bana bunu...Kaç gün oldu senle aynı şehirde değiliz.ne kadar tuhaf değil mi? Aynı şehirde olup da seni görmediğim halde sanki uzansam dokunacaktım sana ama burdan asla...
Gözlerim bir noktaya dalmış öyle; duraksadım bir an...Karşımda hayalini hatırlıyor da ne düşündüğümü hiç hatırlamıyorum.
Geceyi seviyorum ya! ayrı bir güzelliği var karanlık çöktüğünde sanki bütün rezillikleri kapatıyor.
Offff! Gene yoksun yanımda... Seni çok seviyorum ama yazık bunu sen bile bilmiyorsun. Ah sevdiğim yanımda olup da bana sarılmanı nasıl isterdim. Ama olmadı olacak mı dersen, aslaaaaaa......
Üzülme ama sakın ağlama seni sonsuz bir aşkla seviyorum.
Üzülme seni hayalinle yaşatmaya devam ediyorum,
Ne kadar sürer bende bilmiyorum!!!

Balkondayım şimdi,ya sen nerdesin? Bildiğim bir yerde mi?
Belki de sen de gittin benden sonra başka bir şehre kim bilir?

Burayı seviyorum. Şarkımızı dinliyor ve kötü değil hep iyi yönünle seni düşünüyorum. Hatalarını hatırlamıyorum,ihanetini unutuyorum.

Evde de kimse yok(!) resmini aldım karşıma, , biraz seni seyrediyorum. Neler neler yaşıyorum. Kendimi dinliyorum da çok kızıyorum kendime.... Sonra elime kalemi alıp yazıyorum...

Ben senden uzaktayım sevgili,
Çok özledim seni,
Bir gün dönecek misin geri,
Yoksa ben mi gelip alayım seni,
sevgili;
Sen benim yüreğimsin,
Ama sen hiç düşünmez bırakıp gidersin,
Seni asla affetmeyeceğim bilirsin....
Of ne zordu bu aşk(!)
Seni sevmediğimi zannedip gidiyorsun,
Aşk değil bu bir sürgün,kaçak
Sakın arkaya dönme,
Sakın sakın,
Çünkü o an anlayacaksın
Sana olan sevgimi,
Seni seviyorum....

SENİ SEVİYORUM EYLÜL BAKIŞLIM

Bende olduğundan beri
ne zaman aynaya baksam; kendimi bulamıyorum.
Gözlerimde gözlerini, dudaklarımda gülüşünü görüyorum.
Hep nefesini soluyorum, tenimde bir ürperti beliriyor.
Koca şehir susuyor sadece sesin çınlıyor kulaklarımda.
Bakabildiğim kadar ileride, dokunabildiğimce yakındasın
ama hasret kalıyorum bebek yüzlüm gülüşüne.

İstanbul gibi bakıyorsun bana, gizemli ve buğulu.
Hem içinde olup, hem yalnız yaşamak bilsen ne kadar zor geliyor.
Hayat kavgasını sürdürüyor sevdam.
Aşk can çekişiyor gecelerimde.
Tenine susuyorum Marmara’nın derinliklerinde.
Yeditepe çalıyor sanki seni benden, yavaş yavaş tüketiyor.

Gökyüzüne yıldızlarla tutunan peçesini çıkarıyorum karanlığın.
Pencereden yatağına süzülen ay ışığı olmak,
yüzünü sürdüğün yastık olup düşlerine avuç açmak için.
Bedeninde serilmeliyim gece gibi.
Meleklerin uyurken bıraktığı gülüşü seyretmeliyim başucunda.

Kalmamı istermisin, yıldızlar bir bir gömülürken sabaha?
dokunmamı istermisin ayaz düşen tenine?
Hani utanmazlığın koynunda
kendinle sevişmelerinde yanında olmamı istermisin ?

Kuruyan teninde terden boncuklar yapabilirim,
güzel bir melodideki piyano tuşları gibi dokunabilirim vücuduna,
kıvrımlarınla ahenkli yaşayabilirim seni.
Rüzgârın dağlarla kucaklaşmasını,
dalgaların kıyılara cilvelerini getir aklına.
Önce, süzülmelerini hisset kumlara köpüklerinin,
sonra kızışan rüzgârla tut ellerimi.
Tüm gücünle sarıl biçare kimliğime.
Açlığımı, susuzluğumu, sırlarımı bitir gecede.
İçimde kıpırdanışların, yüreğimde sıcaklığın, dudaklarımda
titreyişleri sevdanın, tenimin ürpertisinde nefesin olmalı...

Dağıt, hazan düşen yatağımı. Güneşim ol eylül gözlüm.
‘Seni istiyorum’ diye yutkunduğum nefesimi al dudaklarımdan,
sırlarımı çöz öpüşlerinle. Ay gibi yum gözlerini geceye,
yıldız gibi kay geç düşlerimden. Tadını bilmediğim,
tenine düşmediğim hayal olmaktan çık, dökül şehvetinle.

Söyleyemem sana yanan tenimi, kıvılcımı düştü bir kez içime.
Kıvranışlarım kadar sessiz uykusuzluğum.
Her dokunuşumda kendime, haykırışlarım suskunluğum aslında.

Kendime sarılıp yatağın bir ucunda tüm ürkekliğimle gelişini beklerim.
İçimden akan ılıklığı, sıcak sevdayı sana sunmak,
sadece hayalinle bütünleşerek yaşamak çok zor be aşkım...
‘SEN’ bendeysen, benimsen.. Neden gecelere isyanım?

Kirpikten bulutlarını arala artık, güneş gözlerinde kapalı kalmasın,
Uyan! Dünya güneşe, ben sana kavuşayım.
Seni seviyorum eylül bakışlım.


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:07 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Özlüyorum seni. Gücüm yetmiyor unutmaya
Özlüyorum elini tutmayi sesini duymayi
Boynuna sarilip omuzunda aglamayi
Nedensiz sevinçleri
Hasret dolu sevgi dolu simsicak düslerimi
Özlüyorum
Gücüm yetmiyor unutmaya
Seni aramazsam unuturum sanmistim
Girmez sanmistim hayalin beynime
Geceleri düslerimde
Gündüz baktigim heryerde seni
Özlüyorum..
Renkler gitmenle soldu
Kirmizi kirmiziligini unuttu
Mavi maviliginin farkinda degil
Beyaz yanliz sen giydiginde güzelligini haykiriyormus
Özlüyorum
Bu özlem bu bekleyis hiç bitmiyecek
Ruhumda sana açan eflatun renkli çiçekler solmayacak
Olmasanda sensiz sensizligi yasatacagim
Sensiz seninle olmayi basaracagim
Sonun yaklastigini hissettigim gün
Beyaz,bembeyaz mendilimi sallayarak
Sensiz yasamin kahrediciligine veda ederek
Seninle sonsuzluga kavusacagim. __________________

Tek kanatlı,solgun düşlerimi,yüzünde kanayan o kutsal ışıkla aydınlatan sonsuzluk meleğim...
SANA NEYİ ANLATAYIM?
"EVET YANLIZIM...
Sadece bunu söyleyip susmak isterdim...Ebediyyen susmak.
Çünkü canım acıyor..
Konuştukça,arzuladıkça,özledikçe,en kötüsü yaşadıkça canım acıyor..''

