İnsan Mizacındaki Problemli Huylar - 4 |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsan Mizacındaki Problemli Huylar - 4Değişken yapıdaki insanlar Çoğunlukla hayatta çok fazla idealleri olmayan, adeta bir nehirde akıntıya göre sürüklenen çöp misali gibidirler Onlar için kendilerine sunulan bir düşünce ya da eylemin doğru olup olmadığından çok, sunanın gücü ve ikna yöntemidir etkili olan Eğer kendisini ”güç” anlamında etkileyen bir ortam ya da düşünce varsa hemen kendini onun içinde bulacaktır Ancak daha ileriki zamanlarda daha güçlü ve ikna edici bir ortamla karşılaşırsa, hemen kendisini oraya yakın hissedecektir Aslında bu biraz bizim de içinde bulunduğumuz toplumun psikososyal yapısını da yansıtmaktadır Çünkü "öz kişiliğini" henüz tamamlamamış insanlarda ve toplumlarda, anlamsız bir şekilde gücün etkisinde kalma ve onun suyuna gitme psikolojisi oldukça yoğun olarak gözlemlenmektedir Değişken yapıdaki insanlarda, yukarıda ifade etmeye çalıştığımız gibi "öz güven" oturmamışlığı, idealsizlik, şahsiyet eksiklikleri oldukça fazla olarak vardır Kendine güvenmeyen/inanmayan insanlar ve de sonuçta toplumlar, kendisine güvendikleri/inandıkları, ama yanlışlığını ve doğruluğunu hiçbir zaman sorgulamadıkları "gücün" peşinde giderler İşte bunun farkına varan "güç"te bu yapıdaki insanları istediği gibi değiştirirler Bu tür insanların en büyük zarar gördükleri yer burasıdır Bu halin çözümü ise kişide, kişilik ve şahsiyet gelişiminin bir an evvel sağlanmış olması ve hayata ait hedeflerini önüne koymuş olması gerekmektedir Amaçsız olmak araç olmaktır çünkü Fazla konuşan insanlar Konuşmak, insan aklının ve zekasının bir sonucudur İnsanın konuşması, ihtiyaca ve olgunlaşmış düşüncelere göre olmalıdır Ancak fazla konuşmak ise, kişinin her aklına geldiğini tutmadan, filtre etmeden olduğu gibi bırakmasıdır Bu da hem konuşanda hemde dinleyende "zihin kirliliğine" yol açacaktır Fazla konuşan insanlar çoğunlukla sabırsız, biraz aceleci ve tahammülsüz ve tatminsiz insanlardır Konuşmadıklarında, bir konuda fikir ileri sürmediklerinde o konunun çok eksik olacağına inanırlar Bu anlamda biraz bencil insanlar olduklarını da söyleyebiliriz Ayrıca hakimiyete ve olayları yönlendirmeye meyyal insanlardır Hiçbir toplulukta kimsenin kendi önüne geçmesine tahammül edemezler Çok şey söylemelerine, çok konuşuyor olmalarına karşın söylediklerinde "düşünsel bir derinlik" olmayan insanlardır Susmayı eksiklik olarak algılarlar Eleştirmeyi ve süreki değerlendirme yapmayı severler Dinlemenin ve düşünmenin ne kadar değerli olduğunu, sürekli konuştukları için bilemezler Başka insanlara da pek fazla söz hakkı tanımadıkları için, çok fazla sevildikleri söylenemez Tüm bunlara karşı hayat dolu ve neşeli insanlardır Konuşmanın zekayla ilintisi olduğu için, bir çok konuşkan insanın temelde biraz zeki oldukları da söylenebilir Ancak çoğu kez bunun farkına varamazlar Akılları ve zekaları sürekli birşeyler ürettikleri için, bunları etrafındakilerle paylaşmaz iseler rahat edemiyeceklerine inanırlar Anlatılacak çok şeyleri vardır her zaman Duygusal yönleri elişkendir Eleştiriye pek gelemezler Hareketli ve heyecanlı kimselerdir Bazı konuşkan insanların öfkeli ve sert mizaçlı olanları da vardır Polemik yapmaya oldukça düşkündürler Kendileriyle tartışmaya girilmeyecek insanların başında yer alırlar Bu tür insanlar, dinlemenin ve düşünmenin önemini anlamaları gerekir Bunun için yapmaları