Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
efsaneleri, tunceli

Tunceli Efsaneleri

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tunceli Efsaneleri





Tunceli Efsaneleri



Munzur Baba Efsanesi

Zamanın birinde bir pir varmış, onun da bir tek kızı Kızı bir gün ölür Dede birkaç gün üst üste kızını rüyasında görür Kızı, “Baba” der “Benim mezarımı aç Bende bir emanet var onu al” Dede gördüğü rüyayı taliplerine anlatır Bunun üzerine karar verilip mezar açılır Kızın tabutunun içerisinde beşiğe benzer bir şeyin içerisinde bir çocuk şahadet parmağını emmektedir Çocuğu oradan alırlar Dede rüyasında tekrar görür kızını Kız, rüyasında babasına, “Çocuğun adını ‘Munzur’ bırakın” der

Gel zaman git zaman Munzur, yedi yaşına gelir ve Tunceli’nin Ovacık İlçesine bağlı Koyungölü civarında yaşayan bir ağanın koyunlarını gütmek için yanında çobanlık yapmaya başlar

Munzur’un ağası hac zamanı geldiği için hacca gitmiş Ağasının hacda olduğu bir gün Munzur ağanın hanımının yanına gelir ve;

-Hanımım, ağamın canı sıcak helva ister Helvayı yaparsan ben kendisine götürürüm, der

Ağanın hanımı önce şaşırır, sonra herhalde zavallı çobanın canı helva yemek istiyor, doğrudan söylemeye dili varmıyor, utanıyordur Ağasını da bahane ediyor Kendisine bir helva yapayım da yesin, der Helvayı pişirir, bir bohçanın içine bağlar ve Munzur’a;

-Al evladım götür, der

O sırada ağa hacda namaz kılmaktadır Namaz sırasında sağa selam verirken bir de bakar ki sağ yanında elinde bir bohça ile Munzur dikilmiş duruyor Namazını bitirip Munzur’a;

-Hoş geldin evladım, burada ne arıyorsun? Nedir o elindeki? der Munzur’da;

Ağam canın sıcak helva istemişti, onu sana getirdim, der

Elindeki bohçayı ağasına uzatır Ağası bohçayı açar ve bakar ki içinde sıcacık helva paketlenmiş duruyor Ağa hayretler içinde Munzur’a bir şeyler söylemek için başını çevirdiğinde bir de bakar ki Munzur yanında yok

Ağa hac görevini tamamlayıp köyüne döndüğünde komşuları herkes elinde bir hediye ile hacıyı karşılamaya giderlerMunzur’da götürecek başka bir hediyesi olmadığından bir çanağın içerisine koyunlarından bir miktar süt sağar ve bununla ağasını karşılamaya gider

Ağa Munzur’u görünce yanındakilere;

-Asıl hacı Munzur’dur Öpülecek el varsa Munzur’un elidir Önce ben öpeceğim der ve Munzur’a doğru koşar

Munzur bu konuşmaları duyduğunda;

-Aman ağam Allah aşkına Böyle bir şey olmaz Ben yıllarca senin ekmeğinle, aşınla büyüdüm Sen nasıl benim elimi öpersin Ben sana elimi öptürmem, der ve kaçmaya başlar

Munzur önde ağa ve yanındakiler arkasında bir kovalamaca başlar

Şimdiki Munzur ırmağının çıktığı ilk yere geldikleri zaman Munzur’un elindeki süt dolu çanak dökülür ve sütün döküldüğü yerde, süt gibi bembeyaz bir su fışkırır Munzur kırk adım daha atar Fışkıran bu sulardan bir ırmak meydana gelir Munzur’un arkasından koşanlar bu ırmaktan öteye geçemezler Munzur da bu dağlarda kaybolur gider

Yöre halkının efsaneleştirdiği Munzur ile, Tanrının varlıklı ve sözü geçen kişiler yanında bir çobanın da keramet sahibi olabileceğini, çoban olsa bile Tanrının sevgisine mahzar olabilecek temiz yürekli, imanlı insan olabileceği belirtilmekte, Munzur’u bu inançla efsaneleştirmektedirler



GELİN PINAR EFSANESİ
Gelin Pınarı ya da diğer adıyla Gençlik Şelalesi Nazımiye İlçesinin kuzeyinde, İlçeye 13 Km uzaklıkta Dereova Bucağının yanında bulunmaktadır 30-40 metre yükseklikteki kayalardan sarkıtlar ve dikitler yaparak ince ince akan sular, alışılmış bir şelale görünümünün dışında buraya bir efsane havası vermektedir Yazın bunaltıcı sıcaklarında şelalenin 50 metre kadar yakınına varıldığında bir an da sanki binlerce vantilatörün çalışarak meydana getirdiği bir serinlik insanın bedenini sarar Kayalardan aşağıya iplik iplik akan suların gerek sesi, gerek serinliği ve gerekse manzarası görülmeye değer bir doğa harikasıdır

