Beydaba Fabl Örnekleri, Fabl Örnekleri, Fabl Örneği |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Beydaba Fabl Örnekleri, Fabl Örnekleri, Fabl ÖrneğiBeydaba Fabl Örnekleri, Fabl Örnekleri, Fabl Örneği Beydabanın Fabl Örnekleri BEYDABA Fabl Örnekleri Kelile Ve Dimne Günlerin birinde iki arkadaş yaşarmış Bu arkadaşların biri çok dürüst, çok aklıllı ve de çok çalışkanmış Diğer arkadaşı ise yalancı, tembel ve çok kurnaz biriymiş Dürüst olanın ismi Kelile, diğerinin ismi se Dimne’ymiş Bir gün bu iki arkadaşın yaşadığı ülkenin padişahı, ülkede hiç vezir bulamamış Dimne ile Kelile arasında bir seçim yapacakmış O da Dimne’yi seçmiş Çünkü o çok kurnaz biriymiş Ülkenin kralı onu vezir yapmış Ona çok güveniyormuş Günün birinde kral odada yalnı başına otururken, bir ses gelmiş Çok derin bir sesmiş Bu sesin kaynağını öğrenmek için araştırmalar yapmış Ama hiç kimseye de söyliyemiyormuş derdini Çünkü koskoca bir kral, bir sesten korkarmıymış hiç! Her nese Dimne, kralın birşeylerden korktuğunu biliyormuş Bir gün, Dimne yine kralın yanındayken yine o ses gelmiş Ses bir inek sesiymiş Ama kral bunu çözememiş Kral korkuyla orada dururken Dimne neden korktuğunu anlamış Sesin kaynağına doğru yol almış İşte o zaman kral sesin bir inekten geldiğini sezinlemiş (Nihayet!) Kral, bu ineği çok severmiş Her gün onunla oynamaya başlamış Dimne bu olayı kıskanmaya başlamış Ve bir iftira uydurmuş Krala şöyle demiş” Sayın kralım, bu inek sizin tahtınıza göz koyuyor Bunun böyle sürüp gitmesine göz yumamazsınız sanıyorum” demiş Kral da düşünmeye başlamış O düşüne dursun, Dimne, ineğin yanına gidip şöyle demiş ”Bak inek kardeş, ben kralın yanından geliyorum Kral yakında seni kesip kendine yemek olarak pişirecek Sen buradan kaçamazsında Benden söylemesi” demiş Ama inek bunu pek kafasına takmamış kral kadar Fakat içinde hâlâ içinde bir şüphe varmış doğrusu Yine günlerden bir gün kral onun yanına gitmiş Bunu gören inek, hemen ona saldırmaya başlamış Kral bunu görünce Dimne’nin sözlerini doğrulamaya başlamış Hemen ineği öldürtmüş *** Aradan 2 yıl geçmiş (Aradan uzun bir süre geçmiş diyordu Fakat ben 2 yıl dedim) Kral yaptığından pişmanmış Ama bir şey de yapamamış Dimne’ye Çünkü onu suçsuz olarak görüyormuş Annesi o anda içeri girmiş: -Bak evladım, demiş Sen, Dimne’nin suçsuz olduğuna inanmaya devam et Ama şunu da bil ki, bugün ineğini öldüren, yarın seni öldürür Eğer canını seviyorsan öldür onu… Kral bu sözlerden etkilenmiş Ve Dimne’yi öldürmüş *** Kelile ise, bu durumdan etkilenip, hastalanmış Ve sonunda ÖLMÜŞ… Bu iki arkadaşın sonu böyle bitmiş Eğer Dimne bunları söylememiş olsaydı, şu anda yaşayabilirdi Hem de vezir olarak… Ateş Sıcağında Dürüstlük Sınavı Bir zamanlar Basrada ormanla kuşatılmış bir ada vardı Ada değil sanki bir cenneti burası Yemyeşil ağaçlar… Berrak sular… Kuşlar… Çiçekler… Birbirinden güzel canlılar yaşardı, ormanda İçlerinde birisi vardı ki, oldukça değişikti