Ufo Fenomenleri Ve Uzaylılar |
07-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ufo Fenomenleri Ve UzaylılarBilimsel çalışmaların dayanak noktası insanın hayal ve ümitleridir Yani bilim, somut belgelere dayanan sonuçlara bir takım varsayımlardan hareket ederek ulaşır İnsanın köklerini solucan ve maymuna dayandıran evrim teorisi, gelişen bilim karşısında iflas etmiştir Fakat bu kez insana yeni bir kök bulma arayışı içine girmişler, insanın dünyaya diğer yıldızlardan gelebileceği üzerinde yoğunlaşmışlardır Diğer yıldız ve gezeğenlerde de yaşam olabileceğini göz önüne alan bilim adamları bu kez de uzay çalışmalarına yönelmişlerdir İş bununla da sınırlı kalmamıştır Tarih, Dinler Tarihi, Antropoloji, Mitoloji ve Arkeoloji uzmanları konunun izlerini eski uygarlıklarda aramaya koyulmuşlardır Dünyanın iki süper devleti olan Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya, önceleri büyük bir gizlilikle ve ayrı ayrı yürüttükleri uzay çalışmalarını birlikte yürütme kararı almışlardır Bu ortak karar, aynı zamanda teknik bilgi ve uzmanlıkların da birleşmesi demektir Dünya kamuoyunu yakından ilgilendiren ve her kültürden insanın ilgisini çeken bu çalışmalar, işin içine cin ve şeytanların da karışmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır Bu da cin ve şeytanların insanları kandırmak için yeni tuzaklar kurmalarına imkân sağlamıştır Dünyanın bir ok yerinde görülen ve videolara çekilen UFO görüntüleri, cin ve şeytanların insanlarla girecekleri yeni iletişimlerin bir başlangıcı ve habercisidir Çünkü çağrılara bir ruh olarak gelmenin, masa tıkırdatmanın, hayalet görüntüler oluşturmanın, yazı yazdırmanın ve medyumlar kanalıyla ruhsal bildiri sunmanın modası çoktan geçmiştir Kendi kendine veya hipnozla transa giren medyumlar, cin ve şeytanlara yine kanallık edecekler ama bu kez bilmem kimin ruhu olarak değil, üst boyut varlıkları uzaylılar olarak Bu yeni iletişimlerinde onlar insanlığa yol gösteren uzaylı rehberler olarak kendilerini tanıtacaklardır İnsanlara insanlığın kökleri ve bilinmeyen tarihi ile ilgili taze bilgiler sunacaklar, kendi uygarlıklarını ve üstün teknolojilerini anlatacaklardır Söz konusu bildirilerde bunlardan başka şu bilgiler de yer almaktadır v İnsana ruhsal güçlerini kullanabilme yeteneği kazandırılması, v Meditasyon yapma, v Tarot falının yeni boyutları, v Yıldız ve gezeğenlerin spiritüal hiyerarşileri, v Kıyamet/büyük değişim, vb gibi pek çok konu İnsanlığa bildiri sunan çok sayıda medyum guruplarının olduğunu ve bu medyum guruplarıyla iletişime giren uzaylıların da aynı olmadığını görüyoruz Buradan hareket ederek, uzaylı yaratıkların çeşitlerini, bunların yüksek bir bilimmiş gibi sundukları bildirilerdeki tutarsızlıkları ortaya koyacağız Medyumlarla iletişime giren bu görünmez bedensiz varlıkların uzaylı varlıklar olmadıklarını, daha önce kendilerini ruhlar olarak tanıtan cin ve şeytanlar olduklarını belgelemeye çalışacağız Rabbimizden başarı dileriz UZAYLI YARATIKLARIN ÇEŞİTLERİ HATHORLAR Kendilerini “Ses, Enerji ve Sevgi Üstatları” olarak tanıtan Hathorlar, yine kendi ifadelerine göre, başka bir boyuttan Sirius yoluyla Güneş sistemimize ve Venüs’ün eterik ortamına gelip yerleşmişlerdir Eski Mısır’ın Bereket Tanrıçası Hator’la çalıştıklarını, Budizm’in gelişme devresinde