Bhagavat Gita 3 |
07-22-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bhagavat Gita 3ÜÇ GUNANIN BÖLÜMÜ YOGASI Krişna: 1 (Sana) tekrar tüm hikmet sahiplerinin bilerek bu yaşamdan sonra yüce mükemmeliyete gittikleri yüce bilgiyi, tüm bilgilerin en iyisini açıklayacağım 2 Bu bilgiye sığınarak Benimle birleşmeyi başaranlar, ne yaradılış zamanında doğarlar, ne de çözülme zamanında rahatsız edilirler 3 Rahmim büyük Brahma'dır; Ben bu yere tohum yerleştiririm ve (işte) bu tüm varlıkların doğumudur (doğum sebebidir), ey Arcuna! 4 Hangi biçim, hangi rahimde üretilirse üretilsin, büyük Brahma onların rahmidir ve Ben de onlara tohum veren babayımdır 5 Saflık (Arılık), tutku ve atalet - Doğa'dan doğan bu değerler bedenlenmiş olan yok edilmezi bedene çabucak bağlar, ey Arcuna! 6 Bunların içinde, lekesiz oluşundan dolayı parlak ve sağlıklı olan Sattva, bağımlılık yoluyla bilgiye ve mutluluğa bağlar 7 Rajas'ın tutku doğasından olduğunu, (duyusal zevklere olan) açlık ve bağımlılık kaynağı olduğunu bil; ey Arcuna, o, bedenlenmiş olanı bağımlılık yoluyla fiile çabucak bağlar! 8 Ama bil ki, Tamas cehaletten doğar, tüm bedenlenmiş varlıkları yanıltır; ey Arcuna, pervasızlık yoluyla, o (kişiyi) uyku ve tembelliğe çabucak bağlar! 9 Sattva mutluluğa, Rajas fiile bağımlıyken; Tamas, bilgiyi gizleyerek, sadece pervasızlığa bağlıdır! 10 Şimdi, Rajas ve Tamas'ı yenen Sattva ortaya çıkar; şimdi Sattva ve Tamas'ı yenen Rajas ortaya çıkar; ve şimdi Sattva ve Rajas'ı yenen Tamas ortaya çıkar, ey Arcuna! 11 Bu bedendeki her bir kapıdan (duyudan) bilgelik-ışığı parladığı zaman, Sattva'nın üstün olduğu bilinir 12 Açgözlülük, fiil (hareketlilik), (yeni) fiil girişimi, rahatsızlık, özlem - bunlar da Rajas üstün olduğu zaman ortaya çıkarlar 13 Karanlık, atalet, pervasızlık ve yanılgı - bunlar da Tamas üstün olduğu zaman ortaya çıkarlar, ey Arcuna! 14 Bedenlenmiş olan (kişi), ölümle, Sattva üstün hale geldiği zaman buluşursa, o kişi En Yüce olanı bilenlerin lekesiz dünyalarına erişir 15 Rajas'tayken ölümle buluşanlar, fiile bağımlı olanlar arasında doğarlar; ve Tamas'tayken ölenler, şuursuzların rahimlerinde doğarlar 16 İyi fiilin meyvesinin Satvik ve saflık olduğunu söylerler; Rajas'ın meyvesi acıdır ve cehalet de Tamas'ın meyvesidir 17 Sattva'dan bilgi ortaya çıkar, Rajas'tan aç gözlülük; Tamas'tansa pervasızlık ve yanılgı, ve ayrıca cehalet ortaya çıkar 18 Sattva'da bulunanlar yukarı doğru ilerlerler (yükselmeyi hedeflerler); Rajasikler ortada bulunurlar; ve Tamasikler en düşük Guna*'da bulunarak, aşağı doğru giderler (yıkıma sürüklenirler) 19 Gören (kişi), Guna'lar dışında bir başka fail görmeyip, bunlardan (gunalardan) daha yüksekte olanı bilerek, Varlığım'a ulaşır 20 Bedeni geliştiren bu üç Guna'nın ötesine geçen bedenlenmiş olan, ölümden, doğumdan, düşüşten ve acıdan kurtulur ve ölümsüzlüğe kavuşur Arcuna: 21 Ey Rabbim, bu üç değeri de aşıp geçen kişinin işaretleri nelerdir? O kişinin davranışları nasıldır ve bu üç değerin ötesine nasıl geçmiştir? Krişna: 22 Bunlar (guna'lar) olduğunda, ışık, fiil (hareketlilik) ve yanılgı (vardır) ey Arcuna, bunların (guna'lar) yokluğundaysa, kişi ne nefret eder, ne de onlara karşı bir özlem duyar! 