Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cehenneme, git, kalbini, odun, taşları, utandırdığın, yetti

Taşları Utandırdığın Yetti Al Kalbini Git Cehenneme Odun Ol

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Taşları Utandırdığın Yetti Al Kalbini Git Cehenneme Odun Ol



Taşlar sözünde durur Nereye koyduysak, öylece kalır orada Yerinde ağırdırlar Hangi biçimi verdiysek, sadık kalır yonttuğumuz haline Beklerler bıraktığımız yerde bizi Kaypaklık etmezler Dönmezler verdikleri sözden Ama senin kanlı dudağından çıkınca söz , "söz" olduğuna utanıyor

"Dönmek" bile dönüyor anlamından "Cayma" kelimesi kendi yüzüne bakamaz hale geliyor Senin durduğun yere ayakucuyla bile girmekten korkuyor vaadler Fırıldakların başı dönüyor senin dönekliğine bakınca

Güvenilir taşlara Emniyet verirler Yaslanırız kucaklarına Sırtımızı dayarız hiç kuşkulanmadan Omuz verirler umutlarımıza Sert olmaya serttirler ama güleç yüzlerini gösterirler duvar oldukları odalara Olduğu gibi görünür, göründüğü gibi dururlar Ama senin yüzün duvardan da duvar Soğuk Isınmıyor Sırtımızı dönmeye gelmiyor İnsafın kelimesine bile oda olamıyor kalbinin katılığı Aldatıyor "aldanma"yı bile Kancık köpeklerin kuyruğuna kuyruk oluyor kanla çapaklanmış kirpiklerin

İnsaflıdır taşlar yine de Sular dokununca sırtına, eğilir, erir, yol olurlar İncecik kökler değince ayak uçlarına, bölünür, dağılır, toprak olurlar Tazecik filizler dokununca omuzlarına, dönüp bakar, yol verir, çatlayıverirler ortasından Göz göz pınarlaşır yumuşacık dudaklara değesice Dereler boyu yoldaşlık eder su serinliğine Ama senin şom ağzından kin ve nefret akıyor Senin yüzünü görünce tebessümler donuyor, umutlar kaskatı kesiliyor Kalbin insafı un ufak ediyor, kovuyor, yok ediyor İnsaf yüzünün uğursuz kıvrımlarında boş yere yer arıyor kendine

Çocukla çocuk olur taşlar Kibirlenmezler Ele avuc a gelirler Hoplayıp zıplarlar Sapan taşı olup sevindirirler çocukları Çakıl gibi ufalanıp yastık olur çocukça koşmaların kıyısında Ama senin kalbinin olduğu yerde ufalanıyor çocukça mutluluklar Senin kalbine değen kibir de utanıyor, kin bile kirleniyor Kalbinden taşan ateş çocuk ellerini yakıyor, bebe yüzlerini parçalıyor Sevinçleri doğduğuna pişman ediyor

Gölgesi olur taşların Serinlik sunarlar yanı başına gelenlere Ateşi perdelerler Yangından uzak tutar evleri, odaları Soğurur alevleri Ama senin kalbinin gölgesi bile yok Gölgesinin değdiği yeri bile ateş topuna çeviriyor Azıcık serinlik vaad edec ek olsa, gölgeleri bile kıskanıyor,kavuruyor Gölgen bile alev alev yanıyor, yakıyor

Yapıcıdır taşlar Üste üste koyabiliriz onları Yerlerini bilirler Altta kalan üstteki kardeşinin hatırını bilir Üstteki alttakinin üstüne en fazla kendi ağırlığını bindirir Ama senin kalbin utanmaz, arlanmaz yıkımlar pompalıyor kuruyasıca ellerine Altta kalmaya razı değilsin, nefret üstüne nefret yığıyorsun Üste çıkınca hepten azıyorsun "Ayak yolu"na bile döşenmez senin kalbin Basmaya bile değmez üstüne Daha ayakkabılarım değmeden kirletiyor, pislik püskürtüyor suratından

Hatır bilir taşlar Toprağımızı beklerler Kabrimizin başında nöbet tutarlar Adımızı kazısak üzerlerine, unutmaz, unutturmazlar Yüzümüzü yontsak yüzlerine, kansız da olsa, cansız da olsa, gülümserler, bakarmış gibi yaparlar Enselerini dönmezler yüzlerimize Tükürmezler Ama senin kalbin ne bebek ağlayışına kanar, ne anne çığlığına yanar Soğuğu bile titretir senin kalbin, buzları buz kestirir Balgam bile iğrenir taş kesilmiş kalbinin ifrazatından

Utanır taşlar Çeşme olup ağlarlar Kıvrana kıvrana yola düşerler Kaldırımlarda kimsesizlere yoldaşlık ederler Köprü altlarında yetimlere teselli sunarlar Çıplak ayakları yumuşacık, sıcacık okşarlar Ama senin kalbin taşları bile utandırır Senin kalbin taşların başını yarar, taşları korkutur Senin kandan heykelin, senin ateşe kesilmiş etin taşların kalbini çatlatır, yuvalarından kaçırır

Değil mi ki senin soyundan kimilerinin cürümleri, katı taşlardan daha da katı etmişti kalpleri, soyun gibi sen de taş ol! Değil mi ki, taşın Yaradan'ı, kalplerin Yaradan'ı, senin ve kimi atalarının kalplerini örnek gösterdi katılıkta taşlara, o ataların gibi sen de defol! Değil mi ki, taşlar sağırlıkta, soğuklukta, duyarsızlıkta geri kaldı soydaşın zalimlerin kalplerinin yanında, sen de yok ol!

Kalbini uzak tut taşların başından Taş ol Kalbini sök ve al bizimkilere benzeyen bağrından Al , o çaresiz çocukların attığı taşlardan birini de kalbinin yerine koy Def ol yeryüzünden, ufalanıp toz ol! Çek o utanç heykeli yüzünü aynalarımızdan Bizimkini andıran, "insan" sanılan, kokuşmuş cesedinin içinden kaç Yok ol! Senin taş kalbinden merhamet umanlar taş olsun Senin alev kesilmiş dudağının ateşkesine inananlar ateş olsun Çekil aramızdan Uzak dur göğümüzden Al ,o tedavülden kalkmış "insan"lığını Al, o taşları utandıran kalbini de, git, göğsündeki taşınla, soyunu da utandıran kahrolası "insan"lığınla cehenneme yakıt ol! İçim serinliyor ilk defa cehennemin varlığından Haykırdım kaç kere: "Seni seviyorum cehennem" Sayende Sayende Senin sayende

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.