Ruhumu yaktıktan sonra şimdi de damarlarımda dolaşan sensizliğin etimi yakan acısını mı?O acıyı uyutsun diye sığındığım,ama sevgini orada da hep ama hep kaybettiğim soğuk rüyalarımı mı?
Odamın tavanındaki yoksulluğumu ve kimsesizliğimi harç yapıp içine doldurduğum o derin,o sonsuz çatlakların altında ,sen,diye her gece koynuna girdiğim o zamansız ölümlerimi mi?
Şimdi burada değilsin.
Ama beni duyabiliryorsun,biliyorum.Kapat gözlerini benim için ve dinle n'olur.Çünkü bunu sana ancak bir kez söylemeye cesaretim var.Seni ait olduğun çevre için değil,bana ait olman için değil,karşılığında beni sevmeniz için değil...Sadece sen olduğun için sevdiğimi söyleyebilseydim...
Ne zaman sevgine acıksam kendi kalbimi yedim.
Kendi etimi...Aşkımı....Ruhumu yedim.
"YÜREĞİMİN EN SAKLI YERİNDE YALNIZCA SENİN ELİN DOLAŞMIŞTI"
Seni yollarca,şehirlerce uzağından sevdim.
Seni kelimelerce,şiirlerce yakınından sevdim.
Seni,dünya üzerinde sanki ilk kez benim için kalemi eline alıp yazdığın mektuplarca sevdim.
Seni umutsuzca,beklentisizce,hayallerce sevdim uzağından.
Zamanla kırgınlık kimlik değiştirdi ve vazgeçiş oldu benim için.
Unutmanın en ağırı unutamadan unutmaktır.Seni sonsuza kadar kaybetmek,kimlik değiştirdi ve unutmak oldu benim için...
Anlamadın mı artık,varlığım sana acı vermek için değil,sadece seni sevebilmek için yaşadım ben...
Hala seninle geçireceğim anların telaşıyla ,tüketir gibi yaşıyorum sensiz geçen günlerimi...Seninle geçen zaman bir daha tekrarı mümkün olmayan,doğaçlama bir melodi gibi benim için.
Sanki birlikte yazılmış kaderimizin sayılı dakikalarından an çalıyorum.Öyle birikmişsin ki içimde...
Seni yaşamakla tüketmem,seni sıradanlaştırmam mümkün değil.İçime çektikçe çoğalıyorsun sevgili...
"Sevgilim,beni bensiz bırakma olur mu?
Çünkü sen nereye gidersen git,ben oradayım.
Benim başka gidecek bir yerim yok.Benim senden başka gerçeğim yok.
Sende yaşıyorum ben sadece.
Senin kalbinin "TOPRAKLARINDA YAŞIYACAĞIM SENLE KİMSE OLMADAN HAYAT,DÜNYA,İNSANLAR OLMADAN YAŞIYACAĞIM
SADECE SENİN KALBİNLE" SENİ SEVİYORUM..

Özledigim Kadar
Sana özledigim kadar
Çabuk gelecegim
Hazir et kollarini
Seni deli gibi öpecegim
Yakin tut dudaklarini
Alevin yakişi gibi
Güneşin batişi gibi
Senin herşeyin ayni olmali
Sana özledigim kadar
Özlemli gelecegim
Sana mum aydinligindan
Güneş yapip verecegim
Sana kilometreleri
Metre metre katlayip getirecegim
Bekle özledigim kadar
Çilgin gelecegim
Yildizlari çuvallayip
Ayi kundaklayip
Karanligi aralayip
Seni bambaşka sevecegim.

ÖZLEM

okyanus büyüktür bir okadarda derindir
benim derdim her derde bedeldir
benim askimda sevgimde
kalbimdedir
daha ne bilmek istersin
karanlik köselerde
elimde sigaram
düsüncemdeyse birtek sen
daha ne görmek istersin
seni sevmek
severken bin defa ölmekmis
kadir kiymet bilmeyen sen
iste sensin
daha ne dinlemek istersin
isyankar olmak
sevgi ugruna ruhunu karanliga bogmak
söyle be vefasizim daha benden ne istersin
seni seveni sen terk ettin gittin
daha elimden seni sevmekten baska ne gelir söylermisin

sayfa üç frmacil 3



Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:07 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Suyun Gözyaşları...

Arkası kesilmez yokluklarının bıraktığı yalnızca boşuna bir çabaydı aşka dair.. Nerdeydin.. Nerelerdeydin..
Neden ben tüm günümü senin varlığına adamıştım..Bilinmez..Ya Aşkın tarifi neydi?

Buralarda rüzgar çok eser..İstanbul'dan estirir rüzgar nefesini ve sen kokarsın..Ve ben senin oralarda bir yerlerde olduğuna dair kokular aldım dört mevsim..Bundandır burnumun hassaslığı.... Yağmurun gelişini, karın yağışını anlamalarım bundandır..

Sana daha herşeyi anlatmadım..Sahil boyu bir şişe arayışımı senden..Herşeyi anlatmadım sana..Fırtınalı günlerde sana dair olan rüzgarın dalgasını bulmayı..

Buralarda rüzgar çok eser, demiştim..Ve sen hep estin..Yataklara düşmeye inat, kokunu duymak adına, rüzgardan çarpılmalarımı anlatmadım sana..
Dalgın çehrelerimi aynada tanıyamadığımı anlatmadım. En
deli zamanlarımda ve en mutlu olduğumu düşündüklerinde
insanların, seni anımsayınca tuvaletlerdeki kağıt peçeteleri nasıl tükettiğimi anlatmadım sana..

Ey dost..Sana "dost" demek nasıl bir ızdırap oldu benim için, bilmezsin sen..Ey dost, baharları nasıl iple çektiğimi bilemezsin sen..Yeni umut, yeni bir esinti ve Allah'a yakarışlarımla nasıl yeni fışkıran filizlerde sana dair yeşillikler aradığımı bilemedin sen..

Ey dost..Şimdilerde görsen beni, ....tanımazsın..Yavrusunu kaybeden anne edası çöktü yüzüme..Bana öyle bakmana katlanamam
artık..Avurtlarımdaki çöküşlere ellerin şifa olsa bile, sen bir kaç metre yaklaşsan, eririm ben..Bana bakma ey sevgili..Bana yaklaşma..Ben zayıfladım ve buralarda adım suyun gözyaşları..Nerden çıktı deme bana..Batık Bir Aşkın Enkazının olduğu yerde görmüşler suyun
ağladığını..Su tuzlu..Su sıcak..Su buharlaşmakta..Su yok olmakta..Su denizde..Deniz nerde..

Ey hayal ey aşk!..Sana bakmaya dayanamam gayrı..Bozuk
bir plak gibi çalmaktan öte neyim ki ben..Aşkımın, insanların kurgularında yitip gitmesini istemiyorum..Nolur..Dile düşmeyelim..

SANA HASRET GİDECEĞİM

SENSİZ KALMAK ZOR OLSADA
SANA HASRET GİDECEĞİM
KORKUYORUM EN SONUNDA
SANA HASRET GİDECEĞİM

ADIM ADIM İZLERİMLE
AŞKA KÜSKÜN SÖZLERİMLE
AÇIK KALAN GÖZLERİMLE
SANA HASRET GİDECEĞİM

GURURUNU YENEMEDİN
DARGINLIĞI SİLEMEDİN
NASIL SEVDİM BİLEMEDİN
SANA HASRET GİDECEĞİM

OLUR DEDİM OLMADI Kİ
GÖNÜL HUZUR BULMADI Kİ
BAŞKA ÇAREM KALMADI Kİ
SANA HASRET GİDECEĞİM

HİSSETMEDİN ACIMI SEN
DUYMADIN HİÇ AHIMI SEN
ANLAMADIN AŞKIMI SEN
SANA HASRET GİDECEĞİM
AHMET SELÇUK İLKAN

Gitmek…

Bazen gıtmek gerek ,yitmek ,yitirmek gerek..Öyle acılanacak ki yüreğim bu gidişe,,sana bir elveda dilemeyi bile (bir vazgeçiştir oysa) unutturacak,unutturmuş gibi görünecek kendisine..!! Oysa ki nasıl sancılanacağım nasıl kanlar akıtacağım geçtiğim yollara.. Sen sevgili ! Dökebileceğin göz yaşları kadar ıslanacaksın yokluğumda…Kanımı akıttığım yollarıma çıkacak ,öpeceksin caddeleri..Yüreğinin sızısı kadar yakın olacaksın bana

Ben mi..?

