Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aklı or ğı, hızırın, musanın, saklı, sırrında

Hızır'ın Sırrında Saklı Musa'nın Aklı/Ğı

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hızır'ın Sırrında Saklı Musa'nın Aklı/Ğı




"Bir zaman, bir asker, meydan-ı harb ve imtihanda, kâr ve zarar deveranında pek müthiş bir vaziyete düşer Şöyle ki; sağ ve sol iki tarafından dehşetli, derin iki yara ile yaralı, ve arkasında cesîm bir arslan, ona saldırmak için bekliyor gibi duruyor


Ve gözü önünde bir darağacı dikilmiş, bütün sevdiklerini asıp mahvediyor, onu da bekliyor Hem bu haliyle beraber uzun bir yolculuğu var

Seni bugünden yarına taşıyan varlık geminde hiç yara olsun istemezdin Teninde ne bir çizik olmalıydı ne bir sancı dokunmalıydı kalbine Sürgünsün ömrünün darlığına Sevdaların başını sokamıyor dünyanın kuytusuna Bir tutam hırçın kırmızısın ağarmayan karanın bahtında Nefesine dolanmış arsız çığlıklar Sesini eşkıyalar yağmalamış; suskunun uçurumunda her hece tutunacağın son dal Sağır gecelerin ayazında kavrulmuş iç huzurunun nazlı tohumları Eksilmişsin Dünyanın ölümcül dalgalarında salınıp duran huzurun iki yanından delinmiş Suçsuz yere irtifasından edilmiş umutların Durduk yerde kalbin güvertesinde büyüttüğün neşveler hüznün sularına batmış Acizsin; başına geleceklere karşı dayanağın yok Yoksulsun; elinde tuttuklarını tutmaya mecalin yok; elinden tutanları saklayacak sığınağın yok

o biçare asker sensin O iki yara ise birisi müz’iç ve hadsiz bir acz-i beşerî, diğeri elîm, nihayetsiz bir fakr-ı insanîdir

Mûsa’nın[as] hayreti gırtlağında düğüm düğüm büyüyor: “Halkını boğmak için mi deldin gemiyi?”

* * *

Karşı kıyıya geçmeden tükeniyor varlığın Nefesin ecele yazılı Derin bir mezar kazıyor zaman hatıranın üstüne Taşa çiziliyor her akşam hüsrânının resmi Göz bebeğinde büyüttüğün hâreler sönmeye hazırlanıyor Ayaklarının altından giderek çekiliyor kumlar; seni süzüyor boğumunda dar vakitler Ölüme b/akıyor göz bebeklerin Ol hikâyenin kahramanısın ki arttıkça yitiyorsun şafağın koynunda Ak örtülere sarıyor seni saatler Her gece seni sessizliğe kefenliyor Gövden d/iri bir tabut gibi her daim toprağa, toprağa indiriliyor Ensende nefesini tüketmeye kurulu o sıcak nefesi hiç eksiltemiyorsun Akrep yelkovanla nöbetleştikçe bin akrep ısırığı yiyor ömrünü Yırtıcı bir arslanın önü sıra nefes nefese koşar gibisin
o arslan ise eceldir

Mûsa’nın[as] isyanı sarıyor nefesini: “Tertemiz bir canı katlettin ha!”

* * *

Hazların köşeye sıkışıyor Lezzetlerin zevâlin uçurumuna düşüyor Ayağının altında uçurumlar büyüyor Yürüdüğün yerler kuyular açıyor kalbine Yusufleyin gömleğin kanlanıyor; zaman bezirgânının elinde ucuza satılıyorsun Ederini kimseler bilmiyor Hiç sebepsiz, hiç zamansız bir ölüm gözlüyor yolunu Seni ve sevdiklerini, seni ve sevdalarını darağacının gölgesine yanaştırıyor her an Sen kaçtıkça, şah damarına daha sıkı sarılıyor vaktin urganı Çırpınışın daha bir canlı kılıyor can hışırtısını Can pareleniyor: tuğlaları düşüyor ömrünün Keyfini çevreleyen duvarlar yıkılıyor Hayal kulelerin yıkılıyor hüzünlerin vuruşuyla Yıkılmak üzere olan bir duvarın önüne sürükleniyorsun Gövdenin dem-be-dem toprağa yıkılıyor Gözünün karanlığa akışını görüyorsun Kemiklerinin toz olmuş haline şaşıyorsun

o darağacı ise ölüm ve zeval ve firaktır ki, gece gündüzün dönmesinde her dost veda eder, kaybolur

Mûsa’nın[as] şaşkınlığı çarpıyor yüzüne Yıkık duvarın onarılmasına şaşırması gibi, kurumuş kemiklerinin yeniden hayat bulmasına aklın ermiyor: “Nasıl yaparsın bunu?”
* * *

Said Nursî’nin Yedinci Söz’ü her anına Hızır ile Mûsa kıssasının sancısını taşıyor aslında İlk olarak, fark ediyorsun ki, Rahîm olan Rabbin bir Hızır dokunuşuyla varlık gemini acz ve fakr ile yaralamış O yaraların sancısıyla O’nun rahmetine koşuyorsun İkinci olarak, anlıyorsun ki, Hakîm olan Rabbin ecelini ardın sıra koşturarak, Hızır’ın dokunduğu çocuk gibi canını katle yazmış Ecelin telaşıyla, yolcu kalmaya değil, gitmeye ayarlı olduğunu anlıyorsun Şu dünyada bir ağaç altında gölgelenir gibi gölgelenen o kutlu yolcunun hâlini kuşanıyorsun Son olarak, görüyorsun ki, Kadîr olan Sahibin ölümü ve ölümün beslediği ayrılıkları yıkık duvar gibi her daim gözünün önünde tutuyor Hızır suskunluğu ile, kabrinin yıkık taşları altında, ömrünün dağınık yaprakları arasında senin için sonsuzluk sırrını saklıyor

Senai Demirci



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.