Sultan Abdülaziz Dönemi |
08-31-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sultan Abdülaziz DönemiSultan Abdülaziz (1861-18769) Babası : Sultan İkinci Mahmud Annesi : Pertevniyal Valide Sultan Doğumu : 08 Şubat 1830 Ölümü : 04 Haziran 1876 Saltanatı : 25 Haziran 1861 - 30 Mayıs 1876 Hayatı Sultan Birinci Abdülaziz 8 Şubat 1830 tarihinde İstanbul'da doğdu Babası Sultan İkinci Mahmud, annesi Pertevniyal Valide Sultan'dır Ela gözlü, beyaza yakın kumral tenli, sert bakışlı ve top sakallıydı Ağabeyi Sultan Birinci Abdülmecid'in vefatı üzerine 25 Haziran 1861 günü tahta çıktığında 31 yaşındaydı İsrafçı bir padişah olarak tanınmasına rağmen, çok sade giyinir, sarayda bir terlik, bir entari ile dolaşırdı Babası öldüğü zaman dokuz yaşlarındaydı Ancak ağabeyi Sultan Birinci Abdülmecid, onun eğitimine çok önem verdi Şehzadeliği sırasında rahat ve korkusuz bir hayat sürdü Çok iyi Fransızca konuşurdu Şiire ve müziğe de ilgisi vardı Kendine ait besteleri vardır Resim yapma kabiliyeti de çok üstün olan Sultan Birinci Abdülaziz, Osmanlı donanmasına ısmarlayacağı gemilerin planını bizzat kendisi çizmişti Ok atmayı, ata binmeyi, avlanmayı ve özellikle güreşmeyi çok severdi Güçlü, kuvvetli ve pehlivan yapılıydı En iyi pehlivanlarla güreşir ve sırtlarını yere getirirdi Siyasi Gelişmeler Abdülaziz tahta çıktığında Osmanlı Devleti'nde önemli dış borç sorunu vardı Hazine boşalmış ve Osmanlı Devleti'nin eski görkemli dönemleri geride kalmıştı Osmanlı içinde yaşayan özellikle gayri müslim milletler Fransız İhtilalinin getirdiği özgürlükçü ve milliyetçi duygulardan ve Avrupalı devletlerin kışkırtmaları sonucunda yeniden ayaklanmaya başlamışlardı Karadağ İsyanı Balkanlarda Rusya'nın ve Avusturya'nın teşvikiyle Karadağ'da ayaklanma başladı Ancak Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa komutasındaki birlikler ayaklanmayı bastırdı Rusya'nın ve Fransa'nın baskıları sonucu 8 Eylül 1862 tarihinde imzalanan İstanbul Protokolü ile Belgrad kalesinin iç kesimleri Osmanlılara kalacak, dış bölgeleri ise Sırplara bırakılacaktı Mısır Seyahati Sultan Birinci Abdülaziz Mısır seyahatine çıkmaya karar vermişti 3 Nisan 1863 günü Feyz-i Cihad Vapuru ile İstanbul'dan ayrıldı Yanında yeğenleri Şehzade Murat, Şehzade Abdülhamid ve Şehzade Mehmed Reşad da bulunuyordu Mısır'da halk padişaha çılgın sevgi gösterilerinde bulundu Yavuz Sultan Selim'den bu yana hiçbir Osmanoğlu Mısır'a ayak basmamıştı Mısır'a önem veren Abdülaziz sonraki yıllarda da Mısırla ilgili yeni düzenlemelerde bulundu Mısır Valileri 2 Haziran 1866 gününden itibaren "Hıdiv" ünvanıyla anılmaya başlandı Romanya Sorunu İmzalanan Paris Antlaşması'nda belirtilen maddeye göre Eflak ve Boğdan Beyliği iç işlerinde bağımsızdılar 1862'de Bükreş'te toplanan Eflak ve Boğdan ortak Meclisi Romanya'nın birliğini sağladılar Romanya prensinin güvesizlik oyu alamamasından sonra olaylar büyüdü ve Romanya'daki kargaşa bitmedi 1866 yılında Romanya birliği ve Romanya Prensi Charles'ın prensliği kabul edildi Girit Sorunu 18 yüzyıl sonlarında başlayan Girit sorunu 19 Yüzyıl boyunca devam etmiş, Girit'te yaşayan Rumlar her fırsatta ayaklanmışlardı Sultan Abdülaziz döneminde de adada isyan çıktı Osmanlı Devleti sorunu hem askeri, hem de idari açıdan çözmek için girişimlerde bulundu Ancak Yunanistan'a ilhaktan (Enosis) başka bir düşünceleri olmayan Giritli Rumlara karşı başarı sağlanamadı (2 Eylül 1866) Girit'e gönderilen Sadrazam Mehmed Emin Ali Paşa, 6 Ekim 1867'de adanın yeni statüsünü belirlemek için bir ferman yayınlattı Bu fermanla Girit'e yeni bir idare şekli getiriliyordu Sivil yönetim padişahça atanan yeni valiye, Askeri idare ise komutana veriliyor, atanan valinin biri müslüman diğeri hıristiyan iki yardımcısı olacaktı Gümrük vergisi hariç diğer vergilerden ada muaf olacak, iki resmi dili olacaktı