Kore Savaşı Ve Türkiye |
07-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kore Savaşı Ve TürkiyeKore Savaşı ve Türkiye Demokrat Parti iktidara geldikten yaklaşık 1 ay sonra 25 Haziran 1950de Kore Savaşı patlak verdi Kuzey Kore, Sovyetler Birliğinin desteğiyle Güney Koreye saldırdı Güvenlik konseyi Kuzey Kore kuvvetlerinin Güney Koreye saldırmasını barışı bozucu olduğunu kararlaştırmış ve 27 Haziranda Birleşmiş Milletler üyelerini barış ve güvenliği geri getirecek yardımlarda bulunmaya çağırmıştır Bu olay, Batı yanlısı bir politika izlemekte olan Türkiye hükümeti ve basında tepkiyle karşılanarak komünist güçlerinyayılmacılığı olarak algılamışlardır Örneğin Yeni Sabah gazetesinden Burhan Belge Korede baş gösteren tehlikeli çıban, Sovyet Emperyalizminin askeri talim ve terbiyesinden geçen Kuzeylilerin işidirdiyordu Türkiye Cumhuriyetinin Birleşmiş Milletler çatısı altında Güney Koreye yapacağı yardımın niteliği ve boyutu tartışma konusu oldu Herkes yardım konusunda henüz meclisten karar çıkmadan, birlik içindeydi 25 Temmuz 1950de Demokrat Parti liderleri ve üst düzey askeri yetkililerin Yalovadaki toplantıda Koreye asker gönderme meselesi tartışılarak karara bağlandı Menderes Hükümeti 4500 kişilik bir kuvvet ile Kore Savaşına katılmayı kararlaştırmıştır Bu kararın alınmasında, Menderesin büyük etkisi olmuştur Başbakan beş yıldan beri Türkiyenin izlediği Batı ittifakı içinde yer alma politikasının ispatı ve NATOya girmek için önemli bir fırsat kabul edilmiştir Köprülü ile yaptığı görüşmede bunu şöyle dile getirmiştir: Ortak güvenlik ruhunu yürütmek ve itibarımızı yükseltmek bakımından bu, bizim hesabımıza yaman bir fırsattır NATOya kabul edilmemize de köprü olabilir İngiltere ve diğer milletler bunu baştan savma karşılarlar ve suya düşerlerse, fırsat bizim için de, hür dünya için de elden gider İşte bu yüzden herkesten evvel çağrıya olumlu cevap vermek ve diğer milletleri olmuş bitmiş bir durum karşısında bırakmak istiyoruz Fakat işin içinde Türk askerinin davası olması dolayısıyla Meclis kararı almaya kalkışırsak, iş uzar, dedikodunun sonu gelmez Bir saat bile kaybetmeden, sorumluluğu üzerimize alarak, karar vermek, kararı Birleşmiş Milletlere ve Amerikaya bildirmek zorundayız Türkiye Birleşmiş Milletlerin 1 Temmuz 1950 tarihli Kore Savaşına yardım çağrısına ABDden sonra olumlu cevap veren ilk devlet olmuştur Demokrat Partinin hedefi Türkiyeyi NATOya sokmaktı Sovyet güdümlü Kuzey Korenin bu saldırısı Türkiyenin güvenlik meselesi tekrar gündeme gelmiştir Ayrıca ABDli senatörlerin de Türkiye karar almadan önce Kore savaşına katılıp da NATOya girmesinin mümkün olacağını belirtmesi de bu kararda etkili olmuştur: Türkiyenin bir saldırının hedefi olması halinde tüm hür dünya ülkeleri ona yardıma gelirlerdi, ama bu iki yönlü çalışan bir sistemdir Boğazları ve Süveyş Kanalını kontrolü altında tutan Türkiye, saldırıya uğrayan herhangi bir ülkeye yardımda bulunmak zorundadır Eğer Türkiye Atlantik Paktına tam üye olarak girmiş olsa, bütün ülkeler kendilerine daha etkin biçimde koruma olanağına sahip olacaklardır Büyük bir denizin kıyılarının sadece yarısının korunması olanaksızdır Eğer, bu denizin tamamı korunmak zorunda ise, Türkiyenin NATOya dahil edilmesi şarttır B] KORE SAVAŞININ ÜLKE İÇİNDEKİ YANKILARI Türkiyenin Kore savaşına katılması geleneksel Cumhuriyet politikasında İstisnaibir durum arz eder Türkiye