Gidişimle , bittiğim şehirden, ayrıldığım anda ben , başka bir yalnızlığın koynuna uzanacağım o gece..Başka nefeslere karışacak nefesim..Sesini duyar gibi olacağım her yağmurun altında unutulurken,unuturken kendimi.. Unutturacağım sana da biraz ..

Öyle hain hatırlatacağımki kendimi ,senin için günler anlamını tekrar kazanmaya başladığında,ben hergünümü sana adayacağım…Bir dilek ağacım olacak evımın onunde..
Her sabah uyandığımda,o ağaca rüyalarımı asacağım..Olurda bırgün beni bulma ıhtimalin olursa,,sensizliğinde kaç sensiz gecemin geçtiğini asacağım o ağaca…ve o ağaç yeryüzünde tek olacak..SEN olacaksın tek nedenım ve tek dıleğim,bütün dilekler aynı olacak çünkü…
Sen ki sevgili, her gecen daha doyumsuz olacak nefretimle başkasının koynundan daha da zevk alırken..daha da unutacaksın beni biliyorum…Bu deilmiydi zaten aradıgım nedenım ..Öyle unutacaksın ki beni..yollarımdan geçerken,kalbimin kanadığı yerleri bile ezeceksin ayaklarınla…..

Sevgili’m..yüreğimin kanayan yanı..!! Sen deilmiydin hep fazlasını ,daha fazlasını isteyen..Sen değilmiydin,kalbimi açtığımda ,SENİ, görmen için,iğrenerek kafanı çeviren..Hep başkaları ne dedi ,ne derler ile ilgilenen..Yetinmeyen sen değilmiydin..!!

Al işte..sana bıraktım sahte sehrini..sahte sevgilerle beraber..Ummazdın ,ben nasıl olsa enaiydim,senin enain..bırakıp gitmezdim..Bazen çekip gitmek gerek derdim..Duymazdın bile beni biliyorum..Al işte…Yolların uzadığı bir kent..Sonu olmayan bir ecel seçtin kendine..bunu sen hazırladın…Her gece rüyalarımda nefesini duyuyorum,,mutluluk haykırışlarınla başlayıp,,sabah nöbetlerine uzattığın göz yaşlarının tuzuyla uyanıyorum…Ellerim uyuşuyor…Avuçlarım kilitlenmiş uyanıyorum sevgilim..Yüreğim agrıyor anlıyormusun,dayanmak öyle zor ki ..sonra başımı kaldırıp bir dilek daha tutuyorum senin için…Biten bir gecenin sonsuz lacivertliğinde sende de bitirilmeyi diliyorum..kendi sonumu görebilmek için…

Gözbebeğim

Karanlığın soğuk ve dilsiz duvarlarına senin mutluluklarının figürlerini çiziyorum..Islak kaldırımları gülen gözlerindeki ışıkla aşındırıyorum..Güneşe kapalı tüm bedenimin sevgi perdelerini araladım gül yüzüne..Yitirdiğim güneşi senin yüzünde buldum.Susamıştım sevgiye...Kana kana içtim sevgini..Nefesim daralırken senin Mutluluklarında huzur buluyorum...Azgın dalgaların hırçınlığında senin huzurlu kalbine sığınıyorum..Kuruyan kalbimin çorak çöllerine gözbebeklerinden süzülen nazenin gözyaşlarını bıraktım.Umutlarını tohum, sevgini güneş bilip dünyanın en güzel çiçeğini ektim kalbimin çorak topraklarına...İçimde acaba kurur mu diye bir şüphe yok .Eğer seninle aynı sevgiyi paylaşıyorsak ve ayrı kentlerin aynı sabahında aynı sevdaya uyanıyorsak ve iki ayrı bedende tek kalp olup seviyorsak birbirimizi bu çiçek her zaman büyüyecek.Sevgimizle ve yarınlarımızdaki umutlarımızla mutluluklarda yeşerecek..

Gözbebeğim..Yalnızlığın içinde yetim çocuk misali dolaşırken senin kalbinde buldum tüm benliğimi...Sevginin ve mutlulukların en güzelini Senin cennet misali kalbinde buldum.
Yıldız yıldız gözbebeklerinden aydınlığa düşmek isterim..İlmik ilmik sevgiyi dokumak isterim kalbinin hücrelerine..Damla damla olup yağmurun sevgiyle buluştuğu bulutlarda senin tenine hediye edilmek isterim..

Seni severken ürkek bir ceylan gibi yüreğim... Sevda durağındaki son beklediğimsin..Sen kalbimin en güzel meleğisin ve hayatımın en güzel bebeğisin...Seni canımdan öte sevdiğim gözbebeğimsin...Geceden sabaha bıkmadan usanmadan mutsuzluk çöllerine umut taşıyan rüzgarın esintisindeyim..Esen bir rüzgar olup dağıtayım saclarını..Bırak çöz saclarını ..Darmadağın olmuş saclarını yine ben toplayayım...Cennetin en güzel gülü olup yanaklarına hediye edileyim...Bir kelebek olup son nefesimi senin kalbinde vereyim....Kurumuş sarı yaprak olup senin ilkbaharındaki sevgilerinle yeniden yeşereyim....

Şehrin tüm yanan ışıklarında senin izini sürüyorum.Bohçamdaki son ekmeği senin için bölüyorum..Seni sevmek bu dünyanın kötülerinin içinde güzellikleri ve senin sevgini bulup seni yasabilmektir...Ve seni sende sevmek gözbebeğim; her şeyinle kabullenip iki ayrı bedende tek kalp olup aynı sevdayı nefes bilmektir...Ben senin kalbindeyim..Yalnızlığın tüm zincirlerini kırıyorum sevdanla.Esen her rüzgara karışıp saclarını dağıtıyorum...Gece olup karanlık çökünce odana, yıldız olup aydınlığına misafir oluyorum...Nasırlanmış ellerimle mavilere seni yazıyorum yine...

Kelimelere sığmamalı sana olan sevdamın bir damlası...Ne güzel olurdu geçmişimdeki acılarımın gözyaşlarını silip senin dizlerinde bir bebek misali ağlamak..Gözbebeklerinde bilirim yüreğinin nazeninliğini , can bilirim her içine çektiğin nefesini...Mürekkebi sevgiyle koyulaşan ve gül yüzüne satır satır yazılan ömür sevdasının mutluluk kokan dizeleridir sana olsan yangınlarım...

Göçmen kuşlara sordum tüm iyiliklerini...Kalbime adadım tüm sevgilerini..Karanlık gecelerime parlak yıldız bildim gözlerini...Yudum yudum içtim mutluluk denizindeki gülüşlerini...Sevdanı ekmek , mutluluklarını katığım bilip seninle olan uzun yolculuğumdaki bohçama koydum...Her sevdaya uzanan satırda senin gözlerini buldum.. Geçmişimdeki acılarıma sevdanla unutup sana koşuyorum yüreğimin çıplak ayaklarıyla..Gözlerimdeki yasama sevinçlerini yüreğine ekleyip Cennetin mutluluklarında seni bulabilmek için koşuyorum

Kanatlanıp uçsam bir kere , kanatlarımda senden öğrendiğim tüm sevgilerini mutsuz insanlara taşıyacağım...Şair olup kalemimle yerle gök arasına sevdamı satır satır yazacağım..Bir tomurcuk olup baharlarda açsam ; her tomurcuğunda seni anlatacağım sevdaya hasret gönüllere ...


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:07 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Üzülme; ayrılıklar da hayata dair diyorum kendime.
Her geçen gün bir ışık bu aşk için, belki de uzaklık yakınlığa gebe.
Şimdi sadece gidiyorsun paylaştığımız mekanlardan, kokun kalır geride.
Maviliğinde kaybolduğum dalgalı gözlerin içimde.
Gülümsemene hasret olsam da üzülme, sevdan hala yüreğimde.
Sensizlik alışılmayacak bir işkence.
Demiştim ya bir zaman önce;
Geri dönmek için uzakta olmak gerekir diye.
Şimdi aşka kendi tarafımdan baksam da,
Döndüğünde aynı hislerle ve hayatımda olduğuna şükrederek,
Belki gözümden akan iki damla yaşla,
Seni sevdiğimi tekrarlıyor olacağım.
Üzülmüyorum.
Git, gidebildiğin yere diyorum.
Yokluğuna alışmak varlığının bedeliyse, ödüyorum.

