Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adamdır, gerçek, güvenilir, müslüman

Gerçek Müslüman Güvenilir Adamdır

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gerçek Müslüman Güvenilir Adamdır




GERÇEK MÜSLÜMAN GÜVENİLİR ADAMDIR/ÇÖZÜM ‘EL-EMİN’İN ÜMMETİ OLMAKTA




“Müslümanlık Galiba Göklerde”



Günümüz Müslümanı’nın en mühim ve derin derdi, güvenilmezliktir Oysa ki, Müslüman güvenilirdi ve güvenirdi Bir zamanlar, düşmanlarının bile kendisine güvendiği Müslüman, şimdi en yakınlarınının itimadını kazanamaz durumdadır

Maalesef, Müslüman, bankaya güvendiği kadar din kardeşine güvenemeyince, toplum hayatındaki etkisini ve ağırlığını yitirdi; dolayısıyla da sömürülmeye hazır hale geldi Zira, dürüstlüğünü ve ona bağlı olarak da güvenilirliliğini kaybeden mü’min, kendisi olmaktan çıktı

Efendimiz’e göre (sallallahu aleyhi vesellem), Müslüman, “elinden ve dilinden emin olunan kimse”dir İmanca zayıflayan Müslüman, ahlakça da zayıfladı ve sonunda güvenilirliğini büsbütün yitirdi

İmanın pek yüksek zirvesinden aşağı düşenler, tutunacak başka dal bulamadılar Maneviyatça, mahvoldular, ahlakça tanınmaz hale geldiler İnanç zayıfladıkça, ondan kaynaklanan bütün ahlak ve meziyetler de iflas etti Allah korkusunun kalmadığı yerde, emniyet ve huzur da tükeniverdi
Bu acı durum, Mehmet Akif merhumu, yüz yıl önce şöyle feryat ettirdi:

Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile!
Kaç hakiki Müslüman gördümse, hep makberdedir,
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!

Bu çığlıktan yüz yıl sonra, hala temel derdimiz: Güvenilir Muhammed’in (sallallahu aleyhi vesellem) güvenilmez ümmeti olmamızdır Şahsi ve içtimai bütün proplemlerimiz, güvenilmez olmaktan kaynaklanmaktadır Güvensiz bir toplumda yaşamak, insanın ruh ve beden dengelerini altüst ediyor Bir zamanlar, düşmanları için bile emniyet ve güven adası olan İslam dünyası, özellikle de Osmanlı coğrafyası, şimdi Müslümanlara dahi güven ve huzur veremiyorsa, hepimizin çok ciddi bir muhasebeye ihtiyacı var demektir

Güzel Ahlak; Güvenilir
İnsan Demektir

Bir zamanlar, kapılarını kilitleme ihtiyacı duymayan, ezanı duyar duymaz, dükkanını açık bırakıp camiye koşan mü’minlerdik biz

Bir seyahata çıktığında, evinin anahtarını hiçbir endişeye düşmeden komşusuna bırakan; en kıymetli malını, ihaneti, hıyaneti hayaline bile getirmeden bir mümin kardeşine emanet edebilen kimselerdik biz Çünkü kalbimizde, görürcesine inanılmış bir Allah (celle celaluhu) ve ahiret imanı vardı Sürekli görüldüğümüzü ve her an denetlendiğimizi bilirdik Ve bir gün, o en büyük İlahi mahkemede, yaptıklarımızın hepsinden hesaba çekileceğimize inanırdık O inanç tutardı bizi ve güvensizlik alanına asla yaklaştırmazdı

Bu iman, İslamiyet’i, insaniyet haline getirmiştir; hem de insaniyeti kübra yapmıştır Yani en geniş ve en kapsamlı insanlık haline getirmiştir İnsanlık da ahlaktan ibarettir Güzeller Güzeli, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurdu Güzel ahlak sahibi olmak, en başta güvenilir olmak demektir
Hacı Bektaş Veli (rahmetullahi aleyh), İslam ahlakı içindeki güvenilirliği üç maddede özetler: “Eline, diline, beline sahip ol!” der

Bu tavsiye, aslında kul hakkını da ana hatlarıyla ifade eder Kul hakkı deyince, elini, dilini ve belini sakınan ve Allah’a saygısından dolayı kendisini frenleyen insan, güvenilir insandır Ancak böyle insanlarla sağlam toplumlar kurulur

Efendimiz, bütün Mekke devri boyunca, sadece güvenilir insan yetiştirmek için uğraştı Yüzde yüz güvenilir, o güzel gönüllüler, kırk kişi olduklarında, İslam agoraya, sosyal alana çıktı, varlığını apaçık gösterdi

