Benî Temim Heyeti Medîne'de |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Benî Temim Heyeti Medîne'deHz Resûlullah, Hicretin 9 senesi Muharrem ayı başlarında Ashabdan Büsr bin Süfyan'ı Huzaalılardan Benî Kab Kabilesine zekâtlarını almak üzere göndermişti Kâ'boğulları, gelen memura teslim edilmek üzere hayvanlarından düşen zekâtı bir tarafa ayırmışlardı Fakat, aynı yerde oturan Temim Kabilesi oldukça fazla olan bu hayvanların verilmesine karşı çıkmış, hattâ kılıçlarını sıyırarak Büsr Hazretlerini öldüreceklerini bile izhardan çekinmemişlerdi Bunun üzerine Büsr (ra), Medine'ye dönerek durumu Resûl-i Ekrem Efendimize anlatmıştı Allah Resûlü de elli kadar bedevî süvari ile Uyeyne bin Hısn'ı Temimoğulları üzerine göndermişti Uyeyne bin Hısn, Temimoğulları üzerine aniden baskın yapmıştı Bir çok ganimet malları ile birlikte on bir erkek, yirmi kadın ve otuz kadar da çocuk esir edip Medine'ye geri dönmüştü Uyeyne bin Hısn'ın Medine'ye dönmesinden az sonra idi Zekât vermemekte direnen Temimoğullarından bir heyet çıkıp Peygamber Efendimizin huzuruna geldi İçlerinde meşhur hatip ve şâirleri de vardı Gayeleri esirlerini geri almaktı Kâinatın Efendisi Peygamberimiz (asm) onlara, "Ne istiyorsunuz?" diye sordu "Biz Temim Kabilesindeniz" dediler "Sizinle şiir ve övünme yarışı düzenleyelim diye şâir ve hatiplerimizi getirdik" Hafifçe tebessüm eden Efendimiz, "Ben şiir söylemekle vazifelendirilmediğim gibi, övünmekle de emredilmedim Bunu yapamam Fakat, haydi neyiniz varsa ortaya dökün de görelim!" buyurdu Bunun üzerine Benî Temim'in Utarid adındaki hatibi ayağa kalkarak, kavim ve kabilesini övdükten sonra, "Bizimle fazilet yarışına çıkacak kimse, saydıklarımızın bir benzerini saysın döksün bakalım!" diyerek meydan okudu Benî Temim hatibinin sözlerini bitirip yerine oturmasından sonra Resûl-i Kibriyâ, Sâbit bin Kays'a, "Kalk! Şunun konuşmasına karşılık ver!" diye emretti Sabit (ra), ayağa kalktı Önceden hiç bir hazırlığı olmadığı halde Cenâb-ı Hakkın büyüklüğüne ve Resûlullahın medh ve senâsına dâir Temimlileri bile hayrette bırakan gayet belagatlı ve tesirli bir hitabede bulundu Hz Sâbit şöyle diyordu: "Hamdolsun Allah'a ki, gökleri ve yeri yaratan ve onlardaki hükmünü yürüten Odur "Hiçbir şey yoktur ki, Onun fazl ve kereminin eseri olmasın!" "Bizim her tarafta galip gelişimiz ve hâkim oluşumuz da Onun kudretinin eseridir" "O, insanların arasından en hayırlısını seçerek peygamber göndermiştir Ki o peygamber; baba tarafından insanların en şereflisi, söz cihetinden, en doğru sözlüsü, ana tarafından ise en üstünüdür" "Allah, ona Kitabını indirmiş, onu kullarının emîni ve mu'temedi, cihanın da güzîdesi ve seçkini kılmıştır" Sıra şâirlerin meharetlerini ortaya dökmesine gelmişti Önce, Benî Temim şâirlerinden biri ayağa kalkarak kendilerini medh eden bir kaside sundu Adam şiirini bitirir bitirmez Resûl-i Ekrem şâiri Hassan bin Sâbit'e, "Kalk yâ Hassan! Şu adamın şiirine karşılık ver!" diye emretti Sonra da, "Allahu Taâla, Resûlünü müdafaa ederken Hassan'ı muhakkak Cebrâil ile destekler" buyurdu Kâinatın Efendisini müdafaa etmenin şerefini yüklenen Hz Hassan aşk ve heyecan içinde ayağa kalktı Aynı vezin ve kafiyede uzun bir şiirle Temimli şâire cevap verdi Şiirinde İslâmın müstesna güzelliğini, yücelik ve faziletini veciz ve açık bir ifâde ile dile getirdi Müslüman hatip ve şâirin, Temimoğulları şâir ve hatibinden çok daha güzel birer hitabe ve şiir sunmaları hem Peygamber Efendimizi, hem de orada bulunan Sahabîleri sevindirdi Buna karşılık Temim heyeti, İslâm şâir ve hatibinin, kendilerininkinden daha üstün olduğunun belli olması karşısında sustular İleri gelenlerinden olan Akrâ bin Habis ise şöyle demekten kendini alamadı: "Allah'a yemin ederim ki, bu zâta her zaman gaybdan yardım ediliyor O, muhakkak muvaffak olacaktır Her şeyde, herkese üstün gelmektedir" "Onun hatibi hatibimizden, şâiri de şâirimizden daha üstündür Sesleri de seslerimizden daha canlı ve daha gürdür" Daha sonra Akrâ bin Habis, Hz Resûlullahın yanına yaklaştı ve şehâdet getirerek Müslüman oldu Onun Müslümün oluşunu diğerleri takib etti Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, heyettekilerin herbirini birer hediye ile taltif ettiği gibi, alınmış olan bütün esirlerini de kendilerine geri verdi Salih SURUÇ |
|