Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
diyeler|masal, garip, hikaye, ölmüş, özetleri

Bir Garip Ölmüş Diyeler|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Garip Ölmüş Diyeler|Masal Ve Hikaye Özetleri




BİR GARİP ÖLMÜŞ DİYELER

Yatağında bir sağa birde sola dönebilmek için
kendini epeyce zorluyordu Yıllardır yatağa bağlı
kalmanın ne demek olduğunu, ondan daha iyi anlayacak
insanın olması zor gibiydi İçerisinde bir miktar
oksijen olsun diye sık sık havalandırılma ihtiyacı
duyulan küçücük odası, yıllar önce almış olduğu birkaç
eşyası Casim’in hayatının ayrılmaz bir parçası haline
gelmişti Eğer birisi ziyaret etme girişiminde
bulunmazsa, kimseyle görüşme imkanı bulamazdı Kulağı
devamlı kapı zilinde olan, gözleri ziyarete gelecek
bir dostunu, akraba veya arkadaşını bekleyen bir insan
haline gelmişti Tek tesellisi, çile ortağı, hayatının
ayrılmaz bir parçası olan Sena Hanım’dı Seneler önce,
ikisi de fakir bir ailenin yetişkin insanları olarak
evlenmişler, fakat hiçbir zaman düzlüğe
çıkamamışlardı İnşaatlarda amele olarak çalışan
Casim, kanaatkarlığı dolayısıyla hayatını isyan
etmeden, başkalarının malına göz dikmeden devam
ettirmeye çalışıyordu Aileden gelen fakirlik hayatı
onun iyi beslenememesini de beraberinde getirmişti
İnşaatlarda işçi olarak çalışan bir insan, bilek
gücüyle ve bedenen çalıştığından çok iyi beslenmesi
gerekiyordu Oysa ki Casim, değil iyi beslenmek, evine
bir miktar bir şeyler götürebilmek için yemesinden,
içmesinden fedakarlıkta bulunuyordu Akrabalarından
çok zengin insanlar vardı ama onlara yardım etmeyi
akıllarından geçirmedikleri gibi, her hangi bir
istekte bulunurlar diye bütün kapıları kapatmışlardı
Sanki fakir olmak onun elinde olan bir şeydi de Casim
ve hanımı kasıtlı fakir olmayı tercih etmişlerdi
Bunca senedir hasta yatağında yatan bu insanın
ziyaretine gelmeyi bile çok görmüşlerdi Üstelik Sena
Hanım da yılların yorgunluğuna tahammül edemeyen
gözleri, çok az görmeye başlamıştı Aç kaldıkları
geceler ne kadar göz yaşı dökmüştü Hasta olan
kocasını üzmemek için mutfaktaki bütün kap-kacak
onun çile gözyaşlarına şahitlik etmişti
Casim Bey, uzun süredir rahatsız olmasından
dolayı bir deri bir kemik kalmıştı Oturdukları
mahalle gece kondu semtiydi Buradaki insanlar
kendilerinin yiyecek ve giyecek ihtiyacı olmasına
rağmen, bu aileye yardım etmeyi ihmal etmiyorlardı
Ellerinde avuçlarında bir şey yoktu ama gönülleri çok
zengindi Açlığın ne demek olduğunu, soğukta odunsuz,
kömürsüz kalmanın, sebzesiz ve meyvesiz bir hayatın
nasıl bir hayat olduğunu onlardan daha iyi anlayacak
kimsenin olması zordu Sena Hanım zamanla iş
yapabilme kabiliyetini de kaybetmişti Kocasının ona
yardım etme imkanı ise, hiç yoktu O, yatağıyla öyle
özdeşleşmişti ki, sanki ayrılmaz ikili olmuşlardı
Kanseri, iyileşecek türden değildi Elden ayaktan
düştüğü ilk zamanlar, doktora götürmüşler fakat geç
kalınmasından ve imkanların darlığından, tedavinin
devamı getirilememişti Casim Bey, yatağa bağlı
kalmaktan o kadar çok bunalırdı ki, zaman zaman
hanımına kızar, bağırırdı Kadıncağız bu durumu
anlayışla karşılar, onun gönlünün kırılmasına asla
razı olmazdı Böyle durumlarda yapılacak tek şeyin
sabır olduğunu çok iyi biliyordu Bazen hanımıyla
aralarında şu konuşmalarında geçtiği oluyordu:
- Hanım, çekmiş olduğumuz bu sıkıntılara tahammülüm
kalmadı, bir tane çocuğumuz olsaydı bu sıkıntıları her
halde çekmezdik?
- Kocacığım bu kadar akrabamız var, hiç biri ne arıyor
ne soruyor Her şeyin hayırlı olanını istemeli,
çocuğumuz olsaydı iyi olurdu ama akrabalarımız gibi
olacaksa olmaması daha iyi
- Kendimden çok seni düşünüyorum, ben yakında ölürüm
fakat senin halin ne olacak?
- Allah uzun ömür versin, senden sonra yaşamam
zorlaşır ben de üzüntümden ölür, sana kavuşurum
Senelerin beraberliği, bin bir sıkıntıya beraberce
katlandıktan sonra imkansızlıklar içerisinde, karısını
geride bırakıp gidecek olması onu kahrediyordu Ne
yapabilirdi? Elinde avucunda karısına bırakacağı
hiçbir şeyi yoktu, tek teselli olduğu şey ise, bir iki
komşusunun iyi niyetle karısına yardımcı olabileceği