23 Tasasız biri gibi oturarak değerlerce hareket ettirilemeyen, değerlerin faaliyette olduğunu bilerek ben-merkezci olan ve hareket etmeyen, 24 Zevk ve acıda aynı olan, Özben'de bulunan, bir parça toprağa, taşa ve altına aynı (şeyler) olarak bakan, arkadaşı ve düşmanı onun için aynı olan, sebatlı, yerilmede ve övülmede aynı olan, 25 Onurlandırılmada ve utançta aynı olan, arkadaşa ve düşmana aynı davranan, tüm girişimleri terk eden kişinin, değerleri aşıp geçtiği söylenir 26 Ve Bana yoldan sapmayan bir adanmayla hizmet edip değerlerin ötesine geçen kişi, Brahman haline gelmeye hazırdır 27 Çünkü, Ben ölümsüz ve değişmez Brahman'ın ve her zaman varolan Dharma'nın ve mutlak saadetin meskeniyim YÜCE RUH YOGASI Krişna: 1 Onlar (bilgeler), kökleri yukarıda ve dalları aşağıda olan, yaprakları ilahilerden oluşan yok edilmez Peepul* ağacından bahsederler Bu ağacı bilenler Vedaları bilenlerdir 2 Guna'larla beslenen dalları, aşağı ve yukarı yayılmıştır; duyuların algıladığı nesneler bu ağacın tomurcuklarıdır; ve fiilden doğan kökleri insanlar dünyasının aşağısına uzanır 3 Ne biçimi, sonu ve başlangıcı ne de kuruluşu ve bulunduğu yer burada algılanamaz; bu sıkıca kök salmış peepul ağacı, bağımlı olmamanın güçlü baltasıyla dibinden kesilmeli, 4 Sonra, gidildiğinde kimsenin bir daha geri dönmediği hedef araştırılmalıdır Kadim faaliyeti veya enerjiyi başlatan (akıtan) bu İlksel Purusha**'ya sığınmak için çaba sarfedilmelidir 5 Gurur ve yanılgıdan kurtulup, bağımlılığa karşı zafer kazanarak, her zaman Özben'de olarak, arzularından tamamen vazgeçen, zevk ve acı olarak bilinen zıt kutuplardan kurtularak, yanılgı içinde olmayan (kişi) ebedi hedefe ulaşır 6 Orada ne güneş parlar, ne ay, ne de ateş; oraya gidenler geri dönmezler; (işte) orası Benim yüce meskenimdir 7 Yaşam dünyasında, Benim ebedi bir kısmım, yaşayan bir ruh haline gelerek, Doğa'da bulunarak, duyuları (beş duyuyu) ve altıncı olarak aklı (kendi) içine çeker 8 Rab bir bedene sahip olduğunda ve onu terk ettiğinde, rüzgarın (çiçeklerden, vb'den çıkan) kokuları beraberinde götürmesi gibi, O bunları (duyuları ve aklı) alır ve (onlarla birlikte) gider 9 Kulak, göz, dokunma, tat alma ve koklamayla birlikte akla nezaret ederek, duyu nesnelerinin tadını çıkarır 10 Yanılgı içinde olan (kişi) O'nu giderken, kalırken ve (duyu nesnelerinin) tadını çıkarırken görmez; sadece bilgi gözüne sahip olanlar O'nu seyrederler 11 (Mükemmeliyet için) çabalayan Yogiler Özben'de bulunan O'nu görürler; ama saf ve zeki olmayanlar, çabaladıkları halde, O'nu görmezler 12 Güneşte ikamet eden ve tüm dünyayı aydınlatan bu ışığın, (ve ayrıca) aydaki ve ateşteki ışığın, Benim (ışığım) olduğunu bil 13 Yeryüzüne nüfuz ederek, Enerjimle tüm varlıkları desteklerim; ve ayın özü (soma) haline gelerek de tüm bitkileri beslerim 14 Vaisvanara ateşi haline gelerek tüm yaşayan varlıkların