Devr-İ Aşk.. |
08-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Devr-İ Aşk..Devr-i Aşk DEVR-İ AŞK Evren bilinçte mevcuttur “Ben gizli bir hazine idim bilinmek istedim” Bilinmeyi arzu etmeden önce bir hazine olduğunu bilen O’dur Ve Evrenleri yaratır… O; yok, vardır Var, yoktur O; Hiç, heptir Hep, hiçtir Birliktedir İkisini Bir Eden’dir Birlikte ikisinde de Olabilendir İkisinde nasıl birlikte olabildiği, tanımlanamaz Ol’Andır Ve ne ise O, O An’da Olmakta Ol’Andır Ve kendi halini kendisi bilebilendir O; yaradılışla birlikte görünüşe çıkan ve yokluğundan var Ol’Andır Varlıktır Varlık oluş, O’nun kendini bilme eylemidir Bilinçtir Bilinçliliktir Varlık; varoluşa saçılan, parçalarına ayrılmadan önceki ilk bilinçtir Ve hepsi olarak da tüm bilinçtir Var Ol’mayı arzulayan Bilinçtir Saf bilinçtir Ben Ben’imdir Ve bu nedenle Varlık saftır Saf Bilinçtir Ve görünüşe çıkışta kendinden değerlidir Varlık boyutları; tıpkı Tanrı’nın Bahçesindeki, bin bir çiçekler ve ağaçlar gibi, farklı ve çok boyutludur Hepsinin de toprağı saf bilinçtir Saf Bilinç; tüm boyutların toprağı olması nedeniyle aynı zamanda varoluş ağacının, potansiyeller alanıdır Varlık oluşumundan toplanan ve derlenen bilgilerin biriktiği, bir sonraki varoluşa kadar saklanacağı işleneceği ve tekrar evrenlere saçılacağı yer saf bilinç toprağıdır Bilinç olmadan varlık olamaz, varlık olmadan da bilinç olamaz Evrendeki her şeyin kendisinde, tezahür edişine uygun bir bilinci vardır Çünkü görünüşe çıkmıştır Görünüşe çıkış; Bilinçtir Varlık; saf bilinçle, ne ise O, O Ol’duğunu Bilen’dir Bilmiş Ol’Andır Ben’im; -Kendisi- Ol’muş Ol’Anın bilebildiği; HERŞEY OL’AN’dır O’nun; “Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim” Arzusundan sonra varoluşa çıkan Bilinen -Kendisidir- BEN BEN’İMdir Ben Ben’im de bir deneyimdir Varlığın kendi, Aşk Ol’duğu asalını deneyimlediği ve tüm varlığını kucakladığı, deneyimidir Her şey bir anda tümel olarak görülür, ve bağışlanır O’na ve O Ol’An her şeye hayranlık, sonsuz kabul, sonsuz şükür sonsuz şefkat ile varoluşun -Tanımlanamaz Ol’Anı, eğer ki söze dökmek gerekiyorsa, tek kelimeyle AŞK’tır Muhteşemdir Saf ve gerçek haliyle ilk defa Ben Ben’imde AŞK hissedilir ve yaşanır Yaşanan ne sonsuzluktur ne de son Ne yokluktur ne varlık Asla tanımlanamaz Sanki şimdiye kadar tanımlananlarda, tanımsızı, hatırlamak için gevezece sayıklamalarımızdan ibarettir Ve pekaladır O tanımsızdır Zamansızdır Mekansızdır Aşk’tır Sevgi’dir Yine söze dökmek ve hep Ol’duğumuz yere; Ben Ben’ime gelebilmek için; aslında; saf bilincin toprağından baktığımızda; sonsuzluk ve sınırsızlık diye bir kavram ve tanım da yoktur Sonsuzluk, çoklu bakışın (zihin – ego), Baki Ol’Anı tanımlama uğraşından başka bir şey değildir Sonuçta; Sonsuzluğu tanımlayarak tanıma getiren zihindir Sonlu olan ve sınırları olan zihnimiz, -tanımsızı- sonsuzluk olarak tanımlayarak anlamaya çalışır Sonsuzluk ve sınırsızlık ikisi de dualite olgusunun içinde zihnin yarattığı tıpkı; zaman ve mekan gibi varlık boyutlarının kutuplarını oluşturmaktadır İllaki anlamak istiyorsak; Sonsuz Şimdi; evrimimizde ve tekamülümüzde, bizlerin anlayışını çok boyutluluğa hazırlayan ve süreçlerimizi daha çok kolaylaştıran kavramdır Sonsuz Şimdide; An’lar, mevcudiyeti ifade eder An, zaman değildir An; ne geçmiştir ne de gelecektir An; basitçe O An’da ne deneyimleniyorsa hepsidir An; ne oluyorsa ne varsa ne ise basitçe O’dur Ve kendimizdir An’da her şey yiter Yitirilir Geçmiş ve gelecek yitirilir Zaten hiç olmamışlardır Yitmiyorsa ne An Ol’unabilir ne de -eylemin- kendisi olunabilir An’da; ne ise O Ol’An, Ol’maktadır An; Bir yere ulaşmakla bir yere varmakla veya bir şey olmakla ilgili değildir, sadece -kendisi- Olmakla ilgilidir Ve kendisi Ben Ben’im Ol’An, AŞK’tır Nihayet sonsuz zamanlardan sonra, Devr¬-i Aşk’tayız 2012 başlangıçtır Bundan sonra –Devir-, kalbin devri, son söz kalbin sözüdür Devir, kendiliğine, insana, varlığına ve Ol’uşa, hasbihalde Aşk Devridir Aşk; saf bilinçlerin Altın terazisinde tartılabilir… Ve sadece Aşk Ol’An İnsan, Aşk’ı yaşayabilir ve Aşk’ın Hak’ını, Hak edene verebilir Ne Mutlu Bize! Nilgün Nart |
|