Peygamberimiz Çocuklara Nasıl Davranırdı? |
12-10-2008 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Peygamberimiz Çocuklara Nasıl Davranırdı?Yahya Bin Muaz şöyle buyuruyor ve bizlere sesleniyor “ Ey insanlar! Görüyorum ki, evleriniz Rum kayserine Lükse hayranlığınız Kisra’nın tutumuna Servet peşinde koşmanız Karun’un anlayışına Saltanatınız firavunun saltanatına Nefisleriniz Ebu cehilinin nefsine Gururunuz Ebrehe’nin gururuna Yaşayışınız sefillerinin yaşayışına benziyor Allah için söyleyin! Muhammedi olanlar nerede?” Peygamberimiz'in (sas) çocuklara olan şefkati ve sevgisi bambaşkaydı Bir çocuk gördüğü zaman mübarek yüzünü neşe ve sevinç kaplardı Onu kollarının arasına alır, kucaklar, okşar, sever ve öperdi Gördüğü ve karşılaştığı her çocuğa selâm verir, halini hatırını sorardı Binekli bulunduğu zaman çocukları bineğinin arkasına alır, gidecekleri yere kadar götürürdü Çocuklarla arkadaşça konuşur, onların yanında çocuklaşır, anlayış seviyelerine göre sohbet eder, öğütler verirdi Çocuklarla o kadar iç içe olmuştu ki, bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü de, onların neşesine katılmak için birlikte koşmuştu Peygamberimiz kendi çocuk ve torunlarına da çok düşkündü Onlar için şefkatli bir baba, merhametli bir dedeydi Peygamberimiz, kızı Fatıma'yı çok severdi Bir sefere çıkacağı zaman en son ona uğrar, dönüşünde ise önce onun yanına giderdi Hz Fatıma babasını ziyarete geldiğinde ise, Peygamberimiz sevgili kızını karşılamak için ayağa kalkar, alnından öper ve yanına oturturdu TORUNLARINA DÜŞKÜNDÜ Hazret-i Fatıma'nın iki oğlu vardı: Hz Hasan ve Hz Hüseyin Peygamberimiz bu torunlarını çok severdi Onları kucağına alır, omuzuna çıkarır, okşar, sırtında taşır, oyun oynar, isteklerini yerine getirirdi Bir gün peygamberimiz minberde hutbe okurken Hz Hasan ve Hz Hüseyin düşe kalka mescide girdiklerini görür Konuşmasını yarıda keserek aşağı iner, onları tutar, bağrına basar ve şöyle buyurur: "Cenâb-ı Hak, 'Mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan vesilesidir' buyururken ne kadar doğru söylemiştir Onları görünce dayanamadım" Ebû Hüreyre anlatıyor: Peygamberimiz bir yere davet edilmişti Yolda Hz Hüseyin'i gördü Hz Hüseyin kollarını açıp koşarak dedesine geleceği anda birden bire yön değiştirip bir tarafa kaçtı Bu hareketi birkaç defa tekrarladı Peygamberimiz de peşinden koşuyordu Sonunda yakaladı, bağrına bastı: "Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim" buyurdu Bazen Hz Hasan'ı da omzuna alır ve "Allah'ım bu çocuğu seviyorum, Sen de onu sevenleri sev" buyururdu Peygamber Efendimiz çocukların ağlamalarına dayanamaz, onların susturulmasını, yorulmamasını isterdi Sevgisi ve şefkati çocukların ağlamasına dahi müsaade etmezdi Hanımlarını sıkı sıkıya tembih eder, Hüseyin'den söz ederek, "Bu çocuğu ağlatmayın" der, ağlayan çocuğun susturulması konusunda da şöyle buyururdu: "Kim ağlayan çocuğunu susturuncaya kadar gönüllerse, Cenâb-ı Hak ona Cennette memnun olacağı kadar nimet verir" Öyle ki, bazen ağlayan bir çocuk sesi duysa namazını bile kısaltır, annenin çocukla meşgul olmasına imkan verirdi O sevgi peygamberiydi…Seven peygamberdi…Seviyordu o…Rabbi onu sevdi Onun eğitimi rabbi tarafından yapılmış Tüm insanlığa kusursuz bir model olarak yetiştirilmiş Onun çocuklara davranışı rabbimizin istediği şekildedir Rabbimiz çocukla muhatap olsaydı nasıl olurdu? İşte resul bunu gösteriyor -“Peygamberimiz namaz kılıyordu”secdede çok uzun kaldı Sahabiler merak etmişti Acaba ne olmuştu yoksa vahiymi gelmişti Peygamberimiz namazı bitirdi Şeddat gibi secdede niçin uzun kaldığını merak eden sahabelere meraklarını giderici açıklamayı yaptı: “Oğullarım sırtıma binmişti Acele edip oyunlarını bozmak istemedim” Ne acıdır ki ümmetin çoğu erkeğe yakışmaz veya büyüğe yakışmaz diyerek çocuklarıyla oynamıyorlar -“Çocuk cennet kokusudur buyurmuş peygamberimiz” Torunlarına reyhanlarım diyordu bu yüzden, reyhan çok güzel koku veren görünümü iç açıcı ama bakımı ihtimam isteyen bir çiçektir O çiçekleri büyütmekle vazifeli anne ve babalara çiçekler için tavsiyede bulunuyordu:"çocuklarınıza iyi davranın onları iyi terbiye edin" En büyük dikkatsizliklerimizden birisidir Oyun anında işitmez, görmez, anlamaz sanırız onlarıhâlbuki çocukların alıcılarının en çok açık olduğu andır oyun anları Yapmalarını istediğimiz şeyleri o anlarında söyleyebiliriz Onların hemen kabullenmelerini ve farkına varmadan şartlanmalarını sağlar oyun anları,fakat bu çok önemli anları biz oyundadır duymaz diyerek çocukların duymaması gereken konuları onların belleklerine işleyerek geçiririzHz Aişe oyun oynarken vahi gelmiş ve vahyi ezberlemiştir -Fatıma’nın bebeğinin doğduğu gün bebeğin sarıldığı kundağı, peygamberimiz beğenmemişti çünkü rengi sarıydı bebeğe beyaz giydirilmesini buyurdu çünkü sarı renk, kız çocukları için uygun bir renkti -Peygamberimiz çocuğun ilklerine dikkat ederdi bu ilklerden biriside çocuğun midesine inen ilk gıdaydı Enesin annesinden çocuk doğduğunda ağzına süt koymadan kendisine haber vermesini istedi peygamber efendimiz Enes doğar doğmaz efendimizin yanına getirildi Peygamberimizde bebeğin ağzının içini iyi cins bir hurma ile ovdu yani tahnik yaptı peygamberimiz oturuyordu baş ve orta parmaklarını birleştirdi ve buyurdu ki " ben ve yanakları kararmış kadın kıyamet günü işte böyle yanyana beraberiz" arkadaşları merak etti Yanakları karamış kadın kim olabilrdi? Sordular şöyle tanımladı : “o kadın ki, makamı ve mevkii bulunan kocasından dul kalmıştır Maddi imkânı olmamakla birlikte nesep ve güzelliği yerindedir Bütün bunlara rağmen yetimler büyüyünceye kadar evlenmez veya ölünceye kadar kendini onlara hasreder” Kadın herhangi bir mü'min kız çocukları yüzünden bir suretle sıkıntı çekerse bunu hayır bilsinler çünkü kız çocukları onlar için cehennem ateşinden koruyan birer perde olurlar
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|