düşüncesiydi
Son zamanlarda hastalığı iyice nükseden Casim
Bey’in, hastaneye kaldırılması gerekiyordu Tek
güvenceleri yeşil kartı olmasıydı, bu uygulamayı
başlatanlara içinden gele gele dualar ediyorlardı,
yoksa hangi imkanlarla hastane kapılarına
gideceklerdi Esasında hastanın iyileşme umudu
olmamasına rağmen, doktorların kontrolünde olması daha
iyi olacağı kanaatleri vardı Gözleri görmeyen, kötü
beslenen bir kadının güçlü, kuvvetli olması mümkün
değildi Ondan, bu durumdayken fedakarlık beklemeye
imkan yoktu İki komşusunun yardımıyla hastaneye
kaldırılmıştı Her şeye rağmen kocasının son nefesine
kadar başında beklemeyi vefa borcu olarak gören Sena
Hanım, bir an olsun kocasının başından ayrılmak
istemiyordu Hastane, evleri gibi olmuştu Bir aydır
sağlığı tamamen bozulan kocasının başından hiç
ayrılmamıştı Casim Bey, belliydi ki ömrünün son
günlerini yaşıyordu Şuuru tamamen kaybolmaya
başlamış, karısını bile tam tanıyamaz hale gelmişti
Doktorlar da ondan ümidini kesmişti ama iyileşecek bir
hasta gibi ilgilenmişlerdi Bu ilgi en fazla karısını
sevindirmişti Ezilmişliğin vermiş olduğu duygular
azda olsa törpülenmişti Hastanın rahatsızlığının daha
da fazlalaştığı her halinden belli oluyordu
Ağrılarını dindirici iğnelerle sakinleştirmeye
çalışıyorlardı O, burada fazla kalıcı değildi Gece
nöbetçi doktor başından ayrılmıyordu Karısı ise,
bildiği duaları okuyarak imanla kabre gidebilmesi için
dualar ediyordu Perşembeyi cumaya bağlayan gece
yarısı, sabaha karşı Casim Bey, ömrünü tamamlamıştı
Onun ayrılığına üzülecek tek insan karısıydı Hasta
olmasına rağmen onun nefes alıp vermesi Sena Hanım’a
güç veriyordu Şimdi ne yapacaktı, yapa yalnız Kocası
için gözyaşı döken tek insandı Bir taraftan da
kocasını nasıl defnedecekti, kimlere söyleyeceğini
düşünüyordu Kocasının kardeşleri vardı ama
hastalığında bile bir defa gelip ziyaret etmemişlerdi,
şimdi yardım ederler miydi? O, ebedi
istirahatgahına bir an önce ulaştırılmalıydı
Sena Hanım, kimseye ulaşamayınca üvey kız
kardeşinin damadına bir vesileyle ulaşmıştı Mehmet
Bey, hanımının üvey halasını ve kocasını tanımamasına
rağmen bu işin hem insani boyutu hem de uzak da olsa
hanımının akrabası olmasından dolayı, hemen
koşturmuştu İş başa düştü diyerek cenaze işlemlerini
yaptırmaya başlamıştı Her şey bittikten sonra Casim
Bey’in kardeşleri gelmişlerdi Bir yabancı gibi cenaze
merasimine katılmışlar fakat defin işlerine
kalmamışlardı Bir an önce eve dönme düşüncesi
mezarlığa kadar gitmelerine mani olmuştu Mehmet Bey,
yakın arkadaşı Ahmet Bey’den defin konusunda yardım
istemişti Hiçbir yakınlığı olmamasına rağmen o da
yardıma koşmuştu Kabristanda bir çok cenaze vardı,
gözyaşı dökenler, ayrılık acısını her haliyle
hissettirenler çoğunluktaydı Sıra Casim Bey’in son
yolculuğuna uğurlanmaya gelmişti fakat tam bir garip
cenazesiydi Defnetmeye gelenler bir elin parmaklarını
geçmiyordu Burada bütün iş hiç tanıma fırsatı
bulamadığı ona göre iki yabancıya kalmıştı Cenazenin
kabrine yerleştirilmesi, üzerine toprağın örtülmesi,
Ahmet ve Mehmet Bey’lere kalmıştı Ahmet Bey:
- Kardeşim insan ne hallere maruz kalabiliyor, Allah
kimseye böyle bir ölüm vermesin
Mehmet Bey, yorgunluktan bitkin düşmüş bir vaziyette
terini silerken gözleri dolmuştu Belki onu en fazla
etkileyen şey, Sena Hanım’ın tek gözyaşı döken insan
olmasıydı Bu manzara onu çok etkilemiş olacak ki;
- Böyle bir şeyle ilk defa karşılaşıyorum, acaba bizim
halimiz nasıl olacak?
- Doğrusun, bizim insanlarla diyaloğumuz iyi olursa
ve yardımlaşma konusunda hassas davranırsak inanıyorum
ki, böyle bir durumla karşılaşmayız
Bu garibin cenazesini defnetmek bu iki samimi arkadaşa
nasip olmuştu Ahmet Bey, defin işlemi tamamlanınca
Yunus Emre’nin şu mısrasını söylemeden edemedi
Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
Böyle garip bencileyin
Bu gariplik karşısında o da duygularına hakim
olamamıştı Sena Hanımı teselli etme işi de onlara
düşmüştü Daha sonra kimsesiz kalan bu insana maddi
manevi yardım etme görevini üstlenmişlerdi

CEMALETTİN YAZICI


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.