bedeninde bulunurum ve Prana ve Apana ile ilişki kurarak dört katlı besini sindiririm 15 Ve, Ben herşeyin kalbinde otururum; hafıza ve bilgi de, ve bunların yokluğu da bendendir Doğrusu, Ben tüm Vedalarda bilinmesi gerekenim; Ben Vedanta'nın yazarıyım ve Ben Vedaları bilenim 16 Bu dünyada yok edilebilen ve yok edilemeyen iki Purusha** vardır Tüm varlıklar yok edilebilir, ve Kutasha'ya yok edilemez denir 17 Ama, yüksek Özben denilen Yüce Purusha** (diğer iki Purusha'dan) farklıdır (Bu) Yok olmaz Rab üç dünyayı da kaplayarak, onları destekler 18 Yok edilebileni aştığımdan ve yok edilemeyenden bile daha üstün olduğumdan, Ben dünyada ve Vedalarda en yüce Purusha olarak açıklanırım 19 Beni en yüksek Purusha olarak bilen yanılgı içinde olmayan kişi, herşeyi bilerek Bana tüm varlığıyla (kalbiyle) sevgi ve saygıda bulunur, ey Arcuna! 20 Böylece, bu en büyük sır bilimi sana Tarafımdan öğretildi, ey günahsız olan! Bunu bilerek, kişi bilge haline gelir ve tüm görevlerini başarıyla tamamlar, ey Arcuna! İLAHİ VE ŞEYTANİ ARASINDAKİ FARKIN YOGASI Krişna: 1 Korkusuzluk, kalbin saflığı, Yoga ve bilgide kararlılık, sadaka verme, duyuların kontrolü, kurban, (kutsal) metinlerin incelenmesi, çile ve dürüstlük, 2 Zarar vermeme, doğruluk, öfkenin olmaması, terk, huzurlu olma, hilerkar olmama, varlıklara karşı şefkatli olma, açgözlü olmama, nazik olma, alçak gönüllü olma, kararsız olmama, 3 Gayret, affetme, sabır, arılık, nefret duymama, gururlu olmama - bunlar ilahi durumda doğmuş olanlara ait özelliklerdir, ey Arcuna! 4 İkiyüzlülük, kibir, kendini aldatma, kabalık ve ayrıca öfke ve cehalet ise şeytani durumda doğanlara ait özelliklerdir, ey Arcuna! 5 İlahi doğa özgürlüğe kavuştururken, şeytani doğa insanı zincirlere bağlar Ey Arcuna, kederlenme, çünkü sen ilahi özelliklerle doğdun! 6 Bu dünyada iki tür insan vardır- ilahi ve şeytani; ilahi uzun uzadıya anlatıldı; ey Arcuna şimdi Ben'den şeytani olanı dinle! 7 Şeytani olanlar ne yapacaklarını ve neden kaçınmaları gerektiğini bilmezler; ne arılık, ne doğru davranış, ne de doğruluk onlarda bulunmaz 8 Onlar, "Bu evren; doğru, (ahlaki) bir temel ve bir Tanrı olmaksızın, sadece karşılıklı birleşmeyle (cinsel birleşmeyle) meydana gelmiştir, (bu meydana geliş) sebebi şehvettir; başka ne olabilir ki?" derler 9 Bu görüşe tutunan, dar zekalı ve ruhsal zekası kıt bu harap olmuş ruhlar, yok etmek için dünyanın karşısına çıkarlar 10 Tatmin edilemez arzularla, ikiyüzlülük, gurur ve kibirle dolu olarak, yanılgıdan ötürü kötü fikirler besleyerek, saf olmayan niyetlerle çalışırlar 11 Kendilerini sadece ölümle biten ölçüsüz endişelere teslim ederek, şehvetin verdiği hazzı en yüksek hedefleri yaparak ve bunun ötesinde bir şey olmadığından emin olarak, 12 Ümidin yüzlerce zincirine bağlanmış, şehvet ve öfkeye teslim olan bu kişiler duyusal zevk için kanunsuz yollarla servet biriktirmek için çabalarlar 13 "Bugün bunu kazandım; bu arzuyu elde edeceğim; bu benim ve bu zenginlik de gelecekte benim olacak" 14 "Bu düşmanı kılıçtan geçirdim ve diğerlerini