o zamana kadar kendi sınırları dışında herhangi bir askeri harekata girmekten kaçınmıştır O yüzden dış politikada Menderes Hükümetinin almış olduğu bu karar çok radikal ve yeni bir adımdı Türk kamuoyu bu kararı büyük bir sürprizle karşılamıştır ve karara ilk tepkiler memnuniyet derecesindedir Türkiyenin Kore Harbine asker göndermesine en şiddetle karşı çıkan sol örgütler olacaktır Behice Boranın başkanı olduğu Türk Barışseverler Cemiyeti kararı protesto etti; iptali için meclise başvurdu Mecliste grubu bulunan iki muhalefet parti ; CHP ve Millet Partisi de birer bildiri yayınladılar CHP adına genel sekreter Kasım Gülek ve Millet Partisi adına genel başkan Hikmet Bayurun imzasıyla çıkan bildirilerde hükümetin kararı kendilerine danışmadan TBMMde geçirmeden karar almasını eleştiriyordu ; Aslında iki partinin bu kararda bir şikayeti birinci planda yoktu Sadece kararın kendilerine danışılmadan alınmasında rahatsızdılar Nihat Erim 27 Temmuz 1950 tarihi Ulustaki Hükümetin son kararı başlıktaki yazıda açıkça dile getirdi: Şahsi kanaatimce Anayasa ve kanunlar bakımından Meclis kararı şarttır İşi sadece siyasi icaplar bakımından mütalâa etsek dahi, Büyük meclisin kararını almak gene lazımdır Yine Bayur da aynı günkü yazısında bu konudaki sitemini getirmiştir Bu partilerin alınan karardan bir şikayeti olmayıp sadece kendilerinin de hisselerinin bulunmasını istiyorlardı Basına gelince Demokrat Partiye fazla yakınlığı olmayan gazeteler bile kararı müspet karşılamışlardır Cumhuriyet, Milliyet, Son Posta, Yeni İstanbul ve Vatan gibi gazetelerde hükümetin aldığı bu kararı büyük bir kararlılıkla desteklediler Özellikle Yeni İstanbul ve Vatan gazeteleri bir saldırıya karşı ortak bir savunma cephesinin gerekliliğini vurgulayarak, sadece Türkiyenin Korenin müdafaasına katılmasından dolayı ileride Türkiyenin başına böyle bir durum gelirse, ancak böyle bir durumda yardım talep edebileceğini işaret ediyorlardı Demokrat Partili kalemlerden M Faik Gedik Zafer gazetesinde çıkan yazısında bu durumu şöyle ifade ediyordu: Düşününüz bir defa; Eğer bu yardım yapılmamış olsa idi ( Kore Harbini kastediyor) ve Demokrat Parti iktidarı CHP iktidarı zamanında olduğu gibi bir savsaklama, bir oyalama siyaseti takip etseydi, milletler arası topluluk içinde Türkiye ne vaziyete düşerdi? Memleketimiz maazallah bir tehlikeye maruz kaldığı zaman Birleşmiş Milletler ve Amerikadan hangi yüzle yardım isteyebilirdik? Koreye asker gönderme konusunda muhalefet, hükümete gensoru açılması kararı verdi Millet Partisinin tek milletvekili olan Osman Bölükbaşının ve bağımsız millet vekili Kemal Türkoğlunun verdikleri ortak önerge neticesinde 25 Temmuz 1950 tarihinde TBMMye danışmadan Koreye asker gönderilmesini belirten hükümet kararının Mecliste tartışmalarına başlanmıştır 6 Aralık 1950de başlayan tartışmalar 11 Aralıka kadar sürmüştür Muhalefet lideri İsmet İnönü bu tartışmalara katılmamış, muhalefet sözcüsü Faik Ahmet Barutçu, Hükümeti Anayasanın 26 maddesini ihlal etmekle suçlamıştır Bilindiği gibi savaş ilân etme, savaşa katılma veya barış ilân etme sadece TBMMne aittir Gensoru önergesi gündeme alındıktan sonra söz alan Başbakan Menderes, Kore kararının bakanlar kurulunun ittifak oyuyla alındığını açıkladı Başbakan bunun Türkiyenin savaş ilân ettiğinin anlamına gelmediğini, o yüzden Anayasanın 26 maddesinin ihlal edilmiş olmasının söz konusu olmadığını