Afrika’Nın Sömürgeleşmesi |
08-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Afrika’Nın SömürgeleşmesiAfrika’nın sömürgeleşmesi gayet kısa bir sürede olmuştur O kadar ki, 1870′de Afrika’nın ancak onda biri sömürge iken, 1890 da sömürge olmamış kısım ancak onda bir miktarında idi Afrika’nın insanlığın bilgisine açılması devre devre olmuştur ve burada da üç devreyi tesbit etmek mümkündür Bunlardan ilk devreyi teşkil eden ilk çağlarda, Kuzey Afrika’da Mısır ve Kartaca medeniyetlerine rastlamaktayız Daha sonra bunların yerini Roma İmparatarluğu’nun dağılmasından sonra ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ortaya çıkışı ile, Kuzey Afrika Osmanlı İmparatorluğu’nun kontroluna girmiştir 8′inci, 9′uncu ve 10′uncu yüzyıllarda ise Arap Yarımadası’nın Doğu Afrika ile temasa geçtiğini görüyoruz Somali, Kenya ve Kızıldeniz kıyıları 10 yüzyıldan itibaren Arapların sömürgesi olmuştur Doğu Afrika’nın Arapların sömürgesi olması, bu bölgelerde Arap dil ve kültürünün ve aynı zamanda Müslümanlığın yayılması neticesini vermiştir Arap dil ve kültürünün bu bölgelerdeki tesiri günümüze kadar devam etmiş ve bugün dahi buralarda mahalli dillerle Arapça’nın karışmasından meydana gelen ve “Sahil Dili” manasına gelen Swahili dili konuşulmaktadır Orta Doğu’nun Arap kuşağının Osmanlı İmparatorluğu’nun kontroluna girmesinden sonra, Doğu Afrika’daki Arap kontrolü de zayıflamıştır Fakat tam bu sıralarda, Avrupalılar Afrika ile alakadar olmaya başlamışlardır 15′inci yüzyıldan itibaren Portakizliler Angola ve Mozambik kıyılarını ele geçirirken, Hollandalılar da Güney Afrika kıyılarına yerleşmeye başlamışlardır Fransızlar ise Afrika’ya, 16′ıncı yüzyıldan itibaren ve Batı Afrika kıyılarında Senegal’den itibaren Afrika’ya girmeye çalışmışlardır İngilizler ise, genellikle Gine Körfezi kıyılarına yerleşmişlerdir Denizcilikte ilerlemiş olan Avrupa ülkeleri Afrika’nın kıyılarına yerleşmekle beraber, iklim ve tabiat şartlarının güçlüğü dolayııyla, kıtanın içerlerine girmeye cesaret edememişlerdir Bu sebeple, 19′uncu yüzyılın ortalarına galinceye kadar, Afrika’nın iç kısımları ve buralardaki hayat, insanların bilgisine kapalı kalmıştır Afrika’nın insanlığın bilgisine açılmasında Nil nehri büyük rol oynamıştır Çok eski çağlardan beri Nil Nehri ve bilhassa Nil’in kaynağı insanların merakını çekmekte idi 19′uncu yüzyılda Nil’in kaynağını araştırma teşebbüsünde bulunan, İngiliz John Speak’tır 1850′de Samuel Baker’de bu nehrin kaynağını bulma teşebbüsüne girişmiş, lakin başarılı olamamıştır Nil’in kaynağını bularak insanlığın bilgisine ilk defa açan David Livingstone’dur Livingstone, 1842 yılından 1873 yılına kadar Afrika’nın içerlerinde yaptığı gezilerde Nil’in kaynağını bulmuş ve Afrika’nın bilinmeyen kısımlarını insanlığın bilgisine açmıştır Bu gezileri sırasında Kongo ve Zambezi nehirlerini de bulmuştur Levingstone öldükten sonra, Henry Morton Stanley onun gezilerini devam ettirerek, 1870-1894 yılları arasında Uganda, Kenya ve Kongo’nun iç kısımlarını gezmiştir Afrika’nın, bir bakıma “keşfedilmesi”, Avrupa devletlerinin kıyılardan içerlere hücumuna sebep olmuştur Bu, sömürgeleşmenin hızlanmasıdır Kıyıda bir yeri ele geçiren, içerlere kadar olan geniş toprakların kendisinin olduğunu ilan ediyordu Bu ise, anlaşmazlıkları arttırdı Bu sebeple Avrupa devletleri, 1885 yılında Berlin’de toplanıp “Berlin Senedi” adı ile bir belge imzaladılar Bu senet, sümürgecilikte “fiili işgal” prensibini kabul ediyordu Yani, Afrika’da bir toprağı fiilen işgal etmedikçe, orasına sahip olunamıyacaktı “Fiili İşgal” prensibi Afrika’ya hücumu daha da hızlandırdı Her devlet, diğerlerinden önce harekete geçip, daha geniş toprakları işgale çalıştı Avrupa politikasına ağırlık veren Bismarck bile bu sömürgeciliğe koşuştan geri kalmadı Doğu Afrika’da Tanganyika (bugünkü Tanzania) 1884′de Almanya tarafından işgal edilmişti Bunun arkasından Almanya Güney-Batı Alman Afrikası’nı (bugünkü Namibia) ve Gine Körfezi’nde Togo ve Kamerunu ele geçirdi İngiltere’nin Sömürgecilik Faaliyetleri Afrika’nın sömürgeleşmesinde aslan payını İngiltere almıştır İngiltere, Avrupa’da Napolyon Savaşlarını sona erdiren ve Avrupa haritasına yeni bir şekil veren 1815 Viyana Kongresi kararları ile Hollanda’nın elinden Güney Afrika’daki Cape sömürgesini almıştır Bundan sonra, 1840′larda, Güney Afrika’dan daha yukarılara çıkıp, bugün Güney Afrika Cumhuriyeti’nin sınırları içinde bulunan Oranj ve Transvaal topraklarını da Cape sömürgesine (Cape Colony) kattı Daha yukarda da belirttiğimiz gibi, İngiltere 1882 de Mısır’ı işgal etmekle Afrika’nın kuzey ucuna da yerleşmiş olmaktaydı 1885 Berlin Konferansı’ndan sonra ise; Nil Nehri’nin bütünlüğünü korumak için, Mısır’dan güneye inip Sudan’ı da ele geçirmek istedi Fakat buradaki Müslüman halkın silahlı mukavemeti ile karşılaşıp iki kere de yenilgiye uğradı Bunun üzerine Sudan meselesine bir süre ara verip, tekrar güneye döndü 1885-1895 arasında, Transvaal’dan kuzeye çıkıp Rodezya (bugünkü Zimbabwe) ile Nyasaland’ı (bugünkü Malawi) aldı ve buradan da daha yukarılara çıkarak Kenya ve Uganda’ya girdi Şimdi arada tek boşluk olarak Sudan kalmıştı Onun için 1895-96 da yaptığı silahlı mücadele ile 1896 da Sudan’ı da işgal etti Sudan’ın işgali ile İngiltere, Afrika’nın kuzeyinde İskenderiye’den güneyinde Cape Town’a kadar geniş bir şerit halinde uzayan büyük bir sömürge imparatorluğu kurmuş olmaktaydı Fransa’nın Sömürgecilik Faaliyetleri Fransa’nın Afrika’daki sömürgecilik faaliyeti, İngiltere’ninkinin aksi istikamette olmuştur Yani İngiltere, Afrika’da kuzey-güney istikametinde hareket ederken, Fransa Afrika’ya batı-doğu istikametinde girmek istemiş ve bunun için de Senegal’den hareket etmiştir Fransa’nın 1880′lerde Senegal’den hareketle batıya doğru ilerlemesi İngiltere’yi endişelendirmiştir Zira bu sırada Gine Körfezi’ne de İngiltere hakimdir ve Fransa’nın Niger Nehri istikametinde ilerlemesi dolayısıyla İngiltere, Fransa’nın Niger Nehri’ni takiben güneye Gine Körfezi’ne sarkmasından korkmuştur Fakat Fransa’nın İngiltere ile yapmış olduğu bir anlaşma ile, Niger Nehri’nden güneye inmemeyi vaad etmesi, bir çatışmayı önlemiş ve İngiltere’yi rahatlatmıştır Fransa’nın güneye inmesinin İngiltere tarafından engellenmesi, bu devleti doğu istikametinde ilerlemeye adeta mecbur bırakmış olmaktaydı Bu sebepten ilerlemesine devam ederek bugünkü Mali, Niger, Chad ve Merkezi Afrika Cumhuriyeti topraklarını ele geçirip Sudan’a girdi ve Nil’in iki büyük kolundan olan Beyaz Nil kıyılarına dayandı Tam bu sıradadır ki İngiltere de kuzeyden ve güneyden Sudan’ı işgale başlamıştır Her iki devletin kuvvetleri Beyaz Nil üzerinde Kodok’da (Fachoda) karşı karşıya geldiler Nerdeyse aralarında bir savaş çıkacaktı Çünkü İngiltere Fransa’nın Sudan’dan çıkmasında ısrar etti Fransa, İngiltere ile bir savaşı göze alamadığı için, 1898 yılında Sudan’dan çekildi ve İngiltere de Nil’in bütünlüğünü kendi eline geçirmeye muvaffak oldu İngiltere ile Fransa Madagaskar üzerinde de çatıştılar Fakat Sudan, İngiltere için daha mühim olduğundan, Madagaskar’ı Fransa’ya bıraktı ve oradan çekildi |
|