de kılıçtan geçireceğim Ben efendiyim; ben zevkini çıkarıyorum; ben mükemmelim, güçlüyüm, mutluyum" 15 "Ben zenginim ve soylu bir ailede doğdum Kim bana denk olabilir ki? Ben kurban veririm Ben bağışta bulunurum Ben sevindireceğim" - böylece, cehaletle yanılgıya düşmüş, 16 Hayallerle şaşırtılmış, yanılgı tuzağına düşmüş, şehvetin verdiği hazların müptelası olmuş bu kişiler iğrenç bir cehenneme düşerler 17 Kendini aldatarak, inatçı olarak, zenginlikten doğan gurur ve sarhoşlukla dolu olarak, gereksiz gösteriş yoluyla (kutsal) metinlerde geçen kuralların tersine, adet yerini bulsun diye kurbanlar yaparlar 18 Egoizme, güce, kibirliliğe, şehvete ve öfkeye teslim olan bu kişiler, kendi bedenlerinde ve diğerlerinin bedenlerinde bulunan Ben'den nefret ederler 19 Bu düyadaki tüm insanların en kötüleri olan, bu zalim, içi nefretle dolu olarak kötülük yapanların hepsini, Ben daima sadece ifritlerin rahimlerine savururum 20 Şeytani rahimlere giren, her bir doğumla daha da yanılgı içine düşüp Bana ulaşamayan bu kişiler bulundukları koşulların daha da altına düşerler, ey Arcuna! 21 Benliği yok eden bu cehennemin kapısı üç adettir - şehvet, öfke ve aç gözlülük- bu yüzden, kişi bu üçünden de vazgeçmelidir 22 Ey Arcuna, karanlığın bu üç kapısından kurtulmuş olan kişiler, kendileri için iyi olanı uygulayıp, böylece Yüce hedefe giderler! 23 (Kutsal) metinlerdeki kuralları reddederek, arzunun güdüsüne göre hareket eden kişi, ne mükemmeliyete, ne mutluluğa, ne de yüce hedefe ulaşır 24 Bu yüzden, ne yapılması ve yapılmaması gerektiğini karar vermede bırak (kutsal) metinler söz sahibi olsun Bu dünyada, (kutsal) metinlerde yazan kuralların ne söylediğini bilerek, hareket etmelisin ÜÇ KATLI İNANCIN BÖLÜMÜ YOGASI Arcuna: 1 Metinlerin kurallarını kenara koyup, inançla kurbanda bulunanların durumu ne olacak, ey Krişna? Bu (durum) Sattva mı, Rajas mı yoksa Tamas mıdır? Krişna: 2 Bedenlenmişlerin doğalarına göre kendilerine miras kalan inancı üç katlıdır; Satvik (saf), Rajasik (tutkulu) ve Tamasik (karanlık) Bunları Ben'den duy 3 Her birinin inancı kendi doğasına göredir, ey Arcuna! Kişi kendi inancından meydana gelir, kişinin inancı nasılsa, kendisi de öyledir 4 Satvik ya da saf olan kişiler tanrılara sevgi ve saygıda bulunurlar; Rajasik ya da tutkulu olanlar Yaksha ve Rakshasa'lara sevgi ve saygıda bulunurlar; diğerleri de (Tamasik ve yanılgı içinde olanlar) hayaletlere ve doğa ruhlarına ev sahipliği yapanlara sevgi ve saygıda bulunurlar 5 (Kutsal) metinlerde emredilmeyen korkunç çileler uygulayan, ikiyüzlülük ve egoizm müptelası olan, şehvet ve bağımlılık gücüyle tahrik edilen, 6 Duygusuz, bedende ve ayrıca Ben'de bulunan tüm elementlere eziyet eden, bedende bulunan (sadece beden bilincine sahip) kişilerin şeytani niyetli olduklarını bil 7 Her birine (her bir gruba) hoş gelen besinler de, kurban da, çile de ve sadaka da üç katlıdır Bunlar arasındaki farkı dinle 8 Yaşamı, arılığı, gücü, sağlığı, sevinci ve neşeyi arttıran, yağlı ve hoş kokulu, özlü ve tatlı besinler Satvik