Herkesin Bir “Leyla’Sı” Var Ama Başka Başka |
08-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Herkesin Bir “Leyla’Sı” Var Ama Başka BaşkaOkçu engellemelerin Müslümanların direncini arttırması gerektiğini hatırlatıyor ve şu örneği veriyor: “Aziz Nesin’e Bu Nurcular çok çalışıyorlar önlerine geçmek için ne yapmak lazım?” diye sormuşlar Nesin de; “Onları zengin edin zengin Çünkü o zaman davaları biter” şeklinde cevap vermiş Hakikaten öyle zengin adamın dava adamı olması çok zor Günümüz Müslümanları zengin oldular Ama davayı da bir ölçüde bıraktılar “Aman hapse girerim Malımdan mülkümden olurum” diye korkmaya başladılar “Ben İslâm için varım İslâmiyet yoksa ben de yokum” diyebilecek adam lazım Aslı olacak ki Ferhat yansın Bizim ‘Aslı’mız ya da ‘Leyla’mız İslâmiyettir O olmadıktan sonra yaşamışsın, yaşamamışsın ne önemi var? Böyle Mecnun gezenin elbet bir Leyla’sı var Leyla’sı İslâm olan büyük insanlar yaşadı Türkiye’de Herkesin bir Leyla’sı var ama başka başka Felaket orada Geçenlerden biri gelmiş bana “Aşk hakkında birkaç söz söyler misiniz?” diyor “Allah’ı sevmek, Allah’ın sevdiklerini sevmek ve Allah’ı sevenleri sevmek aşktır” dedim Bana: “Peki bir hanımı sevmek nedir?” diye soruyor İsyan ettim “Hekimoğlu İsmail günümüz Türkiyesi’nde şimdiki şartları altında yeniden Minyeli Abdullah’ı yazabilir mi?” sorumuza “Bir daha yazamam O günün şartları altında yazıldı ve bitti Hekimoğlu İsmail’in hayatı Minyeli’nin yanında solda sıfır kalır ‘Yeryüzünde yalnız benim serseri/Yeryüzünde yalnız ben derbederim/Bu dünyada varsa herkesin bir yeri/Ben de bu dünya benimdir derim’ diyor büyük şair Necip Fazıl Yeniden halkın üzerinde tesir edecek kitap yazabilmek için büyük şair gibi yanmak lazım Bir gün bir yerde oturuyor Gençler ‘İyice uyuşuklaştık Üstadım neden bir şeyler yapamıyoruz?’ diye soruyorlar Üstad ‘Yıkılası hanede evlad-ı yal var’ diyor Evdir, barktır, çoluktur çocuktur, mevkidir, makamdır bittik tükendik Davamızı unuttuk Emekli askerliğin yanı sıra kitapları çok satan Ömer Okçu, dünya malına hiçbir zaman tamah etmemiş Çok sıradan bir evi ve arabası bulunuyor Cerrahpaşa’daki evinde ise hiçbir lüks eşyası yok Neden zengin bir insan gibi yaşamadığını soruduğumuzda şu cevabı veriyor: ‘1962 yılında Ümraniye’de oturuyorum Karar çıkmış evimi arayacaklar Osman da sünnet olacak Tam onun düğününde evimi arayacaklar Beni ise kesinlikle tevkif edecekler bunu çok iyi biliyorum Bir savcı, yüzbaşı ve birkaç er evime geliyorlar Hanım evi aranmasını istememiş Savcı istesen de, istemesen de evini arayacağız deyince hanım kenara çıkmış Savcı arama yapmak için yola çıkarken, ‘Bir yazarın evine gidiyorum Mobilyalar, koltuklar, kristallar, radyolar, televizyonlar, çamaşır ve bulaşık makinelerinin olması lazım’ diye düşünmüş Tabi o arada Türkiye’nin en büyük gazetelerinde dergilerinde yazdığım için adamın kafasında muhteşem bir ev var Bir içeri giriyor ve şok oluyor Birkaç kırık sandalye ve bir halı Büfe, çamaşır makinesi, televizyon, radyo yok Tam takır bir ev Savcı ve yüzbaşı dönmüş eşime ‘Sizin misafir odanız hangisi’ diye sormuşlar O da ‘işte burası’ diye cevap verince Savcı, ‘Benim aramam bitti Buyurun siz arayın!’ demiş Bunun üzerine askerlerde aramaktan vazgeçip çıkmış gitmişler Raporlarında ise ‘Suç unsuruna rastlanılmadı’ diye yazmışlar oysa Risale-i Nurlar meydandaydı Kaldı ki o zamanlar Risale-i Nurlar tevkif edilmeye yeterdi Kendime pay çıkarmak için söylemiyorum Dava adamı mala mülke tamah etmez Üstadımız bizim gibi aç, susuz ve evsiz barksızdı Hasırın üstünde yatıyor ve davasının çilesini çekiyordu Biz neden onun gibi olmayalım düşüncesine sahiptik” Ömer Okçu’nun başka özellikleri de var Toplumun tüm kesimleri onu gerçek ismiyle değil Hekimoğlu İsmail müstearıyla tanıyor Minyeli Abdullah romanı başta olmak üzere “Müslüman ve Para”, “Maznun”, “Derdimi Seviyorum(5 çilt)”, “Menan Cinleri” gibi 30’u aşkın eserinde hep Hekimoğlu İsmail’in imzası bulunuyor HEKİMOĞLU İSMAİL |
|