Bu sebeble, kırkıncı Müslüman olan Hz Ömer (radiyallahu anhu), İslam’a hizmet için en çok neye ihtiyaç duyduklarını sorar Sahabei Kiram’a… Aldığı çeşitli cevaplardan ayrı ve bambaşka bir cevap olur kendisinin ki: Sahabe’den seçtiği bazı isimleri sayarak, şöyle der: “Ben de, İslam’a hizmet için onlar gibi adamlara sahip olmak isterdim

Adam, adam gibi adam… Yani, Sahabe gibi Müslüman…

Milyonlara bedel bir Ömer (radiyallahu anhu), adamsız hiçbir değerin işe yaramayacağını böyle ifade ediyor Zira o, bir tek ADAM’dan, kendisi de dahil olmak üzere, ne muhteşem adamlar çıktığını ve yeryüzüne nasıl adamlığı, insanlığı yeniden getirdiğini apaçık görmüştür Bu, adamları adam eden, örnek eden, önder kılan öncelikli özelliğin de güvenilirlik olduğu ortada değil mi?
Bugün de bizim en çok aradığımız, hatta dünyanın en şiddetli ihtiyacı, kaliteli insandır Dolayısıyla da dünyanın en kıymetli hazinesi güvenilir insandır

İnsan Diliyle Abat Olur!

Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), “iki çenesinin ve iki bacağının arasındakini koruyanları” Cennet’le müjdelemiştir Demek oluyor ki temel güvenilmezlik konusu, dilden ve cinsellikten kaynaklanmaktadır

Nefs ve Şeytan işbirliği, en çok bu iki konuda zarar verdiriyor İnsanın itibarını beş paralık eden, öncelikle dildir Bazan bir cümle, hatta bir kelime, insanın kırk yıllık saygınlığını berhava eder İnsanı dili belirler En acı şey ve insanı çok acıtan şey, dildir İnsan diliyle hem abat, hem de berbat olur Hz Mevlana (kuddise sirruhu) der ki: “Tencerenin kapağı oynadı mı, içindeki görünür İnsan da ağzını açtı mı, içindekini gösteriverir

Bir anlık gafletle ağızdan çıkan bir söz, bazan bir ömür süren pişmanlık verir Ama bu pişmanlık, insanın itibarını ve güvenilirliğini geri getirmez Kırılan kristal ne kadar sağlam yapıştırılırsa yapıştırılsın, nasıl izi kalırsa, yitirilen itibar da ne kadar uğraşılsa, tamamen eski haline gelemez
Dil, aynı zamanda insanın en tatlı ve itibarını en güçlü kuran organıdır


İffette İradesi Olmayanın İtibarı Olmaz

Cinsel dürtüler de insanın en tehlikeli temel ihtiraslarındandır Bu tür hayvani ve behimi hislerine hakim olamayanların da itibarlı ve güvenilir olmalarına imkan yoktur Dolayısıyla, insanı değersiz hale getirip sürüleştirmek isteyenler, insanı tenasül uzuvlarından ibaret hale getirmek istiyorlar İşte bu hıyanetin failleri, bütün güçleriyle cinselliği kışkırtıyorlar Ayıbı, günahı bir yana atıp unutturmayı ve insanı daha çok dört ayaklılar gibi yaşamaya çağırıyorlar

Böyle bir fesat kumkuması içinde, insan diline ve beline nasıl hakim olabilir, nefsine nasıl hakim olabilir?
Allah’a tam teslim olmadan, ahirete tam inanmadan, insan nefsinin burnunu yere sürtemez Çünkü, nefsin hissi, hevası, arzusu, zayıf Müslüman’ı kuru bir yaprak gibi sürükler bir günahtan diğerine… Böyle bir Müslüman, artık inandığı gibi yaşamaya değil, yaşadığı gibi inanmaya başlar Dolayısıyla da zaman içinde bir de bakar ki kendisini bile, “Nasıl yaptım?” diye şaşırtan günahların içindedir ,

İşte bu sebeble, EMİN olmalı mü’min…
Emniyet duygusunu altüst eden yalanı, terketmeli, aldatmayı hayaline bile getirmemeli…
Kendi zararına bile olsa yalancı şahitlik etmemeli…
Mü’min kendini kurtulmuş görmemeli
Hiç kimse için Cennet garanti değildir Bu yüzden, emin olan mü’min, emin kalma çabasını ömür boyu sürdürmeli…