kişilere hoş gelir 9 Acı, ekşi, tuzlu, çok sıcak, kuru, keskin kokulu ve yakıcı olan besinler Rajasikler tarafından sevilir ve acı, keder ve hastalık üretirler 10 Bayat, tatsız, çürük, bozuk ve saf olmayan süprüntüler de Tamasiklerin sevdiği besinlerdir 11 (Kutsal) metinlerde emredildiği gibi herhangi bir ödül arzulamadan, yapılmasının bir görev olduğuna dair sıkı bir inançla sunulan kurban Satviktir (saftır) 12 Ey Arcuna, bir ödül bekleyerek ve gereksiz gösterişle yapılan kurbanın Rajasik Yajna olduğunu bil 13 (Kutsal) metinlerdeki kuralların aksine yapılan, hiç bir besinin dağıtılmadığı, Mantra ve takdimelerin bulunmadığı, ve inancın olmadığı kurbanın Tamasik olduğunu söylerler 14 Tanrılara, ikinci-kez-doğanlara*, öğretmenlere ve bilgelere saygı ve sevgide bulunmak, arılık (saflık), dürüstlük, namusluluk ve zarar vermeme - bunlar bedenin çileleri olarak adlandırılır 15 Herhangi bir heyecana yol açmayan ve doğru, hoş ve faydalı olan konuşma (ve) Vedaların çalışılması da konuşma çilesi olarak adlandırılır 16 Aklın sakinliği, iyi kalplilik, doğanın arılığı (saflığı), kendine hakim olma - bunlara da zihinsel (mental) çile denir 17 Bu üç katlı çilenin şaşmaz değişmez bir şekilde azami inançla uygulanarak hiç bir ödülün arzulanmamasına, Satvik derler 18 İyi bir nam, saygınlık ve saygı ve sevgi kazanma amacıyla ikiyüzlülükle uygulanan çilenin burada Rajasik, geçici ve hercai olduğu söylenir 19 Aptalca nosyonlardan dolayı kişisel-eziyetle uygulanan, ya da bir başkasını yok etme amacı güden çilenin Tamasik olduğu açıklanmıştır 20 Herhangi bir karşılık beklenmeksizin, uygun yerde ve zamanda değecek bir kişiye vermenin bir görev olduğunu bilerek verilen hediye (takdime ve sadaka), Satvik olarak alınır 21 Ve, karşılığında bir şey alma veya bir ödüllendirilme beklentisiyle yapılan ya da gönülsüzce verilen bu hediyenin Rajasik olduğu söylenir 22 Yanlış yer ve zamanda değersiz kişilere verilen, saygı duyulmadan ya da suçlayarak verilen hediyenin de Tamasik olduğu açıklanmıştır 23 "Om Tat Sat": bu Brahman'ın üçlü işareti olduğu açıklanmıştır Bununla (bu kelimelerle) geçmişte Brahmana'lar, Vedalar ve kurbanlar yaratılmıştır 24 Bu yüzden, (kutsal) metinlerde emredilen hediye, kurban ve çile fiilleri Brahman öğrencileri tarafından "Om"un telafuz edilmesiyle başlatılmaktadır 25 Meyveleri amaçlamadan "Tat"ın telafuzu, özgürleşmeyi arayanların yaptıkları kurban ve çile ve çeşitli hediye fiilleridir 26 "Sat" kelimesi gerçeklik anlamında ve iyilik anlamında kullanılır; ve ayrıca, ey Arcuna, bu (kelime) hayırlı fiiller anlamında da kullanılır! 27 Kurbanda, çilede ve hediyede şaşmaz değişmezliğe de ayrıca "Sat" denir ve bunlarla bağlantısı olan (ya da Yüce olanın adına yapılan) fiillere de "Sat" denir 28 Ne kurban edilirse edilsin, ne verilirse verilsin, ne yapılırsa yapılsın, ve hangi çile uygulanırsa uygulansın, inançsızca yapılırsa buna Asat denir, ey Arcuna! Bu hem burada hem de buradan sonra (ölümden sonra) hiç bir şeydir (yapana hiç bir fayda sağlamaz) Alıntıdır |
|