|
|
Konu Araçları |
efendimizin, nurunun, peygamber, yaratılışı |
Peygamber Efendimizin Yaratılışı - Peygamber Efendimizin Nurunun Yaratılışı |
09-08-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimizin Yaratılışı - Peygamber Efendimizin Nurunun YaratılışıPeygamber Efendimiz (Sav)' İn Yaratılış Güzellikleri Peygamber Efendimizin Yaratılışı - Peygamber Efendimizin Nurunun Yaratılışı Peygamber Efendimiz (Sav)' İn Yaratılış incelikleri Peygamber Efendimiz (Sav)' İn Yaratılışındaki mükemmellikler Peygamber Efendimizin Ashabı, bu kutlu ve mükemmel insanın dış görünümünün güzelliği, görenleri hayran bırakan heybetinden nuruna ve duruşundan gülüşüne kadar Allah'ın onda tecelli ettirdiği çeşitli güzellikler hakkında pek çok detay aktarmışlardır Sayıca oldukça kalabalık olan sahabeler, bu güzellikler hakkında birçok farklı detay vermiş, Peygamber Efendimizle aynı dönemde yaşamamış olan Müslümanlara Allah'ın Resulünü birçok yönüyle tanıtmışlardır Bazı sahabeler onu genel özellikleriyle tarif ederken, diğerleri uzun ve detaylı anlatımlarda bulunmuşlardır Bu anlatımlardan bazıları şu şekildedir: Peygamber Efendimizin dış görünümü ve güzelliği Sahabeleri Peygamberimiz (sav)'in güzelliğini şöyle anlatıyorlardı: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem çok yakışıklı ve alımlı idi Mübarek yüzü ayın on dördündeki dolunay gibi parlardı Burnu gayet güzel idi Gür sakallı, iri gözlü, düz yanaklı idi Ağzı geniş, dişleri inci gibi parlaktı Boynu sanki bir gümüş hüzmesi idi İki omuzu arası geniş, omuz kemik başları kalın idi"66 Enes b Malik (ra) anlatıyor: "Resulullah Efendimizin boyu; ne çok uzun, ne de fazla kısa idi Teni de ne duru beyaz, ne de koyu esmerdi Saçları ise ne düz, ne de kıvırcık idi Kırk yaşına geldiğinde, Allah Teala O'nu peygamber olarak gönderdi Peygamber olduktan sonra, Mekke'de 10 sene, Medine'de de 10 yıl kaldı ve 60 yaşlarında vefat etti Bu fani hayata veda ettiklerinde, saçında ve sakalında 20 tel ak saç yoktu"67 "Resulullah (sav) beyaz, güzel ve mutedil (yavaş ve mülayim, itidalli) idiler"68 Enes b Malik (ra) anlatıyor: "Peygamber Efendimiz orta boylu idi; uzun da değildi, kısa da değildi; hoş bir görünüşü vardı Saçı ise ne kıvırcık, ne de düzdü Mübarek (İlahi hayrın bulunduğu şey, bereketlenmiş, çoğalmış, hayırlı, uğurlu) yüzlerinin rengi ise nurani beyazdı"69 Bera b Azib (ra) anlatıyor: "… Resullullah Efendimizden daha güzel birini görmedim Omuzlarını döğen saçları vardı İki omuz arası genişçe idi Boyu ise ne kısa idi, ne de uzundu"70 Hz Ali'nin torunlarından İbrahim b Muhammed (ra) rivayet ediyor: "Dedem Hz Ali, Peygamber Efendimizi anlatırken Onu şöyle tavsif (vasıflandırırdı) ederdi: "Peygamber Efendimiz, ne aşırı derecede uzun, ne de kısa idi; O bulunduğu topluluğun orta boylusu idi Saçları, ne kıvırcık ne de dümdüzdü; hafifçe dalgalı idi Mübarek yüzlerinin rengi kırmızıya çalar şekilde beyaz; gözleri siyah; kirpikleri sık ve uzun; omuz başları iri yapılı idi… O, insanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak tabiatlısı ve en arkadaş canlısı idi Kendilerini ansızın görenler, O'nun heybeti karşısında çok şiddetli heyecanlanırlar; üstün vasıflarını bilerek sohbetinde bulunanlar ise, O'nu herşeyden çok severlerdi O'nun üstünlüklerini ve güzelliklerini tanıtmaya çalışan kimse; Ben, gerek ondan önce, gerek ondan sonra, onun gibi birisini görmedim, demek suretiyle, O'nu tanıtma hususundaki aczini ve yetersizliğini itiraf ederdi Allah'ın salat (dua, Peygamberimize (sav) yapılan dua, istiğfar, rahmet, namaz) ve selamı O'nun üzerine olsun"71 Hz Hasan (ra) naklediyor: "Resulullah Efendimiz, yaradılıştan heybetli ve muhteşemdi Mübarek yüzü, dolunay halindeki ayın parlaklığı gibi nur saçardı Orta boyludan uzun, ince uzundan kısa idi Saçları kıvırcık ile düz arası idi; şayet kendiliğinden ikiye ayrılmışlarsa onları başının iki yanına salar, değilse ayırmazlardı Uzattıkları takdirde saçları kulak yumuşaklarını geçerdi Peygamber Efendimizin rengi, ezher'ul-levn (pek beyaz ve parlak renk) idi, yani nurani beyazdı Alnı açıktı Kaşları; hilal gibi, gür ve birbirine yakındı Boynu, saf mermerden meydana gelen heykellerin boynu gibi gümüş berraklığında idi Vücudunun bütün azaları birbiri ile uyumlu olup yakışıklı bir yapıya sahipti"72 Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Hazreti Peygamber, gümüşten yaratılmış gibi nurlu beyazdı; saçları da hafif dalgalı idi"73 "Efendimiz (sav) beyaza pembe karışık renkte