Güçlü mü’min, nefsini ruhunun bineği yapar Nefsinin değil, ruhunun çağırdığı yere gider Batı dünyası, nefs ile ruhu ayırdedemez Bu sebeble hürriyeti sınırsızlaştırır, “Canın ne istiyorsa, yap!” der Oysa ki istekler iki odaktan kaynaklanıyor: Ruhtan ve nefsten…

Batı medeniyeti, bu iki kaynağı bir saydığı için ruh hep mağlup olmuş, sahibini de daima mutsuzluğa mahkum etmiştir Çünkü nefsani arzularda, hemen tadılan maddi ve bedeni zevkler vardır Bu tatlar zehirli bal gibidir Acısı sonra geldiği için önden gelen ve gelip geçici olan bu zevklere kapılır gafletli insanlar

Halbuki, helal haram, meşru gayr-ı meşru sınırlarını kesin olarak çizen İslam, mü’mini nefsinin keyfine ve sultasına bırakmamıştır Bu sebeble mü’min, başkaları bir yana, kendisine de zarar verme hakkına sahip değildir Çünkü kendisi de kendisinin sahibi, maliki, yaratıcısı olan Allah’a (celle celaluhu) aittir Yüce Yaratıcı, kul helal ettirmedikçe, kul hakkını hiç kimseden kaldırmıyor, affetmiyor, bağışlamıyor
Bu gerçeğin bilincinde olan toplumlar, huzur ve güven içinde yaşamışlardır Osmanlı, asırlarca süren huzur ortamını, güvenilir mü’minlere borçluydu Osmanlı toplumunu güvenilir insanlar güçlendirdi ve yüceltti

Bu hususta, şu çok ibretli olayı OSMANLI İNSANI adlı kitabımdan özetleyerek sunuyorum…

“Bu Diyardan Göçülmez”

Ermeni zengin Şellefyan, gençlik arkadaşı Diyarbakırlı Hasan Ağa’ya, istediği zaman ödemek şartıyla otuz altın vermiştir Hasan Ağa epey bir zaman bu borcunu ödeyemez Durumu düzelip borcunu ödeyeceği zaman da Şellefyan’a ulaşamaz Çünkü, gençlik arkadaşı çok zenginleşmiş, İstanbul’da yaşamaya başlamış, uluslararası iş yapan bir tüccar olmuş ve aradan geçen uzun yıllara rağmen, ne Diyarbakır’a dönmüş, ne de Hasan Ağa’yı aramıştır

Hasan Ağa, Şellefyan’la buluşmaktan ümidini keser ve borcunu ödemek maksadıyla düşer İstanbul yollarına… İstanbul’da da az aramaz ama sonunda Şellefyan’ı bulur Muhteşem köşkünün bahçesinde buluşur eski arkadaşıyla Hal hatır faslından sonra, Hasan Ağa bahçeye yığılmış denkleri sorar:

— Bunlar nedir, geliyor mu, gidiyor mu? Yoksa evini de ticarethane mi yaptın?
— Hayır, der Şellefyan, Ben on beş güne kadar Amerika’ya göçüyorum Bu yüzden, bu eşyaların bir kısmını dosta ahbaba verdim, bir kısmını da sattım

Hasan Ağa, oturduğu yerden heyecanla fırlar, kuşağının içindeki altın torbasını büyük bir telaşla çıkarıp, o denklerden birinin üzerine savurur Ve bağırır:

— Ulan Şellafyan! Al şu altınları! Az daha beni kul hakkına sokacaktın! Bunca yıl sonra, İstanbul’da zor buldum seni, taaa Amerika’da bulmaya ömrüm mü yeterdi? Allah yüzüme baktı da seni burada bulabildim!
Şellefyan, Hasan Ağa’nın bir eşya yığınının üzerine fırlattığı altın torbasına nemli gözlerle baktı, baktı… ve dedi ki:

— Hasan Ağa! Senin gibi dürüst ve emin insanların yaşadığı bir ülkeden göçülmez be!
Sonra da köşkün bahçesine hala kocaman denkler taşıyan adamlarına seslenir:

— Çözün denkleri! Ben artık buralıyım!

Osmanlı’nın son döneminde dahi, bu faziletin binlerce örneği vardır Osmanlı, malın, canın, namusun emanet edilebileceği bu sapasağlam, dürüst ve emin insanlarla güç kazandı Bu, Sahabe misali insanlar azaldıkça da toplum kan kaybetti, zayıfladı ve nihayet çöktü

Şimdi yeniden, düştüğümüz yerden kalkmanın zamanıdır
Çözüm, güvenilir Muhammed’in (sallallahu aleyhi vesellem) güvenilir ümmeti olmaktadır

VEHBİ VAKKASOĞLU


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.