|
|
Konu Araçları |
arasına, bırakacağım, dişlerimin, gizli, miras, öfkeler |
Dişlerimin Arasına Gizli Öfkeler Var Sana Miras Bırakacağım |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Dişlerimin Arasına Gizli Öfkeler Var Sana Miras BırakacağımKenarlarında dikenli düş çukurları olan bir aşk ; umutsuzluğun mayınlı sözcüklerle çevrelendiği,bir masada oturuyorVe suskun kalpler korkarcasına susuyor, cesur duruşlarıyla Çünkü her kelime mayına atılan bir adım oluyor, titreyen dudaklarda Sığındıkları tek liman konuşmak oluyor ; susarak ! Önce kız konuşuyor içinde ; karşısındakinin içine yol alıp : ''Dişlerimin arasına gizli öfkeler var, sana miras bırakacağım" Saçlarımda gecemin sen kayıpları,uçsuz sarkaçlar uzuyorYolumun üstüne düşmüşken aşk,ellerim tutuk kaldı ardınaGözümden akmışken bu sevda,dilsizliğim söz olduYamaçlar büyüttüm sonra,bırakıp gidince sarılacağımBir boşluktu gözlerin,gün geçtikçe tutunacağım Ne zaman gittin benden, usul usul yer etmiştin oysa içimdeGöremediğim, söyleyemediğim neydi sana? Keşke bu kadar yalnız olmasaydımOysa ben heryeri sana ayırmıştımMeğer sen, ne çok kalabalıkmışsınYitik fırtınalar sakladım bağrıma, gözlerine baktıkça durgunlaşanÇöllerim adını sayıkladı,içimdeki sahradaSonra kurudu ömrümün son gülü,sususz kaldım okyanuslaraŞimdi alnımdaki kavga küsmüşlük soluyor gittiğin mevsimlereBir şarkıyla tutuşuyor içimdeki yangınBir avuç tuz oluyor bu veda,sol yanımdaSızılı bir sevmek sızıyor ellerimden,sen dönüp gittiğin an ! Gözlerin ayrılığın biletini kesiyor,kalbimdeki tren raylarında Ve ben 'Gitme!' diye bağırsam da intiharlar bulaşıyor avazıma'' Bir aşkın enkazında kalan yüreğiyle tutundu, vedaları avuçlarına bırakan adamın gözlerine Bir çizgiydi ayrılık, üstünden düşmeden yürüyeceğiSarsıntılara meydan okuyarak yürümeliydi Yoksa ayakları bu ayrılığın boşluğuna düşecekti Tam düş(üş)ünden tuttu adam sözlerinin : ''Zamansız girdi gözlerin, düşlerle örttüğüm gecemeBir hıçkırıktı çaresizliğin,geldin ve yerleştinSormadın bendeki hüznü, aşka küsmüşlüğümüSessizce daldın, büyüttüğün bu masalın koynunaBen sana uyanma demedimGözlerindeki sevginin altında ezildimOysa içimde taşıdığım ölünün ellerine değmiştinGel-gitler çoğalttım seninle aramdaBarış yelkenleri vardı yüreğinde, kırgınlıklarımı suya indiren Duvarlar ördüm yıkılası suskunluğumda; anahtarlarını gömdüm, beni içerde bırakan kapılarımınGüncemdeki darp izlerini koyup sayfalara, kalemimde sildim geçmişin tüm sancılarını'Unutmak için yazdım, yazmak için unuttum'Sonra habersiz bir sabaha gözlerini düşürdümHangi iple çıkmalıydım bu kuyudan? Herşeyi bir bıçak gibi kesip atan itaatini mi, ruhunun başkaldırılarını yorgun yüreğimin dizlerine yatırışın mı ?Yoksa sahipsiz gidişlere bağrını açan, uslandıran şefkatin miYeri dolmaz sancılarımı dize getirmek değildi niyetinAma uysal bir deprem oldu hüznüm, ellerin değince Sana 'Git!' desem ; öksüz kalacak yine sol yanımAvunmayacak yıllanmış avuntularımSana 'Gitme!' desem sol yanım hep ihanet edecek, içinde nefes verdiği ölüyeCesedimin bakışındaki ben,yakacak gözlerini'' Hava boşluğunda kırıldı tüm sözler,uzayıp gitti yüreklerZaman eritmeye başladı hüznü, tadı kaçmış bir sevdadaBitti sus-pus oynu, aşk sobelendi göz çukurlarında Ve iki ebe kaldı tek başına, ayrılığın giderken bıraktığı gözyaşlarında MaviEylül |
|