Sana Bir Tanrı Getirdim

Hani o iki kişilik dünyalar bizimdi
Hani sen iyiydin
Halden anlardın
Hani sen git demiyecektin bana
Ve ben herşeye rağmen gelecektim
İçimde bir umut
Ellerimde olgun meyvalar
Dünya nimetleri
Gözlerimde yanıp yanıp sönen bir pırıltı
Ama ne sen gel dedin
Ne de ben gelebildim herşeye rağmen
Aşkımız ayrılıklarla başladı

Deli dolu akan nehirlerden tas tas sular içtik
Öyle ateşlerle doluydu yüreklerimiz öyle tutkundu
Karlı dağların serinliğinde uyurduk geceleri
Deniz fenerinin ışığında yıkanırdık
Köpükten bir çalkantıydı içimizde zaman
Ne yana baksak denizdi maviydi ışıktı
Sonra bir çaresizlikti zifir
Akıntıya kapılmış gemiler gibiydik

Bir org çalınır gibi yanıbaşımızda
Öyle kendinden geçmiş öyle başıboş
Öyle derin duygular içindeydik anlatılmaz
Sarhoş rüzgarlara bıraktık kendimizi
Aldığını geri vermez dalgalara
Görmediğimiz ülkeler gördük gün doğusunda
Tatmadığımız yemişlerden tattık günahkar olduk
Alevden bir tasta eridi günler
Bir cehennem ateşiydi aşk içimizde
Hiç sönmeyecekmiş gibi yanıyorduk

Tutsaklığımız nasıl başladı bilinmez
Paslı demir kapılar kapandı üstümüze
Taş duvarlarda kayboldu boğuk seslerimiz
Çaresizliğimizi bize aynalar söyledi inanmadık
Kuşatıldık ansızın kederle ayrılıkla
Aman vermez karanlıklar sardı dört yanımızı
Yalnızlık bir ağrı gibi çöktü başımıza
Uyuduk bir daha uyanamadık

Şimdi bir kutup var sana çeker beni
Bir kutup var senden öteye
Ben onun için böyle ortalıklarda kaldım
Dağ yollarında caddelerde sokaklarda
Onun için bulup bulup yitirdim seni
Hangi kapıyı çaldıysam sen açtın bana
Hangi gözümü yumduysam seni gördüm
Zamandın zamandan öte bir şeydin
Yıllarca bir meşale gibi yandın uzaklarda

Bu manyetik alanda boğulmam senin yüzünden
Bu zincirleri sen vurdun ellerime
Sen getirdin bunca karanlıkları
Al şunu mum yak
Korkuyorum
Bir taş aldım attım denize
Günahlarımdan kurtuldum
Alfabenin yirmisekizinci harfindeyim
Öteye gidemem
İtme beni

Benim de bir insan tarafım vardı
Bakma böyle kötü olduğuma
Benim de dileklerim vardı
Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan
Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi
Hergün bir kadın ağlar benim yüzümde
Büyük dertler için benim ellerim
Anlamıyor musun
Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar
Ben sevilmediğimden böyle çirkinim

Bütün kötü yerlerde ben korkarım
Biliyorum
Bir hayvan leşiyim öleli kırk gün olmuş
Fabrika bacalarında bir kara dumanım
Zehirim akrep kuyruklarında
Kötüyüm sevemediğin kadar
Öyle fenayım
Kapanmış bıçak yaralarında
Bu pis çöp tenekelerinde unut beni
Unut artık
Bayat bir ekmek gibi
Çürümüş bir elma gibi

Sarı badanalı evlerde kazanlar kaynar
Sarı badanalı evlerde günahlar işlenir her gece
Sarı badanalı evlerde ölüler yıkanır
Sarı badanalı evleri sev biraz
Bu evlerde zaman benim akşamlarımdır yitirilmiş
Bu kazanlarda benim gözbebeklerimdir kaynayan
Bu sarılarda benim yüreğim bir ölür bir dirilir
Anladım
Bu dünyada benden başka kimse yok beni anlayan

Tosca' dan bir arya hatırlıyorum şimdi
Sus biraz
Ensemde bir akrep yürüyor
Bırak yürüsün
Sabaha asacaklar beni
Dokunma
Yedi canım vardı ikisi gitsin
Bunca ölümler az gelir bana

Kalbimi yardım
Bir damla kan aktı
Kutuplara kar yağıyordu
Üşüdüm
Failatun vezniyle seni çağırıyorum
Bana imbiklenmiş yeşilliğini getir
Dur gitme
Beş kuruşum vardı kaybettim
Dur gitme
Isırgan otlarından kurtar beni

Deniz analarının gözlerini çaldım
Sana bakmak için
Güneşi üçe böldüm
Al biri senin olsun
Yüzümde beş bıçak yarası var
Bir de sen vur
Barut kokusunu severim
Bir portakalı dilim dilim soy
Acıktım
Tut ki ben yoğum artık yeryüzünde
Tut ki bir marul yaprağıydım
Öldüm

Al şu serçe parmağım sende kalsın.
Ben kötüyüm
Allahsızım
Korkunç çirkinim
Ben seksensekizinci tul dairesiyim
Sağ gözümün üç kirpiğini kestim
Al
Ben lanetlendim

Chopin' in cenaze marşı çalınıyor
Ölüler ayağa kalktı
Görüyor musun
Şu soldan ikinci benim
Senin yüzünden öldüm
Şimdi seni getiriyorlar karanlığıma
Ağlıyorum
Biraz sev beni
Gül biraz
Yaklaş biraz
Seni affediyorum

Kuşkonmaz dallarına astım kendimi
Sedir ağaçlarına gül yapraklarına
Başımı taşlara vurdum
Gözbebeklerimde büyük camlar parçalandı
Tanrısal duygular içindeydim
Bütün tanrısızlığımdan uzakta
Bir kemiklerinin sertliğini aldım
Bir teninin aklığını
Sonra sıcaklığını dudaklarının
Gel bak
sana bir tanrı getirdim
Gel bak
bir tanrı yarattım senden

TABUTUMA DÜŞTÜ KÜLÜM

En hüzünbaz anında yüreğimin,
Yedi damla yaş düştü gözlerimden.
Ve kapayıp gözlerimi,
Buhranların mateminde,
Kaldım firarlara gebe.
Serap olup ta düşmek var mıydı? çöllere.
Oysa,bir deli ırmaktım,
Voltasında rüzgarın.
Bir cıgara ateşinde,
Tütüyordu efkarım.
Şimdi korkudan yana adımlarım ,
Buzdan bir çerçevede bakışlarım.
Hangi yol sana çıkar,
Ben;
Hangi çıkmaz sokaktayım...

Hasretinde,
Karanlık gecelere,
Vurdum umarsızca kendimi,
Yarı çıplak,hecelerle kurdum cümlemi.
Her soluk sen oluyordun,
Her bakışta nazarın.
Hiç aklımdan çıkmıyor,
Düşümdeki baharın...
Sen sevdalarımın tek sebebi
Geçmişim geleceğim iki gözüm.
Bir vuslat arzusunda,
Tabutuma düştü külüm...

Bu ne kutsal aşk ki,
Yandıkça yanıyor ciğergahım.
Kızgın yas gecelerinde,
Göğe yükseliyor ahım.
Hangi yürek dayanır,
Bu onulmaz bekleyişe,
Çare buldu mu? Lokman,
Bu çıldırtan hasrete.
Şimdi;
Aramızda kabir,
Aramızda Azrail,
Sura ne zaman üfler bilinir mi? İsrafil.