Tunceli’de her güzelliğe bir efsane yakıştırılmıştır Buranın da kendisine özgü efsanesi şöyledir

Bu yörede yaşayan ailelerden birinin genç oğlu ile genç kızı evlendirilir Yeni gelin yöre adetlerine göre belli bir süre evde kaldıktan sonra, bir gün kaynanası kendisine;

-Haydi gelinim, şu bakracı al sağım yerine getirilen hayvanlarımızı sağ ve sütü al getir, der

Gelin bakracı alır, köyün diğer genç kızları, gelinleri gibi o da sağım yerine gelir ve kendilerine ait bütün sütlü hayvanları sağar, bakracını sütle doldurur Ancak en son sağdığı kara keçi birden ayağını bakraca vurur Süt dolu bakracı devirir, bütün süt akar gider

Gelin birden şaşırır, çok üzülür Ağlamaya başlar “Daha yeni gelinim Bana elinden iş gelmez, beceriksiz gelin diyecekler Benimle alay edecekler, diye sızlanır Bir yandan da kara keçiye beddualar yağdırır

O sırada gelinin geciktiğini gören kaynana, yüksekçe bir yere çıkarak acele gelmesi için gelinine seslenir Gelin mahcup ve üzgün bir şekilde, önündeki boş bakracı, boş götürmektense yaratana sığınarak yanındaki pınardan su ile doldurur ve ağzına da bir bez kapatarak, o şekilde eve getirerek sepetin altına koyar

Bir müddet sonra sütü kaynatıp mayalamak için, bulunduğu yerden almaya gelen kaynana, bezi kaldırdığında bakracın içindeki su süt olmuştur Bir kenarda durarak olanları üzüntü ile seyreden gelin, kendisini mahcup etmediği için Tanrıya şükreder

O gün, bugündür bu pınarlardan akan sular koyunlar sağılmaya başladığında, süt renginde akarlar Koyunların sütü kesilince de tekrar doğal rengine döner



DÜZGÜN BABA EFSANESİ

Şah Haydar Seyyid Mahmud-i Hayrani’nin oğludur Zeve yakınlarında bulunan Zargovit tepesinde hayvanlarını otlatmak için bir ev yapar Burada hayvanlarıyla meşgul olur

Kışın zemherisinde keçilerinin gayet güzel beslendiklerini gören Seyyid Mahmud-i Hayrani “Acaba Şah Haydar bu kışın ortasında bu hayvanlara ne yediriyor ki hayvanlar bu kadar güzel besleniyorlar” Diye merak eder ve Şah Haydar ile hayvanların bulunduğu yere gider Bir de bakar ki Şah Haydar elindeki çubuğu hangi meşe ağacına değdiriyorsa o ağaç hemen yeşeriyor Taze filizlerle süsleniyor, keçiler de bu filizlerden yiyerek besleniyorlar

Seyyid Mahmud-i Hayrani bu durumu görünce sesini çıkarmadan geri dönmek ister Ancak o sırada bir keçi, birkaç kez üst üste hapşırır Şah Haydar ne oldu babam Derviş Mahmud’umu gördün ki bu kadar hapşırırsın, der ve arkasına baktığında babasının kendisine görünmeden gitmek istediğini görür

Babasına bizzat ismi ile hitap ettiği için mahcup olur Mahcubiyetinden kaçıp halen Düzgün Baba Dağı olarak söylenen bir tepeye çıkar ve burada mekan tutar Rivayet olunur ki Şah Haydar babasına ismen hitap ettiği için mahcubiyetinden ötürü kaçtığı zaman ayağında kışın karda giyilen hedik veya leken varmış Bu hediklerle Zargovit’ten Düzgün Baba tepesine kadar (Takriben 5 Km) üç adım atmış, bastığı her yerde hedikler taşa iz bırakmıştır Bu izler hala durmaktadır

Şah Haydar bir iki gün eve gelmeyince annesi endişelenir Durumunu öğrenmesi için Şah Haydar’ın babasına rica eder O da yanındaki müritlerine “Gidin bakın bakalım bizim Şah Haydar ne alemde?” der

Müritlerden birkaç kişi 2500 metre yükseklikteki dağın tepesine çıkıp Şah Haydar ile görüşürler Durumunun iyi olduğunu ve herhangi bir sorununun olmadığını öğrenerek tekrar Zeve’ye dönerler Seyyid Mahmud-i Hayrani’ye, Şah Haydar’ın durumu düzgündü, merak edilecek herhangi bir şey yoktur Selam ve hürmet eder ellerinizden öper derler

Bu işi düzgündür sözü dilden dile dolaşır ve asıl adı Şah Haydar olan bu zata artık bir süre sonra Düzgün Baba olarak bir isim atfedilir O günden, bugüne Düzgün Baba olarak söylenir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.