Uluslararası Yatırımlarda Risk |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Uluslararası Yatırımlarda RiskA-Global Risk Dünya piyasalarını geniş anlamda etkileyen her türlü risk, global riski oluşturur Günümüzde iletişim teknolojisinin son derece gelişmiş ve hızlanmış olmasından dolayı, piyasalar iyice entegre olmuş ve global riskin önemi ile anlamlılığı artmıştır Portföy yatırımlarında global riskin en iyi örneklerinden biri Ekim 1994'te Güney Doğu Asya, Latin Amerika, Avrupa ve ABD borsalarında (Türkiye de dahil) %10 - %30 arası düşüş yaratan dalgadır Ayrıca uluslararası ticarette büyük öneme sahip emtiaların fiyat hareketleri ve bunların yakın gelecekteki arz ve talep durumları hakkındaki beklentiler, uluslararası nitelikteki finansal araçların getirisindeki değişimleri etkileyen faktörler arasında gösterilebilir Örneğin OPEC üyesi ülkelerin 1983 yılında petrol fiyatını varil başına 34 ABD Dolarından 29 ABD Doları'na düşürmeleri, tüm dünya piyasalarını etkilemiş bir karardır Finansal anlamda hangi ülkeye yatırım yapılırsa yapılsın, katlanılması kaçınılmaz bir risk düzeyi vardır Çokuluslu kuruluşlar farklı ülke ve piyasalara yatırım yaparak risklerini minimize etmeye çalışırlar En başarılı risk çeşitlendirmesi sonucunda bile sıfır riske ulaşılamaz çünkü her sektör ve piyasanın barındırdığı bir global risk vardır B-Ülke Riski Uluslararası yatırım analizlerinde en önemli araştırma konularından birisi ülkenin politik ve ekonomik risk düzeyidir Shapiro, ekonomik açıdan ülke risk düzeyini belirlemek için dört temel kıstas tanımlamıştır: 1- Fiskal Risk: Devlet bütçe açıklarının GSMH'ye oranıdır 2- Kontrollü Döviz Kuru Sistemi: Sıkı kambiyo rejimlerinin varlığı ve devalüasyon tehdidi sermayenin yurtdışına kaçmasına neden olmaktadır 3- Üretken Olmayan Devlet Harcamaları: Dış borca bağımlı büyüme gösteren bir ülke tarafından alınan kredilerin çoğunlukla tüketimi sübvanse etmesi ülke riskini artırır 4- Ülke Kaynakları: Bir ülkenin doğal, finansal ve işgücü kaynaklarının yetersizliği ve/veya bunların etkin kullanılmaması ülke riskini artırır Euromoney tarafından ülke riski hesabı aşağıdaki kriterlere göre yapılmaktadır: 1- Analitik Göstergeler: Borç Servisi / İhracat, Ödemeler Dengesi / GSMH ve Dış Borç / GSMH oranları ekonomik gösterge olarak alınır 2- Kredi Göstergeleri: Ülkenin kredibilitesini belirlemek üzere ödeme kayıtları ve yeni geri ödeme planları incelenir 3- Piyasa Göstergeleri: Tahvil piyasalarında tahvil ihraç edebilme kabiliyeti, kısa vadeli finansman temin edebilme gücü ve ülkenin likidite yapısı incelenir Bunların yanı sıra, ülke riskini belirleyen çok önemli bir kriter de siyasi istikrar ve öncelikle iç ya da dış sıcak çatışma riskidir Örneğin Türkiye'deki yabancı yatırımcıların Ekim 1997 sonunda gerek hisse senedi gerekse tahvil bono piyasalarında yüklü satışlara geçmelerinin ardında, faizlerdeki yükselme ve dünya borsalarında yaşanan krizin yanı sıra, Ege ve Kıbrıs sularının ısınmasının getirdiği tedirginlik ve risk algılaması yatmaktaydı Ayrıca, siyasal değişikliklerin sık sık gündeme geldiği ve buna bağlı olarak parasal ve mali kararları veren otoritelerin değiştiği ülkelerin ülke riski, bu durumları yaşamayan ülkelere oranla çok daha yüksektir Siyasi istikrarsızlık piyasalarda şoklara, ekonomide dur-kalklara neden olur ve uzun vadeli tahminlerin yapılabilmesini engeller Her dönemde farklı 'uzun vadeli' planlar yapılır ve çoğunluğu sonuçlanamaz Bir süre sonra devlet tarafından açıklanan tedbirler ve yapısal değişikliklerin inanılırlığı yok olur Ekonomideki kısa süreli iyiye gidişler, bir süre sonra yaşanacak siyasal kriz veya değişiklik beklentisi nedeniyle kredibilite sağlamamakta ve bu güvenin yeniden sağlanması uzun bir süre alabilmektedir Benzeri bir durum Meksika'da 1994 yılı sonunda yaşanan krizde görülmüştür Tüm uluslararası sermaye piyasalarını ama özellikle Latin Amerika ülkelerini etkileyen bu kriz, ABD ve IMF'in müdahalesiyle atlatılabilmiştir Ancak krizin uzun süre devam etmesi, bu piyasalara olan güveni ciddi ölçüde sarsmıştır Nitekim bu piyasalara güvenin geri gelmesi uzun bir süre almıştır Birçok uzmana göre, gelişmekte olan ülkelerin sermaye piyasaları, riskli olmalarına rağmen, piyasaların gelişme potansiyeli ve kar-oranı gibi temel makro verilerin likle gelişmiş ülkelerdekine kıyasla de yüksek olması nedeniyle portföy yatırımcılarının gözbebeği olmaya devam edecektir Bu iyimser görüşe karşı karamsar olanların sayısı hiç de azımsanacak gibi değildir Bu görüşe sahip olanlar, risk faktörünün getiri faktörünün önüne geçtiğine ve bu piyasalara güven sağlanmadan portföy sermayelerinin buralara gelmeyeceğini düşünmektir Bu güven sağlansa bile, gelen para sıcak para niteliğinde olacağından, o an için önemli bir finansman kaynağı olmakla birlikte süreklilik göstermeyecektir ve bu nedenle de güvenilmezdir C-Mikroekonomik Risk Bu risk, özellikle hisse senedine yatırım yapan yatırımcılar için önemlidir Yatırımcı, yatırımını hangi ülkede yapacağına karar verdikten sonra hangi sektörde ve o sektörün hangi şirketine yatırım yapacağına karar vermek durumundadır Bu kararı vermek için "temel analiz" yapılmalıdır ve finansal rasyolar incelenerek, şirketin mali yükümlülüklerini karşılayabilme yeteneği, politik risklere duyarlılığı, uluslararası rekabet gücü analiz edilmelidir Firmanın bulunduğu sektörün durumu da incelenmek durumundadır Sektörün değişmesi muhtemel mevzuattan ne yönde ve ne derecede etkileneceği, dışa bağımlılığı, yönetim politikası gibi kriterler doğrultusunda mutlaka inceleme yapmak gerekir Ayrıca uluslararası fon yöneticileri "teknik analiz"lerin gösterdiği doğrultuda bazı hisse senetlerine kısa vadeli yatırımlar da yaparlar Fakat bunlar spekülatif amaçlı ve kısa vadeli plasmanlardır ve sıcak para niteliği taşırlar |
|