Aşk Ve Sevgi Üzerine |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşk Ve Sevgi ÜzerineAşk, görme engelli bir coşku, görmezlikten kaynaklanan bir bağdır Sevgi, bilinçlice bir bağ; apaçık bir durugörüdür Aşk genellikle içgüdüden su içer, içgüdüden kaynaklanmayan başka bütün olgular değersizdir Oysa sevgi ruhun içinden doğar, bir ruhun yükselebileceği bütün yerlere, sevgi de onunla birlikte doruğa tırmanır Aşk, gönüllerin genelinde benzer biçimler ve renklerde gözlenmekte olup, ortak nitelik, durum ve görünümler taşır Oysa sevgi her ruhta kendine özgü bir albeni taşır Ruhun kendisinden rengini alır Ruhlar da içgüdülerin tersine kendilerine özgü ayrı ayrı renk, tırmanış, boyut, tat ve kokular taşıdığından; ruhların sayısınca sevgiler olduğu söylenebilir Aşk, kimlikle ilişkisiz değildir Dönemlerin ve yılların ilerleyişinden etkilenir Oysa sevgi; yaş, zaman ve kişiliğin ötesinde yaşar Onun yüksek yuvasına günün, çağın eli yetişmez Aşk, her renkte, her düzeyde, somut güzellikle bağlantılıdır Schopenhauer'ın deyişiyle: "Sevgilinizin yaşına bir yirmi yıl daha ekleyin de onun duygularınızda bıraktığı doğrudan etkileri gözlemleyin" Oysa sevgi, ruhun içine öyle bir dalgınlıkla dalar; ruhun güzelliklerine öyle tutulup kendinden geçer; somut güzellikleri bambaşka bir biçimde görür Aşk; tufan, dalga, coşku niteliklidir Oysa sevgi durgun, dayanıklı, ağırbaşlı, arılıkla dolup taşar bir durumdadır Aşk, uzaklık ve yakınlığa göre değişir Uzaklık uzun sürecek olursa azalır İlişki sürecek olursa değerini yitirir ancak korku, umut, sarsıntı ve acı çekmenin yanı sıra "görüşüm-uzaklaşım"la diri, güçlü olarak kalabilir Oysa sevgi bu durumları bilmez Dünyası başka bir dünyadır Aşk, bir yönlü bir coşkudur Sevgilinin kim olduğunu düşünmez "Öznel bir özcoşu"dur İşte bu yüzden hep yanlışlık yapar Seçimle hızla sürçer Ya da hep bir yönlü kalır Yine de yer yer benzeşmeyen iki yabancının arasında bir aşk kıvılcımlanır, olay karanlıklar içinde geçip birbirlerini görmedikleri için ancak bu yıldırımın düşüşünden sonra onun ışığında birbirlerini görebilirler Oysa sevgi aydınlıkta kök salar Işığın gölgesinde yeşerir; büyür İşte bu yüzden hep tanışıklıktan sonra ortaya çıkar Gerçekte başlangıçta, iki ruh birbirinin yüzünde tanıma çizgilerini okur "Biz" oluşları ise "tanışım"dan sonra olur, iki ruh, iki kişi değil daha sonraları; birbirlerinin söz, davranış ve konuşma biçiminden yakınlığın tadını, yakınlığın kokusunu, yakınlığın sıcaklığını duyumsarlar İşte bu konaktan sonra birden, iki yoldaş kendiliklerinden sevginin uçsuz bucaksız çölüne ulaştıklarını, sevginin karartısız açık göğünün başlarının üzerinde sere serpe serilmiş olduğunu, "inanış"ın aydın, arı içtenlikli ufuklarının kendilerine açıldığını, tatlı okşayıcı bir esintinin hep başka göklerin, başka ülkelerin yepyeni esinlerinin iletileri ve başka bahçelerin güzel, gizemli çiçeklerinin kokularının birlikteliğinde oyuncu, tatlı, şen bir sevgi ve albeniyle kendisini hep bu ikisinin yüzüne, başına vurduğunu Kendi gözleriyle görürler Aşk, çılgınlıktır çılgınlık ise "anlayış" ile "düşünüş"ün bozulmuşluk ve yıpranmışlığından başka bir şey değildir Oysa sevgi tırmanışının