Yetiskinlikte Kisilik |
09-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yetiskinlikte KisilikYetiskinlikte Kisilik Kisilik, hem olusum hem de içerik ögelerini bir arada tasiyan, ayni sekilde hem degisime hem de kararliliga olanak taniyan karmasik ve dinamik bir sistemdir Kisilik etkilesen bir sistem olarak kabul edildiginde, herhangi bir alandaki degisimin sistemin bütününde de degisime yol açacagi açiktir Örnegin, dis alanlardaki (toplumsal çevredeki) degisim toplumsal etkilesimde de degisime neden olur, o da toplumsal rol ve davranista degisime yol açar Bu rol degisimleri bireyin benlik algisini ve kavramini degistirir, bu da kisilik özelliklerinin ve üsluplarinin degisimine neden olur Bu degisimin derecesi toplumsal degisimin derecesine baglidir Öte yandan, kisilik sisteminin kararliligi da söz konusudur; ayrica en özel yönler en az degisim gösterirler, üstelik yetiskinlikteki roller de oldukça tutarlidir Dis tutarlilik kisilik tutarliligini da pekistirir Yetkiskinin kisilik sistemindeki gelisimsel degisimler merkezkaç bir özellik tasir, yani birey içerden disariya dogru döner Yeni rollerin ögrenilmesi, yeni kisilik üsluplarinin ve benlik kavramlarinin gelistirilmesi, birey ile genisleyen çevresi arasinda uygunluk saglama gereksinmesinden dogar Kuhlen yetiskinligin bu dönemindeki gelisime "genisleme büyümesi" adini verir Bu dönem, basariya ulasma, güç kazanma, kendini gerçeklestirme ve yeterlilik egiliminin en üst düzeyde oldugu dönemdir Yetiskinligin orta yillarinda kisilik sistemi içinde bir denge durumu söz konusudur Hem bireyin toplumsal dünyasi genisleme hizini yitirmistir, hem de birey genislemeyle basa çikabilecek beceriler gelistirmistir Ayrica, bireyin kendine iliskin deneyimi de artmis ve birey kisiliginin iç ve dis yönlerini daha iyi bütünlestirebilir duruma gelmistir Ancak, yasin ilerlemesiyle birlikte dis toplumsal durumlar önemini yitirmeye ve içsel süreçler önem kazanmaya baslar Birey yaslandikça toplumsal rollerinin sayisi ve çesitleri azalmaya, toplumsal etkilesim sikligi düsmeye, kisiligin daha iç özellikleri açiga çikmaya baslar Orta yillarda elde edilmis yeterlilik duygusu, birey yaslandikça yasanacak yillarin sinirli oldugu bilinciyle, giderek kendini gerçeklestirme çabasina yerini birakir Bu gelismeyi vurgulayan yazarlardan biri de Jung'tur (1933): "Yaslanan insanlar artik yasamlarinin artmadigini ve genislemedigini farketmekte ve karsi konulmaz bir iç güç yasami gitgide daraltmaktadir Genç bir insan için kendi kendisiyle fazlaca ilgilenmek neredeyse bir suç, en azindan bir tehlikedir Oysa yaslanmakta olan bir insan için kendi kendisine ciddi bir ilgi göstermek bir zorunluluk ve görevdir" Elli yaslarindan baslayarak kisilikte görülen gelisimsel degisimler, daralma, merkezde yogunlasma ve içselligin artmasi biçiminde ortaya çikmaktadir Yasliliktaki kisilik degisimi arastirmalarini gözden geçiren Riley, Foner ve arkadaslari, yaslilarin gençlere oranla daha kati, degisen uyaranlara daha zor uyan, tutumlarinda dogmatiklik düzeyi yüksek, daha hosgörüsüz, toplumsal baskiya daha dayanikli kisilikte olduklarini bulmuslardir Yaslilar daha edilgin, iç dünyalarina daha dönük, kendi duygulari ve fiziksel islevleriyle daha ilgilidirler Duyu ve sinir merkezlerinin uyarilmasindaki düsüs ve zihinsel yetilerin degisimi de bu özellikleri etkiliyor olabilir Chicago Üniversitesi'nce, özel kisilik özelliklerinin degisimi yerine, bütün kisilik sisteminde yasla ortaya çikan degisimler