::19 Mayis 1919 Tarihinin Anlami Ve Önemi ::. |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
::19 Mayis 1919 Tarihinin Anlami Ve Önemi ::.19 MAYIS 1919 TARİHİNİN ANLAMI VE ÖNEMİ UZM NEŞE ÇETİNOĞLU (*) 19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir” (1) Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır TürkMilleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması (2)dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve birşeyler yapmak içinAnadolu’ya geçmek istiyordu Bu O’nun için bulunmaz fırsattır İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır3) “-Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin!Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilirPaşa, PaşaDevleti kurtarabilirsin! Bu sözlerden hayrete düştüm Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?O Vahdettin ki bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur?Aldatıldığını mı anlamıştı?Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim: -Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederimElimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz” Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir“Türk Milleti” vardı Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti Bu 18 kişinin adları şöyleydi4) III Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI), Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM), Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY), Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS), Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV) Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 2140 sıralarında İnebolu’ya varır 18Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk’ü tanımadığını söyler,Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır (5) Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı Pontusçular sokaklarda kol geziyordu Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu Ama, O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır Atatürk“Gençler!Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum”(6)derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir”(7)demiştir Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk’ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'mızdır 19 Mayıs 1919 Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başladığı gündür I Dünya Savaşı sonunda ülkemizin birçok yeri savaşı kazanan devletler tarafından işgal edilmişti Yurdumuzu bu durumdan kurtarmak için Atatürk, 16 Mayıs 1919'da "Bandırma Vapuru" ile İstanbul’dan Samsun'a hareket etti 19 Mayıs 1919'da Samsun'a vardı ve burada Kurtuluş Savaşını başlattı Üç yıl süren savaşlar sonunda ülkemiz yabancı güçlerden kurtarıldı 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi Atatürk'ün, Samsun'a varış tarihi olan 19 Mayıs günü Ata’nın isteği üzerine "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanmaktadır Atatürk Türk gençliğini seviyor, onlara güveniyor ve Türkiye’nin geleceğini onların ellerine bırakmaya çekinmiyordu Gençliğe bıraktığı bu önemli görevi söylevinde şöyle dile getiriyordu Atatürk: "Ey Türk Gençliği! Birinci ödevin; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuzluğa değin korumak ve savunmaktır Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur Bu temel senin en değerli güven kaynağındır" Atatürk, "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur!" sözü ile başarılı olabilmenin bir koşulunun da sağlıklı olmak olduğunu, sağlıklı olmak için de spor yapmak gerektiğini vurgulamıştır Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır 19 Mayıs; 1981 yılından bu yana "Atatürk'ü Anma Günü" olarak da kutlanmaktadır Bunun nedeni Atatürk’ün bir söyleşi sırasında: "Ben 19 Mayıs'ta doğdum" demiş olmasıdır 19 MAYIS 1919'DAN 