|
|
Konu Araçları |
bekleyiş|masal, fırında, hikaye, ölümü, özetleri |
Fırında Ölümü Bekleyiş.|Masal Ve Hikaye Özetleri |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Fırında Ölümü Bekleyiş.|Masal Ve Hikaye ÖzetleriFırında ölümü bekleyiş Hikmet, belediyeye ait ekmek fabrikasında çalışan bir isçiydi İşine çok dikkat eder, vazifesini ihmal etmemeye çalışır, kazancının helal olmasını isterdi Fabrikayı hemen her aksam en geç o terk ederdi Belediyenin ekmeği biraz daha ucuz olduğu için halk çok bu ekmeğe çok rağbet ediyordu Kocaman fırının içini ara sıra temizlemek gerekir, onu da genellikle Hikmet yapardı Ramazan bayramının son günüydü Ertesi gün ekmek çıkarılacaktı Hikmet, temizlik yapmak için fabrikaya gitti İçeriye girip dış kapıyı kapattı Işıkları yaktı ve fırının kapağını açıp içerisine girdi Gerekli temizliği yaptıktan sonra evine gidecektiSabaha karsı dörde doğru gelen isçiler de, gelir gelmez elektrikle çalışan fırının düğmelerini açacak, onlar hamuru yoğurup ekmekleri hazır edene kadar da fırın güzelce ısınmış olacaktı Hikmet temizliğe dalıp gitmişti Bir taraftan da kendi yakıştırdığı şeyleri mırıldanıyordu Tam o saatlerde fırının genç ustalarından olan Cengiz fabrikaya geldi Kirlenmiş olan beyaz önlüğünü almak için uğramıştı O aksam yıkattırıp, ertesi gün temiz temiz giymeyi düşünüyordu Dış kapıyı açtığında şaşırdı "Hayret, içerdeki elektrikler açık unutulmuş" diye mırıldandı Gidip önlüğünü aldı Fırının önünden geçerken açık duran fırın kapağını eliyle söyle bir itekledi Çıkarken ışıkları söndürmeyi de ihmal etmedi Elektriklerin sönmesiyle Hikmet hemen fırının kapağına koştu Fakat heyhat, kapak üzerine kilitlenmişti Var gücüyle bağırmaya başladı Fırının kapağını yumrukladı Çırpınması fayda vermiyor, sesini kimseye duyurması mümkün olmuyordu Tüyleri diken diken oldu Dehşete kapılmıştı Uzun müddet kendisine gelemedi Birazcık sakinleşince saatine baktı Saat 2305'i gösteriyordu Yaklaşık beş saati kalmıştı Bir anda ölümle burun buruna gelmişti Önce terlediğini hissedecek, sonra bunalacak, sıcaklık yavaş yavaş sürekli artacak, artacak, artacak; vücudundaki yağlar erimeye başlayacak, etler kızaracak ve daha bütün bunlar olmaya başlamadan belki de o kalpten gidecekti Belki de çıldıracaktı Çılgın çılgın gülecekti Ah, o en güzeliydi Bir delirebilseydi, düşüncenin kezzap gibi yakıcılığından kurtulacaktı Fırından yeni çıkan ekmekleri eline alınca parmaklarında duyduğu yanık acısı aklına geldi Sadece o kadarı Yanığın ilk safhası bile değildi ama hemen elinden bırakırdı Şimdi ekmekler gibi kendisi pişecekti Bir kaç gün önceydi İşçiler acıkmışlar, küçük tüpün üstünde yemek pişirmişlerdi Bir aralık tüpün kızgın demirine değmişti eli Hemen nasıl da kabarmış, su toplamış, sızladıkça sızlamıştı Sadece iki parmağın acısına dayanamamış, soğuk suyun içinde tutmuştu Ya şimdi? Yanan iki parmak ucu değil,bütün vücudu olacaktı Gözlerinin önünde filmlerde yanan adamlar canlandı Kendi hali daha da zordu Bir anda yanmak değildi ki bu Adım adım, hissede hissede Terleye çıldıra, dövüne dövüne İçerisinin ısındığını hissetti Kapıyı kapatan her kimse fırını da yakmış mıydı yoksa? Bu hararet böyle sürekli niçin artıyordu? Aman Allah’ım! Beklenen an çabuk gelmişti Saatine bakti Saat gecenin 100'i olmustu Nasil geçmisti iki saat? Zaman su gibi akmisti Bir ömür gibi Ömürleri yanmak vaktini meyve veren insanlar gibi Elleriyle duvarlara, demirlere dokundu Yok canim Korkusundan firinin yanmaya basladigini zannetmisti Demirler soguktu iste Biraz sakinlestiEvini düsündü Hanimi, oglu merak ediyor olmaliydiHanimini niçin azarlamisti sanki çikarken? Hayat arkadasina karsi daha nazik, daha hürmetli olmali degil miydi? Ya çocugunu Keske dövmemis olsaydi onuOnlardan da mes'ul oldugu için onlarin hesabini da verecekti Allah'a Keske haniminin dedigini yapsaydi Hanimi ona: "Haydi, birlikte namaza basliyalim" demisti Hikmet ise: "Biraz