Atatürk'ün Yazdığı Şiirler |
07-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk'ün Yazdığı ŞiirlerBİR ASKERİN MEZARINA Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir, Beyaz taş var, onun altında bayraklar Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir Asker yatıyor Onun hâbı istirahate çekildiği şu Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler Kadınlar dümü rizi mâtem oldular İhtiyarlar Nâle eylediler, çocuklar ağladılar Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak, Olunmuştur İşte orası o kahramanı muhteremin Câyi istirahatidir Ne mutlu ki, hâki pâye vatan Ona nâilini intizar olmuş! MUSTAFA KEMAL Harbiye talebesi iken yazmıştır HAKİKAT NEREDE? Gafil, hangi üç asır, hangi on asır Tuna ezelden Türk diyarıdır Bilinen tarihler söylememiş bunu Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, Dinleyin sesini doğan tarihin, Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin Asya'nın ortasında Oğuz oğulları, Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları Doğudan çıkan biz Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz Türk sadece bir milletin adı değil, Türk bütün adamların birliğidir Ey birbirine diş bileyen yığınlar, Ey yığın yığın insan gafletleri Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde, Hakikat nerede? MUSTAFA KEMAL BEŞİKE HÂDİSESİ İÇİN Gafil, hangi üç asır, hangi on asır Tuna ezelden Türk diyarıdır Bilinen tarihler söylememiş bunu Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, Dinleyin sesini doğan tarihin, Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin Asya'nın ortasında Oğuz oğulları, Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları Doğudan çıkan biz Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz Türk sadece bir milletin adı değil, Türk bütün adamların birliğidir Ey birbirine diş bileyen yığınlar, Ey yığın yığın insan gafletleri Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde, Hakikat nerede? MUSTAFA KEMAL Sinop 25 Kânunu Evvel 321 (1905) KASİDEİ İSTİBDAT YAHUT KIRMIZI İZLER Bir köhne kadit parçası, bir çehrei menhus, Zulmetler içinde mütereddit, mütelâşi, Daim mütefekkir görünen, kendine mahsus Efkârı sakimane ile âleme karşı Ateş saçarak etmede her gün bizi tehdit, Âmali harisanesini eyledi tezyit Gördükçe bu mazlumlarını, sinesi mağrur, Tırnaklarını aileler kalbine saplar; Mağdurlarının her biri bir kûşede ağlar, Katlandı vatan görmeğe evlâdını makhur Birçoklarımız mahpes-ü menfada süründük Ey gazii mecruhu vega dideye döndük Ey kanlı eliyle vatan âmaline hail, Ey enmilei sürbu cinayata delâil Teşkil eden ey köhne kadit, katili efkâr, Ey katili şübbanı vatan, katili ahrar, Ey varlığı bir millet için bâdii zillet Ey çehresi ifrite veren dehşeti vahşet, Zindanları, menfaları, mahpesleri doldur, Ziniciri esaretle bütün hisleri dondur Tesmimi nefes, nefyi ebet, sonra denizler Her girdiğin evlerde durur kırmızı izler Kâbusi hiyanetle vatan can çekişirken Âtimizi dendanı harisin kemirirken Bir gün Rumeli dağları envara boyandı; Hürriyetin enfası ile herkes uyandı MUSTAFA KEMAL ŞANLI ORDU GAZETESİ : 24 Kasım 1908 |
|