Keskin dişleri vardı Güçlü pençesi… Çok çevikti Kaplandı bu Gücü sayesinde ormanın kralı olmuştu Suçluları hemen cezalandırırdı Haksızlığı önlerdi Yoksullara yardım ederdi Hayvanlar onu hem seviyorlar hem de korkuyorlardı Kaplanın miniminnacık bir de yavrusu vardı Gözü gibi koruyordu onu Ormanın yönetimini ölünce ona bırakacaktı Yönetime ilişkin bilgilerle donatmıştı onu Haklı ile haksızı nasıl ayırd edeceğini öğretmişti Suçlunun nasıl belirleneceğini… Nasıl cezalandırılacağını… Haklıya hakkının ne şekilde verileceğini… Toplum yararın çalışanın hangi biçimde ödüllendirileceğini… Her ölümlü gibi Kaplan da göçüp gitti bu dünyadan Yavru henüz büyümemişti Babası sağlığında onu ormanın yönetimine getirmemişti Bu durum, ormanda karışıklığa yol açtı Vahşi hayvanlar birbirlerine girdiler Herkes liderlik peşindeydi Büyük kavgalar oldu Birçok hayvan birbirini hırpaladı Bazıları öldü Sonuçta galip çıkan aslan oldu Dev pençeleriyle herkese korku verdi Hiç kimse karşısına çıkamadı Yavru Kaplan çaresizdi Bir süre ortalıkta görünmedi Kimsenin olmadığı ıssız yerlerde gezindi Epeyi bir zaman başıboş, serseri gibi dolaştı Sonunda pençesi kuvvetlenmişti Oldukça güçlenmiş, dişleri de keskinleşmişti Gitti, yaşlı kaplanlara danıştı Arslana karşı bir harekete girişmek istiyordu Yaşlılar deneyimlerini anlattılar… Onu yüreklendirdiler… Fakat herhangi bir eyleme giriştiğinde onu destekleyemeyeceklerini söylediler Yavru Kaplan, Arslan a bizzat kendisi gitti Arslan, iyi kalpli biriydi Kaplanı sarayına aldı Yakınında bir görev verdi Her defasında ona güvendiğini belirtiyordu Günler böyle geçip giderken… İlginç bir olay oldu Hava sıcak mı sıcaktı Bunalmıştı herkes Uzak bir yerde görülmesi gereken bir iş çıktı Arslan sarayda düşünceli düşünceli geziyordu “Bu görevi kime verebilirim? Kim bunun üstesinden gelebilir?” diye koşuşturuyordu Kaplan içeri girdi - Sizi bu düşünceye düşüren nedir? diye sordu Arslan, - Hava çok sıcak olduğu için kimse görev istemiyor, dedi Kaplan, - Havanın sıcak olması göreve koşmaya engel değildir, dedi; izniniz olursa bu işe ben gitmek istiyorum Arslan çok şaşırdı “Nasıl olur” diye düşündü Kimse gitmek istemezken… Gerçi kaplana güveniyordu Onun bu işi başaracağına da inanıyordu - Beni çok sevindirdin, dedi Kaplan hemen davrandı Yanına birkaç asker de alarak yola çıktı Havada ateş sıcaklığı vardı Güneş yeryüzünü ateş yalımı gibi yakıyordu Epeyi yol aldılar Artık yürümek imkansızlaşmıştı Kaplanın yanındakiler daha fazla dayanamayacaklarını söylediler Biri atıldı, - Şurada, serin bir yerde dinlensek dönüp gitsek arslanın ne haberi olacak? diyecek oldu Kaplan kestirip attı: - Sizler dayanamıyorsanız geri dönün Ben tek başıma devam ederim Padişahımızın bize güvendiğini biliyoruz Bu güvene layık olmalıyım Kaplanın bu sözleri Arslanın kulağına gitti Sevincine diyecek yoktu Kaplana o olaydan sonra önemli görevler verdi En yakınına aldı Hayatı boyunca çok güvendi |
|