Günahi Çok Olanin Hayirli Ameli Daha Çok Olmalidir |
08-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Günahi Çok Olanin Hayirli Ameli Daha Çok OlmalidirGünahı çok olanın hayırlı ameli daha çok olmalıdır İnsan maruz kaldığı günahlarından dolayı ezilip üzülmeli, hatta yakıcı vicdan azabı duymalıdır Bu türlü üzülmeler, vicdan azabı duymalar hem bir nevi tevbe, istiğfar manasına gelir, hem de imanın işaretinden kabul edilir Zira günahından dolayı üzülüp, vicdan azabı çekmenin müminliğin alameti olduğunu Peygamberimiz (sas) veciz sözleriyle haber vermiştir Hadis şöyledir: Mümin günahını başına yıkılacak dağ gibi görür, korku ve vicdan azabı hisseder Münkir ise burnu ucuna konmuş sinek gibi basite alır, mühimsemezlikle karşılar Demek günahlarından dolayı korku, üzüntü, gönül yakıcı sızı hissetmek müminliğin işaretinden başkası değildir Ne var ki, müminin böylesine vicdan azabı duymaya başladığı sırada şeytan yine yakasını bırakmıyor, bu defa da ona bakın neleri telkin edip nasıl düşündürüyor bir nazar edin Ben günahkârın tekiyim Böylesine temiz insanların arasında bulunmak bana layık değildir Ayrılayım bu temiz insanların arasından Çekip gideyim kendim gibi kirli insanların içine! Gördünüz mü şeytanın yeni tuzağını? Halbuki bu genç böyle düşünmemeli de, demeliydi ki: Ben günahı çok bir insanım Öyle ise daha çok hizmette bulunmalı, hizmetle çok sevap kazanmalı, bunca günahımı ancak böyle çok hizmetlerle affettirmeye çalışmalıyım Evet, gerçek düşünce bu iken şeytan bu hassas gence hizmetten uzaklaşmayı telkin ediyor, böylece kambur üstüne kambur yüklenmeyi düşündürmüş oluyor Zannederim şeytanın bu telkinine kanan başka masum ve hassas gençler de vardır Görünüşte sanki güzel bir hassasiyet gibi gelse de gerçekte tam bir şeytanî tuzaktır bu Bu meselenin tarihî cevabını, bir kısım sahabeleri dahi şehit etme günahını irtikap etmiş olan Hz İkrime vermiştir İslam'a karşı savaş verip birçok günahları irtikap ederek ancak Mekke'nin fethinden sonra İslam'la şereflenmiş olan İkrime, bundan sonra cepheden cepheye koşmuş, savaşlarda hem de en önde çarpışmaya başlamıştır Hatta bir defasında kumandanı onu ikaz etmiş: Ey İkrime, kendini en öne çıkarıp da düşman oklarına hedef etme, sen de herkes gibi geride saf nizamında dur! İkrime'nin buna bir cevabı vardır ki tam konumuzun çözümünü teşkil etmektedir Diyor ki: Ben herkes gibi değilim Öyle ise herkes gibi geride saf içinde kalamam Benim günahım herkesten çoktur Öyle ise hizmetim, fedakârlığım da herkesten çok olmalı, böylece bunca günahları böylesine farklı fedakârlıklarla affettirmeliyim Gerçek düşünce böyle olur Günahı çok olanın hizmeti de çok olması lazım gelir, yoksa hizmetten uzaklaşarak daha çok günaha maruz kalmakla değildir Zaten bir düşüncenin Rahmanî mi yoksa şeytanî mi olduğu götürdüğü sonuçtan belli olur Hizmete götürüyorsa Rahmanî olur, hizmetten uzaklaştırıyorsa şeytanî olduğu anlaşılır Ben günahkâr bir adamım, temiz insanların içinde bulunmamalı, hizmetten uzaklaşmalıyım, düşüncesinin şeytanî olduğu da böylece kendiliğinden meydana çıkmış olur Ahmed ŞAHİN |
|