Biliyorsun...
Senden gayrı kimseye,
Vermedim muhabbeti.
Senden gayrı kimseyle ,
Etmedim aşk ticareti.
Bak dolu dolu gözlerim,
Dilimde takıldı sözlerim.
Belki;
Galeyana geldi,
Yokluğunda hissiyat,
Hasretindi tüm gücüyle,
Yüzüme vuran tokat...
Kaç demin çırası aşkına sözüm
Kanatsız bir kuşun yüreğine düştü külüm.

Ben kapında kıtmir,
Ben bir garip canım.
Benim kölesi nefsin,
Benim sesi direnişin.
Kaç zamandır dilimde,
Vuslatımdır dedim ölüm.
Otuzumda; Benden önce,
Tabutuma düştü külüm...

Merhamet ettiğin kıymet verseydi
Gözündeki yaşın ne işi vardı!
Evladım dediğin hürmet bilseydi
Sözündeki taşın ne işi vardı!
* *
Yaradan bedene sende can verdi
Ayrıldı bedenden tenle kan verdi
Büyüdü yeşerdi fidan boy verdi
Peşinde şer başın ne işi vardı!
* *
Yedisinde önlük çanta almışsın
Bir hevesle bin hayale dalmışsın
Geleceği destanlara yaymışsın
Yazında kör kışın ne işi vardı!
* *
Asker edip gününe gün ekledin
O Vatanı sen kapını bekledin
Vatan borcu biter bitmez gel dedin
Dizinde sırdaşın ne işi vardı!
* *
Evlendi el kızı girdi araya
Ne edep ne ahlak sığdı daraya
Yiğidi yiğide verip kiraya
Tuzunda çiğ aşın ne işi vardı!
* *
Derdini derdinle sardım be Ana
Çaresiz kalmışsın bak anlasana
Hiç laf söylenir mi insan olana
Yüzünde yüz yaşın ne işi vardı!


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:08 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Düşünme sakın üzüleceğimi
bu aşka yenilip tükeneceğimi
alışkınım ben gitmelere
hep kalanlardan oldum
hep ağlayanlardan oldum
hep aynaya bakıp başka yüzü görenlerden oldum
düşünme GİT.
kalanlardanım yine
sevenlerden değilim artık....merak etme
ağlamam ardından!!!gitmek için bekleme
SeVmİyOrUm SeNi
git istediğin gibi
çık hayatımdan
dök hayallerimizi
onaracak biri çıkar nasılsa..
beni ben yapacak biri çıkar karşıma
sen devam et yoluna
BEN YENİLMEM SANA, HAYATA... __________________

Avuçlarımda ki umut
Düşlerinin ardından koşan adam
iki boş sokağın kesiştiği yerde
tek başına kala kalmıştı.
sokak lambaları
sarı mum ışığı misali
yansımasını yüselt mekteydi
göğe doğru.
ve içinde tutuşan büyük aşkın
yalımlarıyla
apak tı gözleri.
saplanıp kalmıştı derinliğine karanlığın.
göğün uzak yerlerinden
iki ışık sızıyordu gözlerine.
yeşili anılarla aşkı canlandırıp acı veriyordu.
küçük kırmızı olanı.
avuclarında, ki umut.
usulca kapadı avuçlarına parmaklarını
cebine götürdü elini
uğrunda soluklanacak birşyler kalsın diye yarına.....

günaydın güzelgözlüm
bak yine sonbahar geldi, yine yaprak dökümü
yine hüzün var yüreğimde
havadanmı yoksa yokluğundanmı bu yalnızlık
sence hangisi güzel gözlüm..
dün geceyi düşündüm nasılda mutluyduk ikimiz
sanki tüm şehir susmuş gece bizim gecemizdi
ben soğuktan titrerken aşkımzın ateşi ısıtıyordu yüreğimi o an umrumda değildi zamanın geç olması
gecenin bir yarısı kim ne dermiş aşk buymuş güzel gözlüm..mantığı kullanamamakmış..
şimdi yine özledim seni hani derler ya sonbahar yaprak dökümü ayrılıkların mevsimi
ben bu sonbahara , bu yaprak dökümüne inat bak yine seninleyim ve hala sendeyim...güzel gözlüm __________________

Yanağına Düşer Koklarım Seni.
Sensiz zamanlara yıkılır kollar
Her gece us’umda yoklarım seni
Yıpratmasın diye şu zalim yıllar
Düşlerime koyup saklarım seni.
Şu garip gönlümde bir güzel yatar
Duyumlar rüzgardan sesini tutar
Gözünde bir damla yaş olsam yeter
Yanağına düşer koklarım seni.
Döşümde bir deli içe sığmaz yar
Vurguni’yim gönlüm senden ağmaz yar
Bilsem de yolların bana varmaz yar
Yine son nefese beklerim seni.


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:08 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
''git artık'' demek
''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa''
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek

istersen Deniz Ol Masmavi Saran
İstersen Özünde Öyküler Gömülü Bir Dağ
İstersen Bulut Ol Yagmur Ol
Damla, Damla
Sağnak, Sağnak Yağ
Ay Ol...
İçime Doğ Mutsuz Gecelerime
Karanlık Ol Başka Şey Görmesin Gözüm
Güne$ Ol, Yıldız Ol Işı
Ne Olursan Kabulüm
Rüzgar Bile Olabilirsin Tatlı, sert
Gördüğüm, Duyduğum, Sevdiğim
Yalnız Sen,
Yalnız Sen....

Gülün heyetini anladığın gün
Dikenin ondaki mühim yerini
Topraktan su diye ne emdiğini
Bülbüllerin narin cilvelerini
İşte o gün o gün anlayacaksın

Karanfilde diken olmadığının
Dikensiz çiçeğin solmadığının
Onu kimselerin yolmadığının
Dalına bülbülün konmadığının
Niye sini o gün anlayacaksın

Gülün heyetini anladığın gün
Dikenin yerini kavradığın gün
Suyun kaynağında kaynadığın gün
Bülbülce hicranınla yandığın gün
Gülün servetini anlayacaksın

Anladığın ile kalmayacaksın
Bir fidanı tutup kavrayacaksın
Toprağın bağrına saplayacaksın
Ömrünü uğruna harcayacaksın
İşte o gün o gün anlayacaksın

Gülünü okşamak istediğinde
Gülün solduğuna şaşıracaksın
Ondan kalan birkaç kuru yaprağı
Ömrünce yanında taşıyacaksın
İşte o gün o gün anlayacaksın

O kuru yaprağa her baktığında
Maziyi yad edip irkileceksin
Ruhunla maziye her aktığında
Derdine ! dert katıp inleyeceksin
İşte o gün o gün anlayacaksın

Bir gül bahçesine uğradığında
Gördüğün her fidan tomurcuğunda
Eski gülün şefkat ve muhabbetle
Seni süzdüğünü hissedeceksin
Ondaki sevgini anlayacaksın

Dokunduğum her gül o eski güle
Ne kadar benziyor Ah! Diyeceksin
Bu güllerin dahi o eski güle
Hicran çektiğini hissedeceksin
Sende hicranından ağlayacaksın

Kurumuş çiçeğin yapraklarından
Uzanıp bir elin yanaklarından
Süzülen sıcacık gözyaşlarını
Dostça sildiğini hissedeceksin
Güldeki dostluğu anlayacaksın

Bir gün gül olmaya kalkıştığında
Bir başka çiçeğe yanaştığında
Dikensiz çiçekle kaynaştığında
Yanağında son çiğ kamaştığında
Bu şiiri yazanı anlayacaksın

Biraz dikkatli baksaydın gülen gözlerimdeki , ağlayan ben'i görebilirdin. Ya da gerçekten sevseydin beni kalbimin çığlıklarını susturabilirdin. Ben senken sen ben olamadın. Izdırabımın sebebi oldu sevgim.
Tükendim
tükettim
hıncımı almak için tekmeler attım sevgiye
kendime
yüreğime ..