2000'E DOÇ DR AYLANUR ATAKLI 80 yıl önce 19 Mayıs 1919; Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak basması ile başlayan millî mücadeleyi başka bir ifade ile Erzurum, Sivas kongreleriyle kararlaştırılan ve 11 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesi ile sonuçlanan Türk Kurtuluş Savaşı’nı hatırlatmaktadır 1 Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı iç içe olup biri diğerinin devamı ve sonucudur Kurtuluş Savaşı’nın amacı, tam bağımsız bir devlet kurmaktır Tarihî literatür incelendiğinde görüleceği gibi (1, 2), sadece komutan değil, memleketin dertlerini dert edinen, bunlara çare arayan, cemiyetler toplayıp kararlar alan büyük önder Mustafa Kemal Paşa, arkadaşları olan Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Ali Fethi Okyar, Kazım Karabekir ve sonradan katılan İsmet İnönü ile İstanbul’da sık sık toplanıp gelecekle ilgili kararlar almaya başlamışlardır O sırada Samsun,Vezirköprü, Merzifon ve dolaylarında Rum Pontus Çetelerinin İslâm halkına saldırıları artmış, fakat itilaf devletleri durumu tam tersine algılayarak bölgedeki olayların sebebini Türklerin Hıristiyanlara saldırıları şeklinde göstermişlerdir Samsun’un stratejik önemi büyüktür; hem doğal bir liman, hem de Karadeniz’in Anadolu’ya açılan kapısıdır Toplumsal yapısı ise karışıktır Bunun üzerine Hükümet, gereken tedbirleri alacak güvenilir birine ihtiyaç duymuştur Damat Ferit Paşa kabinesi, o bölgeye değerli fakat kendi isteklerine göre davranacak bir komutan görevlendirilmesini istemektedir O günkü bazı politikacılar da Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’dan uzaklaştırılmasında kendi hesaplarına fayda görmüşlerdir Padişaha bağlı sanılan Mustafa Kemal Paşa, yakın arkadaşlarının da yardımıyla ve akıllıca kurduğu iyi ilişkiler sonucu Padişah ve Hükümet tarafından 30Nisan 1919’da 9 Ordu müfettişliğine tayin edilmiştir Anadolu’ya geçmek için bu görevi fırsat sayan Mustafa Kemal Paşa güvendiği 18 subay ile Bandırma vapuruyla 16 Mayıs 1919’da Samsun’a hareket eder Anadolu’ya giderken kafasında iki düşünce vardır:Bağımsızlık ve özgürlük Yani düşmanı yurttan atmak, kişisel egemenliğe (padişahlığa) son vermektir Padişah Mustafa Kemal’in bağımsızlık düşüncesini bilir, hatta destekler Ancak özgürlük, yani ulusal egemenlik düşüncesini bilmez Zaten bunu öğrenir öğrenmez Mustafa Kemal’in görevine son verir Samsun’a vardığı 19 Mayıs 1919 tarihinde,Mustafa Kemal Paşa için tarihî görev başlamış olur 19 Mayıs 1919 Anadolu ve Türk ulusu için bir dönüm noktasıdır Ulusal egemenliğe dayanan bir devlet kurmayı düşünen Mustafa Kemal Paşa, kuracağı devletin temel organlarını oluşturacak yeni meclisin toplanması çalışmalarını da başlatır 20 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan meclis TBMM adını alır ve Mustafa Kemal Paşa’yı başkanlığa seçer TBMM’nin kurulması ile yeni bir hükümet ortaya çıkmış olur Meclisin ilk amacı ülkenin kurtarılmasıdır Meclisin çıkardığı bir yasa ile 16 Mart 1920’den itibaren Osmanlı İmparatorluğu ile yapılan tüm sözleşmeler yapılmamış kabul edilir ve yabancı devletler Ankara ile anlaşmak zorunda bırakılır 13 Ekim 1923’deAnkara’nın başkent olmasıyla yurt içinde ve dışında saltanat yönetimine dönülemeyeceği yolunda ciddi bir mesaj verilmiş olur Daha sonra 29 Ekim 1923’de, 1921 tarihli Anayasada yapılan değişikliklerle Cumhuriyet ilân edilir Buna göre hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu, idare şeklinin halkın kendi kaderini kendisinin tayin edeceği temeline dayandığı görüşü benimsenir 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı Gençlik ve spor bayramının başlangıcı şöyle anlatılabilir(3):Mustafa Kemal Atatürk’ün millî mücadeleye başlamak üzere 19Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığı günün yıldönümü; 20 Haziran 1938 tarih ve 3466 sayılı kanunla millî bayram olarak kabul edilmiştir Her yıl 19 mayıs günü Türkiye’nin her yerinde beden eğitimi ve spor gösterileri yapılmaktadır (Türkiye’de ilk beden eğitimi gösterisini 12 Mayıs 1916’da erkek öğretmen okulu öğrencileri yapmışlar, sonra erkek öğretmen okulu öğrencileri her yıl ve genellikle mayıs ayı içerisinde bu gösterileri tekrarlamayı bir gelenek hâline getirmişlerdir“Jimnastik şenlikleri”, “mektepliler bayramı”, “idman bayramı”,“Jimnastik bayramı” adı altında devam eden bu gösteriler zamanla bütün okullara yayılmıştır Millî Eğitim Bakanlığı 1927’den sonra bu gösterilerin düzenlenmesini üzerine alarak her yıl mayıs ayının üçüncü haftasında Türkiye’nin çeşitli yörelerinde bu gösteriler yapılmaya başlanmıştır) 1938’de 19 mayıs gününün“gençlik ve spor bayramı” olarak kanunlaşmasından sonra bu gösteriler de resmî bayram gününe alınmış, bu bayram için“dağ başını duman almış” marşı, gençlik marşı olarak kabul edilmiştir Atletlerin,Atatürk’ün millî mücadeleye başladığı Samsun’dan aldıkları toprağı, koşarak Ankara’ya ulaştırmasıyla sonuçlanan 19 mayıs koşusu da o tarihten beri yapılmaktadır 19 Mayıs en iki yıl evvel, Türklüğün içi yandı Birleşti yedi düvel, Ankara’ya dayandı Saldırdı kahpe Yunan, Anadolu uyandı O, öyle bir zor zaman, Öyle bir zor zamandı Ne top vardı, ne tüfek, Cephanemiz al kandı Kadın, çocuk, er, erkek, Atasına inandı Samsun’da doğan güneş, Ta İzmir’e uzandı Bu harp kıyamete eş, Meydanlar toz dumandı Minarelerde Ezan, Dualar çağlayandı Yüreğimizde iman, Allah Rahim Rahmandı Mehmetçik cephelerde, Eşsiz bir kahramandı 19 Mayıs bize, Gençlere armağandı Halil İbrahim Güncan Bir Alev ki Ay Yıldızlı Bayrağım/19 mayıs Bir alev ki Ay yıldızlı bayrağım Dalgalandıkça semada Aydınlatan meşaledir yurduma Bir alev ki Ay yıldızlı bayrağım Dalgalandıkça semada Sınırlarımızın bekçisi İman dolu Mehmetçiğe Güç olur,cesaret olur Bir avuç toprak uğruna Ölen şehitlerimizin ruhu huzur bulur Sonsuz mekanlarında Bir alev ki Ay yıldızlı bayrağım Gök kubbemizde var oldukça Rahat uyur çocuklarımız yataklarında Kırılası bir el uzanmadıkça Karanlığa girmez Türkiye’m Bir alev ki Ay yıldızlı bayrağım Uzun yıllar boyunca Destan üstüne destan yazmış Geçmişte kurtuluş savaşı Bu gün! ! Gelecekteyse var gücüyle Yazacağız yazılmamış destanları Bir alev ki Ay yıldızlı bayrağım Dalgalansın diye tüm özgürlüğümüze Kolumuz,bacağımız feda olsun Hatta ölüm bile uğruna En yüce mertebe şehitliktir bize Bir alev ki Ay yıldızlı bayrağım Dalgalandıkça semada Anadan,evlattan ve tatlı yardan Önde yer alır yüreğimizde Genç,ihtiyar gölgesinde Korkusuz yaşar Türkiye’mde Bir alev ki Ay yıldızlı bayrağım Dalgalandıkça semada Büyük Allah'ın yardımıyla ATA ' mız dan bize Bizden evlatlarımıza emanet Meral Yağcıoğlu 19 Mayıs Aydınlığı Ses oldu vatan rüzgârında umut Anadolu’ya oylum oylum çöreklendi Acımasızlık, umarsızlık kara kara bulut Mustafa Kemal aydınlığında bir bir tükendi Derinden inlemeyle uyandı toprak Yurt üstüne uğultusunun yayıldığı Kuvay-ı Milliye gücü bayrak bayrak Sardı ülkeyi 19 Mayıs aydınlığı Özgürlük ve bağımsızlık üstüne Atatürkçe yazılan destandır Yürek yürek karanlık düne Köy okulundaki bayrak direğinde Atatürkçülük dalga dalga yayılan Parmak işareti kır kahvesinde Bölge bölge kalkan eğik baştır Köye, kasabaya, kente ve yurda Ovayı yaran tren düdüğünde haykırıştır Muhsin Durucan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı 19 Mayıs 1919 Müjdeli gün, Türk çocuğu unutma,ne oldu dün Türk'ün uyanıp şahlandıgı o gün, Özgürce yaşamanı sagladı bugün Türk'ün Bayragı karalar baglamış, Gitmeden esaret dalgalanmam diyor İstanbul Fatihi Mehmet Han aglamış, Mezarında Ruh'u yatmam diyor Fransızlar Adana benim