Tibetli lamalarla temas kurarak sesi kullanmayı içeren bazı uygulamaları öğrettiklerini ileri süren Hathorlar, evrenin bazı bölümlerine ve daha da ötesine uzanan galaksiler arası bir uygarlık olduklarını belirtmişlerdir Atlantis ve Lamurya kıtalarında az ama son derece gelişmiş kâhinlerle çalışmışlardır Bu kıtaların çökeceğini anladıklarında, birlikte çalıştıkları rahiplerin Mısır’a gitmelerini sağladıklarını, bunu da “Büyük Simya Çalışmasını” korumak ve inisiyeler/insanlara yol gösteren ve onların ruhsal gelişmelerini sağlayan büyük mürşidler çizgisinin yok olmasını önlemek amacıyla yaptıklarını bildirmişlerdir Hathorlar, Mısır Simyası yoluyla başlattıkları ezoterik/gizli öğretilerin dünyanın her tarafına dağıldığını, özellikle Çin, Hindistan ve Tibet’te kök saldığını ileri sürmüşlerdir Kendi açıklamalarına göre Hathorlar, bazı bireysel farklılıklar olmasına karşın çarpıcı bir güzelliğe sahiptirler Genelde on ila on dört ayak boyunda, uzun kol ve bacaklara sahip, insanlara oranla kafa ve kulakları daha büyük, saçları arkaya taranmış, insana benzeyen ışınsal varlıklardır Ancak daha yoğun bir varoluş düzeyine girdiklerinde fiziksel bir beden formu edinebilirler Onları Hathor Enerjisi ile çalışan medyumlardan başkası göremez İnsan denilen bu üç boyutlu dünya varlığı Hathorların ilgisini çekmiştir Sevgiyle insanlara yaklaşarak, onlara pranayı/yaşam gücünü artırmayı ve sevgiyi öğretmek için gelmişlerdir Bunun için de Eski Mısır’ın Ezoterik Öğretisi veya Mısır Simyası denilen bir yöntemin uygulanmasını önerirler ki Hathorlar, söz konusu yöntemi binlerce yıldan bu yana uygulamaktadırlar Bitki ve akarsuların yoğun olduğu bölgelerde bolca bulunan prana, oksijende gizli yaşam gücüdür O hem fizik bedene, hem de “KA” dediğimiz pranik bedene nüfuz eder Mısır Simyasında KA, fiziksel bedenin ve onun enerji alanlarının bir kopyasıdır Fiziksel bedenin ölümünden sonra bir süre daha varlığını sürdürür, Fiziksel bedeni çepçevre kuşatan KA’ya/pranik bedene “ eterik ikiz”, “spiritüal ikiz” veya “enerji ikizi” adları da verilmiştir Bedenin gelişimini sağlaya KA, yüksek bilince doğru muazzam bir ivme/hız kazandıracaktır Bunun için de bedendeki pranik akışı dengeleyici ve sürekli kılıcı bir yöntem uygulanması gerekir Böylece insan pranik beden aracılığıyla pranayı/yaşam gücünü artırmayı sağlayacak, bir biçimde her nesne ile ilişki kurabilecektir Yenilen içilen ve etkileşilen şeylerle barındırılan duygu ve düşünceler KA’yı ya güçlendirir veya zayıf düşürürler Sindirimi kolay ve KA’yı artırıcı olduğu için pişmemiş sebze ve meyvelerle filiz verilmiş tahıllar yenilmeli, sindirimi zor ve KA’yı tüketici ölü yitecekler ise hiç yenilmemelidir Saf sudan başka bir şey içmemek, temiz hava için bol sulu ve ağaçlı yerlere gitmek, yorgunken çay, kahve, sigara ve ilaç almamak, yorucu olmayan egzersizler yapmak ta yöntemin bir parçasıdır KA’nın güçlendirilmesinden sonra insan, artık bütün evrenle ve Tanrı ile dost olacak, ruhsal güçleri açığa çıkacak, hastalıkları tedavi edebilecek ve varlıklar üzerinde tasarruf sağlayabilecektir (Hathor Bilgileri kitabından özetle) SİRİUSLULAR Kendilerinin, prana/ka enerjisinin çok yüksek olduğu bir gezeğende yaşadıklarını bildiren Siriuslular, tam bilinçli varlık olarak üstün bir uygarlığa sahiptirler