arastirilmistir Kansas kentinde 40-90 yaslari arasmdaki 700 denek 7 yil boyunca sürekli incelenmistir Arastirmada yasa bagli üç kisilik degisimi bulunmustur: Cinsiyet rolü algilamasinda, içe yönelmenin artisinda ve sorunlarla basaçikma üslubunda Kisiligin fazla degisim göstermeyen yönleri oldugu da saptanmistir Bulgular kisilikte hem degisim hem de kararlilik oldugu görüsünü desteklemektedir Bu arastirmada degisim göstermeyen kisilik özelliklerinin ortak noktasi, bunlarin kisiligin uyuma yönelik özellikleri olmasiydi Bunlar Neugarten'in "Kisiligin toplumsal-uyumsal özellikleri" dedigi özelliklerdir Testler, kisiligin uyum özellikleri ve genel kisilik yapisi alanlarinda bireyler arasinda farklilik oldugunu göstermekte, ama yasla farklilasma olmadigini ortaya koymaktadir Saglikli yasli insanlarda yasa bagli farklilasma görülmemekte, buna karsilik hastaligin kronolojik yastan daha etkili bir degisken oldugu anlasilmaktadir Genel olarak, bulgular kisiligin toplumsal-uyumsal niteliklerinde yasla degisimin çok fazla olmadigi dogrultusundadir Su halde, kisiligin "içerik" yönleri (kisisel üslup, kisilik çizgileri ve digerleri) orta ve ileri yaslarda oldukça kararlilik göstermektedir Ayrica bulgular, birey ile toplumsal çevresi arasindaki uyum iliskisinin oldukça kararli oldugunu ortaya koymaktadir Yasla yeni roller edinilse bile kisilik içerigi ayni kalmaktadir Buna karsilik, Kansas City arastirmasi kisiligin "olusum" yönlerinde yasla birlikte oldukça önemli degisimler saptamistir Bu degisimlerden biri, yas ilerledikçe "kisiligin gittikçe içsellesmesi"dir Bu degisim orta yillarda kendi kendine düsünme ve içebakis olarak ortaya çikmaya basliyor, gitgide daha belirgin hale geliyor Ayrica baska arastirmalarda da, yasla birlikte ego enerjisinde azalma ve ego üslubunda degisme oldugu, içsel dürtülere duyarli olma özelliginin arttigi bulunmustur Bu bulgular projektif testlerden elde edilmistir Bulgular, dis dünya görevleri için kullanilan ego enerjisinin yasla azaldigini göstermektedir Yasli insanlar dis uyaricilar yerine iç uyaricilara karsi daha duyarlidirlar, duygusal yatirimlari artmaktadir Ego üslubu da degismekte, etkin denetimden edilgin denetime yönelinmektedir Cinsiyet rolü algilamasindaki degisim TAT testi ile saptanmistir Buna göre, erkekler gittikçe daha boyun egici, kadinlar ise daha çok yetkeci olmaya yönelmektedirler Ayrica, kadinlar yaslandikça kendi saldirgan ve benmerkezci dürtülerine karsi daha hosgörülü olurken, erkekler kendi duygusallik ve bagimlilik dürtülerine karsi daha hosgörülü olmaktadirlar Bu sonuçlar Jung'un klinik gözlemlerini destekler niteliktedir Neugarten, bu bulgulari söyle özetlemektedir: 40 yasindakiler çevreyi, cesareti ve riske girmeyi ödüllendirici olarak görürken, kendilerini de bu dogrultuda çikacak firsatlari degerlendirebilecek güçte görmektedirler 60 yasindakiler ise çevreyi karmasik ve tehlikeli olarak görürler Yasamla basaçikma üsluplari yasla birlikte belirgin farkliliklar göstermektedir Iç dünyaya ilgi artar, dis dünyadaki insan ve nesnelere duygusal yatirim azalir Dis dünyadan iç dünyaya dogru bir geçis söz konusudur Çesitli uyaricilarla ve zorlu durumlarla basaçikmada düsüs ve isteksizlik görülür Yaslilar düsüncelerini aktarmada daha dogmatik terimlere basvururlar, neden-sonuç iliskisini açiklamada basarisizdirlar, baskalarinin tepkilerine duyarlilik azalir, vb Daha önce belirtildigi gibi, Neugarten, evre kuramcilarinin tek yönlü ilerleme görüsünü reddetmekte