söylemiştir Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü ise Türkiyenin güvenliğinin en iyi şekilde Birleşmiş Milletlerin desteklenmesi ile korunabileceğine inandıkları için bu kararı aldıklarını belirtmiştir Oylama sonuçları Osman Bölükbaşı ve Kemal Türkoğlu için ezici bir nitelikte idi Ortaklaşa verilen önerge 39 evet ve 1 çekimser oya karşı 311 oyla reddediliyordu Başbakan Menderes bir yıl sonra Vatan gazetesinde yapılan röportajında bu konuyla alakalı görüşlerini şöyle açıklıyordu: Bir hükümet için kriz anında karar alınırken, aynı sorumluluğu paylaşan muhalefete de danışmaktan daha cazip başka ne olabilirdi? Bizim Koreye asker gönderme kararında muhalefete niçin danışmadığımıza gelince: Biz gördük ki ülkemizin selameti uzun vadede sayısız riski göze almada ve dış politikadaki inisiyatiflerimizi korumada yatmaktadır Tüm hür insanlığın güvenliği için, Korede saldırgana büyük güçlerle meydan okuyan Amerikayı yapayalnız bırakamazdık Gelecekteki savunmamızda aktif bir rol oynayabilmemiz açısından da bunun bize büyük yarar sağlayacağını gördük Bu kararımız ve onu uygulama biçimi, bir saldırıya maruz kaldığımızda onunla nasıl mücadele etmemiz gerektiğine canlı bir örneğini verdi NATOya dahil edilişimiz, bu yoldaki çabalarımızın sonucudur Türkiyenin adı uluslar arası ilişkilerde artık büyük bir güçşeklinde geçmektedir Kore savaşı sırasında, Türk Tugayı büyük başarı göstermiş ve özellikle Amerikan 8 Ordu Komutanı General Walter Walkerın dikkatini çekmiş olmalı ki, General Daily Newsa yazdığı makalesinde Yiğit Türkiye, Ortadoğunun Kalesidir başlığı koymuştur Türkiye Kore savaşı boyunca, ateşkesin imzalandığı 27 Temmuz 1953 tarihine kadar; değiştirme birlikler göndererek, buradaki tugayın sayısını korumuştur Özellikle Kuruni Muharebelerinde üstün başarılar elde etmiştir Buradaki asker sayımız bazen 60 000;in üzerine çıkmıştır Türk tugayı Korede toplam olarak 717 ölü 527 yaralı verdi Türk esirlerinin sayısı ise 228i buldu Türkiye özellikle Sovyet tehdidinin artmasından sonra hedefini Batı ittifakı içinde yer alma olarak belirlemişti 1950 Haziran;ında çıkan Kore Savaşının, Türkiyenin NATOya girme çabalarına etkisi olumlu olmuştur Batı bu konumda Türkiyeye karşı tutumunu değiştirmeye başlamıştır Ayrıca Türkiyenin Kore savaşındaki askeri kahramanlıkları NATO üyelerinde olumlu izler bırakmış ve yakınlaşmada önemli etken olmuştur Türkiye Batı demokrasileri arasında askeri ve siyasi gücü ile de birlikte olduğunu göstermiştir Türkiyenin Kore savaşı sırasında Batılıların yanında yer alması, Batılı büyük devletlerin yanındaki önemini ve güvenirliğini artırmasında etkili olmuştur Ayrıca Türkiye bir nevi kendi saldırıya uğrarsa ABD ve Batılı güçler yanında girerek onların desteğini sağlamayı amaçlıyordu Demokrat Parti, Türkiyenin güvenliğinin garantisi olarak gördüğü NATO için bunu önemli bir fırsat olarak değerlendirmiş, Menderes ve Köprülü yaptıkları konuşmalarla bunu sık sık dile getirmişlerdir Menderes bu politikasıyla, Amerika Birleşik Devletlerinin askeri, ekonomik ve siyasi yardımından daha çok istifade etmeyi planlamıştır Daha sonra Türkiye ile ABD arasında ki ilişkilerin gelişmesinde Türkiyenin Kore politikasının çok faydası görülmüştür |
Kore Savaşı Ve Türkiye |
07-25-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kore Savaşı Ve TürkiyeDedecim biLe orda savaş'a gitmiş haLa anLAtır bize |
|