daha yaslanalim" diye cevap vermisti Sanki sonrasinda bütün bir ömrün hesabini vermeyecek, sadece ihtiyarligin hesabini verecektiNiçin sanki firina gelirken camiye girmemisti? Müezzin gönlünün derinliklerinden geldigi belli olan sesiyle yatsi namazina davet etmis, Allah'in büyüklügünü, kurtulusun o'nun yolunda oldugunu haykirmisti Hiç degil se ölmeden evvel son vakit namazini kilmis olacakti Belki Rabbi o son vakit hürmetine affeder,digerlerinin hesabini sormazdi "Ah ahmak kafam" diye inledi Halbuki bes vakit namaz kilan bir insanin hali ne güzeldi Kildigi bir vakit muhakkak onun son eda ettigi vakit olacakti ve Rabbinin huzuruna secdesiz bir alinla çikmayacaktiÖyle olmayi ne kadar isterdiYa oglu Yedi yasina girmisti Bir baba olarak onun üstüne basina, yiyip içtigine dikkat ettigi kadar, kalbine niçin dikkat etmemisti? Daha o yasta her tip pisligin televizyon ekranlarindan üstüne siçramasina nasil da razi olmustu? Çocuguna Allah'ini,peygamberini niçin sevdirmemisti?Akli çocukluguna gitti Gençligine ugradi, tek tek dolasti o günleri O günlerden elinde sadece pismanlik veren, utandiran günahlar kalmisti En ince teferruatina kadar bütün günahlari aklina geldi Demek bütün bu tespit edilen seylerin hesabini verecekti Aklina bir fikir geldi, 'firinin içinde teyemmüm edip namaz kilmak' Toprak yoktu ki Ellerini firinin içinde yere vurarak teyemmüm aldi Namaza durdu Her seyin bitip tükendigi noktada baska kime dayanabilirdi ki?Aslinda her namazda öyle hissetmeliydi Kendisini hayatida ilk defa Rabbiyle konusuyor gibi hissetti Alemlerin Rabbi'ne hamdetmeyi, O'na dayanmayi, O'ndan yardim dilemeyi, dosdogru olmayi ilk defa böylesine anliyordu Bütün benligiyle secde etti"Eksiksiz,yüce, merhametli Sensin" acizligini iliklerine kadar duyarakRabbinden gelmisti ve O'na dönüyordu Ah, dönüsün ona oldugunu hiç unutmamis olsaydi Yoruldukça oturup tövbe etti Estagfurullah çektiNasil da daracik yerde sikisip kalmistiFirinda oldugunu hatirladikça vücudunu atesler basiyordu Cengiz ise evine gidip yatmisti Gece bir aralik yataktan siçrayarak uyandi Saatine bakti Saat 315'ti Bir rüya görmüstü Arkadasi Hikmet firinin içinde alev alev yaniyor, "Cengiz!"diye bas basbagiriyordu Nasil bir rüyaydi bu böyleBirden aklina geldi Olamaz! Firinin kapagini Hikmet'in üzerine mi kapatmisti yoksa? Hemen üzerini giyip sokaga firladi Hiç durmadan kostu Gece isçileri henüz gelmemislerdi Kapiyi açti, isiklari yaktiHemen firinin kapagini açip içeriye seslendi:"Hikmet!" Içerden hiç ses gelmiyordu Bir kaç defa daha bagirdiHikmet, aglaya aglaya namaz kiliyordu Öyle dalmistiki, isminin söylendigini duyunca irkildi Olamazdi, yanlis duyuyor, hayal görüyordu Fakat, yine duyduBirisi 'Hikmet' diyordu Hem firinin isigida yanmistiSelam verdikten sonra kapaga dogru yürüdü Karsisinda Cengiz 'i gördü Firindan çikti Cengiz, bir anda hortlak görmüscesine irkildi Korkuyla:"Kimsin sen?" dedi Hikmet' in Cengiz 'e sarilmak için uzanan kollari bos kalmisti Hikmet hala agliyordu "Ne demek sen kimsin? Hikmet' im iste, görmüyor musun?Dün aksam temizlemek için girmistim Birisi üzerime firinin kapagini kapatti" dedi -"Olamaz" diyordu Cengiz "Sen Hikmet degilsin" Hikmet ilk önceleri Cengiz' in bu hareketine bir mana veremedi Nasil olur böyle söyler, nasil olur da mesai arkadasini taniyamazdi? Birden aklinda bir simsek çakti Hemen aynaya dogru kosup kendine bakti Hayir, bu yüz, bu saçlar kendisinin olamazdi Kirismis ellerini, solmus yüzüne, bembeyaz olmus saçlarina götürdü Bir gecede ihtiyarlamisti Hiçkiriklarla sarsiliyordu Bir daha aynaya bakamadi Kendisinden kendisi korkmustu Yanmanin ne demek oldugunu bilseler kim bilir bir gece de ne kadar insan ihtiyarliyacaktiYarin denilecek kadar kisa bir süre sonra yanmak ihtimali bu kadar hafife alinabilir miydi? Başı ellerinin arasinda kala kaldi Ahirette sonsuz yanmamak için, iman etmek ve günahlardan kaçmak gerekiyordu |
|