diyor, Doganbey Vatan için can veriyor Urfa,Maraş ve Antep'te İngilizler, Namus ve şerefime göz dikiyor Yunan Ordusu çıkmış İzmir'ime, Hançerini saplamak ister Yüregime Antalya ve Konya'da İtalyanlar, El uzatmış Ay-Yıldızlı Bayragıma Samsun'da İngiliz cirit atıyor, Ermeni-Rum Türk'ü satıyor Irak ve Filistin'i İngiliz almış, Suriye -Lübnan Fransız'a kalmış İngiliz Bayragı Yürekleri daglıyor, Evliyalar şehri İstanbul aglıyor Eyüp Sultan'da toplanmış Şehitler, Başta Gençosman ferman dinliyor Ermeni-Rum Çeteleri silahlanmış, Anne karnında bebeleri Süngülüyor İngiliz - Fransız destekli Sülükler, Türk'ün Kan'ını içerek besleniyor Şahin bey Antep'ten seslenir, Yakışmaz Türk'e Esaret Ar gelir Adana'dan Sinan Paşa cevap verir, Esir yaşamaktansa ölüm hoş gelir 19 Mayıs 1919 Kutlu sabahında, Mustafa Kemal'im Bandırma Vapurunda Özgürlük Meşalesi tutuştu Samsun'da, Yayıldı dalga dalga Anadolumda Mustafa Kemal'im Bayrak olup, Esti Samsun'dan Yurdum üzerine Zulmün kahredici Güneşi olup, Dogdu Emperyalist güçlerin üzerine Savunmasız Yurdum işgal selinde, Esaret ölümdür gönül telinde, Kefen teninde,Şehitlik dilinde, Toplandı Milletim Ata'nın emrinde Ondokuz Mayıs Gençlik Bayramı, Gençler Sporla kutlar Bayramı, Atatürk'ün gençlige büyük armaganı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı Zulmün sonu,Özgürlügün başı, Cumhuriyet yolunun ilk yapı taşı, Türk'ün kurtuluş umudunun gözyaşı, Ezilmişliğe başkaldırının sembolü bugün İshak Özlü 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı 19 Mayıs gençlik ve spor bayramı Spor yapsın gençler demiş Atatürk İstemem evde boş durup da yatanı Spor yapsın gençler demiş Atatürk Sporcu dediğin centilmen olmalı Zeki çevik ve atılgan olmalı Güzel ahlaklı ve mütevazı olmalı Spor yapsın gençler demiş Atatürk Sigara içkiyi içmeyin demiş Sporu gençlere tavsiye etmiş Bu bayramı gençlere hediye etmiş Spor yapsın gençler demiş Atatürk Sağlam vücutta sağlam kafa istemiş Cumhuriyeti gençlere emanet etmiş Sporun faydasını yıllar önce söylemiş Spor yapsın gençler demiş Atatürk Spor kardeşliktir yarış bahane Hem kültürdür hem örf hem de anane Spor yapmayan ya delidir yada divane Spor yapsın gençler demiş Atatürk Güner Kaymak Atatürk'ten Son Mektup Siz beni halâ anlayamadınız Ve anlamayacaksınız çağlarca da Hep tutturmuş 'Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u' diyorsunuz Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz Mustafa Kemâl'i anlamak bu değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil Bırakın o altın yaprağı artık, bırakın rahat etsin anılarda şehitler Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ? Mustafa Kemâl'i anlamak yerinde saymak değil Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil Bana, muştular getirin bir daha, uygar uluslara eşit yeni buluşlardan Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ? Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ? Mustafa Kemâl'i anlamak avunmak değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda, halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın ! Uluslar, feşine çıkıyor, uzak dünyaların Mustafa Kemâl'i anlamak göz boyamak değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız ; Laboratuarlarda sabahlayın, kahvelerde değil Bilim ağartsın saçlarınızı Kitaplar Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar Mustafa Kemâl'i anlamak ağlamak değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş, birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen ? Mustafa Kemâl'i anlamak itişmek değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister, paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter ! Mustafa Kemâl'i anlamak aldatmak değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil Halim Yağcıoğlu |
|