doruğunda, beyin ötesini aşar, anlamayı ve düşünmeyi de yerden çekip, doğuşun yüksek doruğuna götürür Aşk, sevgilide içinin çektiği güzellikleri yaratır oysa sevgi, içinin çektiği güzellikleri sevgilide görür, bulur Aşk, büyük güçlü bir kandırmacadır Oysa sevgi; sonsuz, salt, dosdoğru, içten bir doğruluktur Aşk, denizin içinde boğulmaktır Oysa sevgi, denizin içinde yüzmektir Aşk, görme duyumunu alır, oysa sevgi, verir Aşk, kabadır, şiddetlidir Bununla birlikte dayanıksız, güvensizdir Oysa sevgi, tatlıdır, yumuşaktır Bunun yanı sıra dayanıklı, güven içindedir Aşk hep kuşkuyla bulunur Oysa sevgi, baştan başa kesin inançlıdır Kuşkuya yer vermez Aşktan içtikçe kanarız, sevgiden içtikçe susarız Aşk korundukça eskir Oysa sevgi yenilenir Aşk, sevenin içinde varolan bir güçtür Kendisini sevgiliye çeker Oysa sevgi sevilende varolan bir albenidir Seveni sevilene götürür Aşk, sevgiliye egemenliktir Oysa sevgi, sevilende yok olma susuzluğudur Aşk, onun baskısı altında kalabilmek için sevgiliyi belirsiz, kimliksiz olarak ister Aşk, kişinin bencilliği ile alım-satımsal, hayvansal ruhun bir çekiciliğidir Kendisi kendi kötülüğünün bilincinde olduğu için de onu bir başkasında görünce ondan nefret eder, ona kin besler Oysa sevgi, sevileni sevgili, değerli olarak ister Bütün gönüllerin de kendisinin sevdiği için beslediğini, beslemelerini diler Sevgi, kişinin Tanrısal ruhu ve Ahurasal doğasının bir çekiciliğidir Kendisi kendi doğaötesi kutsallığını görebildiği için onu bir başkasında görünce onu da sever Kendisine tanış, yakın bulur Aşkta, rakip sevilmez Oysa sevgide, "Köyünün tutkunlarını kendi özleri gibi severler" Kıskançlık aşkın özelliğidir Aşk, sevgiliyi kendi lokması olarak görür Bir başkası onun elinden kapmasın diye hep acılar içinde kıvranır durur Kapması durumunda ise ikisine de düşmanlık beslemeye başlar Sevgiliden nefret edilir Sevgi ise inançtır İnanç ise salt bir ruhtur Sınırsız bir sonsuzluktur Bu gezegenin türlerinden değildir Aşk, doğanın kementidir Doğadan almış olduklarını kendi elleriyle geri verip; ölümün aldıklarını aşkın oyunlarıyla ellerinden bıraksınlar diye başkaldıranları yakalar Oysa sevgi, kişinin doğanın gözlerinden uzak, kendi yarattığı, kendi ulaştığı, kendi "seçtiği", bir aştır Aşk, içgüdünün tuzağında tutsak olmaktır Oysa sevgi, isteklerin baskısından kurtulmaktır Aşk, bedenin görevlisidir Oysa sevgi, ruhun elçisidir Aşk, kişinin yaşama dalıp güncel yaşamla oyalanmasına yönelik büyük, aşırı bir"bilinçsizlendirim"dir Oysa sevgi, yabancılıktan dolayı yabansıllıktan doğma, kişinin bu pis, gereksiz yabancı pazar içerisindeki, korkunç (!) özbilincidir Aşk, tat aramaktır Oysa sevgi, sığınak aramaktır Aşk, aç bir düşkünün yemek yiyişidir Oysa sevgi, "yabancı bir ülkede dildaş bulmak"tır Aşkın yer değiştirdiği olur Soğuduğu olur Yaktığı olur Oysa sevgi; yerinden, sevdiğinin yanından kalkmaz Soğumaz, kızgın değil; yakmaz, yakıcı değil Aşk, kendinden yanadır Bencildir, kendisi için ister Kıskançtır Sevgiliye tapar, onu kendi için över Oysa sevgi, sevilenden yanadır, sevilencildir Sevgili için ister Kendini sevdiği kişi için ister Onu onun için sever Kendisi ortada değildir |
|