gereken şey "susmaktır": çok dinleyen çok anlar, çok konuşan çok anlayamaz Umursamaz-tasasız insanlar Umursamazlık, önemsememekten ileri gelir Bir şeyin değerli ve önemli olduğuna inanmayan ona karşı tasasız olacaktır Umursamazlık insan mizacındaki problemlerde en zararlı olanlarından biridir Çünkü böyle insanlar, yaptıkları hiçbir şeye, bulundukları hiçbir ortama kendilerini veremezler Hayatın insanlar tarafından fazla abartıldığına inanırlar Hiçbir şeyi yeterince önemli görmezler Bir konuyu dert edinme, ona eğilmek onlar için olacak şey değildir Hayata hep olumlu tarafından bakarlar Bir problemi ya da kötülüğü kolay kolay göremezler Hz peygamberin "yaptığınız işin hakkını verin" hadisi onlar için değildir Randevularına hiçbir zaman vaktinde gitmezler Bu ve benzeri konulardaki eleştirilere pek aldırış etmezler Temizlik ve titizlik konularında çok rahat insanlardır Disiplini ve çalışmayı sevmezler İleriye dönük plan ve program yapmadıkları için biraz dağınık yaşarlar Tüm konulara karşı çoğunlukla rahat davranırlar Hemen hiçbir konuda kızmaz ya da alınmazlar Bir çoğu aslında biraz tembel insanlardır Bu tür insanlar çoğu kez biraz hayalci olurlar Kendilerine ait geliştirdikleri bir dünyaları vardır ve oradan pek çıkmak istemezler Karşılaştıkları her konuya aşırı iyimser bir gözle bakarlar Problemli karakterler içerisinde değişmeye kulak asmayan tiplerin başında yer alırlar Bu insanların hatırlaması gereken en etkili söz Hz Peygamberin "iki günü birbirine eşit olan ziyandadır" sözü ve buna paralel Allah'ın Kur'anda ki birçok ayeti olmalıdır Aceleci insanlar Bu insanlara çok telaşlı insanlarda diyebiliriz Bulunduğu hiçbir ortamda kesinlikle rahat ve sakin olamazlar Her zaman biryerlerde birşeylerin yetiştirmesi gerekiyordur o insanlar için Karşılaştıkları her işi apar topar yapma isteği olan, biraz sabırsız aynı zamanda duygusal insanlardır Hiçbir zorluğa uzun süre katlanmak istemezler Dolayısıyla karşılaştıkları zorlukları hemen halledemediklerinde ise üzüntüye ve sıkıntıya kapılabilirler Halbuki Kur'an'da Allah insanın aceleciliğini kınamıştır Çünki acelecilik şeytanın bir kışkırtmasıdır İnsan aceleci davrandığında sabırlı ve dengeli olamayacaktır Aceleci insanların bilinç altlarında biraz kötümserlik ve olumsuzluk duyguları vardır Acele davranamadıklarında işlerin hiç hallolmayacağını zannederler İşte bu onların en büyük yanılgısıdır Bu insanlar şunu kendilerine çok iyi bir şekilde anlatmaları gerekirki: "Ben birşeyi acele bir şekilde yapmadığımda o iş gerçekleşmeyecek değildir" Hem insan sağlıklı bir şekilde düşündüğünde "acele yapılan iş eksik yapılan iştir" çünkü bir insan birşeyi acele yaptığında o işin hakkını veremiyor demektir Bu da bir yerde o işten çalmak, yani ona yapılmış bir çeşit zulüm olacaktır Aceleci insanlar, kendilerini düzeltmeye başladıklarında, daha önceden yapageldikleri işleri kendilerine göre çok ağır bir hızla yapmaları gerekir Aslında bu, o kişinin o işi normal standartlarda yapması anlamına gelecektir Bu terbiye süreci o kişide devam ettikçe bu hal onda bir süre sonra normal seviyeye inecektir Sonuç olarak kişi bu olumsuz halden kurtulacaktır Ancak bu düzelme devam ettikçe, yapıdaki acelecilik tamamen kurutulmadığı için, filizlenme şeklinde tekrar kendini gözterebilecektir Kişi tam burada vazgeçmez, istikrarlı olarak devam ederse, bir süre sonra bu halin kendisinden kalktığını görecektir Abdülhamit Kahraman |
|