Birçok kez hazırladım kalbimi seni unutmak için
ne yaptıysam olmadı
Boyun eğdim varlığınla yaşamaya
Artık özlemiyorum
Dilim söylüyor ama hissetmiyorum. Sevgiyi kandırarak ve gizlenerek yaşıyorum. Daha fazlasını kaldıramayacak kadar yorgunum yada bahaneler buluyorum.

İçim acıyor
Gücüm yetene kadar dayanıyorum. Daha dayanabilirmiyim bilmiyorum. Zaman sığındım kurtuluşum için
yaralanan kalbimi sarmak
biraz olsun hayata bağlanmak
kaybettiğim kendimi bulmak için

Sen benden gittin
ardında bıraktığın beni düşünmeden gittin

Belki yıkıldım
sevgiye güvenimi kaybettim
ama
yürekten sevdim
Şunu bilki terkedenim sen yüreğimi hiç haketmedin...


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:08 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

~~Söylenemeyen~~

Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..

Yağmur bırakmadan geçen bulutlar gibiydi zihnimdeki düşünceler; dilime düşmeyen, sözcüklere dönüşmeyen!..
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..

Her zaman fazla oldu söyleyemediklerim, söyleyebildiklerimden!..
Her zaman; bir bilinmez lisandaki çözülmez şiirleri koklayıp, hissettirmeye çalıştım sana...
Her zaman biraz daha zaman kolladım seslenmek için sana, ve her zaman hayıflandım;
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..

Kendi karanlığında; güneşe görünmek için karar veren bir tohum gibiydim...
Zordu çıkmak gömüldüğüm çamurdan;
Ama güzeldi!.......
Sen güzeldin ve ben, güzelleşiyordum seni düşündüğümde!..
Kendi karanlığında; güneşe görünmeye karar verip yeşillerini giyen bir tohum gibiydim...

Boyutları değişiyordu hayatımın...
Yani, değiştiren sendin boyutlarını hayatımın; büyüyordum, gelişiyordum, genişliyordum...
Söyleyebildiklerimden çoktu her zaman, söyleyemediklerim; bu yüzden kelimelerimin arası açılıyordu!..

Sığdıramadığım her duygu; iki kelimemin arasındaki boşlukta gizli...
O yüzden, yazdıkça parmaklarım,,, ve işte yine o yüzden söyledikçe dilim topallıyor!..
Toparlayamıyorum zihnimi...
Seni özlüyor, ve terliyorum özledikçe;
Seni koklamak için...
İçimdesin!

Meğer seher yelleri de kırarmış başakları,
Umutlarda hep hanımeli açmazmış.
Düşünceler,sarıp sarmalarmış solmuş baharları..

Anılara küskün görüntülerde yaşarmış meğer düşler,
Ve geceler,hep yıldızları gizlemezmiş koynunda,
Hasretlere tutsak olurmuş karanlığın
kolları..

Meltem değilmiş tüm rüzgarların ismi meğer,
İsmi martı değilmiş,
Beyaz olan tüm kuşların..

Sırlar taşımazmış gündönümleri uzaklara her zaman,
Kolay değilmiş her bilmece,
İri sorular varmış yüreklere saplanan..

Nankör diye haykırırmış,
Saatler her geçen an'a,
Meğer arkadaş değilmiş akreple yelkovan..

Ağacın dalında filizlenirmiş meğer sevda,
Yalnızlıkmış kökleri,
Ayrılıkmış derinlere uzanan..

Şimdi sanma yalnız senin gözlerinde geziyor nemli bulutlar,
Yalnızlık doruklarından çığ gibi yıkıldığında,
Erkekler de ağlarmış inan.
Olsa da göz pınarları ıslanmadan

Suskun kalemin bu sabah
Yorgunluğun mu kaldı katran gecenden
Yıldızlardanmı aşıp geldi özlemlerin
Çok uzaktamıydı dünlerin
Geç kaldın sevdalarıma
Yağmurlarla yağdırdım ardından özlemimi
Taşan sulara döküldü ismin dudaklarimdan
Savrulan rüzgarlara bıraktım hasret kokunu
Çöldeki kum fırtınalarıydı saçların
Saçların savruk
Gözlerinde harareti hayali suyun
Sıcaklığını geç getirdin tenimin soğuğuna
Geç kaldın ismini hatırlamama
Sabahları içtiğimiz çayı bile unuttum
Kaç şekerliydi...simit mi severdin- börek mi
Geç kaldın güneşi yakan sabahlara
İhanetin erken başladı senin
Çekip gitmelerin
Acele suskunluğun teslim etmekti beni sensizliğe
Tadı olsada teninin dilimde erken değiştin beni başka ellere
Sevdam hep ağır geldi omuzlarına
Dilin varmazdı söylemeye
Gözlerin saklayamazdı oysa
Ben yükün değildimki
Yüküne omuz verirdim seninle
Elinden tutardım zor çektiğin gecelerin
Ben dayanağındım hani
Her zorlukta benide alırdın yanına
Bensiz sen yarımdın hani..
Geç kaldı gözlerime gözlerin..
Gözlerimde başka izler var şimdi.

Son Gunlerim artık
Bütün eşi dostu sevgiliyi bıraktık
Gözyaslarım içime akan kalbimdeki yarayı açan
Şimdi yanımda kalan bir yalnızlık birde sigaram

Bu şehirde yagmur yagıyor artık
Elveda sevgilim biz ayrıldık
Bekleme beni yollarımı gözleme artık
Gözlerimde yaslar başımda agrılar içimde ayrılıklar
Elveda sevdiklerim bu şehirden ayrılıyorum artık

Elimde olsa çekermiydim bu ayrılıgı
Çıkarır silahımı alnından vururdum yalnızlıgı
Severken vedalaşmak zormuş ayrılık ölüm kadar acı
Elveda sevdıklerim bu şehirden ayrılıyorum artık


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:08 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Aç kapıyı yalnızlık, ben geldim
Hayır, ağlamadım, gözlerim yaşlı değil.
Cephedeydim, kurtaramadım yenilmekliği.
Gece yarısı, uyumuştur sokaklar çoktan
Bir sen varsın işte, bir de benim hayaletim...
Bakma öyle, al elimden valizlerimi
Bir şey yok içlerinde; balık kokusu sinmiş üç beş kazak,
Kırık bir ayna, bir kaç tel siyah saç...

Soğuk burası, yağmur kokuyor
Geceleri uyku tutmaz insanı burda
Bak, yıldızları görmem lazım benim dolunayda; çıldırırım
Yıkarım üstüne bu mahzeni, kaçamazsın...

Morarmış, çatlamış ellerim soğuktan görmüyor musun?
Varsa sıcak bir çorba getir bana, tuzlu
Yoksa uğraşma, aç değilim.
Saat yok duvarlarda, o kadar yalın yaşamak
Günışığı da yok, karanlık ruhun gibi yakın sana...

Yalnızlık kapat kapıyı!
Şuraya, şu soğuk taşların üzerine bir yatak ser bana.
Uyumak istiyorum,
Unutmak istiyorum,
Unutulmak istiyorum...