Enerjilerini desteklemek üzere oluşturulmuş canlı sebze ve meyvelerin karışımı bir yemeği günde iki kez yediklerini, bir günde bir buçuk- iki saat uyuduklarını belirtmişlerdir Fazla uyku onlar için gereksizdir Çünkü saf yiyeceklerle, sürekli solunan prana fazla uykuya ihtiyaç hissettirmez Gerçekte ölümsüzdürler Ömürlerinin uzunluğunu kendileri belirlerler Bunun sonunda daha yüksek enerji kalıplarına geçerler veya atanmayı isterler Çocukluk ve gençlik devreleri dünya hesabıyla yetmiş yıl sürer Bu süre, rehberler yardımıyla gerçekleşen ruhsal gelişme devresi olduğu için evlilik ve cinsel ilişkiler kurulmaz Başka yıldızlara veya Sirius gezeğeninin değişik yerlerine tatil için giderler Oyunlar oynar, meditasyon yaparlar Dans ve eğlence partilerine katılırlar Bilgelik kazanmaları iki bin yılda gerçekleşir Hayal etme ve telepatik güçleri kullanma yoluyla haberleşirler İnsan bedenine benzeyen beden formları vardır Kadınlar, evli oldukları erkeğin hangi klandan olduğunu belirten geleneksel bir elbise giyerler Çok güzel ve yakışıklıdırlar Sirius sistemi altı klandan oluşur 1 Spiritüal Savaşçı Klan 2 Bilim Klanı 3 Bilim mühendisliği Klanı 4 Yönetim Klanı 5 Yaşam Bilimleri Klanı 6 Yaşam Bilim Mühendisliği Klanı Siriusluların insanlarla iletişime girmelerindeki amaçları; iki bin yılından sonra Güneş Sistemi ve dünyanın bir foton/ışık zerrecikleri kuşağına gireceğini, bu nedenle insanların ruhsal gelişme yönünden büyük bir değişime uğrayacağını, bunun sonunda da bütün uzaylıların katılacağı “Galaktik İnsan Uygarlığı” kurulacağını haber vererek insanları bu “Altın Çağ’”a hazırlamaktır (Galaktik İnsan adlı kitaptan özet olarak) RA ADLI TOPLUMSAL BELLEK BİLEŞİMİ Kendisini RA olarak tanıtan ve dar bir titreşim bandından iletişim yaptığını belirten bu uzaylı varlık, zamanın bir parçası olmadığını, Bir’in Yasası’nı insanlara anlatmak için hizmet verdiğini, dünya insanları ile iletişim kurmasının çok eskilere dayandığını bildirmiştir Eski Mısır’da Bir’in Yasası’nı yürürlüğe koyabilecek bir varlıkla iletişim kurmuş olan RA Gurubu, o zamanın rahipleri ve insanları mesajlarını çarpıttıkları için geri çekilmişlerdir Çünkü birliğin doğasının özünü oluşturan şefkat ve merhameti insanlar yok etmişlerdi Mısır’da iletişim kurdukları kimse, on sekizinci hanedandan Ammon Khaten adındaki firavundu (Ammon Khaten, daha sonra Mısır’da kendisine tapınılan güneş tanrısı Amon Ra olacaktır)Mısır’ın büyük piramitleri, Ra Adlı Toplumsal Bellek Gücüyle inşa edilmiştir Taşlar canlıdır Ölümsüz büyük kayadan yapılmıştır (Ra Bilgileri adlı kitaptan özet olarak) Bunlardan başka kendilerini Pleiadesliler, Orionlular, Arkturuslular, Maldekliler, Marslılar, Andromedalılar, Erudanuslular, Lepuslular, Canis Minorlular ve daha pek çok bilmem nereliler olarak tanıtan uzaylılar bulunmaktadır Hepsine burada yer vermemize imkân olmadığı için yalnızca adlarını bildirmekle yetindik UZAYLILARIN BİLDİRİLERİNDE BULUNAN ORTAK YÖNLER Uzaylıların insanlara medyumlar kanalıyla dikte ettirdikleri bildirilerdeki ortak yönler şunlardır: 1 Erkek ve dişi olarak hepsi de insana benzeyen varlıklardır 2 Suptil/latif bir yapıda ışınsal bir bedene sahiptirler 3 Çok ileri düzeyde teknoloji ve uygarlıkları vardır 4 Son derce gelişmiş ruhsal güçlere sahipler 5 Üstat denilecek düzeyde