ve yasam süresinde degismez bir kararlilik olmadigini ileri sürmektedir Ayrica ona göre yasliligin yas sinirlari da degismektedir Arastirmacilar bugün genç-yasli (young-old) ile yasli-yasli (old-old) arasinda ayirim yapiyorlar ve bunlari birbirinden ayiran belirli yaslar da yoktur Birlesik Devletler'de emekliler arasinda genç-yaslilar hizla artiyor; bunlar, fiziksel ve zihinsel bakimdan dinç, mali bakimdan refah içinde, siyasal bakimdan etkin, tüketici olarak da hirsli kisilerdir, zamanlarini iyi bir biçimde degerlendiriyorlar Yetiskinligin yas sinirlari degistigi için, 30 yasinda fakülte dekani, 35 yasinda büyükanne, 50 yasinda emekli, 65 yasinda ilkokulda çocugu olan baba, 55 yasinda yeni bir is baslatan dul, 70 yasinda üniversite ögrencisi olan insanlar var "Yasina göre davran!" uyarisinin günümüzde hiçbir anlami kalmamistir Öte yandan, Neugarten'e göre, bunalim kavrami da anlamini yitirmektedir Evden ayrilma, evlenme, anababa olma, menopoz, emeklilik gibi olaylar yasamin normal "dönüm noktalari"dir Kuskusuz, bunlar benlik kavrammda ve kimlikte degisimlere yol açarlar ve insanlar bu olaylari degisik güçlük derecelerinde yasarlar; ama "bunalim" yaratmazlar Örnegin, orta yasli erkeklerin çogu için emeklilik normal bir olaydir Emeklilik 65 yerine 50 yasinda gelirse asil o zaman bir bunalim olabilir Insanlar 40, 50 ya da 60 yasinda olmaktan degil, bu yaslarda ne yapacaklari konusunda kaygi duyuyorlar Yeniden genç olmak istemiyorlar, ama toplumsal bakimdan kabul gören ve kisisel bakimdan doyum saglayan yönlerde yaslanmak istiyorlar (BL Neugarten, 1980) Kisilik açisindan açiklanmasi gereken konulardan biri de kisilikteki iç gerilimdir "Kisilik farklilasmasi" kisinin benlik kavramindaki özellesmenin ve karmasikligin artmasinin anlatimidir Kisiler olgunlastikça, özel ve biricik bir benlik olmalarina katkida bulunan özel ilgiler, degerler ve roller gelistirirler "Kisiligin bütünlesmesi" ise, benligin çesitli boyutlarinin tutarli bir birlik içinde örgütlenmesidir, benligin çesitli boyutlarinin 'ayni' kisinin parçalari olarak 'birlikte tutulmasi'dir Baska bir deyisle, benlik için degisik rollerde ve zaman boyunca bir tutarlilik vardir Yasam boyunca kisilik farklilasmasi ile kisilik bütünlesmesi arasinda belirli bir gerilim yasanir Ergenligin son dönemi ve genç yetiskinlik sirasinda bu gerilim kimlik arayisina yansir Asiri farklilasma rol daginikligiyla ya da uygunsuz kimlik tanimlamasiyla sonuçlanabilir Erken bütünlesme ise yanlis kimlik kararlariyla sonuçlanabilir Yetiskinlikteki kimlik gelisiminin önde gelen sorunu, yetiskinden beklenen birçok farklilasmis rol karsismda bütünlesmis bir benlik duygusuna ulasmis olmaktir Knox, orta yaslardaki benlik gelisiminin belirli bir örüntü izledigini söylemektedir: a) Yirmilerin sonlari ve otuzlarin baslari: Bu dönem bir durulma, düzen ve çabalama dönemidir b) Otuzlarin sonlari ve kirklarin baslari: Bu dönem hem görünüsün hem de etkinligin yeniden yönlendirildigi dönemdir Bu dönemde yetiskinlerin çogu insan yasaminin hazlarindan ve acilarindan pay almaya daha istekli olurlar ve dostlugun kalitesi daha önem kazanir Varolan benlik duygusu ile katilim yapisi arasindaki uygunlugun yeniden gözden geçirilmesi orta yas geçisine yol gösterir c) Kirklarin ortalari ve altmislarin baslari: Bu dönem benlik duygusunda artan bir degiskenlik içerir Bu dönem boyunca pek çok insan kararlilik, yeterlilik, sorumluluk ve olgunluk asamasina ulasir (Schiamberg ve Smith, 1982) |
|