Sabrın çalkalanıp taştığı sulardadır
Çığlıklarla parçalanmış uykularda
Buruşturulup atılmış aşklarda
Ve çalınmış mutluluklardadır
Ses ile yürek
Büyük rüzgarların o yanık şarkısı
Hala yüselir içimizden dağılır
Coşkunun doruklarında sürer yankısı

İlk kurban adanıtken bir nehire
Korkunun ilk nişanında başlamıştır
Gözyaşının ilk damlasından kalma
yaslı baharlarla gelmiştir bugüne
Kanla yazılan yasalarala
Açlığın otağ kurduğu sabahlara
Ve sonuçsuz kalan ahlarla gelmiştir
Acıya kurşun işlemez artık

bu mevsimde eskidi, yenisinde hevesim
yırtığını yamamak artık gelmez aklıma
iğneleri paslıdır, iplikleri çürümüş
bir çay ağzında bekler zamanın ejderhası.
kızıl gülün edebi, mevsime meydan okur
güzel kızın yüreği derdine derman dokur.

eritirim örsünde, döve döve sevdamı
kaybederim kaybolan, umutların özünde
çift çarıklı ihtiyar, tırnağında dert taşır
bir kederli bakışın, sevinci var yüzünde
yanmaya alışırsa, yanmadan durmaz insan
her duyduğu ney sesi, dönmeden durmaz insan

ak benizli bebekler, ninniyi kendi söyler
tayların anasına, çifte vurduğu devir
bu tarihi kazıyıp, tarihine sevdanın
kirli görünüyorsa, başka sayfayı çevir.
en berrak duyguların kire girdiği zaman
insanın insanlıktan fire verdiği zaman

bu mevsimler eskidi, bir ömürle beraber
elimdeyken kaybolan, varlığım çekip gitti
ceviz kabuğu dünya, aldı beni içine
sonra verdiği gamla dertle beni eritti.
bir damla su içinde, boğulan insan için
deryaya meyil edip, muhteris olmak niçin.

ah ile yanan dünya, bilmez niye bu yanış
serkeşleşen hayaller, kap kara katran oldu
siyaha tutkunluğum, güneşe hasretimden
siyahın aşkı ile, yeşilim alım soldu.
eskiyen mevsimlerin yenisinde gözüm yok
bu keder bana ait, başkasına sözüm yok.

Beni vurun
Onun yeşil gözlerinden ölmek olsun sonum
Beni vurun
Bu sevdayı ansızın durdurun
Beni vurun
Bu bir tek kişilik oyun
Yoksa ölmekten beter olurum

Bu yıkık adam ben değilim,
Asırlardan beri ben böyle değildim
Şimdi ne yediğim ne içtiğim
Fayda vermiyor sadece bakar oldu gözlerim
Ben eskiden böyle değildim;
Düşünce anlıyor insan,
Deliler gibi seviyorum diyenlere gülerdim
Ben eskiden böyle değildim...
Beni şimdi sabahsız geceler paklar
Nerede akşam orada sabahlar
Düşünce anlıyor insan
Meğer kara sevda
Adamı ummadığı anda haklar

...

Şimdi beni isimsiz sokaklarda bulun
Tarifsiz adreslerde adımı sorun
Şimdi beni vurun
Ve bu deli aşka bir nokta koyun
Şimdi beni vurun
Belki bu aşka başka bir dünyada
Karşılık bulurum
Eğer vuracaksanız beni şimdi vurun
Öldüğümde hem aşık
Hem de yakışıklı olurum.


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:08 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Seni seviyorum çünkü içimde birikmiş duyguları temsil ediyosun her sabah seninle uyanıyorum gözlerimi ilk seninle açıyorum ....
Seni seviyorum çünkü gözbebeğimsin herşeyden herkesten değerlisin zarar gelemez sana ben varken ...
Seni seviyorum çünkü sanki senin için doğmuşum ömrümün senle geçiceği doğmadan belirlenmiş sanki... kaderimsin işte...
Seni seviyorum çünkü sebepsiz yerli yersiz kıskançlıklarımı alttan alıyosun ne olursa olsun benim olduğunu hissettiriyosun ....
Seni seviyorum çünkü yanındayken çok mutluyum sensizken mutsuzum ama bir umuttur elbet hep birlikte olcağımız ....
Seni seviyorum çünkü dualarımsın Rabbime her el açtığımda aklıma ilk gelensin sana dua etmeden ellerimi kapatamıyorum...

Çaresizliğim çoğalıyor akıp giden zamanla
Gözyaşlarım doluyor, akamıyor
Boğazımda düğümleniyor her soluk
Bazen yazıyorum,
Bazen de siliyorum yazdıklarımı
Bakıyorum da kelimelerim anlamsızlığa uzanmış,
İstediği hiç bir şeyi anlatamıyor cümlelerim...
Hiç bir duyguyu taşıyamıyor,tanımlayamıyor harflerden kurulu bu olgu.
Zaman akıp gitmiş yine, kaç saat geçtiği umrumda bile olmuyor

Seninle konuşmak istiyorum
Çok istiyorum...
Haykırmak istiyorum aşkımı,sevdamı; sevmesen bile...
Hiç utanmadan, hiç çekinmeden
Gurur kelimesini ayaklar altına alarak
Her şeyi paylaşmak istiyorum
Benim için önemini bilmeni istiyorum
Bunca sessizliğe inat...
İşte çaresizliğimi ortaya çıkartan isteklerim.

İşte ölüm gecelerimden biri daha
Çok oldu, olacak da daha çok
Belki her gün biraz daha zor olacak
Ama içimdeki seni tüm acılardan uzak tutuyorum
Mutluluğum sende gizli, biliyorum
İstersen bir gün verirsin, istersen bir ömür boyu benden uzak tutarsın...

Bir gün daha sabahı buluyor
Ben tüm ruhumla seninleydim sanki
En derinime kadar hissettim seni
Doğrularımın yolundayım, sevdamın yolundayım
Ben burdayım dimdik,
Sevdam yüreğimde ilk günkü heyecanı gibi, öyle de olacak..

Ben acılar denizinde boğulmuum
İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiller söndürmüş ışıklarını

Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını

bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse
Yılların içimde bıraktıklarını... __________________

Gizlice seviyorum seni
Kimse bilmesin,duymasın
Yüreğimde saklıyorum seni
Sen bile bilmiyorsun.
Yüreğim yansada alevler içinde
Ağlasamda seni her düşündüğümde
Kaybolsam bile kadehler içinde
Ben seni gizlice seviyorum.
Açıklarda bir gemiye benziyorum
Binlerce balığın benden haberi yok
Denizlerin içinde kayboluyorum
Denizin bile benden haberi yok.
Gizlice seviyorum seni
Tarifi imkansız duygular içinde
Sen gözlerimin içinde,her baktığım yerde
Ben gizlice seviyorum seni.
Yolum hep çıkmazlarda
Hikayem yalan kitaplarda
Sürgün gibi diyarlarda
Hep gizli kalacaksın
yüreğimin köşesinde
Ve bir gün gelip ben ölürsem
Kendini bulacaksın benim kalbimde. __________________


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:08 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Yazılmış tüm sözlerin,şiirlerin,hikayelerin ötesinden
Sana haykırmak istediklerim wardı..
Çok istedim sana her seferinde anlatmayı...
Ama öyle dolambaçlı yolların ardına saklı kalmıştı ki sewdan,
Ne sözlerim yetişti ömrüne,,
Ne kelimelerim warabildi gönlüne..!
Bütün bu yaşanmış yalanların ardından
İçimde ağlayan,
Bedenimde kanayan,
Özümde azap çeken bi "sen" hala war...
Her nerede ne halt ediyosan bil...
“ Gitmekle bitmiyor sewda....! ”

Sana bazen öyle çok kızıyorum ki..Ama içimde kalıyor..
Sanki böyle beni sana doğru iten,
Seni bana doğru çeken bir şey var..
Bulamıyorum..
Belki de bulmak istemiyorum ,,
En azından bir süre..

Sevmenin ne demek olduğunu bilmediğim söylenemez..
Bir o kadar da sevilmenin..
Kendimi kaybetmeye çalışıyorum,
Yok olmaya , hissizleşmeye çalışıyorum,
Seni sevmemek için..

Oluyor mu olmuyor mu onun bile farkına varamıyorum,
Tam ‘’yeter’’ dediğim zamanda karşımda bitiyorsun,
‘’Özledim’’ dediğim zamanlarda yok olup gidiyorsun..

Yanımdayken ne yapacağımı bilmiyorum,
Gittiğini gördüğümde, ……

Ne kadar alışılmış olsa da yaşadıklarımız,
Biz bunları ilk sanıyoruz..

