Hayaller Gerçek Olsa |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hayaller Gerçek OlsaHayaller Gerçek Olsa Öyküsü - Derin Duygular - Ayhan Sarıkaya - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü Üniversiteyi bitireli altı ay olmuştuBaşarılı bir öğrencilik dönemi geçirmiştiİlerisi için büyük hayaller besliyorduÖğrenciyken Üniversiteden öğretim görevlisi olarak kalması için kendisine teklif geldiğinde tereddütsüz hayır yanıtını vermiştiBelirli kriterler altına girmeyi sevmeyen;doyasıya,sınırsız hür olmayı yeğleyen bir mizaca sahipti Doğayla iç içe olmak,benliğindeki gizemli dünyasında hiçbir baskıya maruz kalmadan çevreden gelebilecek her türlü kısıtlamalara rağmen özlemini çektiği engin denizlerde yelken açmak misali hayallere kapılırdı İçindeki bu dizginlenemeyen tutkusu yüzünden KPSsınavlarına girip devlet memuru olmayı da hiçbir zaman düşünmediArkadaşları KPSsınavında en yüksek notu alıp baraj puanını geçmek suretiyle devlet memuru olmanın telaşı içerisinde kıvranırlarken O,hiç tınlamazdı bile Kaprisi yoktuBasit olan küçük şeylerle yetinmesini bilir ve onlardan kendi felsefesine göre mutluluklar yakaladığında sevinirdiGörünüşte pozitif bir porte çiziyordu Kötü alışkanlıklarından sadece sigarası vardıKumardan hiç hoşlanmaz,ara sıra efkarlandığında ise bir iki kadeh alkol aldığı olurduSigara meretine her zaman soğuk bakardı ama alışmıştı bir kezKopamıyordu Sigaraya başlangıcı,son flörtüyle ayrıldığı ana çakışıyorduBirinden ayrılırken,diğerine başlamıştı doğrusuÜniversite son sınıfta iken sarışın bir kızla flört etmeye başlamıştıİlk aşkı değildiOnu zaten çoktan unutmuştuBu,dördüncü ya da beşinci flörtüydüİlk zamanlar,her şey güzel gidiyorduOrtak değerlerde uyum içerisinde olduklarını hissediyor,birbirlerine yakınlıkları daha da artıyor gibiydi Zamanla flörtüne çılgın gibi aşık olduğunu hissettiFakat bu aşkını alenen, kıza söyleyemediHep gizledi,hep içine attıBilinç altındaki korkuları kendisini göstermeye başlamıştı,yavaş yavaşAşkını kendi özneleri içerisinde hapsetmiş"Benim olmalı" diye sahiplenme egosuna yenik düşmüştüBu durumu ise kendi zayıflığının göstergesi olarak kabul ediyordu ayna zamanda Bir müddet sonra sessiz sedasız bir şekilde kız arkadaşı,başka biriyle flört etmeye başlayınca her şey bitmiştiAşkınının karşılık görmediğini ve tek taraflı olduğunu algılamış "Neden bir başkası?" diye gereksiz soru yöneltmemekle kendi asaletinin yerlerde sürünmesini önlemiş olduBu sabrı ve başarıyı da göstermişti doğrusu Ne kadar olumsuz etkilenmemiş görünse de aşkının,yüreğinde yaratmış olduğu tahribatın varlığını kabulleniyorduBu, acı da olsa bir gerçektiVe nihayetinde efkar dağıtsın diye içilen bir sigara,beraberinde sigara paketini yaka cebinde taşır hale getirmişti Okulu bitirdikten sonra da memleketi Tokat'a dönmemiştiEvin bir erkek çocuğu olduğu için; babası,bir dediğini iki etmiyor yine aylık harçlığını göndermeye devam ediyorduBu asalaklık,yaşam felsefesine ters düşüyordu ama yine de bir gün babasının emeklerinin karşılığını misli misli ödeyeceğine inancı tamdı Değişik özel sektörlere gidip iş talebinde bulunduBazıları ,askerliği bazıları da deneyimsiz olmasını engel olarak ileri sürdüler Son olarak baş vurduğu özel sektörde ise en az iki yabancı dili anadili gibi konuşması şartı aranmıştıBuradan da havasını almış,eli boş dönmüştü Bir iki başarısız girişimi daha olmuştu,hepsi o kadarYavaş yavaş hayallerinin gerçekleşemeyeceğini idrak etmeye başlamıştı Birden bire kendisini boşlukta hissetmeye başlamış,bir virüs beynine girip yavaştan yavaştan yaşama dair olumlu algılamalarını kemirmeye başlamıştı adeta Nasıl sürüklendiğini kendisi de anlayamadıBohem hayatın içerisinde kendisini bulduSon günlerde üçüncü sınıf pavyonlara takılmaya,o alemin içerisindeki kadınlarla ahbaplık kurmaya başlamıştıOnların gizemli dünyasına giriyor sanki yeni bir uğraş alanı bulmuşcasına onlarla zamanının çoğunu geçirmeye çalışıyorduHatta bir gece aynı masada oturup çakır keyif olduğu anlardan birinde samimi olduğu takma adı Oya olan kadınla içli dışlı samimi sohbetlerini sürdürüyorduBirden bire: "-Bu batağın içerisine nasıl düştünüz?Sizler birer kader kurbanlarısınız" Oya,karşı savunmaya geçmişti bile: "-Biz düştük düşmesine ama senin gibi kerizler nasıl düşüyorlar bir türlü anlayamıyorumBir duble rakıyı normalinden dört misli fahiş fiyata içiyorsunuzAnladın mı kimin düştüğünü,kimin düşmediğini?" Oya'nın bu okkalı sözleri karşısında yaşamı tekrar sil baştan farklı algılamaya başlamıştıHiç bir şeyin kendi hayal ettiği gibi gitmediğini ve gitmeyeceğini kabullenmişti artık Kendisine gerçeklerin içerisinde yön vermeye başlayacağına ve başka çaresi olmadığına inanmıştı Yaşam,yalın ve acımasızdı Ayhan Sarıkaya |
|