08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İki Ceset...Bir Ruh...Allah Kadini Başka Deil,Erkeğe Eş Olarak Yaratmişdir.......
İki Ceset Bir Ruh
Allah kadını başka değil, erkeğe eş olarak yaratmıştır; bu itibarla, o onsuz olamaz, o da onsuz olamaz Alvar İmamı’nın ifadesiyle, Hazreti Adem Cennet’te de bulunsa Havva’sız olduğu dönemlerde hicran içinde yaşamıştır; şayet başta Havva yaratılsaydı, bu defa da o, Adem’sizliğin hicranını yaşayacaktı Çünkü, hilkat itibarıyla, Adem Havva’sız, Havva da Adem’siz olamazdı Onlar, iki ceset, bir ruh gibiydiler ve bir hakikatin ayrı ayrı iki yüzünü temsil ediyorlardı Allah Teâlâ, kadını, elektrona nisbeten protonu, pozitif kutuba nisbeten negatif kutubu, erkek tohuma nisbeten dişi tohumu yarattığı gibi yaratmış ve bu çiftlerden bir vahdet meydana getirdiği misüllü, kadın ve erkeğin de eşler oluşturmasını murat buyurmuştu
Evet, nasıl ki, pozitif negatife, elektron protona, gece gündüze, yaz kışa, yeryüzü gökyüzüne muhtaçtır; aynı şekilde erkek kadına, kadın da erkeğe muhtaç olarak halk edilmiştir “Zen merde, civan pîre, keman da tîrine muhtaç / Ezcâ-i cihan cümleten birbirine muhtaç” sözü bu hakikati ne güzel ifade etmektedir! Nitekim, Rasûl-ü Ekrem ( aleyhi vesellem) bu gerçeği şöyle dile getirmiştir: “İnnema’n-nisâ şekâikur’r-ricâl - Kadınlar erkeklerin yarısıdır” Hadiste, cemi’ (çoğul) olarak “şekâik” şeklinde yer alan “şakîk” kelimesi, tam ortadan ikiye bölünen bir bütünün parçası demektir Yani, bir bütünü meydana getiren iki parçadan herbiri, diğerinin şakîkidir
Bu itibarla, insan olma yönüyle kadın ve erkek eşit yarımlardır; fakat, hiçbir zaman biri diğerinin aynı değildir Bunların fıtratlarında, fizikî donanımlarında, ruh dünyalarında ve psikolojik yapılarında bir kısım farklılıklar mevcuttur; ama ne erkek kadının biyolojik olarak daha olgunlaşmış bir şeklidir, ne de kadın erkeğin az gelişmiş bir tipidir İkisi de müstakil birer insandır ve bunlar birbirine muhtaçtır
Bu müstakim anlayışa uygun olarak, Devr-i Risalet Penâhî’de, kadın hak ettiği yüksek mevkiye yükseltilmiş, ona tabiatına uygun işler tevdi edilmiş ve onun toplum içindeki hayatî konumu yeniden ortaya çıkartılmıştır Hem de bu büyük inkılap, dünyanın vahşet içinde yüzdüğü ve kadının insan olup olmadığının, ruhu bulunup bulunmadığının tartışıldığı karanlık bir dönemde yapılmıştır
|
|
|