idi Gözleri siyah, kirpikleri sık ve uzun idi"74 "Allah Resulünün alnı geniş olup hilal kaşlıydı, kaşları gürdü Iki kaşı arası açık olup, halis bir gümüş gibiydi Gözleri pek güzel, bebekleri simsiyahtı Kirpikleri birbirine geçecek şekilde gürdü… Güldüğünde dişleri çakan şimşek gibi parıldardı Iki dudağı da emsalsiz şekilde güzeldi… Sakalı gürdü Boynu pek güzeldi, ne uzun ne kısaydı Boynunun güneş ve rüzgar gören kısmı altın alaşımlı gümüş ibrik gibi gümüşün beyazlığı ve altının da kırmızılığını yansıtır şekilde parıldardı… Göğsü genişti, göğsünün düzlüğü aynayı, beyazlığı da ayı andırırdı… Omuzları genişti… Kol ve pazuları irice idi Avuçları ipekten daha yumuşaktı"75 Peygamber Efendimizin hicret yolculuğu sırasında çadırını ziyaret ettiği Ümmü Mabed isimli cömertliği, iffeti ve cesareti ile tanınan biri, Peygamber Efendimizi tanımamıştır Ancak Peygamberimiz (sav)'i anlatılanlardan tanıyan kocasına, onu şöyle tarif etmiştir: "Aydın yüzlü ve güzel yaradılışlı idi; zayıf ve ince de değildi Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ayrılmıştı Saçı ile kirpik ve bıyıkları gümrahtı (bol, gür) Sesi kalındı Sustuğu zaman vakarlı (ağırbaşlılık, halim ve heybetli oluş), konuştuğu zaman da heybetli idi Uzaktan bakıldığında insanların en güzeli ve en sevimlisi görünümündeydi; yakından bakıldığında da tatlı ve hoş bir görünüşü vardı Çok tatlı konuşuyordu Orta boylu idi; bakan kimse ne kısa ne de uzun olduğunu hissederdi Üç kişinin arasında en güzel görüneni ve nur yüzlü olanıydı Arkadaşları, ortalarına almış durumda hep onu dinlerler; buyurduğu zaman da hemen buyruğunu yerine getirirlerdi Konuşması tok ve kararlı idi"76 Kendisini görenlerin anlattıklarında da görüldüğü gibi, Peygamber Efendimiz olağanüstü yakışıklı, görenlerin nefesini kesecek kadar güzel yüzlü ve güzel endamlı idi Ayrıca atletik ve son derece etkili bir yapısı vardı ve çok kuvvetli idi |
Peygamber Efendimizin Yaratılışı - Peygamber Efendimizin Nurunun Yaratılışı |
09-08-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimizin Yaratılışı - Peygamber Efendimizin Nurunun YaratılışıPeygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın habibi, sevgilisi, yaratılmış bütün insanların, mahlukatın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisidir Allahü teâlânın medhettiği ve bütün insanlara ve cinne peygamber olarak seçip gönderdiği, son ve en üstün peygamberdir Alemlere rahmet olarak gönderilmiş olup, her şey onun hürmetine yaratılmıştır Allahü teâlâ, bütün peygamberlerine ismi ile hitab ettiği halde, O'na; "Habibim" (Sevgilim) diye iltifat buyurmuşdur, Ayet-i kerimede mealen; "Seni alemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya suresi: 107) ve bir hadis-i kudside de; "Sen olmasaydın, sen olmasaydın, mahlukatı yaratmazdım" buyurdu Her peygamber, kendi zamanında, kendi mekanında, kendi kavminin hepsinden her bakımdan en üstünüdür Peygamberimiz ise, dünya yaratıldığı günden, kıyamet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en üstünü, en faziletlisidir Hiçbir kimse, hiçbir bakımdan O'nun üstünde değildir Cenab-ı Hak, O'nu öyle yaratmıştır Allahü teâlâ hiçbir şeyi yaratmadan önce, sevgilisi peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın mübarek nurunu yarattı Eshab-ı kiramdan Cabir bin Abdullah, bir gün; "Ya Resulallah! Allahü teâlânın her şeyden evvel yarattığı şey nedir?" diye sorunca; "Her şeyden evvel senin Peygamberinin, yani benim nurumu kendi nurundan yarattı O zaman; levh, kalem, Cennet, Cehennem, melek, sema (gökler), arz (yeryüzü), güneş, ay, insan ve cinler yoktu" buyurdular Peygamberimizin nuru, Adem aleyhisselamın kalbi ve cesed-i şerifi yaratılınca, onun iki kaşı arasına kondu Adem aleyhisselam kendisine ruh verilince, alnında, zühre yıldızı gibi parlayan bir nurun olduğunu fark etti Adem aleyhisselam yaratıldığında, cenab-ı Hakk'ın kendisine; Ebu Muhammed yani Muhammed'in babası diyerek hitab ettiğini ilham ile anladı ve; "Ey Rabbim! Bana niçin Ebu Muhammed künyesini verdin?" diye sual edince, Allahü teâlâ; "Ey Adem! Başını kaldır!" dedi Adem aleyhisselam, başını kaldırıp baktığında, Arş-ı alada sevgili Peygamberimizin "sallallahü aleyhi ve sellem" nurdan yazılmış Ahmed ismini gördü O zaman; "Ey Rabbim! Bu kimdir?" diye sual etti Allahü teâlâ da; "Bu, senin zürriyetinden bir peygamberdir O'nun ismi göklerde Ahmed, yerde ise Muhammed'dir Eğer O olmasaydı, seni yaratmazdım Yerleri ve gökleri de halk etmezdim" buyurdu |
|