Ben düzeltmeye çalışırken sen kısaltmak için çabalıyorsun ömrü…
Yoruyorsun , ama kırmıyorsun..
Benim kadar çabalasan her şey çok daha güzel olacak biliyorum..
Biliyorum ama öğretemiyorum..

Görmeni bekliyorum,
Kafanı çeviriyorsun..
Yanındayım diyorum,
Çekip gidiyorsun..
Konuşmalısın diyorum,
SUSUYORSUN..

Biliyor musun??
Bilmiyorsun …!

Sensiz yaşayamayacağımı anla artık
Gözlerimden bu düşünceleri al artık ne olur…
Kaybolan zamanların ardından bakıyoruz sadece…Hadi artık,
geçip giden zamana ayak uyduralım…
Tut ellerimden de beraber yol alalım…
Bir daha geçen zaman dönebilme şansımız yok, bilmiyorsun sanırım…
Bilmiyorsun ki bu kadar uzaksın zamandan…

Hayallerim sönük, yaşamaya çalışırken ben… Sen nerelerdesin…
Uzun zaman oldu dokunmayalı sana…
Senden bekliyorum artık, sen uzat bu seferde özlem dolu olmasını umduğum ellerini…
Çıldırmak üzereyim…
Dursun zaman, konuşmasın kimse, görmesin yalan gözler,
sussun bütün insanlar, sadece…..
Sadece sen konuş… Seni seviyorum de…
Yeniden yeşersin, yeniden can bulsun dünya(m)… Hadi…
Yüreğimden can koparıyorlar sanki…
Lütfen tut ellerimden artık…Yoruldum çok….
Sensiz yaşayamayacağımı anla artık…
Sev beni… Ömrümü serdim ayaklarının altına sadece sev beni…

gitmekmi zor kalmakmı bilemedim
halbuki gelmeninde,
beklemeninde tadında yüreğim....
başı kolayda sonu ne zor değilmi?
yazamadım tutamadım ben bu gidişi......

yürümedikmi hiçç
bilmedikmi günün tadını adımlarda??
gülerken konuşurken ve hatta ağlarken..
şimdi bunları yanlız yapabilcekmisin??
git o halde......
yoksa ben nasıl giderim senden;
sen nasıl git dersin benden??...

bu masalın sonunu sen yazmamalısın;
ben kazımalıyım çaresizliğimle...
dersinya çare'sizsiniz' die;
çaresizim ben......
sence bi çaresi olurmu;
aldığım üç top vanilyalı dondurmanın,
yada rüzgarın meyvanın ....
tadında sen varsın hayatın;
yokum diyorsan git o halde........

güneş orda 15 dk geç batmış banane
biz aynı güneşi gördük
aynı yıldızlarla selamlaşmadıkmı??
yine aynı güneş doğacak,
aynı yıldızlar olcak gökyüzünde;
yarında,yarından sonrada,yıllar sonrada.......
taşıyabilcekmisin alabilcekmisin selamımı?
kısmadan gözlerini bakabilcekmisin güneşe?
git o zaman...
yoksa ben nasıl giderim senden;
sen nasıl git dersin benden??.....

şimdi hangi müziğin hangi notasındasın
yada hangi şarkının nakaratında?
arayarak bulabilirmiyim seni;
yoksa gelmenimi beklemeliyim?
yada hep senimi dinlemeliyim mavi notalarda
bilemedim.........

işte şimdi izin ver gün gün gideyim,
yavaş yavaş geldiğim gibi.......

değilse;
"ben nasıl giderim senden;
sen nasıl git dersin benden?......"


Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 02:09 PM

Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
 

Ben sana hep geç kaldım sevdiğim..
Ya geldiğimde teknen çoktan sulara kapılmıştı..
Ya da gittiğimde, sen iskeleye yanaşmış,
Başka teknelerle dostluk kurmuştun.

Hep başkalarını seçtin yanına yoldaş olarak..
Hep başkalarının sevdiğini sandın sularını..
Oysa yaşamak demek, üzerinde gezindiğin deniz demekti benim için..
Karası görünmeyen sularda korkmadan, yorulmadan yüzebilirdim..
Evet yaşam suyumdun benim..
Hayat veriyordun bana.
Ama sen hep başkalarını yaşatmayı sevdin..

Ya da korktun boğulmamdan..
Korktun yorulmamdan.
Belki de girdaba kapılmamdan..
O yüzden seni yakalayamamamı sağladın belki de..

Bak yine geç kaldım sana sevdiğim..
Geldim ve uzaktan da olsa gördüm seni..
Sen, o engin denizinde,
Ben, olduğum yerde..
Yine yetişemedim sana.
Yine göz göre göre kaybettim seni..

aşk dedi ki;
ben sevgiyim.
hem acıyım, hem kederim.
hep kalplerde gezinirim,
yerim yurdum yoktur benim.

sessizce girerim yüreklere.
önce coştururum sevgiyle.
bazen mutluluk olurum, taşarım gönüllerden.
sonra şüphe olur,
yavaş yavaş kırgınlığa dönüşürüm.
gözlerde hüzün,
gönüllerde çaresizlik diye bilinirim.
en yakın dostum ayrılıktır,
o da aşka düşenlerden gücünü alır.
yalnızlık kardeşimdir,
benden sonra söz sahibidir.
sevgiyi boynumda, kederi sırtımda taşırım.
gezdiğim yüreklerde kederi bırakır,
sevgiyi büyütür yanıma alırım.

gözyaşında saklıyım.
yanaklardan süzülür, dudaklara ulaşırım.
yine yolunu bulur, kalplere taşınırım.
davetsiz misafirim,
ne buyur gel derler, ne de defol git...
hem cesaretim, hem de korku.
anlayacağınız,
yüreklerin dermansız yarasıyım,
durmadan kanayan. __________________

Ne kaldı artık heveslenecek
Geçmişe duşman geleceğe küs'üm
Hiç bir şey kalmadı değer verecek
Yıllara duşman yollara Küs'üm..

Savunduğum sevdamın yalanı çoktu
Inandığım aşkın yılanı soktu
Sevdim üzerime bir keder çöktü
Aşklara duşman sevdalara küs'üm..

Inancım kalmadı insan oğluna
Yalanla dolanla yürüyor yoluna
Hiç değer vermez Allahın kuluna
Yalancılara duşman insanlara küs'üm..

Hani nerde o eski temiz duygular
Aşk uğruna yapılan haykırışlar
Artık moda olmuş bize ayrılıklar
Zamana duşman terkedenlere küs'üm.

Haci Murat'ım yaşadım gördüm inan
Yanlızlık oldu benim koynumda yatan
Bir hüzün çeşmesi gözümden akan
Ağlatana duşman Ağıtlara küs'üm..

gitti o anne
dönmeyecekmıscesıne gitti
bır mezara cıcek atarcasına
beni öldürürcesine, bogarcasına, yıkarcasına
buralarda onsuz bır basıma koyarcasına
GİTTİ O ANNE

bir adım atacak ıkıncısı yok sandım
şakaydı be sevgilim dıyecek sandım
dönmedi anne, benımsın dedım
gözlerım kılıtlendı gozlerıne
dilim doladı, kelimeler anlamsızdı, yalandı
GİTTİ O ANNE

havada toprak kokusu, içimde onsuzluk korkusu
bası bos martının çıglıgı kadar sebepsız
bır serserının askı kadar yalnız koyupta benı
GİTTİ O ANNE

o benım aska ettıgım yemınıdı
o benım aksam gulumdu anne
aglamak ona daır, sevgı onun ıcındı
o benım bedelımdı
o benım yalancı gercegımdı anne

bizi ayırdılar anne, darma dagın ettiler
çok gördüler onu bana
çoçuksu mutlulugumuzu bugulu camlara hapsettıler
bembeyaz dus bulutlarımızı zıncırledıler
kopardılar aksam gülümü
GİTTİ O ANNE
yasanmamıs bir dün gibi bitti anne..



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.