bilge kimselerdir 6 Ölüm onlar için yeni bir ruh-beden formuna girmektir 7 Dünya insanlarını çok sevmektedirler 8 Yalnızca medyumlar kanalıyla iletişim kurabilmektedirler 9 Rehberlik ve yol göstermek amacıyla dünyaya inmektedirler 10 İnsanlarla evlenmeleri mümkündür 11 Reenkarnasyon her canlı için geçerlidir 12 Meditasyon ruhsal gelişmeyi sağlayan en iyi bir yoldur 13 Ufolar kendilerinin galaksiler arası yolculuk yapma araçlarıdır 14 Milattan önceki zamanlarda insanlarla iletişim kurmuşlardır 15 Mısır ve Orta Amerika’daki piramitler onları eseridir 16 Dinler üstü bir felsefe ve öğretileri vardır 17 Dünyanın ve insanlığın bilinmeyen tarihlerini çok iyi bilmektedirler 18 İnsanın hür iradesi ve kaderi üzerinde bir baskı kurmak istemezler 19 Bazı konuları, anlamanın zorluğu veya yanlış anlaşılması gerekçesiyle anlatmazlar 20 İnsanların kendilerinden çok geri olduklarını sürekli ima ederler BİLDİRİLERDEKİ TUTARSIZLIKLAR “Ra Bilgileri” adlı kitapta ilk insanların, kızıl gezeğen denilen Merih/Mars’tan bundan 75 bin yıl önce enkarne yoluyla dünyaya geldikleri belirtilmiştir “Galaktik İnsan” adlı kitapta ise ilk insanların, Vega Sisteminin dördüncü gezeğeninin okyanuslarında yaşayan primatlar üzerinde yapılan genetik değişiklik sonucu meydana geldiği bildirilmiştir “Vega İnsanı” da denilen ilk insanlar Güneş Sistemimize gelerek, o zamanlar “Hiborniya” adıyla bilinen dünya üzerinde bir milyon yıl süren bir uygarlık kurmuşlardır Bu uygarlık dinozorumsu ve sürüngenimsi iki ırk tarafından yok edilmiştir Çok uzun süren bir zamandan sonra galaktik insanlar, insan olmayan bu iki ırkı tamamen ortadan kaldırarak yeniden dünyaya hâkim olmuşlardır Bundan 900 bin yıl önce gerçekleşen insanın dünya hâkimiyeti, Pasifik okyanusunda bulunan Lamurya Kıtasında başlamış ve Lamurya Uygarlığı geliştikçe insanlar diğer bütün kıtalara dağılmışlardır Ra Bilgileri adlı kitaba göre dünya ikinci yoğunluk derecesinde bir yerdi Önceleri dünyada bitki ve hayvanlardan başka canlı varlık yoktu Bunlar da son derece gelişmiş varlıklardı Evrim sonucu insana benzeyen iki ayaklı bir varlık ortaya çıktı Bunlar şu anda bile insan girmeyen ormanların derinliklerinde yaşamaktadırlar Parlak gözlere sahip olan bu varlıklar, insanlardan gizlenme konusunda çok ustadırlar Maldek Gezeğeninden gelen ve insan olmayan iki ayaklı bir varlık daha vardır Bunlar da yer altının derin geçitlerinde yaşamaktadırlar Bunlara “Koca Ayak” denilir “Galaktik İnsan” adlı kitaba göre; yeryüzü ikinci yoğunluk derecesinde bulunduğu sırada bundan 18 milyon yıl önce yaratılmış, çok zeki ve akıllı memeliler gurubu yaşardı Bu memeliler gurubu, ilk tarımla uğraşan, bugünkü balina ve yunusların karada yaşayan ilk ataları idi Bunlardan başka 26 milyon yıl önce Orion takımyıldızının Bellatriks Sisteminden gelen Dinozor gurubu ile Sagittarius takımyıldızından gelen sürüngen gurubu da dünyada yaşayan çok zeki ve akıllı varlıklardı DEĞERLENDİRME Bunca tutarsız bilgilerden başka, doğruluğu hiçbir zaman kanıtlanamayacak saçmalıklarla dolu bu bildirilerde doğru ve gerçek bilgilerin de yer alması, bu bildirileri okuyanların yanılmalarına neden olmuştur Bu yüzden UFO fenomenlerine ve uzaylı yaratıklara inanan insanlar çoğalmıştır Söz konusu bildirilerin, İslâm inanç esaslarına ters düşen düşünce