Karma meclis tarım, bayındırlık, ticaret ve endüstri işlerini planlayacaktı Belgrad'ın Elden Çıkması Paris Antlaşması'ndan sonra Sırplar düşmaca davranışlar sergiliyor, Müslümanlar ve Sırplar arasında çarpışmalar oluyordu 1862'de varılan mutabakata göre Belgrad kalesi Osmanlılarda kalmış, Sırplar ise Belgrad yakınlarındaki Sokod ve Owitza kalelerine hakim olmuşlardı Sırplar Avrupalı devletlere güvenerek Belgrad'ı da istediler Yeni bir savaşa girmek istemeyen Osmanlı Devleti, Kanuni Sultan Süleyman tarafından alınan Belgrad'ı 10 Nisan 1867'de Sırbistan'a teslim etti Avrupa Seyahati Sultan Abdülaziz ülke dışına çıkıp, Avrupa Başkentlerini ziyaret eden ilk padişahtır Zira o tarihe kadar bir Osmanlı hükümdarının yabancı bir ülkeyi resmi veya gayri resmi şekilde ziyaret etmesi asla görülmemişti Sultan Abdülaziz'in 21 Haziran 1867 günü İstanbul'dan hareketinden, 7 Ağustos 1867 günü İstanbul'a dönüşüne kadar bir ay on altı gün süren bu Avrupa seyahati, bilhassa Rusya ile müttefik şekilde hareket eden Fransa'ya, Balkanlardaki Türk siyasetini açıklamak ve yeni bir Rus savaşını önlemek amacıyla düzenlendi Bosna Hersek ve Bulgar İsyanı 1875 Yılında Bosna-Hersek'te de ayaklanma çıktı Bu bölgedeki ayaklanmaya müdahale eden Avrupalı devletler bazı reformlar yapılmasını istediler Hazırlanan reform paketi Bulgaristan'da ayaklanma başladığı için uygulanamadan rafa kaldırıldı Bulgaristan'ın amacı tam bağımsız bir devlet olabilmekti Ayaklanan Bulgar çetelerine destek veren Avrupalılar kendi çıkarlarına uygun bir nokta bulamadıkları için Bulgaristan sorunu da askıda kaldı Islahatları Abdülaziz döneminde, Abdülmecid döneminde başlayan yenilik hareketleri sürdürüldü Yeni bir vilayet teşkilatlanmasına geçildi Kadılık Kurumu daha sıkı denetim altına alınarak 1 Nisan 1868 Şura-yı Devlet ve 1870 yılı içerisinde de Divan-ı Muhasebat kuruldu (Danıştay ve Sayıştay) Ayrıca eğitim, ulaşım ve bankacılık konularında çeşitli düzenlemeler yapıldı Sultan Abdülaziz döneminde donanmanın modernleştirilmesine de çalışıldı 1875 yılına doğru Türk donanmasında 816 top taşıyan 21 zırhlı ve 173 yardımcı gemi vardı Türk Bahriyesinde 50000 efrad, 700 subay, 208 yüksek rütbeli subay, 11 Tümamiral, 6 Koramiral ve üç Oramiral vardı Bu görüntüsüyle İngiltere ve Fransa'dan sonra dünyanın üçüncü büyük donanması haline gelmişti Sultan Abdülaziz 14 sene 11 ay beş gün tahtta kalmıştır Bu süre içerisinde meşrutiyet fikrine başta sıcak baksa da, sonraları değişip bu fikri savunanlara karşı zor kullanacaktırDönemin aydınlarından Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa ile padişahlığının ilk dönemlerinde sıcak ilişkiler kurduysa da Namık Kemal'i Vatan Yahut Silistre piyesinden sonra Kıbrıs'a sürgün edecek kadar sertleşmiştir Ülkede meşruti yönetimin gelmesini isteyenlerin yarattığı bu özgürlük havası içerisinde Abdülaziz'in tahttan indirilmesi konusunda kamuoyu oluşturuldu Mithat Paşa'nın kışkırtmaları sonucu üniversite öğrencileri 10 Mayıs 1876 tarihinde bir protesto yürüyüşü düzenlediler Bundan bir süre sonra, 30 Mayıs 1876 salı günü sabaha doğru saray Hüseyin Avni Paşa komutasındaki askerlerce basılmış ve Sultan Abdülaziz kansız şekilde tahttan indirilmiştirforumsinsinet Sultan Abdülaziz'in tahtan indirildikten dört gün sonra, hapis hayatı yaşadığı Feriye Sarayında sakalını düzeltmek için istediği söylenen makasla bileklerini keserek intihar ettiği söylense de öldürülmüş olabileceğine dair kanıtlar da vardır (4 Haziran 1876) Mimari Eserler Hemen hemen tüm Osmanlı padişahları gibi Sultan Abdülaziz'de, mimari konuda çalışmalar yapılmasını destekledi Mısır seyahatinden önce yaptırdığı Harbiye binası, Aksaray Valide Camii, Sadabad Camii, Maçka sırtlarında Aziziye Camii, Yine Konya'da Aziziye Camii, Beylerbeyi Sarayı ve Çırağan Sarayı onun döneminde inşa edildi |
|