ve inançları da yaydığını görüyoruz Bu bildirilere göre; Sonsuz Yaratanın sevgisine, idrâke, hizmet etmeye, gerçek isteğin ne olduğunu anlamaya ulaştıracak tek yol meditasyondur Önceleri zor gelen meditasyon, sürekli yapılmaya alışıldıktan sonra vazgeçilmez bir yaşam biçimi olacaktır Yüksek varlıklarla iletişim kurabilmek için meditasyon yapmak şarttır Medidatif durumu sürekli koruyabilmek için de klasik meditasyon yöntemleri uygulanmalıdır Meditasyon, her şeyin mutlak birliği ve Yaratanın parlak beyaz ışığı üzerine yapılmalıdır Meditasyon yoluyla insan, geçmiş enkarnelerini/dünyaya gelişlerini hatırlayarak hata ve doğrularını bulabilir, şimdiki ve gelecekteki yaşamına daha iyi hazırlanabilir Meditasyon, ruhsal gelişme ve olgunlaşma sürecini başlatan kutsal bir çalışmadır “OM” mantrasını/zikrini çekerek meditasyon daha yararlı bir biçime sokulabilir Uzaylılarla iletişime girmeden önce medyumun baş düzeyine gelecek şekilde bir masaya sırasıyla İncil, mum, tütsü ve su dolu bir bardak konur Sonra İncil’den bir bölüm okunur Mum ve tütsü yakılır Medyum transa girdikten sonra artık iletişim başlamıştır Galaktik İnsan adlı kitabın yazarının, medyum kanalıyla melekler, büyük ruhsal varlıklar, uzaylı yaratıklar veya ölmüş kimselerin ruhlarından alınan bildirilerin ve bu bildirilerde yer alan bilgilerin doğru ve değerli olup olmadıklarına karar vermeyi okuyucularına bıraktığını görüyoruz Söz konusu bildirilerdeki bilgileri savunmakla birlikte, kendisinin bile kuşku duyduğunu ima eden yazar haklı gibidir Kaldı ki bir müslümanın bunları körü körüne kabul etmesi düşünülemez bile Medyumlar kanalıyla alınan bilgiler, hemen her toplumda tartışmalı olarak ele alınmış ve çoğu bilim adamlarınca da reddedilmiştir Çünkü insanları sevdiklerini ileri süren, rüyalar yoluyla veya bazen ışıklı, bazen fiziksel bir görünüşle insanların karşısına dikilen bu varlıkların, kendilerini her ne kadar uzaylı yaratıklar olarak sunsalar da kimler oldukları bilim çevrelerince henüz açıklığa kavuşturulamamıştır Bize göre bunlar cin ve şeytanlardan başkası değildirler “Görevimizin en önemli işlevi gerçeği kanıtsız bir biçimde sizlere sunmaktır” diyen bu sözde uzaylıların, inancımıza ters düşen saçmalıklarına örnekler vermek istiyoruz v Var olan her şey Yaratanın bir parçasıdır v İlk düşünce sevgidir Bizler sevgi ile bütünleşince birbirimizi, arkadaşlar veya kardeşler olarak değil, daha ideal biçimde Yaratan olarak görürüz v Dünya insanın eseridir Çünkü dünyayı yaratmak isteyen oydu ve bu onun için de çok yararlı olmuştur v Siz ve Yaratanınız birsiniz v Dostlarım her şey birdir… Size sunduğum titreşim, inanın ki Yaratanın titreşimidir Sonuç olarak belirtmek gerekirse; insanlara sürekli meditasyonu öneren, yalnızca medyumlar kanalıyla iletişim kurabilen ve insanlığa kurtuluş reçeteleri sunan insan âşıkı bu boyutlar üstü varlıklar kesinlikle uzaylılar değildir Çünkü uzaylıların varlıklarına bugüne kadar bilimsel bir kanıt bulunamamış, Kur’an ve Sünnetle İslâm evliyasının sözlerinde ima yollu da olsa uzaylılar hiç anılmamıştır Öyle ise bu sözde uzaylılar, cin ve şeytanlardan başkaları değildir Uzaydan geliyor görüntüsü verilen Ufolar, gerçekte yer altından çıkıp yine yer altına girmektedirler Bu gerçek pek kısa bir zaman sonra anlaşılacaktır |
|